EURO 2024’e ev sahipliği için Türkiye ve Almanya yarışacak.
“YarışacakTI” yazsak daha doğru olur.
UEFA, EURO 2024’e ev sahipliği adaylığı için çeşitli kriterler getirdi. Bu kriterlerin en önemlileri “insan haklarına saygı” ve “yolsuzlukla mücadele” oldu.
İlginç bir şekilde, bu karar Türkiye’de hoş karşılanmadı. Ana akım medya, Almanya karşısında güçlü olan Türkiye’nin “insan hakları kriteri” getirilerek saf dışı bırakılmak istendiğini iddia etti. Bu gruba göre, bu kriterlerin zamanlaması manidarmış.
Asıl, bu tepki manidar. Yanlış kurumlar sorgulanıyor. Gerçek muhataplar saklanıyor.
Neden insan haklarına saygı ve yolsuzlukla mücadele endekslerinde dibe vurduk? Neden bu kadar gazeteci tutuklu? Neden insan hakları ihlallerinde zirveye oynuyoruz? Neden AİHM kararlarını uygulamıyoruz? Neden yolsuz işadamlarını ve siyasetçileri yargılamıyoruz?
İşkencecileri, yolsuzları, ahlaksızları eleştirmek yerine, insan haklarını ve yolsuzlukla mücadeleyi ön plana alan kurum ve kuruluşların kararlarında art niyet ve bize karşı komplo arıyoruz.
UEFA, bu tür kriterler getiren tek kurum değil. FIFA ve IOC de organizasyonlara ev sahipliği yarışında benzer kriterleri hayata geçirmeye karar verdi. UEFA, EURO 2024’ün yanında diğer organizasyonlar için de bu kriterleri uygulayacak. “Türkiye’ye karşı ittifak” gibi komplo teorilerine kimse inanmıyor.
UEFA’nın EURO 2024 için getirdiği kriterlerle, Türkiye’nin ev sahibi olma hayali başlamadan bitti. TFF’nin ve devletin kaybedeceğini bildiği bu yarış için yapacağı tüm harcamalar kamu zararı olacak. Birilerinin cebi doldurulacak.
Bu sürecin ciddi şekilde denetlenmesi lazım.
Peki kim denetleyecek?

Yorumunuzu Paylaşın