spor hukuku

Yargıtay: “Sporcu Sözleşmelerinden Doğan Uyuşmazlıklarda İş Mahkemesi Görevlidir”

Resmî Gazete’nin bugünkü sayısında sporcu sözleşmelerinde tahkim şartı ve görevli mahkemeye ilişkin ilginç bir Yargıtay kararı yayınlandı.

Bu karar spor hukuku açısından çok önemli.

Yargıtay kararı bazı soruları gündeme getirdi:

  • Kulüp ile profesyonel sporcu arasındaki sözleşmenin niteliği nedir?
  • Profesyonel sporcu sözleşmesinde tahkim şartı öngörülebilir mi?
  • Profesyonel sporcu sözleşmesinden doğan ücret alacağının tahsili için Türkiye Basketbol Federasyonu veya bir başka federasyon görevli kılınabilir mi? Sporcu, alacağın tahsili için federasyona başvurmaya zorlanabilir mi?
  • Profesyonel sporcu sözleşmesinde yer alan tahkim şartı geçerli midir? Sporcu, tahkim şartına rağmen devlet mahkemesine başvurabilir mi?
  • Profesyonel sporcu sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklar için hangi mahkeme görevlidir?

Yargıtay bazı sorulara cevap vermiş.

Önce olayı anlatayım.

Basketbol oyuncusu Dilan Çelik ile Kastamonu Basketbol Spor Kulübü Derneği arasında sözleşme imzalanmış.

Sporcu, ücret alacağının ödenmemesi sebebiyle icra takibi başlatmış. Davalı kulüp takibe itiraz etmiş. Sporcu, itirazın iptali ve takibin devamı için asliye hukuk mahkemesine başvurmuş.

Kulüp, davacı ile aralarındaki sözleşmede “uyuşmazlıkların basketbol federasyonunca inceleneceğine” dair hüküm bulunduğunu savunarak, tahkim ilk itirazında bulunmuş.

Asliye hukuk mahkemesi, sözleşmede tahkim şartı bulunması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş.

Yargıtay, 7036 sayılı Kanun uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğunu, davanın iş mahkemesinde açılması ve tahkim ilk itirazını iş mahkemesinin değerlendirmesi gerektiğini, asliye hukuk mahkemesinin görevsizlik karar vermesi gerekirken davanın usulden reddine karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu belirtmiş.

Bu kararda değerlendirilmesi gereken birkaç nokta var.

1) Kulübe bağlı çalışan profesyonel sporcu, işçidir:

Yargıtay, kulüp bünyesinde ücret karşılığı çalışan profesyonel sporcuların işçi olduklarını belirtmiş.

Yargıtay’ın bu tespiti doğru.

Her ne kadar ülkemizde bazı spor hukukçuları profesyonel sporcuların işçi olmadıklarını iddia etseler de, bu meslektaşlar – çok şükür – azınlıkta.

Konu hakkında uzun yazmayacağım. Daha önce yayınladığım yazımı okuyabilirsiniz.

2) Yargıtay, kanunun adını yanlış yazmış:

Yargıtay, “7036 sayılı İş Kanununun göreve ilişkin 5/1/a maddesi” uyarınca iş mahkemesinin görevli olduğunu açıklamış.

Yargıtay, kanunun adını yanlış yazmış.

7036 sayılı Kanun, İş Kanunu değildir. Bu kanunun başlığı İş Mahkemeleri Kanunudur.

3) Kanun, tahkim şartını ortadan kaldırmaz:

Yargıtay’ın ne dediğini doğru anlamak gerekiyor.

Twitter’da bir hukukçu bu kararı “Sözleşmeli sporcunun ücret alacağından doğan uyuşmazlıklar hakkında, tahkim şartı olsa bile 25.10.2017 tarihinden sonra açılan iş davalarında görevli mahkeme iş mahkemesidir.” şeklinde duyurmuş.

Bu ifadeyi düzeltmek gerekir.

Yargıtay, tahkim şartına rağmen iş mahkemesinin görevli olduğunu ifade etmedi. Yargıtay, davanın asliye hukuk mahkemesinde değil, iş mahkemesinde açılması gerektiğini; tahkim itirazını iş mahkemesinin değerlendirmesi gerektiğini açıkladı. Yargıtay, İş Mahkemeleri Kanununun yürürlüğe girmesi ile tahkim şartını geçersiz hale geldiği, tahkim şartı olmasın rağmen iş mahkemesinde dava açılması gerektiği yönünde bir açıklama yapmadı.

4) Tahkim şartı geçersiz:

Asliye hukuk mahkemesi, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan “uyuşmazlıkların basketbol federasyonunca inceleneceğine” dair düzenlemeyi tahkim şartı olarak değerlendirmiş.

Uyuşmazlığın federasyonca değerlendirileceğine dair düzenleme tahkim şartı mıdır?

Kanımca bu tahkim şartı geçersizdir. Zira Türkiye Basketbol Federasyonu’na tahkim görevi yükleyen yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca federasyon bünyesinde, Türkiye Futbol Federasyonu’ndan farklı olarak, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu gibi bir kurul bulunmamaktadır.

Federasyona yetki veren düzenlemenin tahkim şartı olduğu kabul edilse bile, bu tahkim şartının geçerliliği tartışmalıdır.

Yargıtay’ın konuyla ilgili çelişkili kararlar verdiği, içtihat yaratamadığı görülmektedir.

Yargıtay, “sözleşmenin kuruluşunda bizzat sözleşme içeriğinde tahkim şartı öngörülmesi halinde işçi, işverene bağımlı durumda bulunmakla tahkim şartının işçiyi bağladığından bahsedilemez” demiştir.

