spor hukuku spor yapılanması spor yönetimi Sporun Yapılanması

Türkiye Futbol Federasyonu, TBMM’de Savunma Verdi

Türkiye Futbol Federasyonu ile Kamu Denetçiliği Kurumu arasındaki gerginlik TBMM‘ye taşındı.

Kamu Denetçiliği Kurumu, iki seneden beri Türkiye Futbol Federasyonu‘na karşı yapılan başvurularda TFF‘nin kamu kurumu olduğuna işaret ediyor ve TFF‘nin özellikle adil yargılanma ilkesine aykırı davrandığını tespit ederek tavsiye kararları veriyor.

TFF, KDK‘nın soruşturmalarında KDK‘ya yanıt bile vermekten imtina ediyor. TFF, Anayasa’daki spor tahkimi ile ilgili düzenlemesini gerekçe gösteriyor ve KDK‘nın TFF hakkında soruşturma açamayacağını, TFF ile ilgili karar veremeyeceğini iddia ediyor.

TFF‘nin hukuk tanımaz ve TBMM‘nin iradesini hiçe sayan tutumu tepki görmeye başladı. En sonunda, TFF, TBMM‘ye davet edildi ve savunma vermesi istendi.

TFF başkan vekili ve aynı zamanda Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, TFF’yi temsilen TBMM Dilekçe Komisyonu İle İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Üyelerinden Kurulu Karma Alt Komisyonu‘nda savunma yaptı. Toplantı tutanağı için bkz. https://tinyurl.com/y2ccrgpn

Komisyon toplantısında kamu denetçisi Arif Dülger ve KDK uzmanı Sevgi Salar‘ın özellikle TFF‘nin uluslararası standartlarla örtüşmeyen yapısı ve kararları ile ilgili tespitlerine odaklanmak gerekiyor.

Mehmet Baykan‘ın hiçbir soruya yanıt verememesi de dikkat çekiyor. Baykan ezbere konuşmuş ama FIFA ve UEFA‘nın yaptırımları ile ilgili örnekler sorulduğunda “bilmiyorum” demiş. Soru-cevap bölümünde Konya milletvekili Fahrettin Alkuş, Mehmet Baykan‘dan somut savunma alamadıklarını ifade etmiş.

Açıkçası, Spor Hizmetleri Genel Müdürü Mehmet Baykan‘ın TFF yönetiminde olması bile tek başına devletin futbola müdahalesidir. Futbolu devlet yönetmektedir. FIFA bu konuda samimi olsaydı, çoktan TFF‘ye yaptırım uygulardı.

TBMM alt komisyon üyesi milletvekilleri de konudan pek haberdar değillermiş. Konuya o kadar uzaklarmış ki, bir üye dışında diğer üyeler boş boş konuşmuşlar.

TFF-KDK ilişkisi ve TFF’nin TBMM alt komisyonuna verdiği savunma hakkında kapsamlı çalışma yapılması gerekiyor. Baykan‘ın savunması çok zayıftı. Baykan’ın atıf yaptığı, Prof. Sait Güran‘ın makalesi ise TFF‘nin kamu kurumu olmadığını iddia eden tek makaleydi. Konu hakkında yazı kaleme alan bütün akademisyenler, TFF‘nin kamu kurumu olduğunu belirtiyorlar. Ayrıca Baykan’ın YSK kararına hiç değinmemesi dikkat çekici. TFF, Baykan‘ın milletvekiliği adaylığı için YSK‘dan görüş istemişti. TFF‘nin talebi üzerine, YSK, TFF‘nin kamu kurumu olduğunu açıklamış ve milletvekilliği adayı olacak TFF yöneticilerinin kurumdan istifa etmeleri gerektiğini belirtmişti. YSK‘nın kararı üzerine, Baykan TFF‘den istifa etmişti.

Maalesef alt komisyon üyelerinin bilgisizliği sayesinde Baykan rahat rahat konuşmuş. Kimse ona bilgi dolu sorular yöneltmemiş. Ezber, slogan sözler söylenmiş.

İleride bu konuları uzun uzun tartışacağız.

Aşağıda toplantı tutanağının TFF ile ilgili bölümünü paylaşıyorum. Spor hukukuyla ilgilenenlere bu tutanağı okumalarını tavsiye ederim.

16 Ekim 2019 Çarşamba

BİRİNCİ OTURUM

Açılma Saati: 11.05

BAŞKAN : Ahmet Salih DAL (Kilis)

——0——

BAŞKAN – Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, Kamu Başdenetçimiz ve kamu denetçisi arkadaşlar, kamu kurum ve kuruluşlarımızın çok değerli temsilcileri, basın mensupları ile kıymetli katılımcılar; hepiniz hoş geldiniz.

Toplantı yeter sayımız vardır.

Karma Komisyonun 13 Şubat 2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda almış olduğu karar gereğince kurulan karma alt komisyonun 3’üncü toplantısını açıyorum.

Çok değerli katılımcılar, Kamu Denetçiliği Kurumu, kamu hizmetlerinin işleyişinde bağımsız ve etkin bir şikâyet mekanizması oluşturmak suretiyle idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak üzere oluşturulmuştur. Bu yönüyle Kamu Denetçiliği Kurumu, gerek kurumlar arası gerek kişi ve kurumlar arası çözülemeyen ve bir karara bağlanmayan birçok konuyu mahkemelere ulaşmadan almış olduğu tavsiye kararları neticesinde sorunları çözmüş ve zaten çok yoğun olan mahkemelerimizin yükünü de bu şekilde hafifletmiştir ve bu şekilde hem maddi hem manevi hem de zamandan tasarruf edilmiştir.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli katılımcılar; karma alt komisyonda teamül hâlini almış bu görüşmelerdeki amacımız, kurumun karar vermesinde büyük önemi olan bilgi ve belge temininin önündeki engellerin kaldırılmasını sağlamak suretiyle idarelerin Kamu Denetçiliği Kurumuyla etkin iş birliği yapmalarını temin etmek ve kurumların Kamu Denetçiliği Kurumu tavsiye kararlarına uymama gerekçelerini değerlendirerek çözüm önerileri geliştirmektir. Bildiğiniz üzere, daha önce de 2 toplantı yapmış, aynı gündemle farklı kurumları dinlemiştik. Bugün de Türkiye Futbol Federasyonu, Biga Belediyesi ve Kadıköy Belediyesinden gelen yetkili arkadaşlarla bu konuları görüşeceğiz.

(…)

HÜDA KAYA (İstanbul) – Ara verelim.

BAŞKAN – Yok, Türkiye Futbol Federasyonuna geçeceğiz.

Şimdi, tabii, Türkiye Futbol Federasyonuna geçmeden önce bir konuyu belirteyim. Özellikle Kamu Denetçiliği Kurumunun sorun yaşadığı veyahut da anlaşamadığı diyelim, kurumlarımızdan bir tanesi. Yani Türkiye Futbol Federasyonunun Anayasa’nın 59’uncu maddesine dayanarak bir başka kurum tarafından denetlenmesi, incelenmesinin mümkün olmadığını, aynı zamanda uluslararası bir örgüt olan FIFA ve UEFA’ya bağlı olduğunu, bu nedenle de Kamu Denetçiliği Kurumuna yapılan şikâyetleri bu sebepleri göstererek bilgi ve belge teminini zamanında yapmama veya reddetme gibi daha önceki başvuruları vardır.

Tabii, Kamu Denetçiliği Kurumu -yani burada hukukçularımız çok daha iyi bilirler ki- zaten yargılayıcı bir kurum değildir ve aynı zamanda denetim de yapmıyor. Sadece başvurulan dilekçelere bakarak o dilekçelere dostane bir çözüm, biraz önce Başkanımız özellikle altını vurguladı, dostane bir çözüm yani kişi ve kurumlar arası ve iki kurum arasındaki anlaşmazlıkları veya uyuşmazlıkları dostane bir çözüm noktasını bulup halletmektir. Şimdi, bu konuda…

(…)

BAŞKAN – Anlaşılmıştır.

Peki, teşekkür ediyoruz.

Şimdi Kamu Denetçiliği Kurumunun 2018 yılı raporunda, Türkiye Futbol Federasyonunun 2017/3619, 2017/11462, 2017/14251, 2017/14323 ve 2017/14328 numaralı başvurulara ilişkin olarak kurumun bilgi ve belge edinme taleplerine olumlu yaklaşmadığı bildirilmiştir. Yine, Federasyon tarafından Kamu Denetçiliği Kurumuna yazılan bazı yazılarla talep edilen bilgi ve belge taleplerinin karşılıksız bırakıldığı anlaşılmıştır. Tabii, bugün Karma Alt Komisyonumuz olarak meseleyi çözüme kavuşturabileceğimiz inancıyla tarafları bir araya getirmeyi arzuladık ve iki tarafa da -gerek Kamu Denetçiliğinden Başkanımız ve en üst düzeyde denetçi arkadaşlarımız gerekse de Federasyonda Yönetim Kurulu Üyesi ve Spor Genel Müdürümüz – üst düzeyde katılım sağladıklarından dolayı teşekkür ediyoruz. İnşallah, değerli milletvekillerimizin de görüşleriyle bu meseleyi olgunlaştırarak bugün ciddi bir merhale almayı düşünüyoruz.

Bu konuyla ilgili sözü, Kamu Denetçimiz Sayın Dülger’e veriyorum.

Buyurun Sayın Dülger.

KAMU DENETÇİSİ ARİF DÜLGER – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, kamu kurum ve kuruluşlarının saygıdeğer temsilcileri; hepinize hoş geldiniz diyor ve iyi çalışmalar diliyorum.

Malumlarınız olduğu üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kamu hizmetlerinin iyileştirilmesine matuf olmak üzere, kamu kurum ve kuruluşların idarelerinin her türlü eylem ve işlemleri ile kararlarını, tutum ve davranışlarını incelemek üzere kamu denetçiliği kurumu kurulmuştur. Kamu denetçiliği kurumu insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde idarenin tüm işlemlerini, tüm kararlarını hukuka ve hakkaniyete uygunluk bakımından incelemek üz ere görevlendirilmiştir.

Kamu denetçiliği kurumu Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı bir kurumdur ve bir yargı merci değildir, asla yargıya alternatif de değildir. 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kanunu’muzun 1’inci maddesi amacımızı açıklamakla birlikte, 3’üncü maddesi idare tanımına yer vermiştir. İdare tanımı içinde merkezî yönetim kapsamındaki idareler, belediyeler, belediyelere bağlı işletmeler, iştirakler veya birtakım fonlar yanında, kamu hizmeti yürüten özel hukuk tüzel kişilerini de saymıştır idare kapsamı içinde. Aynı Kanun’umuzun 5’inci maddesi ise kamu kurumunun yetki alanı dışında kalan kurum ve kuruluşları sıralamıştır.

5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre Türkiye Futbol Federasyonu yani TFF özel huku k hükümlerine tabi tüzel kişiliğe sahip özerk bir kuruluş olarak tanımlanmakta ise de yürüttüğü hizmetlerin kamu hizmeti kapsamında olduğu izahtan varestedir. Anılan Kanun’umuzun 5’inci maddesi kurumun görev alanı dışındaki işlem ve kuruluşları saymıştır. Bu kurumlar arasında TFF ve faaliyetleri zikredilmemiştir.

Kamu denetçiliği kurumu, Sayın Başkanımızın ve diğer arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, Türkiye Büyük Millet Meclisine bağlı olarak çalışmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içinde kamu hizmeti yürüten özel ve hukuk tüzel hiçbir kurumun Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimi dışında sayılması kabul edilebilir bir şey değildir. Yani bunlar Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki bütün kamu kurum ve kuruluşları veyahut da kamu hizmeti gö ren özel hukuk tüzel kişileri Meclisin denetimine tabidir. Bunu da takdirlerinize arz ediyorum.

Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından Anayasa ve TFF Teşkilat Kanunu çerçevesinde TFF hakkında yapılan başvurular kuruluşumuzu ihdasından bugüne kadar incelemeye alınmıştır. 2016 ve 2018 yılları arasında Türkiye Futbol Federasyonu spor faaliyetleriyle ilgili olarak gerek spor adamları, antrenörler veya diğer yönetim kurulu üyeleri tarafından kurumumuza şikâyette bulunulmuştur ancak bu inceleme esnasında, Kamu Denet çiliği Kanunu uyarınca talep etmiş olduğumuz bilgi ve belgeler TFF tarafından çeşitli gerekçeler ileri sürülerek gönderilmemiştir, yalnızca bir açıklama yapılmakla yetinilmiştir. TFF tarafından bu belgelerin gönderilmeme gerekçelerinin hukuka uygun olmadığı değerlendirilmektedir. Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından TFF hakkında 9 tane tavsiye kararı verilmiştir. Bu kararlarımızla ilgili Sayın Başkanımıza karar tablomuzu arz etmiş bulunuyoruz ancak TFF tarafından bu kararlardan sadece Yaşar Aşçıoğlu başvurusuna yanıt verilmiş, diğerlerine yanıt verilmemiştir. Bilgi ve belge taleplerinde verilen yanıtlarda ise TFF’nin karara uymama gerekçeleri ile sunulan iddialarda TFF’nin hukuka uygun olmayan tutum ve davranışı sergilemeye devam ettiği görülmektedir. Şöyle ki : TFF verdiği cevabi yazılarda, örnek olarak Türkiye Futbol Federasyonunun 17/8/2019 tarih ve 13702 sayılı kurumumuza verdiği bir cevabi yazıda –ki bu, Yaşar Aşçıoğlu dosyasıyla ilgilidir- TFF’nin idare olmadığı, kamu hizmeti görmediğini, ayrıca TFF hakkında inceleme ve araştırma yapmanın uluslararası futbol hukukunun ihlali olduğu, FİFA ve UEFA yaptırımlarıyla karşılaşacağı iddia edilmektedir. Yani cevap verilmeme veyahut da kararlara uyulmamanın temel gerekçesi olarak bunun gösterilmekte olduğu anlaşılmaktadır.

FİFA ve UEFA İsviçre’de kurulu dernek niteliğinde yapılardır, uluslararası örgüt değildirler. UEFA ve FİFA’nın Türkiye Cumhuriyeti devletinin Anayasası üzerinde herhangi bir yaptırımı olamaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bağımsızdır. FİFA ve UEFA kurallarına uyması gereken TFF’dir. FİFA ve UEFA’nın ürettiği talimat ve statülere TFF’nin statü ve talimatlarının ne kadar uyduğu ise tartışmalıdır.

Takdir ederseniz bu konularda teknik açıklamaları Uzmanımız Sevgi Hanım siz eğer uygun görürseniz yapabilir.

Ben müsaade ederseniz bitireyim Başkanım.

BAŞKAN – Yani olabilir, biz de daha önce Sevgi Hanım’la bu konuları görüştük. Kendisi gerek Avrupa’da, İspanya’da ve birkaç ülkede buradaki federasyonlarla ilgili ciddi bir çalışma başlatmıştı.

Buyurun Sevgi Hanım, size söz verelim o zaman. Siz de beş dakikada bir toparlarsanız…

KAMU DENETÇİLİĞİ UZMANI SEVGİ SALAR – Sayın vekillerim, Sayın Başdenetçim, sayın denetçilerim, Sayın Genel Müdürüm; açıkçası, bu kadar erken söz almayı beklemiyordum. Konuya Sayın Denet çimin bıraktığı yerden devam edeceğim müsaadenizle.

Sayın Denetçimin de ifade ettiği gibi, bizim bilgi, belge taleplerimize ve de tavsiye kararımıza verilen yanıtlarda TFF’nin idari olmadığı, TFF’nin yaptığı gördüğü işlevin kamu hizmeti kapsamında sayılmasının mümkün olmadığı ve FİFA ve UEFA içerisinde bir sisteme dâhil olduğu TFF’nin ve bir Kamu Denetçiliği Kurumunun yapmış olduğu bu incelemelerin eğer tavsiye kararına uyarsa bu FİFA ve UEFA yaptırımlarıyla karşılaşabileceği gibi birtakım yanıtlar almış bulunmaktayız. Bunlarla ilgili araştırmamızı tabii ki de yaparak biz bu kararları hazırladık. Ben de önünüzdeki tablolardan devam etmek istiyorum, çok da fazla detaya girmeden. Şimdi, burada bize TFF’yle ilgili gelen ve esasa geçtiğimiz yani incelemeye aldığımız ilk başvuru 2016 senesinde ve başvuru teknik b ir konuyla ilgili, bir antrenör başvurusu idi. Pro lisans kursu davetiyle ilgili bunun herkese gönderilmemesi, sayısının çok az olması ve bunun da çalışma hakkını ihlal ettiği iddialarıyla gelen bir başvuruydu. Biz burada çalışma hakkının ihlali tespitinde bulunmadık. Ayrıca, TFF’nin iş ve işlemlerinin hâlihazırda kendilerinin de ifade etmiş oldukları bu uluslararası sistem dâhilîde uygun olduğunu söyledik ve TFF lehine bir karar verdik fakat TFF bize bir yanıt verdi, ret kararımıza yanıt verdi, dedi ki: “TFF devletin gözetimi ve denetimi altında kurulmuş bir yapı değildir.” Şimdi, normalde ret kararına yanıt verilmesi gerekmiyor. Onun dışında, devam ediyorum, bir yönetim kurulu üyesi başvurusu oldu 2017 senesinde. Başvurana Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Disiplin Kurulu tarafından birbiri ardına verilen disiplin cezaları hakkında bir başvuruydu. Bununla ilgili bazı talepleri oldu başvuranın örneğin bu disiplin cezalarına ilişkin ve çeşitli iddiaları oldu. Biz de şöyle bir tavsiye kararı verdik, dedik ki: Tahkim Kurulu ve Profesyonel Disiplin Kurulunun FİFA ya da CAS gibi -hâlihazırda, yine sayın TFF yetkililerinin bize vermiş olduğu, kullanmış olduğu terminoloji çerçevesinde söylüyorum – uluslararası futbol hukuku çerçevesindeki sistem içerisinde belirlenen birtakım uluslararası standartlar dâhilinde olmadığı tespitinde bulunmakla buna ilişkin bir çalışmanın TFF tarafından başlatılması yönünde bir tavsiye ve yine Türkiye Futbol Federasyonunun FIFA’nın etik koduna benzer bir mevzuat, bir yapılanma kendi içerisinde kurmasının faydalı olacağı yönünde bir tavsiye kararı çıkartıyoruz. Yani yine TFF’nin bize verdiği yanıtta yine TFF’nin kamu idaresi olmadığı, kamu hizmeti görmediği, kamu gözetim ve denetiminin dışında olduğu FIFA ve UEFA gibi aynı benzer cevaplar verildi. Daha fazla vaktinizi almak istemem ama sonraki başvurular ve verdiğimiz kararlara zaten TFF tarafında yanıt verilmedi. Konuyu şuraya getirmek istiyorum saygıdeğer vekillerim, TFF’nin bize vermiş olduğu yanıtlarda bizim yapmış olduğumuz tavsiyelerin uygulanamaz olduğu gibi bir gerekçeler var üç sayfa, dört sayfa. Biz TFF tarafından uygulanamayacak tek bir tavsiye dahi vermedik, hepsi yine TFF’nin kendi takdir yetkisine, TFF’nin yapısına, TFF’nin özerkliğine saygı duyarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin vermiş olduğu yetkiyle kurulan Türkiye Futbol Federasyonunun bu çerçevede kendisine atılı ve kendisine verilmiş olan görevleri daha iyi yapması hususunda birtakım tavsiye ve önerilerde bulunuyoruz. Bunlar yapılamayacak, uygulanamayacak tavsiyeler değildir.

Daha sonra soru olursa yanıtlayabilirim.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Arif Bey, ekleyeceğiniz bir şey kaldı mı?

KAMU DENETÇİSİ ARİF DÜLGER – Sayın Başkanım, biraz daha devam edeceğim, aktaracağım şeyler vardı müsaade ederseniz.

BAŞKAN – Buyurun.

Biraz daha tabii, toparlarsak. Yani meselenin iyice anlaşılması yani çünkü bir sorun var, Federasyon Yönetim Kurulu üyemiz, Genel Müdürümüz de buradalar. O da dinlemiş olsun, ona göre cevaplar versin diye.

Buyurun.

KAMU DENETÇİSİ ARİF DÜLGER – Özetle Kamu Denetçiliği Kurumu tavsiye kararında TFF’ye FIFA’nın etik koduna uyması yönünde çalışma yapması yönünde tavsiyede bulunmuştur. Öte yandan, TFF’nin iş ve işlemleri nedeniyle AİHM önünde TFF aleyhine 8 adet derdest başvuru bulunmaktadır. Bunun en önemli sebebi Anayasa’da yapılan değişiklik ve TFF’nin spor yargılama sistemindeki zafiyettir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi henüz incelemesini bitirmemiştir. TFF’nin iş ve işlemlerine karşı bir denetim mekanizması kurulması elzemdir. Ayrıca, TFF’nin Kamu Dene tçiliği Kurumu’nun tavsiye kararına uymama gerekçelerinden bir tanesi de TFF’nin futbol disiplin talimatıdır. Ancak Kamu Denetçiliği Kurumu TFF’nin uygulayamayacağı herhangi bir tavsiyede bulunmamıştır. Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından tahkim, disiplin kurulu kararlarının kaldırılması, değiştirilmesi tavsiyesinde de bulunmamıştır. Yani spor faaliyetlerinin özüne veya kurumun teşkilat yapısına ilişkin değildir. Çalışma tarzı ve UEFA ve FIFA gibi uluslararası dernek statüsündeki kuruluşların etik kodlarına uygun bir yapılanma yapılması istenmektedir.

Tavsiyelerimiz; TFF teşkilatında yer alan başkan, yönetim kurulu üyeleri hakkında yürütülecek soruşturma ve yargılama iş ve işlemleri için FIFA etik kodu, TFF statüsünün ilgili maddeleri de göz önüne alınarak hukuka uygun mevzuat düzenlemesinin yapılması. TFF statüsü, disiplin kurulu talimatı ve tahkim kurulu talimatında tarafsız ve bağımsızlığı sağlayacak gerekli değişikliklerin yapılması yönünde çalışmaların başlatılması.

TFF tahkim kurulunun kararlarını gerekçeli hazırlanması, bunların taraflara usulünce tebliğ edilmesi ve gerekçeli kararların internet sitesinde yayımlanması.

İyi yönetişim ilkelerinden kanunlara uygunluk, şeffaflık, hesap verebilirlik, nezaket kararlarının gerekçeli olması ilkelerine uygun davranması hususunda Türkiye Futbol Federasyonuna tavsiyede bulunması şeklindedir kararlarımızın özeti.

Tavsiyelerin tamamı TFF tarafından uygulanabilir niteliktedir. Bilindiği üzere kurumun tavsiye kararları ilgili idarenin isterse uyacağı isterse uymayacağı kararlar niteliğinde değildir. Demokratik hukuk devletinde ilgili idare fiilen uygulanabilir nitelikteki ombudsman kararını uygulamakla mükelleftir. Biz TFF’yle iyi ilişkiler içinde bulunmak ve iş birliği yapmak istiyoruz kurumsal olarak. Bu meyanda geçtiğimiz yılın mart ayı başında TFF temsilcilerinin; genel sekreterinin, baş hukuk müşavirinin ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı, sayın genel müdürümüzün de bakanlığı temsilen katıldığı bir çalıştay yaptık. Bu meyanda olumlu ilişkileri sürdürmek isti yoruz. Çalıştayımız neticesinde çalıştayımızı kitaplaştırdık. “Sporda Hak İhlalleri Ve Denetim Çalıştay Raporu” olarak kamuoyunun takdirlerine arz ettik.

Benim söyleyeceklerim bu kadar.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Ben de teşekkür ediyorum.

Federasyonu da dinleyelim, ondan sonra söz alsın.

KAMU DENETÇİSİ YAHYA AKMAN – Yönetim değişti Başkanım.

BAŞKAN – Tabii, orada da yönetim değişti.

Sayın Genel Müdürümüzün de bu konulardaki hassasiyetini gerek kulüplerimizde gerek federasyonda şeffaflığın ön planda olmasıyla ilgili hassasiyetini biliyoruz. Dolayısıyla, şimdi sözü Sayın Genel Müdürümüz Mehmet Baykan Bey’e veriyorum.

Buyurun Sayın Genel Müdürüm.

TFF BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Sayın Başkanım, sayın milletvekillerim, çok değerli Başdenetçim, Kamu Denetçiliği Kurumu üyelerimiz, denetçilerimiz; salonda bulunan diğer hazırunu ve sizleri saygıyla selamlıyorum.

Efendim, burada Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekili ve hukuktan sorumlu yönetim kurulu üyesi olarak bulunduğumu ifade etmek istiyorum. Ayrıca, zatıalinizle Sayın Başkanım, önceki zamanlarda yaptığımız görüşmelerde Türkiye Futbol Federasyonunun olaya bakışını, katılım sağlaması konusundaki hassasiyetinizi Sayın Bakanımıza ve şahsımla genel müdüre iletmiştiniz. Bu açıdan da burada en üst düzeyde temsil edilme konusunda hassasiyet gösterildiğini ifade etmek istiyorum.

Sayın Başkanımız Nihat Özdemir Bey’in selam ve hürmetlerini iletiyorum.

BAŞKAN – Aleyküm selam.

TFF BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Önceki gün Fransa’da, Türkiye’de, Konya’da 2-0 mağlup ettiğimiz Fransa’da, Fransa’yla 1-1 berabere kalarak aldığımız puanın da grup liderliğinin ülkemizin yaşadığı bu kritik ortamlarda ne kadar sevindirici, ne kadar birleştirici bir unsur olduğunu görmek, zaten bildiğimizi bir kez daha yaşamak bizleri son derece mutlu etmiştir. Futbolun ve sporun bu yönleriyle daha çok kamuoyunda konuşulması, tartışılması bizi mutlu etmektedir. Ama bugün Komisyonunuzda başka bir yönle konuları paylaşacağız. Paylaşırken de aslında futbol konusunun ülkenin önemli değerlerinden sporun tamamıyla ki olmadığımız alanlarda jimnastikte elde edilmiş dünya şampiyonluğu ve dünya ikinciliğinin, boksta bayanlar kategorisinde elde edilmiş dünya şampiyonluğu ve ikinciliklerinin, goalball Avrupa şampiyonasında kızlarımızın elde ettiği Av rupa şampiyonluğunun da bu haftaya denk gelmesinin Mehmetçiğimizin ülke dışında verdiği mücadele ortamında çok sevindirici olduğunu ifade etmek istiyorum. Yani sporu bu yönleriyle değerlendirelim, konuşalım diye düşünüyorum. Ama tabii ki önümüzde bir sorun var. Bu sorunu da çözmemiz gerekiyor.

Değerli heyet, Türkiye Futbol Federasyonunun ya da futbol organizasyonunun elbette ülke içerisinde kurulu bulunan tüm kurum ve kuruluşların denetiminde, gözetiminde yürümesini biz de isteriz. Türkiye Cumhuriyeti devl etinin bir mensubu olarak, bir evladı olarak otuz yılı aşkın bir süredir spor alanında, farklı alanlarda görev yapmış, STK’ler, devlet boyutuyla bir kişi olarak elbette Kamu Denetçiliği Kurumumuzun, elbette Meclisimizin denetim noktasında ya da tavsiye noktasında etkin olmasını biz de isteriz ama dünyada spor yönetimlerinin, özellikle futbol yönetiminin evrensel gerçekleri var. Bu evrensel gerçekleri bir kenara bırakarak ülke içerisinde futbolun yönetim tarzıyla alakalı evrensel gerçeklerin üstünde bir muhataplık Türkiye’de futbolun oynatılması, organize edilmesi adına zararları olacaktır. Nitekim FIFA ve UEFA kendi kurallarına uygun hareket etmeyen, çalışmayan ülkelere zaman zaman üyelikten çıkarma, zaman zaman devre dışı bırakma, zaman faaliyetlerden men etme gibi kararlar vermektedir. Nitekim, Kuveyt Futbol Federasyonu uzun bir süre devre dışı bırakılmıştır. İran Futbol Federasyonu bir süre devre dışı bırakılmıştır. Baktığınız zaman, verilen kararlarda tamamıyla FIFA ve UEFA normlarına uymamak söz konusudur. Türkiye, UEFA statüsünün 5’inci maddesinde yer alan üye federasyonların kendi ülkelerinde futbolla ilgili tüm hususların düzenlenmesi ve uygulanmasından sorumlu olması gerektiği düzenlenmesine uymak zorundadır. Türkiye ve FIFA statüsünün 14’üncü maddesi uyarınca üye federasyonlar, işlemlerini bağımsız şekilde idare etmek ve kendi işlemlerinin FIFA statüsünün 19’uncu maddesi kapsamında üçüncü kişilerin etkisi altına alınmamasını sağmakla yükümlüdür.

FIFA’ya üye olabilmek için federasyonların, ülkelerindeki her tür futbolu organize ve idare etmekle sorumlu olmaları gerekmektedir. FIFA her ülkeden sadece bir kuruluşu üye federasyon olarak tanımaktadır. FIFA s tatüsünde ayrıca bu yükümlülüklerin ihlali hâlinde, üçüncü kişilerin etkisindeki üye federasyonun kusuru bulunmaması durumunda dâhi çeşitli yaptırımlar uygulanabileceği belirtilmektedir. FIFA statüsünün “Üye federasyonların ve Organlarının Bağımsızlığı” başlıklı 19’uncu maddesindeyse üye federasyonların üçüncü kişilerin etkisi olmaksızın işlemlerini bağımsız şekilde idare etmekle yükümlü oldukları belirtilmektedir.

UEFA statüsünün “Üye Federasyonların Yükümlülükleri” başlıklı mükerrer 7’inci maddesinde de benzer bir hüküm yer almaktadır. Buna göre, üye federasyonlar işlemlerini, üçüncü şahısların usule aykırı bir etkisi olmadan, bağımsız olarak yönetir. Üye federasyonlar, kendi statülerinde, yönetim kurulunun özgürce seçildiği ve diğer organların tamamen bağımsız bir şekilde seçilmesini veya atanmasını güvence altına alan demokratik bir prosedür sağlar. Bu prosedüre uygun olmaksızın seçilmemiş veya atanmamış bir kurul veya bir kurul kararı, geçici dâhi olsa UEFA tarafından tanınmaz.

Sayın Denetçimin ifadelerinden ben anlıyorum ki aslında konu Türkiye Futbol Federasyonunun… Evet, Sayın Başkan da ifade ettiler, tavsiyelere uymayan başkanlıklarda, yönetimlerde değişikler yaşandığını, Türkiye Futbol Federasyonunda da 1 haziranda…

BAŞKAN – Başkanım, bir araya girebilir miyim?

TFF YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Buyurun.

BAŞKAN – Özellikle, Kuveyt ve İran’la ilgili, onların niçin FIFA’dan uzaklaştırıldığıyla ilgili bilgi var mı?

TFF YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Ayrıntıları bilmiyorum ama FIFA kurallarına, UEFA kurallarına uymamaları, statü dışında hareket etmeleri, vesaire noktasında olduğunu biliyorum ama olayı ayrıntılarıyla bilmiyorum.

BAŞKAN – Anladım.

Buyurun.

TFF YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Gördüğümüz ve anladığımız kadarıyla -ki Sayın Denetçimin belirttiği panelde ben de konuşmacıydım- bir üslup ve yaklaşım sorunu vardır. Türkiye Futbol Federasyonunun –tahmin ediyorum- verilen kararlara veya tavsiyelere cevap dâhi vermenin –bunu biraz aşırı görüyorum doğrusu, Futbol Federasyonu tarafından- bir muhataplık oluşturacağı ve UEFA, FIFA standartlarına ya da statüsüne aykırılık oluşturacağı gibi aşırı bir hassasiyetle hareket ettiklerini düşünüyorum.

BAŞKAN – Doğrudur, biz de öyle düşünüyoruz.

TFF YÖNETİM KURULU ÜYESİ VE BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Bunun diyalogla, görüşmelerle, karşılıklı fikir teatisiyle aslında bu noktaya, bu sertliğe gelmemesi gerektiğini düşünüyorum ama diğer taraftan, Sayın Denetçimin ”İlla ki Futbol Federasyonu denetlenmelidir.” yaklaşımını da doğru bulmuyorum.

1988 yılında yürürlüğe giren 3461 sayılı Yasa, Federasyonun bütün faaliyet ve işlemlerini Başbakanlığın gözetimine verirken 1992’de yürürlüğe giren 3813 sayılı Yasa bu yetkiyi spordan sorumlu devlet bakanlığına vermiştir. 29/11/2007 tarihli ve 5719 sayılı Yasa’yla yapılan değişikl ikle 3813 sayılı Yasa’nın 31’inci maddesinin “Bakanlığın gözetim ve denetimi” başlığını taşıyan hükmü tümüyle değiştirilmiş ve spordan sorumlu bakana tanınan bir yetkiye yer verilmemiştir. 5894 sayılı yeni Yasa’da TFF’nin merkezî idare veya ilgili bakanlıkla ilişkileri konusunda herhangi bir düzenleme yoktur.

Bununla birlikte, 5894 sayılı Kanun’un “Türkiye Futbol Federasyonu’nun Görevleri” başlıklı 3’üncü maddesinin 1(f) bendinde, FIFA ve UEFA’nın yetkili organları tarafından konulan kuralların, gereği gibi uygulanmasını sağlamak TFF’nin görevleri arasında sayılmıştır.

Yani kanunda olan, devletin bakanlığı ya da bakanı vasıtasıyla gözetim ve denetim yetkisi aşama aşama kanun dışı bırakılmıştır. Türkiye Futbol Federasyonunun bir, seçimle gelen denetim kurulu denetimi, iki, bağımsız, uluslararası denetçi kuruluşlar tarafından yapılmak üzere iki denetimi mevcuttur. Asıl denetim, Türkiye Futbol Federasyonunun dört yılda bir seçimli, aradaki üç yılda her yıl yapılan seçimsiz mali genel kurullarında hesap verdiği genel kuruldur.

Gelelim Türkiye Futbol Federasyonunun özel hukuk tüzel kişiliğine ve idari bir işlem yerine getirip getirmediğine, bu açıdan denetim ya da çok değerli Kamu Denetçiliği Kurumumuzun tavsiye ya da denetimi tarafından muhatap olunup olunmadığına.

Değerli Başkanım, değerli milletvekillerim; FIFA, UEFA düzenlemeleri doğrultusunda yapılan kanun değişiklikleri sonrasında, özellikle 5894 s ayılı Kanun’un yürürlüğe girdikten sonra 2010 yılında, değerli hukukçu Profesör Doktor Sait Güran’ın makalesinde şu ifadeler yer almaktadır: “Orijini 1923’e kadar giden bugünkü TFF, kuşkusuz bir kanunla oluşturulmuştur. Kurucu yasa 3461 ve 3813 sayılı yasalarda belirtildiği gibi işlemlerinde özel hukuk hükümlerine tabi bir tüzel kişidir. Bir tüzel kişinin varlığını bir kanunla kazanmış olması, o tüzel kişiyi mutlaka kamu tüzel kişisi veya kamu kuruluşu yapmaz. Hukukumuzda, kanunla oluşmuş özel hukuk tüzel kişileri vardır ve bunların eylem, işlem ve sözleşmelerinden çıkan uyuşmazlıklar da adli yargının görev alanına girer. Kızılay ve Türk Hava Kurumu ilk akla gelen örneklerdir. Uluslararası futbol hiyerarşik yapısının ülkesel birimi konumundaki Türkiye Futbol Federasyonu da Türk idare teşkilâtına bağlamlı bir idari makam değildir. Yasada, Türkiye Futbol Federasyonuna verilmiş bir idari görev, yetki de yoktur. Futbol da bu statüdeki TFF’nin, bu kurallar uyarınca yürüteceği bir sportif faaliyettir. Bu niteliği gereği Türk idare hukuku kapsamında düşünülebilecek “kamu hizmeti” kavramı ve etkinliğiyle bir ilgisi de yoktur. Olay, futbol adlı global bir spor faaliyetinin, kendi uluslararası yapısı içinde ve kendi kural larıyla icrası ve uyuşmazlıklarının da gene kendisi tarafından çözümlenmesinden ibarettir. Futbol ve TFF, kaynağını doğrudan doğruya ulu sal değil, uluslararası futbol hukuku düzeninden ve düzenlemelerinden almaktadır.”

Bir kez daha tekrarlayalım ki ilk adımı 1988’de 3461’le atılan ve 1992 yılında 3813’le tamamlanan ve varlığını on altı sene sürdüren bu model, 5894’ le yeniden vurgulanarak tescil edilmiştir, idare hukukuyla hiçbir ilişkisi yoktur.

Yine Sayın Sait Güran’ın 2018 yılında verdiği bir görüş şu satıra kadar ki açıklamalarından sonra ne Kamu Denetçiliğinin kapsamı alanının dışında enternasyonel bir dünyanın konusu olan futbolun kendisini ne de Türkiye Futb ol Federasyonunun futbolu düzenlemesi, organize etmesi ve yönetmesi, denetlemesi, yaptırım uygulaması şeklindeki faaliyetini; Kamu Denetçiliği Kanunu madde 3, fıkra 1’in (e) bendinde tanımlanan ve bu kanunu yaparken yasa koyucu tarafından amaçlanan “idare” kavramı ve de “kamu hizmeti” kavramı içine dâhil etmeye hukuken olanak yoktur.

Kaldı ki aksi yöndeki bir düşünceden hareketle, Kamu Denetçiliğince, Türkiye Futbol Federasyonu hakkında, mütalaa konusu sorgulama, inceleme ve işlem yapma cihetine gidilmesi ihtimalinde, böyle bir durum, Türkiye Futbol Federasyonu, UEFA ve FIFA’nın koyduğu kurallarla yaptırımları içeren ve yeri geldiğinde uyguladığı “uluslararası futbol hukukunu” ihlal etmesi şeklinde değerlendirilebileceği gibi; Türkiye Büyük Millet Meclisinin 2011 yılı Anayasa değişikliğinden daha önce alıntıladığımız kelimeleriyle, Türkiye’nin “küresel egemen addettiği uluslararası spor hukuku kurallarını iç hukukuna yansıtması taahhütlerinin” gereğini yapmaması anlamına gelir.”

Sayın Başkanım, idarenin tavsiye üzerine değiştirebileceği bir eylem ve işlemi olmasıyla ilgili olarak birkaç şey söylemek istiyorum:

Kamu Denetçiliği Kurumu, bir idare bulunması hâlinde bu idarenin işleyişiyle İlgili her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını inceler, araştırır ve idareye önerilerde bulunur. Buradan idarenin söz konusu tavsiye kararı doğrultusunda işlem/eylem yapmaya veya işlem/eylemini bu tavsiye kararı doğrultusunda değiştirmeye yetkili olması gerektiği anlaşılmaktadır.

Tahkim Kurulu kararları, Anayasa’mızın 59’uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca sporun yönetimi ve disipline ilişkin kararları bakımından kesin olup bu kararlar aleyhine herhangi bir yargı mercisine başvurulamaz. Anayasa Mahkemesi de çeşitli kararlarında Tahkim Kurulu kararları aleyhin e yapılan başvuruları bu sebeple reddetmektedir.

Anayasa’mızın 59’uncu maddesi doğrultusunda, Futbol Disiplin Talimatı’nın “Affedilmezlik” başlıklı 100’üncü maddesi “Disiplin Kurulu tarafından cezalandırılan kişiler, bu talimatta öngörülen durumlar dışında hiçbir makam ve kişi tarafından affedilemez ve haklarında verilen cezalar değiştirilemez.” şeklindedir. Bu sebeple, TFF Yönetim Kurulunun disiplin kurulu tarafından verilen kesinleşmiş bir disiplin cezasını kaldırması söz konusu değildir. Bir diğer değişle, Türkiye Futbol Federasyonunun 6328 sayılı Kanun kapsamında idare olarak kabul edilmesi hâlinde dahi başvuruya konu Tahkim Kurulu kararlarını değiştirme yetkisi yoktur.

Diğer yandan, ilgide kayıtlı kararlardaki tavsiyeler, 5894 sayılı Kanun uyarınca statü değişikliği bakımından Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu, talimat değişikliği bakımından Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulunun yetkisi dâhilindedir.

FIFA ve UEFA düzenlemeleri uyarınca futbolun otonom şekilde yönetilmesi yani üye federasyonların UEFA ve FIFA düzenlemelerine uygun olarak futbolun paydaşları tarafından üçüncü kişilerin etkisi altında kalmaksızın yönetilmesi beklenmektedir.

İki konuyu arz ederek bitirmek istiyorum: Tavsiye olarak Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından Türkiye Futbol Federasyonuna iletilen konulardan bir tanesi yönetim kurulu üyelerinin yargılanmasıyla alakalı FIFA etik talimatı doğrultusunda statü değişikliği yapılmıştır, yönetmelik değişikliği yapılmıştır. Etik kurul yönetim sevkiyle gerekli soruşturmayı yaparak sonuçlarından yönetim kurulunu bilgilendirmekte ve disipline sevkler yönetim kurulu tarafından, hatta sadece yönetim kurulu üyeleri değil yargı kurullarında görev yapan diğer kişilerle alakalı da bu değişiklik FIFA’ya uygun hâle getirilmiştir.

Diğer taraftan, Tahkim Kurulu kararlarının gerekçeli olması… Gerekçeler sonradan yazılmaktadır çünkü futbol anlık yaşayan günlük kararlara ihtiyaç duyulan bir alandır. Zaten Tahkim Kurulu kararlarının Anayasa güvencesi altında bulunması sebeplerinden bir tanesi de budu r, gerekçeli kararlar daha sonra açıklanmaktadır.

Benim ifade edeceklerim bu kadar ancak bu olayların yaşandığı dönemde, tabii görevde olmadığımız için eksik bıraktığım, atladığım yerler olabilir. Hukuk Müşavirliğimizden iki avukat arkadaşımız da burada. İzin verirseniz kendilerine eksik kalan bir yer var mı, ilave etmek istedikleri bir şey var mı, sormak istiyorum. Arkadaşlar… Yok.

Peki, Sayın Başkanım, arz etmiş oldum. Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

KAMU BAŞDENETÇİSİ ŞEREF MALKOÇ – Sayın Başkan, birkaç şey ilave etmek istiyorum.

BAŞKAN – Buyurun Sayın Başkan.

KAMU BAŞDENETÇİSİ ŞEREF MALKOÇ – Öncelikle Mehmet Bey’e çok teşekkür ediyorum. Mehmet Bey’in yıllardan beri Türk sporuna verdiği katkıyı hep beraber biliyoruz. Türk sporundaki başarılardaki katkısını biliyorum. Ayrıca kendisi yeni bir hukuk mezunudur. Hukuktaki başarısını da buradaki ifadelerinde dolayısıyla görmüş olduk. Hukuk hayatında başarılar diliyorum.

Son bıraktığı yerden devam etmek istiyorum. Aslında, bizim yetkisiz olduğumuzu önceki yönetimdeki arkadaşlar ifade ettiler. Bizim karara uymayacağımızı söylediler, daha sonra bilgi belge de göndermediler ama pratikte şunu görüyoruz: Bizim tavsiye kararımızı uygulamışlar aslında. Bizim tavsiye kararlarımız böyle. Biz mahkeme değiliz. İşin daha iyi olması için, Türkiye Futbol Federasyonunun başarısına bizim de katkımız olsun, o açıdan. Özellikle efendim, Anayasa’nın 59’uncu maddesi çok vurgulanıyor Sayın Başkan, değerli milletvekillerim. Yalnız, Anayasa’da 59’uncu madde sadece yok bu konularla ilgili. Mesela, Anayasa’nın bir 79’uncu maddesi var yine çok kritik bir konuyla ilgili. Anayasa’nın 59’uncu maddesinde “Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu kararlarına karşı hiçbir yargı mercisine gidilemez.” diyor. Anayasa koyucu, hepimiz uyacağız buna. Anayasa’nın 79’uncu maddesinde Yüksek Seçim Kurulu düzenlenmiş. Yüksek Seçim Kurulunun düzenlemesinde de şöyle diyor: “Yüksek Seçim Kurulu kararlarına karşı hiçbir merciye başvurulamaz.” Yani Türkiye Futbol Federasyonuyla ilgili hiçbir yargı mercisine, Yüksek Seçim Kurulu kararlarında da hiçbir merciye. Hiçbir yargı mercisi ile hiçbir merci arasındaki denetimi de biz yapıyoruz efendim. Kıdemli bir hukukçu olarak Mehmet Bey’e bunu, daha doğrusu yönetime hatırlatmak istedim.

İfade ettiğim gibi yani bizim zaten Anayasa’da ve yasada bize verilen görev bütün işlerin iyi yürümesi; buna spor da dâhil, futbol da dâhil. Biz müsabakaların hangi saatte oynanacağı veya hangisinin penaltı olup olmadığı, golün geçersiz olup olmadığıyla ilgili değil, diyoruz ki, bu yaptığınız uygulamaları uluslararası futbol kurallarına da uygun olsun, buna da biz yasa ve Anayasa gereği bakıyoruz.

Söz almışken kurumla ilgili iki şeyi ifade etmek istiyorum kayıtlara geçmesi açısından: Efendim, bizim kurum düzenlenirken “Şikâyet üzerin e işlem yapıyor.” deniyor. Biz daha sonra Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu düzenlendi. Haklı olarak ona resen inceleme yetkisi de verildi. Dünyada birçok ombudsmanlıkta resen inceleme yetkisi var. Eğer yasama organı Türkiye Büyük Millet Meclisi lütfedip bize resen inceleme yetkisi verirse biz çok daha güçlü oluruz, idarenin denetiminde daha etkin oluruz.

İkincisi: İnsan hakları açısından kuruma önemli bir sorumluluk verilmiş. Bu anlamda yine ulusal önleme mekanizmasını da yasama Meclisimizden talep ediyoruz. Tabii, bunlarla birlikte ağır sorumluluk ve görevleri olan bu arkadaşların fiilî durumuna mütenasip düzenlemeleri de talep ediyoruz.

Türkiye bir hukuk devleti, Anayasa da öyle belirtiyor. Yine Anayasa’nın 74’üncü maddesinde idarenin, Futbol Federasyonu dâhil buna çünkü Türkiye Futbol Federasyonunun finansmanı bu milletin gelirlerinden oluyor. İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı vatandaşın şikâyet dilekçesi yazılı. Bütün vatandaşlar buna, hatta vatandaş olmayanlar da buna sahip. Dolayısıy la spor adamları da bu kapsama girdiği kanaatindeyim.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

Tabii, sorun da burada zaten.

KAMU BAŞDENETÇİSİ ŞEREF MALKOÇ – Efendim, Kuveyt ve İran’la ilgili detaya girmiyoruz. Sayın Mehmet Bey çok iyi bir avukat ol acak inşallah…

BAŞKAN – Portekiz’le ilgili de bir karar var mıydı?

TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Efendim, ben şu açıdan ifade etmek istedim onu. Yani İran, Kuveyt özeli ya da Portekiz özeli değil de FIFA, UEFA uygulamalarında fe derasyonların faaliyetlerine üçüncü kişilerin müdahalesiyle ilgili kurallara, hep statülerde maddeler olduğunu ifade etmek için söyledim. Yani o olaydan, bu olaydan, farklı bir olaydan olmuştur. Bir şey diyemiyorum. Onun özeline girmiyorum.

BAŞKAN – Yani dikkat çekici, özellikle gerek Türkiye’de gerekse de Avrupa’da futbol çok büyük bir mali bütçeye sahip ve bu mali bütçe kimden toplanıyor. Tabii ki insanların vergilerinden veya yardımlarından toplanıyor ve insanlar istiyorlar ki bu kadar büyük bir bütçeye sahip olan bir kurumun şeffaflığıyla ilgili hassasiyetleri var. İşte biz de bu hassasiyetler konusunda ve bir de Tahkim Kurulunun özellikle verdiği kararların tartışmasız olması noktasında birçok eski futbolcuyla yaptığımız görüşmelerde bundan şikâyetçiler, o eski hakemlik yapan arkadaşlardan. Mecliste de bugün -hem Milliyetçi Harekât Partisinde hem de AK PARTİ’de – 2 millî futbolcumuz var. Yani onlarla görüştüğümüzde de birçok karardan onlar da şikâyetçiler. Şimdi şikâyetçi sayısı çoğalınca o zaman bunun bir çözüme kavuşturulması gerekir. Yani bu gerekirse sizin nezdinizde Avrupa’daki uluslararası toplantılarda FİFA’ya da UEFA’ya da bildirilebilir. Yani diğer ülkelerin de mutlaka bu konuyla ilgili rahatsızlıkları vardır ve talepleri vardır.

Ben sözü çok uzatmadan şimdi değerli milletvekili arkadaşlara veriyorum.

Buyurun Mustafa Bey.

MUSTAFA KENDİRLİ (Kırşehir) – Teşekkür ediyorum.

Çok kıymetli Başkanım, çok kıymetli Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanımız, kıymetli heyet, değerli hazırun; ben de hepinizi öncelikle saygıyla selamlıyorum.

Tabii Başkanım da biraz evvel ifade etti, kıymetli Başkanımız da ifade etti. Sayın Genel Müdürümüzü çok severiz ama yeni bir yönetim. Ben şu ana kadar dinlediklerimin neticesi olarak tam da Futbol Federasyonu ile Kamu Denetçiliği Kurumu arasında bugüne kadar gelişmiş olan diyaloğu bir futbol tabiriyle vurgulamak istiyorum: Burada Federasyon topu taca atmış. Ben öyle görüyorum. Yani niye taca atmış? Burada bir denetim faaliyeti yok, bir cezai müeyyide yok. Bir de şu beni çok üzdü: UEFA ve FIFA’ya bu kadar teslimiyet görüyorum. Bu da doğru bir şey değil. Başkanım biraz evvel ifade etti. Evet, çok büyük bir bütçe. Bütün dünyada, Türkiye’de de futbol üzerine ciddi bir bütçe var ama bir de bunların tarafları var. Taraflar kim? Bu işt en geçimini sağlayan kişiler. Takıldıkları yerde, Federasyonla uyuşamadıkları alanda -işte bir sporcunun, bir antrenörün bir teknik direktörün lisansıyla alakalı konular falan – yani takıldığı yerde “Biz FIFA’dan ve UEFA’nın verdiği kararlar dışında karar veremeyiz.” deyip de o kararın önüne bir duvar, bir set çekilmesi yerine -böyle güzel bir kuruma sahip olan bir ülkeyiz elhamdülillah – buradan tavsiye kararlarıyla istişareli bir şekilde, biraz evvel üstüne basa basa söyledik, işte belediyelerle olan hadiselerde de dostane çözümleri birlikte üretmemizde ne UEFA’nın ne de FIFA’nın buna müdahil olmayacağını ben düşünüyorum. Tabii ki uluslararası futbol hukuku çerçevesinde yapacağımız işlerde. Bir de şunu – işte İran’dan örnek verildi, Portekiz’den örnek verildi- Kamu denetçiliği yapan ülkelerin federasyonuyla alakalı böyle çalışmalar yapılıp yapılmadığının da bir araştırılmasını ben özellikle sizlerden rica ediyorum.

BAŞKAN – Var.

MUSTAFA KENDİRLİ (Kırşehir) – Şunu söyleyerek bitirmek istiyorum: UEFA’nın kararları, yaptırımları, FIFA’nın kararları, yaptırımları bizi o kadar da korkutmamalı. Millî maçta en son Fransa’da aslanlarımız -maşallah diyorumhaklı grup liderliğini aldılar, geldiler. Tabii hassas bir süreçten geçiyoruz ülke olarak. Dolayısıyla asker selamıyla selamladılar. UEFA da -bilginiz vardır Sayın Genel Müdürüm- dün akşam itibarıyla Türkiye Futbol Federasyonu’na bir soruşturma açtı. Kendi futbolcularının asker selamına hiç kimse bir şey demiyor, böyle hassas bir süreçte bize soruşturma dahi açabiliyorlar.

Şunu söyleyip bitireceğim: Mesele diyalog noktası, mesele hakkaniyetli iş yapabilmek. Biz yaptırımlardan korksaydık şu an haklı mücadelemizi, terörle mücadelemizi sınır dışında Mehmetçiğimiz operasyonlarda teröristlerle mücadele yapmazlardı diyorum. Mehmetçiğimize de başarılar diliyorum. Hem asker hem sivil şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Bir an evvel hiçbirinin burnu kanamadan hepsinin yurda başarıyla dönmesini Cenab -ı Allah’tan niyaz ediyor, teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Mustafa Bey.

Soruları hep soralım mı yoksa cevap alıp daha sonra mı soruya dönelim?

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Hayır, toptan versinler efendim.

BAŞKAN – Tamam.

O zaman şimdi sözü İYİ PARTİ Konya Milletvekilimiz Sayın Fahrettin Yokuş’a veriyorum.

Buyurun Sayın Yokuş.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Sayın Başkan, değerli hazırun; hepinize saygılar sunuyorum öncelikle.

Güzel bir gün. Sayın Başkanımız burada. Gerçekten Futbol Federasyonumuz ve ombudsman teşkilatımız arasındaki bu anlaşmazlık oldukça üzücü. Şu manada üzücü: Bir kere buradaki iddialar yani “Biz, efendim, kamu kurumu değiliz.” ya da “Biz kamu yararına kurum değiliz, kamu hizmeti vermiyoruz.” ifadeleri büyük talihsizlik. Neden? Futbol Federasyonunun kullandığı bütün alanlar, devletimizin alanları, spor sahalarından tutunuz da her yere kadar. Kaldı ki -yanılıyorsam Mehmet Bey düzeltsin- bütün federasyonlar yani spor federasyonları ne kadar çok lisans alırsa devlet artı para verir, lisanslı sporcuya katkı sağlar. Bir kere burayı bir düzeltelim. İ kincisi, uluslararası hukuk ya da FIFA, UEFA şartlarıyla alakalı değil bizim konumuz. Yani biz bir Tahkim Kurulu kararını tartışmıyoruz ya da biz spor camiasının dış hukukla ilgili yani evrensel hukukla ilgili bir konusunu tartışmıyoruz. Biz diyoruz ki burada: Meclisin verdiği -tam da denetim de değil- bir yetkiyle denetimi bizim Kurumumuz yani Kamu Denetçiliği Kurumu, tanımına uygun olarak, bütün kamu kurum ve kuruluşları, ilgili kurumlar üzerinde yapıyor ve burada neden kaçıyorlar? Bir kere, bir üniversite hocasının bir görüşü burada ifade edilerek “Buna göre biz karar alıyoruz” yaklaşımını ben çok yadırgadım. 40 tane profesör, üniversite hocası, spor camiasının genel konularında yazılar yazmıştır. Birimiz de çıkarız onun tersine yazdığını koyarsak bu bir norm olmaktan çıkar.

Şunu konuşmak lazım: Bir kere Futbol Federasyonu Başkanlığı, Allah aşkına, ombudsman kurumunu tanımıyor ise -burada bize verilen bilgiler doğrultusunda iki tane cevap vermişler, değil mi efendim – ha şu mu var yani istediğime cevap veririm, istediğime vermem, istediğimi uygularım, istediğimi uygulamam? İyi o zaman. O zaman bu şu anlama da geliyor: Ey Meclis -yani ey Türkiye Büyük Millet Meclisi- senin, sizin Kamu Denetçiliğine verdiğiniz yetkiyi de Kamu Denetçiliği kanalıyla tanımıyorum demektir. Yani İran örneğini, Kuveyt örneğini bize gösterecek arkadaşların bu örneğin altını şöyle doldurmaları lazımdı: Yani bir tavsiye kararı kamu kurumundan o federasyonlara yazı yazılmış, bu şikâyet konusu olmuş FIFA’da, bilmem nerede, bu yüzden bu kurumlar uyarılmış, ceza almış. Yok böyle bir şey. Yani somut bir savunma maalesef -kusura bakmayın- alamadık biz Mehmet Beyden.

BAŞKAN – Fahrettin Bey, bir araya gireyim müsaade ederseniz.

Biraz önceki ifadeniz belki biraz sert olmuştur. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisini tanımıyor anlamında değil de…

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Benim anlayışıma göre.

BAŞKAN – Mecliste belki ilk defa bu konuyu gündeme getirip tarafları bir araya getirip üst seviyede…

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Mutlaka.

BAŞKAN – Daha önce böyle olmamış olabilir.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Şunu anlatmaya çalışıyorum: Yani bir irade beyanının Meclis tarafından verilen bir beyanın veya yetkinin tanınmaması anlamında, burayı elbette konuşacağız. Ombudsman Başkanımızın ifade ettiği eğer eksiklik neredeyse de Meclise düşen görevimizi yapacağız.

BAŞKAN – Evet.

FAHRETTİN YOKUŞ (Konya) – Ama Sayın Ombudsman Başkan Yardımcımız, Futbol Federasyonunun verdiği bir cevabı tarihiyle hatırlattılar. Gerçekten o cevap hiç yakışık almamıştır. Yani çok doğru bir cevap değildir. Bu yüzden biz Meclis olarak Futbol Federasyonumuzun biraz keyfe keder tavrını doğru bulmuyoruz. Ombudsman teşkilatımızın ne kadar iyi niyetli çalıştığını hepimiz biliyoruz. Yani ben Meclise girmeden önce de biliyorum ve buradaki çözülen sorunların pek çoğu gerçekten kamuda uygulamalardaki bazı arızaların neler olduğunu biliyoruz. Eğer ombudsman teşkilatımız birçok konuyu hızlı bir şekilde çözebilse, vatandaşlarımız Meclise bu kadar dilekçe yollamaz, BİMER’e milyonlarca dilekçe gitmez. Allah aşkına, kamuda her şey şeffaf olsa, idarelerimiz görevlerini düzgün yapsa, herkes kanunların verdiği yetkinin dışına çıkmasa niye Meclisimize bu kadar dilekçe gelsin, niye BİMER’e bu kadar insan şikâyette bulunsun? İşte, bütün bunların altında şu yatıyo r: Bazı kurumlarımızın –yani bunu sadece Futbol Federasyonu açısından söylemiyorum- maalesef idari yönden ya yönetim tarzından, şeffaf olamayışından ya da başka nedenlerle biz birçok konuyu burada zaman kaybederek tartışmış oluyoruz. Aslında –yine ifade ediyorum- ombudsman kurumumuz çok önemli mesafe almıştır ve bütün kurumlar bunu kabullenmiştir, Futbol Federasyonunun da kabullenmesi gerekiyor. Bazısına cevap vermek, bazısına cevap vermemek keyfiyettir, bu keyfiyeti de bizim burada kabul etmemiz mümkün değildir.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Biz teşekkür ediyoruz.

Şimdi Milliyetçi Hareket Partisi Eskişehir Milletvekilimiz Metin Nurullah Sazak Beyefendiye sözü veriyoruz.

Buyurun.

METİN NURULLAH SAZAK (Eskişehir) – Sayın Malkoç Başkanıma, değerli yöneticilere ve Federasyonumuzun Başkanına hoş geldiniz diyoruz, teşekkür ediyoruz verdikleri bilgiler için.

Şimdi, elbette Türkiye Futbol Federasyonu FIFA ve UEFA’ya uymak durumundadır çünkü orada alınan kararlar doğrultusunda birliktelikleri vardır. Fakat önünde “Türkiye” ismi ve “Türk” ismi olduğu takdirde Türkiye devletine karşı, milletine karşı ya da gerekli kurumlarına karşı da gerekli hesabı vermesi gerekir. Burada UEFA’ya veya FIFA’ya tam teslimiyet gibi bir şey olamaz çünkü başında “Türk” kelimesi, “Türkiye” kelimesi mevcuttur. Tabii ki bunun uyum içerisinde olması gerekir yani Türkiye’nin, ulusun vereceği kararların FIFA’nın kararlarına tam ters bir şekilde gelmemesi gerekiyor fakat uyumu sağlayabilecek Federasyon yöneticilerinin olması gerekiyor. Mesela Millî Takım’ımıza teşekkür ediyoruz, bahsettiler. Bir asker selamı ya da bozkurt işareti yaptılar diye yarın bize UEFA bir yaptırımla geldiği takdirde burada direnebilecek millî bir şuurun olmasını istiyoruz biz Türkiye Futbol Federasyonundan. Tabii ki hakkaniyet içerisinde olmamız gerekiyor; personelimizin, sporcularımızın maddi ya da diğer haksızlık konularında da dikkatli olmaları gerekir çünkü UEFA ya da FIFA bize yanlışı emrettiği takdirde yanlış yapmadığımızı en azından dile getirip ikna ve uzlaşma yoluna da gitmeleri gerekir gibi düşünüyorum. Tabii, bu konuda çok fazla, yeterli bilgim olmadığı için Federasyonla ilgili, bu konuları da size…

Şimdilik benim söyleyeceklerim bu kadar.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Metin Bey.

Şimdi sözü Cumhuriyet Halk Partisi Karabük Milletvekilimiz Hüseyin Avni Aksoy Bey’e veriyorum.

Buyurun Sayın Aksu.

HÜSEYİN AVNİ AKSOY (Karabük) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım ve sevgili Kamu Denetçiliği Kurumu yöneticileri ve Sayın Genel Müdürüm; şimdi, konuştuğumuz konu, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.” Mustafa Kemal Atatürk, cumhuriyetimizin kurucusu. Hiçbir şey hukukun üzerinde değildir, Futbol Federasyonu da hukukun üzerinde değildir.

Evet, özel kanunla Tahkim Kurulu kararları Anayasa’da bağlanmış bazı denetimlerden muaf tutulmuş ama başka federasyonlar da var, onları hiç konuşmuyorsunuz, sadece Futbol Federasyonu. Demek ki Kamu Denetçiliği Kurumuna karşı bir tavır var. Bu tavrın özellikle yapıcı bir şekle dönüştürülmesi lazım. Bu Türkiye Cumhuriyeti hepimizin. İşte, Fransa maçından sonra hepimiz gururlandık, şu anda lideriz, bundan mutluluk duyuyoruz. Sporun diğer dallarında da başarılarımız var, bunları da mutlulukla anıyoruz. Şunu unutmamamız lazım: Anayasa hepimizin, Büyük Millet Meclisi hepimizin. Eğer milletteyse egemenlik kayıtsız şartsız olarak ki öyle, biz buna inanıyoruz, Futbol Federasyonun da “Evet, bana çok yetki verildi. Bu yetkilerle ben biraz daha uzlaşmacı tavra gireyim.” demesini bekliyoruz dostane biz çözüm olarak benim şahsi kanaatim. İster istemez aklıma şu da geliyor: Diğer federasyonların bütçelerinden çok büyük bir maddi bütçeye hükmetmeleri acaba Federasyonda biraz daha emrinde çalışan herkesle… Yani bir karar verdiği zaman, bu Tahkim olsa, Hakem Kurulu olsa mutlaka bir insan hakları yönünden gözden geçirilmesi lazım. Bunlarda da insan hakları ihlali olunca mutlaka hukuk devreye girer yani denetim olmaz, “Ben yaptım, böyle yaptı.” olmaz. Ben en azından sayın milletvekilimizin dediği gibi adında “Türkiye” olan Federasyonumuzun da Türkiye Büyük Millet Meclisine ve Kamu Denetçiliği Kurumuna yaklaşımını gözden geçirmesi gerektiğine inanıyorum.

Saygılarımı sunarım.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz, sağ olun.

Buyurun Sayın Başkan.

TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; doğrusu, konunun dışarıya teslim olmak, UEFA’ya teslim olmak ya da Türkiye’nin haklı menfaatlerini yeterince savunmamak noktasına evrilmesinden rahatsız oldu ğumu ifade etmek istiyorum.

Bir kere, UEFA ve FIFA normlarını, statülerini ifade ederken verilen kararlardaki uygunluğun ya da uygunsuzluğun tartışılır hâle gelmemesi… Kuralları biz koymamışız, kuralları FIFA’yı, UEFA’yı oluşturan üye federasyonlar birlikte koymuşlar. Türkiye de bu kurallara uymak için biraz önce ifade ettiğim gibi aşama aşama -1993, 2002, 2007- kanunlarla bu normlara uygun hâle gelmek için çabalar göstermiş ki otuz yıla yakın STK’ler dâhil faaliyet gösteren spor adamı olarak bunların heps ini de yaşayarak gelen birisiyim. Ama Fransa’da Paris’te, Avrupa’nın göbeğinde üstelik asker selamı verebilmek için gol atmayı ayrıca isteyen, ayrıca arzu eden millî bilince sahip futbolculara sahip olan bir ülke olarak gol attıktan sonra UEFA’nın, FIFA’nın uygulamaya çalıştığı disiplin yöntemlerine de pabuç bırakacak bir ülke ve Federasyon değiliz, bu kesin.

BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz.

TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BAŞKAN VEKİLİ MEHMET BAYKAN – Çünkü Arnavutluk maçından sonra çıkan söylentilerle UEFA Yöneti m Kurulunda Türkiye’yi temsilen bulunan Birinci Başkan Vekilimiz Servet Yardımcı üstünden de UEFA nezdinde bu girişimler yapılmış ve herhangi bir soruşturma olmadığı ifade edilmiştir. Fakat Fransa maçından sonra geldiğimiz nokta, alınan netice, ülkemizin üstüne… Ben bir bürokratım, spor adamıyım, siyasetçi değilim ama işin Futbol Federasyonu Başkan Vekilliği tarafından da baktığımızda da –siyasi tarafı da vardır- alınan neticeler, geldiğimiz durum, 34’üncü dakikada statta bulunan tüm Türk seyircilerinin, se yircilerimizin organize bir şekilde ışıkları yakarak aslında sayılmayan rakamı -neredeyse 35 bin kişinin görüntüleri de mevcut bende- bir tabloyu ortaya koymaları rahatsızlığı iyice büyütmüştür. Nitekim hemen asker selamıyla ilgili çıkacak, karşımıza gelecek konularla ilgili yaptığımız araştırmalar sonucunda dün Sayın Bakanım da Fransız Millî Takımı kaptanının Rusya’da 2018’de elde edilen dünya şampiyonluğundan sonraki selamını ortaya koymuştur. Kosova bilincine ilişkin yapılan bir işarete verilen ifadeler vardır. Baktığınız zaman asker selamının dünya genelinde bir genelleme olduğu ama bizim aslanlarımızın ortaya koyduğu anlayışın çok da farklı olduğunu, devre arasında Cenk’in “Asker selamı vermek için gol atmamız lazım.” ifadesinin de bir ateşleyici unsur olduğunu ifade etmek isterim. Dolayısıyla böyle baktığımızda Türkiye Futbol Federasyonunun elbette bir millî bilince, elbette ülke menfaatlerini savunma konusunda gerekli hassasiyete sahip olduğunu ifade etmek istiyorum.

İlk bölümdeki konuşmamın içerisinde de söyledim. “Diyalog eksikliği…” Evet, cevap vermeyebilirsiniz, cevap vermeyi mevcut UEFA, FIFA normları doğrultusunda doğru görmeyebilirsiniz ama bunu söyleyerek cevap verirsiniz ya da Sayın Başkanımızla sayın üyelerimizle diyaloglarla, ziyaretle, dave tle bir araya gelerek bu konuları konuşabilirsiniz. İş bu noktaya gelmezdi fakat bir kere daha ifade etmek istiyorum: Elbette doktrinde Türkiye Futbol Federasyonunun kamu kurumu ya da özel hukuk tüzel kişisi olduğu yönünde farklı görüşler var, bunu biliyoruz. Kamu hizmetini tarif eden bir yasa olmadığı gibi içtihatlarda da genel geçer bir tarif yoktur. Sadece yargının değişik vesilelerle belirli hizmetlerin kamu hizmeti olup olmadığı yönünde kararları vardır. Bu nedenle Türkiye Futbol Federasyonuyla ilgili yargı kararlarına bakmak gerekmektedir. 2009 yılındaki kanun değişikliği sonrasında 2011 yılında Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu ve 26/2/2011 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan bir kararda 5894 sayılı Kanun’un 6’ncı maddesinin çeşitli fıkralarının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi davaya bakmakla görevli kabul edilmiş. Bu sebeple karşı oyda belirtilen, TFF bir kamu kurumu, tahkim kurulu kararlarını idari işlem kabul eden görüşe çoğunluk katılmamıştır. Şimdi, burada işte, tüm ifadeler ya da ortaya konulmaya çalışılan tüm gerekçeler, Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir hukuk devleti olduğu ve bu ülkede faaliyet gösteren tüm kurum kuruluşların hukuk devletine uygun hareket etmesi gerekliliğinden yola çıkılarak söylenmektedir. Elbette, görüşlerin ifade edilmesi…

Son bir şeyle bitirmek istiyorum: Aslında konuya sebep olan olaylar, bir yönetim kurulu üyesinin kamuoyuna yaptığı, Federasyon Başkanını, yönetimi itham eden sözlerinden, açıklamalarından dolayı yönetim kurulu üyeliğinin düşürülmesi… O gün için Etik Kurulu Talimatı Futbol Federasyonunda uygulanır noktada olsaydı belki de bu noktaya gelinmeyecekti. Diğer 4 hakem ve gözlemcinin ise 15 Temmuz darbe girişiminden sonra o günün şartlarında çeşitli ilintileri görülerek, bulunarak görevlerinden el çektirilmesi noktasındadır. Bunun da dikkate alınması gerekliliğini ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ediyorum.

BAŞKAN – Biz de teşekkür ediyoruz.

Ben öncelikle, bu toplantıya göstermiş olduğu hassasiyetlerden dolayı değerli milletvekili arkadaşlarıma, Kamu Başdenetçimize, denetçi arkadaşlarımıza, Türkiye Futbol Federasyonu Başkan Vekiline, Biga Belediye Başkanımıza, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcımıza, tüm değerli uzman arkadaşlarımıza ve basın mensuplarına teşekkür ediyorum.

Burada, karma alt komisyonun çalışmalarının bir raporla Karma Komisyona sunulmasını redaksiyon yetkisiyle birlikte oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul edilmiştir.

Değerli katkılarından dolayı tüm alt komisyon üyelerine teşekkür ediyoruz.

Görüşülecek başka konu olmadığından dolayı toplantıyı kapatıyorum.

Kapanma Saati: 12.43″

Yorumunuzu Paylaşın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: