7499 Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 12 Mart 2024 Tarihli ve 32487 Sayılı Resmî Gazete‘de yayımlandı.

Bu kanun ile, İcra ve İflas Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Türk Medeni Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, Türk Ceza Kanunu, Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, Ceza Muhakemesi Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun, Kabahatler Kanunu, Çocuk Koruma Kanunu, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu değiştirildi.

Bu kanun değişiklikleri özellikle iki açıdan spor camiasını da ilgilendiriyor.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanununda istinafa, temyize başvuru süreleri değiştirildi. Genel olarak, süre, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta olarak belirlendi. “yedi gün”, “bir hafta”, “on gün”, “on geş gün” ifadeleri “iki hafta” şeklinde değiştirildi.

Benzer düzenlemenin Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı Tahkim Kurulu’na başvurular için de getirilmesi uygun olur.

Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca, TFF’nin futbol faaliyetlerinin yönetimi ve disiplinine ilişkin talimatlarına karşı talimatın yayımı tarihinden; ilk derece hukuk kurullarının futbol faaliyetlerinin yönetimi ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ise tebliğden itibaren yedi gün içinde Tahkim Kurulu nezdinde itiraz edilmezse talimat ve kararlar kesinleşir, bu talimat ve kararlara karşı yargı yoluna başvurulamaz (5894 sayılı Kanun md. 5/f. 3).

Gençlik ve Spor Bakanlığı Tahkim Kurulu’na başvuru süresi ise, federasyon yönetim kurulu kararı ile disiplin veya ceza kurulu kararının yazılı bildiriminden itibaren on gündür (3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu md. Ek Madde 9/A, f. 3)

Yedi ve on günlük sürelerin hem düzenleyici işlemlerin iptali başvurusu hem de birel işlemin iptali başvurusu için ortak olması sıkıntı yaratıyor. Üstelik bu düzenleme İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) ile uyumlu değil.

İYUK’ta dava açma süresi, kural olarak, otuz gündür (İYUK md. 7/I).

İYUK’ta, TFF ve GSB Tahkim Kurulları mevzuatlarında bulunmayan bir düzenleme de yer almaktadır. İYUK’a göre, “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz” (İYUK md. 7/IV).

İYUK md. 7/IV düzenlemesine benzer düzenlemenin TFF ve GSB Tahkim Kurulları için öngörülmemesi, federasyon talimatının veya ilan edilen kurul kararının yayınlandıktan uzun süre sonra bir kişiye uygulanması ihtimalinde, o kişi düzenleyici işlemin iptalini talep ettiği zaman TFF ve GSB Tahkim Kurulları “itiraz süresinin, dava süresinin sona erdiği” gerekçesiyle başvuruyu reddetmektedir.

Kurullara başvuru sürelerinin sadece “kararın tebliğinden itibaren” başlayacağının öngörülmesi de eksiktir. Spor federasyonlarının ve (Gençlik ve Spor Bakanlığı) Merkez Spor Disiplin Kurulu’nun kararları gerekçeli olmamaktadır. Federasyonlar ve Merkez Spor Disiplin Kurulu gerekçesiz kararları ilgili kişilere tebliğ etmektedir. Eğer kararın iptali istemiyle Tahkim Kurulu’na başvurulursa, federasyon veya Gençlik ve Spor Bakanlığı cevap dilekçesinde gerekçeler uydurmaktadır.

GSB Tahkim Kurulu uygulamasında, federasyonun veya Merkez Spor Disiplin Kurulu’nun cevap dilekçesi başvurucuya tebliğ edilmemekte; başvurucu cevap dilekçesi ile yaratılan gerekçeleri öğrenememektedir.

Bu uygulama adil yargılanma hakkını ihlal etmektedir. Hem gerekçeli karar hakkı hem de savunmayı genişletme yasağı ihlal edilmektedir.

7499 Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile getirilen yenilikler, spor disiplin hukuku açısından dikkate alınmalı; Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu, Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu ile Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda başvuru süreleri 7499 sayılı Kanun ile İYUK dikkate alınarak değiştirilmelidir.

TFF Tahkim Kurulu ve GSB Tahkim Kurulu’na başvuru süreleri, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlamalıdır. “Gerekçeli karar” ifadesi mutlaka kanunlara eklenmelidir.

Tahkim kurullarına başvuru süresi aynı olmalıdır. Bu süre ya İYUK temel alınarak 30 gün olmalı ya da 7499 sayılı Kanun örnek alınarak 15 gün olmalıdır. Herhalükarda düzenleyici işlemin iptali için başvuru süresi 30 gün olmalıdır. Türkiye Futbol Federasyonu’nun veya diğer spor federasyonlarının aylarca üzerinde çalışıp yayınlayacağı düzenleyici işlemlere karşı dava süresi 7 gün veya 10 gün olamaz.

Ayrıca ilgili kanunlara, İYUK’taki düzenlemeye benzer şekilde “İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz” hükmü eklenmelidir.

7499 sayılı Kanun ile, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu değiştirildi.

Kişisel Verilerin Korunması Kanununun özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarını düzenleyen 6’ncı maddesi ile yurt dışına kişisel veri aktarımına ilişkin 9’uncu maddesinde değişiklik yapıldı.

Bu değişiklikler özellikle sporcuların kulüpler ile kamu kurumları (Gençlik ve Spor Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, hastaneler, üniversiteler, araştırma enstitüleri ve merkezleri, vs.) tarafından toplanan verilerinin korunması açısından önem arz ediyor.

“Sporda kişisel veriler” denildiğinde akla hemen doping geliyor. Doping söz konusu olduğunda ise aşağıdaki konuları düşünmeye başlıyoruz:

– Dopingle mücadelede kişisel verilerin korunmasına özel mevzuatın bulunmaması,

– Kişisel Verilerin Korunması Kurumu’nun yayınladığı Genetik Verilerin İşlenmesinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlara İlişkin Rehber’in doping numunelerin alınması ve işlenmesi açısından uygulanıp uygulanmadığı,

– Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu’nun niteliği,

– TDMK’nın veri toplama görev ve yetkisinin olup olmadığı,

– TDMK’da kimin veri sorumlusu ve veri işleyen olduğu,

– Sporculardan alınan rızanın (özellikle genetik verilerin yurt dışına gönderilmesi açısından) geçerliliği, hukuka uygunluğu,

– Numune alımı işleminin geçerliliği,

– Türkiye’de numuneleri değerlendirecek, WADA’nın akreditasyon verdiği bir laboratuvar varken (Hacettepe Üniversitesi Türkiye Doping Kontrol Merkezi) numunelerin yurt dışındaki laboravutarlara gönderilmesi, yurt dışına veri aktarımının hukuka uygunluğu.

Yukarıda sayılanlar, akla ilk gelenler. Dopingle mücadelede kişisel veriler hakkında onlarca hukuki konu sıralanabilir.

Bugün Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu tüzel kişiliği haiz değil. TDMK, tüzel kişiliği bulunmamasına rağmen kendisini “kamuya yararlı”kamu yararına faaliyet gösteren dernek” olarak tanıtıyor.

Tüzel kişiliği bulunmayan TDMK’nın, yasal dayanağı olmadan, sadece kendisinin kaleme aldığı bir Talimat’a dayanarak sporculardan özel nitelikli kişisel verilerin toplanması ve işlenmesine yönelik aldığı rıza geçerli midir?

Tüzel kişiliği bulunmayan TDMK özel nitelikli verileri toplama, işleme, yurt dışna gönderme yetkisini haiz midir?

TDMK, kendisine kanunla görev ve yetki verilmediği sürece dopingle mücadele konusunda hiçbir faaliyette bulunamaz. TDMK’nın bütün işlemleri hukuka aykırıdır. TDMK’nın topladığı verilere dayanılarak sporculara verilen disiplin cezaları da hukuka aykırıdır.

7499 sayılı Kanun ile, Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliklerin dopingle mücadele açısından sıkı sıkıya uygulanması, Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu’nun yetkisinin tespit edilmesi ve TDMK’nın faaliyetlerinin hukuk eksenine çekilmesi gerekiyor.

Yorumunuzu Paylaşın

SON YAZILAR