spor hukuku

Yargıtay, Yıldırım Demirören’e Verilen Beraat Kararını Bozdu

Yıldırım Demirören, Beşiktaş'ın başkanı iken vergi usul kanununa muhalefet, kasıtlı olarak hesap ve muhasebe hilesi yaptığı iddiası ile yargılanmıştı. İlk derece mahkemesi Demirören hakkında beraat kararı vermişti. Yargıtay, vergi inceleme raporundaki tespitlerle ilgili gerekli incelemenin yapılmadığı gerekçesiyle, ilk derece mahkemesinin beraat kararını bozdu.

Yargıtay ve Danıştay’ın emsal kararları bu kurumların internet sitelerinde yayınlanıyor. Ben de sık sık bu siteleri ziyaret ederek anahtar kelimeler ile arama yapıyorum.

Dün akşam “futbol” kelimesi ile arama yaptım. Özellikle 6222 sayılı Kanun hakkında birçok ilginç karar buldum. Bu kararları ilerleyen günlerde paylaşacağım.

Kararları okurken, Türk medyasında manşet olması gereken ancak tek kelime bile haberi yapılmayan bir karara rastladım.

TFF başkanı Yıldırım Demirören, Beşiktaş Jimnastik Kulübü‘nün başkanı iken kulübün Avrupa kupalarından men edilmesine kadar götüren usulsüz davranışlara imza atmıştı.

Hatırlarsınız, Beşiktaş‘ın kayıtları hakkında UEFA‘ya gerçeğe aykırı beyanda bulunulmuş ve UEFA, kulübe bir sene men cezası vermişti. CAS, Beşiktaş‘ın itirazını reddetmişti.

Demirören ile ilgili iddialar sadece UEFA’ya gerçeğe aykırı beyanda bulunması ile sınırlı değil. Demirören, vergi mevzuatına aykırılık suçlamasıyla yargılanmış ve hakkında beraat kararı verilmiş.

Dün rastladığım bir karar ile, Yargıtay‘ın Demirören hakkında verilen beraat kararını bozduğunu öğrendim.

Yargıtay 11. Ceza Dairesi, suç işlendiği yönünde vergi inceleme raporuna rağmen, bilirkişilerin bu tespit ve değerlendirmeleri irdelemediği gerekçesiyle, ilk derece mahkemesinin verdiği beraat kararını bozdu.

Yargıtay, ilgili konularda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini ve atılı suçun işlendiğinin sabit olması durumunda; “suç ve cezanın şahsiliği” ilkesi uyarınca, suçun kanuni tanımında yer alan fiili gerçekleştiren sanık veya sanıklar ile bunların suçuna diğer sanıkların iştirak edip etmediklerinin tespit edilmesi gerektiğine işaret etti.

Dosya tekrar ilk derece mahkemesine döndü. Yargıtay‘ın kararında ilk derece mahkemesi belirtilmemiş. Hangi mahkemenin bu davaya baktığını bilmiyoruz. Küçük bir araştırmayla mahkeme bulunabilir. Bu da, medyanın görevi.

İlgili Yargıtay kararını paylaşıyorum.

11. Ceza Dairesi 2017/1595 E. , 2017/3839 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Beraat

Suç tarihlerinde Beşiktaş Futbol Yatırımları Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde yönetim kurulu başkanı, üyesi, genel müdürü ve muhasebe müdürü olarak farklı görevleri bulunan sanıklar hakkında, mükellef şirket tarafından, aralık 2005 – ağustos 2007 tarihleri arasında düzenlenen 51 adet satış faturasına ilişkin yasal defterlere yapılan 41 adet hileli kayıt neticesinde, toplam 51.933.095.33 TL tutarında KDV matrahının beyan dışı bırakılmak suretiyle, defter ve belgelerde muhasebe hilesi yapma suçunu işledikleri iddiasıyla açılan kamu davasında;

1-27.12.2010 tarihli vergi inceleme raporunda, “suça konu satış faturalarında görünen KDV’lerin yasal defterlere kaydedilirken ya hiçbir tutarın ‘391 – Hesaplanan KDV’ hesabına kaydedilmediği, ya da bir sıfır eksik olarak kaydedildiği, beyan dışı bırakılan kısmın ise defterin diğer kısımlarına alacak olarak kaydedildiği, yapılan bu işlemler sonucunda, suç tarihlerinde katma değer vergisi matrahının 110.690.123,36 TL yerine, 58.757.028,03 TL olarak beyan edildiği, beyan dışı bırakılan katma değer vergisi matrahı tutarının 51.933.095.33 TL olup bu miktarın olması gereken KDV matrahı tutarına oranının ise yüzde 46,9 olduğu ve 9.347.957,16 TL tutarında katma değer vergisi farkına sebep olunduğu, yapılan bu işlemlerin hataen yapılacağının iddia edilemeyeceği, zira yevmiye defterine aynı günlerde yapılan kayıtların bir kısmının doğru yapılmasına karşın, bir kısmının ise vergi ziyaına sebebiyet verecek şekilde bilerek ve hileli olarak kaydedildiği, bu durumun da kasıtlı olarak hesap ve muhasebe hilesi yapıldığının göstergesi olduğu” belirtildiği halde, dosyada mevcut bilirkişi raporlarında bu tespit ve değerlendirilmelerin irdelenmediği dikkate alınarak, bu konularda yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması,

2-Atılı suçun işlendiğinin sabit olması durumunda; “suç ve cezanın şahsiliği” ilkesi uyarınca, suçun kanuni tanımında yer alan fiili gerçekleştiren sanık veya sanıklar ile bunların suçuna diğer sanıkların iştirak edip etmediklerinin tespit edilmesi,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Yorumunuzu Paylaşın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: