Sayıştay, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile ilgili 2022 yılı Denetim Raporu’nu Ekim 2023 tarihinde yayınlamıştı.

Son günlerde bazı kulüplerin stadyum kullanımları ile ilgili haberlerin çoğalması üzerine Sayıştay’ın raporunu hatırlatmak gerektiğini düşündüm.

Sayıştay’ın raporunun linkini paylaşıyorum. Ayrıca raporun önemli bölümlerini aşağıda bilginize sunacağım.

Sayıştay’ın bulguları iki bölüme ayrılmış:

1) Denetim görüşünün dayandığı bulgular.

2) Diğer bulgular.

A) Denetim Görüşünün Dayanağı Bulgular

1. Sporcu Ücretlerinden Tevkif Yoluyla Alınan Gelir Vergisi Üzerinden Belirlenen Payın Aktarıldığı Özel Hesaba Ait İşlemlerin Muhasebeleştirilmemesi, Hesaptaki Tutarların Nemalandırılmaması ve Hesaba Yapılan İadelere İlişkin İşlem Yapılamaması

2. Uluslararası Fonlardan Sağlanan Kaynaklarla Yürütülmekte Olan Projeye İlişkin İşlemlerin İlgili Mevzuata Uygun Yapılmaması

3. Ülkemizde Yapılan Uluslararası Gençlik ve Spor Organizasyonu İçin Oluşturulan Özel Hesaba İlişkin Mali İşlemlerin Bakanlık Mali Tablolarında Yer Almaması.

B) Diğer Bulgular

1. Kira Süresi Sona Eren Bazı Taşınmazların Tahliyesinin Sağlanmaması ve Bu Taşınmazların Ecrimisil Bedeli Ödenmek Suretiyle Kullanımına İzin Verilmesi

2. Sorumluluğa İlişkin Tespit Yerine Getirilmeden Binaların Bakım ve Onarım İşlerinin İl Müdürlüklerince Yapılması

3. Bakanlık Mülkiyetindeki Stadyumlarda Düzenlenen Futbol Müsabakalarının Bilet Satış Hâsılatından Alınması Gereken Bakanlık Payının Tahakkuk ve/veya Tahsilinin Gerçekleştirilmemesi

4. Bakanlık Projelerine Ait Usul ve Esasların İl Müdürlükleri Tarafından Uygulanması Sırasında Şartnamelere Uygun Olmayan İş ve İşlemlerin Yapılması

5. Spor Kulüplerine Yapılan Nakdi Yardımların Denetiminde Kontrol Riski Bulunması, Yardım Yapılacak Kulüplerin ve Tutarın Belirlenmesine İlişkin Düzenleme Bulunmaması

6. Spor Kulüplerinin Bakanlık ile İmzalamış Olduğu Sulh ve Kira Sözleşmesi Hükümlerine Uymamaları ve Sözleşmelerde Belirtilen Yaptırımların Bakanlık Tarafından Uygulanmaması

Bulgular aşağıda kapsamlı şekilde aktarılmıştır.

A. DENETİM GÖRÜŞÜNÜN DAYANAĞI BULGULAR

Bu bölümde, mali rapor ve tablolara verilen görüş ile ilgili olan bulgular yer almaktadır.

BULGU 1: Sporcu Ücretlerinden Tevkif Yoluyla Alınan Gelir Vergisi Üzerinden Belirlenen Payın Aktarıldığı Özel Hesaba Ait İşlemlerin Muhasebeleştirilmemesi, Hesaptaki Tutarların Nemalandırılmaması ve Hesaba Yapılan İadelere İlişkin İşlem Yapılamaması

Sporcu ücretlerinden tevkif yoluyla alınan gelir vergisi üzerinden belirlenen payın aktarıldığı özel hesaba ilişkin muhasebeleştirme işlemlerinin yapılmadığı, özel hesapta yer alan tutarların nemalandırılmadığı ve hesaba iade edilen tutarlara ilişkin bir işlem yapılamadığı görülmüştür.

Özel hesaba ilişkin banka kayıtlarının incelenmesi neticesinde; özel hesabın açılış bakiyesinin 6.619.284,26 TL olduğu, hesaba yıl içerisinde 48.495.713,00 TL giriş ve 40.663.203,07 TL çıkış kaydı yapıldığı ve hesabın yılsonu bakiyesinin 14.451.794,19 TL olarak gerçekleştiği görülmüştür. Ancak bu tutarlara ilişkin olarak hiçbir muhasebe kaydı yapılmadığı ve hesapta kayıtlı tutarların nemalandırılmadığı anlaşılmıştır. Buna göre, özel hesaba ilişkin ilgili Yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapılması gereken muhasebe işlemlerinin tam ve doğru olarak yapılmadığı görülmüştür.

Kanunun amacına uygun kullanılmadığı anlaşılan 1.343.620,52 TL’nin iadesinin talep edildiği ve bu tutardan 421.147,39 TL’sinin iadesinin gerçekleştiği anlaşılmıştır. Ancak iade edilen tutarların nasıl kullanılacağına ilişkin Yönetmelikte bir hüküm bulunmadığından bu tutarlara ilişkin olarak idare tarafından işlem yapılamadığı görülmüştür.

Kamu idaresi cevabında, söz konusu işlemlerin muhasebe kayıtlarında ve mali tablolarda yer almasının sağlanacağı ve nemalandırma işleminin yapılması konusunda gerekli tedbirlerin alınacağı ifade edilmiştir. Ancak Bakanlığın 2022 yılı mali tablolarının hazırlanmasına ilişkin süreç tamamlanmış olup tablolarda bu kapsamda bir işlem yapılmadığı dolayısıyla bulgu konusu tespitler açısından mali tabloların tam, doğru ve güvenilir veri üretmediği anlaşılmıştır.

Buna göre, özel hesaba ilişkin muhasebe işlemlerinin ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde yerine getirilerek kayıtlarda ve mali tablolarda yer almasının sağlanması, özel hesabın kaynağını oluşturan öğelerden sayılan nemalandırma işleminin yapılması ve amaç dışı kullanım nedeniyle geri alınan tutarların nasıl kullanılacağına ilişkin Yönetmelikte gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

BULGU 2: Uluslararası Fonlardan Sağlanan Kaynaklarla Yürütülmekte Olan Projeye İlişkin İşlemlerin İlgili Mevzuata Uygun Yapılmaması

Uluslararası fonlardan sağlanan kaynaklarla ve Uluslararası Organizasyonlar ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen projeye ilişkin banka hesaplarının Kamu Haznedarlığı Yönetmeliğinde öngörülen bankada açılmadığı, projede kullanılan özel hesapların muhasebe birimi dışında açıldığı, döviz cinsi tutarlar için değerleme işlemi yapılmadığı ve proje kapsamında gönderilen tutarların nemalandırılmadan vadesiz hesapta tutulduğu görülmüştür.

Avrupa Birliği ve uluslararası fonlardan sağlanan kaynaklarla yürütülmekte olan projelerin incelenmesi neticesinde aşağıdaki hususlar tespit edilmiştir.

a) Projeye ilişkin banka hesaplarının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası veya muhabiri olan bankada açılmadığı görülmüştür.

b) Projede kullanılan hesapların muhasebe birimi tarafından açılmadığı görülmüştür.

c) Proje kapsamında gönderilen hibe döviz tutarları için değerleme işlemi yapılmadığı görülmüştür.

d) Proje karşılığı gönderilen hibelerin, nemalandırılmadan vadesiz hesapta tutulduğu görülmüştür.

Buna göre; Avrupa Birliği ve uluslararası fonlardan sağlanan kaynaklarla yürütülen projelere ilişkin banka hesaplarının Kamu Haznedarlığı Yönetmeliğinde öngörülen bankada ve muhasebe birimi tarafından açılması, döviz cinsi tutarlar için değerleme işlemi yapılması ve proje kapsamında gönderilen tutarlardan kısa vadede harcanması öngörülmeyenlerin vadeli hesapta nemalandırılması gerekmektedir.

BULGU 3: Ülkemizde Yapılan Uluslararası Gençlik ve Spor Organizasyonu İçin Oluşturulan Özel Hesaba İlişkin Mali İşlemlerin Bakanlık Mali Tablolarında Yer Almaması

Ülkemizde yapılan uluslararası gençlik ve spor organizasyonu için oluşturulan özel hesaba ilişkin mali işlemlerin Bakanlık mali tablolarında yer almadığı ve bu işlemler için ayrı bir mali tablo oluşturulduğu görülmüştür.

Özel hesaba ilişkin muhasebe işlemlerinin Kamu İdarelerine Ait Özel Hesaplara İlişkin İşlemlerin Muhasebeleştirilmesine Dair Yönetmelik’in 6’ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kamu idaresinin muhasebe birimince yapılması ve aynı Yönetmelik’in 6’ncı maddesinin altıncı fıkrası uyarınca bu işlemlerin kullanıcı kamu idaresinin mali raporları içerisinde gösterilmesi gerekmektedir.

Yapılan incelemede 9-18 Ağustos tarihleri arasında Konya’da gerçekleştirilen spor organizasyonuna ilişkin muhasebe işlemlerinin Genel Koordinatörlük bünyesinde oluşturulan muhasebe birimi tarafından gerçekleştirildiği görülmüştür. Özel hesaba 2021 ve 2022 yıllarında Bakanlık bütçesinden toplam 240.250.000,00 TL kamu kaynağı transfer edilmiş, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasından sonra bu tutardan bakiye 2.757.329,61 TL Bakanlık hesaplarına aktarılmıştır. Organizasyona ilişkin olarak Bakanlık mali tablolarında sadece özel hesaba aktarılan kamu kaynağına ve oyunların tamamlanmasından sonra Bakanlığa iade edilen tutara ilişkin transfer harcaması mahiyetinde kayıt bulunduğu, özel hesap kapsamında gerçekleştirilen mali işlemelerin ayrıntısının ayrı bir mali tablo ile raporlandığı tespit edilmiştir.

Bakanlık mali tabloların incelenmesinden organizasyon kapsamında harcanan tutarın (240.250.000,00-2.727.329,61) 237.492.670,39 TL olduğu, Koordinatörlük bünyesindeki muhasebe birimi tarafından oluşturulan mali tablolara göre ise 244.183.874,90 TL olduğu anlaşılmaktadır. Bu farklılık, organizasyon kapsamında katılımcı olimpiyat komitelerinden katılım ücreti olarak tahsil edilen tutarların, özel hesapta kayıtlı tutarların nemalandırılmasından kaynaklı faiz gelirlerinin ve döviz cinsi tutarların satışından kaynaklı kur farklarının sadece Genel Koordinatörlük bünyesindeki muhasebe birimi tarafından oluşturulan tablolarda yer almasından kaynaklanmaktadır.

Diğer taraftan Genel Koordinatörlük bünyesindeki muhasebe birimi tarafından oluşturulan tablolardan 01.01.2022-31.12.2022 tarihli Mizanın incelenmesi neticesinde; 150 Malzemeler hesap kodu altında 49.617.328,27 TL, 255 Demirbaşlar hesap kodu altında 14.704.784,73 TL tutarında kayıt bulunduğu, organizasyonda kullanılan tesisler için yüksek tutarda bakım onarım gideri yapıldığı görülmüştür. Ancak ayrı bir mali tablo üretilmesi nedeniyle Bakanlık mali tablolarında, malzemeler, demirbaş malzemeleri ile tesislerin bakım ve onarımı için yapılan harcamaların ilgili varlık hesapları ile ilişkilendirilmediği anlaşılmıştır.

Kamu idaresi cevabında; özel hesaba ilişkin iş ve işlemlerin “Ülkemizde Yapılacak Uluslararası Gençlik ve Spor Organizasyonlarına İlişkin Özel Hesap Yönetmeliği” kapsamında yürütüldüğü ve ilgili mevzuatta mali işlemlerin Bakanlık mali tablolarına eklenmesine ilişkin bir hüküm bulunmadığı ifade edilmekte ise de yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere ilgili mevzuat hükümleri uyarınca özel hesaplara ilişkin mali işlemlerin kamu idaresi hesapları kapsamında ayrı bir mali tablo oluşturulmaksızın kullanıcı kamu idaresinin mali raporları içerisinde gösterilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan kamu idaresi cevabında; bulguda belirtilen hususların Bakanlık mali tablolarına intikali için oyunlar koordinatörlüğünden alınan mali tabloların Gençlik ve Spor Bakanlığı Merkez Saymanlık Müdürlüğüne gönderileceği ifade edimiş ise de Bakanlığın 2022 yılı mali tablolarının hazırlanmasına ilişkin süreç tamamlanmış olup tablolarda bu kapsamda bir düzeltme yapılmadığı anlaşılmıştır.

Buna göre, spor organizasyonuna ilişkin oluşturulan özel hesaba ilişkin mali işlemlerin kamu idaresinin mali raporları içerisinde gösterilmemesi, Bakanlık mali tablolarının bu açıdan güvenilir ve doğru veri üretmemesine sebep olmuştur.

B. DİĞER BULGULAR

BULGU 1: Kira Süresi Sona Eren Bazı Taşınmazların Tahliyesinin Sağlanmaması ve Bu Taşınmazların Ecrimisil Bedeli Ödenmek Suretiyle Kullanımına İzin Verilmesi

İl müdürlüğü mülkiyetinde olup gerçek/tüzel kişilere kiralanan taşınmazlara ilişkin kira sözleşme süreleri dolduğu halde kullanımın devam ettiği, bu suretle işgalci konumuna gelen kişilerin taşınmazdan tahliyesinin sağlanmadığı ve bu kullanımlar için hesaplanan ecrimisilin süreklilik halini alarak kira sözleşmesi yerine geçtiği görülmüştür.

Bakanlığın mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile üzerinde bulunan tesislerin üçüncü kişilerin kullanımına verilmesinde esas olan, bu yerlerin Yönetmelik’te belirlenen usuller çerçevesinde kiralanmasıdır. Kiraya verilen taşınmazlarda sözleşmenin bitiminden sonra kullanımın devam etmesi hâlinde sözleşmede aksine bir hüküm yoksa işgalciler hakkında ecrimisil bedeli tespit edilmesi ve ayrıca işgalcinin 3091 sayılı Kanun hükümlerine göre taşınmazdan tahliyesinin sağlanması gerekmektedir. İşgal edilen taşınmaz için tespit edilen ecrimisil bedelinin tahsil edilmesinin taşınmazın kullanımına devam hakkını vermediği başka bir ifadeyle taşınmazın kiralama yerine ecrimisil uygulanması suretiyle kullandırılamayacağı açıktır.

Yapılan incelemeler neticesinde; kira sözleşme süreleri dolan bazı taşınmazların, tespit edilen ecrimisil bedelinin ödenmesi suretiyle kiracılar tarafından uzun süreler ile kullanımına devam edildiği ve işgalcilerin 3091 sayılı Kanun hükümlerine göre taşınmazdan tahliyesinin sağlanması için herhangi bir girişimde bulunulmadığı anlaşılmıştır.

Söz konusu taşınmazlar aşağıdaki gibidir:

  • Çatalca Kaleiçi Sentetik Futbol Sahası
  • Vefa Stadı Yanı (Halı Saha)
  • Silivri 2 Katlı Lokal Binası
  • Şile Spor Tesisleri (Halı Saha)
  • Moda Lokal Binası

Yukarıda ifade edildiği üzere ecrimisil, Devletin özel mülkiyetinde veya tasarrufu altında bulunan taşınmaz malların, idarenin zarara uğrayıp uğramadığına ve işgalcinin kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın gerçek/tüzel kişilerce işgali üzerine, fuzuli şagil karşılığı tahsil edilen bir bedeldir. Bu bedelin ödenmesi taşınmazdaki kullanım hakkının devamı yönünde kazanılmış bir hak tesis etmeyeceği gibi işgalcinin 3091 sayılı Kanun hükümlerine göre taşınmazdan tahliyesinin sağlanması hususunda sorumlulara verilen görevin yerine getirilmemesi için bir gerekçe olamayacaktır.

Kamu idaresi cevabında; sözleşme süresi sona eren ve süre uzatımı verilmeyen kiralama ve tahsis işlemlerinde ecrimisil bedeli ödenmek suretiyle kullanımına izin verilmemesi hususunda İl Müdürlüklerinin bilgilendirileceği ifade edilmiş ise de bulgu konusu taşınmazlardan işgalci konumundakilerin tahliyesinin sağlandığına ilişkin bir belge sunulmadığı görülmüştür.

Buna göre, Bakanlığın mülkiyetinde bulunan taşınmazları kiralayan ancak kira sözleşme süreleri sona ermesine rağmen kullanıma devam etmek suretiyle işgalci konumuna gelen gerçek/tüzel kişilerin taşınmazdan tahliyelerinin sağlanması, ecrimisil uygulamasının süreklilik arz edecek ve kiralama işleminin yerine geçecek biçimde kullanılmaması gerekmektedir.

BULGU 2: Sorumluluğa İlişkin Tespit Yerine Getirilmeden Binaların Bakım ve Onarım İşlerinin İl Müdürlüklerince Yapılması

Bakanlık tarafından gerçek ve tüzel kişilerden kiralanan ya da ihale suretiyle yaptırılıp mülkiyeti İdareye ait olan gençlik merkezi, spor salonu ve benzeri binalarda kullanım hatalarından ya da rutin bakım ve düzeltme sorumluluğundan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tespit edilmeden, mülk sahipleri ya da yüklenici sorumluluğuna girebilecek işlerin de İl Müdürlükleri tarafından yapıldığı görülmüştür.

Bakanlık taşınmazları arasında yer alan binalar gerçek ve tüzel kişilerden kiralanmak ya da mevcut arsanın üzerine ihale yapılarak inşa ettirilmek suretiyle edinilmektedir. Kiralanan binalarda kiraya veren ve kiracı arasındaki hukuki ilişkiler 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na göre sürdürülmekte, yapım işi kapsamında inşa ettirilen binalarda ise yüklenici ve mal sahibi arasındaki hukuki ilişkiler bu Kanun’a ilave olarak 4735 sayılı Kanun’a göre yürütülmektedir.

İki Kanun’da da tarafların sorumluluklarına ilişkin maddeler değerlendirildiğinde, yapıların fen ve sanat kurallarına göre yapılması ve sorunsuz olarak fiilen kullanıma hazır halde bulunması sorumluluğunun, kiralayan ve yüklenici uhdesinde olduğu anlaşılmaktadır. Yapılardaki ayıp ve bozulmaların bir kısmı ise kullanım hatalarından ya da kullanıcının rutin bakım ve onarımları yapmamasından kaynaklanabilmektedir ki bu haller özensiz kullanım olarak nitelendirileceğinden bu noktada kiralayan ya da yüklenicinin sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu sebeple binalar için yapılan harcamaların niteliklerinin ve buna bağlı olarak kimin sorumluluğunda olduğunun ortaya konması önem arz etmektedir.

Yapılan incelemelerde; kiralanan veya mülkiyeti idareye ait binalar için yapılan bazı işlerin kiralayan ya da yüklenici tarafından yapılması gereken işler olduğu ancak bu sorumluluğun tespitine, karşı tarafa bildirimine ve giderilmesine dair bir işlem yapılmadığı tespit edilmiştir. Binaların kullanımına engel nitelikteki ayıpların, özensiz kullanımdan mı yoksa olağan yıpranmadan mı kaynaklandığı, fen ve sanat kurallarına göre yapılması gereken imalatların eksik/hatalı yapılıp yapılmadığı ortaya konulmadan, doğrudan İl Müdürlükleri tarafından giderilmesi, bu harcamaların sonradan karşı tarafa rücu edilme imkânını da ortadan kaldırmaktadır. Zira mevzuatta buna ilişkin şekil şartları belirlenmekte, yapılan uygulama bu şartların yerine getirilmesine engel olmaktadır.

Kamu idaresi göndermiş olduğu cevapta, taraflarınca yaptırılan binalarda 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun gereği yüklenicilerin taşıyıcı sistem dışındaki sorumluluğunun 2 yılla sınırlı olduğunu ve rüzgar, yağmur ve benzeri durumlarda oluşan hasarların İl Müdürlüklerince giderildiğini belirtmişlerdir. Ancak 4708 sayılı Kanun’un 1’inci maddesi uyarınca kamuya ait yapı ve tesisler bu Kanun’a tabii bulunmamaktadır. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanun’un 30’uncu maddesinde ise yüklenicilerin sorumluluğu kesin kabul onay tarihinden itibaren 15 yıl olarak belirlenmektedir. Bu durumda afet olarak nitelendirilemeyecek bir doğa olayı karşısında oluşan hasarların teknik bir inceleme olmaksızın il müdürlüğü tarafından giderilmesi mevzuata uygun bulunmamaktadır.

Kamu idaresi cevabında ayrıca, kiralanan binalarda kullanımdan kaynaklanmayan bakım ve onarımların kiralayan tarafından yaptırıldığı ya da il müdürlüğü tarafından yapılan harcamanın kira bedelinden mahsup edildiği belirtilmektedir. Ancak yapılan denetimlerde istisnalar dışında böyle bir uygulamanın olmadığı, özellikle görece düşük tutardaki harcamaların sorumluluğa ilişkin bir tespit yapılmadan il müdürlüğü bütçesinden karşılandığı tespit edilmiştir.

Sonuç olarak, kiralanan yahut ihale suretiyle yaptırılan binalara ilişkin bakım onarım harcamalarının, yüklenici/kiralayan sorumluluğunda olup olmadığına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın İl Müdürlükleri tarafından yaptırılması yönündeki genel uygulamaya son verilmesi ve kullanımdan kaynaklı olanlar dışındaki harcamaların yüklenici/kiralayan tarafından yaptırılmasının sağlanması gerekmektedir.

BULGU 3: Bakanlık Mülkiyetindeki Stadyumlarda Düzenlenen Futbol Müsabakalarının Bilet Satış Hâsılatından Alınması Gereken Bakanlık Payının Tahakkuk ve/veya Tahsilinin Gerçekleştirilmemesi

Bakanlık mülkiyetindeki stadyumlarda düzenlenen futbol müsabakalarından elde edilen
hasılat rakamlarının genel olarak bilet satışlarını gerçekleştiren Banka tarafından İl Müdürlüklerine bildirilmediği, buna bağlı olarak bilet satış hasılatı üzerinden alınması gereken %7 oranındaki Bakanlık payının tahakkuk işlemlerinin gerçekleştirilemediği, çeşitli yollarla
elde edilen verilere göre tahakkuku gerçekleştirilen tutarların kontrolünün yapılamadığı ve tahakkuk ettirilen tutarların tahsilinin sağlanamadığı görülmüştür.

3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun 14’üncü maddesinde Gençlik ve Spor Bakanlığının gelirleri belirtilmiş olup spor müsabakalarından alınacak paylar da Bakanlığın gelirleri arasında sayılmıştır. Kanun’un 16’ncı maddesinde müsabakalardan elde edilen hasılatın dağıtımına ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu çerçevede çıkarılan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sportif Müsabaka ve Gösteri Hasılatının Dağıtımına Dair Yönetmelik’in 8’inci maddesinde; Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı tarafından Genel Müdürlüğe ait tesislerde düzenlenen resmi ve özel profesyonel her türlü futbol müsabakalarında ve yurt içindeki temsili ve milli futbol müsabakalarında bilet satışlarında elde edilen hasılatın hesap ve dağıtımının 7’nci madde ve Ek-2 tablo esaslarına göre yapılacağı, buna göre müsabakaların net hasılatının %7’sinin Genel Müdürlük payı olarak Genel Müdürlük hesabına gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Bu düzenleme Gençlik ve Spor Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü ile Türkiye Futbol Federasyonu arasında düzenlenen 02.04.2021 tarihli protokolün 7’nci maddesinde de kabul edilmiştir.