Yargıtay bir başka kararında “antrenör veya teknik direktör ile işveren arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için, bu kişilerin bağlı bulundukları federasyonun yönetmelik veya genelgelerinde özel hukuk veya tahkim kurulunun öngörülmesinin iş mahkemesinin görevini ortadan kaldırma(yacağını)” kabul etmiştir.

Yargıtay bir diğer kararında “Federasyon ile kulüp, federasyon ile hakem, sporcu, teknik direktör, antrenör, idareci ve benzeri spor elemanları ile kulüpler arasında çıkan uyuşmazlıklar için federasyonun kendi özel kanunlarında veya hukuk talimatlarında özel kurullar ve tahkim şartı benimsen(mesi halinde) sporcu, antrenör gibi kimselerin işverenleri olan kulüplerle ilgili uyuşmazlıklarda öncelikle bağlı olduğu federasyonun kurullarına başvurması gerek(tiğini)” benimsemiştir.

Yargıtay’ın kararları dikkate alınırsa, Yargıtay sporcu sözleşmesinde spor federasyonunun görevli olduğuna tahkim şartının geçerliliğini sadece ilgili federasyonun mevzuatında bu yönde düzenleme olması ve federasyonda özel kurullar olması ihtimalinde tartışmaktadır. Federasyonda tahkim kurulu, uyuşmazlık çözüm kurulu gibi kurullar yok ise, kulüp ile sporcu arasındaki sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların federasyon tarafından çözümleneceğine dair düzenleme tahkim şartı olarak kabul edilmeyecektir.

Federasyon bünyesinde tahkim kurulu yer almadığına göre, işveren işçiyi federasyona başvurmaya zorlayabilir mi?

Zorlayamaz.

Taraflar arasında tahkim şartı olduğu kabul edilse bile, Yargıtay iş sözleşmesindeki tahkim şartını ya geçersiz kabul ediyor ya da işçinin mahkemeye başvurma hakkının ortadan kaldırmadığını belirtiyor.

Sonuç olarak, asliye hukuk mahkemesinin tahkim şartını kabul etmesi hukuka aykırıdır.

İş mahkemeleri de kulüp ile sporcular arasındaki sözleşmelerde yer alan bu tür tahkim şartlarının geçerli olmadığı ya da sporcuların devlet mahkemesine başvurma hakkını ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle sporcuların açacakları ücret alacağı davalarını kabul etmek zorundadır.

5) Dava şartı arabuluculuk atlanmamalı:

Kulüp ile profesyonel sporcu arasındaki sözleşme hizmet sözleşmesidir. Hizmet sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda iş mahkemesi görevlidir.

Dava açmaya karar verilmesi halinde, çok önemli bir hususa dikkat etmek gerekiyor.

Kulüp veya profesyonel sporcu, işçi veya işveren alacağı ve tazminatı talepli dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmektedir.

– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – — – –

Yargıtay’ın kararını aşağıda paylaşıyorum.

Yargıtay 3. Hukuk Dairesinden:

ESAS NO : 2020/7165

KARAR NO : 2020/5239

TÜRK MİLLETİ ADINA

YARGITAY İLAMI

İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ: KASTAMONU 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

TARİHİ: 27/11/2018

NUMARASI: 2018/302-2018/380

DAVACI: DİLAN ÇELİK VEKİLİ AVUKAT ZEYNEP YURT

DAVALI : KASTAMONU BASKETBOL SPOR KULÜBÜ DERNEĞİ VEKİLİ AVUKAT OSMAN YİĞİT ÇINAROĞLU

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükmün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

YARGITAY KARARI

Davacı, davalı spor kulübünün sözleşmeli sporcusu olduğunu, 1.375,00 TL ücret alacağının davalı spor kulübü tarafından ödenmediğini, bu nedenle başlattığı takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir.

Davalı spor kulübü, davacı ile aralarındaki sözleşmenin 8.maddesinde uyuşmazlıkların basketbol federasyonunca inceleneceğine dair hüküm bulunduğunu savunarak, tahkim ilk itirazında bulunmuştur.

Mahkemece, sözleşmede tahkim şartı bulunması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş; miktar itibariyle kesin olan hüküm, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istemi ile temyiz edilmiştir.

Görev, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden dikkate alınabileceği gibi taraflarca da davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 116’ncı maddesinin (b) bendine göre ihtiyari tahkimde uyuşmazlığın tahkimde görülmesi gerektiğine ilişkin itiraz, ilk itiraz niteliğinde olup, l 17’nci maddenin ikinci fıkrası gereğince, ilk itirazların, dava şartlarından sonra inceleneceği açıkça hükme bağlanmıştır.

7036 sayılı İş Kanununun göreve ilişkin 5/1/a maddesinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun ikinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen, hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarında görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu hükme bağlanmıştır. Yine aynı kanunun 38′ inci maddesinde de görevi düzenleyen 5′ inci maddesinin yayın tarihinden itibaren yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.

O halde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işverenler arasındaki iş ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda, 7036 sayılı Kanununun 5’inci maddesinin (a) bendinde ve 38’inci maddeleri gereğince 25/10/2017 tarihinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme iş mahkemeleridir.

Somut olaya bakıldığında; davacının, hizmet sözleşmesi gereğince davalı Spor Kulübünde profesyonel sporcu olarak görev yaptığı, 7036 sayılı Kanunun 25/10/2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 18/09/2018 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, davada görevli mahkeme iş mahkemesidir. İlk itirazı değerlendirecek olan mahkeme de görevli olan iş mahkemesidir. Mahkemece bu husus resen dikkate alınıp, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, tahkim ilk itirazı üzerine “davanın usulden reddine” karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına temyiz talebinin kabulü gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile Kastamonu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 27.11.2018 tarih ve 2018/302 E., 2018/380 K. sayılı karanın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, 01/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumunuzu Paylaşın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: