spor hukuku yargı kararları

Yargıtay: “Bir Kulübe Bağlı Çalışan Antrenörün Başka Bir Kulüpte Antrenörlük Yapması Haklı Fesih Sebebidir”

Yarg. 9. HD., E. 2016/9786 K. 2019/21370 T. 2.12.2019

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının Eylül 2007-24.10.2012 tarihleri arasında basketbol antrenörü olarak sigortasız çalıştığını, iş akdinin haksız olarak feshedildiğini, istifaya zorlandığını, ücretinin 1.500,00 TL’den 1.150,00 TL’ye düşürüldüğünü, bu değişikliği ilan tahtasından okuyarak öğrendiğini, yeni ücretin davacı tarafından kabul edilerek çalışmaya devam edildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini istemiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının bir süre antrenörlük görevinde bulunduğunu, davalının bilgisi dışında başka takımlarda da antrenörlük yaptığının öğrenildiğini, 24.10.2012’de görevine haklı nedenle son verildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dosyada davalı tarafın iş akdinin haklı ya da geçerli bir sebebe dayalı olarak sonlandırıldığına dair bir kanıt sunulmamakla dosyada iş akdinin haklı ya da geçerli bir nedenle sonladırılmadığı, buna göre de yapılan fesih işleminin haksız sayılması gerektiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- İş sözleşmesinin, işçinin doğruluk ve bağlılığa aykırı davranışları sebebiyle işverence haklı olarak feshedilip feshedilmediği noktasında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.

4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin (II) numaralı bendinde, ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmış ve belirtilen durumlar ile benzerlerinin varlığı halinde, işverenin iş sözleşmesini haklı fesih imkânının olduğu açıklanmıştır. Yine değinilen bendin (e) alt bendinde, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, davalı … kulübünde basketbol antrenörü olarak çalışan davacının iş akdinin davalı kulüpte görevi devam ederken rakip kulüplerden birisinde de antrenörlük yaptığının öğrenilmesi üzerine feshedildiği anlaşılmakta olup, dosya içeriğine göre davalı tarafından kanıtlanan davacının feshe konu davranışı doğruluk ve bağlılık ile bağdaşmayan hal niteliğindedir. Buna göre, davalı işverence 4857 sayılı Yasa’nın 25/II-e maddesi uyarınca gerçekleştirilen feshin haklı olduğu anlaşılmakla, şartları bulunmayan kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle kabulü hatalıdır.

3- Davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma karşılığı ücretlere hak kazanıp kazanmadığı hususu da taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.

Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.

Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

Dava dilekçesinde davacı, davalı işyerinde ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını ancak karşılığı ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, ispat noktasında bir tanık dinletmiştir.

Davacı tanığı, davacının çalıştırdığı takımda basketbol oynayan öğrencilerden birisinin velisi olup, davalı işyerindeki çalışma düzenini bilebilecek pozisyonda değildir. Davalı tanık beyanlarından ise davacının ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmadığı anlaşılmaktadır.

Açıklanan delil durumuna göre davacının ulusal bayram genel tatil günlerinde çalıştığını kanıtlayamadığı dikkate alınarak söz konusu alacak talebinin reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulü isabetsizdir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.12.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumunuzu Paylaşın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: