Karar için tıklayınız.
KARAR
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU
(OMBUDSMANLIK)
SAYI : 2022/257-S.22.397
BAŞVURU NO : 2021/12187
KARAR TARİHİ : 07/01/2022
KISMEN TAVSİYE KISMEN RET KARARI
BAŞVURUYA KONU İDARE : TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU
BAŞVURUNUN KONUSU : Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun 20.04.2017 tarih ve E. – / – K / / sayılı kararına ilişkin olarak yargılamanın iadesi talebi hakkındadır.
BAŞVURU TARİHİ : 10/07/2021
I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ
1. Kurumumuza, tarihinde Av. .. tarafından adına yapılan başvuruda; özetle, …, şikayete konu olan olay tarihinde instagram hesabının hikâye kısmında yeni yapılmış bir yol görüntüsünü paylaştığını ve üzerine yazmış olduğu yazı ve paylaşımın Merkez Hakem Kurulu Talimatının 38/a fıkrasına aykırı olduğu gerekçesi ile 4 ay hak mahrumiyeti cezası verildiğini, cezaya itiraz ettiğini, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun 27.04.2017 Tarih ve …/… E …/… K. sayılı kararı ile PFDK kararının onanmasına karar verildiğini, Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun 24.06.2021 Tarihli …/… – E. …/… -… .K. Sayılı Kararı’na karşı Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun 01.07.2021 Tarih ve …/… E., …/… K. sayılı ek kararı ile disiplin cezasının infazının gözden geçirilerek tüm hukuki sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasını talep etmektedir.
II. İDARENİN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI
2. Kurumumuzun 24/08/2021 tarihli ve … sayılı bilgi-belge isteme yazısına cevaben gönderilen Türkiye Futbol Federasyonun 08/11/2021 tarihli ve – sayılı yazısında:
2.1. Anayasanın 59. Maddesi uyarınca Türkiye Futbol Federasyonunun futbol faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabileceği, tahkim kurulu kararlarının kesin olduğu ve bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı,
2.2. Kamu Denetçiliği Kurumu tarafından, TFF hakkında mütalaa konusu sorulama, inceleme ve işlem yapma cihetine gidilmesi ihtimalinde, böyle bir durumun, TFF’nun, UEFA ve FIFA’nın koyduğu kurallarla yaptırımları içeren ve yeri geldiğinde uyguladığı “uluslararası futbol hukukunu” ihlal etmesi şeklinde değerlendirilebileceği gibi; TBBM’nin, 2011 yılı Anayasa değişikliğinden daha önce alıntılanan şekli ile Türkiye’nin “küresel egemen addettiği uluslararası spor hukuku kurallarını iç hukukuna yansıtması taahhütlerinin” gereğini yapmaması anlamına geleceğini, bu sebeple istenen bilgi ve belgelerin temin edilemeyeceği, İfade edilmiştir.
III. İLGİLİ MEVZUAT
3. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi;
3.1. “Adil Yargılanma” başlıklı 6’ncı maddesinin birinci fıkrası; “Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar alenî olarak verilir. Ancak, demokratik bir toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veyahut aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği kimi özel durumlarda ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçüde, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatılabilir.”, ikinci fıkrası; “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.”, üçüncü fıkrası; “Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir: a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek; b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak; c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek; d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek; e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.” hükmünü amirdir.
3.2. “İfade Özgürlüğü” başlıklı 10’uncu maddesinin birinci fıkrası; “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.” ikinci fırkası; “Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.” hükmünü amirdir.
3.3. “Etkili başvuru hakkı” başlıklı 13’üncü maddesi; “Bu Sözleşme’de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, söz konusu ihlal resmi bir hizmetin ifası için davranan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi, ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkına sahiptir.” hükmünü amirdir.
4. Anayasamızın;
4.1. “Gençliğin korunması” başlıklı 58’nci maddesi; “Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.
Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.”
4.2. “Sporun geliştirilmesi ve tahkim” başlıklı 59’uncu maddesi; “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur. (Ek fıkra: 17/3/2011-6214/1 md.) Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.” hükmünü,
4.3. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesi; “… Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler… ” hükmünü,
4.4. “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı 79’uncu maddesi; “Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı” hükmünü amirdir.
5. 29/06/2012 tarih ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun ‘Kurumun görevi’ başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrası; “Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”, ikinci fıkrası; “Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler, yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri Kurumun görev alanı dışındadır.” hükmünü amirdir.
6. 16/05/2009 tarih ve 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun;
6.1. “Amaç” başlıklı 1’inci maddesi; “Bu Kanunun amacı; her türlü futbol faaliyetlerini milli ve milletlerarası kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonunun kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemektir” hükmünü,
6.2. Mezkûr Kanunun “Tanım ve kısaltmalar” başlıklı 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi ile ‘Disiplin Kurulları’ “Kulüpler ve kişiler tarafından işlenen her türlü disiplin ihlalini veya sportmenlik dışı davranışı, Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan Futbol Disiplin Talimatı çerçevesinde inceleyerek karara bağlayan kurulları”, (i) bendi ile ‘TFF Statüsü’ “Bu Kanunda belirtilen usul ve esaslar ile Kanunun uygulanmasına yönelik diğer hususlara dair Genel Kurul tarafından yapılan futbola ilişkin düzenlemeyi,”, (j) bendi ile ‘Talimat’ “Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü ve söz konusu Statünün çizdiği çerçevede Yönetim Kurulu tarafından yapılan düzenlemeyi,” şeklinde tanımlanmıştır.
6.3. Mezkûr Kanunun “Türkiye Futbol Federasyonunun görevleri” başlıklı 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında: “TFF’nin teşkilat, görev ve yetkileri, teşkilatın çalışma usul ve esasları, oluşturulacak diğer kurul ve birimler, merkez, yurt içi ve yurt dışı teşkilat birimlerinin görevleri ile bu Kanunun uygulanmasına dair diğer hususlar; TFF’nin üyesi bulunduğu FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak, Genel Kurulun yapacağı ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek TFF Statüsü ile Yönetim Kurulunun yapacağı ve aksi kararlaştırılmadığı sürece TFF’nin resmi internet sitesinde yayımlandığı gün yürürlüğe girecek talimatlarla belirlenir.” denilmekte,
6.4. Mezkûr Kanunun “İlk derece hukuk kurulları” başlıklı 5’inci maddesinin dördüncü fıkrasında: “İlk derece hukuk kurullarının görevleri, yetkileri, hakları ve üyelerinin sahip olmaları gereken nitelikler ile her bir kurulun usul kuralları TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda düzenlenir.” denilmekte, altıncı fıkrasında: “İlk derece hukuk kurullarının hiçbir üyesi, TFF’nin başka kurul ve organlarında görev alamayacağı gibi TFF üyesi herhangi bir kulüp ya da diğer bir özel hukuk tüzel kişisi bünyesinde de görev alamaz. Bu üyeler tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde görevlerini icra etmek zorundadırlar.” denilmektedir.
6.5. Mezkûr Kanunun “Tahkim Kurulu” başlıklı 6’ncı maddesinde: “Tahkim Kurulu, bu Kanun uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunlu tahkim mercii olup TFF’nin en üst hukuk kuruludur ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir.” hükmünü amirdir.
6.6. Mezkûr Kanunun “Cezalar” başlıklı 15’inci maddesinde; “Futbol müsabaka ve faaliyetlerinde kulüplere ve kişilere disiplin ihlalleri ve sportmenliğe aykırı fiiller ve bunlara uygulanacak cezalar, FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak TFF Statüsü ve Statünün çizdiği çerçevede Yönetim Kurulunun yapacağı talimatlarla belirlenir.” denilmektedir.
7. Türkiye Futbol Federasyonu Statüsünün;
7.1. “Unvan, merkez, hukuki nitelik ve logo” başlıklı 1’inci maddesinin ikinci fıkrasında: “İşbu Statü uyarınca TFF, futbol sporunu ulusal düzeyde yürüten ve düzenleyen tek kuruluştur ve Türkiye’yi futbol ile ilgili konularda ulusal ve uluslararası düzeyde temsil etmeye yetkilidir.” denilmekte,
7.2. Statünün “TFF organlarında ve kurullarında görev alanların ve yetkililerin davranışı” başlıklı 7’nci maddesinde; “TFF’nin organ veya kurullarında görev alanlar ile TFF’nin yetkilileri, FIFA, UEFA ve TFF’nin statülerine, talimatlarına, düzenleme ve kararlarına ve ayrıca kendi faaliyetleri ile ilgili olması halinde FIFA’nın Etik Kuralları’na ve fair play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik ilkelerini gözetmekle yükümlüdürler.” denilmekte,
7.3. Statünün “Yönetim Kurulunun Oluşumu” başlıklı 33’üncü maddesinin beşinci fıkrasının (b) bendinde; “Seçim tarihinden önceki beş (5) yıl içinde TFF Statüsü’nü veya talimatlarını ihlal etmekten dolayı bir defada veya toplamda iki yıl ve daha fazla hak mahrumiyeti cezası almamış olmak” kurala bağlanmıştır.
7.4. “Yönetim Kurulunun Yetkileri” başlıklı 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (y) bendi; “(25/06/2015 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) Başkan tarafından teklif edilen Disiplin Kurulları, Tahkim Kurulu, Kulüp Lisans Kurulu ve Etik Kurulu Başkanları ile asıl ve yedek üyelerini atamak; Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanlar Kurulu asıl ve yedek üyelerini atamak ve hakem listesini belirlemek.” Yönetim Kurulunun görevleri arasında sayılmaktadır.
7.5. “Başkan” başlıklı 37 nci maddesinin (f) bendi; “Yan Kurulların kurulmasını ve bu kurulların başkanlarının ve üyelerinin Yönetim Kurulu tarafından atanmasını önermek”, (i) bendi; “(25/06/2015 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) Tahkim Kurulu, Etik Kurulu ve Kulüp Lisans Kurulu Başkanı, asıl ve yedek üyeleri ile Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanlar Kurulu asıl ve yedek üyelerini atama ve hakem listesini Yönetim Kurulu’na teklif etme”; (j) bendi; “Amatör ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurullarının Başkanları ile ve asıl ve yedek üyelerini Yönetim Kurulu’na teklif etme” denilmektedir.
7.6. Statünün “Disiplin Kurulları” başlıklı 57’inci maddesinin ikinci fıkrasında; “Amatör Futbol Disiplin Kurulu ile Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu; Federasyon Başkanının teklifi üzerine Yönetim Kurulu tarafından, İl Disiplin Kurulları ise Federasyon Başkanı tarafından atanır.”, dördüncü fıkrasında; “Disiplin kurulları, TFF Yönetim Kurulunun görevde kaldığı süre ile sınırlı olarak görev yaparlar.”, altıncı fıkrasında; “Disiplin kurullarının çalışma usul ve esasları Yönetim Kurulu tarafından çıkarılacak talimatla belirlenir.” denilmektedir.
7.7. Statünün “Disiplin cezaları” başlıklı 58’inci maddesinin birinci fıkrasında: “Futbol müsabakaları ve organizasyonlar sırasında kulüpler ve bireyler tarafından işlenen tüm disiplin ihlalleri ve sportmenlik dışı davranışlar ve bu gibi kulüp ve kişilere uygulanacak disiplin cezaları TFF Yönetim Kurulu tarafından, genel kabul görmüş ulusal ve uluslararası uygulamalar ile FIFA ve UEFA Disiplin Talimatları doğrultusunda çıkarılacak TFF Disiplin Talimatı’nda düzenlenir.”, ikinci fıkrasında; “Disiplin Kurulları, kulüpler ve kişiler tarafından sergilenen tüm disiplin ihlalleri veya sportmenlik dışı davranışları ele alır ve karara bağlar.”, üçüncü fıkranın (1) ve (2) bendlerinde tüzel ve gerçek kişilere verilecek cezalar arasında “ihtar, kınama, para cezası, ödüllerin iadesi, ihraç, müsabakadan men, soyunma odası ve/veya yedek kulübesine giriş yasağı, stadyuma giriş yasağı, hak mahrumiyeti (futbolla ilgili her türlü faaliyetten men edilme), lisansın askıya alınması” sayılmaktadır.
7.8. Statünün “Tahkim Kurulu” başlıklı 61’nci maddesinin birinci fıkrasında: “Tahkim Kurulu, Federasyon Başkanının teklifi ve Yönetim Kurulunun kararı ile en az beş yıllık meslekî tecrübeye sahip hukukçular arasından seçilecek bir Başkan ve altı asıl ve altı yedek üyeden oluşur. Üyelerin belirlenmesinde FIFA ve UEFA’nın kuralları esas alınır.”, ikinci fıkrasında; “Tahkim Kurulunun görev süresi, Federasyon Yönetim Kurulunun görev süresi kadardır.”, dördüncü fırkasında: “Kurul, görevinde bağımsızdır. Üyeler istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça yerlerine yeni üye görevlendirilemez.”, altıncı fıkrasında; “Tahkim Kurulu, kendisine intikal eden konular hakkında ilgililerden görüş, bilgi ve belge ister, gerekli delilleri toplar. Lüzum gördüğü takdirde, ilgilileri davet ederek dinleyebilir.”, hükmünü,
7.9. Statünün “Tahkim kurulunun görev ve yetkileri” başlıklı 62’inci birinci fıkrasının (a) bendinde; “Tahkim Kurulu, aşağıdaki karar ve düzenlemelere ilişkin uyuşmazlıkları ilgililerinin başvurusu üzerine inceleyerek kesin olarak karara bağlar. Federasyon ile kulüpler, hakemler, futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, sağlık personelleri ve diğer yetkililer hakkında Yönetim Kurulu tarafından verilen kararları,”, üçüncü fırkasında; “Tahkim Kurulu kararları kesin ve nihaidir. İdari veya yargısal makamların onayına tabi olmadığı gibi, bu kararlara karşı idari veya yargısal makamlara başvurulamaz.” denilmektedir.
7.10. “(12/06/2009 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) Hukuk Kurullarının Yetki Alanı” başlıklı 63 üncü maddesinin birinci fıkrası; “(29/06/2011 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) TFF, üyeleri, kulüpler, hakemler, futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, futbolcu temsilcileri, müsabaka organizatörleri, sağlık personelleri ve diğer resmi görevliler, futbolun yönetimine ve disiplinine ilişkin uyuşmazlıklar hakkında hukuk kurullarının dışında başka hiçbir yargı merciine başvuramazlar.” denilmektedir.
8. Futbol Disiplin Talimatının (FDT) “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 2’nci maddesinin altıncı fıkrasında “Diğer kişiler: Futbolcular, kulüp yöneticileri ve görevliler dışında kalan ve bu talimat kapsamındaki futbolla ilgili tüm gerçek kişileri,” kapsayacak şekilde tanımlanmıştır.
8.1. FDT’nin “Kapsam” başlıklı 3’üncü maddesinin birinci fıkrasında; “Bu talimat, TFF tarafından düzenlenen veya TFF’nin yetki alanına giren tüm müsabakalar ve futbolla ilgili tüm hususlarda uygulanır.”, ikinci fıkrasında anılan Talimat hükümlerine tabi kişiler, “Kulüpler, başkanları, onursal başkanları, yöneticileri ve çalışanları, (b) Müsabaka görevlileri, (c) Amatör ve profesyonel futbolcular, (ç) Teknik adamlar, (d) Müsabaka organizatörleri ve futbol menajerleri, (e) Taraftarlar, (f) Bir müsabaka veya etkinlik kapsamında görevlendirilmiş kişiler, (g) Futbolda görevli diğer kişiler.” şeklinde sayılmıştır.
8.2. FDT’nin “Temel ilkeler” başlıklı 4’üncü maddesinde; “Kulüpler ya da gerçek kişiler sportmenliğe, oyun kurallarına ve TFF kararları ile talimatlarına aykırı davranmaları halinde disiplin cezaları ile cezalandırılır.” denilmiştir.
8.3. FDT’nin “Hak mahrumiyeti” başlıklı 25’inci maddesinde; “Kişinin, stadyumlara girmek de dahil olmak üzere futbolla ilgili idari, sportif veya sair her türlü faaliyette bulunmaktan men edilmesidir. (2) Hak mahrumiyeti cezası süreli veya sürekli olarak verilebilir. Süreli hak mahrumiyeti cezası on beş günden az, üç yıldan fazla olamaz. Üç yıldan fazla hak mahrumiyeti cezası, sürekli hak mahrumiyeti cezası olarak nitelendirilir. Bir kararla hükme bağlanan cezaların toplamı üç yıldan fazla olursa, bu cezalar sürekli hak mahrumiyeti olarak infaz edilir.” denilmektedir.
8.4. FDT’nin “Sportmenliğe aykırı hareket” başlıklı 36’ıncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde “Sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket eden, tutum ve davranışlarıyla TFF’nin saygınlığını zedeleyen ya da futbolun değerini düşüren, … (c) Görevlilere ve diğer kişilere, 1 ila 3 müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı veya 15 ila 30 gün arasında hak mahrumiyeti cezası,” verileceği kurala bağlanmıştır.
8.5. FDT’nin “Sportmenliğe aykırı açıklamalar” başlıklı 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında: “Bu ihlalin TFF mensupları tarafından gerçekleştirilmesi halinde ilgili kişiler hakkında diğer talimatlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla en az 6 aydan sürekli hak mahrumiyetine kadar ceza verilir.” denilmektedir.
8.6. FDT’nin “Talimatlara aykırı hareket” başlıklı 46. Maddesinin birinci fıkrasında: “Futbol ile ilgili mevzuat hükümlerini, TFF düzenlemelerini, futbol oyun kurallarını ihlal eden kişi veya kulüpler, bu hususta ayrı ceza hükmü bulunmadığı takdirde bu talimatta belirlenen disiplin cezaları ile cezalandırılır” denilmektedir.
8.7. FDT’nin “Disiplin Yargılamanın İadesi” başlıklı 91. Maddesinde: “Disiplin Kurullarının, kesinleşen bir kararında dayanılan delillerin gerçeğe aykırı oldukları veya kararı etkileyecek yeni bir delilin meydana çıktığı veya kararın yerine getirilmesi tamamlanmadan önce mevzuatta ilgililer lehine bir değişiklik yapıldığı takdirde; ilgili kişi veya kulüpler ile soruşturma merciileri, kararı veren Disiplin Kurulu’ndan yargılamanın iadesini talep edebilirler. Bu talep üzerine ilgili Disiplin Kurulu, inceleme sonucuna göre, önceki kararın değiştirilmesine yer olmadığına karar verebileceği gibi yeni bir karar da verebilir.” Denilmektedir.
9. Merkez Hakem Kurulu Talimatının “Disiplin Hükümleri” başlıklı 40. Maddesinde:
“1) Geçerli mazereti olmadan ısrarlı olarak görev kabul etmeyen, müsabaka sonucunu etkilemeye yönelik girişimlerde bulunan, sosyal yaşamı ve davranışları ile futbol camiasını küçük düşürecek tutum sergileyen görsel, işitsel, yazılı (internet dahil) ve sosyal medyada futbol ve hakem yorumculuğu yapan sosyal paylaşım sitelerinde milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırı yazı, yorum ve paylaşımlarda bulunan kurul üyeleri, hakem, gözlemci, mentör ve eğitimcilerin lisansları Disiplin Kurulları tarafından iptal edilebilir, hak mahrumiyeti cezası verilebilir.
2) Herhangi bir nedenle Disiplin Kurulları tarafından bir defada 45 gün ve toplamda 90 günden fazla süreyle cezalandırılan ve haklarındaki ceza kararı kesinleşen hakem, gözlemci, mentör ve eğitimcilerin lisansları ayrıca bir karara gerek kalmaksızın iptal edilir.
3) AH, İH, İG, İM, İPFH, PFG, İFH ve FG’ler ile ilgili olarak yargılama yetkisi Amatör Futbol Disiplin Kurulu’ndadır. Bunun dışındaki klasmanlar ile ilgili olarak yargılama yetkisi Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na aittir.” Denilmektedir.
10. Tahkim Kurulu Talimatının;
10.1. “Kurulun yargı yetkisi” başlıklı 2’nci maddesinde; “a) Federasyon ile Kulüpler, Hakemler, Futbolcular, Teknik Direktörler, Antrenörler, Oyuncu Temsilcileri, masörler ile diğer görevliler arasında çıkan ihtilaflar hakkında Yönetim Kurulu tarafından verilecek kararlara karşı yapılan başvuruları, b) Amatör ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulları kararlarına karşı yapılan itirazları, c) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu kararlarına karşı yapılan başvuruları, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından çıkartılmış Talimatların, Kanun, Ana Statü, FIFA ve UEFA Ana Statülerine aykırılığına ilişkin başvuruları, ilgililerin talebi üzerine inceler ve karara bağlar.”
10.2. “Kurulun oluşumu” başlıklı 3’üncü maddesinin ikinci fıkrasında; “Tahkim Kurulunun görev süresi, Federasyon Başkanının görev süresi ile sınırlıdır.” denilmektedir.
10.3. “Kararların Kesinliği” 14’üncü maddesinde; “Kurul kararları kesindir; idari veya yargısal mercilerin onayına tabi olmadığı gibi, bu kararlara karşı idari veya yargısal mercilere de başvurulamaz.” Hükümleri bulunmaktadır.
IV. KAMU DENETÇİSİ ARİF DÜLGER’İN KAMU BAŞDENETÇİSİ’NE ÖNERİSİ
11) Başvuranın iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek başvuranın yargılamanın iadesi talebinin reddi ile birlikte TFF Statüsü, Disiplin Kurulu Talimatı ve Tahkim Kurulu Talimatında tarafsız ve bağımsızlığı sağlamak için yapmış olduğu değişikliklerin bir an önce uygulamaya konulması, TFF Tahkim Kurulu’nun kararlarını gerekçeli hazırlaması, bunları taraflara usulünce tebliğ edilmesi ve gerekçeli kararların internet sitesinde yayımlanması hususlarının tavsiye edilmesi yönünde hazırlanan “Kısmen Tavsiye Kısmen Ret Kararı Önerisi” Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.
V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE
A. Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme
12. Anayasanın; “Sporun geliştirilmesi ve tahkim” başlıklı 59’uncu maddesinde “(Spor Federasyonları) Tahkim kurulu kararlarına karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı”; “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı 79’uncu maddesinde ise “Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı” kurala bağlanmıştır. Dolayısı ile kanun koyucu tarafından YSK’nın kararlarına karşı her türlü başvuru yolu kapatılırken Tahkim Kurulu kararlarına karşı sadece yargı yolu kapatılarak yargı haricindeki hak arama yolları açık bırakılmıştır.
13. Anayasanın 74’üncü maddesi “Herkesin bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.” hükmünü amir olup 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunun 5’inci maddesinin birinci fıkrası ile Kurumun görevi “… idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmak” şeklinde düzenlenmiş; ikinci fıkrası ile de Kamu Denetçiliği Kurumunun incelemeyeceği istisnalar belirlenerek “Yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri” Kurumun görev alanı dışında bırakılmış, ancak, Kanun ile belirlenen bu istisnalar arasına TFF dahil edilmemiştir. Bu husus, TFF aleyhine Kurumumuzca alınan sair başvuruların incelenmesi aşamasında TFF’nin çeşitli gerekçeler ile bilgi ve belge taleplerini karşılamaması üzerine, Kurumumuz tarafından iletilen 20/11/2017 tarih ve E.14434 sayılı yazıda da; “…Federasyonunuzun söz konusu eylem ve işlemleri için yalnızca yargı denetimi yolu kapatılarak bu alanın, Anayasanın 79’uncu maddesinde YSK kararları için getirilen düzenlemenin aksine büsbütün denetim dışında bırakılmadığı; dolayısıyla, dayanağını Anayasanın 74’üncü maddesinden alarak, yargısal değil, hukukilik ve hakkaniyet denetimi ile kamu gözetimi ve denetimi faaliyetini gerçekleştiren Kamu Denetçiliği Kurumu için, bahse konu alanın denetiminde Anayasal bir engelin bulunmadığı…” belirtilerek TFF’ye bildirilmiştir.
13.1. Konu, 5894 sayılı Kanun ve Kanunun uygulanması amacıyla Genel Kurul tarafından çıkartılan TFF Statüsü açısından değerlendirilecek olursa TFF’nin kamusal niteliğinin ağır bastığı görülmektedir. Konunun detaylarına, Kamu Denetçiliği Kurumunun 31/03/2017 tarih ve E.2734 sayılı Kararında ayrıntılı bir şekilde yer verilmiş olmakla birlikte, yine 12 no’lu paragrafta yer verilen Kurumumuz yazısında; “TFF’nin kanunla kurulmuş bir yapı olduğu ve kanuni ayrıcalıklardan yararlandığı…” ifade edilerek Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığının 01/02/2015 tarihli ve 107 sayılı “… Türkiye Futbol Federasyonunun kanunla kurulmuş bulunması ve kanunla kamu gücüne ait bir takım yetkileri kullanması imkânı tanınmış olması karşısında kamu kurumu niteliğinde olduğuna…” ilişkin kararı hatırlatılarak Federasyonun, 6328 sayılı Kanunun 3’üncü maddesindeki “idare” tanımı içinde yer aldığı ifade edilmiştir.
13.2. Nitekim burada da bir kez daha tekrar etmek gerekirse, Anayasanın 58’inci ve 59’uncu maddeleri, 5894 sayılı Kanunun amacını ve ulaşılmak istenen hedefleri ve gerekçeleri, mezkûr Kanun ile TFF’ye yüklenilen görev ve sorumluluklar, gerek TFF gerekse ilk derece hukuk kurullarının kaynağının Kanun olması, TFF’nin Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) nezdinde uyum ve uyma yükümlülüğü ile milletlerarası alanda temsil görevinin bulunması, Futbol sporunu ulusal düzeyde yürütme ve düzenleme yetkisini, buna bağlı olarak ulusal düzeyde futbol süjeleri üzerinde etki doğuran, futbola ilişkin bağlayıcı nitelikte düzenleme yapma yetkisini tek başına elinde bulundurması, TFF’ye yüklenilen milli ödev ve sorumlulukların varlığı gibi unsurlar TFF’nin kamu gücünü ve yetkisini kullanan tekel niteliğini haiz kamu hizmeti gören bir kuruluş olduğunun açık ifadesidir. Dolayısıyla, TFF’nin aksi yöndeki nitelemeleri ve 6328 sayılı Kanun karşısında KDK’nın bilgi ve belge taleplerine karşı sergilemekte olduğu tutum yasal dayanaktan yoksundur.
14. Kurumumuza başvuran eski hakem …, sosyal medya paylaşımından dolayı Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’na sevk edildiği, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu tarafından 4 ay hak mahrumiyeti cezası verildiği, tahkime başvuru yaptığı fakat tahkimin, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulunun verdiği kararı onadığı, AİHM kararları çerçevesinde yargılamanın iadesi isteği ile tekrar başvuru yaptığı, Türkiye Futbol Federasyonu Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun 24.06.2021 Tarihli / – E. / – .K. Sayılı Kararı’na karşı Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun 01.07.2021 Tarih ve / E. / K. sayılı ek kararı ile disiplin cezasının infazının gözden geçirilerek tüm hukuki sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasını talep etmektedir.
15. Dosya kapsamı incelendiğinde;
15.1. Klasman yardımcı hakem …’ün 2017 yılında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdan ötürü PFDK’ya sevk edildiği, paylaşımda görselin kurul tarafından milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırı olarak değerlendirildiği, Kurulun bu değerlendirmesine müteakip futbol disiplin talimatı çerçevesinde başvurana 4 ay hak mahrumiyeti cezası verildiği,
15.2. Başvuranın, 20.04.2017 tarihli PFDK’nın kararına karşı Tahkim Kuruluna başvuru yapması sonucunda, Tahkim Kurulunun, PFDK kararının gerekçesinde dayanılan tüm vakıaların ve delillerin tartışılıp değerlendirilmesi neticesinde hukuki sebepte usul ve esasa aykırı bir yön ve sübut, hukuki niteleme bakımından bir isabetsizlik olmadığından bahisle PFDK kararını onadığı,
15.3. Başvuran, AİHM tarafından verilmiş olan 28/01/2020 tarihli [Ali Rıza ve Diğerleri Türkiye (30226/10 vd.)] Kararına atıfta bulunarak, ilk olarak PFDK’ya sonrasında ise Tahkim Kuruluna “Yargılamanın İadesi” talebinde bulunduğu fakat bu talebinin de Futbol Disiplin Talimatının 91. maddesinde yer alan koşulların değişmediği gerekçesi ile kabul edilmediği görülmektedir.
16. Futbol Disiplin Talimatında disiplin kurullarının, kesinleşen bir kararında dayanılan delillerin gerçeğe aykırı olduğu veya kararı etkileyecek yeni bir delilin meydana çıktığı veya kararın yerine getirilmesi tamamlanmadan önce mevzuatta ilgililer lehine bir değişiklik yapılması durumunda yargılamanın iadesinin söz konusu olduğu belirtilmiştir. Bu çerçevede başvuran, AİHM’in Türkiye Futbol Federasyonunun Tahkim Kurulu yapısına yönelik bağımsız ve tarafsız olmadığı yönündeki eleştirileri ve akabinde verdiği hak ihlali kararı nispetinde daha önce kendisine de aynı şekilde göreve gelen Tahkim Kurulu üyeleri tarafından verilen kararın da adil yargılanma hakkı ihlali oluşturduğu düşüncesi ile başvuruda bulunmuştur.
17. Somut olayda, başvuran hakkında PFDK ve TFF Tahkim Kurulu tarafından isnat edilen cezalar ile TFF’nin yapısı birlikte düşünüldüğünde, konunun bir spor faaliyetine ilişkin ya da bir müsabakada yer alan uyuşmazlıktan ziyade, TFF nezdinde temsil edilen bir klasman hakem hakkında yapılan disiplin işlemlerine ilişkin olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle, konunun öncelikle disiplin hukuku açısından ele alınması gerekmektedir.
17.1. Disiplin cezaları belirli usuller izlenerek ve son derece sıkı şekil şartlarına bağlı olarak tesis edilen disiplin işlemleri olup kaynağını kanundan alırlar. Bu anlamda, disiplin cezası vermeye yetkili organlar, bu organların oluşumu ve çalışma usulleri, soruşturma ve savunma aşaması, kararın oluşturulması, bu kararlara yapılacak itirazlar ve bu sürecin her aşaması için öngörülen süre koşulları bakımından sıkı şekil şartlarının öngörülmüş olması, dolayısıyla kimlere hangi merciiler/organlar tarafından hangi fiilleri için ne ceza verileceğinin yoruma yer vermeyecek şekilde kanunda ve ilgili düzenlemelerde belirlenmiş olması gerekir.
17.2. Bu kapsamda TFF mevzuatı incelendiğinde; 5894 sayılı Kanunun 15’nci maddesinde Futbol müsabaka ve faaliyetlerinde kulüplere ve kişilere disiplin ihlalleri ve sportmenliğe aykırı fiiller ve bunlara uygulanacak cezaların, FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak TFF Statüsü ve Statünün çizdiği çerçevede Yönetim Kurulunun yapacağı talimatlarla belirleneceği, Statünün 58’inci maddesinde Futbol müsabakaları ve organizasyonlar sırasında kulüpler ve bireyler tarafından işlenen tüm disiplin ihlalleri ve sportmenlik dışı davranışlar ve bu gibi kulüp ve kişilere uygulanacak disiplin cezaları TFF Yönetim Kurulu tarafından, genel kabul görmüş ulusal ve uluslararası uygulamalar ile FIFA ve UEFA Disiplin Talimatları doğrultusunda çıkarılacak TFF Disiplin Talimatında düzenleneceği, Disiplin Kurullarının kulüpler ve kişiler tarafından sergilenen tüm disiplin ihlalleri veya sportmenlik dışı davranışları inceleyeceğinin kural altına alındığı, Statü ile ayrıca tüzel ve gerçek kişilere verilecek cezalar arasında hak mahrumiyeti (futbolla ilgili her türlü faaliyetten men edilme) sayıldığı görülmektedir.
18. Kamu Denetçiliği Kurumu; 5 no’lu paragrafta yer verildiği üzere, idarenin her türlü eylem, işlem, tutum ve davranışını insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir. Bu anlamda, somut olayda şikâyete konu idarenin TFF ve TFF’nin ilk derece hukuk kurullarından biri ile en üst hukuk kurulu olması, konunun spor hukuku ve özellikle sporun yönetim ve disiplinine ilişkin olması ve bu iki konuya özgü Tahkim Kurulu kararlarına ilişkin düzenlemenin Anayasa’da yer alması, Kurumumuzun görev alanları arasında insan hakları denetiminin bulunmasından hareketle insan hakları hukukunun spor hukukuna uygulanabilirliği, özel olarak da anılan Kurulların insan hakları sorumluluğu konularını gündeme getirmektedir.
18.1. Nitekim, FIFA ve UEFA Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber Kurallarını benimsemişler, FIFA Statüsünün 3’üncü maddesine İnsan Hakları başlıklı bir madde eklemiş, UEFA 2024 Avrupa Kupasına ilişkin ihale kuralları arasında İnsan Haklarına saygılı olma koşulunu getirmiş ve son olarak Avrupa Konseyi ve UEFA 30/05/2018 tarihinde İnsan Hakları Protokolü imzalamışlardır. Bu protokolde, uluslararası spor adaleti sisteminin, bağımsızlığının ve insan haklarına uygunluğunun artırılması kapsamında geliştirilmesi için iş birliği yapılması, bir yandan spor uyuşmazlıklarının etkin ve verimli bir şekilde çözümünde hayati rol oynayan tahkim alternatif uyuşmazlık çözüm yönteminin, İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerinin Korunması Anlaşması gibi insan hakları standartları ile uyumlu olduğu ölçüde tanınması konusunda iş birliği yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
18.2. Diğer yandan, TFF ve PFDK, Amatör Futbol Disiplin Kurulu (AFDK), Merkez Hakem Kurulu ile Tahkim Kurullarının iş ve işlemleri nedeni ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine AİHM’e yapılan derdest başvurular bulunmakta olup AİHM tarafından 2017 yılının sonundan itibaren Türkiye’ye sorular yöneltilmeye başlanmış ve 2020 yılı başında ilk karar verilmiştir.
18.3. TFF Tahkim Kurulu ile ilgili AİHM tarafından verilmiş olan 28/01/2020 tarihli [Ali Rıza ve Diğerleri Türkiye (30226/10 vd.)] Kararında, “AİHM, bazı uyuşmazlıklar bakımından münhasır ve zorunlu yetkiye sahip olan TFF Tahkim Kurulu’nun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına ilişkin güvenceleri sağlaması gerektiğini belirtmektedir. AİHM, kararda yaptığı değerlendirmeler neticesinde, TFF Tahkim Kurulu’nun üyelerinin tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlayacak, dolayısı ile adil yargılanma hakkının gereğini temin edecek yeterli güvencenin mevcut olmadığını tespit etmiştir. AİHM’in, Türkiye’de futbol uyuşmazlıklarının çözümü konusunda sistematik bir sorunun mevcut olduğunu ifade ettiği kararında; ‘…her ne kadar bu yönde bir ön şart olmasa da, TFF Yönetim Kurulunun genellikle futbol kulüplerinin üyeleri veya yöneticilerinden oluştuğu ve futbol kulüpleri dışındaki diğer paydaşların ve futbolun menfaatlerini temsil eden yönetim kurulu üyelerinin her zaman azınlıkta olduğu; Tahkim Kurulu üyelerinin herhangi bir mesleki kural ile bağlı olmadığı ve görevlerine başlamadan önce yemin etmedikleri; ilgili mevzuatta Tahkim Kurulu üyeleri için sabit bir görev süresi öngörülmediği ve Tahkim Kurulu üyelerinin görev sürelerinin TFF Yönetim Kurulu’nun görev süresi ile aynı olduğu; Tahkim Kurulu üyelerinin tarafsızlıklarını ve bağımsızlıklarını etkileyen hususları bildirmekle yükümlü olmadıkları; daha da önemlisi, TFF tarafından Tahkim Kurulu üyelerinin tarafsızlıklarına veya bağımsızlıklarına ilişkin herhangi bir iddia gündeme geldiğinde takip edilmek üzere herhangi bir özel usul belirlenmediği; her ne kadar Yönetim Kurulu ile Tahkim Kurulu arasında hiyerarşik bir ilişki bulunmasa da, ciddi bir organizasyonel ve yapısal ilişkinin söz konusu olduğu, bu durumun, TFF Yönetim Kurulu’nun Tahkim Kurulu’nun işleyişi üzerindeki etkisini ortaya koyduğu…’ gerekçesiyle TFF Tahkim Kurulu’nun genel olarak yapısı ve işleyişi sebebiyle bağımsız ve tarafsız bir yargılama merci olmadığına ve dolayısıyla eski futbolcu Ö.K. Ali Rıza ve hakem Serkan A. bakımından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlaline sebebiyet veren TFF Tahkim Kurulu’ndaki mevcut sorunların yapısal ve sistematik nitelikte olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu sorunların çözülmesi adına gerekli önlemleri alması gerektiğine hükmetmiştir.” (https://www.yonet.av.tr/post/avrupa-insan-hakları-mahkemesinin-tff-tahkim-kuruluhakkındaki- kararları=tr)
19. Tahkim Kurulunun kararlarının nihai ve kesin olması, zorunlu tahkim mekanizması olması ve bir başka yargı merciine bu Kurulun kararları aleyhinde başvurulmasının önünde Anayasal engel olması, spor tahkiminin iş ve işlemlerinde yargı yerlerinin de tabi olduğu birtakım bağımsızlık ve tarafsızlık kriterlerine uygun olmasını gerektirmektedir. Ancak, burada açıkça ifade edilmelidir ki TFF bir idari yapılanma olup PFDK ve Tahkim Kurulu yer yer yargılama işlevi gören idari hukuk kurullarıdır. Mahkemeler ulusal hukukta Anayasa ile kurulur. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin 2012/14 E. ve 2012/108 K. sayılı kararında da Tahkim Kurulunun Anayasanın 158’inci maddesi kapsamında ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanununa dahil olan mahkemeler arasında olmadığı açıkça ifade edilmektedir.
19.1. Dilimize spor yargısı olarak geçmiş olan bu mekanizmalar Mahkeme ya da Mahkeme özelliğinde yapılar değillerdir. Ancak, mahkemelerin tabi olduğu birtakım kurallara ve keyfi uygulamaların önüne geçecek hukuk devleti ilkelerine tabidirler. Bu bağlamda, tarafsızlık ve bağımsızlık kavramı sadece mahkemelere özgü bir kavram olmayıp, yasayla kurulmuş, kişiler üzerinde bağlayıcı kararlar alan, yaptırım uygulayan, somut konu üzerinde tümden yetkisi olan idari organlar için de geçerli bir kavramdır. Bu anlamda, Tahkim Kurulu’nun spor uyuşmazlıklarının en üst düzeyde karara bağlandığı hukuk kurulları olarak tanımlanması daha yerinde olacaktır.
20. TFF PFDK ve Tahkim Kurullarının Tarafsız ve Bağımsızlığı; 5894 sayılı Kanun ile özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, özerk statüde kurulan Türkiye Futbol Federasyonu, Kanunun uygulanmasını Genel Kurul tarafından çıkarılacak Statü ve Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan Talimatlar ile gerçekleştirmektedir. TFF teşkilatının TFF Statüsü ile belirleneceği kurala bağlanmakla birlikte mezkûr Kanunun 4’üncü maddesinin beşinci fıkrasında TFF merkez teşkilatının en az Genel Kurul, Başkan, Yönetim Kurulu, İcra Kurulu, Hukuk Kurulları, Denetleme Kurulu ve Genel Sekreterlikten meydana geldiği ifade edilmektedir. TFF’nin ilk derece hukuk kurulları ise mezkûr Kanunun 5’inci maddesinde düzenlenmiş olup Disiplin Kurulu da ilk derece hukuk kurulları arasında yer almaktadır. Mezkûr Kanunun 5’inci maddesi ile Kurul üyelerinin tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde görevlerini icra edecekleri öngörülmüştür.
20.1. Bir mahkemenin, AİHS 6.1. maddesi kapsamında “bağımsız” kabul edilip edilemeyeceğini belirlemek için, diğerlerinin yanı sıra, üyelerinin atanma şekli ve görev süreleri; dış baskılara karşı garantilerin varlığı; mahkemenin bağımsızlık görünümü gösterip göstermediği sorunu dikkate alınmalıdır. (Bkz. Findlay / Birleşik Krallık, 25 Şubat 1997, § 73, Raporlar 1997-I ve Brudnicka ve Diğerleri / Polonya, No. 54723/00, § 38, AİHM 2005-II).
20.2. TFF’nin en üst hukuk kurulu olan Tahkim Kurulu ise mezkûr Kanunun 6’ncı maddesi ile düzenlenmektedir. Tahkim Kurulunun, İlk derece hukuk kurullarında belirtildiği gibi tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde çalışması öngörülmüş olup Tahkim Kurulunun kararlarının kesin ve nihai olduğu kurala bağlanmıştır. Bu kurulların nasıl oluşturulacağı, görev, hak ve sorumlulukları ile üyelerin sahip olması gereken nitelikler ise TFF Statüsü ile belirlenmektedir. İşleyişi ile usul kuralları ise Talimatlarla düzenlenmektedir. Yukarıda ilgili paragraflarda yer verildiği üzere, Disiplin Kurulu TFF Statüsünün 57’inci maddesinde Federasyon Başkanının teklifi üzerine Yönetim Kurulu tarafından atanacağı, disiplin kurullarının görev süresinin TFF Yönetim Kurulunun görevde kaldığı süre ile sınırlı olarak görev yapacağı, çalışma usul ve esaslarının Yönetim Kurulu tarafından çıkarılacak talimatla belirleneceği; benzer şekilde Statünün 61’inci maddesinde Tahkim Kurulunun Federasyon Başkanının teklifi ve Yönetim Kurulunun kararı ile oluşacağı söylenmiş olsa da 28 Temmuz 2021 yılında TFF Olağan Genel Kurulunda tahkimin yapısının değişeceği ve üyelerinin seçimle geleceği şeklinde bir düzenleme yapılmış olduğu, üyelerin belirlenmesinde FIFA ve UEFA’nın kurallarının esas alınacağının düzenlendiği, Tahkim Kurulunun görev süresinin de yine Yönetim Kurulunun görev süresi ile sınırlı tutulduğu ancak bu süre boyunca üyelerin istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça yerlerine yeni üye görevlendirilemeyeceğinin ve kurulun görevinde bağımsız olduğunun kurala bağlandığı görülmektedir.
20.3. Kurumumuzca daha önce karara bağlanan 2017/3619 no.lu dosyaya ilişkin Prof. Dr. H. Burak Gemalmaz tarafından hazırlanan Hukuki Mütalaada;
“…Yönetim Kurulu PFDK’nın herhangi bir üyesinin üyeliğini her zaman askıya alabilir veya üyeyi üyelikten çıkarabilir.
Yönetim Kurulunun başkanlık adayları listesindeki kişiler arasından Genel Kurulda seçilen üyelerden oluştuğunu ayrıca belirtmek gerekmektedir. Dolayısıyla Yönetim Kurulu üyeleri Başkan ile birlikte seçilmekte olup tamamen kendisine bağlıdır (bkz., TFF Statüsü Madde 33 ve 37/f). Böylelikle PFDK tamamen Yönetim Kuruluna ve nihayetinde Başkana bağlı olmaktadır. PFDK’nın görev süresinin Yönetim Kurulunun görev süresiyle sınırlı olması da bundan kaynaklanmaktadır (bkz., mutadis mutandis, Vesiyoğlu v. Turkey, para.30).
Buna göre TFF organizasyon yapısı içerisinde PFDK üyeleri Başkan ve Yönetim Kurulunun emirleri altında konumlanmıştır. Bulundukları pozisyon bu üyeleri, kendilerinin PFDK’ya üye olarak atanmalarını sağlayan Başkan ve Yönetim Kuruluna borçlu kılmaktadır. Bu nedenle Başkanın ve Yönetim Kurulunun gerek sarih gerekse zımni, fakat genelde gayrı resmi dilek, talimat, emir ve ricalarına bağlı kalmalarının önünde hiçbir hukuki güvence bulunmamaktadır.
Bu değerlendirmeler… Tahkim Kurulu bakımından daha da geçerlidir. … Tahkim Kurulu üyelerinin atanmalarına ilişkin kararlar büyük ölçüde TFF’nin idari makamları (Başkan ve Yönetim Kurulu) tarafından lobicilik faaliyetleriyle alınmaktadır.
…
Tahkim Kurulu özelinde de dış baskılara ilişkin herhangi bir koruma mekanizması mevzuat ve düzenlemelerde öngörülmemiştir. Her ne kadar TFF Statüsünün 61/4. maddesi Tahkim Kurulunun işlevini yerine getirirken bağımsız olduğunu lafzen belirtse de Kurul üyeleri için herhangi bir gerçek güvence bulunmamaktadır. Mevzuatta, özellikle de Anayasada Tahkim Kurulu üyelerini kamusal ya da TFF gibi (Başkanı ve Yönetim Kurulu da dahil olmak üzere) yarı kamusal makamlardan talimat almaları konusunda koruyan bir hüküm bulunmamaktadır (Mutadis mutandis, Brudnicka and Others v. Poland, App. No.54723/00, Judgment of 3 March 2005, para.41). Bu nedenle, üyelerin bağımsızlığına ilişkin soyut ve genel hüküm, tamamen yanıltıcıdır. Bu yanıltıcı görünüş, “adalet yalnızca tecelli etmemeli; aynı zamanda tecelli ettiği görülmelidir” ilkesine (bkz., mutadis mutandis, Bramelid ve Malmström v. Sweden, App. No.8588/79-8589/79, Final Report of the Commission of 12 December 1983, para. 35.) aykırılık teşkil etmektedir.
TFF organizasyon yapısı içerisinde Tahkim Kurulu üyeleri Başkan ve Yönetim Kurulunun emir altında konumlandırılmıştır. Tahkim Kurulu üyeleri de Başkan ve Yönetim Kurulu tarafından kullanılan yegane takdir yetkisiyle belirlenmektedir. Bu sistem de Tahkim Kurulu üyelerin korunmasız, zayıf ve potansiyel olarak yönlendirilebilecek bir konuma yerleştirmektedir.”
20.4. Yukarıdaki tespitlere benzer şekilde, literatürde TFF, PFDK ve Tahkim Kurulu’nun tarafsız ve bağımsızlığı konusunda bir kısım tartışmalar bulunmaktadır. Eleştirilerin önemli bir kısmı anılan Kurulların Başkanın seçtiği kişiler arasından Yönetim Kurulu tarafından atanması, huzur hakkının Yönetim Kurulu tarafından belirlenmesi, görev süresinin Yönetim Kurulunun görev süresi ile sınırlı olması unsurları çerçevesinde yoğunlaşmaktadır. Eleştirilerin belli bir kısmı Tahkim Kurulunun Yönetim Kurulu tarafından oluşturulması, Yönetim Kurulunun kendi kararlarını hukuken denetleyecek ve yargılayacak bir organı kendi iradesine göre oluşturması sonucunu doğurduğu, bu açıdan, Tahkim Kurulu önüne gelen uyuşmazlıkların taraflarının bazı hallerde doğrudan bazı hallerde ise dolaylı olarak Yönetim Kurulu olduğu, TFF Yönetim Kurulunun kararlarına karşı yapılan itirazlarda doğrudan, disiplin kurulu kararlarına karşı yapılan itirazlarda ise dolaylı olarak taraf olması konularında yoğunlaşmaktadır (Akil, C., Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun Yapısı ve Kararlarının Hukuki Niteliği, MÜHF – HAD, C. 19, S. 3). Bir kısım eleştiri ise PFDK ve Tahkim Kurulunun merkez teşkilat içerisinde yer almasının yargılama yapan heyetin etki altında kalmasına yola açacağı yönlerinden, ayrıca Tahkim Kurulu üyelerine ödenen huzur hakkının herhangi bir yargılama faaliyetinde taraflardan birinin yargılamayı yapan kişi ya da kişilere her ne ad altında olursa olsun bir ücret ödenmesi veya ödenecek ücreti belirlemesinin yargılama faaliyetini zedeleyeceği yönlerinde yoğunlaşmaktadır.
20.5. Kurumumuzun yukarıdaki tespit ve önerileri içeren 2018 ve 2021 yılı içinde verdiği kararlar ve AİHM’in 2020 yılında verdiği kararlardan sonra 28.07.2021 tarihinde yapılan Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurulunda alınan kararların, 11 Ağustos 2021 tarihli 31565 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, uyuşmazlık Çözüm Kurulu, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu üyelerinin 2022 TFF Olağan Genel Kurulu toplantısında Genel Kurul tarafından seçileceğinin belirtildiği, seçilecek olan hukuk kurullarının görev süresinin ilk yapılacak olağan seçimli genel kuruldan bir sonraki olağan genel kurula kadar devam edeceği, bu maddeye göre seçilecek olan hukuk kurullarının göreve başlamasıyla birlikte, mevcut hukuk kurullarının görevinin sona ereceği, bu çerçevede yapılacak değişiklikler nedeni ile yeni seçilecek hukuk kurullarının göreve başlama tarihine kadar görev yapacak olan mevcut hukuk kurulları üyelerinin “Görevi Kabul, Bağımsızlık, Tarafsızlık ve Göreve Uygunluk Beyanını“ imzalayarak Kurul Koordinatörlüklerine sunmalarının istendiği ve ilk toplantıda Kurul önünde ilgili talimatlarda belirtilen yemin metnini sözlü olarak etmelerinin zorunlu olduğu şeklinde düzenlemelere gidilmiştir.
20.6. Daha önce, TFF Tahkim Kurulu’nun hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinden bağışık olmadığı ifade edilmişti. Bu nedenle, bu kurulların kurulma şekli, soruşturma, uyuşmazlık çözümü, ceza verme ve karar verme iş ve işlemlerini yürütürken insan hakları standartları da dahil olmak üzere hukukun genel ilkelerini uygulamaları hayati önem arz etmektedir. Nitekim FIFA tarafından Tahkim Kurullarının (Arbitrational Tribunal) bağımsız ve gereği gibi kurulmuş olmalarından ne anlaşılması gerektiğine ilişkin FIFA’nın üyeleri ve Konfederasyonlarına gönderilen 20/12/2005 tarih ve 1010 sayılı sirkülerde; FIFA Statüsünün 60’ıncı maddesinin 3(c) maddesine (mevcut FIFA Statüsünde 67’nci maddede düzenlenmiştir.) atıfta bulunulmuş, ilgili madde gereğince bir Tahkim Kurulunun çeşitli kanunlarla belirlenmiş uluslararası standartların asgari düzeyde yerine getirmesinin beklendiği ifade edilmiştir.
20.7. Buna göre bu kriterler; “tahkim heyetinin oluşumunda tarafların eşit etkiye sahip olması, bağımsız ve tarafsız bir tahkim heyetine erişim hakkı, adil yargılanma prensibi, çekişmeli yargılamanın mevcudiyeti, taraflara eşit muamelede bulunulması” şeklinde belirlenmiştir. Söz konusu kriterlerden; ‘tahkim heyetinin oluşumunda tarafların eşit etkiye sahip olması’ ile her bir tarafın hakemlerin her bir tarafça belirlenmesi, bu hakemlerin başkanlarını seçmesi, tarafların ortaklaşa tek bir hakem üzerinde anlaşabilmesi, daha önceden belirlenmiş bir listeden hakem seçilecekse hakemlerin belirlenmesinde tarafların eşit etkiye sahip olması şeklinde; ‘bağımsız ve tarafsız bir tahkim heyetine erişim hakkı’ ile tahkim üyelerinin ya da tahkim heyetinin tarafsızlığı hakkında makul bir şüphe varsa bu tahkim üyesinin ya da heyetinin reddedilebilmesi, bir tahkim üyesinin ya da heyetinin reddedilebilme hakkının aynı zamanda ret ve yeniden görevlendirme prosedürünün de sözleşme ile ya da tahkim kanunu veya devletin yapacağı bir yasal düzenlenmeyi gerektirdiği şeklinde; ‘adil yargılanma prensibi’ her bir tarafın tüm bulgular üzerinden kuralları görmesi, kendi hukuki dayanaklarını temsil edebilmesi, tüm hukuki sürece katılım sağlayabilmesi, kanıtları görme, her bir tarafın bir avukat ya da uzman tarafından temsil edilme hakkı şeklinde; ‘çekişmeli yargılamamanın mevcudiyeti’ ile her bir tarafında diğer tarafın suçlama ve iddialarını inceleme, bunlar hakkında yorum yapma, bu kanıtları ve iddiaları çürütme hakkının bulunduğu şeklinde; “eşit muamele’ ile ise tahkim kurulunun taraflara eşit şekilde muamele ettiğinin garanti altına alınması, eşit muamelenin, birbirinin aynı durumların her defasında aynı şekilde ele alınması anlamına geldiği şeklinde açıklanmıştır. Sirkülerin devamında FIFA üyelerinin ve Konfederasyonların bu asgari şartları bir tahkim heyeti oluştururken ya da bir tahkim mekanizmasını tahkim kurulu olarak kabul ederken bu asgari şartların sağlanmasını garanti etmelerinin beklendiği, ayrıca üyelerin bu asgari şartlara ek olarak bağımsızlığı ve kuruluş esaslarını güçlendirecek önlemler alabilecekleri ifade edilmektedir.
20.8. Burada FIFA, Statüsünün 60’ıncı maddesinin 3(c) maddesi gereğince kurulacak Tahkim Kurulunun ilk iki özelliği ile daha çok ad hoc tahkimin tarif edildiği görülmektedir. Bu anlamda, FIFA tarafından TFF Tahkim Kurulunca asgari düzeyde karşılanması beklenen prensiplerin ne ölçüde karşılandığı tartışmalıdır.
20.9. Buraya kadar yapılan incelemeden; ulusal mevzuat, hukuki mütaala, literatür ve spor tahkiminin oluşum ve bağımsızlığına ilişkin kriterler birlikte düşünüldüğünde mevcut Tahkim Yapılanmasının tarafsız ve bağımsızlığından bahsetmenin önünde ki mevzuatsal engel kalkmış olsa da uygulama bakımından tahkim kurulu üyelerinin halen değişmemiş olmasından ötürü AİHM’in eleştirilerine konu olan tahkim kurulunun bağımsız ve tarafsız olmadığı hususunun, henüz yeni kurul oluşturulamadığı için uygulamada devam ettiği değerlendirilmektedir.
21. PFDK ve Tahkim Kurulu kararlarının gerekçesiz oluşu; başvuranın, Kurumumuza sunmuş olduğu başvuru dilekçesi ve ekli PFDK ve Tahkim Kurulu kararları incelendiğinde, kararların gerekçeli olmadığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, başvurana gerekçeli karar tebliğ edilmemiştir. Bu hususun Yargıtay tarafından kararlarını bozma sebebi olduğu bilinmekle beraber demokratik hukuk devleti ilkeleri ve iyi yönetim ilkeleri çerçevesinde adli ve idari makamların kararlarını gerekçeli hazırlamaları gerektiği bilinmektedir. Dosya kapsamına bakıldığında, PFDK ve Tahkim Kurulu tarafından başvuranın sosyal medya paylaşımının, hangi unsurlarının milli, ahlaki, sportif kültüre aykırı paylaşım olduğunun tartışılmadığı, buna ilişkin herhangi bir kriter üzerinden değerlendirme yapılmadığı, Tahkim Kurulu tarafından PFDK’nın soruşturma ve ceza isnadı işlemine ilişkin herhangi bir hukuki ya da olgusal tartışmanın gerçekleştirilmediği görülmektedir.
22. İfade Özgürlüğüne ilişkin AİHS’nin 10’uncu maddesi açısından değerlendirme; başvuran 14 no’lu paragraflarda belirtildiği üzere, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımdan ötürü profesyonel futbol disiplin kuruluna sevk edilmiş, PFDK tarafından verilen cezalar Tahkim Kurulu tarafından onanmıştır. PFDK tarafından, cezalara konu edilen fiillerin özellikle milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırılık kavramı çerçevesinde ele alındığı, FDT’nin 46/1. maddesi çerçevesinde 4 ay hak mahrumiyeti cezası verilmiştir. Gerçekten de 5894 sayılı Kanunda cezalar sportmenliğe aykırı fiillere uygulanacak cezalar tanımlaması yapılmış, TFF Statüsünde sportmenlik dışı davranışların disiplin kurulu tarafından ele alınacağı kurala bağlanmıştır.
22.1. Dolayısıyla, burada “milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırılık” kavramının tanımlanabilir, açıklanabilir nitelikte olması ve bu anlamda, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinden olan ifade özgürlüğüne müdahale edilirken meşru bir zemine dayanması son derece büyük bir önem arz etmektedir. Nitekim TFF Statüsü ve Talimatlarında böyle bir tanımlamaya gidilmediği görülmektedir. O halde, TFF’nin milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırılık unsurunu içtihadı birikimi ile sağlaması, bunu da somut olay analizlerinde yapacağı ayrıntılı hukuki tartışmalar eşliğinde kazanması beklenmektedir. PFDK tarafından başvuranın paylaşımının milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırı olduğunun fotoğraf, bilgi ve belgelerle saptandığı ve bu çerçevede değerlendirildiği ifade edilmiş olsa da, bu saptamanın nasıl oluştuğunun anlatılmadığı, başvuranın paylaşımının, milli, ahlaki ve sportif kültüre aykırı olduğuna ilişkin somut örneklere anılan Kurulların kararlarında yer verilmediği belirtilerek ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasında aranan hukukilik ölçütüne aykırı bir durum oluşturmaktadır.
22.2. Somut olayda TFF tarafından, kendisi tarafından organize edilen ligde görev alan bir hakemin ifade özgürlüğüne hak mahrumiyeti cezası ile müdahalede bulunulmuştur. Futbol disiplininin kendine özgü kuralları çerçevesinde TCK kapsamında kamu görevlisi statüsüne alınmış olan hakemlerin sosyal paylaşım sitelerinde paylaşım yaparken de temsil ettiği göreve zarar vermemek adına dikkat etmelerinin gerektiği; bu türlü fiiller karşısında yaptırım uygulama yetkisini haiz TFF, PFDK ve Tahkim Kurulu’nun demokratik hukuk devleti ilkelerinin gereği olarak ifade özgürlüğüne müdahalede bulunurken kişilerin hak ve özgürlüklerini garanti altına alan birtakım usul şartlarına uymakla yükümlü oldukları da açıktır. Buradaki takdir yetkisi kullanılırken kamu yararı ve bireyin hak ve özgürlüğü arasındaki dengenin korunması gerekmektedir.
23. Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde;
23.1. TFF’nin, başvuruya konu işlemleri ile Kurumumuzun TFF Statüsünde değişiklik yapılması yönünde verdiği 05/01/2021 tarihli Tavsiye kararları, AİHM’in aynı yönde verdiği 28/01/2020 tarihli Ali Rıza ve Diğerleri Kararı, Tahkim Kurulunun bağımsız ve tarafsız olması adına genel kurulda yapılan ve Resmi Gazetede yayımlanan düzenlemenin bir an önce uygulamaya geçmesini, Tahkim Kurulu tarafından verilen kararların gerekçeli olması, mevcut gerekçelerin zenginleştirilmesi ve gerekçelerde somut olaya özgü kriterlerin belirlenmesi, uluslararası spor hukukunun esaslarına dikkat edilmesi ve gerekçeli kararların yayımlanması hususlarının gerektiği,
23.2. Diğer yandan, başvuranın yargılamanın iadesi talebinin, “Futbol Disiplin Talimatının “Disiplin Yargılamanın İadesi” başlıklı 91 inci maddesinde belirtilen Disiplin Kurullarının, kesinleşen bir kararında dayanılan delillerin gerçeğe aykırı olması, kararı etkileyecek yeni bir delilin meydana çıkması veya kararın yerine getirilmesi tamamlanmadan önce mevzuatta ilgililer lehine bir değişiklik yapılmış olması, koşullarından birinin gerçekleştiğine ilişkin herhangi bir tespit yapılamadığından; başvuranın disiplin yargılamasının iadesi talebinin gerçekleştirilmesinin bu aşamada mümkün olmadığı,” kanaatine varılmıştır.
B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme
24. İyi yönetim ilkelerine, 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “İyi yönetim ilkeleri” başlıklı 6’ncı maddesinde yer verilmiştir. Söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirmeler neticesinde; TFF’nin Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 18’inci maddesi uyarınca iletmekle yükümlü olduğu bilgi ve belgeleri göndermediği, PFDK ve Tahkim Kurulu kararlarının gerekçeli olmadığı, bu anlamda “kanunlara uygunluk”, “şeffaflık”, “hesap verilebilirlik,”, “kararların gerekçeli olması” ilkelerine uygun davranmadığı görülmekte olup bundan sonra bu ilkelere uygun davranması önerilmektedir.
VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT
A. Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması
25. 6328 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca başvurunun Kurumumuz tarafından reddedilmesi hâlinde, durmuş olan dava açma süresi gerekçeli ret kararının ilgiliye tebliğinden itibaren kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. 21’inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca ise tavsiye kararı üzerine otuz gün içinde herhangi bir işlem tesis edilmez veya eylemde bulunulmaz ise durmuş olan dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır. Buna göre; ilgili idarelerin eylem ve işlemlerine karşı dava açma süresinden arta kalan sürede İstanbul İdare Mahkemelerinde yargı yolu açıktır.
VII. KARAR
Açıklanan gerekçelerle, BAŞVURUNUN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE
1. Türkiye Futbol Federasyonu’nun;
TFF Statüsü, Disiplin Kurulu Talimatı ve Tahkim Kurulu Talimatında tarafsız ve bağımsızlığı sağlamak için yapmış olduğu değişikliklerin bir an önce uygulamaya konulması, TFF Tahkim Kurulu’nun kararlarını gerekçeli hazırlaması, bunları taraflara usulünce tebliğ edilmesi ve gerekçeli kararların internet sitesinde yayımlanması; İyi yönetim ilkelerinden “kanunlara uygunluk”, “şeffaflık”, “hesap verilebilirlik,” “nezaket” ve “kararların gerekçeli olması” ilkelerine uygun davranması hususunda TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONUNA TAVSİYEDE BULUNULMASINA,
2. Başvuran vekilinin, yargılamanın iadesi talebinin ise REDDİNE,
6328 sayılı Kanunun 20 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,
Kararın, BAŞVURAN VEKİLİNE ve TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU BAŞKANLIĞINA tebliğine,
Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisi’nce karar verildi.
Şeref MALKOÇ
Kamu Başdenetçisi

Yorumunuzu Paylaşın