Yargıtay 13. HD., 29.11.2019, E. 2016/15775 K. 2019/11942
MAHKEMESİ: Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı kulüp ile aralarında yaptıkları 01.06.1999 – 01.06.2003 yıllarına sari sözleşme kapsamında, 2002-2003 sezonu için federasyon nezdinde tek tip sözleşmenin yapılabilmesine yönelik davalı kulübün yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalıya keşide edilen ihtarnamelerden sonuç alınamadığını, bu nedenle 2002-2003 sezonunda başka bir kulüp ile sözleşme yapılmak zorunda kalındığını, borçlar kanunu hükümlerine göre davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek; fazlaya dair haklar saklı tutulmak suretiyle 368.250 USD karşılığı 520.000,00 TL alacağın tahsil tarihindeki dolar cinsi döviz kuru da hesaplanmak suretiyle 06.09.2002 tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, sporcu sözleşmesinden kaynaklı temerrüt hükümlerine dayalı alacak isteğine ilişkindir. HMK’nun 297/1-c maddesinde hükmün tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıa hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bundan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsaması gerektiği, 297/2. maddesinde de hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerektiği açıklanmıştır. Mahkeme kararının gerekçesinde, taraflar arasında görülen … 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/851E., 2008/260 K. sayılı dosyası ile Gençlik ve Spor Bakanlığı Tahkim Kurulu ve Türkiye Basketbol Federasyonu Yönetim Kurulu kararlarından bahsedilip, daha önce açılan davalarla ilgili görev hususunun çözümlenmemiş olduğu, davalının görev ve derdestlik itirazının yerinde olduğu, ayrıca zamanaşımı süresinin de dolduğu saptaması yapılarak davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa ki, öncelikle dava şartları yönünden inceleme ve değerlendirme yapılmalı, HMK 114. maddesinde sayılan dava şartları yönünden bir eksiklik görülmezse, ileri sürülen zamanaşımı yönünden somut olayın özelliğine göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, görev ve derdestlik itirazları yerinde görüldükten sonra dosyadan el çekilmesi gerektiği halde, zamanaşımı itirazı hususunda da değerlendirme yapılarak karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, daha önce açılan davanın, zamanaşımı yönünden bu davaya olan etkisi tartışılmaksızın karar verilmiş olması hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde yazılması kuralına aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz talebinde bulunan davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.