Geçen gün Bursasporlu holiganlar Bursaspor takım otobüsünün önünü kestiler. Birileri otobüsün kapısını içeriden açtı ve holiganlar otobüse girip futbolculara saldırdılar.
Bu olay kimseyi şaşırtmadı.
Birkaç hafta önce Bursaspor-Fenerbahçe maçında sahaya girerek Fenerbahçe oyuncusu Volkan Şen’e saldıran taraftar, Bursaspor’un yöneticisi Hakan Dinçtürk tarafından desteklenmişti. Dinçtürk, saldırgana verdiği desteği Twitter hesabında “kardeşimizi evine ve ailesine emanet ettik. Allahın izniyle” şeklinde mesajı ile duyurmuştu.
Gelen tepkiler üzerine, Dinçtürk bir açıklama yapmış ve saldırgan taraftara Bursaspor yöneticisi olarak değil, avukat olarak destek verdiğini, müvekkilini seçme özgürlüğü olduğunu, takımdaşlık ruhu ile aile fertlerine sahip çıkılması gerektiğini beyan etmişti.
Bu açıklama asla kabul edilemez. Dinçtürk, bir kulübün yöneticisidir. Onun saldırgan taraftarlara destek vermesi, kulübünü bağlar. Bursaspor yönetimi, rakip futbolcuya yapılan saldırıyı destekleyerek, kendi futbolcularını da taraftarın önüne attı. Taraftarlar da iki hafta geçmeden kendi sporcularına saldırdılar. Bursaspor, otobüsün önünü kesen taraftarlara kapı açtı. O kapı nasıl açıldı? Kimse taraftarların futbolculara saldıracağını tahmin etmedi mi?
Bu olayın ardından Bursasporlu futbolcular sözleşmelerini feshedebilirler. Zira profesyonel futbolcular işçidir. Bursaspor sporcularının kişilik haklarını koruma ve sporcularının tacize/saldırıya uğramamalarını sağlama yükümlülüklerini ihlal etmiştir. Bursaspor, futbolcuları ile masaya oturabilir ancak öncelikle kurumsal İnternet sitesinde taraftarlarına açık mesaj vermelidir. Yönetim bunu yapabilir mi?
Türkiye Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği, Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği Nerede?
Türkiye’de taraftarlar ilk defa kulüplerinin futbolcularına saldırmadılar. Bu bir gelenek haline geldi. Dünya Oyuncular Birliği’nin (FIFPro) 2016 yılında yayınladığı “Profesyonel Futbolda Çalışma Koşulları” Raporu’na göre, Türkiye’de futbolcular kulüplerinin taraftarları, kulüplerinin taraftarları, kulüp çalışanları veya takım arkadaşları tarafından şiddete ve zorbalığa maruz kalıyorlar.
Futbolculara yönelik taraftar şiddeti artık raporlara geçmişken, Türkiye Futbol Federasyonu, Kulüpler Birliği, kulüpler ve Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği ne yapıyor?
TFF ve Kulüpler Birliği kulüplere fan koçluğu, fan elçiliği gibi eğitimler vermiyor. Kulüpler ile taraftarlar arasında sağlıklı ilişki kurulması için projeler üretmiyor. Kulüpler futbolcularını korumuyor; sorunlu taraftarlara karşı önlem almıyor.
Türkiye Profesyonel Futbolcular Derneği ise futbolcuların şiddetten korunmaları için tek bir somut çalışma yapmadı. TPFD, futbolculara hakları konusunda kapsamlı bilgi vermiyor. Karşılaştırmalı hukuk araştırması yapıp somut öneriler getirmiyor. FIFPro’nun ve FIFPro üyesi yabancı derneklerin ve sendikaların çalışmalarını Türkiye’ye uyarlamaya çalışmıyor.
Futbolcular futbol pazarında sahipsiz, desteksiz. Bursaspor Olayı, devlet ve TFF için tehlike çanıdır. Kurumlar artık harekete geçmelidir. Cezalandırmak, son çaredir. Şiddetle mücadele politikası bağımsız, tarafsız ve TFF’yi de denetleyip gerektiğinde ona yaptırım uygulayabilecek bir kurul oluşturulmalıdır.
Spor ve Hukuk 