Doping spor hukuku

Milli Atlet Aras Kaya’ya Doping Cezası

Atletizmde Dürüstlük Birimi (AIU), numunesinde yasaklı madde tespit edilen milli sporcu Aras Kaya'ya 3 yıl men cezası verildiğini duyurdu.

Atletizm Dürüstlük Birimi (Athletics Integrity Unit – AIU) tarafından yapılan açıklamada, Kenya’dan devşirilmiş milli atlet Aras Kaya‘nın Eylül ayında Romanya’nın Brasov şehrinde düzenlenen Brasov Koşu Festivali’nde (Brasov Running Festival) yapılan müsabaka içi doping kontrolünde yasaklı madde (eritropoietinEPO) kullandığının saptandığı belirtildi.

Aras Kaya’ya 3 yıl hak mahrumiyeti cezası verildiği bildirildi. Milli sporcunun ihlali hemen kabul etmesi nedeniyle başta 4 yıl olarak belirlenen ceza süresinin 3 yıla düşürüldüğü kaydedildi.

Cezanın 4 Aralık’tan itibaren başlayacağı belirtilirken; milli sporcunun 25 Eylül’den sonra katıldığı müsabakalardaki derece ve ödüllerinin iptal edildiği aktarıldı.

Aras Kaya ile ilgili kararı okumak için tıklayın!

DEĞERLENDİRME

Aras Kaya’nın doping ihlalinde bulunduğunu kabul etmesi, 4 senelik cezada 1 sene indirim yapılmasını sağladı.

Kaya’ya verilen cezanın Türkiye Atletizm Federasyonu ile Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu tarafından duyurulmasını beklerdim.

Türkiye Atletizm Federasyonu sporcularının doping skandallarını saklamayı tercih edebilir ancak Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu’nun doping cezalarını duyurması gerekiyor. TDMK görevini ihmal ediyor.

TDMK’nın sitesinde cezalı sporcular listesi yayınlanıyor ancak bu liste güncel değil. Aras Kaya’nın ismi de listeye eklenmemiş.

Uluslararası spor federasyonları, yabancı ulusal spor federasyonları, yabancı dopingle mücadele ajansları sadece doping ile ilgili kararları açıklamakla yetinmiyor; gerekçeli kararları da yayınlıyor.

Neden Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu gizli kapaklı iş çeviriyor? Neden bu oluşum (!) şeffaf değil? Neden yabancı benzer kurumlar gibi faaliyet yürütmüyor?

ATLETİZMDE SKANDALA DOYMUYORUZ

Türkiye Atletizm Federasyonu’ndaki skandallar sadece Aras Kaya ile sınırlı değil.

1) Tokyo Olimpiyat Oyunları öncesi Erzurum’da yapılan atletizm müsabakalarında 4X400 bayrak yarışında kota alıp daha fazla atletle katılımı sağlamak için foto finişte hile yapıldığı ortaya çıkmıştı. Bu hafta Sözcü gazetesinde bu skandalın detayları yayınlandı. Türkiye Atletizm Federasyonu ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’ndan ses çıkmadı.

2) Bu hafta atletizmde bir başka doping skandalı daha haber oldu.

Süper Lig Kulüpler 6 kilometrelik kros müsabakaları sırasında Bursa Büyükşehir Belediyesi kadın sporcusu Aslı Atan’a doping testi yapıldığı, numunenin pozitif çıktığı, Türkiye Atletizm Federasyonu’nun sporcuya 4 yıl ceza verdiği ancak ceza kararının kamuoyuna duyurulmadığı iddia edildi.

Önce bu iddiadaki tutarsızlığı ortaya koyalım.

Bugün mevzuata göre spor federasyonlarının doping soruşturması yapma, doping konusunda karara verme görevi yok.

Türkiye Dopingle Mücadele Talimatı’na (alternatif link) göre tek görevli kurum, Türkiye Dopingle Mücadele Komisyonu.

Talimat’a göre, Dopingle Mücadele Disiplin Kurulu doping uyuşmazlıkları hakkında karar verebilir.

Dopingle Mücadele Disiplin Kurulu’nun kararlarına karşı Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) veya belli hallerde Dopingle Mücadele İtiraz Kurulu’na itiraz edilebilir (Talimat md. 13).

Türkiye Dopingle Mücadele Talimatı yürürlüğe girmedi mi?

Dopingle Mücadele Disiplin Kurulu ve Dopingle Mücadele İtiraz Kurulu oluşturulmadı mı? Bu kurullar faaliyete geçmedi mi? Bu kurulların üyeleri kim?

En önemlisi, Aslı Atan’ın avukatı kim? Meslektaşım TDMK’nın tüzel kişiliğinin olup olmadığı, Türkiye Dopingle Mücadele Talimatı’nın bağlayıcı olup olmadığı, Türkiye Atletizm Federasyonu disiplin kurulunun görevli olup olmadığı konusunda araştırma yaptı mı? Bu konularda gerekli itirazlarda bulundu mu?

Umarım Aslı Atan ve kulübü uzman bir avukatla çalışıyordur.

  1. TDMK’nın tüzel kişiliğinin olmamasının hiçbir zararı olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki böyle önemli bir kurumun tüzel kişiliğe sahip olması şık olurdu fakat olmamasının bir tek negatif etkisi yoktur.

    TDMK, 5721 sayılı kanunla onaylanarak 6.5.2009 tarihli RG’de yayımlanan BK kararıyla yürürlüğe giren uluslararası anlaşmaya dayanarak, 24.5.2011 tarihinde tüzel kişiliği hâiz TMOK ve tüzel kişiliği hâiz Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü (8.6.2011 tarihli mükerrer RG ile ismi Spor Genel Müdürlüğü olmuştu) arasında imzalanan protokole göre görev yapıyor.

    Eğer pratik anlamda, TDMK’ya karşı bir dava açmak veya icra takibi yapmak gerekiyorsa, protokolün tarafları olan TMOK ile Gençlik ve Spor Bakanlığı aleyhine istenilen dava veya icra takibi yahut idari başvuru yolu (TİHEK, KDK vs.) kullanılabilir.

    İkinci olarak idari davalarda bakanlıklar, valilikler veya kaymakamlıklar tüzel kişilikleri olmamasına rağmen devlet tüzel kişiliğini temsilen taraf olarak davayı yürütebilmektedirler. (birçok Danıştay kararına bakılabilir) Dolayısıyla TDMK farazi olarak bir idari davada rahatça taraf olabilir.

    Üçüncü ve son olarak da eğer medeni usul hukuku teorisi anlamında taraf ehliyeti konusunda bir eksiklik hissediliyorsa yine birinci argümanda yazdığım gibi TDMK’nın, TMOK ve GSB adına dava takip yetkisi olduğu ve bunu kullandığı gerekçesiyle teoride de bu husus yerine oturtulabilir.

      1. Yanıtınız için çok teşekkür ederim. Tartışmayı devam ettirmek adına değil fakat neredeyse dopingle ilgili her yazınızda değindiğiniz bir husus olan “tdmk’nın tüzel kişiliği olmaması” ile ilgili, neden olması gerektiği ve olmamasının ne gibi olumsuzluklara yol açacağını anlatan bir yazıyı iyi bir okurunuz olarak sizden bekliyorum; zira düşüncelerim her zaman değişmeye açıktır.

Yorumunuzu Paylaşın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: