Spor vatandaşlığı değişikliği, spor hukukunun en önemli konularından biri.

Türkiye, devşirme konusunda dünya markası. Birçok spor branşında başarılı sporcuları bünyesine katan Türkiye, uluslararası spor kamuoyunda “korsan” olarak nitelendiriliyor.

Birkaç haftadır dünya spor kamuoyu, Türkiye’nin atletizmdeki devşirme operasyonunu konuşuyor.

İddialara göre, dört Jamaikalı ve bir Nijeryalı atlet Türkiye adına yarışmak için World Athletics’e başvurdu.

Jamaikalı atletler, 2024 Paris Olimpiyatları’ndaki derecelerle tanınıyorlar.

Roje Stona, disk atmada altın madalya kazandı.

Rajindra Campbell gülle atmada bronz madalya kazandı.

Wayne Pinnock uzun atlamada gümüş madalya kazandı.

Jaydon Hibbert ise üç adım atlamada dördüncü oldu. Hibbert 20 Yaş Altı Dünya şampiyonalarında bir altın, bir gümüş madalya kazanmıştı

Nijeryalı kadın atlet Favour Ofili ise, 150 metrede 16 saniye rekorunu kırmasıyla tanınıyor. 

Yabancı medyada yayınlanan iddialara göre, Önder Özbilen isimli bir şahıs, Spor Bakanı Danışmanı sıfatıyla açıklama yapmış.

Sporculardan her birine 500’er bin Dolar imza parası ödenecekmiş. Sporculara, antrenörlerine, teknik ekiplerine yüksek maaş verilecekmiş. Seyahat ve sağlık giderleri karşılanacakmış. Turnuvalarda elde edilecek başarılar altı haneli ödül ve primlerle ödüllendirilecekmiş.

Bu altı haneli primlerin Dolar üzerinden ödeneceği dikkate alınırsa, ödül ve primlerin en az sekiz haneli olacağı anlaşılıyor.

İddiaya göre, devşirmelerle sözleşmeler 8 yıl için yapılıyormuş. Sözleşmeler 2033 yılına kadar uygulanacakmış. Böylece Türkiye 2032 Olimpiyatları’nı da hedefliyormuş.

Türkiye’de ise korkunç iddialar paylaşılıyor.

Türkiye Atletizm Federasyonu söz konusu devşirme operasyonuna karşıymış. Gençlik ve Spor Bakanlığı tek başına hareket ediyormuş.

Devşirilecek sporcular, antrenörleri ve teknip ekiplerinin lisansları İstanbul Gençlik ve Spor Kulübü adına çıkarılacakmış.

Gençlik ve Spor Bakanı danışmanı sıfatıyla açıklama yaptığı belirtilen Önder Özbilen isimli şahıs Türk atletizm camiasında menajer olarak biliniyormuş. Bu şahıs İlham Tanui ve Kaan Kigen isimli atletlerin devşirilmesinde de rol oynamış ve hatta bu sporculara kendi soyadını vermiş. Bu şahıs, Polat Kemboi Arıkan ve Yasemin Can gibi devşirmeleri de Türkiye’ye getirmiş.

Dünya medyasında yer bulan devşirme operasyonu ile ilgili iddiaları okurken şüphelendim.

Bu operasyon sadece başarı kazanma amacıyla yapılan bir operasyon mu?

Emin değilim.

Ortada çok ciddi paralar dönüyor. Milyonlarca dolarlık bir operasyondan bahsediyoruz.

Türkiye Atletizm Federasyonu bu operasyonu yürütemez.

Türkiye Atletizm Federasyonu’nun 2025 ve 2026 bütçelerine baktığımızda, federasyonun sporculara, antrenörlerine ve teknik ekiplerine milyonlarca Dolar imza parası ve ücret ödemesi mümkün değil.

Bu paranın kaynağı nedir? Gençlik ve Spor Bakanlığı mı?

Sporcuların transferinde menajerlere başvuruldu mu? Bu menajerlere ne kadar ödeme yapıldı, yapılacak?

World Athletics mevzuatına göre, bir sporcunun bir başka devletin vatandaşlığını kazanması, o sporcunun vatandaşlık aldığı devleti hemen temsil etmesini sağlamıyor. Devlet vatandaşlığı değişikliği, spor vatandaşlığını hemen değiştirmiyor. Federasyon değişikliği için World Athletics’e başvuran sporcu üç sene hiçbir organizasyona katılamıyor. Bu kuralın bir istisnası var. Sporcunun eski federasyonu izin verirse ve World Athletics onaylarsa, sporcu üç sene beklemeden yeni federasyonu için mücadele etmeye başlayabiliyor. Türkiye, üç sene bekleme kuralını aşmak için Jamaika ve Nijerya federasyonlarına ödeme yapacak mı? Ne kadar ödeme yapacak?

Bu paranın kaynağının açıklanması ve tüm ödemelerin belgelenmesi gerekir. Kimin parasını kime veriyorlar?

Spor Bakanı Danışmanı sıfatıyla beyan veren Önder Özbilen kim?

Bu adam devşirme işlemlerinden kazanç sağlıyor mu?

Önder Özbilen’in sıfatları nedir?

Özbilen menajerlik yapıyor mu? Özbilen, World Athletics’e kayıtlı bir menajer değil. Türkiye’de nasıl menajerlik yapıyor?

Özbilen spor kulübü yönetiyor mu?

Özbilen’e kim ödeme yapıyor? Bakanlık ödeme yapıyorsa, Önder Özbilen nasıl Bakan danışmanı yapıldı? Bu menfaat çatışmasından kim nasipleniyor?

Önder Özbilen ile Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Bakan Yardımcıları, Bakanlık bürokratları veya Bakanlık çalışanları arasında menfaat ilişkisi var mı?

İddiaya göre, devşirilecek sporcular, antrenörleri ve teknip ekiplerinin lisansları İstanbul Gençlik ve Spor Kulübü adına çıkarılacakmış.

Sanırım kulübün unvanı yanlış yazılmış. Doğrusu, İstanbul Gençlik Spor Kulübü olmalı.

Düşünün, Gençlik ve Spor Bakanlığı milyonlarca Dolar ödeyerek profesyonel sporcular devşirecek, sonra onları kendi kulübüne transfer edecek ve kamunun parasıyla vatandaşların kulüplerine karşı mücadele edecek.

Bu sporcuların kulüp antrenörleri ayrıca milli takımda görev alacaklar.

Devşirmeler başarı kazanınca bunların hem milli takım hem de kulüp antrenörlerine ödül verilecek. İstanbul Gençlik ve Spor Kulübü’ne de ödül verilecek.

Diğer bir deyişle, Gençlik ve Spor Bakanlığı kamunun parasıyla milyonlarca Dolar ödeyip sporcu transfer edecek, sonra bu sporcular üzerinden ödül kazanacak.

Ödül paralarını kimler paylaşacak?

Ödülün miktarını da tartışalım.

Mevzuata göre, olimpiyat oyunlarında, olimpik branşların Dünya ve Avrupa şampiyonlarında  ilk üçe giren sporculara, kulüp turnuvalarında ilk üçe giren kulüplere, teknik direktör ve antrenörlere belli miktarda ödül veriliyor. Ödülün tespitinde Bakanlığın, ödül değerlendirme komisyonunun takdir yetkisi var. Komisyon ödüle hak kazanan kişilere farklı ödüller verebiliyor.

Bu devşirilen sporcular, antrenörleri ve kulüplerine üst hadden ödül verileceğini öngörmek zor değil. Bu gruba ayrıcalık yapılmasını kimse engelleyemez.

Çöpsüz üzüm! Afiyet olsun!

Yabancı medyadaki iddiaları okurken, Türk sporcular için üzüldüm.

Bugün spor federasyonları bütçe sıkıntısını, tasarruf önlemlerini bahane ederek sporculara düzgün antrenman yaptırmıyor, kamplar düzenlemiyor, sporcuları uluslararası turnuvalara göndermiyor. Spor federasyonları sadece sınırlı sayıda sporcuyu turnuvalara gönderiyor. Bu sporcuların seçimi camialarda eleştiriliyor. Belli kulüpler, antrenörler kayırılıyor.

Federasyonlar tarafından belirlenecek sporculara asgari ücreti geçmeyen aylık ücret ödeneceği öngörüldü. Federasyonların bu sporcuları nasıl belirlediği bilinmiyor. Objektif kıstaslar yok. Federasyonlar hazırladıkları listeleri saklıyor. Hangi sporcuların seçildiği bilinmiyor. Listede olanlara ise en fazla asgari ücret kadar ücret ödeniyor.

Peki ya devşirmeler?

İmza parası 500.000 Dolar. On binlerce Dolar ücret. Yüzbinlerce Dolar prim ve ödül vaadi. Antrenörlerinin ücretlerini de devlet ödeyecek.

Devşirmeler büyük ihtimalle Türkiye’de yaşamayacaklar. Devlet onların yurt dışındaki kira, yol, iaşe, yemek, antrenman ve belki okul masraflarını karşılayacak.

Ne âlâ memleket!

Türk sporcular yoklukla, açlıkla boğuşurken, devşirmelere milyonlarca lira ödenecek.

Üstelik başarı garanti değil.

Türk vatandaşlığına geçen, devşirilen birçok yabancı sporcu devşirildikten sonra yokları oynadı. Hiçbir düzgün başarı kazanamadılar.

Özellikle atletizm ve yüzmede birçok devşirme sporcu doping cezası aldı.

Devşirmelere yapılan yatırım çöp oldu.

Bu devşirmelerden hesap soruldu mu?

Para yiyen devşirmelerden tazminat alındı mı? Bunların sözleşmelerinde cezai şartlar öngörülüyor mu?

Mart 2025’te yürürlüğe giren kanun değişikliği ile, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından, her yaz ve kış olimpiyat, paralimpik ve deaflimpik oyunlarına hazırlanmak amacıyla olimpik, paralimpik ve deaflimpik spor dallarında 8.000 sporcu yetiştirileceği öngörülüyor.

Bu uygulamadan vazgeçilsin!

Para sokağa atılmasın!

Genç sporcular ümitlendirilmesin!

Her olimpik branş için yabancı sporcular devşirilsin!

Madalyalar reise hediye edilsin!

Yorumunuzu Paylaşın

SON YAZILAR