Futbol dalında en üst lig ile bir altındaki ligde seyir alanlarına girişi sağlayacak elektronik biletlerin satışı, ilgili düzenlemeler uyarınca 14.04.2014 tarihinden bu yana … A.Ş. tarafından gerçekleştirilmektedir. Ancak yapılan incelemeler neticesinde; Bankanın hasılat bilgilerini il müdürlükleri ile paylaşımını zorunlu kılan bir mevzuat bulunmadığı ve bu bilgilerin Banka tarafından il müdürlükleri ile paylaşılmadığı veya eksik paylaşıldığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan hasılat bilgilerinin spor kulüpleri tarafından da Bakanlığa bildirilmediği, paylaşılan bilgilerin ise Bakanlıkça doğrulanma kabiliyetinin bulunmadığı görülmüştür.

Ayrıca il müdürlükleri tarafından çeşitli yollarla elde edilen hasılat rakamları üzerinden hesaplanan ve tahakkuk ettirilen %7 oranındaki payın tahsilinin çoğunlukla gerçekleştirilemediği tespit edilmiştir. 7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun 24’üncü maddesinde; Bakanlığın spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinden kesinleşmiş olan her türlü spor müsabaka ve gösterilerinde bilet satışlarından elde edilen hasılat payının, bu kulüplerin ve şirketlerin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim hakkı alacaklarından, diğer tüm alacaklardan öncelikli olarak tahsil edileceği hüküm altına alınmıştır. Dolayısıyla bilet satış hasılatlarına ilişkin tahakkuk ettirilen tutarların tahsili için borçlu kulüplerin Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim hakkı alacaklarının takibi ve bu alacakların yeterli gelmediği hallerde ise hukuki yollara başvurulması gerekmektedir.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 38’inci maddesinde yer verilen; kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsili ile yetkili ve görevli olanların, ilgili kanunlarda öngörülen işlemlerin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sorumlu olduklarına ilişkin hüküm dikkate alındığında, futbol müsabakalarından elde edilen satış hasılatı üzerinden alınması gereken Bakanlık payının tarh, tahakkuk ve tahsilinden sorumlu olanlarca bu sorumluluklarını yerine getirmedikleri/getiremedikleri anlaşılmaktadır.

Buna göre, Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerinin futbol müsabakalarından elde edilen bilet satış hasılat rakamlarına doğrudan ulaşımını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması, satış hasılatı üzerinden hesaplanan Bakanlık payının tahakkuk işlemlerinin yapılması ve bu tutarların tahsili için her türlü önlemin alınarak sürecin etkin bir biçimde işletilmesi gerekmektedir.

BULGU 4: Bakanlık Projelerine Ait Usul ve Esasların İl Müdürlükleri Tarafından Uygulanması Sırasında Şartnamelere Uygun Olmayan İş ve İşlemlerin Yapılması

Gençlik Hizmetleri, Eğitim, Araştırma ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü ve Sosyal İşler ve İlişkiler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülen projelere ait usul ve esaslarda illerin fiili, fiziki, sosyal ve benzeri imkânları arasındaki farklılıklar gözetilmeden çok ayrıntılı ve kesin düzenlemeler yapıldığı, söz konusu usul ve esaslarda mevcut duruma göre değişiklik yapılamaması sonucu il müdürlüklerinin alımlarında şartnamelere göre eksiklikler ve farklılıklar bulunduğu anlaşılmıştır. Bakanlığın ilgili Genel Müdürlüklerinin gençlik ve spor faaliyetlerine ilişkin yürüttüğü projelerde, İl Müdürlüklerinin uyması gereken usul ve esaslar bu birimler tarafından hazırlanmaktadır. Projelerin illerde uygulanması sırasında ihtiyaç duyulan hizmet alımları da bu usul ve esaslarda belirlenmektedir. Projelerin uygulandıkları illerde yapılan alımların şartnamelerini, bu usul ve esaslar oluşturmakta ve buna göre alım gerçekleştirilmektedir.

İl Müdürlüklerinin yerinde denetiminde yapılan incelemelerde, bazı projeler kapsamında alınan hizmetlerin şartnamelerde istenen nitelik veya nicelikte olmadığı görülmüştür. Bunun sebebinin ise, şartnamelerde yapılan kesin ve ayrıntılı düzenlemelerde İl Müdürlüklerinin değişiklik yapma yetkisi olmamasından kaynaklandığı anlaşılmıştır.

“Anadoluyuz Biz”, ”Biz Bir Takımız”, “Gençler Bakanlığında”, “1 Usta 10 Çırak”, “Damla Gönüllülük”, “Mutlu Patiler” gibi projelerin usul ve esaslarında projenin yapılacağı illerin imkân ve koşulları arasındaki farklar gözetilmeksizin; katılacak kişi sayısı, ulaşımda kullanılacak araç model yılı, organizasyonlar için kiralanacak ekipman ve tefrişat, alınacak malzemeler ve benzerlerinin belirlenmesi uygulamada problemlere sebep olmaktadır.

Şöyle ki, İl müdürlükleri projelerin yürütülmesi sırasındaki alımları büyük çoğunlukla şartname üzerinden götürü bedel fiyat alarak doğrudan temin usulü ile yapmaktadır. İşin gerçekleştirilmesi sırasında bazen şartnamelerde belirtilen hususlar idareden kaynaklı sebeplerle fiilen yerine getirilememektedir. Bazı durumlarda ise, ilde şartnamede istenen alımı yapabilecek bir firmanın bulunmaması veya işin yapılacağı mekânların istenilen özellikteki alıma fiziki olarak elverişli olmaması nedeniyle şartnamede istenilenler yapılamamaktadır.

Bu kapsamda yapılan incelemeler neticesinde;

– Projelerin genelinde belirtilen, 40 katılımcı olması şartının sınav dönemlerine denk gelme ve benzeri sebeplerle sağlanamadığı,

– Eksik katılımcı sayısına bağlı olarak bunların yemek, konaklama ve ulaşım hizmetlerinin de fiilen gerçekleşmediği,

– Araç asgari model yılı, koltuk sayısı veya motor hacminin belirlendiği projelerde, özellikle küçük illerde yeterli firma bulunmadığı ve temin için kısıtlı zaman bulunduğundan bu şartların sağlanmadığı,

– Konser, seminer ve benzeri organizasyon içeren projelerde sahne kurulumu, ses ve ışık sistemi ile gerekli ekipmanlar için belirlenen metraj, adet ve teknik özelliklerin organizasyonun yapıldığı yerlerde zaten mevcut olması ya da teknik olarak yerine getirilmesinin mümkün olmaması sebebiyle eksik, farklı ya da hiç yapılmadığı,

görülmüştür.

Kamu harcamalarında alım yapılacak işe ait şartnamelerin, ihtiyaca uygun nitelik ve niceliğe göre hazırlanması esastır. Ancak bulgu konusu projelerde ihtiyacı belirleyen taraf merkez teşkilatı iken bunu uygulayan taraf ise taşra teşkilatıdır. Bu sebeple, şartnamelere uygun olmayan alımlar gerçekleşmesi kaçınılmaz olmaktadır.

Kamu idaresi cevabında, projelerde belirli bir standart oluşturulması için ayrıntılı düzenlemeler yapıldığı ancak illerde imkanlar ve gençlerin talepleri doğrultusunda farklı uygulamalar yapılabildiği, bundan sonra bu tür projeler yerine getirilirken bulguda belirtilen hususlara uygun hareket edileceği ifade edilmiştir.

Buna göre, kamu kaynaklarının kullanımında görevli olanlar ihtiyacın mevzuata ve işin şartnamesine uygun gerçekleştirilmesinden sorumludurlar. Bulgu konusu olayda, Bakanlık merkez teşkilatı tarafından yapılan uygulama taşra teşkilatı görevlilerinin sorumluluğuna sebep olmaktadır. Bu nedenle, Bakanlık projelerine ait usul ve esasların yalnızca genel çerçeveyi belirleyecek ve tasarruf yetkisini uygulayıcı İl Müdürlüklerine verecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.

BULGU 5: Spor Kulüplerine Yapılan Nakdi Yardımların Denetiminde Kontrol Riski Bulunması, Yardım Yapılacak Kulüplerin ve Tutarın Belirlenmesine İlişkin Düzenleme Bulunmaması

Bakanlık tarafından spor kulüplerine yapılacak nakdi yardımlarda, yardım yapılacak spor kulübünün ve yardım tutarının tespitine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığı, kulüplerin yardım yapılma şartlarına haiz olup olmadıklarının takip edilmemesi, kulüpler tarafından ilgili harcama belgelerinin sunulmaması ve sunulan belgelerin incelenmemesi nedenleriyle yardımlara ilişkin öngörülmüş denetim mekanizmasının işlemediği görülmüştür.

7405 sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun 21’inci maddesinde; Bakanlığın altyapı ve sporun gelişimine ilişkin konularda spor kulüplerine, spor anonim şirketlerine ve üst kuruluşlara yardımda bulunabileceği, yardımların ayni veya nakdî şekilde yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. Aynı maddenin 5’inci fıkrasında, bu madde kapsamında yapılacak yardımlara ilişkin diğer usul ve esasların Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirleneceği ifade edilmiştir.

7405 sayılı Kanunun Geçici 3’üncü maddesinde; bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin; Bakanlık ve spor federasyonları tarafından çıkarılması öngörülen alt düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar geçerliliğini sürdüreceği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, Bakanlık tarafından 7405 sayılı Kanun’un 21’inci maddesi kapsamında çıkarılmış bir yönetmelik bulunmadığından 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun, 7405 sayılı Kanunun 58’inci maddesi ile mülga haline gelen 20’inci maddesine dayanılarak çıkarılan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği’ndeki yardıma ilişkin hükümler geçerliliğini korumaktadır.

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği’nin 34’üncü maddesinde kulüplerin faaliyetlerini daha iyi bir şekilde yürütebilmelerini sağlamak amacıyla Genel Müdürlük bütçesinde yer alan ve il müdürlükleri aracılığıyla verilecek yardım ödeneğinin hangi giderler için kullanılabileceğine, 35’inci maddesinde ise yardımlardan yararlanmayacak kulüplere ilişkin düzenlemeler getirilmiştir. Yardıma ilişkin esaslar Yönetmelik’in 36’ncı maddesinde düzenlenmiş olup spor ve gençlik faaliyetleri için yardımlarda eşitlik ilkesinin esas olduğu, yardımın amacı dışında kullanımının tespiti halinde yardımın kesileceği ve iki yıl yardım yapılmayacağı ifade edilmiştir. Yönetmelik’in 37’nci maddesinde kulüplerin aldıkları yardımlara ilişkin harcama belgelerini harcamanın yapılmasını takip eden 15 gün içerisinde il müdürlüklerine teslim edecekleri ve bu belgelerin denetim için saklanması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Yapılan incelemeler neticesinde; Yönetmelik’in 35’inci maddesi uyarınca spor faaliyetleri için antrenörü bulunmayan yahut mahalli veya deplasmanlı liglere katılmayan kulüplere yardım yapılması mümkün olmamasına rağmen il müdürlükleri tarafından bu kapsamda bir inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan 2020 ve 2021 yıllarında yardım yapılan bazı spor kulüplerinin bu yardıma ilişkin harcama belgelerini, harcamanın henüz yapılmadığı gerekçesi sunmadıkları ancak 2022 yılında bir kez daha yardım aldıkları görülmüştür. Örneğin İstanbul Gençlik ve Spor Müdürlüğü tarafından … Derneğine 2021 yılında 625.000,00 TL, 2022 yılında ise 1.005.200,00 TL nakdi yardımda bulunulduğu ancak Derneğin sadece 3 antrenörünün bulunduğu, faal sporcusunun ise bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca Derneğin 2021 yılında 221.955,05 TL tutarında 2 adet, 2022 yılında ise 15.809,04 TL tutarında 1 adet olmak üzere toplamda 237.764,09 TL tutarında harcama belgesi sunduğu görülmüştür.

Dolayısıyla yardım yapılamayacak kulüplerin sürekli ve etkin bir biçimde takip edilmediği, yardıma ilişkin harcama belgelerinin takip ve kontrolünün yapılmadığı mevcut durumda yardımın denetimine ilişkin Yönetmelik hükümlerinin uygulanma alanı bulunmamaktadır.

Yönetmeliğin 36’ncı maddesinde yer alan yardımlarda eşitlik ilkesinin esas olmasına ilişkin ifadenin de, eşitliğin hangi ölçütler çerçevesinde sağlanacağı ayrıntılı ve açık bir biçimde düzenlenmediği için uygulamada bir geçerliliği bulunmamaktadır. Kulüplere verilecek nakdi yardım miktarlarının tespitinde bir ölçüt olarak kabul edilebilecek lisanslı veya faal sporcu sayıları açısından yapılan değerlendirme neticesinde; yüksek nakdi yardım alan bazı spor kulüplerinin lisanslı ve/veya faal sporcusunun bulunmadığı yahut çok az sporcusu bulunduğu buna karşın hiç yardım almayan veya ortalama tutar olan 15.000,00 TL yardım alan bazı kulüplerin yüksek sporcu sayılarına sahip oldukları görülmüştür. Ülke çapında yapılan bir organizasyona katılma vb. istisnai durumlar hariç lisanslı sporcu sayısı aynı olan kulüplerin birbirinden bu kadar farklı tutarlarda yardım almaları eşitlik ilkesinin sağlanması için bir takım somut ölçütler geliştirilmesi gerektiğinin bir göstergesidir.

Kamu idaresi cevabında; 7405 sayılı Kanun’un 21’inci maddesi uyarınca hazırlanması gereken yönetmelik çalışmalarının en kısa sürede tamamlanmasının planlandığı ve bulguda tespit edilen hususların yönetmelik hazırlığında dikkate alınacağı ifade edilmiştir.

Buna göre; 7405 sayılı Kanunun 21’inci maddesi uyarınca spor kulüplerine yapılacak yardıma ilişkin usul ve esasların belirlenmesi, spor kulüplerine yapılacak yardımlarda eşitlik ilkesini sağlamaya yönelik somut ve şeffaf ölçütler geliştirilmesi ve yapılan yardımlara ilişkin etkin bir denetim mekanizmasının kurulması gerekmektedir.

BULGU 6: Spor Kulüplerinin Bakanlık ile İmzalamış Olduğu Sulh ve Kira Sözleşmesi Hükümlerine Uymamaları ve Sözleşmelerde Belirtilen Yaptırımların Bakanlık Tarafından Uygulanmaması

Bakanlığın bazı spor kulüplerinden olan alacaklarının tahsilini kolaylaştırmak amacıyla kulüpler ile sulh sözleşmeleri imzalandığı ancak bu kulüplerden bazılarının sulh sözleşmeleri ile yapılandırılan alacaklarını süresinde ödemedikleri, bazı spor kulüplerinin ise kira sözleşmeleri ile belirlenen kira taksitlerini süresinde ödemedikleri ve idarenin bunlar için sözleşmelerde yer alan yaptırım hükümlerini işletmedikleri görülmüştür.

a) Sulh sözleşmesi hükümlerine uyulmaması

Bakanlık ile … Derneği ve … San. Ve Tic. A.Ş. arasında, Kulüp aleyhine başlatılan icra dosyalarına konu toplam alacak 42.936.544,10 TL ve 1.449.957,60 USD’nin tahsili için 24.09.2021 tarihinde sulh sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmenin 3’üncü maddesinin (b) bendinde birinci taksitin 27.09.2021 tarihinde, sonraki taksitlerin ise her ayın 15’inci gününde ödenmesi kararlaştırılmıştır. Aynı maddenin (h) bendinde, ilk iki taksitin süresi içinde ödenmemesi veya bir takvim yılı içinde iki taksitin ödenmemesi durumunda, Bakanlığın borcun ödenmesine yönelik 15 gün süreli ihtar çekeceği, bu ihtara rağmen ödemenin gerçekleşmemesi halinde tüm taksitlerin muaccel hale geleceği hükme bağlanmıştır. Yine aynı maddenin (i) bendinde, Sözleşmede belirtilen hükümlere uyulmaması nedeniyle alacakların muaccel hale gelmesi durumunda Kulüp ve Şirket aleyhine bakiye alacağın %20’si oranında cezai şart uygulanacağı belirtilmiştir.

ilk iki taksit süresi içerisinde ödenmemiş, 2021 yılına ilişkin 3 ve 4’üncü taksitler ise 2022 yılında ödenmiştir. Dolayısıyla Sözleşmenin 3’üncü maddesinin (h) bendindeki, ilk iki taksitin süresi içinde ödenmemesi veya bir takvim yılı içinde iki taksitin ödenmemesi durumlarının her ikisi de gerçekleşmiş bulunmaktadır. Ancak bu duruma rağmen Bakanlığın Sözleşme ile kendisine yüklenen ihtar çekme görevini yerine getirmediği buna bağlı olarak sözleşmede belirlenen cezai şartı uygulamadığı tespit edilmiştir. Diğer taraftan Tablonun detaylı incelenmesi neticesinde, Sözleşme ile belirlenmiş taksit ödeme sürelerine hiçbir tarihte uyulmadığı anlaşılmaktadır. Taksit ödemelerindeki bu gecikmeler için gecikme zammı uygulanmakla birlikte 2022 yılı sonunda kadar geçerli toplam 16 adet taksitin tek birinin dahi süresinde ödenmemiş olması mevcut alacağın tahsilini kolaylaştırmak amacıyla düzenlenen Sözleşmenin amacından uzaklaşıldığı anlamına gelmektedir.

Sulh sözleşmesi hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin benzer bir durumun … Derneği ile imzalanan sözleşme için de geçerli olduğu tespit edilmiştir. Adı geçen kulüp ile imzalanan 26.02.2020 tarihli sulh sözleşmesinin 6’ncı maddesinde mevcut alacağın 36 eşit taksitte ve her taksitin ayın 15’inde ödeneceği hükme bağlanmıştır. Sözleşmenin 12’nci maddesinde üst üste 3 taksitin ödenmemesi halinde sulh kapsamında vazgeçilen yasal faizlerin de tahsil edileceği hükme bağlanmıştır. Sulh sözleşmesinin uygulanmasına ilişkin olarak gerçekleştirilen tahsilatların incelenmesi neticesinde; 2022 yılı sonuna kadar ödenmesi gereken 17 taksitten sadece 7 tanesinin ödenmiş olduğu, yapılan ödemelerin ise sözleşmede belirlenen tarihlerden farklı olduğu görülmüştür. İl Müdürlüğü tarafından tahsil edilmeyen alacaklara ilişkin alacak dosyası açıldığı ancak sözleşmenin feshine ve sözleşmede belirtilen cezai şartların uygulanmasına ilişkin gereğinin yapılmadığı anlaşılmıştır.

Kamu idaresi cevabında özetle; borçların yapılandırılmasına ilişkin sulh taleplerinin karşılanmasında yetkinin 659 sayılı Genel Bütçe Kapsamındaki Kamu İdareleri ve Özel Bütçeli İdarelerde Hukuk Hizmetlerinin Yürütülmesine ilişkin Kanun Hükmünde Kararname hükümleri dikkate alınarak İl Müdürlüklerine verildiği ve bu çerçevede sulh sözleşmelerine aykırı durumların İl Müdürlükleri tarafından takip edildiği ve İl Müdürlükleri tarafından tespit edilen hususların ivedilikle Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne iletildiği ifade edilmiştir.

Bulguda sulh sözleşmelerine aykırı uygulamalar somut örnekler verilmek suretiyle ve detaylı olarak açıklanmasına karşın idare cevabında bahse konu somut olaylara ilişkin bir açıklama yapılmamıştır. Ayrıca 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanununun 14’üncü maddesi uyarınca bahse konu alacakların İl Müdürlüklerinin değil Bakanlığın alacakları olduğu dikkate alındığında sulh sözleşmesi yapma yetkisinin İl Müdürlüklerine verilmiş olması merkez teşkilatın bu konudaki sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.

b) Kira sözleşmesi hükümlerine uyulmaması

Bakanlık ile … San. Tic. A.Ş. arasında Vefa Stadyumunun kiralanmasına ilişkin sözleşme imzalanmış olup kira bedelinin belirlenen tarihlerde 4 taksit halinde ödenmesi taraflarca kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 7’nci maddesinde üst üste iki kira bedelinin ödenmemesi veya geç ödenmesi halinde sözleşmenin feshedileceği hükme bağlanmıştır. Yapılan incelemede, ayrıntısı aşağıdaki tabloda gösterildiği üzere, sözleşme kapsamında 2021 ve 2022 yıllarında ödenmesi gereken toplam 9 taksitin hiçbirinin süresinde ödenmediği ancak sözleşmenin feshine ilişkin bir girişimde bulunulmadığı görülmüştür.

Benzer bir durum Antalya Stadyumunun ve müştemilatında bulunan ticari alanların Derneği’ne 3 yıllığına kiralanmasına ilişkin kira sözleşmesinin uygulaması için de geçerlidir. Sözleşmenin 16’ncı maddesinde yıllık kira bedelinin 4 taksitte ve sözleşmede yazılı tarihlerde ödeneceği, 24’üncü maddesinde kira bedelinin ödenmemesi halinde bu durumun giderilmesi için 30 günlük süre verileceği, aykırılığın bu süre içerisinde de giderilmemesi halinde sözleşmenin tek taraflı feshedileceği ve yıllık kira bedeli tutarında ayrıca tazminat alınacağı hüküm altına alınmıştır. Yapılan incelemede; 2020-2022 yılları arasında ödenmesi gereken 10 taksitten 4’ünün henüz ödenmediği, kalan 6’sının ise sözleşmede belirtilen tarihlerden ortalama 11 ay sonra ödendiği tespit edilmiştir.

Kamu idaresi cevabında, kira sözleşmesi hükümlerine uyulmamasına ilişkin tespitler ile ilgili bir açıklama bulunmamaktadır.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nun 38’inci maddesinde, kamu gelirlerinin tarh, tahakkuk, tahsili ile yetkili ve görevli olanların, ilgili kanunlarda öngörülen işlemlerin zamanında ve eksiksiz olarak yapılmasından sorumlu oldukları belirtilmektedir. Bu çerçevede sulh ve kira sözleşmelerinin uygulanmasında ve sözleşmeler kapsamındaki alacakların tahsil edilmesinde yetkili ve görevli olanlarca bu görevlerin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.

Buna göre, Bakanlık alacaklarının tahsilini kolaylaştırmak amacıyla düzenlenen sözleşme hükümlerinin spor kulüplerince uygulanıp uygulanmadığının ve kira alacaklarının süresinde ödenip ödenmediğinin takibi, sözleşmeye aykırı durumların mevcudiyeti halinde sözleşmede öngörülen cezai şartların uygulanması gerekmektedir.

Yorumunuzu Paylaşın

SON YAZILAR