Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi TBMM genel kurulunda kabul edildi ve kanunlaştı.
Türk spor yapılanmasını değiştiren bu kanunu değerlendirirken TBMM’ye sunulan kanun teklifini, TBMM komisyonundaki görüşmenin tutanağını, komisyon raporunu ve TBMM genel kurul tutanaklarını dikkate almak gerekiyor.
Kanun teklifi, TBMM’de üç gün boyunca görüşüldü.
TBMM genel kurul tutanaklarını tek dosya olarak aşağıda paylaşıyorum.
Mavi renkle yazılan metinler TBMM genel kurulunda reddedilen kanun değişikliği önergeleridir.
Kırmızı, italik, koyu renkli metinler TBMM’de kabul edilen değişiklik önergeleridir.
Kırmızı renkli metinler ise TBMM’de kabul edilen değişiklik önergelerinin gerekçeleridir.
Tutanakların tamamını blogda yayınlamıyorum. Maalesef muhalefet milletvekilleri kanun teklifi ile ilgisi olmayan konuşmalar yapmışlar. Değişiklik önergesi hakkında söz alan milletvekilleri önergeler hakkında konuşmak yerine ilgisiz konulara değinmişler. Merak eden, TBMM’de yayınlanan tutanakları okuyabilirler.
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 18.03
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
—–0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 81’inci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
Alınan karar gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
Birinci sıraya alınan İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporunun görüşmelerine başlayacağız.
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324)(x)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
Komisyon raporu 324 sıra sayısıyla bastırılıp dağıtılmıştır.
Sayın milletvekilleri, alınan karar gereğince bu teklif İç Tüzük’ün 91’inci maddesi kapsamında temel kanun olarak görüşülecektir. Bu nedenle teklif tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanıp maddelerine geçilmesi kabul edildikten sonra bölümler hâlinde görüşülecek ve bölümlerde yer alan maddeler ayrı ayrı oylanacaktır.
Teklifin tümü üzerinde söz isteyen İYİ Parti Grubu adına Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kamuoyunda “spor yasası” olarak bilinen Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izlemekte olan aziz milletimizi en derin saygılarımla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün Genel Kurulda spor kamuoyunda sıkça dile getirilen ve sporun tüm bileşenleri tarafından istenen, beklenen bir kanun teklifini görüşüyoruz. Ben de bu beklentileri sık sık gündeme getiren bir kardeşinizim. “Spor kulüpleri ve federasyonlar yasası bir an önce çıkarılmalı, çıkmalı.” diyenlerden biriyim ve bunu defalarca hem bu kürsüde hem de Komisyon toplantılarında söyledim. Bakın, 13 Kasım 2020’de Plan ve Bütçe Komisyonunda Bakanlığın bütçesi görüşülürken Sayın Bakana demişim ki: Spor kulüpleri ve federasyonlar yasası sadece bu yılın veya birkaç yılın değil, Türkiye’de spor kulüplerinin beklediği on yıllık bir beklentidir. Bu noktada bizim de muhalefet olarak görüşümüzü alırsanız Türk futbolu için, federasyonları için hayırlı olacağını düşündüğümüz bu yasanın çıkarılmasına biz de katkıda bulunalım. Bizim de bu konuda fikirlerimiz alınırsa memnun oluruz. El birliğiyle bu yasayı bir an önce çıkaralım. Böyle söylemişim. Açık söyleyeyim, bu teklifin geç de olsa getirilmesine sevinenlerdendim, “dendim” diyorum çünkü baktığımda, şimdi, eleştiriye açık birçok maddeyi bünyesinde bulunduran bir teklifle karşı karşıya olduğumuzu görüyorum. Kanun teklifinin Komisyon görüşmelerinde görüşlerimizi ifade ettik, gördüğümüz eksiklikleri dile getirdik, düzeltilmesini istediğimiz hususlara ilişkin önergeler verdik, metinden çıkarılması gereken hususları kanun metninden çıkarılmasını talep ettik, bu gibi taleplerde bulunduk. Kanun maddelerinde gerekli gördüğümüz değişikliklerle ilgili verdiğimiz önergeler Komisyon aşamasında maalesef reddedildi ancak daha sonra bugün bir gelişme yaşandı. Bugün Meclis Genel Kuruluna teklif gelmeden önce bir toplantı talebi geldi ve bu sabah Grup Başkan Vekillerimiz ve milletvekili arkadaşlarımla birlikte bu toplantıyı gerçekleştirdik, karşılıklı müzakere ederek kanun teklifinin Komisyondan çıkan şekli üzerinde de yapılmasını talep ettiğimiz değişiklikleri sunduk. Bu toplantının faydalı olduğu kanaatimi burada sizlerle paylaşmak isterim. İnşallah, Genel Kurul aşamasında ortak akılla bir kanun çıkarma şansını da elde etmiş oluruz.
Değerli arkadaşlar, bu teklifte yer alan birçok maddenin tartışmalı olduğunu söyledim biraz evvel. Kanun teklifinin maddelerine baktığımızda onlarca sayfadan oluşan bir metin üzerinde konuşacağız bugün. Komisyonda da söyledim, burada da söyleyeyim: 59 madde, 2 de geçici madde 61 maddeyi konuşacağız. Trabzon milletvekili olarak tabii buna kayıtsız kalamam. 61’inci dakika bizim için, Trabzon için ve Trabzonspor’a gönül verenler için çok anlamlı bir an. 61’inci dakika maçın skoru ne olursa olsun Trabzon Spor taraftarının her şartta takımının yanında olduğunu gösteren güzel bir an olarak Türkiye’nin her yerinde, statlarımızda kutladığımız bir an, kutladığımız bir etkinliğimiz. Bu nedenle futbolu ilgilendiren, kulüplerimizi ilgilendiren ve Türk sporunun geleceği için önem arz eden bir kanun teklifinin 61 maddeden oluşmasını da ayrıca anlamlı bulduğumu söylemek isterim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, bu teklif, Komisyonda görüşülürken ve Komisyon görüşmeleri sonrasında yaşanan gelişmelerden anladık ki teklif, spor kulüpleri, TFF, Federasyonlar, akademik çevreler, spor medyası ve spor kamuoyuyla yeterince tartışılmamış -tartışılmamış diyorum, gelişmelere ilişkin eleştirileri dinledikçe onu anlıyoruz- yani üzerinde konsensüs sağlanmadan Türkiye Büyük Millet Meclisi gündemine getirilmiş. Yani her kanun teklifinde olduğu gibi “Benim dediğim dedik, çaldığım düdük.” tavrınızı maalesef bu kanun teklifinde de gösterdiğinizi söylemek istiyorum. Bunu her seferinde söylüyorum, yine bugün, burada da söyleyeceğim, bu “Her şeyi ben bilirim, ben yaptım oldu.” mantığınızdan vazgeçin, burada, Genel Kurulda, teklifle ilgili getireceğimiz eleştirileri dikkate alın ve kulak verin diyorum.
Değerli arkadaşlar, adına “Spor yasası” denilen bir kanun teklifini görüşüyoruz; yediden yetmişe, kadın-erkek, yaşlı genç, zengin fakir, eğitimli eğitimsiz tüm bireyleri ilgilendiren bir teklif üzerinde konuşuyoruz. Gelin, bu kanun teklifini ortak akılla değerlendirelim ve ortak paydalarda birleşerek birlikte düzenleyelim ve Meclisten öyle çıkaralım.
Değerli arkadaşlar, teklifin maddeleri üzerinde eleştirilerimiz var tabii. Maddelere geçtiğimizde birazdan gördüğümüz eksiklikleri, yapılması gereken ilaveleri, olmaması gerekenleri de söyleyeceğiz. Bu kanun teklifinin ülke ve dünya gerçeklerinden uzak ve en önemlisi Türkiye’de yaşanan tecrübeleri göz ardı ederek hazırlanmış bir kanun teklifi olduğu yönünde de ciddi eleştiriler var, bunu da burada söyleyeyim.
Kanunun maddelerine baktığımızda her şeyde söz sahibi olanın ve karar vericinin Bakanlık olduğunu görüyoruz arkadaşlar. Kulüplerin kuruluşundan başlayarak kongrelerine, yöneticilerinin kim olacağına, faaliyetlerine Bakanlığın karar verdiği bir kanun teklifi var önümüzde. Burada bununla ilgili olarak teklif metninden bazı örnekler vermek isterim: Mesela 13’üncü maddede diyor ki: “Burada 13’üncü maddede temel yetkiler, Gençlik ve Spor ve İçişleri Bakanlığına veriliyor. Bir şikâyet olmadan istedikleri anda denetleyebiliyor ve kovuşturma başlatıp işten el çektirebiliyorlar.” Mesela madde 28’de “Genel kurul toplantıları, tüm toplantı ve seçim süreci Bakanlıkça belirleniyor.” deniliyor. 28’inci maddenin (5)’inci bendinde “Olağanüstü genel kurul -tırnak içinde söylüyorum- Bakanın istemiyle yapılır.” deniyor. Mesela 29’uncu maddenin (5)’inci bendinde “Genel kurul delege sayısının yüzde 10’u Bakanlık delegelerinden oluşur.” deniyor. Mesela, 33’üncü maddede “Denetim kurulu; iki üyesi genel kurul tarafından seçimle belirlenen, üç üyesi -gene tırnak içinde söylüyorum- Bakanlık tarafından görevlendirilen beş üyeden oluşur.” deniyor. Mesela 35’inci maddede “Spor federasyonunun talebi halinde Bakanlık tarafından genel sekreter ataması yapılabilir.” deniyor ve ayrıca “Genel sekterlikte aranılacak diğer şartlar ile çalışma usul ve esasları -tırnak içinde söylüyorum- Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” deniliyor,. Değerli arkadaşlar, saydığım maddelere benzer başka maddeler de var, ben hepsini burada sıralamadım. Buradan anlıyoruz ki, bu kanun teklifiyle kulüpler ve federasyonlara “Bakanlık olmadan nefes bile alamazsınız.” deniliyor. Kulüpler, Dernekler Kanunu’yla İçişleri Bakanlığına; şirketleriyle Ticaret Bakanlığına ve Türk Ticaret Kanunu’na veya şirketi halka açıksa Sermaye Piyasası Kanunu’na; liglerde Türkiye Futbol Federasyonuna; Avrupa liglerinde ise UEFA’ya bağlı iken, getirilen bu teklifle tüm yetki Spor Bakanına bağlanıyor. Sporun yönetimini kulüplerin özerkliğe kavuştuğu günlerden daha da eskiye götüren bir sistem mi inşa edilmek istenmektedir diye kuşkularımız var arkadaşlar.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin 3’üncü maddesinde, spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri kısmında spor kulüplerinin kurulması ele alınmış; maddede, kuruluş ve tüzel kişilik kazanılmasıyla ilgili düzenlemelere yer verilmiş. Değerli milletvekilleri, spor kulübü kurmak için, eskiden, önce dernek kurulur, sonra da bu dernek Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünden spor kulübü olarak tescillendirdi, bu işlemin neticelenmesi de en çok bir hafta süre alırdı. Yeni düzenlemeyle dernek ortadan kaldırılıyor, dernek işlemlerinde olduğu gibi tüzük hazırlanıp en az 7 kişi imzasıyla Bakanlığa başvuruluyor yani başvuru makamı Ankara, Bakanlık da bunu altmış gün içinde inceleyip uygun görürse spor kulübü olarak sicile işliyor. Burada şunları sormak isterim: Niye altmış gün süre veriliyor? Neden bu süre daha da azaltılmıyor? Niçin daha hızlı işlem yapılmasına imkân verilmiyor? Bu tür uzun süreli prosedürlerin Türk sporu için bir nevi caydırıcı etkisinin olacağı düşüncesindeyim.
Değerli arkadaşlar, doğrudan Bakanlığı muhatap almak kurucu olarak imza atacak kişileri de olumsuz etkileyebilir. Mahalli dernek kurmak ve derneğin tüm işlemleri için yerel yetkilileri muhatap almak başka doğrudan Bakanlıkla muhatap olmak başkadır. Profesyonel spor dalları bu işlerin üstesinden gelebilir ama yerelde mesela, gençlerce kurulacak spor kulüpleri epey zora girer. O yüzden bu işleri yokuşa sürmemek lazımdır diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin 8’nci maddesiyle ilgili de bir şeyler söylemek isterim. Bu madde de spor kulüplerinin birleşmesi ve mal varlıklarının devriyle ilgili düzenlemeler var. Kanun metninde özetle deniliyor ki: Bir kulüp ancak bağlı bulunduğu ildeki başka bir kulüple birleşebilir. Bunun mantığı nedir, niçin aynı ilde olması şartı konulmuştur? Bu konu da izaha muhtaçtır. Ayrıca, bu işlemin gerçekleşebilmesi için kulüplerin genel kurulunda oy çokluğunun sağlanması ve Bakanlığın onayı istenmektedir. Bu madde de bürokrasi artırılmıştır. Kulüplerin genel kurulları böyle bir karar almışlarsa hem kendi illerindeki bir kulüple ya da diğer illerdeki bir kulüple birleşebilir. Ayrıca, ilgili kulüplerin karar, onay ve gerekçeleri sadece federasyona gönderilmeli ve tescili sağlanmalıdır. Bu kararların Bakanlık onayına gönderilmesi spor sisteminin merkezileştirilmesinin yanında sporun bürokratik yükünü de artırmaktan başka bir şey değildir.
Mesela bir 10’uncu madde var arkadaşlar, bu maddeye baktığımızda kamu kurum ve kuruluşlarının spor salonları, sahaları ve tesislerinin verimli kullanılması, bu tesislerden spor kulüplerinin ortaklaşa yararlanabilmesi için gerekli tedbirlerin alınması amaçlanmıştır. Evet, amaç doğrudur, güzeldir ama uygulamada yaşanan sorunlar var arkadaşlar ve bu sorunların ortadan kaldırılmasına ilişkin esaslar metinde yok. Yani bu tesisler ortak kullanılabilir, çok da iyi olur; bunların tamiri, bakımı, temizliği, işletmesi, ısıtması, soğutması, en önemlisi kullanım takvimi ve giderleri kime ait olacaktır? Bu konular çok önemli ve sıkça ihtilafa düşülecek konulardır. Uygulamada karşılaşılacak ihtilafları ortadan kaldıracak, belirsizliğe mahal vermeyecek, kalıcı esaslar muhakkak ortaya konulmalıdır.
Değerli arkadaşlar, kanun teklifine baktığımızda görüyoruz ki Dernekler Kanunu ile diğer kanunların karışımı, karma bir kanun teklifi olarak hazırlanmış. Spor kulüplerinin sivil toplum kuruluşu olduğu görmezden gelinerek, sivil toplum iradesi âdeta yok sayılarak genel kurullarının yetkileri ellerinden alınmıştır. Ayrıca derneklerin sahip olduğu kendine bağlı şirketleriyle olan bağına dikkatlerinizi de çekmek isterim. Bu bağın nasıl ve ne olacağı teklifte açık olarak ortaya konmamıştır. Yani bu hususta belirsizlik söz konusudur. Mevcut durumda kulüplerin hissesinin ne kadarının, kimlere satılacağına derneklerin genel kurulları karar veriyordu, eğer bu konuda karar veremezlerse köklü kulüplerde manevi huzursuzluklar ve hukuki sıkıntılar yaşanabilir diyorum. Şu anda derneğe bağlı şirketlere atanan yöneticiler, dernek genel kurullarının seçtiği yönetim kurulları tarafından doğrudan atanıyordu. Şirketlerde hâkim hisse sahibi olan dernekler için bu konu çok çok önemli. Bu durum değişirse satılacak hisse miktarı engeli ortadan kalkmaz mı diye soruyorum, asırlık veya yarım asırlık spor kulübü dernekleri aleyhine bir durum ortaya çıkmaz mı diye soruyorum.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifiyle tartışmaya açılan önemli bir husus daha var, bu da “Kulüpler ve federasyon nasıl özerk olacak?” Bu kanun kapsamı her ne kadar birtakım yeni düzenlemeler içeriyor olsa da genel itibarıyla spor kulüpleri ve federasyonlar bir anlamda yürütmeye ve yürütmenin denetimine bağlanıyor. Federasyon ve kulüplerin yönetimiyle ilgili birçok işlemi direkt ya da dolaylı olarak Bakanlığın uhdesinde tutmak, onları merkezî idarenin hâkimiyeti altına almaktan başka nedir diye soruyorum.
Şimdi, bakın, Spor Bakanlığına sınırsız denetim yetkisi veriliyor; Bakanlık dilediği zaman gelip kulübü, federasyonu denetleyebilir. İyi, güzel de bu kulüpler şirkete çevriliyor. Kulüpler şirket oldukları için vergi yönünden Maliye, diğer yönlerden ise İçişleri ve Ticaret Bakanlığı, Sermaye Piyasası Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, MASAK, TFF, UEFA, Kulüp Lisans Kurulu gibi birçok kurum tarafından zaten denetleniyor. Burada yapılmak istenen, kulüplerin Türkiye Futbol Federasyonunun özerkliğini ortadan kaldırmak ve diğer federasyonların bağımsız hareket etme alanını daraltmak değil de nedir acaba?
Değerli arkadaşlar, kanun teklifinin FIFA ve UEFA kural ve kaideleriyle uyumluluğu hususunda da bir iki cümle etmek isterim. Biliyorsunuz, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’a göre ülkemizde futbol faaliyeti özerk Türkiye Futbol Federasyonu tarafından FIFA ve UEFA kural ve kararları da dikkate alınarak yürütülmekte, düzenlenmekte ve denetlenmektedir. Dolayısıyla futbol kulüpleri ve federasyon hakkında yapılacak her ulusal düzenleme -bugün yapacağımız düzenleme gibi- mevcut uluslararası düzenlemeler ve ulusal düzenlemelerle entegre şekilde, mevcut ilkeler göz önünde bulundurularak ele alınmalıdır, yapılmalıdır diyorum. Özellikle bu geçiş dönemlerinin titizlikle planlanması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Bu teklife baktığımız zaman ana hatlarıyla arz ettiğim noktalara gerekli ihtimamın gösterilmediğini de görmekteyim. Bir noktaya burada dikkatinizi çekmek isterim, burada şu noktaya dikkat edilmeli: Uluslararası arenada istenmeyen durumlarla karşılaşmamamız adına gerekli hassasiyet bu konuda özellikle gösterilmelidir.
Değerli arkadaşlar, bugün burada Türk sporu ve kulüplerimizin geleceğiyle ilgili önemli bir düzenlemeyi konuşuyoruz. İnşallah, üzerinde hepimizin ittifak edeceği bir teklif hâlinde kanunlaştırırız, hâlâ daha bu konuda umudum var, bizim uyarılarımızı, taleplerimizi dikkate alırsınız diye düşünüyorum ancak önemli gördüğüm bir hususu burada arz etmek isterim. Burada hangi düzenlemeyi yaparsak yapalım, hangi kıstasları getirirsek getirelim siyaset, sporun üzerinden elini çekmedikçe getireceğimiz düzenlemelerin bir anlamı kalmaz arkadaşlar. AK PARTİ iktidarının mevcut spor karnesi, bugüne kadarki spor politikası ve uygulamaları bu uyarıyı yapma zorunluluğunu hasıl etmiştir.
Değerli arkadaşlar, sporu sağlıklı bir neslin yetişeceği alan olarak görmek zorundayız. Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarında gördük ki bugün Türkiye’yi idare edenler, sporu, siyasi iktidarın mevzi kuvvetlendirme mecrası olarak görmektedirler. Bu yanlışınızdan dönün, bu yanlışınızdan dönün; bu yanlış, sporla gelişmeyi bekleyen gençlerimize yapılan çok büyük bir haksızlıktır. Şunu söylemek zorundayım değerli milletvekilleri: Kamuoyu algısını kontrol etmek isteyen siyasi iktidar, spor kulüplerini ve tribünleri de kontrol etme arzusunda olduğu sürece hangi düzenlemeyi yaparsak yapalım sonuç elde edemeyiz. Bugün olduğu gibi, Futbol Federasyonunu, onun Başkanını, yöneticilerini, kurullarını siz atarsanız hatta ve hatta yedektekilerin sıralarını siz belirlerseniz, oralara kadar müdahil olursanız ve bu alışkanlıklarınıza devam ederseniz buradan ne yaparsak yapalım sonuç değişmez. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Ben yaptıklarınızdan sadece birkaç örnek verdim, hatta siz bunlarla da yetinmediniz, Anadolu’da yüz binlerce taraftarı olan şehir takımları alt liglerde mücadele ederken yakınlarınızı kamu kaynaklarıyla Süper Lig’de kulüp sahibi yaptınız. Sayenizde seyircisi olmayan ama her şeyiyle sizin olan bir kulüp ve siz atadığınız için sözünüzden çıkamaz hâle gelmiş federasyonumuz var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Son dönemde Türkiye Futbol Federasyonunda yaşanan istifalar ve özellikle Federasyon Başkanının istifasının nedenine ilişkin açıklamaları ya da hakemlerin önce işten el çektirilip sonra tekrar göreve çağrılmaları gösteriyor ki AK PARTİ İktidarı birçok konuda olduğu gibi sporda ve özellikle de futbolda gerçeklerle yüzleşmelidir. Biliniz ki “Her şeyi ben bilirim, ben yaparım; benim dediğim dedik, çaldığım düdük.” tavrınız futbolda da duvara toslamıştır, onarılması zor hasarlar meydana getirmiştir.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Kocaeli Milletvekili Sayın Saffet Sancaklı.
Buyurunuz Sayın Sancaklı. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, televizyonları başında bizleri izleyen büyük Türk milleti; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, yıllardır beklenen, özlenen Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Yasa Teklifi bugün, şükürler olsun ki Allah’a, Genel Kurul salonuna geldi ve burada konuşarak -kaç gün sürecek bilmiyoruz ama- tartışarak, en doğru yolu bularak bu yasayı çıkaracağız.
Tabii, biz bu yasayı neden çıkarmak istiyoruz, neden bu yasanın çıkması lazım, önce biraz ondan bahsedeyim. Biraz evvel Mersin Milletvekilimiz Baki arkadaşım bana bir resim gösterdi; 2016 senesinde burada, odada, ben ve milletvekili arkadaşlarım bununla ilgili bir basın toplantısı düzenlemişiz, bu yasanın çıkması gerektiğini söylemişiz. Benden önce, ben milletvekili olmadan önce o yasa buraya defalarca gelmiş, arkadaşlar çalışma yapmış ama bir türlü yasalaşmamış, birileri engellemiş, kimlerin engellediğini de zaten tahmin ediyoruz ve biliyoruz.
Şimdi, biz bu yasayla ilgili konuşurken şikâyetlerimiz nedir? “Türk sporunu, Türk futbolunu yönetenler kimler? Hep bu sporun dışından insanlar geliyor, futbolun dışından insanlar geliyor; bunlar kendilerine rant sağlamaya geliyor, kendilerine statü sağlamaya geliyor, para kazanmaya geliyor, onu yapıyor, bunu yapıyor.” diye durmadan şikâyet ediyoruz biz ve bu şikâyetlerin büyük bölümünde de haklıyız; tabii ki bu lafımız yöneticilik yapan bütün yöneticilere değil ama maalesef ciddi bir çoğunluk da bu statünün içine, bu kategorinin içine giriyor.
Şimdi, futbol popüler diye futboldan devam edeyim, daha iyi anlaşılıyor futboldan bahsedince. Şu anda aşağı yukarı… Bu yasa keşke on beş yıl önce çıksaydı, keşke bu yasa on yıl önce çıksaydı, beş yıl önce çıksaydı, iki yıl önce çıksaydı. Neden? Bizim futbol kulüplerimizin büyük bölümü -beş tanesi hariç- büyük borç batağının içinde. Şimdi size bazı rakamlar vereceğim, ürkütücü rakamlar; mesela, 31 Mayıs 2021 itibarıyla yani on bir ay önceki rakamları söylüyorum: sadece Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un borcu 17 milyar TL yani geçen sene bu zamanlarda. Peki, sonradan transfer ayı girmiş araya, transferler yapılmış, bir de kur farkı oluşmuş. 1 Aralık 2021’de yine, 2022’de değil yani bundan beş ay önce de bu 4 kulübün borcu 26 milyar TL olmuş. Yani mayısla aralık arasında yedi ayda 17 milyardan 26 milyar TL’ye yükselmiş. Aralık ayından bu zamana kadar da birkaç ay geçtiğine göre bu rakam 30’un üstünde, 30-35 arası olduğu biliniyor. Peki, bu kulüpler bunu devam ettirebilir mi? Devam ettiremezler. Eğer bu 35 milyarın sadece yasal olarak banka faizini ödemeye kalksalar bugün yüzde 20-25’ten faizleri hesaplasak senede 8-9 milyar lira sadece faiz borcu ödeyecekler, bunu mümkün değil çıkarmaları. Yani şu anda kulüpler -4 büyükler dâhil- anahtarlarını valiye teslim etmek üzereler, acı ama gerçek.
Tabii, peki, bu yasa çıkmasın diye çaba gösterenlere mesela şeyi soracağım: Millî takımlarımızın durumu ne mesela şu anda bizim? Millî Takımın durumu şu arkadaşlar: Dünya kupasına katılamadık -en son oldu biliyorsunuz- birkaç ay önce Avrupa şampiyonasına katıldık, sonuncu olduk sıfır puan alarak.
Bir de Millî Takımımızın uluslar ligi var katıldığı. Uluslar liginde hangi gruptayız, biliyor musunuz? C grubunda. C grubundan birkaç tane takım sayayım da ne hâlde olduğumuzu biraz daha anlayalım: Lüksemburg, Litvanya, Faroe Adaları, Kıbrıs Rum Kesimi, Azerbaycan, Kazakistan, Cebelitarık.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) – Onlara doğru söyle, o tarafa doğru söyle.
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) – Yanlış yere bakıyorsun.
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) – Başkanım, o tarafa doğru söyle.
SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) – Bana bakabilirsin.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) – Şimdi bu yasa siyasetüstü bir yasa, onun için siyaseti karıştırmayacağız burada birkaç gün. Hep beraber inşallah bu yasayı çıkaracağız. (MHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, Türkiye’nin A Millî Takımının düştüğü durum bu. Peki, Türkiye bunlarla, bu liglerle, bu takımlarla aynı gruptaysa, o zaman Türkiye liginde oyuncalara senelik ödenen 3 milyon eurolar, 4 milyon eurolar, 5 milyon eurolar falan neyin nesi? O zaman hepimizin burnuna pis kokular gelmeye başlıyor doğal olarak.
Peki, futbol takımlarımız ne durumda? Yıllardır bırakın Avrupa kupalarında derece almayı, takımlarımızın çoğu Avrupa’dan men cezası aldı, para cezası aldı, transfer yasağı aldı.
Peki, hazır buna gelmişken şunu söyleyeyim: Bu yabancı konusunu ben böyle anlatınca “Saffet Sancaklı yabancıya karşı.” diyorlar. Hayır, ben yabancıya karşı değilim. Ben, Türk futbolcusunun çok yetenekli olduğunu, altyapıya önem verildiği zaman oyuncu fışkıracağını ve bırakın Türkiye liglerine yetmeyi, Avrupa liglerine, dışarıya bile rahat rahat oyuncu ihraç edebileceğimizi söylüyorum; ben Türk gençliğine güveniyorum. Yoksa, yabancıya karşı değilim ama hangi yabancıya karşı değilim? Sen, her sene, alakasız, kapasitesiz, yoldan bulduğun menajerlerin getirdiği 15-20 yabancıyı alır, Türk futbolunu bu hâle getirirsen tabii ki karşıyım. Kriter koyacağız, bundan sonra inşallah bununla ilgili de önerilerimiz olacak. Kriter koyacağız yabancıya, diyelim ki İngiltere’de, -Alpay burada, İngiltere’de oynadı- diyor ki adam “Bir; yabancı gelebilir ama şu yaşın, şu seviyenin altında olacak. İki; son iki senesinde kendi A millî takımının ilk 11’inde yüzde 80 banko oynamış olacak.” gibi gibi kriterler koymuş ki doğal olarak kötü bir yabancı alma şansı kalmıyor İngiltere liginin. Ama bizde, maalesef, yakala, kimi getirebiliyorsan koy.
En sonda, 2016-2017 sezonunda yayın geliri 590 milyon dolar, aradan beş sene geçmiş, şu anda yayın geliri teklifi verildi -daha kesinleşmiş bir şey yok ama- gördüğüm kadarıyla 100-120 milyon dolar arasına denk gelecek şekilde bir teklif var yani 590 milyon dolar nerede… Demek ki, futbolun kalitesi de o kadar düştü ki… Bu kaosları, bu kavgaları, şu federasyondaki rezillikleri görüyorsunuz değil mi? Yani, neresinden bakarsanız bakın elinizde kalıyor.
İşin neticesinde, diğer federasyonlarda da olan birçok sıkıntı vardı. E, peki bu kadar tesis yapıldı, bu kadar stat yapıldı, dünyayla komünikasyon var, para var, her şey var; yeterince başarı var mı? Yeterince başarı yok. Neden? İşte, bu bahsettiğimiz konulardan dolayı. İşte, şimdi, bu yasayı tam da bunun için getiriyoruz. Yasada 60’a yakın madde var ama ben çok önemsediğim birkaç tanesini sizinle paylaşmak istiyorum; olmazsa olmazlar bunlar, zaten herkes de katılıyor, sağ olun bunun için.
Mesela, bu kişisel sorumluluk meselesi. Bu, nedir? Kulüp başkanları ve yöneticiler bulundukları dönemdeki fazla borçlardan kişisel olarak sorumlular. Yani, diyelim ki bir kulübün o sene 100 lira bütçesi var, yüzde 10 hak verdik, borçlanabilirler ekstradan, kulüp 110 lirayla bütçeyi yönetecek o sene. Kulüp başkanları ve yöneticiler bütçeyi 120 lira yaparsa, 150 lira yaparsa, 170 lira yaparsa o parayı ceplerinden harcayacaklar; ceplerinden vermezlerse mal varlıklarına el konacak, tahsil edilecek, o da olmazsa hapis cezası var. Bu, bize neyi getirecek? Artık hiçbir kulüp başkanı, hiçbir kulüp yöneticisi canı sıkıldıkça menajerlerle beraber olup, kulüpleri soyup büyük borçların içine sokamayacak; bu yasanın en önemli maddelerinden bir tanesi bu.
İkincisi, hep anlatıyoruz ya, diyoruz ki “Bu sporu sporun dışındakiler yönetiyor.” 64 tane federasyonun 64’üne de şunu koyduk: 11 kişilik yönetimde o branşta millî olmuş en az 2 sporcu yani o branşta millî olmuş, sporu bırakmış ve 11 kişilik yönetimde en az 2 millî sporcu. Bu “Sporun dışından gelenler yönetiyor.” diye şikâyet ediyoruz ya, bu çok ciddi bir başlangıç. İnşallah, önümüzdeki yıllarda bu sayı kendiliğinden artar; bu arkadaşlar başarılı olur, gelir, federasyonlarda başarılı olur, bizi çok iyi temsil eder ve bu sayı artar.
Tabii, bu neyi getirecek? Ben araştırdım, dünyada hiçbir ülkede, bütün federasyonlarda böyle bir kanun yok; bu, Türkiye’de bir ilk olacak. Yani göreceksiniz, dünyada spor konuşulduğu zaman Türkiye örnek gösterilecek, “Sporun içinden gelen insanların spor yönetimlerinde olduğu ülke.” denecek; bu, ülke açısından da büyük prestij olacak. Örnek olarak şunu söyleyeyim: Rahmetli Naim Süleymanoğlu Türkiye Halter Federasyonu Asbaşkanı seçildi, burada seçimlerde. Yanılmıyorsam, bir-bir buçuk ay sonra Dünya Halter Federasyonu seçimleri var fakat Naim Süleymanoğlu öyle bir halterciydi ki yüzyılın haltercisiydi, bütün olimpiyat rekorlarını kıran bir Türk’tü. Dünya Halter Federasyonu Başkanı Naim Süleymanoğlu’na “Lütfen, gelip Dünya Halter Federasyonunda da Asbaşkan olur musun?” diye mektup yazdı, davet ettiler ve rahmetli Naim uzun yıllar Dünya Halter Federasyonu Asbaşkanlığı yaptı. Şunu anlatmaya çalışıyorum: Bu, efsane millî sporcular gelip federasyonlarda görev yapınca göreceksiniz, dünyanın o branştaki çoğu federasyonlarında da yönetim kuruluna girecekler. Yani Türk spor adamları dünyanın federasyonlarında yöneticilik yapabilecekler, onun için bunu da çok önemsiyorum.
Üçüncü bir şey var, üçüncü söyleyeceğim madde, temiz eller operasyonu başlıyor. Spor kulüplerinde başkan veya kurul üyesi olabileceklere belirli suçlardan mahkûm olmama şartı getirilmektedir yani Türkçesi: Belli suçları işlemiş adamlar hayatları boyunca hiçbir spor branşında, hiçbir spor kulübünde, hiçbir federasyonda yöneticilik yapamayacaklar. Şikâyet ediyoruz ya “Arızalar gelip sporu yönetiyor, spor yöneticisi oluyor. Adam bir sürü suç işlemiş, ceza almış, gelip kendini temizlemeye çalışıyor, spor kulüplerinde kendini temize çıkarıyor; toplumda kabul görüyor.” diyoruz ya şimdi bu suçların bazılarını sayıyorum size, bu suçları işlemiş adamlar hayatları boyunca hiçbir spor branşında, hiçbir federasyonda, hiçbir spor kulübünde yöneticilik yapamayacaklar. Mesela suçlar şöyle, tabii, kasten işlenmiş suçlardan bir yıl ceza alma şartı var: Devletin güvenliğine karşı işlenen suçlar, Anayasal düzene ve düzenin işleyişine karşı işlenen suçlar, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, terörün finansmanını sağlama, kaçakçılık, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, fuhuş, uyuşturucu, şike, teşvik, kanuna aykırı bahis, şans oyunları ve birkaç tane daha var. Şimdi ben size soruyorum arkadaşlar: Bu suçları işleyen adamların sporda ne işi var ya? Ama maalesef bunları işlemiş olan adamlar da geldi yıllarca spor kulüplerini yönetti, geldi federasyonda yöneticilik yaptı, sonra biz de dışarıdan şikâyet ediyoruz.
Şimdi, futbolun öyle bir gücü var ki aklıma şu anda geldi, onu da sizle paylaşayım, biliyorsunuzdur da: Bu İspanyol diktatör Franco vardı, varmış yani onu da kitaplardan okuduk. Adam diyor ki: “3 tane şeyle yöneteceğim ülkeyi: Bir tanesi “fiesta”, bir tanesi “fadima”, bir tanesi de futbol.” diyor. “Fiesta”, eğlenceye vermiş herkesi, serbest her şey; “fadima” din, din üzerinden etki yapıyor; bir de “Futbol.” diyor. Topluyor, diyor ki arkadaşlarına: “Bana öyle bir uyku tulumu yapın ki on binlerce insanı içine sığdırın, uyuşturmamız lazım bu milleti.” İşte, şimdiki Barcelona stadı yapılıyor o zaman. Bu stat Franco’nun uyku tulumu isteğiyle, “Milleti uyutalım.”, futbolun etkisini anlatıyorum, ülkeyi yönetmek için bile futbolu kullanıyor insanlar. Kendini temizlemeye çalışan insanlar da futbolu ve sporu kullanıyor, ihale almak isteyenler de kullanıyor, başka işler için de isteyenler kullanıyor; o zaman işte bu yasanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Ben buna bu maddeden dolayı temiz eller operasyonu diyorum, Türk sporunda temiz eller operasyonu başlamıştır, gözümüz aydın, bütün Türkiye’nin gözü aydın. (MHP sıralarından alkışlar)
4’üncü bir madde var, bu maddede Alpay kardeşimiz çok uğraştı, biz de elimizden gelen katkıyı sağladık; bu, menajerlik konusu. Şimdi, kulüplerin ne yaptığını kısaca size anlatayım, tabii bunu anlatırken bütün kulüp başkanlarına ve yöneticilerine söylemiyorum, bu filmde oynayanlara söylüyorum ben, bu filmi çevirenlere söylüyorum. Ben de Türkiye’de futbolu bıraktıktan sonra Türkiye’nin ilk FIFA lisanslı menajerlik şirketini ben kurdum. Dünyada 250 kişide vardı, benim lisans numaram 251. Şenes Erzik’in isteği üzerine Türkiye’de menajerlik sistemini oturtayım diye ilk şirket benimdir, onun için bu filmleri çok iyi bilirim ben, nasıl döndüğünü de bilirim, şimdi anlatıyorum nasıl dönüyor. Bir menajere kulüp başkanı diyor ki: “Denetim yok, bir şey yok, gel şu futbolcuyu bana, kulübe, bize ver, menajeri senmişsin.” Oturuyorlar 2 tane kontrat yapıyorlar. Oyuncu diyelim ki 100 lira alacak, bir kontrat yapılıyor, ona veriliyor o 100 liralık kontrat, sağlama alıyor kendini ama bu tarafta 10 liralık bir kontrat yapıyor ve devlete onu bildiriyor, Spor Bakanlığına, Federasyona, bildirilmesi gereken yerlere onu bildiriyor. Arada da 90 lira var. O 90 lirayı sonra canları nasıl istiyorsa paylaşıyorlar, veriyorlar, alıyorlar, vergi kaçırıyorlar, kara paraya… Aklınıza ne geliyorsa yapıyorlar. Şimdi, bu menajerlik yasasında bunun da önü kapanıyor.
Nasıl kapanıyor? Şimdi, menajerler oyuncularla bir kontrat imzalıyor, ömür boyu esir tutuyorlardı yani kontrat yaptırmış, ömür boyu oyuncunun peşini bırakmıyor. İki yıla düşürdük bu kontratları ve iki yıl sonra memnunsa oyuncu ile menajer karşılıklı devam etsinler. Fakat buradaki ana şey ne? Oyuncu ile kulübün yaptığı kontratlar Bakanlığa gidecek artık denetim için yani 2’nci bir kontrat yapılmasın diye. Bakanlığa giden kontrat aynı Federasyona gidecek ve tek bir kontrat bilinecek. Haa, aldın, o menajerle tekrardan film çevirdin, 2’nci bir kontrat yaptın; işte, yandı hepsi o zaman, bu yasa onu getiriyor. Ne diyor? Menajerin, menajerlik faaliyeti ömür boyu bitiyor. Bu riske de hiçbir menajer girmeyecek bir tane kontrat için. İki; futbolcu bunu imzalarsa -2 tane ayrı kontrat- üç aydan bir yıla kadar men alıyor. Hiçbir futbolcu da böyle bir şeye girmez. Bir yıl zaten oynamayan oyuncuya geçmiş olsun, yaşı kaç olursa olsun bir daha onun toparlanması yıllar sürer. Üç; başkan ve yöneticiler de iki yıldan üç yıla kadar hak mahrumiyeti alacak. Zaten o sorumluluk işinde, kişisel sorumluluk işinde hapis cezası da var bir yıldan üç yıla kadar. Onun bile hesabını yaptım, beş ay on beş gün yatıyorlar yani hukuku da öğrenmeye başladık bu arkadaşların sayesinde.
Şimdi, tabii, ne olacak bu menajerler de kontrol altına alınınca… Çok önemli bir şey daha yapıyoruz bu yasada: Kulüpler bütün paralarını, alma-verme paralarını, ödeme paralarını, giriş-çıkış paralarını bankalar ve finans kuruluşları üstünden yapacaklar. İkinci kontratı yapamıyor, paraları bankalar üzerinden çeviriyor -bütün paralar bankadan girip çıkıyor, 7 bin TL’nin üstündeki paralar- kişisel sorumluluk var. Temiz eller operasyonu başladı; göreceksiniz, dökülmeler yakında bol bol başlar ve bu yasa çıkar çıkmaz bu bahsettiğimiz arkadaşlar bu spor dünyasından kaçarlar zaten. Ben iki sene önce burada bir konuşmada -açtım dinledim ne konuşmuşum diye- diyorum ki şu kürsüden bu arkadaşlara: “Kusura bakmayın, bu mahalleden hepiniz gideceksiniz.” İşte o gün geldi, onun için bu yasa gerçekten Türk sporunun önünü açacak ve bizi böyle bir düzgün bir yola sokacak. Ha, bu yasa yarın çıkacak da her şey dört dörtlük mü olacak? Olmayacak. Bizim önümüzde uzun yıllar var, bu yasayı destekleyici bazı şeyler daha yapmamız gerekecek ama önemli olan, bu ana olan yasayı çıkartıp bütün herkesi bir disipline sokup ondan sonra devam etmek. Tabii, memnun olmayacak bazı arkadaşlar. Habire deklarasyon yayınlıyorlar, hiçbir tanesi de beni aramıyor haberiniz olsun; kimse aramıyor beni, ben beş yıldır anlatıyorum bunu, artık iş ciddiye geldi, beni kimse aramıyor. Ne diyorlar biliyor musunuz o arkadaşlar? “Ya, biz bir çiftlik bulmuşuz, dünyanın en güzel şeyini bulmuşuz, kulüpleri bulmuşuz, bütün ilgi bizim üzerimizde, yolda giderken herkes ‘Başkanım, Başkanım’ diyor, omuzlara alıp taşıyorlar. E, parayı da istediğimiz gibi harcıyoruz, yıllarca keyif yapıyoruz, sonra da çekip gidiyoruz. Siz, şimdi bu yasayı çıkarıp neden bizim keyfimizi bozuyorsunuz?” diyorlar yani. Haklı adamlar yani. Diyor ki: “Bizi denetlemeyin.” Yani “Bizi denetlemeyin.” diyor. “Sorumlu tutmayın, bize bir şey de demeyin.” Sonra geliyorlar “Borçlarımızı öteleyin, vergilerimizi düşürün. Spor Toto’dan da bize para verin, İddaa’dan da para verin.” Sonra, bu tarafa geçiyorlar “Bak, siyaset spora fazla karışıyor ha, karıştırmayın.” Ne anlatıyorsunuz siz ya? Onun için, bu arkadaşlar bu işlerden hiç memnun değil -bu bahsettiğim kategoriye giren arkadaşlardan bahsediyorum- memnun olmasınlar zaten, bizim onları memnun etme gibi bir isteğimiz, bir lüksümüz de yok. Biz, bu yasayı çıkaracağız, devamını getireceğiz.
Şimdi, çok kısa bir şey daha söyleyeyim, mesela, bu yasayla ilgili. Ne getirecek bu yasa bize? Şu anda, altyapıdan kimse geliyor mu? Gelmiyor. “Mecbur kalındı.” diye birkaç tane çocuk geldi alttan. Türk sporcusu yetenekli. Şimdi, bu paralar biraz kısıtlanacak çünkü geçmiş borçları da ödemeleri lazım bu bütçenin içerisinden, doğal olarak 15-20 tane yabancı almayacaklar. Ne yapacaklar? Altyapıya yatırım yapacaklar, bizim Türk çocuklarına yatırım yapacaklar. (MHP sıralarından alkışlar) Birkaç sene sonra göreceksiniz, oyuncu fışkıracak Türkiye’den. Ya, görmüyor musunuz 16 yaşındaki çocuklar şu anda Galatasaray’da, Fenerbahçe’de, Beşiktaş’ta oynuyor, bir de en ön plana çıktılar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Sancaklı.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) – Teşekkür ederim.
Ya, bu çocuklar oynar ama onları alana bırakacaksın. Çocuk geliyor, 8 yaşında başlıyor, yetişiyor yetişiyor; 18-19 yaşına bir geliyor, bir bakıyor ki takımda 16-17 tane yabancı var, bilmem ne var, mümkün değil, çekiyor, dönüyor, gidiyor, küsüyor. Ne oldu, şimdi bu Ardalar falan çıktı, bu genç çocuklar, Beşiktaş’ta var, Trabzon’da var falan? Aslan gibi oynuyorlar. Peki, bizim bunlara o zaman bu fırsatı vermemiz lazım. Biz şu anda bu kanunla kulüpleri altyapıya zorlayacağız. Eğer altyapıyla uğraşmayan, oyuncu yetiştirmeyen kimse orada yöneticilik yapamayacak, başkanlık yapamayacak çünkü beceremeyecek bu işi.
Ben son bir şey daha söyleyeyim. Bu arkadaşlara burada söyleyeyim, diyorlar ki: “Siz bu yasayı çıkarırsanız yönetecek adam bulamazsınız başkan ve yönetici.” Bak, Türk milletine saygısızlık yapmayın, buradan hepinize söylüyorum, Türkiye’de 500 tane, bin tane şerefli adam mı yok, bir siz mi şereflisiniz yani? (MHP sıralarından alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayınız.
SAFFET SANCAKLI (Devamla) – Bitiriyorum Başkanım.
Onun için, bize haksızlık yapmayın, Türk milletine de hakaret etmeyin.
Ben teşekkür ediyorum. Bu yasayla ilgili çok kişinin emeği geçti, çok çalıştık. Diyorlar ya: “Danışılmadı, edilmedi.” Falan, vallahi o kadar çok toplandık ki Birleşmiş Milletler toplanmıyor o kadar. Toplandık, yaptık, ettik bütün partiler. Zaten baştan konuşurken dedik ki: “Bu siyasi bir şey değil, bu siyasetüstü bir şeydir.” Ve teşekkür ediyorum bütün arkadaşlara hem Komisyonda hem… Herkes katkı sağladı, bundan sonra da katkı sağlayacak. Ben emeği geçen herkese teşekkür ediyorum, Türk sporuna da hayırlı olsun diyorum.
Beni de dinlediğiniz için teşekkür ediyorum, sağ olun. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Batman Milletvekili Sayın Mehmet Ruştu Tiryaki.
Buyurunuz Sayın Tiryaki. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin tümü üzerinde grubum adına, Halkların Demokratik Partisi Grubu adına söz aldım. Öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Ayrıca, her türden ayrımcılığa uğradıkları hâlde misafirperverlikten taviz vermeyen, yalnız rakipleriyle değil ırkçı saldırılarla da mücadele eden ve bitime üç hafta kala şampiyonluğunu ilan ederek 2’nci Lig’e çıkan Batman Petrolspor’u ve her maçına en az oyuncular kadar hazırlanan ve takımı yalnız bırakmayan Yarasalar taraftar grubunu tebrik ediyorum.
Şimdi, yasayla ilgili önce şunu belirtmek isterim: Spor kulüpleri ve spor federasyonlarıyla ilgili bir kod kanun yapılmasına karşı çıkmadık; bir kod kanun yapılmasını, bağımsız bir kanun yapılmasını doğru buluyoruz. Ancak sorun şu ki uzunca bir süredir, demokratik ve katılımcı bir anlayışla yasa yapmak yerine, Adalet ve Kalkınma Partisi, çoğunlukla Külliye koridorlarında, bazen de bakanlıklarda hazırlanan ama muhalefetle hiçbir şekilde ortaklaşılmayan teklifleri Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuyor, ne komisyonlarda ne de Genel Kurullarda eleştirilere kulak kabartmıyor, çoğu zaman tek bir virgülünü bile değiştirmeden teklifi yasalaştırıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi, yalnız muhalefet partilerinin değil, herhangi bir kanunun doğrudan ilgilendirdiği kesimlerin de görüşünü almıyor; yazılı ve sözlü olarak pek çok komisyonda dile getirdiğimiz hâlde, bu tarafların hiçbiri komisyona davet edilmiyor. Şimdi aynısını Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin görüşmelerinde de yaşadık; taraflar davet edilmemişti, Bakanlık temsilcileri dışında, kulüp ve federasyonların temsilcisi yoktu. Hasbelkader gelen sanırım Beşiktaş Kulübünün bir temsilcisi vardı. “En azından, Beşiktaş Kulübünün temsilcisi buraya kadar geldi, bir söz verin, bu yasa teklifiyle ilgili olarak ne düşünüyor?” diye… Komisyon Başkanı ve teklif sahipleri “Ya, işte, sadece 1 kişiye söz verirsek yanlış anlaşılabilir, eşitsizlik yaratabilir.” dediler. Oysa doğrusu, bütün tarafların davet edilmesi ve gerçekten herkesin görüşünün alınması idi. Bu konuyla ilgili teklif sahipleri şunu söylüyorlar, dediler ki: “Biz iki yılı aşkın bir süredir, neredeyse üç yıldır bu yasa teklifi üzerinde çalışıyoruz. Kulüplerin hepsiyle görüştük, federasyonların hepsiyle görüştük. Bakanlık koridorlarında uzunca bir süredir çalışmalar yapıyoruz.” Doğrudur yani teklif sahipleri üç yıldır çalışıyor olabilirler, gerçekten Bakanlık koridorlarında dolaşmış, çokça görüş almış olabilirler fakat aldıkları görüşün ne olduğunu teklif sahipleri dışında hiç kimse bilmiyor, en azından biz bilmiyoruz. Bu yüzden bu teklifi bir alt komisyona havale edin, alt komisyonda diğer tarafları çağıralım, görüşlerini alalım çünkü gerçekten -teklif sahiplerinin de söylediği gibi- spor yasası teklifi yani asgari olarak Mecliste ortaklaşılabilecek bir yasa teklifiydi. “Bu konuda bile uzlaşmadan bir yasa teklifi geçmesin.” dedik ama teklif sahipleri, bu önerimizi göz önünde bulundurmadılar, Türkiye Büyük Millet Meclisine neredeyse olduğu gibi getirdiler; birkaç küçük değişiklik yapıldı, haklarını yemeyelim.
Şimdi, içeriğine gelince… Başta da söyledim, gerçekten, bir kod kanun, bir bağımsız kanun yapılmasına karşı değiliz yani spor kulüpleriyle ilgili, spor federasyonlarıyla ilgili bir kod kanun yapılsın fakat içeriğine yönelik ciddi eleştirilerimiz var. Şimdi, birkaç tane temel düzenleme içeriyor bu yasa teklifi. Bir tanesi şu, diyorlar ki teklif sahipleri: “Spor kulüplerinin borçları 30 milyarı aştı, bu durum sürdürülebilir değil. Spor kulüpleri ve spor anonim şirketleriyle ilgili düzenleme sayesinde hesap verebilir, denetlenebilir, şeffaf bir yapıya kavuşacaklar; borçlanma ve alacak temlikine getirdiğimiz sınırlamalar sayesinde yöneticileri şahsi mal varlıklarıyla da sorumlu olacaklar. Ayrıca, hapis cezası getiriyoruz. Böylece bunu kurallara bağlamış olacağız.” Doğru mu, en önemli amaçlardan birinin bu olduğunu söylüyorsunuz, doğru mu? Evet. Peki, bunu söylerken aslında ne söylemiş oluyorsunuz? “Spor kulüpleri yürüttükleri mali işler yönünden aslında hesap verebilir değil mevcut durumda.” diyorsunuz, “Aslında denetlenmiyorlar.” diyorsunuz, “Aslında şeffaf değil.” diyorsunuz, “Aslında borçlanmalarının hiçbir sınırı yok.” diyorsunuz ve “Aslında yöneticilerin hiç de bir sorumluluğu yok.” diyorsunuz. Yani eğer bunlar olmadığı için bu yasa teklifini getiriyorsanız -tersten bakıldığında- Türkiye’deki spor camiasının bu şekilde yönetiliyor olması gerekir. Öyle mi peki? Öyle olup olmadığını kime sorabiliriz? Taraflara ama biz tarafları dinleyelim dedik, hiçbir taraf Komisyon görüşmelerine gelmedi. Bu yüzden, gerçekten spor kulüplerinin durumu bu mu, değil mi, bilmiyoruz.
YILDIRIM KAYA (Ankara) – Geldi geldi de konuşturulmadı.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) – Şimdi bu amaca ulaşacak mısınız, ulaşmayacak mısınız; büyük iddialarla söylediğiniz bu yasa gerçekten sporu bir biçimde kontrol altına alacak mı, birkaç yıl içerisinde göreceğiz. Gerçekten mali olarak kontrol altına alınacak mı, gerçekten denetlenebilir olacak mı, gerçekten şeffaf olacak mı? Ama şunu söyleyeyim: Mali disiplin başta olmak üzere, bu sorunları, emin olun, bu yasa çözmeyecek, çözse çözse yine ya FIFA çözecek, ya UEFA çözecek çünkü onların kontrolü sayesinde, onların denetimi sayesinde bugün Türkiye’de spor kulüpleri önemli oranda mali olarak kontrol altına alınabiliyor ama ben bu yasa teklifiyle bunun kontrol edebileceğine inanmıyorum.
Şimdi, ikinci önemli değişiklik şu: Teklif sahipleri diyor ki: “Biz, spor kulüplerini bu saatten itibaren artık dernek olma statüsünden çıkardık.” Peki, ne olacak? Tam olarak ne olduğunu anlayamadığımız bir tüzel kişilik olacaklar yani dernek olmayacaklar, bir tüzel kişilikleri olacak, spor kulübü olacaklar; zaten önce de spor kulübüydü. Dernek olmayacaklar, vakıf olmayacaklar, şirket olmayacaklar ama yasa teklifinin ayrıntılarına baktığınız zaman aslında aynı anda hepsi olmaya devam edecekler. Dernek olmadıkları için Dernekler Yasası’na tabi olmayacaklar -çünkü öyle söylüyorlar- ama yasa teklifinin içerisinde hâlâ Dernekler Kanunu’na atıf yapan pek çok madde var. Dernek olmadıkları için Dernekler Yasası’na tabi olmayacaklar, spor kulübü olmaya devam edecekler ama yine aynı yasal mevzuatın önemli bir bölümü uygulanmaya devam edecek.
Şimdi, Komisyon görüşmeleri sırasında da dile getirmiştik, ben buna gerçekten çok değer verdiğim için bunu özellikle anlatmak istiyorum şimdi: Şimdi, Kasım 2004’te yürürlüğe giren bir yasa var, 5253 sayılı Dernekler Yasası. 12 Eylülden kalma 2900 sayılı Dernekler Kanunu 2004 yılında değiştirildi ve bunun yerine yeni bir Dernekler Kanunu getirdi, Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara geldiği ilk yıllardı. O zaman Adalet ve Kalkınma Partisinin kadroları demokratik değerleri savunduklarını söylüyorlardı, Avrupa Birliğine “Evet.” diyorlardı, özgürlük sözlerini dillerinden düşürmüyorlardı; tam o dönemde çıkardıkları bir yasaydı. 2004’teki yasayla gerçekten dernekler hükûmetin kontrolünden çıkarılmıştı, hükûmet komiseri gelip her şeyi denetlemiyordu, kongreler ilçe seçim kurullarının gözetiminde yapılmıyordu, dernekleri kendi iç denetçileri denetleyecekti, öğrencilerin dernek kurmasına izin verilmişti. Ne zaman? 2004 yılında yürürlüğe konulan yeni Dernekler Yasası’yla. Meğer Adalet ve Kalkınma Partisi bunları yaparken aslında samimi değilmiş çünkü gerçekten demokrasiyi istedikleri zaman binip istedikleri zaman inebilecekleri bir tren olarak hayal ediyorlarmış. Günü gelip mutlak iktidarı ele geçirdiklerinde bütün kurum ve kurumları devlet kurumu olmaktan çıkarıp Adalet ve Kalkınma Partisinin yan kolları hâline getirdiklerinde, o zaman her şeyi sil baştan değiştirip otoriter bir rejim kurmaya başladılar. İşte, Dernekler Kanunu’nda yapılan değişiklikler Adalet ve Kalkınma Partisinin tarihsel seyrini göstermesi açısından tipik bir örnek oluşturuyor. Önce Dernekler Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle derneklerin bütün üyelerini İçişleri Bakanlığına bildirilmesi zorunlu hâle getirildi. Yine, aynı yasal düzenlemeyle dernekler, istifa eden her üyelerini de İçişleri Bakanlığına bildirmek zorunda kaldılar. Ayrıca dernekler yeni bir sistem kurmak zorunda ve bu sistemle elektronik ortamda İçişleri Bakanlığıyla bilgi alışverişinde bulunmak zorunda bırakıldılar. Ardından yakın bir zamanda “FATF’ın Türkiye’yi gri listeye almasını engellemek için yeni bir yasal düzenleme yapıyoruz.” diye bir teklifi Meclise getirdiler. Bunun içerisinde bazı maddeler vardı, o maddelerle de derneğin herhangi bir yöneticisinin, herhangi bir denetim kurulu üyesinin hakkında kovuşturma başlatılması durumunda derneğin bütün yöneticilerinin görevden alınmasına ve o derneğe kayyum atanmasına olanak tanıyacak bir düzenleme daha getirdiler yani sadece üniversitelere, belediyelere değil, aynı zamanda derneklere de kayyum atanmasının önünü açtılar. Ne için? “FATF’tan kurtuluyoruz.” diye dernekleri kontrol altına aldıkları bu yasa teklifiyle ne oldu? FATF, Türkiye’yi gri listeye aldı ve bu teklif, esasen, sadece, dernekler gibi bazı tüzel kişilikleri kontrol etmenin aracısı olmaktan başka bir anlam ifade etmedi. Bunu niye anlatıyorum? Şimdi, diyebilirsiniz ki “Bunun spor kulüpleri ve spor federasyonlarıyla ne ilgisi var?” İlgisi şu: Teklif sahipleri diyor ki: “Biz spor kulüplerini dernek olmaktan çıkarıyoruz, onlar artık başka tüzel kişilikler ve Gençlik ve Spor Bakanlığına başvurularak kurulacak tüzel kişilikler. Artık, İçişleri Bakanlığının denetimi altında olan dernek olmayacaklar.” Ama Dernekler Kanunu’nun az evvel saydığım bütün hükümlerine tabi olmaya devam edecekler. Yani spor kulüpleri dernek olma statüsünden çıkarılacak ama Dernekler Kanunu’nun en geri hükümleri spor kulüplerine uygulanmaya devam edilecek.
Şimdi, temel olarak eleştirdiğimiz bir başka madde de şu: Bakanlığın onay vermediği hiçbir spor kulübü kurulamayacak bundan sonra. Şimdi, Türkiye’de öyle ya da böyle bir dernek kurma özgürlüğü var, öyle ya da böyle sendika kurma özgürlüğü var, öyle ya da böyle siyasi parti kurma özgürlüğü var. Herhangi bir kamu kurumundan izin almadan dernek kurabiliyorsunuz, parti kurabiliyorsunuz, sendika kurabiliyorsunuz; sadece tüzüğünüz ile kuruculara ait bilgi ve belgelerle mülki amirliğe başvurduğunuz anda dernek tüzel kişilik kazanıyor, siyasi parti tüzel kişilik kazanıyor, sendika tüzel kişilik kazanıyor. Bu yasa teklifinden önce herhangi bir spor kulübü de Dernekler Yasası’na tabi olarak kurulduğu için, sadece bildirimi mülki amirliğe verildiğinde kuruluyordu. İşte, Dernekler Kanunu’nun o hükmünü de aslında uygulamıyorlar, yeni bir şey getiriyorlar, diyorlar ki: “Hayır, bir spor kulübü öyle ‘Ben spor kulübünü kurdum.’ diye kurulamayacak.” Nasıl olacak? “Siz derneğin kuruluş belgelerini, tüzüğünü, yöneticilere dair bilgi ve belgeleri Bakanlığa vereceksiniz. Bakanlık bunları üç ay inceleyecek. Eğer uygun görürse o zaman o spor kulübü tüzel kişilik kazanacak, eğer uygun görmezse o zaman gidip mahkemeye başvurun, tüzel kişilik kazanmak için mahkemelerden sonuç alın.” diyecek. Oysa, bu tekliften önce bunu yapması gereken birim valiliklerdi, kaymakamlıklardı, İçişleri Bakanlığıydı. Eğer mülki amirlik, bir derneğin tüzüğünün, amaçlarının veya kurucularının yasaya aykırı olduğunu düşünüyorsa gidip mahkemeye başvurup tüzel kişilik kazanmış, resmî olarak kurulmuş derneğin kapatılması için dava açabiliyordu ama şimdi, spor kulüpleri Bakanlık izin vermeden kurulamayacak, kurulmak için mahkeme kapılarında dolaşmak zorunda kalacak.
Temel olarak eleştirdiğimiz bu yasaya dair bir diğer eleştirimiz de şu: Şimdi, spor kulüpleri bu yasayla, emin olun, Bakanlığın bir bütün olarak denetimi altına girecek çünkü spor kulüpleri Bakanlıktan izin almadan kurulamayacaklar, sadece Bakanlık izin verirse eğer bir spor kulübü kurulacak. Ekonomik olarak Bakanlık sadece denetleyici bir rol üstlenmeyecek yani neredeyse ekonomik olarak bütün spor kulüplerini kontrolü altında tutacak. Yine, valilik, İçişleri Bakanlığı herhangi bir spor kulübünün herhangi bir yöneticisi hakkında -örneğin, çokça saldırı altında olan Amedspor Kulübü için diyorum- bir dava açıldı diye yöneticileri görevden alınabilecek. İşte, getirilen teklif, spor kulüplerinin bağımsızlığına bu açıdan gölge düşürecek bir tekliftir, doğrudan Bakanlığın yan kuruluşları hâline getirmektedir spor kulüplerini.
Şimdi, bir diğer eleştirimiz şu: Dernekler Yasası’na daha önce spor kulüpleri tabi olduğu için doğal olarak Dernekler Yasası’nda “kamuya yararlı dernekler” ve “diğer dernekler” biçiminde bir ayrım vardı. Kızılay gibi bazı dernekler Bakanlar Kurulu kararıyla kamuya yararlı dernekler statüsüne konulabiliyordu. Şimdi, teklif sahipleri diyor ki: “Biz spor kulüplerine dernek olmaktan çıkardık, artık bunlar dernek değiller, sadece spor işiyle uğraşacaklar, birer spor kulübü olacaklar.” Ama Dernekler Kanunu’ndaki aynı hükmü yine korumaya devam ediyorlar. Bundan sonra sadece sporla ilgilenen -yani başka şeyler yanında sporla ilgilenen derneklerden bahsetmiyoruz- spor kulüplerinin bir kısmı sanki dernekmiş gibi kamuya yararlı spor kulüpleri, kamuya yararlı olmayan spor kulüpleri diye yine, ikiye ayrılmış olacak. Şimdi, spor kulüplerinin kamuya yararlı olmadığını kim varsayabilir? Bütün spor kulüpleri nihai olarak zaten kamu yararına bir iş gerçekleştiriyorlar. Bu yüzden Komisyon görüşmeleri sırasında teklif sahiplerine “Bunu geri çekin.” dedik. Spor kulüplerinin bir kısmını kamuya yararlı spor kulüpleri bir kısmını da kamuya zararlı spor kulüpleri diye ikiye ayırmayın dedik ama gelin görün ki teklif sahipleri bundan da geri adım atmadılar.
Şimdi, bir diğer itirazımız yasaya ilişkin olarak da irtifak hakkına ilişkin. İrtifak hakkına ilişkin teklif sahipleri diyor ki: “Eskiden de vardı.” Yani bir spor kulübüne bir tesisi kullanma hakkı, irtifak hakkı kırk dokuz yıllığına bir spor kulübüne verilebilecek. Kırk dokuz yıl, bir spor kulübüne irtifak hakkı tanınması için çok uzun bir süre. Kesinlikle, bu kırk dokuz yıldır irtifak hakkının yasa teklifinden çıkarılması gerekir.
Şimdi, buna alternatif olarak başka öneriler sunuldu Komisyonda, eğer okursanız muhalefet şerhlerinin içerisinde de yer alıyor. Şöyle öneriler getirildi, dedi ki: Eğer kırk dokuz yıllık irtifak hakkından vazgeçmeyecekseniz en azından bağımsız bir kurum, belirli periyotlarla bu irtifak hakkının kullanımına uygun bir şekilde spor kulüpleri, bu spor tesislerini kullanılıyor mu kullanmıyor mu denetlesin. Eğer o tesisler kuruluş amaçlarına, yapılış amaçlarına uygun bir şekilde kullanılmıyorsa bu bağımsız organ bu irtifak hakkının kullanılmasını sınırlayabilsin.
Bir diğer öneri de şuydu: Denildi ki bu irtifak hakkının devamı için bazı koşullar ortaya konulsun, bazı yükümlülükler ortaya konulsun, spor kulüpleri bu kırk dokuz yıllık süre içerisinde eğer yükümlülüklerini yerine getirmez iseler o zaman bu irtifak hakkı sınırlansın. Şimdi bu, bir çözüm gibi gözüküyor. Eğer teklif sahipleri bu kırk dokuz yıllık irtifak hakkından vazgeçmeyeceklerse en azından bir önergeyle, muhalefetin vereceği bir önergeyle veya kendilerinin getirecekleri bir teklifle bunu değiştirsinler çünkü gerçekten büyük bir adaletsizlik yaratabilir. Bu, özel bir şirketin ticari amaçla kullandığı, otel olarak kullandığı veya başka bir amaçla kullandığı bir yerden bahsetmiyoruz, biz bir spor kulübünün kullanacağı spor tesisinden bahsediyoruz dolayısıyla yarın yüzyıllık irtifak hakkından vazgeçin diyoruz.
Ayrıca, teklif sahipleri bir de şunu söylüyorlar, hem kira hem de irtifak hakkıyla ilgili olarak yani sanki sadece pazarlık usulü esas alınacakmış gibi yasa teklifinde maddeler var, bunun da gerçekten gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Çünkü pazarlıkla çok büyük tesislerden bahsediyoruz, yüzlerce milyonluk tesislerden bahsediyoruz, bunların kiralanması sadece pazarlık usulüyle olamaz; objektif, nesnel ve herkesin katılabileceği bir yöntemle yasalar uygulanarak kiralanmasının çok daha doğru olacağını düşünüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) – Tamamlıyorum Sayın Başkan.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Devamla) – Özet olarak, başta söylediğimi bir daha tekrar edeyim: Bir kod kanun çıkarılmasını, spor kulüpleri ve spor federasyonları kanununun çıkarılmasını teorik olarak doğru buluyoruz, yanlış bulmuyoruz; bir kod kanun çıkarılması iyidir. Fakat yasanın içeriğine ilişkin eleştirilerimiz var, hâlâ buna ilişkin görüşmeler devam ediyor; umarım muhalefetin iyi niyetle getirdiği bu eleştirileri göz önünde bulundurur ve herkesin içselleştirdiği bir yasa teklifi Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçer diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
(…)
BAŞKAN – Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.13
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.14
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Mustafa AÇIKGÖZ (Nevşehir)
—–0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 81’inci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
38.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324)
BAŞKAN – 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir konu bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 20 Nisan 2022 Çarşamba günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.15
– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –
20 Nisan 2022 Çarşamba
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
(…)
BAŞKAN – Söz talebi olan sayın vekillerimizin taleplerini karşılayacağız ama biraz mesafe alalım efendim.
Alınan karar gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
Birinci sırada yer alan İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkan Vekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporunun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324)(x)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin tümü üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına yapılacak konuşmada kalınmıştı.
Şimdi, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ordu Milletvekili Sayın Mustafa Adıgüzel.
Buyurunuz Sayın Adıgüzel. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA ADIGÜZEL (Ordu) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Yeni spor yasasının tam yirmi üç yıllık bir geçmişi var, çok uzun yıllardır beklenen bir yasa. Bu alanda birçok sorun üst üste birikti, yığıldı. Çeşitli eleştiriler tüm kamuoyundan geldi; kulüp yönetimlerinin kendi başlarına harcamaları, başkanlarının keyfekeder tutumları, kulüplerimizin borç batağına batması ve spor alanında giderek başarılarımızın dibe vurması bu alanda bir düzenlemeye ihtiyaç hissettiriyordu. Keza, spor federasyonları da aynı şekilde, spor yönetimiyle ilgili bir beklenti vardı. Böyle bir yasaya ihtiyaç var mı? Var. Şu anda kulüp borçları 30 milyar TL’yi aşmış durumda, sadece 4 büyük kulübün borcu 17 milyar liraya ulaşmış durumda. Kulüp başkanları borcu bırakıp gidiyor, doğru mu? Doğru ve biz “Bunları çözelim, dört başı mamur bir yasa yapalım ve önümüzdeki yıllarda hizmet etsin.” diye büyük bir çaba gösterdik. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak neler yaptık? Spor kurulları kurduk, hukukçulardan oluşan ve spor federasyonlarında daha önce yöneticilik yapmış değerli insanlardan oluşan kurullar kurduk. İki yıldır çalışıyoruz, spor kulüplerine gittik, spor federasyonlarına gittik, daha önceden buralarda görev yapmış değerli spor adamlarına gittik. Bütün tarafların fikirlerini aldık ve bir metin hazırladık. Tam da o zaman da iktidar kanadından da benzer bir spor kanun teklifi geldi. Bununla ilgili çalışmayı da yapıp bitirdik ve bir hazır hâle geldik.
Şimdi, biz kanun metnini bekliyoruz. Tabii, iktidar partisinden bir kanun metni gelecek, bütün sorunları çözecek diye beklerken hani “Dağ fare doğurdu.” derler ya, burada dağ fare doğurmadı, dağ âdeta Godzilla doğurdu. Yani sorunları çözmek bir yana sorunları daha da çoğaltan, sorun yaratan bir metinle karşı karşıya geldik. Şimdi, hatta bu metni gördüğü zaman geçmişte Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü yapmış, Gençlik Spor Genel Müdürlüğü yapmış Mehmet Atalay bu kanunu öven, güzelleyen bir konuşma yaptı “Yine yeni yeniden spor yasası.” diye. Dört gün sonra dumura uğradı, dört gün sonra “Spora komünizm geliyor.” dedi. Peki, onu bu şoka uğratan neydi? Çünkü bu kanun metnin görmüştü. Biz de bu kanun metniyle ilgili çelişkileri, çekincelerimizi Gençlik Spor Komisyonunda bütün etraflıca dile getirdik. Şundan mutluyuz: Komisyonda bir kısım görüşlerimiz dikkate alınmıştır ve bazı düzenlemeler yapılmıştır. Daha sonra Genel Kurul aşamasında da bazı değişiklikler yapılmak üzere rezerv verilmişti, niyet belirtilmiştir. Bugün gelinen noktada bu kanun metninde bizim taleplerimizin de dikkate alınması ve büyük ölçüde de karşılık görmesinden biz de mutluyuz. Bu konuda iş birliği için bütün parti gruplarına, iktidar partisi grubuna da çok teşekkür ediyorum. Tabii, ihtilaf olduğumuz noktalar var konuşma metnimde ilerleyen aşamalarında bunu söyleyeceğiz.
Şimdi, bizim buradaki endişemiz neydi? Özellikle uluslararası alanda özerkliğe, spordaki bağımsızlığa halel getirecek bir şey olmasın endişemizdi. Çünkü bununla ilgili çok fazla durum söz konusu idi.
Şimdi, dünyada spor hukukunun kamu hukukundan ayrışmaya giden bir yöntemi var yani spor hukuku kamu hukukundan ayrı olmalıdır. Ülkemizde de bu yönde çalışmalar oldu, son otuz yılda kazanımlar spor hukukunu kamu hukukundan ayrıştıracak şekilde aslında olumlu yöndeydi fakat bize getirilen, Komisyona getirilen metin bütün bu kazanımlardan geri dönüşü ifade ediyordu, aslında devrim değil karşı devrim idi. Tabii ki birçok alanda düzeltme sağlamakla beraber bazı alanlarda bunları henüz tam olarak yerine gerçekleştiremedik.
Şimdi, biz itirazlarımızı 5 başlık altında topluyoruz. Bu hâliyle, Spor yasasının Spor Bakanına aşırı yetkiler veren, otonomi sağlayan, spora kamu otoritesi getiren bir yapısı var. Bu, altmış yıllık, otuz yıllık kazanımların geriye dönmesi anlamına gelir, Türk sporuna bakanlık vesayeti anlamına gelir. Mesela, Spor Bakanı federasyon genel kurullarını yenilemeye, yönetimlerini görevden almaya, tahkim kurulunu, genel sekreterini, il temsilcilerini atamaya yetkili kılınıyor, bakan hem federasyon genel kuruluna delege yolluyor istediği kişiyi seçtirmek için, sonra da genel kurul iradesini yok sayıyor. Spor federasyonlarının ana statülerini bakanlık belirliyor, bırakın ana statüyü federasyonu kendi belirleyeceği durumlar söz konusu. Bu yasa metninde Komisyon öncesi tam 153 yerde “bakan” kelimesi geçiyordu arkadaşlar, 153. Komisyondan çıktık, yine 153 yerde “bakan” kelimesi geçiyordu. Şimdi, bunda tabii bazı değişiklikler yaptık, inşallah, bu olumlu değişiklikler, düzeltmeler olduğu gibi huzurunuza gelecektir.
Burada ikinci itiraz noktamız, siyasetin Türk sporundaki hakimiyeti. Siyasi otoritenin tamamen kontrolünde bir durum yaratılıyor hatta Spor Bakanı yetmemiş, İçişleri Bakanı “Biraz da bana verin.” demiş, 13’üncü maddede İçişleri Bakanına spor kulüplerini yarışmalardan men etmek, yönetimlerini görevden almak gibi bir yetki veriyordu, buradaki siyasetin spora dâhilini anlatmak noktasında.
Yine, hem kesin yargı kararı yokken, sadece kovuşturmayla spor kulüplerinin yönetimleri görevden alınabiliyordu. Şimdi, arkadaşlar, son günlerde farkında mısınız? İşte, Futbol Federasyonu Başkanı istifa ediyor, Futbol Federasyonu Asbaşkanı istifa ediyor, arkasından Merkez Hakem Kurulu istifa ediyor. Orada bir şeyler oluyor, orada ne oluyor? Orada bir güç çatışması var. İşte, Göksel Gümüşdağ bahsediliyor, Tahkim Kuruluyla ve oradaki asbaşkan, istifa eden Mehmet Baykan’la daha bir ortak, daha bir yakın. Futbol Federasyonu Başkanı ya da Merkez Hakem Kurulu başka bir cephe oluşturuyor. Şimdi, buradaki güç çatışmalarının sporu nasıl etkilediğini görüyorsunuz. Yukarıda öyle bir yarış, öyle bir çatışma var ki siz sahada maç izliyorsunuz ya, yukarıda aslında yönetimdeki maç, oradaki çatışma aşağıdakinden daha enteresan, daha heyecanlı. Yani siz oradaki işi bilseniz, oradaki yarışı bir bilseniz o maçı bırakırsanız, aşağıdaki Fenerbahçe-Galatasaray maçını, yukarıda bu yönetimin arasındaki çatışma, buradaki yarışma ne oluyor onu izlemeye devam edersiniz, üste bir de dekoder alırsınız. Yani oradaki sporun, yönetimdeki kavgaların Türk sporunu ne hâle getirdiğini anlatmaya çalışıyorum. İşte, bu spor yasası siyaseti daha fazla sporu içine sokacak düzenlemeler içeriyordu. İnşallah, tekrar söylüyorum, her cümlemin arkasına, yapılan düzenlemeler bunlardan inşallah bir miktar geri adım atılmasını sağlayacaktır.
Şimdi, peki, bu siyasetin spora girmesiyle Spor Bakanının tek adam pozisyonuna gelmesinin ne sıkıntısı var? İşte, üçüncü çekince noktamız, uluslararası spor kurulları, ülkelerdeki federasyonları kendi şubeleri gibi görür. Örneğin UEFA’nın Türkiye’de, Türkiye Futbol Federasyonu vardır, FIBA’nın Türkiye’de, Basketbol Federasyonu vardır; ülkelerdeki federasyonların kendi kurallarına aidiyet ister, uymaların ister eğer buna aykırı bir durum görürlerse o ülkelerin federasyonlarını ihraç etme ve takımlarını da yarışmalardan men etme riski vardır. Dolayısıyla, bizim ülkemizde, spor yönetimini yaparken spor hukukunun bağımsızlığına uygun bir şekilde, federasyonların bağımsızlığına uygun bir şekilde hareket etmemiz lazım, uluslararası kurullarla da eş güdüm içinde olmamız lazım. Eğer bu yasa bu hâliyle geçseydi ülkemiz, bu tür yaptırımlarla karşı karşıya kalacaktı hatta Şenes Erzik’in -geçmişte çok büyük deneyimleri var- yakında bu spor yasasıyla ilgili söylediği sözü hatırlatmak isterim: “Geçmişi unutmuşlar, Haluk Ulusoy Başkanken siyasi otorite Bakanlık yetkisiyle TFF’yi olağanüstü genel kurula çağıracaktı.” Blatter durumu öğreniyor, Şenes Erzik’i çağırıyor “Bunu yaparsan sizi derhâl ihraç ederiz.” Yani geçmişte bunun defaatle örnekleri var, dünyada da örnekleri var; örneğin Kamerun, Nijerya, Çad, İrlanda hatta komşumuz Yunanistan bu nedenle ihraç edilmiştir. Yani bizim değişiklikler yaparken uluslararası spor kurullarıyla, kuruluşlarıyla da eş güdüm içinde olmamız gerekir.
Şimdi, bu konuda bir sorun daha var, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu ve Spor Tahkim kurulu, 2 tane tahkim kurulu var. Yani sporda en son noktadır, bizim Anayasa’mızdaki Anayasa Mahkemesi gibidir. Bu tahkim kurullarıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği kararlara aykırı bir şekilde bizim de yaptığımız görüşmelerde bir değişiklik yapılmamıştır. Eğer Tahkim Kurulu, bu yasada bu şekilde geçerse Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde de bu uluslararası spor kurulları nezdinde de yine sıkıntı ve yaptırımla karşı karşıya kalabiliriz, bunu buradan tarihe not düşüyorum, kayıtlara geçiriyorum. Tahkim Kuruluyla ilgili daha önce 28 Ocak 2020 Strazburg Ali Rıza ve Diğerleri Kararı’na uygun bir şekilde Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu da yeni bir düzenleme yaptı, ne zaman yaptı? 28 Temmuz 2021’de yaptı ve bunu 11 Ağustos 2021’de Resmî Gazete’de yayımlayarak yürürlüğe koydu. Bu spor yasası, bu Tahkim Kurulunun oluşumunu ve Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulunun bu iradesini yok saymıştır ve bunda bir değişiklik yapmakla ilgili şu ana kadar bir tasarruf yoktur. Bu durumuyla bunun uluslararası spor kurulları karşısında Türkiye’yi sıkıntıya sokacağını özellikle belirtmek istiyorum.
Dördüncü çekincemiz, spordaki adil yarışma ruhunu zedeleyecek maddelerin varlığı. Bununla ilgili bir 12’nci madde sorunumuz vardı, en uzun mesaimizi aldı, hatta artık “12’nci madde” diye de çok da meşhur oldu. Bununla ilgili özellikle Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuna getirilmesi gereken bir ayrıcalığın tüm spor kulüplerine yaygınlaşarak bir iş birliği, ortaklaşma üzerinden şike ve teşvike bir altyapı oluşturmaması için büyük çaba sarf ettik. Bunu da sadece Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuyla sınırlı kalmak ve bu diğer arızalı kısımlarını çıkararak orta bir yol bulduk, inşallah bu sakatlıktan bu yasayı da kurtarmış olacağız, bu şekliyle geçerse. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, beşinci ve son itiraz noktamız; bizim kulüplerin ve federasyonların bir finansal denetime ve mali denetime ihtiyacı var mıydı? Vardı fakat yapılan düzenlemeler amacını aşan, ülkemiz koşullarına göre gerçekliği olmayan düzenlemeler. Ne gibi? Arkadaşlar, spor kulüplerinden denk bütçe isteniyor. Ya, denk bütçeyi siz Hükûmet olarak yapıyor musunuz? Yani torunlarımızın torunlarına borç bırakacak şekilde uygulamalarınız var fakat kulüplerden denk bütçe istiyorsunuz. Kulüpler de bu ülkenin şartlarında yaşıyor; aynı ekonomiyi, aynı döviz kurlarını haizler; dolayısıyla kendi yapmadığınız bir şeyi kulüplere dayattınız. Tabii ki mali bir disiplin gerekir ama buradaki disiplinin biraz aşırıya kaçtığını ve kulüpleri mali yönetim açısından sıkıntıya sokacağını özellikle belirtmek isterim.
Cezai ehliyet konusunda –tabii, kamuoyu merak ediyor- bu bir ve üç yıl arasındaki yönetimlerin cezai ehliyetiyle ilgili kısımda, yine, Kulüpler Birliğinin bazı önerileri de dikkate alınarak bir miktar yumuşama sağlayacağız inşallah, bunu da göreceğiz. Burada şunu da belirtmek istiyorum: Tabii, bu yasayı hazırlarken Hükûmet kanadı gereken istişareleri yapmadı, bunu bir köşeye not edelim; kulüplere, bu işin taraflarına, taraftar derneklerine, hakemlere, antrenörlere hiçbir yere gitmediler ama biz bunu yaptık. Sayın Genel Başkanın talimatıyla Komisyon üyelerimiz ve ben hem spor kulüplerimizi hem bütün tarafları dinledik, bu konuda daha önce tecrübesi olan bütün spor adamlarıyla görüştük, onların fikirlerini de bu istişareler sırasında bu kanun metnine yansıtmış olmaktan dolayı mutluyuz.
Şimdi, tabii, burada mali disiplin geliyor, şöyle bir endişe var: Anadolu’da bu cezai durumlarla, bu mali disiplinle hiç kimse bir spor kulübüne yöneticilik yapamaz. Yani cezai sorumluluk getiriyorsunuz, oradaki mali yükümlülüğüyle belki de bütün 7 ceddinin mal varlığına el koyacak durumlar var. Yani spor kulüplerine bu şartlar altında yönetici bulamayabilirsiniz. Fakat buna “Olsun, bu şekilde gitsin.” dediler. Hafızama bir söz geldi, sene 2015, Sayın Erdoğan, Davutoğlu’nun açıkladığı şeffaflık paketi kapsamında Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilerin grup başkan vekillerine, genel merkez yöneticilerine, il ve ilçe başkanlarına mal bildiriminde bulunma zorunluluğu getirilmesine sıcak bakmadığını, dikkat, “Böyle giderse partide görev alacak il ve ilçe başkanı bulamazsınız.” demişti 2015’te. Yani siyasete etik yasası getirme isteğine “Biz partide yöneticilik yapacak il ve ilçe başkanları bulamayız.” demişti, siz şimdi, kulüplere getirdiğiniz bu sınırlamalarla, cezai ehliyetlerle Anadolu’da kulüplere nasıl başkan bulacaksınız bakalım. Yani hem harcamalarda kendi yapmadıklarını kulüplere şart koşuyorlar hem de yönetimlerde kendi yapmadıklarını kulüplere koşuyorlar.
Şimdi, bir de buradaki düzenlemeler hep birbiriyle çelişiyor arkadaşlar, bakın, kulüpler hem şirket hem spor kulübü. Şirket olduğu zaman Türk Ticaret Kanunu’na ve Sermaye Piyasası Kanunu’na, dernek olduğunda İçişleri Bakanlığına, spor kulübü olduğunda Spor Bakanlığına; birden çok yere bağlanıyor. Mesela, Sermaye Piyasası Kanunu Türk Ticaret Kanunu’yla çelişiyor; şirketler halka açıksa Sermaye Piyasası Kanunu’na, halka açık değilse Türk Ticaret Kanunu’na tabidir. Mesela birkaç örnek: Sermaye Piyasası Kurulu, şirkette yasaya aykırılık varsa soruşturma yapar, Spor Bakanlığı, anonim şirkette yasaya aykırılık varsa soruşturma yapar, Ticaret Bakanlığı, anonim şirkette yasaya aykırılık varsa soruşturma yapar, İçişleri Bakanlığı, Dernekler Yasası’na aykırılık varsa soruşturma yapar, dernek denetim kurulu genel kurul adına mevzuat ve tüzükte aykırılık varsa denetim yapar, Maliye Bakanlığı Vergi Usul Kanunu’na göre bir aykırılık varsa soruşturma yapar. Arkadaşlar, bu soruşturma… Yani kulübün içerisinde yönetimden çok müfettiş dolaşıyor, bu kadar denetim, denetleme arasında kimin ne yapacağı belli değil. Yapılması gereken şudur: bunların, bu yasadaki düzenlemelerin ilgili mevzuatlarda yani Ticaret Kanunu’nda, maliye kanununda, Sermaye Piyasası Kanunu’nda, hepsinde ilgili düzenlemelerin yapılarak bu karmaşaya son verilmesi lazım.
Şimdi, tabii biz torba kanuna alışığız, hep torba kanun getirdiniz. “Bu sefer torba kanun değil, çorba kanun geldi.” diye söylemiştim çünkü o kadar yere atıf, o kadar çok yerle karmaşa var ki. Mesela, teklifin 57’nci maddesinde Dernekler Kanunu’nun 14’üncü maddesi yürürlükten kaldırılıyor. Nedir bu 14’üncü madde? “Gençlik ve spor kulüpleri” tanımlaması var ama geçici madde 1’e bakıyorsunuz, bu yürürlükten kaldırılan gençlik ve spor kulüplerine kamu yararına bir dernek statüsü veriliyor yani olmayan, daha önceki maddeyle kaldırılmış bir derneğe kamu yararı söz konusu yapılıyor.
Şimdi, bir de maddelere hızlıca göz atmak istiyoruz, bazı maddelerde sıkıntılarımız var. Şimdi, madde 8’de kulüpleri birleşmeye veya satışa açık hâle getirmişiz ama ne yapmışız, biliyor musunuz? O lig sezonu bitmeden birleştirmeye kalkmışız yani lig devam ediyor, aynı ligde yarışan 2 takımı birleştirmeye kalkmışız; bunun sezon sonuna bırakılmasını teklif ettik, değiştirilmesi söz konusu.
Yine, 13’üncü maddede biraz önce bahsettiğim İçişleri Bakanına gereksiz bir yetki düzenlemesi vardı, bunu da inşallah düzelteceğiz.
Yine, Futbol Federasyonunun ve diğer bütün federasyonların merkezinin Ankara olmasıyla ilgili ısrarımız oldu. Bununla ilgili de Ankara’da olması konusunu da başardık.
28’inci maddede “Sportif Değerlendirme Kurulu” adı altında bir kurulla Spor Bakanına federasyonların başkanlarını, yönetimlerini görevden alıp genel kuruluna götürme yetkisi veriyordu. En önemli şey budur; sporda özerkliği ve bağımsızlığı sağlama noktasında Spor Bakanından federasyon yönetim kurullarını yok sayma yetisini yetki olarak alıyoruz ve tamamen demokratik bir şekilde o yönetim kurulunun kendi inisiyatifiyle veya genel kurulun kendi arasındaki salt çoğunlukla bu iş yapılabilecek.
Eğer şu ana kadar konuştuğumuz, üzerinde uzlaşma yaptığımız şekliyle olabilirse, özellikle Tahkim Kuruluyla ilgili itirazlarımız saklı kalmak üzere, birçok konuda bu spor yasasına katkı yapmaktan dolayı biz de mutluyuz. Hep beraber, ortak akılla, spor yasasında hem Komisyon aşamalarında hem de buradaki Genel Kurul öncesinde güzel bir iş birliği yaptık, defaatle toplantı yaptık. Ben -bizim Cumhuriyet Halk Partisinin- Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonundaki bütün arkadaşlarımıza, Grup Başkan Vekillerinin bütün hepsine ve yine, eski Sayın Bakanım Erdoğan Toprak Başkanıma çok teşekkür ediyorum; karşı taraftan da bizim bu şekilde önerilerimizi nezaketle dinleyip bunlarda belli bir yol, mesafe katedilmesine fırsat veren iktidar kanadı da olmak üzere, bütün herkese çok teşekkür ediyorum.
Sonuçta, çıkacak olan kanun siyaset üstü, hepimizin de dâhil olduğu ve önümüzdeki yıllarda uzun süre hizmet vermesini istediğimiz bir kanun olacak. Tabii ki burada yine buraya not düşüyorum: Tahkim kurullarıyla, hem Spor Tahkim Kurulu hem de Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu; iki ayrı tahkim kurulunun yapısıyla ilgili rezervimizi koyuyoruz çünkü Spor Tahkim Kurulunu Spor Bakanı tek başına atıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
MUSTAFA ADIGÜZEL (Devamla) – Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunu da Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu atıyor. Yani atadığınız bir yargı makamı sizi yargılayacak, böyle bir şey olamaz. Bu, adaletin ruhuna da aykırıdır, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve diğer uluslararası spor kuruluşlarının da bu konudaki önermelerine aykırıdır. Bu konuyla ilgili de hâlâ düzenleme yapma şansımız var. Bu konudaki rezervimizi koyuyorum.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Adalet ve Kalkınma Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Fehmi Alpay Özalan.
Buyurunuz Sayın Özalan. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AK PARTİ GRUBU ADINA FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi üzerine görüş ve düşüncelerimi paylaşmak için grubum adına söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle yüce Meclisi ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Uzun süredir beklenen ancak çeşitli nedenlerle oluşturulamayan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’mizi Genel Kurulumuzun huzuruna getirme mutluluğu içerisindeyiz. Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonumuzda yapılan toplantıda gerek Komisyon üyelerimizin gerekse diğer milletvekillerimizin çok değerli katkıları oldu. Huzurunuz bir kez daha onlara teşekkür ediyorum.
Bu teklifi hazırlamamızda bizi harekete geçiren başlıca sebepleri sizlerle paylaşmak istemekteyim. Tüm spor kulüplerimizin toplam borcu şu anda 30 milyarı geçmiş durumdadır. Kulüplerimizin finansal durumu artık sürdürülebilir bir başarıyı mümkün kılmamaktadır. Spor altyapısında yaptığımız çalışmalarla, özellikle tesisler noktasında örnek gösterilecek bir seviyeye geldik. Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Korunmasına Dair Kanun’la sporda şiddeti önledik. Bu teklifle de spor kulüplerini, spor anonim şirketlerini ve spor federasyonlarını düzenleyerek hesap verilebilir, denetlenebilir, şeffaf bir yapı oluşturmak istemekteyiz. Ayrıca, sporun özellikle de futbolun endüstrileşmesi söz konusudur. Bu alanın da ülkemize gelir getirmesini amaçlamaktayız. Başarılı sporcularımızın yetişmesini ve ülkemizi uluslararası arenada temsil etmesini hedeflemekteyiz. Benim için tüm bu parametrelerden daha önemlisi güzide kulübümüzün taraftarlarının yağmur çamur, mesafe dinlemeden harcadıkları paraların kulüpler için harcandığının bir takibi ve denetimi olmak zorundadır. Başarılı sporcularımızın yetişmesi ve onlara değer katmamız bu yasada en önemli maddelerden bir tanesidir. Teklifin içeriğine girmeden önce şu hususlarda açıklama yapma ihtiyacı hissediyorum. Teklifin yasalaşmasıyla birlikte, başkan ve yönetici bulunması noktasında sıkıntı yaşanacağı ifade edilmektedir.
Değerli arkadaşlar, ben inanmaktayım ki ne mevcut yöneticilerimiz kulüplerine hizmet etmekten vazgeçer, ne de bu ülkenin evlatları taraftarı oldukları kulüpleri sahipsiz bırakır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bilgi birikimleriyle, tecrübeleriyle, dünyayı yakından takip etmeleriyle, dünyanın başat kulüplerinden daha öncü fikirlere sahip gençlerimizin ve sporcularımızın bundan sonra kulüp yönetimlerinde de daha fazla söz hakkı sahibi olacaklarını düşünmekteyim.
Diğer değinmek istediğim konuysa, kulüplerimizin ilk etapta mali anlamda biraz küçülmek zorunda kalmalarıdır; bundan sonra bir süre, mali yapı düzelinceye kadar yıldız transferlerden daha çok altyapıya, yerli ve yabancı gelişim gösterecek futbolculara yönelecek durumda kalmalarıdır. Evet, artık ışığı sönmek üzere olan yaşlı yıldızları değil, ışığının parlaması için kıvılcım oluşturup üflememiz gereken genç yıldızları seyredeceğiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu konuda hangisinin daha doğru bir seçenek olduğu yorumunu sizlerin ve milletimizin vicdanına bırakıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hazırladığımız teklifle spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri için “yönetici” tanımı getirerek, yönetim dışındaki üyelerin de artık sorumluluk kapsamına alınmasını istemekteyiz. Bildiğiniz üzere, spor anonim şirketlerinde yönetim kurulu başkanı vardır, yönetim kurulu vardır ve bunların dışında murahhas üye ve genel müdürler vardır; spor kulüplerinde ise idari menajere ve sportif direktörlere de zaman zaman yetki verilmektedir. Artık bu kişiler de uğratılan zarardan şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacaklardır. Bunu örnekle anlatacak olursak, özellikle bir transfer sürecinde rol almış bir yetkili, menajerlik ücret üst sınırına uymadığı takdirde oluşan zarardan şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacaklardır.
Diğer bir konumuz, spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerine, özgü temel ilkelerle bütçe ve harcama ilkeleri getirilmektedir. Borçlanma ve alacak temliki sınırı getirilmekte ve bu kurallara uyulmaması durumunda yöneticilere şahsi mal varlıklarıyla sorumluluk getirilmektedir; ayrıca, hapis cezası da düzenlenmektedir. Esas kuralımız denk bütçedir, “Gelir ne kadarsa o kadar harcama yap.” olmalıdır. Fakat bazı durumlarda ilave harcama gerekebilir, yönetim kurulu kararıyla bir önceki yıl brüt gelirin yüzde 10 fazlasına kadar harcama yapılabilir. Genel kurul kararı nitelikli çoğunlukla alınmak kaydıyla bir önceki yıl brüt gelirin yüzde 50 fazlasına kadar ilave harcama yapılabilir. Bunu örnekle anlatacak olursak; x bir kulübün 2021 yılında yani bir önceki yıl 1 milyar lira geliri olduğunu düşünürsek yönetim kurulu kararıyla yüzde 10’una kadar yani 1 milyar 100 milyonuna kadar harcama limiti kullanabileceklerdir. 1 milyar 100 milyon lirayı 1 lira geçtiği takdirde artık nitelikli çoğunlukla genel kurul kararı gerektirmektedir.
Alacak temlikini de sınırladık, mevcut yönetimler bazen transfer için bazen de bankadan kredi almak için yayın gelirlerini, sponsorluk gelirlerini bankalara ya da diğer kulüplere temlik etmektedir. Bu hususta sınır olmaması sebebiyle mevcut yönetimler gelecek yönetimlerin gelirlerini harcamaktadırlar. Bunu önlemek için de alacak temlikine sınır getirdik yani 2021 yılında 1 milyar brüt geliri olan bir kulüp, yönetim kurulu kararıyla sadece 250 milyon alacak temliki yapabileceklerdir.
Artık spor kulüpleri dernek vasfından çıkarılmakta, spor kulüplerinin Gençlik ve Spor Bakanlığına tescille kurulmaları sağlanmakta ve böylelikle özel bir hukuki statü kazanmaları temin edilmektedir. Yani, bundan sonra spor kulübü kurmak için 7 kişi bir araya gelebilir, gerekli evrakları topladıktan sonra Gençlik ve Spor Bakanlığımıza başvuruda bulunabilir ve spor kulüplerini artık tescil edebileceklerdir.
Spor kulüplerine ticari amaçla kurulma imkânı sağlanmaktadır. Bildiğiniz üzere dernekler, ekonomi ve kazanç paylaşma amacıyla kurulamazlar; spor kulüpleri ise sporun endüstrileşmesiyle birlikte ticari boyut da kazanan birer varlık olmuşlardır. Enerji sektöründen teknolojiye kadar yasak olmayan birçok ticari faaliyette kulüplerimiz artık faaliyet gösterebileceklerdir.
Spor kulüplerine genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu yapılarına dair zorunluluk getirilmektedir. Bir spor kulübü genel kuruluna, yönetim kuruluna ve denetim kuruluna mutlak suretle sahip olmak zorundadır. Bu organlar zorunlu organlardır, bu organlar dışında disiplin, divan, sicil veya basın ve halkla ilişkiler, mali amaçla ihtiyari başka organlar da oluşturabilirler.
Spor kulüplerinde kurul üyesi olabilmek için belirli suçlardan mahkûm olmama şartı getirilmektedir. Bir spor kulübünün yönetiminde ve denetim kurulunda yer alanlarda; zimmet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, kaçakçılık, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, uyuşturucu veya madde kullanımı, terörün finansmanı, şike ve teşvik primi gibi suçlardan mahkûm olmama şartı aramaktayız. Spor disiplini kapsamında hak mahrumiyeti cezası alanların üyeliklerinin resen sona ermesi düzenlenmektedir. Yani, tahkim bir kişi hakkında, talimatlara aykırı işlediği fiilden dolayı bir yıl hak mahrumiyeti vermişse, artık o kişinin organlardaki görevi sona erecektir. Daha önce dernek statüsünde bulunan spor kulüplerinin kamu yararına çalışma durumları korunmakta ve spor kulüplerinin kamu yararına çalışma statüsü kazanmalarına ilişkin usul ve esaslar belirlenmektedir.
Spor kulüplerinin bir taraftan da kamu sağlığına, topluma, gençlere ciddi katkısı bulunmaktadır. Bu yönüyle de spor kulüplerine vergisel noktalarda bazı imtiyazların tanınması gerekebilir. Gençlik ve Spor Bakanımız, ilgili federasyonun ve Hazine ve Maliye Bakanımızın görüşünü alarak Cumhurbaşkanımıza teklif etmesi durumunda kamu yararına spor kulübü kararı alabilecektir. 4 büyük kulübün şu anda kamu yararına çalışan dernek statüsü bundan sonra da devam edecektir.
Spor kulüplerinin birleşerek federasyon ve konfederasyon şeklinde üst kuruluş kurmalarına olanak sağlanmaktadır. Amatör spor kulüpleri federasyonu gibi kulüpler kendi aralarında birlik kurulsun istemektedir. Aynı il sınırları içerisinde 15 kulüp bir araya gelebilir “Biz ortak tesis yapıp ortak kullanabiliriz.” diyebilirler, biz de bunun önünü açmaktayız çünkü spor paylaşmak ve yardımlaşmaktır.
Spor kulüplerinin şirketleşmesinin hukuki altyapısı oluşturulmaktadır. Bu madde gerçekten çok önemli arkadaşlar çünkü kamuoyunda bu konuyla ilgili bilgi kirliliği var. Biz maddede şirketleşmenin hukuki altyapısını oluşturuyoruz. Yani isterlerse spor kulüpleri, spor kulübü olarak devam edebilir. İsterlerse spor kulübüne bağlı bir spor anonim şirket de kurabilirler. Şirketleşmesi için bir spor kulübünün genel kurulunun nitelikli çoğunlukla karar alması lazım. Hep dile getiriliyor işte: 4 büyük kulübün bir an önce şirketleşmesi ve yatırımcılara satılması hakkında kamuoyunda bu konuyla ilgili bir bilgi kirliliği var. 20 bin üyesi olan bir spor kulübünün delegesinin 10 bin 1 kişisinin şirketleşmesi yönünde onay vermesi lazım ki önce şirketleşsin. Eğer bu kadar kişi de oy birliğiyle şirketleşmesi yönünde onay veriyorsa bunda bir fayda görmüştür, o yüzden veriyordur. Ayrıca satılması konusunda da yine nitelikli çoğunlukla genel kurul kararı gerekmektedir.
Bakanlık denetimi yanında spor kulüplerinin bağımsız denetim kuruluşları aracılığıyla da denetlenebilmesine imkân tanınmaktadır. Getirilen kurallara uyulup uyulmadığının sıkı bir denetimi gerekmektedir. Bunun için de Bakanlık kendi denetiminin yanında ihtiyaç duyduğu zamanlarda bağımsız denetim kuruluşlarından da istifade edebileceklerdir.
Spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin profesyonel şube açabilmelerine olanak sağlanmaktadır. Spor federasyonlarının bağlı bulunduğu uluslararası kuruluşlar tarafından profesyonel olarak kabul edilen ve profesyonel faaliyette bulunmasına karar verilen spor dallarında kulüpler profesyonel şube açabilir ve profesyonel şubede yer alan oyuncular profesyonel oyunculardır, esas mesleği de sporculuktur.
Spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri için denk bütçe sistemi getirilmektedir. Kulüpler ve spor anonim şirketleri için esas olan denk bütçedir. “Gelirin ne kadarsa o kadar harcama yap.” esas olandır. Biz de bunu istemekteyiz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ayrıca denk bütçenin şartlarının oluşması noktasında Türkiye Futbol Federasyonu gibi federasyonlara yetki vermekteyiz. Ayrıca Türkiye Futbol Federasyonunun uyguladığı takım harcama limitinin de artık bundan sonra kanuni bir dayanağı olacak. Ayrıca spor kulüpleri UEFA’nın ve FIFA’nın mecbur kıldığı finansal “fair play” kurallarına da uymak zorunda kalacaklardır.
Belirli bir miktar üzerindeki ödeme ve tahsilatların finans kuruluşları üzerinden yapılması düzenlenmektedir. Yaklaşık olarak 7 bin Türk lirası üzerindeki tahsilat ve ödemeler… Bu, çalışan ödemesi olabilir, borç ödemesi olabilir, sporcu ödemesi olabilir. Bunların banka, PTT ve finans kuruluşları üzerinden yapılması zorunluluk hâline geliyor ve böylece kayıt dışılığı önlemeyi ve şeffaflığı da korumayı sağlıyoruz.
Spor kulübü ve anonim şirketi yöneticilerinin hukuki ve cezai sorumlulukları düzenlenmektedir. Teklifimizle getirdiğimiz borçlanma ve alacak limiti temlikine uyulmadığı takdirde, 7 bin lira üzerindeki tahsilatlar ve ödemeler bankalar üzerinden yapılmadığı takdirde, menajerler için belirlenen ücret üst sınırına uyulmadığı takdirde artık oluşan zarardan yöneticiler şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olabilecekleri gibi, bir yıldan üç yıla kadar da hapis cezası alabilecekler, görevlerini bıraksalar da kendi genel kurullarında ibra da edilseler hesapların peşleri bırakılmayıp uğrattıkları zararın hesabı sorulacaktır. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Bütçe ve harcama ilkelerine ilişkin olarak, spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerine doğrudan ya da dolaylı hâkimiyeti bulunan kişiler lehine sorumluluk yüklenemeyeceği ve bunların borçlarını devralamayacağı düzenlenmektedir. Yani A kişisi A spor anonim şirketi kursun tek başına ve yüzde 100’üne de sahip olsun ama bu kişinin bir de “X” adında ithalat ve ihracat şirketi olsun. Biz diyoruz ki A spor anonim şirketi gidip “X” şirketin borçlarını devralmasın, A spor anonim şirketi kendi kaynaklarını “X” ithalat ve ihracat şirketine kullandırmasın. Spor federasyonları bağlı ve bağımsız spor federasyonu ayrımı kaldırılarak tüm federasyonlar şeklinde yapılandırılmaktadır. Bildiğiniz üzere, 65 tane federasyon vardır, bunlardan 5 tanesi bağımsızdır, içlerinden 1 tanesi özerktir; Türkiye Futbol Federasyonu, onun kendi kanunu vardır. Biz diyoruz ki, 64 federasyon arasındaki ayrımı kaldırarak “spor federasyonu” adı altında tek bir kuruluş altında toplayalım. Federasyonların kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulması düzenlenmektedir. Spor federasyonlarının merkezi Ankara’da olup genel kurullarının da Ankara’da yapılması devam edecektir. Federasyonların yönetim kurulu üyesi 11 asil, 11 yedek şeklinde düzenlenmiştir. En az 2 üyesinin, faal olmayan, o branşta millî olmuş sporcularımızın da yönetim kurulunda artık yer almaları istenmektedir. Federasyon Başkanlığı adaylığında aranan belirli suçlardan mahkûm olmama şartı genişletilerek güncellenmiştir. Örneğin; zimmet, irtikap, ihaleye fesat karıştırma, şike ve teşvik primi vesaire gibi suçlardan mahkûm olmama şartı var. Federasyon Genel Sekreterliği için kriter getirilmektedir, en az beş yıl mesleki tecrübe ve üniversite mezunu olması gerekmektedir. Bir kimsenin üst üste veya aralıklı olarak en fazla 3 dönem Federasyon Başkanlığı yapabileceği düzenlenmiştir. Federasyon Başkan adaylığı başvurusunda delegelerin yüzde 15 yazılı teklifi ve adaylık başvuru ücreti yargı kararlarına uygun şekilde düzenlenmiştir. Olimpiyat oyunlarının ertelenmesi veya iptali hâlinde federasyon genel kurullarının nasıl yapılacağı belirlenmiştir. Yönetim kurulunun genel kurul tarafından ibra edilmesinin Bakanlık denetiminin yaptırımlarını ortadan kaldırmayacağı düzenlenmektedir yani genel kurulun yönetim kurulunu mali kongrede ibra etmesi, yöneticilerin borçlanma limiti, alacak temliki limiti ve menajer ücret üst sınırına uymamalarından kaynaklı sorumluluklarını ortadan kaldırmayacaktır.
Spor federasyonları için denk bütçe sistemi getirilmektedir. Yine, yüzde 10 fazlasına kadar borçlanmaya ilişkin sınırlamalar getirilmektedir. Belirli miktardaki yani 7 bin lira üzerindeki ödeme ve tahsilat işlemlerinin finans kuruluşları üzerinden yapılması öngörülmektedir. Mevzuata aykırı iş ve işlemlerden dolayı kusurları bulunan federasyon başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin zararlardan sorumluluğu düzenlenmektedir. Görev süresini aşacak şekilde federasyonu borç altına sokacak işlem yapılamayacağı düzenlenmektedir. Spor federasyonu yöneticilerinin belirli hâllerde hukuki ve cezai sorumlulukları düzenlenmektedir. Az önce de bahsettiğim gibi, borçlanma sınırına uyulmadığı takdirde 7 bin lira ve üzerindeki tahsilatlar ve ödemeler, bankalar üzerinden yapılmadığı takdirde yöneticilerin de bundan sonra şahsi mal varlıklarıyla sorumlulukları bulunacaktır.
Federasyon, konfederasyon ve benzeri isimler altında yetkisiz işlem tesis eden kurum yetkililerinin cezalandırılması düzenlenmektedir. Az önce de söylediğim gibi, federasyonlar kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulacaktır. Birileri gidip kendi başına federasyon kurarsa ya da taklit ederse cezalandırılacaktır. 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’da, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre, Türkiye Tahkim Kurulunun yapısı düzenlenmektedir. Tahkim Kurulu ve Yönetim Kurulunun görev süresi dörder yıl olacaktır. Tahkim Kurulu üyesi olabilmek için en az on yıl mesleki tecrübe aranacaktır, bağımsızlık ve tarafsızlık yemini de edeceklerdir.
Diğer çok önemli kanun teklifi maddemiz menajerlik. Menajerlik sistemine de düzen getirilmektedir. Böylelikle şeffaf, futbolcu ve kulüp menfaatlerini önceleyen bir sistem işlerlik kazanacaktır. Menajerlik ücreti üst sınırına bir sınır getirilmekte, futbolcu ile menajer arasında yapılacak olan anlaşma en fazla iki yıl olacaktır ve bu anlaşma noter huzurunda tasdik edilecektir. Ayrıca ücret sınırına uyulmaması durumunda yöneticiler hem mal varlıkları hem de cezai olarak sorumlu olacaklardır. Yapılan bir sözleşmenin dışında bir sözleşmenin tespiti hâlinde -ki buna kamuoyunda, biliyorsunuz “çekmece kontratı” derler yani orijinal kontratın dışında kendi aralarında yapmış olduğu bir kontrat vardır- bir kontratın tespiti hâlinde menajerin lisansı tamamen iptal oluyor, oyuncu müsabakalardan bir yıl menediliyor, yetkili kişi de yüz günden üç yüz güne kadar adli para cezasına da çarptırılabiliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (Devamla) – Başkanım, çok az kaldı.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (Devamla) –Sayın Başkanım, kıymetli milletvekillerimiz; teklif özetle bu hususları içermektedir. Spor tarihî için bir dönüm noktası olacak bu çalışmanın Genel Kurulumuzda tüm partilerimizin desteğini almasını istemekteyim. Teklifimizin spor camiamıza ve aziz milletimize hayırlı olmasını diliyorum, her birinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Şahıslar adına İstanbul Milletvekili Sayın Erdoğan Toprak.
Buyurunuz Sayın Toprak. (CHP sıralarından alkışlar)
ERDOĞAN TOPRAK (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; öncelikle hepinizi saygıyla selamlarım.
Yıllardır bekleyen spor kanununun Meclise gelmiş olmasından memnunuz. AK PARTİ iktidarının, bu kanunda ortak aklı egemen kılmak için yaptığı istişareden dolayı da kendilerine teşekkür ederim; ortak akılla yapılan bu istişarede, 37 tane maddede tüm Grup Başkan Vekillerinin katkısını almış olması bence Türk sporunun önemli bir kazanımıdır.
Değerli arkadaşlarım, bu kanun her şeyi çözer mi? Ben bu kanunun her şeyi çözeceğine inanmıyorum ama atılmış bir adımın önemli olduğuna inanıyorum. Bu kanun neyi çözer? Bu kanun bütçe disiplinini çözüyor, bu kanun sporun sırtından rant elde edenlerin önünü kesiyor; bu, önemli midir? Önemlidir. Bugün kulüplerin girdiği ekonomik batağın temelinde bu var. İşi yapanlar, bir dönem gelip hem kendilerini şöhret edip hem de kulübü borç batağına bırakarak çekip gittiler.
Spor camiasının önemli sorunları var mı? Var arkadaşlar. Spor camiasının başarı sorunu var, Türk sporunun uluslararası alanda saygınlık sorunu var. AK PARTİ iktidarına üzülerek söylüyorum: Katıldıkları olimpiyatlardan sıfır madalyayla çıktılar; bu, sporda başarılı olduğumuzu göstermiyor, başarısız olduğumuzu gösteriyor, bence AK PARTİ iktidarının bunu göz önünde bulundurması lazım yani neden Japonya’daki katıldığı… Bakın arkadaşlar, 2002’den 2022’ye kadar Kış Olimpiyatları’nda yirmi yılda bir tek madalya dahi kazanılmamış bir spor politikası var. Yani burada bizim başarıdan bahsetmemiz mümkün değil. Bunu da geçiyorum, nüfusumuzun artmasına rağmen, olimpiyatlarda yirmi yılda kayda değer bir tek başarısı yok. Peki, niye yok bu başarı? Değerli arkadaşlar, başarının olmamasının nedeni şu: Siz, sporu siyasete alet ettiniz, sporu siyasetin güdümüne soktunuz. Siz, kaybettiğiniz milletvekillerinizi getirip federasyonlara koydunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Yetmedi, önemli federasyonlarımız var. Yani bu kanun her şeyi çözmez derken şunu söylüyorum: Kanunlar bir yere kadar işler, niyet önemli. Niyet olarak çok olumlu görmüyoruz sizleri. Bugün Türkiye’deki en önemli kanunun Türkiye Futbol Federasyonu olduğunu düşünüyorum. Neden? Çünkü UEFA’yla entegre, FIFA’yla entegre. Bu kanunda FIFA’nın ve UEFA’nın yaptırımları var. Peki, değerli arkadaşlarım, FIFA ve UEFA’nın yaptırımları olan kanuna göre -sorarım, Allah aşkına- Futbol Federasyonunun kaç tane başkanını seçim yaparak, yarıştırarak seçtiniz? Bana bir tane örnek gösterin son yıllardan. (CHP sıralarından alkışlar)
İki, Futbol Federasyonu bizim için önemli bir federasyondur, neden? Çünkü Türk sporunda önemli katkılar yapar. Bugün Türkiye Futbol Federasyonu dünyada itibar kaybediyor. Elemeleri geçemiyorsunuz yani biz, Türkiye Cumhuriyeti olarak elemeleri geçemiyoruz. Bu da yetmedi, siyasete bulaştırmakla Türkiye futbolunun marka değerini düşürdünüz. Bunu ben söylemiyorum. 500 milyonluk naklen yayın geliri vardı, nereye düştü? 120 milyon dolara düştü ve bundan dolayı da birçok kulüp sıkıntı yaşadı ve birçok kulüp de düşme hattında. Neden? Çünkü siz Katarlılara getirip kur garantisini verdiniz ve Katarlılar Türk sporunun dibine getirip asit döktüler ve birçok kulüp de düşme hattına geldi. Peki, değerli arkadaşlarım, neden böyle önemli, güzide kulübümüzü bu hâle getirdiniz? Siz, Futbol Federasyonunu teslim aldığınızda 2002’nin sonunda Türkiye dünya 3’üncüsüydü; dünya 3’üncüsü olan bir markayı aldınız. Biz İngiltere’ye, İspanya’ya, İtalya’ya sporcu ihraç ediyorduk ve dünyadaki yerimiz -ki değerli arkadaşım o zaman sporcuydu- FIFA’da 8’inciydi, UEFA’da gene o sıralardaydı; şimdi neredeyiz? 43’üncü sıraya düşmüşüz. Yani sporda geriliyoruz arkadaşlar, sporda adım adım geriye gidiyoruz.
Türkiye liglerinde bugün şaibeler var. 10 hakemi devre dışı bıraktınız. Peki, değerli arkadaşlarım, düşme hattında olan takımlar sizi, bu federasyonu kalkıp mahkemeye verse “Ya, bu federasyonda, bu ligde şaibe var.” dese ne diyeceksiniz? 10 hakemi sezonun ortasında açığa aldınız. Açığa aldınız mı? Aldınız. Şaibe var mı? Var. Düşme hattındaki takımları etkiliyor mu? Etkiliyor. O zaman o takımların düşme hakkı yok arkadaşlar.
Şimdi görüyorum ki sürem kısa. Değerli arkadaşlarım, bu kanunun bir noktayı çözdüğünü, mali disiplini çözdüğünü söylemiştim ama bu kanunda amatörlerle ilgili yol açan hiçbir şey yok. Bu kanunda, antrenörlerle ilgili yapılacak hiçbir şey yok. Bu kanunda, Türk sporunu mali bataklıktan çıkaracak, yol açıcı tek bir şey yok ve özerkliği garanti altına alan da bir şey yok.
Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi olarak size önerimiz şu ve bu işte amatör kulüp yöneticiliğinde bu ülkede spora yön veren biri olarak söylüyorum: Bir, antrenörlerin adı yok. Millî Eğitim Bakanlığını öğretmensiz idare edemezsiniz. Burada antrenörleri zapturapt altına alıp meslekle ilgili bir yol haritası çizmeniz lazım ve o antrenörlerin Türk sporuna katkı vermesi lazım. Bugün, olimpiyatlarda aldığınız o 10 tane madalyanın yarısı da devşirmelerden; ben artık burada, o tribünde ay yıldızı taşıyan Türk gençleri istiyorum, devşirmeleri istemiyoruz artık. (CHP sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Bugün, Türk sporunu yabancı cenneti hâline getirdiniz. Türkiye’nin en büyük kulübü 11 tane yabancıyla sahaya çıkıyor; bu, övünülecek bir şey değil.
İkinci nokta, amatörlerle ilgili burada bir yol haritası görmüyorum. Amatörler Türk sporunun fidanlığıdır, o fidanlığı kurutmaya kimsenin hakkı yok. Spor kulüpleri, amatörlerle ilgili bütçeden kaynak ayırmalı. A takımlarda amatörlerin yolunu açacak şartlar getirmeliyiz.
Üçüncü olay -demin de arkadaşlar söyledi, dün de Sayın Saffet Bey söyledi- kulüpler borç batağında. Doğru mu? Doğru. 30 milyar dolara dayandı mı? Dayandı. Bu borç yükünü kulüpler kime devredecekler? Anahtarı bırakacaklar, ya kapatacağız ya da getirip devletin sırtına yükleyeceğiz.
Değerli arkadaşlarım, Türk sporunun rantını bir avuç mafya, bir avuç şans oyunları ekibi alıyor.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Karaborsa.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) – Şans oyunlarının, bu kara para aklayıcılarının bu bütçedeki payı ne kadar biliyor musunuz arkadaşlar? 750 milyar TL -50 milyar dolar- ben söylemiyorum, uzmanlar söylüyor. Bunun yüzde 5’ini… Eğer biz şans oyunlarıyla ilgili kendi pazarlıklarını federasyonlara verir, isim hakkını onlara kullandırırsak… AK PARTİ’li arkadaşlarımız veya Hükûmet yetkilileri buradaysa -Sayın Bakan Yardımcısı burada- kendilerine ciddi bir öneride bulunuyorum: Burada, kendi isim haklarını kendilerinin o masada savunması lazım. Nasıl ki Türkiye Futbol Federasyonu naklen yayında kendi haklarını kendi koruyorsa diğer federasyonlar da yapabilir. Yani bizim bir avuç mafyaya, bir avuç kara paracıya kulüplerin emeğini vermememiz lazım. Kulüpler “Kardeşim, ben sana isim hakkımı vermek istemiyorum; benimle şans oyunu, bahis oynayamazsın.” dese o şans oyunu neyle oynanacak? Bunu sorduğumuzda Hükûmet yetkilileri şunu söyledi: “Efendim, Spor Toto’da isim hakkı veriliyor.” Arkadaşlar, Spor Toto’yu biliyorum, ben yirmi yıl önce Bakanlık yaptım, Spor Toto bana bağlı olan kurumdu. Orada verilen devede kulak bile değil. Ben 50 milyar dolar gibi bir kaynaktan bahsediyorum, onun yüzde 5’inin Türk sporunu bir yere getireceğinden bahsediyorum. Bu şans oyunlarının büyük bir kısmı da -vergi cenneti gibi demeyeceğim ama- özgürlükler cenneti gibi kabul edilen Kıbrıs’ta kurulmuş ve mafya da orada çöreklenmiş, adam öldürüyor, birçok şeyi yapıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) – Kıbrıs ile bizim bir an evvel ikili bir anlaşma yapmamız lazım. Kıbrıs ile biz ikili anlaşma yaparsak, orada kurulan şans oyunları şirketlerinden bir pay alırsak bu 35 milyardır, 40 milyardır; daha da yukarıya gidecek TL’lik rakam çok rahat çıkar ve kulüpler de bu bataktan kurtulurlar. Kulüplerin geldiği nokta sürdürülebilir değil arkadaşlar, şapkayı önümüze koyup düşünelim. “Yeni gelen kanunu destekliyor musun?” Evet, destekliyorum; “Kulüp başkanlarının, borç yükünü devletin sırtına veya kulübün sırtına bırakıp gitmesini doğru buluyor musun?” Bulmuyorum. Buna emeği geçen arkadaşlara teşekkür ederim. Bakın, burada hiç parti yapmıyorum, teşekkür ediyorum; doğrusu bu, bunu kabul ediyoruz ama bizim yapmamız gereken, bu kulüpleri mali disiplin altına alırken de kanun olarak destek verip çıkış yolu göstermemiz lazım. Bu kanun dört bacaklı sorunun…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) – Bir dakika daha Başkanım.
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) – Bitireceğim Sayın Başkan.
BAŞKAN – Sporda uzatma mümkün efendim, uzatmaları yapalım. (Gülüşmeler)
ERDOĞAN TOPRAK (Devamla) – Tabi efendim.
Değerli arkadaşlarım, sporla ilgili dört ayak var; bu kanun bir ayağını çözüyor, daha üç ayağı eksik. Bu üç ayağı sürem yetmediği için burada açıklayamıyorum ama Türk gençliğine ve bu ülkede yaşayan 85 milyon insana bu deneyimimizi aktarmaya hazırız. Cumhuriyet Halk Partisi olarak iktidara hazır bir partinin bu çözüm önerilerinin olması tabii ki doğaldır, bu deneyimlerimizi bu kısa sürede bile sizinle paylaşabiliriz.
Dördüncü nokta: Özerkliğe saygı gösterin, artık kulüp yönetimleriyle, federasyonlarla oynamayın çünkü oynadıkça görüyorsunuz: Futbol Federasyonunun canını okudunuz, 500 milyonluk gelir 120’ye düştü, elemeleri geçemiyor, sıfır puan alıyor, dünya 3’üncüsü bir takım aldınız sıfır puanla teslim ediyorsunuz.
Saygılar sunarım. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Şahıslar adına Konya Milletvekili Sayın Orhan Erdem.
Buyurunuz Sayın Erdem. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ORHAN ERDEM (Konya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi üzerine AK PARTİ Grubu adına geneli üzerinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisimizi ve yüce milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz kanun teklifi Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nda, Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’da, Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun’da, Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunlarının Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun’da, yine Dernekler Kanunu’nun ilgili yerlerinde değişiklikler yaparak spor kulüpleri ve spor federasyonlarıyla ilgili düzenlemeleri içeren teklifler üzerinde oluşmuş kanun teklifi.
İktidarımız döneminde altyapı ve tesisleşme problemleri çok büyük oranda çözüldü, yatırımların yanında sporda şiddetin, düzensizliğin önlenmesiyle ilgili yasal düzenlemeleri geçmişte yapmıştık. Bu kanunda yapılacak düzenlemelerle spor kulüplerini ve spor anonim şirketlerini düzenleyerek eksik olan ayağı da tamamlayarak uzun yıllardır ülke genelinde olan spor yasasını gündemimize almış olduk. Büyük bütçelere sahip spor kulüplerinin Dernekler Kanunu hükümleriyle yönetilmez hâle gelmesi ve kulüplerin sorumsuz yönetimlerce borçlandırılarak sporumuzun geleceğinin âdeta ipotek altına alınır olması görmezden gelinecek bir şey değildir.
Bu kanunda bugüne kadar birçok çalışma yapılarak çeşitli taslaklar hazırlandığını biliyoruz. AK PARTİ iktidarı döneminde tesisleşme, yatırımlardaki artış hepimizin bilgisi dâhilinde. Yakın zamanda futbol oynanan alanların yüzde 46’sı çim iken bugün AK PARTİ iktidarıyla yüzde 99’u çim saha futbol müsabakalarının oynanabilir hâle geldiğini izah etmek isterim. Tüm illerimiz en az olimpik ya da yarı olimpik yüzme havuzuna kavuşmuş olup artık ilçelere, mahallelere yüzme havuzları kazandırılmıştır.
Spor salonları, atletizm statları bir yana, 40’a yakın yeni stadyum spor envanterine kazandırılmıştır. Tesis hamlesinin yanı sıra, sportif başarılarımızda son dönemde görülen artışları Tokyo Olimpiyatları’nda hepimiz gördük, birçok sporcumuz rekor sayıda madalya kazandı.
Yine, önemli bir adım da ortaöğretim ve üniversiteye girişlerde uygulamaya konulan sporcu bursuyla başarılı sporcularımıza önemli bir eğitim imkânı da sağlanmıştır. Artık alt kategorilerden itibaren başarılı sporcularımıza Gençlik ve Spor Bakanlığınca maaş ödemesi yapılmaktadır.
Görüştüğümüz kanun teklifiyle, Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’yle kulüplerin yönetim yapılarında getirilen yeni düzenlemelerin yanı sıra, spor federasyonlarının yönetimine ilişkin de önemli değişiklikler yapılmıştır. Her yıl Gençlik ve Spor Bakanlığının bütçesini görüşürken millî sporcuların federasyon başkanı olmaları konusunda birçok tavsiyelerin bu kürsülerden yapıldığını duyduk. Bu kanun teklifiyle en az 2 yönetim kurulu üyesinin ilgili branşta millî olma şartı getirilmektedir. Dernekler Kanunu bünyesinde bulunan spor kulüpleri artık müstakil bir kanunla yönetilir olacaktır.
Yasanın getirdiği yeni değişikliklerden arkadaşlarımız bahsetti. Ben de üzerinden hızlıca geçersem spor anonim şirketi ve spor kulübü yönetici tanımı yeniden getirilerek yönetim kurulu üyeleri dışındaki kişilere de sorumluluk getirilmektedir. Spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerine özgü temel ilkeler ile bütçe ve harcama ilkeleri bu yasayla getirilmektedir. Spor kulüpleri dernek vasfından çıkarılmakta, spor kulüplerinin Gençlik ve Spor Bakanlığınca tescille kurulmaları da bu yasayla sağlanmaktadır. Spor kulüpleri ticari amaçla kurulma imkânına kavuşmaktadır bu yasayla. Yine, spor kulüplerine genel kurul, yönetim kurulu ve denetim kurulu yapılarına dair zorunluluklar getirilmektedir. Spor kulüplerinde kurul üyesi olabilmek için belli suçlardan mahkûm olmama şartı net bir şekilde yasada bahsedilmektedir. Spor disiplini kapsamında hak mahrumiyeti cezası alanların üyeliklerinin resen sona ermesi bu yasayla düzenlenmektedir. Daha önce dernek statüsünde bulunan spor kulüplerinin kamu yararına çalışma durumları korunmakta ve spor kulüplerinin kamu yararına çalışma statüsü kazanmasına ilişkin de usul ve esaslar yeniden düzenlenmektedir. Spor kulüplerinin birleşerek federasyon ve konfederasyon şeklinde üst kuruluş kurmalarına olanak sağlanmaktadır. Spor kulüplerinin şirketleşmesinin hukuki altyapısı bu kanunun maddelerinde yasallaşacaktır inşallah. Bakanlık tarafından spor kulüplerinin bağımsız denetim kuruluşları aracılığıyla denetlenebileceği de getirilen bir başka maddedir. Spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin profesyonel şube açabilmelerine olanak sağlanmaktadır. Spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri için denk bütçe sistemi getirilmektedir. Spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin borçlanması ve alacaklarını temlik etmesi belirlenen kriterlerle bundan sonra olabilecektir. Belli bir miktar üzerinde ödeme ve tahsilatların finans kuruluşları üzerinden yapılması yasayla düzenlenmektedir. Spor kulübü ve spor anonim şirketi yöneticilerinin hukuki ve cezai sorumlulukları da bu kanunda yeniden düzenlenmektedir. Bütçe ve harcama ilkelerine ilişkin olarak da spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin doğrudan ya da dolaylı hâkimiyeti bulunan kişiler lehine sorumluluk yüklenemeyeceği ve bunların borçlarını devralamayacakları da düzenlenmektedir.
Federasyonlar için de spor federasyonlarına dönük de birçok düzenleme getirilmekte, bağlı ve bağımsız spor federasyonu ayrımını kaldırarak tüm federasyonlar spor federasyonu şeklinde yapılanmaktadır. Federasyonların kanunla veya Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle kurulması da düzenlenmektedir.
Yasanın birçok yeni maddeyle Türk sporunun gelişmesine çok önemli adımlar atacağını, sağlayacağını düşünüyorum. Bu vesileyle Avrupa Şehirleri ve Spor Başkentleri Federasyonu tarafından 2023 Dünya Spor Başkenti olarak seçilen Konya’mızdaki önemli bir faaliyeti de sizlerle paylaşmak istiyorum. 9-18 Ağustos tarihleri arasında İslami Dayanışma Oyunları Federasyonu tarafından 5’incisi düzenlenecek olimpiyatlar Konya’da gerçekleştirilecek. 56 ülkenin 3 bine yakın sporcusu 24 farklı spor dalında madalya için Konya’da mücadele edecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ORHAN ERDEM (Devamla) – Bu önemli olimpiyat oyunlarının da Konya’dan ülkemize, dünyaya önemli mesajları, sporda dayanışmaya katkısı olacağını düşünüyorum. Konya’da yapılmasına katkı veren başta Cumhurbaşkanımız ve Gençlik Spor Bakanımıza, düzenlemede çok önemli katkı veren Büyükşehir Belediye Başkanımıza çok teşekkür ediyorum.
Bu vesileyle kanunun milletimize ve spor camiasına hayırlı olmasını diliyorum.
Kanun teklifinde ilk imzaları olan Alpay Özalan kardeşime, Milletvekilime, Saffet Sancaklı ve imzası olan arkadaşları kutluyorum.
Yine, kanunun çıkmasında teknik çalışmada destek veren Sayın Bakanımıza, Bakan Yardımcılarımıza, Gençlik Spor Genel Müdürümüz Mehmet Baykan ve Bakanlık mensuplarına teşekkür ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.
ORHAN ERDEM (Devamla) – Bütün grupların ortak kanaatlerinin birleştiği bir yasa da inşallah kanunlaşmış olacak. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyor, kanunun ülkemiz ve spor camiası için hayırlı olmasını diliyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teklifin tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Birleşime on dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.26
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 17.42
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
—–0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 82’nci Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
Şimdi, birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm 1 ila 21’inci maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde söz isteyen İYİ Parti Grubu adına Isparta Milletvekili Sayın Aylin Cesur.
Buyurunuz Sayın Cesur. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYLİN CESUR (Isparta) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Spor kanunu teklifini görüşüyoruz. Spor federasyonları yasası çıkmalı diyoruz biz de İYİ Parti olarak uzun zamandır ancak yine, çekinceli tarafları var ve onları dile getiriyoruz.
Değerli arkadaşlar, son iki haftada Isparta, Muğla, Antalya ve İstanbul Ümraniye, Sarıyer, Çatalca ve Bahçelievler’deydim, vatandaşlarımızla buluştum; Türkiye’nin gündemi hep aynıydı. Az evvel, buraya gelmeden önce bir vatandaş aradı “Param yok, öleyim mi ben Sayın Vekilim?” dedi. Ve yine, dün Isparta Eğirdir’imizdeki bir köyden kadın vatandaşımız aradı, çocuklarından gizlice kısık bir sesle dedi ki: “Açız biz. Eskiden durumumuz gayet iyiydi Vekilim. Çok utanıyorum, çocuklar duymadan konuşuyorum. Ne olur bize yardım edin, ne yapacağımızı şaşırdık, ölelim mi biz?” Şimdi, iki gündür “Ölelim mi biz?” sorularıyla karşı karşıya kalıyorum, Türkiye’de gündem bu. Türkiye’de insanlar “Ne iş var ne ekmek var, açız.” diyorlar ve feryat ediyorlar. Fatura yakanlar, kontak kapatanlar, tencere tava çalanlar, sosyal medya üzerinden örgütlenenler ve yanı sıra tüketici, öğrenci, çiftçi, esnaf, emekli, herkes sesini yükseltmeye ve tepki vermeye başladı. Özetle, mutfakta artık yangın yok, mutfak kül olmuş ve vatandaşın beli kırılmış.
Şimdi, bazı siyasiler ekranlara çıkıp insanların yediği lokmasını kısması gerektiği falan gibi şeylerle uğraşırken, bunu izah etmeye çalışırken biz bu yüce kurumda vatandaşın derdine çare üreteceğimiz yerde, her hafta yeni bir akla gelmez alanda kabul edilemez değişikliklerle önümüze koyduğunuz yasa teklifleri görüşüyoruz. Şimdi burada da bir sözde düzenlemeyle, bir teklifle sınanıyoruz; sabrımız, aklımız, vicdanımız sınanıyor her hafta. Evet, burada da spor kanununda düzenleme yapmak şart ancak yapısal olmalı, yapısal bir düzenleme şart. Bu teklifin de eli kolu, önü arkası dökülüyordu ancak neyse ki Sayın Grup Başkan Vekillerinin toplu olarak beraberce yaptığı değişikliklerle teklif bir nebze kabul edilebilir hâle getirildi, bunu olumlu olarak karşılıyoruz. Biz İYİ Parti olarak sporun ve sporcuların desteklenmesi amacını taşıyan yararlı maddeleri de olumlu buluyoruz ayrıca ancak teklifin tümüne bakınca amacı aşan ve sonuçta her şeyi Bakana bağlayan bir durumla da karşı karşıyayız. Bir kere, Millî Eğitim, Kültür Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülen Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nde de tali komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ve Adalet Komisyonu belirlenmiş olmasına rağmen teklif bu komisyonlarda görüşülmemiş, öncelikle bunun bir altını çizmek lazım. Üzerinde daha detaylı tartışılmasını ve hazırlanmasını, daha kaliteli kanunlaşmasını sağlayacaktı oysaki bu ancak ne yazık ki iktidar yine bunu tercih etmemiş ve yangından mal kaçırmaya karar vermiş. İşte -dedim ya- neyse ki bir uzlaşma için tekrar masaya oturuldu ve belli düzenlemeler belli noktaya getirildi, bunlar olumlu.
Özetle, aslında bu kanun teklifinde kulüpler üzerinde Gençlik ve Spor Bakanlığına verilen yetkiler çoğaltılıyor, kulüplerin bağımsızlığı ve özerkliği ise neredeyse yok ediliyor. Teklifin özeti: Her aşamada Bakanlık gözetimi ve denetimi getiriliyor, yasa teklifinin yüzde 30’unda neredeyse Bakanlık denetiminden ve müdahalesinden bahsediliyor. Bunun dozajı, hangi kulübe neye göre yapılacak belli değil ve korkarız ki aslında kayırmacılığın önü açılıyor. Sporun kendisi -adı üzerinde- zincirlemeye, engellemeye uygun değilken bu şekliyle aslında kamu kurumlarının spor üzerindeki etkisi de artırılıyor.
Yine Bakanlık, kulüplerinden olan alacaklarını “Alacakların önceliği” maddesiyle düzenleyerek “Spor Toto Teşkilat Başkanlığı nezdindeki isim hakkı alacaklarından, diğer tüm alacaklardan öncelikli olarak tahsil edilir.” diyerek kendi alacaklarını garanti altına alıyor. Şimdi, Spor Toto Teşkilat Başkanlığından söz etmişken Spor Totonun reklam anlaşmaları çerçevesinde hangi kulüplere para aktarıldığının araştırılması gerekiyor değerli arkadaşlar. Keyfî kararlarla, istedikleri illerin istedikleri kulüplerine reklam bedeli verilirken bazı iller ile kulüplerine hiçbir şekilde katkı sağlanmamakta ve Hükûmete yakın kulüplerin bu şekilde desteklendiği de çok açık; bu da siyasetin spora müdahalesinin bir tezahürü olarak önümüzde ve Spor Toto Teşkilat Başkanlığının son beş yılda hangi kulübe ne kadar reklam verdiğinin mutlaka açıklanması gerekiyor ve araştırılması gerekiyor.
Yine teklifte kulüp gelirlerinden “Yardım şekilleri” başlıklı maddede Bakanlığın spor kulüplerine, spor anonim şirketlerine ve üst kuruluşlara ayni ve nakdî şekilde yardım yapılabilecek olması vardı; hangi kulübe ne kadar yardım yapılacağı belirtilmemişti; hâliyle akla “Acaba kendinize yakın kulüplere mi vereceksiniz?” diye geliyor önceki icraatlarınıza baktığımız zaman. Federasyonların yönetim kurulu üyelerinin en az yüzde 50’sinin o federasyonun spor branşında en az üç yıl lisanslı sporcu olmuş olmaları gerekiyor ve yine, teklifte kulüp yöneticilerine, müdür düzeyindeki çalışanlara ceza vurgusu var; hapis cezası ve para cezası bu. Teklifte o kadar çok cezadan bahsediliyor ki net olmayan durumlar var; ne, nedir, nasıl uygulanacak? Ve ülkemizde Süper Lig takımlarının haricinde şehirlerimizde ve ilçelerimizde birçok takımda gönüllü yöneticiler ve başkanlar tarafından hiçbir gelir beklentisi olmaksızın kulüpler yönetiliyor, ekonomik destekle yapılıyor, Anadolu şehirlerindeki birçok kulüp –Isparta 32 Spor’umuzda olduğu gibi- bu şekilde idare ettiriliyor. Bu muğlak ve anlaşılmayan ceza kavramlarıyla bu gönüllü yönetici ve başkanların bu görevlerini sürdürmek istemeyecekleri de ortada.
500 milyon bütçeli bir takım ile 1 milyon bütçeli takımın yasa teklifi içerisinde kriterleri açıkça belirtilmesi gerekiyor. Yine, teklifteki geçiş hükmü kulüpler için hiçbir anlam ifade etmiyor. Mesela alt liglerdeki kulüpler hangi aşamada yasa kapsamına alınacaklar, belli değil. Siyaset, spordan elini çekmesi gerekirken bu düzenlemeyle daha fazla spora müdahale etme kararlılığında değerli arkadaşlar. Özellikle futbolda son dönemde yaşananlar Türkiye Futbol Federasyonu Başkanının istifası Merkez Hakem Kurulunun yaklaşık iki yılda 4 defa değişmesi şaibeleri beraberinde getiriyor.
3’üncü maddeyle spor kulüplerinin kuruluşuna ait düzenlemeler var. Eğer kanuna aykırılık veya noksanlık varsa Bakanlık tarafından dosya üzerinden yapılması öngörülüyor. Altmış gün çok, “Otuz gün olsun.” dedik Komisyonda ama maalesef reddedildi.
Yine, gençlik ve spor il müdürlüğü üzerinden yürütülen spor kulübü olma başvurusunun doğrudan Bakanlığa yapılması şartı getiriliyor. Bu profesyonel kulüplere sorun değil ama amatör kulüpler için Bakanlığa direkt başvurmak gerçekten zorluklara yol açacak ve yine 8’inci maddede spor kulüplerinin başka bir spor kulübüyle birleşmesi düzenleniyor ancak aynı ilde bulunma zorunluluğu getiriliyor. Gerekçesi açıklanmamış, bu kısıtlamayı da anlamak mümkün değil, kaldırın bu şartı. Spor kulüplerinin demokratik iradeleri karşısında yersiz yeni bir engel daha koymayalım. Komisyonda buna yönelik verdiğimiz önergemiz de reddedilmişti ve genel kurul kararıyla birleşme kararı almışsa eğer spor kulüpleri birleşsinler, Bakanlığa bildirsinler; bürokrasiyi kaldıralım.
10’uncu maddede spor sahaları, salonların ortak kullanımı düzenleniyor. Biz “Bu metne bir fıkra ekleyelim ve onların işletme masraflarını kim çözecek, belli değil bu durumlarda; bunu halledelim.” dedik ama bu da reddedildi, bunu da çözmek gerekiyor.
14’üncü maddede spor federasyonlarının belirli liglerde yer alabilmek için spor anonim şirketi olma zorunluluğu ve sermayesinin 1 milyon Türk lirasından az olmama zorunluluğu getirebilmesini düzenleniyor. Eğer böyle yasalaşırsa spor federasyonlarına sınırsız bir limit belirleme yetkisi sağlanıyor. Bu şartın sağlanamaması durumunda ciddi mağduriyet ortaya çıkacak demektir.
Geçici 1’inci maddede Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonunun kamu yararına çalışma statüsünün devam edeceği ve derneklere tanınan haklardan yararlanacağına dair düzenleme yapılıyor ama düzenlemenin (5)’inci ve (6)’ncı fıkralarındaki süreler yetersiz. Bu süreler artırılmalı, ileri bir tarihe esnetilmeli. Biz bunun için de önerge vermiştik ama iktidar ve ortağı tarafından reddedildi Komisyonda.
Değerli milletvekilleri, özetle “Spor kulüplerinin borçlanmasını engelleyecek.” söylemiyle hazırlanmış olan bu yasayla sporun bağımsızlığını ve özerkliğini yok edeceksiniz. Biz bu endişelerimizi yüce Meclisimizde söylemek zorundayız ve son yirmi yıldır özellikle Türk futbolundaki geri gidişi nasıl durduracaksınız? Bunu da burada sormak bize görev olarak düşüyor. Bunun sizin döneminize denk gelmesi bir tesadüf müdür? Ben burada size soruyorum ve her tesadüf gibi, her geri gidiş gibi bu yirmi yılda sizin iktidarınız var.
Ve son sözüm Büyük Atatürk’le olacak, Büyük Atatürk diyor ki: “Bir milletin sporda gösterdiği azim onun geleceğini yükseltir.” Evet, Büyük Atatürk böyle demişti.
Burada maddelerinin umarım herkesin mutlu olacağı şekilde düzenlenerek bu spor kanununun hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. Sporu, sporcularımızı, gençlerimizi ve spora hizmet eden herkesi sizlerin huzurunda ve milletimizin huzurunda sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum. Yasanın hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. (İYİ Parti sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Iğdır Milletvekili Sayın Yaşar Karadağ.
Buyurunuz Sayın Karadağ. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA YAŞAR KARADAĞ (Iğdır) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin birinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Türklerde sporun geçmişi oldukça eski olmasına rağmen, spora gereken önem ve değerin verilmesi ancak cumhuriyetin ilanından sonra mümkün olmuştur. Bunda cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün çok önemli bir rolü vardır. Her çeşit spor faaliyetini Türk gençliğinin millî terbiyesinin ana unsurlarından sayan Atatürk, sporun her dalıyla uğraşılmasını istemiştir. Spor, gençleri, alkol düşkünlüğü, uyuşturucu madde, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan koruyan ve bireylerin ruhsal, bedensel ve zihinsel olarak dengeli ve sağlıklı olmalarını sağlayan en önemli aktivitedir. Spora ve sporcuya gereken önemin verilerek her türlü arenada ülkemizin en iyi şekilde temsilini sağlamak millî bir görev olmalıdır. “Ağaç yaş iken eğilir.” düsturuyla hareket ederek Millî Eğitim Bakanlığımızla birlikte yapılacak planlamalarla sporu alt yaş gruplarına kadar indirip okul öncesi ve ilkokulda beden eğitimi derslerinin beden eğitimi branş öğretmenleri tarafından verilmesinin sağlanması öncekilerimiz arasında olmalıdır.
Toplumsal yaşantıda insanların sportif etkinlik ve hizmet beklentileri önemli ölçüde spordaki temel örgütlenme birimleri olan spor kulüplerinden karşılanmaktadır. Bu anlamda, kulüplerin devlet kontrolü doğrultusunda sağlam, hukuki ve mali temellere oturtulması elzemdir.
Spor kulüpleri, insanların bir amaç ve hedef etrafında toplandığı, toplumun sosyal, kültürel ve ekonomik ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikler taşıyan, insanların sosyalleşmesinde çok önemli bir yere sahip olan özellikler taşımaktadır. Ülkemizde faaliyette bulunan spor kulüplerinin hukuki, finansal, şirketleşme, halka açılma ve yönetimsel birçok sorunu bulunmakla birlikte, bunlar içerisinde en önemli sorununu mali sorunlar oluşturmaktadır.
Değerli milletvekilleri, teklifle, spor kulüplerinin ve spor federasyonlarının kuruluşu, organları, üst kuruluş oluşturmaları, gelir ve giderleri, bütçe ve harcama esasları, görev, yetki ve sorumlulukları, denetimleri, bunlara yapılacak her türlü yardım şekli ve şartları ile diğer hususları kapsamlı şekilde düzenlenmiş olacaktır. Bununla birlikte, spor kulüplerini ve spor anonim şirketlerini düzenleyerek hesap verebilir, denetlenebilir, şeffaf bir yapı oluşturulmaktadır. Ayrıca, günümüzde baktığımızda sporun, özellikle de futbolun endüstrileşmesi söz konusudur. Her alanda başarılı sporcularımızın yetiştirilmesini ve ülkemizi temsil etmesini sağlamalıyız. Bu doğrultuda hazırlanan teklifle spor anonim şirketi, spor kulübü için yönetici tanımı getirilmektedir. Böylelikle yönetim kurulu üyeleri dışındaki kişiler de sorumluluk kapsamına alınmaktadır. Daha önce dernek statüsünde bulunan spor kulüplerinin kamu yararına çalışma durumları korunmakta, spor kulüplerinin kamu yararına çalışma statüsü kazanmalarına ilişkin usul ve esaslar belirlenmektedir.
Ayrıca, bu yasada çok önemli bir şey daha var: Herhangi bir usulsüzlüğe, herhangi bir kanunsuzluğa veya herhangi bir yüz kızartıcı suça, ihaleye fesat karıştırma işine bulaşmış kişiler bir daha, hayatı boyunca spor branşlarının içinde yöneticilik yapamayacaklardır. Bu da bir anlamda Türk sporunda temiz bir sayfa açılmasına sebep olacaktır.
Değerli milletvekilleri, bu konunun altyapısının hazırlanması ve görüş birliğinin oluşması adına 2020 yılının Ocak ayında Spor Kulüpleri ve Federasyonları Çalıştayı düzenlendi. Türk sporunun mevcut durumunun değerlendirilmesi ve gelecek stratejilerinin belirlenmesi amacıyla yapılan çalıştayda hukuki altyapının güçlendirilmesi, ekonomik durumun güçlendirilmesi, yönetim ve koordinasyonun güçlendirilmesi şeklinde 3 ana başlık ele alındı. Yapılan değerlendirmeler sonucu, spor alanının düzenlenmesi için idari ve mali tüm süreçleri ihtiva eden kapsamlı bir yasa çalışmasının önemli ve acil bir ihtiyaç olduğu kararına varıldı.
Çalıştayda alınan görüşler ve kararlar doğrultusunda, titizlikle hazırlanan bu kanunda emeği geçen tüm arkadaşlara ve özellikle Türk sporuna büyük katkıları bulunan, Türk sporunun daha ileriye gitmesi için büyük çaba sarf eden Milliyetçi Hareket Partisi Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Saffet Sancaklı’ya ve AK PARTİ İzmir Milletvekili Sayın Alpay Özalan’a teşekkürlerimi bir borç bilirim.
Değerli milletvekilleri, Orta Asya’daki geleneksel sporların ve Türk kültürünün yaşatılması amacıyla Türk Devletleri Teşkilatı tarafından Göçebe Oyunları organizasyonlarının başlatılması, kültürümüzün yaşatılması ve tanıtılması açasından büyük bir önem arz etmektedir.
Dünya Göçebe Oyunları’nın düzenlenmesi fikri, 2012 yılında Bişkek’te düzenlenen Türk Konseyi İkinci Zirvesi sırasında Devlet Başkanları Konseyi toplantısında kararı alındı.
Göçebe Oyunları, Türk dünyasının önemli bir mirası ve geleneksel spor dallarımızdır. Millî kimliğimizin en güzel ve en zengin unsurları arasında yer alıyor. Bu büyük organizasyonun bu yıl eylül ayının sonunda Türkiye’de yapılacak olması da ülkemiz açısından son derece önemlidir.
Spor alanındaki faaliyetleri ve çalışmaları artırarak devam ettirmek, ülkemizin uluslararası arenada yer almasını sağlamak asli görevlerimiz arasında olmalıdır. Ayrıca, geçtiğimiz günlerde Macaristan, Azerbaycan ve Almanya’da yapılan güreş, jimnastik ve paralimpik yüzme şampiyonalarında göğsümüzü kabartan, al bayrağımızı dalgalandıran, milletimizi sevince boğan Rıza Kayaalp, Taha Akgül, Yasemin Adar Yiğit, Sümeyye Boyacı, Evin Demirhan Yavuz, Buse Tosun Çavuşoğlu, Yunus Emre Başar, İbrahim Çolak, Ferhat Arıcan, Emre Mutlu, Feyzullah Aktürk ve Ahmet Uyar kardeşlerimizi de yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum.
Değerli milletvekilleri, buradan, bir de seçim bölgem ve memleketim Iğdır’a yapılan spor altyapı yatırımları konusunda bilgi vermek istiyorum. Son bir yılda il merkezinde mevcut tesis sayısı 5 katına çıkarılmış olup ilçelerin tamamında gençlik spor yatırımları mevcut hâle getirilmiştir. Öyle ki 2021 yılına kadar ilimizde 7 tane olan gençlik spor tesisi sayısı son bir yıl içerisinde tamamlanacak olanlarla birlikte 25’e yükseltilmiştir. Toplamda 167 milyon 118 bin 512 liralık maliyeti bulunan Iğdır merkez ve ilçelerde Gençlik ve Spor Bakanlığımızın 19 adet yatırımı ve 8 adet sosyal sorumluluk projesi devam etmektedir. Projelerden, faaliyete geçenler mevcut olup 2022 yılı içerisinde tamamı faaliyet geçirilecektir. Bu konuda Bakanlığımızla olan diyaloglarımızın devam ettiğini belirterek desteklerinden dolayı Sayın Bakanımıza ve yetkililere teşekkürlerimi borç bilirim.
Aynı zamanda, bu yıl büyük başarılara imza atarak bizleri gururlandıran, Iğdır şehrinin yıllardır yaşayamadığı heyecanı yaşatan, toplumun tüm kesimlerini sporun bütünleştirici gücüyle bir araya getiren Iğdır Beyi tamgalı logosuyla Türkiye 3. Lig’ine renk katan Alagöz Holding Iğdır Futbol Kulübümüzün yöneticileri başta olmak üzere sporcularımızı ve tüm çalışanları kutluyor, Kulübümüze 2. Lig yolunda başarılar diliyorum.
Bu görüşlerimiz doğrultusunda çıkaracağımız kanunun tüm milletimize ve spor camiamıza hayırlı olmasını temenni ediyor, Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Kemal Bülbül.
Buyurunuz Sayın Bülbül.
HDP GRUBU ADINA KEMAL BÜLBÜL (Antalya) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
(…)
Evet, spor yasası üzerine konuşuyoruz, Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’ni konuşuyoruz. Bakın, bu kanun teklifi gelirken Türkiye’de aslında spora dair bir darmadağınıklığın olduğu, “spor” dendiğinde sadece akla futbolun geldiği, “futbol” dendiğinde de sadece akla “4 büyük” diye tabir edilen takımın geldiği, amatör futbolun, yerel futbolun, Süper Lig dışındaki futbolun neredeyse hiçe sayıldığı bir garabetle karşı karşıyayız. Şimdi, buna dair bir çözüm olabilmesi için öncelikle bir zihniyet devrimi lazım. Bu zihniyet devrimi şudur: Anadolu’da Türk halkı, Kürt halkı, Çerkez’i, Roman’ı, Arap’ı, Ermeni’si fark etmiyor, tamamının, bir, kendi yerel sporları vardır; iki, aslında halk, sporu hem bir eğlencenin hem de bir kaynaşmanın, bir barış sürecinin, bir barış oluşturmanın, bir tanık olmanın, Yunus’un tabiriyle “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım”ın bir gerekçesi yapar, bir çatışma unsuru yapmaz.
Sevgili Alpay burada mı; bilmiyorum, yok galiba, göremiyorum. Alpay Özalan ve Saffet Sancaklı Vekiller bu yasayı hazırlamışlar, getirdiler, çokça üzerinde de konuştuk. Şimdi, 2 Vekil şahsında bütün Meclisimize bir öneri: Geliniz, örneğin bizim Gençlik ve Spor Komisyonumuz da olabilir, Mecliste oluşturulan her partiden heyet de olabilir, bu heyetlerle, bir, Trabzonspor; iki, Fenerbahçe; üç, Galatasaray; dört, Beşiktaş maçlarına gidelim sembolik olarak. Yetmedi, Amedspor maçına gidelim. Yetmedi, Dersimspor maçına gidelim. Amedspor ve Dersimspor maçlarının biletleri benden. Bunu yaptığımız zaman sahiden “Sporda barış arıyoruz, eşitlik arıyoruz, adalet arıyoruz.” kavramını yerleştirmiş oluruz. Yoksa, tıpkı HDP’yi karşıya koyup da politikayı kirletip HDP’yi düşmanlaştırarak kendine bir siyaset devşirmeye çalışanların yaptığı gibi, Amedspor’u, Dersimspor’u karşıya koyup buradan bir nefret üretmenin asla sporla bağdaşır bir yanı yoktur ve bunun kabul edilebilir bir yanı da yoktur.
Aynı zamanda, bakın, spor yasasından söz ederken “eğitim programında spor” “çocuk ve spor” “kadın ve spor” “gençlik ve spor” “yaşlı ve spor” “toplum ve spor” “halk ve spor” kavramlarından söz etmiyor, buna dair herhangi bir çözüm üretmiyor. Semtlerde, yerellerde spor yapabilecek uygun mekân ve sahalar oluşturmuyorsak bu üst için yapılan, bu popülarize edilmiş endüstriyel futbol için yapılan yasanın hiçbir anlamı olmayacaktır. Burada, popülarize edilmiş endüstriyel futbol, amatör bir yana, profesyonel bir yana sadece endüstriyel futbol için bir yasa yapılmaktadır. Dediğim süreçler karşılanmadan bunun olması mümkün değildir.
Mesela, bu yasanın içerisine… Hatırlar mısınız, Galatasaray’da -rahmetle anıyorum- Metin Kurt diye bir futbolcu vardı. Futbolculara sendika istediği için karşı karşıya kalmadığı zahmet, yaşamadığı… Neredeyse nefret suçlarına tanık olacak düzeyde şeyler yaşadı Metin Kurt. Mesela, futbolculara, sporculara sendika hakkı bu yasanın içerisinde niye yok? Niye akıldan bile geçmemiş? Niye düşünülmemiş?
Evet, Sayın Erdoğan Toprak’ın dediği gibi antrenörlere dair hiçbir şey yoktur. Aynı zamanda, bu “şans oyunları” denilen şey sporcular, futbolcular, takımlar üzerinden yapılırken onlara dair bir geri ödeme, onlar için kaynak teşkil etme durumu da maalesef söz konusu değil.
Şimdi, son derece abartılı… Bakınız, televizyonları açınız, bir pozisyonun ofsayt olup olmadığı bir hafta boyunca tartışılıyor sevgili Cahit Başkan. Açın televizyonları, “Efendim, çizgiye bastı. Yok ‘out’tu, yok değildi.” bir hafta boyunca birçok insan oturup televizyon ekranlarında bunu tartışıyor.
Bir hafta boyunca “Alevi sorunu nasıl çözülür?” “Kadın sorunu nasıl çözülür?” “Kürt sorunu nasıl çözülür?” “Eşitlik, adalet sorunu nasıl çözülür?” “Nefret suçlarından nasıl kurtulunur?” diye yandaş ekranlarda ve televizyonlarda ne yazık, ne ayıp, ne günah, ne utanç verici ki hiçbir zaman tartışılmıyor.
Futbol süreçlerinde, futbol takımlarının, çeşitli futbolcuların, mesela Deniz Naki’nin, mesela Lefter Küçükandonyadis’in 5-6 Eylül yağmasında… Lefter Küçükandonyadis bile, Türkiye Cumhuriyeti Millî Takımı’nın vazgeçilmez futbolcusu olduğu hâlde, 5-6-7 Eylül yağmasında, o nefret ve saldırı ortamında hedef olabilmiştir, nefret suçları ona da yönelmiştir, ne yazık, ne utanç vericidir ki.
Tabii bu arada, 6 Mayıs yaklaşırken burada, 6 Mayısta idam edilen Deniz Gezmişler için, idamı önlemek amacıyla imza toplayan Metin Kurt’u da unutmamak ve saygıyla selamlamak gerektiği kanısındayım.
Sporda centilmenlik tükenmiştir, sporda ne yazık ki toplumsal barış tükenmiş, takımlar üzerinden bir karşıtlaştırma… Bakınız, söylendi, 10 hakem sezon dolmadan görevden alınmış. Aslında, bu ligin tescil edilmesi bile gayrimümkün, bu ligin tescil edilmesi bile hukuki bir durum değil. Böyleyken birisi küme düşüyor, birisi bilmem kaç puan farkla şampiyon oluyor, birinin üzerinde şaibe, öbürünün parası yok, birisi borç batağına girmiş, böyle karma karışık bir Futbol Ligi’yle karşı karşıyayız. Sadece Futbol Ligi değil karmakarışık olan, aslında bakınız, okullarda uygulanan spor müfredatının yeniden oluşturulması, gözden geçirilmesi gerekirken, bunun altyapısını teşkil edecek asıl şeyin o olması gerekirken buraya sadece günlük bir sorunu çözmek, günlük, dönemsel, palyatif çözüm sağlamak amacıyla bu getirilmiş.
Bakınız, Barcelona kulübü, dünyanın en ünlü futbolcularından Messi’yle yeniden anlaşma niye sağlayamadı? Fahiş, kudurmuş, çığırından çıkmış, çıldırmış, artık kendi kendini tüketen vahşi kapitalizm nedeniyle; vahşi kapitalizmin yasalarının ortaya koyduğu ahlaki sorun nedeniyleydi bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
KEMAL BÜLBÜL (Devamla) – Sevgili Başkan, teşekkür ediyorum.
Şimdi, konu üzerine konuşan konuşmacı arkadaşlar vurguladılar, bir transfer sezonu açılıyor; aman Allah’ım. Kim geliyor, kim gidiyor, kaça geliyor, kaça gidiyor, ne yapıyor, neye hizmet ediyor; hiç belirli bir şey yok, hiç denetlenebilir bir şey yok. Burada getirilen yasayla da çok denetlemek, çok demokratik bir zemine, ölçülebilir bir zemine oturtmak yerine aslında geçici bir durum söz konusu. Futbolun endüstrileşmesinin, futbolun bir barış oyunu olmaktan çıkmasının temel nedeni karşı karşıya olduğumuz vahşi kapitalizmin futbolu ve sporu esir almasıdır, futbolu ve sporu kendisi için bir malzeme hâline getirmesidir. Bu anlayış çözülmeden futbolda ve sporda bir gelişmenin olması, toplumsallaşabilmesi mümkün değildir; konunun da bu ölçekte ele alınması gerekirdi.
Teşekkürler Sayın Başkan. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Bilet paralarını alacağız sizden.
KEMAL BÜLBÜL (Antalya) – Tamam.
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Yıldırım Kaya.
Buyurunuz efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA YILDIRIM KAYA (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Sporun, spor dünyasının, kulüplerin ve spora ilgi duyan insanların yıllardır beklediği bir spor yasası teklifi nihayet Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kuruluna geldi. Bu konuda emeği geçen tüm milletvekillerine ve Bakanlık bürokratlarına da teşekkür ediyorum ama en büyük teşekkür üç yıldır Cumhuriyet Halk Partisi Spor Kurulu olarak çalışma yürüten Spor Kurulu üyelerine, spor hukukçularımıza ve sporcularımıza çünkü onlar çok ısrarlıydı, ısrarla istediler. Üç yıldır bir çalışma yürütüyorduk, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak biz bir yasa teklifi getirseydik bunun kabul edilmesi çok mümkün değildi ama Milliyetçi Hareket Partisi ve AK PARTİ milletvekillerinin ortak imzasıyla gelen teklif üzerine biz ciddi bir çalışma yürüttük. Komisyonda yürüttüğümüz tartışmalarda Komisyon Başkanımız “Ben spordan, geniş anlamda baktığımda, çok anlamam ama bu konuda burada yapılan eleştirileri Genel Kurul aşamasında mutlaka değerlendirelim.” dedi ve bu konuda da gerçekten, hem Komisyonumuz hem Genel Kurul aşamasında Grup Başkan Vekillerimizin tamamı ciddi bir duyarlılık gösterdiler. Bu duyarlılık Türkiye’de, Parlamentoda toplumun tüm sorunlarına ortak akılla yaklaşıldığında çözülemeyecek hiçbir sorununun olmadığını da gösteriyor. Demek ki meseleye ortak akıl çerçevesinde bakarsak bizim yanlışlarımızı ve eksiklerimizi karşımızdaki arkadaşımız görebilir, onların eksiği ve yanlışını biz, üzerinden tepinmeden görebiliriz ama ortak bir akılla Türkiye sporunun, sporcularının ihtiyacını karşılarız.
Üç gündür Türkiye Büyük Millet Meclisi sahasında “Mahallede Maç Var” diye Van’dan gelen kadın futbol takımları, Edirne’den gelen takımlar arasında hem erkeklerde hem kızlarda ciddi müsabakalar devam ediyor. Ben iki maçtır gidiyorum, Van’dan gelen kız öğrencilerin yenildiklerinde hüngür hüngür ağladıklarını gördüm. Ben yenen takımı kutladım Kocaeli’yi, daha sonra Van’dan gelen takıma, her birine, onlara günün anlamına yakışır armağanlarını da verdim. Nedeni şu: Eğer, biz, çocuklarımıza Türkiye Büyük Millet Meclisini spor yoluyla açarsak inanın birçok dostluğu ve kardeşliği inşa edebiliriz. Bunun için ortak hareket etmek önemli. Kemal Bülbül bir çağrı yaptı, dedi ki: “Stadyumlara girişte biletleri biz alacağız.” Başkanım da dedi ki: “Bileti alacaksın.” Yetmez Sayın Başkanım, uçak biletlerini alması lazım Diyarbakır’a, İstanbul’a, Dersim’e giderken, biletleri de alırsa seve seve gideriz yoksa stadyuma zaten bilet parası ödemeden girebiliyor milletvekilleri bilebildiğim kadarıyla.
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nde üç temel noktada sorunumuz vardı. Siyasetin federasyonlara müdahalesi hukuki zemin hazırlamasın dedik, bunun üzerinde ciddi bir tartışma yürüttük; bir mutabakata vardığımızı düşünüyorum, umarım, önergelerle bu mutabakat sağlanır. İkincisi, uluslararası statü ve normlara bağlı federasyonların özerkliğinin zayıflatılmaması; tam tersine, güçlendirilmesi gerektiğini söyledik. Bu konuda da yeterli bir çaba olmadı ama bu fikrin doğru bir fikir olduğunu heyetin tamamı kabul etmişti.
Türkiye’deki federasyonların uluslararası platformlarda hukuki anlamda zora girmeyecek açılımları hep birlikte yapalım dedik. Spora siyasi müdahalenin olmaması için ciddi bir tartışma yürüttük. Tartışmaya katılan tüm vekil arkadaşlarımız bu konuda hemfikir. Önemli olan, bunu hukuki zemin altına almak ama yetmez. Erdoğan Toprak Bakanımızın söylediği gibi “Yazılı metinler yetersiz, fikriyat olarak bunu bizim içselleştirmemiz gerekiyor.” Bu da ancak spor dünyasına yabancı olmayan siyasal anlayışlarla olabilir diyorum.
“Bakanlık şikâyete gerek olmadan, istediği zaman spor kulübünü denetleyebilir, işten el çektirebilir, kulüplerin tüm tesislerine girebilir.” diye bir madde vardı; bunu tartıştık, bunlar da geri çekildi.
Yani özel olarak şunu söylemek istiyorum: Biz birlikte tartışarak spor ahlakıyla birlikte, hemen hemen yüzde 90’a varan bir ortaklık yakaladık. Bu, diğer kanun tekliflerinde de, diğer yasa görüşmelerinde de iktidar partisinin muhalefetin önerilerine kulak tıkamamasına bir örnek oldu.
Şimdi, ben, imza sahiplerine de buradan teşekkür etmek istiyorum. Biz şöyle bir şey de yaptık: 2 madde önerdik ve kabul edildi. 1’inci madde şuydu; biliyorsunuz her alanda af var, her alanda dönem dönem af çıkartılıyor, bir tek spor dünyasının da beklediği bir af vardı şunlar hariç olmak üzere: Irkçılık ve nefret suçu işleyenler. “Spor federasyonlarının disiplin talimatları veya Spor Disiplin Yönetmeliği’nce şike ve cinsel suçlar nedeniyle verilen disiplin cezaları ile ödüllerin iadesi, ihraç, tescilin iptali, hükmen mağlubiyet, puan indirme, ligden düşürme, seyircisiz oynama, saha kapatma ve para cezaları dışında kalan ihtar, kınama, müsabakadan men, hak mahrumiyeti, lisans ve diğer uygunluk belgelerinin askıya alınması, lisansın ve diğer uygunluk belgelerinin iptaliyle bulaşık olarak değerlendirilen doping cezaları sicilden terkin edilir. İptal edilen lisanslar ilgilisine geri verilir. Sicilden cezaları silinenler geçmişe yönelik hak talep edemezler.” Ama bunun dışındaki tüm verilen cezaların affını önerdik. Bu, Genel Kurulun önüne geldi, umarım Genel Kurul da bunu kabul eder. İkinci olarak da sadece 87 kişiyi ilgilendiren bir teklif verdik yani bir kişi de mağdur oluyorsa, biz o bir kişinin de hakkını savunmak zorundayız. (CHP sıralarından alkışlar) İşte bunun için, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde en az iki yıl görev yapmış, sonra görevden alınmış il müdürleri var. Şu an kadro statüleri belli değil, adeta kayıp kadroda bunlar. Bu 87 kişinin uzman ya da müfettiş kadrosuna atanmalarını istiyoruz. Bu uygulama Milli Eğitim Bakanlığında var, bu uygulama Kültür ve Turizm Bakanlığında var. Bunu da ek madde olarak önerdik, umarım Genel Kurul bu 87 kişiye de bir barış ve dostluk eli uzatmış olur.
Gelelim Ankara’ya. Ben bir Ankara Milletvekiliyim. Ankara’nın spor kulüplerinin yaşadığı dram içler acısı.
Sevgili dostlar, 1936 yılında yapılan Ankara 19 Mayıs Stadyumu 2018 yılında yıkıldı. Gençlik ve Spor Bakanı dedi ki: “Bunu yıktık, iki yıl içerisinde bu stadyumu yapacağız.” Yıl 2022, 19 Mayıs Stadyumu’nun yerinde yeller esiyor. Bu stadyumun etrafında amatör kulüpler, amatör sporcular yetiştiren kulüpler ve antrenman sahaları vardı, bunların her biri burada Gençlerbirliği’ne, Ankaragücü’ne sporcu yetiştiriyorlardı. Bu altyapı sona erince Ankaragücü Süper Lig’den düştü, Gençlerbirliği düştü. Bir ülkenin başkentinde – futbolda en azından- spor kulüplerinin yaşadığı dram bu. Gerçi Ankaragücü bu sene şampiyon olacak, yeniden Süper Lig’e gelecek ve onu hep birlikte daha üst noktalara taşıyacağız. Gün gelecek Ankara takımları da şampiyon olacaklar, tıpkı Trabzon gibi onlar da şampiyon olacak. Anadolu takımları da bu şampiyonluğu İstanbul takımları kadar hak ediyor. Bu hakkı olanaklar yaratarak vermemiz gerekiyor.
Ayrıca Ankara’da bir de İsmet İnönü’nün adını taşıyan Cebeci Stadyumu vardı, bu stadyum da yıkıldı, “Yerine yenisini yapacağız.” dediler, şimdi millet bahçesi yapılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
YILDIRIM KAYA (Devamla) – Cebeci’deki İnönü Stadyumu yıkıldı, şimdi “Yerine millet bahçesi.” yapacağız diyorlar.
On Dokuz Mayıs Stadyumu’nda ne istiyorsunuz, adından mı rahatsızsınız? İsmet İnönü’nün… Cebeci Stadyumu’ndan ne istiyorsunuz? İsmet İnönü’nün fikirleri bu ülkede yüzyıllık tarihimizde vazgeçilmeyecek bir irade oldu. İsmet İnönü’nün adını stadyumlardan silebilirsiniz ama sosyal demokratların, Türkiye halkının yüreğinden silemezsiniz. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla bu isimler yaşayacak, bu isimlerin yaşaması için hepimizin birlikte bir çaba göstermesi lazım.
Ankara’da 2 kulüp var, bu kulüplerin stadyumu yok, bu stadyumlar bir an önce Ankara’ya yeniden armağan edilmelidir. Gençlik ve Spor Bakanına buradan çağrı yapıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
YILDIRIM KAYA (Devamla) – Başkanım, son, tamamlıyorum.
BAŞKAN – Buyurunuz, yapınız çağrınızı efendim.
YILDIRIM KAYA (Devamla) – Ankara’nın bu 2 güzide takımının yolunu açın, bunların maçlarını oynayabileceği stadyumu yeniden sağlayın. On Dokuz Mayıs Stadyumu’nun kapısından İsmet İnönü’nün spora dair söylediği mermer bir levha var, o defa sökülmeden önce ben gittim, orada bir basın toplantısı yaptım. Gençlik ve Spor Bakanının bana, soru önergeme verdiği yanıt şu oldu: “Buraya stat yapılacak, o mermer levha bu stadın kapısına yeniden asılacak.” dedi, bunu takip edeceğiz, bunu mutlaka gerçekleştireceğiz. Adalet ve Kalkınma Partisi, iktidarının son döneminde yetiştiremezse halkın iktidarında zaten 19 Mayıs Stadyumu yapılacak, İsmet İnönü’nün o spora dair o muhteşem sözleri oraya yeniden asılacak; hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Şahıslar adına Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurunuz Sayın Cinisli. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aziz milletimizi ve Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Görüştüğümüz kanun teklifi ifade edildiği kadarıyla spor kulüplerinin mali disiplinsizliklerinden kaynaklanan sorunlarının giderilmesini, hukuki ve finansal durumlarının netleştirilmesini amaçlıyor. Teklif, asıl, spor kulüplerinin kontrolsüz borçlanmasını önlemeyi ve yönetmeyi, şeffaflığının sağlanmasını öngörüyor. Aynı zamanda spor kulüplerinin oluşturduğu federasyonlar ve konfederasyonlar hakkında da düzenlemeler mevcut.
Sporun ve sporcuların desteklenmesi amacını taşıyan maddeleri olumlu bulmakla birlikte sakıncalı bulduğumuz maddeler de teklifte yer alıyor. Ne yazık ki, kanun teklifinde iktidar partisinin birçok yasama faaliyetinde yaptığı gibi muğlak ifadelere yer verilmiş, bu durum çelişkilere neden oluyor. Kanunların kişisel çıkarlara göre yorumlanmasına yol açabilir. Spor Kulüpleri Kanun Teklifi uzun süredir kamuoyunca bekleniyordu ancak Türkiye Futbol Federasyonu, spor kulüpleri, spor federasyonları, akademik çevreler, spor medyası ve kamuoyuyla yeterince tartışılmadan hazırlandığı ve beklentileri karşılamadığı da aşikâr. Kamuoyundaki etkili ve yeterli bir spor kulüpleri kanunu beklentisi karşısında algı yönetimi yapılarak sporun idare ve finansmanında Bakanlığa ve siyasete özel yetkilerin verilmesinin önü açılıyor. Hâlbuki spor üzerindeki, STK’ler üzerindeki particilik baskısı kaldırılmalı.
Dünyada spor hukukunun kamu hukukundan ayrılığına ilişkin giderek artan bir yaklaşım benimseniyor. Spor, daha özerk ve daha bağımsız yapılanmalı. Ülkemizde de bu konuda ciddi atılımlar yapıldı, ancak teklifle sporu yeniden kamu hukukuna dâhil eden bir yöntem benimseniyor. “Futbol sadece futbol değildir.” sözü bu kanun teklifiyle sanki gerçekleşiyor. Teklif bütün spor faaliyetlerine, etkinliklerine, kurumlarına dönük bir düzenleme gibi görünse de daha çok profesyonel kulüplere yönelik hususları içeriyor. Bu çerçevede, sporcuların sözleşme özgürlüğünü kısıtlayabilecek hususlara dikkat çekiyoruz.
Ayrıca menajerlik ile ilgili sadece futbolda düzenleme yapılıyor, oysa bütün spor dallarında ilkesel bir düzenleme yapılması daha doğru olurdu.
Kanun teklifinde doping konusunun da ele alınmadığı, dopingle mücadele ajansı kurulmasına yönelik düzenleme yapılamasının da sporcu sağlığı ve istikrarlı başarılar için ön koşul olacağını ifade etmeliyim. Her ne kadar günümüzde “spor” denilince profesyonel alan akla geliyor olsa da amatör faaliyetleri de düşünmemiz gerekiyor.
Konuşmamın geri kalanında kanundan ziyade sporla ilgili kişisel düşüncelerimi de belirtmek isterim. “Spor” denilince buradaki görüşmelerden de görüyorum ki akla hemen futbol geliyor. Türk futbolunun da bana kalırsa çok büyük sorunları var tabii ki ama en büyük sorun sanki bizim futbolumuzu para bozdu. Fazla para Türk futboluna girince bozulmalar yaşandı, özellikle yönetici bazında çok ciddi bozulmalar yaşandı. Bunun da önüne geçmek için paranın yönetimini çok daha profesyonel şekilde ele almamız gerektiğini düşünüyorum.
Bunun yanında tabii amatör branşlar var ve hem profesyonel branşlarda hem de amatör branşlarda yine çok tartışılan bir müessese, hakemlik müessesi. Türkiye’nin genelinde adalete güven kalmazken sporda da, futbolda da, basketbolda da, diğer branşlarda da hem profesyonel bazda hem de amatör bazda hakemlik müessesine maalesef güven hiç kalmamıştır. Buradan teklif ediyorum. Madem futbol konuşuyoruz, VAR kayıtlarının açıklanması gerektiğini buradan kamuoyuna teklif ediyorum. Teklifi hazırlayan değerli milletvekili arkadaşlarımızın da bunu gündeme getirmesini de rica ediyorum.
Ben bir Erzurum Milletvekili olarak yakından takip ettiğim Erzurumspor’un -ayrıca amatör branşlarıyla yine çok meşhur- ve amatör branşta da çok başarılı olan Erzurum Buz Hokeyi Takımı’nın, Narmanspor Kadın Buz Hokeyi Takımı’nın maçlarını da çok yakından takip ediyorum ve o maçlarda bile çok ciddi ve çok vahim hakem hatalarına tanık oluyoruz. Bu gençlerin hayallerini kırmaya, gençlerin hayalleriyle oynamaya kimsenin hakkı yok. Hakem hatalarının arkasında ne yatıyor, bunun çok ciddi bir şekilde incelenmesi lazım.
Yine, madem Erzurum’dan laf açıldı, Erzurum’un çok ciddi bir ihtiyacını da dile getirmek isterim. Erzurumspor’un çok ivedilikle çok acilen bir stadyuma ihtiyacı var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Cinisli.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Çok teşekkür ederim.
Türkiye’nin dört yanında çok güzel stadyumlar, çok amaçlı stadyumlar varken Erzurum’un çok köhne bir stadı var maalesef. Süper Lig takımı olma vasfı da kazanmış olan, birkaç defa Süper Lig’de oynama fırsatı olan, bu sene de inşallah Süper Lig’e çıkacak olan Erzurum’a çok modern bir stadyum gerekiyor ve bunun sözü de birkaç defa verildi. Sadece “Onaralım.” sözleriyle Erzurumlu avutulamaz, bunu da burada ifade etmek isterim. Hiçbir şey yapılamıyorsa yakın zaman içinde, hiç olmazsa bu stadımızın üstünün kapanması lazım ama ileride muhakkak ki çok modern, güzel bir stada ihtiyacı var Erzurum’un. Bunu buradan ifade ediyorum.
Konuşacak çok şey var. Altyapılardaki eğitim meselesi var, en başta altyapı antrenörlerinin eğitimine ihtiyaç duyuyoruz. Altyapılarda kendi spor kariyerlerinde başarılı olamayan kişilerin antrenörlük yapması, bir eğitimden geçmeden antrenörlük yapması o gençlere zarardır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Bunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Gençleri eğitmek için önce antrenörlerimizi eğitmemiz lazım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Şahıslar adına, Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Ali Özkaya.
Buyurunuz efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri ve aziz milletim; öncelikle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Pençe-Kilit Harekâtı’nda şehit olan hem üsteğmenimize hem de teğmenimize de Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânları cennet olsun, askerlerimizin kılıcı keskin olsun.
Değerli milletvekilleri, Meclisimizin 5 grubunun da spor kanunuyla ilgili hemen hemen büyük kısmında ittifak ettiklerini görmüş olmaktan mutluluk duyduğumu beyan edeyim. Bu kanun çalışmalarının önemli kısmında bulunduk. Değerli milletvekillerimiz Alpay Bey ve Saffet Bey’in, 2 millî futbolcunun öncülüğünde ve Sayın Cumhurbaşkanımızın, geçmişte de sporla uğraşmış, sporcu bir Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla başlayan ve Bakanlığımızla birlikte müştereken uzun süre gayret edilen önemli bir kanun çalışması, inşallah, yüce Meclisimizin kabulüyle de bu konuda ciddi bir düzenleme olacak. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu arkadaşlarımıza özellikle teşekkür ediyorum.
Birincisi, bu kanun ne getiriyor? En temeli spor federasyonlarıyla ilgili müstakil bir kod kanun düzenliyoruz. Hani, hep muhalefet eleştirir ya, “Torba kanun getiriyorsunuz, birbiriyle ilgisiz kanunlar getiriyorsunuz.” diye.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Biz diyoruz ki: “Afyonspor’a ne getirecek?
ALİ ÖZKAYA (Devamla) – Öncelikle bir kod kanun düzenliyoruz, spor federasyonlarını baştan sona tek bir kanunda topluyoruz dolayısıyla bu, bu kanunun bir sistematik olarak düzenlenmesi açısından önemli.
İkinci önemli bir konu, spor federasyonları, spor kulüpleri bizim hukukumuzda bugüne kadar dernek olarak kabul edilmiş ve dernek olarak kurulacak, daha sonra da spor kulübü olarak Spor Bakanlığına tescil edilerek yürüyordu. Şimdi, artık bu ikili uygulamadan çıkıyor ve müstakilen Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı bir spor kulübü olarak kurulmasını veyahut da bir müstakil anonim şirket olarak kurulmasını düzenliyoruz ki bu da çok önemli çünkü dernekler amaçları itibarıyla kazanç elde etmeyen insan topluluklarıdır. Artık, bir endüstri hâline gelmiş olan, bilhassa futbol gibi bir alanda Dernekler Kanunu’yla yürütülemeyeceği aşikâr. Bu açıdan da önemli bir hususu düzenlemiş oluyoruz.
Futbol Federasyonu yöneticileri ve Kulüpler Birliğinin Başkanlarını da dinlediğimizde şunu gördük: Türk futbolunun büyük kulüpleri bugün çok ciddi bir borç baskısı altında. 2020 yılı itibarıyla ilk 4 kulübümüzün 15,8 milyar lira, 2021 yılı itibarıyla da 17,5 milyar lira borcu var. Bu borç ciddi bir rakam. Dolayısıyla “Bu borç niye oldu?” diye sorduğumuzda birçok gerekçeler söyleniyor ama çok ilginç bir şey daha söylediler “Çekmece kontrat” tabirini kullandı futbolcular ve kulüp yöneticileri. Yani iki ayrı kontrat düzenleniyor; bir kontrat Spor Bakanlığına, Maliyeye, ilgili vergi dairesine iletiliyor, bir de kendi aralarında düzenlenen kontrat var ki bu da çok farklı ve kulüpleri içinden çıkılmaz noktalara getiriyor. Bu kanunun düzenlediği en önemli hususlardan birisi mali yönetim, şeffaflık, açıklık, dürüstlük, amaca uygunluk gibi önemli kavramları getiriyor ve borçlanmaya da ciddi bir sınır getiriyor. Borçlanmada mevcut yılın bütçesi yani hedeflenen bütçe -farazi bütçeler değil- bir önceki yılın kesinleşmiş bütçesi esas alınıyor ve yüzde 10 borçlanma, genel kurul kararı ve nitelikli çoğunlukla yüzde 50’ye kadar yükselecek borçlanma da çok önemli bir şekilde sınırlama yapılıyor.
Yine, en önemli hususlardan birisi kulüplerin yöneticilerine kendi görev alanlarından sonrasına borç bırakmaya artık bir ket vuruluyor. Bu yüzde 10 ve genel kurul nitelikli çoğunlukla da yüzde 50’ye kadar getiriliyor. Bu önemli zira kulüplerimizi iflasa sürükleyen, teknik iflasa sürükleyen en önemli husus sınırsız bir borçlanmaydı. İnşallah bundan sonra borçlanmalara çok daha ciddi kurallar getirilecek. Hele hele halka açık bir anonim şirket olduğunda, yatırımcılar zarar ettirildiğinde, alacaklılar zarar ettirildiğinde kişisel sorumlulukları da getiren bir hukuki müessese olduğu için kulüp yöneticileri çok daha ciddi şekilde bunlara da dikkat edeceklerdir. Efendim, kulüp yöneticisi bulunmaz mı? Bulunur, Türk milletinin içinde kulüplerini seven, futbolu seven, diğer spor dallarını seven çok sayıda fedakâr, vefakâr insanlar var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) – Bunlar çıkacaklar ve milletimize hizmet edeceklerdir.
Tabii, konu çok, söylenecek hususlar da önemli. Arkadaşlarımızın eleştirilerinden birisi “Niye Bakanlığın spor toto gelirlerinde öncelik hakkı var?” diye. Çünkü bir tarafta Bakanlığın alacağı var; kira geliri, altyapı gelirlerinden ama öbür tarafta isim hakkı nedeniyle spor totoya borcu var, temlik edildiği için alacağını alamıyor ama cebinden para çıkıyor. Bu önlenmek istendi. Bu son derece önemli. Bunu da yapmış olmak bence spora katkı sunan bir husus.
Bir diğer husus, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin de hakem ve tahkimle ilgili kararlarındaki hususu düzenledik ve spor faaliyetinin dışındaki alanlar hakem kararlarının iptali gibi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’ndaki iptal müessesine tabi olacaklar. Bu da doğru ve yerinde olan bir düzenleme oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ ÖZKAYA (Devamla) – Başkanım, çok kısa bir söz alayım.
BAŞKAN – Buyurunuz.
ALİ ÖZKAYA (Devamla) – Diğer konuları profesyonelliğin tanımı, vesaire hususlar var; bunların hepsini üst üstüne koyduğumuzda ben inanıyorum ki bu kanun Türk spor tarihinde bir miladın başlanmasına vesile olacaktır. Şeffaflığa, açıklığa ve yerli ve millî futbolculara, yerli ve millî sporculara yönelmeye vesile olacaktır. Bu açıdan önemli.
8 Mayıs-22 Mayıs arasında Afyonkarahisar’da üniversiteler arası lig var, yaklaşık 10’dan fazla spor dalında 5 bin sporcuyu sporun başkenti Afyonkarahisar’da buluşturacağız diyorum.
Kanunumuz hayırlı olsun diyor, Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sırala3ından alkışlar)
BAŞKAN – 1’inci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, 1’inci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
1’inci madde üzerinde 4 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinin birinci fıkrasındaki “üst kuruluş oluşturmaları” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yıldırım Kaya
Mustafa Adıgüzel
Suat Özcan
Okan Gaytancıoğlu
Ali Keven
Burcu Köksal
Orhan Sümer
Vecdi Gündoğdu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Gökan Zeybek.
Buyurunuz Sayın Zeybek. (CHP sıralarından alkışlar)
GÖKAN ZEYBEK (İstanbul) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Yirmi yıllık Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının Türk sporunu getirdiği son nokta, bu yasayla birlikte bütün siyasi partilerin üzerinde hem fikir olduğu “Evet, Türkiye’de yasanın değiştirilmesi lazım, Türkiye’de futbolun üzerinde oluşan bu olumsuzlukların ortadan giderilmesi lazım.” noktasıdır. Peki, biz yirmi yıl içinde bu noktaya nasıl geldik değerli milletvekilleri?
Bakın, biraz önce burada Sayın Bakanımız konuştu, 2002’de Spor Bakanıydı, o zamanın Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy’du, o zamanın FIFA İcra Kurulunda da Şenes Erzik vardı. Yani Türkiye, sizden önce dünya futbolunda 3’üncü sıradaydı, Avrupa sıralamasında 3’teydi, FIFA sıralamasında 8’deydi. Peki, değerli arkadaşlar, yirmi yıl içinde Türkiye şu anda nerede, nerede? FIFA sıralamasında 43’üncü, UEFA sıralamasında 20’nci sırada. Futbol endüstrisi 50 milyon dolar, 60 milyon dolar etmeyen ülkelerin yani Hırvatistan, Sırbistan gibi ülkelerin bile altına düşmüşüz, artık önümüzdeki yıl göreceksiniz, Türkiye, Şampiyonlar Ligi’ne bile direkt takım gönderemeyecek, UEFA Avrupa Ligi’ne takım gönderemeyecek. Niye biz bu noktaya düştük? Bir, özel yasayla kurulmuş olan futbolda, bağımsız olması gereken, özerk olması gereken kulüpler, siyaset tarafından önce dizayn edildi, yöneticiler eliyle dizayn edildi. (CHP sıralarından alkışlar) O kulüpler eliyle dizayn edilen spor kulüplerinin oluşturduğu genel kurullarda da futbolun başına futboldan gelmeyen, geldikleri zaman servetleri 1 ise bıraktıkları zaman da servetleri 10 kat 20 kat artan federasyon başkan ve yöneticilerini gördük. (CHP sıralarından alkışlar) Kimi gördük? Ziraat Bankasından 750 milyon dolar alıp ödemeyen Demirören’i siz getirdiniz futbolun başına, Türk futbolunun kırıldığı yer orasıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Onu aldınız, yerine devletin bütün kamu kaynaklarını, bütün olanaklarını kullanan, bütün ihalelerinin altında bulunan 5’li firmadan bir tanesinin sahibini getirdiniz futbolun başına. Ekonomistler açıklıyor, göreve geldiği zaman serveti bugünkü servetinin yirmide 1’iydi. Türk futbolu 3’üncülükten 43’üncülüğe düştü ama futbolu yönetenlerin servetleri 1 kat değil, 5 kat değil, 10 kat değil, 20 kat yükseldi. (CHP sıralarından alkışlar)
Şimdi, değerli arkadaşlar, futbolun içinde şunu görmek gerekir: Diyorlar ki: “Kulüpleri yönetenleri borçlanma sıkıntısından kurtaracağız, kanuni sorumluluk vereceğiz.” Ya, gelin, şu maddeye bir fıkra ekleyelim, şu ülkeyi yönetip bu ülkenin borcunu katlayanların da bunun bedelini şahsi servetlerinden ödemesi maddesini koyalım, var mısınız? (CHP sıralarından alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) – Evet, evet, aynen öyle.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Belediyelerden başlayalım, verin öneriyi.
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) – Kulüpler 1 milyon dolarlık bir transferi yaptığı zaman bunun riskini kulüp yöneticisi alacak, Türkiye’de kamu yatırımları eliyle milyarlarca dolarlık yanlış yatırım yapanlar, Melen Barajı’nda 350-400 milyon dolarlık yanlış yatırım yapanlar bu kürsülere gelecek, konuşacaklar ama bunun bir kanuni sorumluluğu olmayacak.
Şimdi, değerli arkadaşlar, önemli başka bir konu: Bahis, İddaa, Kıbrıs, Merkez Hakem Kurulu, görevden alınan 13 hakem, soruşturması tamamlanmamış ama şaibeli biçimde ölmüş olan spor-bahis şirketleri yöneticilerinin tümü sizin döneminizde Türk sporunun, Türk futbolunun içine düştüğü temel açmazın sonucudur. Bugün maçlarda sadece kimin galip geleceği değil, hangi dakikada kimin kırmızı kart göreceği, bu maçta kaç tane taç atılacağı, hakemin ilk önce kime sarı kart göstereceği biçimindeki iddialar ve bu iddialar karşısında suskun kalan yönetim anlayışı Türk sporunu bitirmiş, Türkiye’deki stadyumlardan seyirciyi yok etmiştir. O nedenle, göreve geldiğinizde 590 milyon dolarlık yayın geliri iktidarınız döneminde 120 milyon dolara düşmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun.
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) – Çünkü Türk insanı, Türk sporseveri, Türk futbolseveri sizin yönettiğiniz futbolun içinde adalet olmadığı, mücadelenin sahada yapılmadığı, spor dünyasındaki yöneticilerin kulüplerde özgür iradesiyle üye olmuş insanlar eliyle seçilmediği, talimatla geldiği, federasyon başkanlarının kulüplerin özgür iradesiyle seçilmediği, sarayın talimatıyla o makamlara geldiği için stadyumları terk etti, sizin Katar’dan getirdiğiniz anlı şanlı ortağınız da sizi yarı yolda bırakarak yayın ihalesinden çekildi. Şimdi, soruyorum size: Milletin elindeki o Digitürk kutularını siz ne yapacaksınız? (CHP sıralarından alkışlar) Soruyorum: Milyonlarca dolarlık bu yayın ihalesi için vatandaşın satın aldığı bu kutuların ceremesini kim çekecek?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) – Son olarak şöyle söyleyeyim: Özgür ve demokratik olmayan federasyonlar eliyle futbolun başarıya gitmesi mümkün değildir. Futbolu özgürleştireceğiz, futbol kulüplerini demokratik hâle getireceğiz.
BAŞKAN – Teşekkür ediyoruz Sayın Zeybek.
AYDIN ÖZER (Antalya) – Başkanım, duyulmuyor. Başkanım, bir dakika daha.
BAŞKAN – Buyurun.
GÖKAN ZEYBEK (Devamla) – En önemlisi de spor kulüpleri özgürleşecek, futbol özerk hâle gelecek, futbol kulüplerine eski milletvekillerinin, federasyonlara eski yöneticilerin atanma süreci tamamen ortadan kalkacak. İstanbul’dan kalkan uçaklarla Güney Kore’ye 300 kişilik siyasetçileri götüren federasyon başkanları değil, sporcusunun, antrenörünün, seyircisinin hakkını koruyan yöneticiler geldiğinde göreceksiniz Türkiye yeniden dünyada layık olduğu yere gelecektir.
Geliyor gelmekte olan, gidiyor gitmekte olan; saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinde geçen “amacı” ibaresinin “maksadı” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Erol Katırcıoğlu
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Erol Katırcıoğlu.
Buyurunuz Sayın Katırcıoğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli vekilleri; hepinize iyi akşamlar.
Efendim, bu kanun teklifi, spor kulüpleri ve spor federasyonları üzerine bir kanun teklifi. Böyle bir şeye ihtiyaç var mıydı? Vardı gerçekten de ve dolayısıyla da bu kanun teklifi bir tür bu alanı tekrar düzenleme amacıyla önümüze gelmiş olan bir kanun teklifi. Fakat değerli arkadaşlar, genel gerekçesi ve maddeleri okuduğumda benim anlamadığım şey bu kanun teklifini yazan arkadaşlar olaya bence çok eksik bir yerden bakmışlar, belki güncel bir yerden bakmışlar yani şirketlerin borçlanması, batma olasılıkları vesaire cinsinden bakmışlar fakat sporla, daha doğrusu sporun toplumdaki yeriyle ilgili olarak ve sporun siyasetle ilgisi bakımından herhangi bir analiz yapmamışlar. Bence bu çalışmanın, bu yasa önerisinin en önemli eksikliği budur. Neden böyledir?
Değerli arkadaşlar, bakın, ben size basit bir şey söyleyeyim; siyasetin de futbolun da ortak bir paydası vardır. Nedir o? Kitleler yani siyaset kitlelerle yapılır, futbol da kitlelerle yapılır esasında. O sebeple de siyaset ve futbol arasındaki -özellikle futbolu kastederek söylüyorum- ilişkiler -nasıl söyleyeyim- kötüye kullanma olasılığı olan ilişkilerdir. Kötüye kullanmaktan kastettiğim de bir toplumda siyasetin kendi grup amaçları için toplumu yanlış bir biçimde yönlendirmesi olanağı anlamında söylemekteyim. Bu tıpkı şeye de benziyor aslında bakarsanız, mesela medya ile siyaset arasındaki ilişkiye de benziyor.
Değerli arkadaşlar, ben size şunu da söyleyeyim: Bütün dünyada da bu gibi konular çok zor regüle edilir, çok zor konulardır, üzerine çok tartışmak gerekir çünkü ancak o zaman gerçekten çıkabilecek olan sorunları aşmak mümkün olabilsin. Bu sebeple, benim gördüğüm kadarıyla, mesela, bu kanun teklifi siyaset ile futbol arasındaki ilişkiye hiç dokunmamış. Oysa, değerli arkadaşlar, hepiniz hatırlayın yani bu ülkede federasyona müdahale her zaman her iktidarın yaptığı bir şeydi. Hakem heyetlerine müdahale yine aynı şekilde siyasetin müdahale alanı içindeydi. Bunun da ötesinde, şike olaylarını hatırlıyor musunuz, şike hadiselerini? Şikeyle ilgili davalar kurgulandı ve esasında, o davada bir tür darbe hazırlığı içinde olan grupların futbola ve futbol takımlarına sızması biçiminde iddialar ortaya çıktı.
Dolayısıyla da arkadaşlar, çok açık olan bir şey var: Evet, düzenlenmesi gereken bir alan bu alan; evet, futbol kulüplerimiz son derece zor durumdalar fakat neden zor durumdalar ve niçin bu hâle gelmiş olduğuyla ilgili olarak, bence, buradaki önlemler paketi pek çare olacak gibi gözükmüyor doğrusunu isterseniz.
Futbolun sorunları -özellikle futboldan konuşuyoruz tabii- değerli arkadaşlar, sadece futbol kulüplerinin mali sıkıntıları vesaire değil, futbolda şiddet diye bir hikâye var, yolsuzluklar var, aynı şekilde ırkçılık var. Yani bütün bunlar esasında konuşulması ve tartışılması gereken konular gibi geliyor bana ve bu yasa teklifi bu çerçeve içinde buna bir çare olabilecek gibi gözükmüyor.
Bir başka özelliği daha var değerli arkadaşlar. Bu, bence, Adalet ve Kalkınma Partisinin gerçekten çağın gerisinde kalmış olması gibi bir duruma işaret ediyor. Bakın, bütün dünya bu neoliberal vizyon yani piyasanın her şeyi daha doğru yapacağına dair inancın, bu iddiada bulunanlar tarafından bile eleştirildiği bir dönem yaşıyor ve siz, gördüğüm kadarıyla, yine her zaman olduğu gibi alanı merkezîleştirerek bu işin içinden çıkabileceğinizi sanıyorsunuz. Değerli arkadaşlar, bu olmaz.
Bakın, 2011 yılıydı, yanılmıyorsam 649 sayılı bir KHK çıkardınız ve bu KHK’yle diyebilirim ki o güne kadar yani 1980’den bu yana, yani piyasa ekonomisini kabul ettiğimizden bu yana kurulmuş olan düzenleyici kurulları -yani tıpkı Futbol Federasyonu gibi- esasında bir kararnameyle bakanlıklara bağladınız, dolayısıyla da onların özerkliklerini yok ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, bu kanun teklifinin de benim gördüğüm kadarıyla Futbol Federasyonunun özerkliğine bir darbe vuracak nitelikleri var. “Uzlaşma” diyorsunuz, ben uzlaşmanın hangi maddeler üzerinde yapılmadığını bilmiyorum ama eğer bunları içeriyorsa eyvallah ama spor kulüplerinin vesayet altına girmiş olmaları, federasyonların vesayet altına girmiş olmaları gerçekten de günümüz dünyasının demokrasi anlayışına kesinlikle uymamaktadır. Dolayısıyla sizleri uyarırım ki bu yaklaşım doğru değildir ve değişmesini talep ederim.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinde yer alan “şartlar” ibaresinin “koşullar” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
Orhan Çakırlar
Ümit Beyaz
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Ümit Beyaz.
Buyurun Sayın Beyaz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ÜMİT BEYAZ (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ilgili madde üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyor, Gazi Meclisi ve ekranları başında bizi izleyen yüce Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, yıllar boyunca denetlenmeyen, kontrol edilmeyen, bunun sonucu olarak da ekonomik olarak uçurumun eşiğine gelen ve artık yönetilemez hâle dönüşen Türk sporu üzerinde konuşuyoruz. Gönül isterdi ki, spor kulüplerimizi içine düştükleri girdaptan temelli kurtaracak, sağlıklı bir mali yapıya kavuşturacak bir yasa değişikliği konuşalım. Gönül isterdi ki, Türk gençliğine hitap eden, amatör ve olimpik sporları da içine alan bir yasa değişikliğini tartışalım.
Değerli arkadaşlar, ruhen ve bedenen sağlıklı bir toplum yetiştirmenin temeli spordur. Fakat yirmi bir yıldır iktidarda olan AK PARTİ ne yazık ki hatırlarda kalan bir spor politikası oluşturmamıştır. Her meselede olduğu gibi, pansuman tedavilerle yaraları sarmaya çalışan iktidar bu uzun sürede bir spor politikası oluşturmamış, spor yapma alışkanlığını toplumumuza kazandırmamış, sporun ve spor altyapısının bütün kolları bakımından ülke genelinde dengeli dağılımını sağlamamıştır. İktidarın spordan anladığı, spor salonu yapmanın ötesine geçememiştir.
Değerli milletvekilleri, Türkiye’de spor yapmayı yaygınlaştıracak, Türk sporunun rekabetini artıracak, Türk sporunun marka değerini yükseltecek, Türk sporunu başarıdan başarıya koşturacak bir yasa değişikliği yapmak yerine spor dünyasında siyasal iktidarın denetimini artırmaya yönelik bir yasa değişikliğiyle karşı karşıyayız. Getirilmek istenen düzenlemeye bakıldığında bu bir spor yasası değil, futbol kulüpleri yasası. Bu yasayla, Türk sporunun geleceği değil, profesyonel futbol kulüplerinin sorunları ele alınmış ve çözüme kavuşturmak istenmiştir fakat burada da yapısal çözümler üretmek yerine sorunlar cezai müeyyidelerle aşılmaya çalışılmıştır. Siz eğer Türk futbolunu içinde bulunduğu darboğazdan kurtarmak istiyorsanız, önce sorunu doğru analiz etmeliydiniz, sonra orta ve uzun vadede bir politika oluşturarak bu yasayı getirmeliydiniz. Spor kulüplerimiz niçin bu hâldeler? Çünkü şeffaf değiller, hesap verebilir değiller, denetime açık değiller. İktidarda olduğunuz süre boyunca bu değerlerin hayata geçmesi için siz ne yaptınız? Kocaman bir hiç yaptınız. Şimdi meseleyi yöneticilere ceza verecek bir anlayışa indirgeyerek sorunları aşabileceğinizi sanıyorsunuz.
Yasa incelendiğinde herkes görecek ki siz Türk sporunu yapısal çözümlere kavuşturmayı amaçlamıyor, siyasetin spor dünyası üzerindeki etkisini artırmayı hedefliyorsunuz. Bürokraside, sermayede, medyada yaptığınız gibi spor dünyasını da esir almak istiyorsunuz. Federasyonların yetkisini artırarak spor kulüplerini müdahalelerinize açık hâle getiriyorsunuz, getirdiğiniz yasayla federasyonlar üzerindeki siyasi kontrolü artırmak istiyorsunuz. Federasyonların delege sayısından tüzüğüne kadar her şeyi Bakanlık yetkisine veriyorsunuz, hatta Spor Bakanını spor kulübünü kapatmaya karar vermek gibi olağanüstü yetkilerle donatıyorsunuz. Bir Spor Bakanı düşünün ki federasyon genel kurullarını iptal etme, genel kurulları yenileme, federasyon başkanlarını görevden alabilme, kurulları tek başına atama yetkisine sahip olsun. Bu doymak bilmez kontrol isteğinizin sebebi nedir? Zaten federasyon başkanlarını ve yönetimlerini siz atamıyor musunuz? Size rağmen herhangi birisi bir federasyonda aday olabilir mi? Böyle bir düzenleme yapma isteğinizin tek amacı olabilir, siyasetin spor dünyası üzerinde mutlak hakimiyet kurma arzusu. Kültürel iktidar kuramamaktan şikâyet eden AK PARTİ, belli ki sportif iktidar arzusuna gem vuruyor, bu yasayla spor dünyası üzerinde ağır bir tahakküm kurmak istiyor.
Değerli milletvekilleri, spor, üzerinde tahakküm kurulacak bir alan değil, sağlıklı nesiller yetiştirmenin aracıdır diyor, sözlerime son veriyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 1’inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(2) Bu Kanunun 3 ila 20’nci maddeleri ile 42’nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 47’nci maddesinin beşinci fıkrasında saklı kalmak kaydıyla, bu Kanun hükümleri kuruluş kanunu bulunan spor federasyonları hakkında uygulanmaz.”
“(4) Milli Savunma Bakanlığı kadro ve kuruluşlarında yer alan askerî spor kulüpleri bu Kanuna göre tescil edilerek tüzel kişilik kazanan spor kulüpleri gibi spor faaliyetlerine katılabilir ancak bu Kanunun 4’üncü maddesi hariç diğer hükümleri bu kulüpler hakkında uygulanmaz.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Ramazan Can
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Abdullah Güler
Mücahit Durmuşoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe
Önergeyle, kuruluş kanunu bulunan spor federasyonlarına uygulanacak hükümlerin anlaşılabilir olmasına ve Millî Savunma Bakanlığı kadro ve kuruluşunda yer alan askerî spor kulüplerinin ilgili federasyon tarafından tesciline ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 1’inci madde kabul edilmiştir.
2’nci madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu’nun 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (n), (ö), (r), (ş) bentlerinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“n) Spor federasyonu: Spor dalıyla ilgili faaliyetleri yürütmek üzere kanunla kurulan, organları seçimle gelen ve idari ve mali özerkliğe sahip federasyonları,
ö) Spor kulübü: Spor faaliyetlerinde bulunmak amacıyla Bakanlığa tescilini yaptıran özel hukuk tüzel kişilerini,
r) Talimat: Spor federasyonu yönetim kurulu tarafından hazırlanan Bakanlığın internet sitesine yayımlanarak yürürlüğe giren düzen düzenleyici işlemi,
ş) Tüzük: Spor kulüpleri kuruluş tüzüğünü ifade eder.”
Yıldırım Kaya
Tekin Bingöl
Mustafa Adıgüzel
Suat Özcan
Burcu Köksal
Okan Gaytancıoğlu
Orhan Sümer
Ali Keven
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Ankara Milletvekili Sayın Tekin Bingöl.
Buyurunuz Sayın Bingöl. (CHP sıralarından alkışlar)
TEKİN BİNGÖL (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkürler.
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi üzerinde görüşmeler yapıyoruz. Konuşmamın başında önce şunu ifade edeyim: Türkiye’deki bütün özerk kuruluşlar, bütün federasyonlar tek kelimeyle işgal altında. Hiçbir spor federasyonunun -aklınıza hangisi gelirse gelsin; Futbol Federasyonu, Basketbol Federasyonu, Voleybol Federasyonu, Hentbol Federasyonu ve diğerleri- saraydan gelen talimatın dışında bir kongre yapması kesinlikle mümkün değil. Hiç kimse sarayın belirlediği ismin dışında çıkıp o kongrelere, federasyonların kongrelerine aday olma şansına sahip değil, kesinlikle tehdit ediliyorlar ve maalesef adaylıklarından çekiliyorlar. Peki, ne oluyor? Hak etmeyen, o spor konusunda yetkin, profesyonel birikimi olan, bilimsel değerlere sahip hiç kimse federasyon başkanı ve yöneticisi olamıyor. Hani var ya o, Bakanlıklardaki ve diğer kurumlardaki liyakatsizlik, federasyonlarda da aynen işliyor.
Şimdi ben Ankara’da tarihiyle ve kültürüyle sporun nasıl katledildiğinden birkaç örnek vereceğim. Yıl 1927, Cumhuriyetin kuruluşunun ilk yılları. Ağır bir bedel ödeyerek emperyalizme karşı cumhuriyeti inşa edenler sadece sanayide değil, sadece tarımda değil, sadece kültürel etkinliklerde değil, sporda da Türkiye’de önemli bir başarıya imza atıyorlar. Heyetler kuruluyor Türkiye’nin her yerinde, özellikle büyükşehirlerde spor tesisleri kurulmaya başlanıyor, bir jüri marifetiyle ve sayın milletvekilleri, sporla ilgili o projeler gerçekleştirilirken o jüride 2 tane de milletvekili var.
1936 yılında Ankara’da, Ankara’nın merkezinde, ulaşımı çok kolay olan 19 Mayıs Stadı inşa ediliyor ama aynı tarihte Almanya’da Berlin’de de bir stat inşa ediliyor. Fakat gelin görün ki AKP iktidarının bir diğer adı yıkım iktidarı. (CHP sıralarından alkışlar) 19 Mayıs Stadı, 2018’de bütün bunlara göz dikerek Adalet ve Kalkınma Partisinin Genel Başkanının seçim yatırımları arasında dile getiriliyor ve bir müjde veriyor, diyor ki: “Burayı yıkacağız ama 55 bin kapasiteli yeni bir spor kompleksi inşa edeceğiz.” Mutlu olduk, bir Ankara milletvekili olarak ben de çok ama çok mutlu oldum. Peki, ne oldu? Aradan dört yıl geçti, orası bir mezbeleliğe dönüştü. Ayrıca, 1936’da orada o tesis açılırken sadece bir futbol sahası olarak, stat olarak açılmadı; yüzme havuzları, basket potaları, bir kompleks hâlinde açıldı, şimdi hepsi yıkıldı. 2021’de önceki dönem AK PARTİ Milletvekili, şimdiki Ankaragücü Kulübü Başkanı bir müjde daha veriyor, diyor ki: “Kapasite küçüldü, 42 bine döndü ama hiç merak etmeyin, 2021’de temel atacağız.” 2021 bitti. Açıklama yapıyor: “Ya, maalesef temel atamadık, projede sorunlar çıktı.” Ama bir müjde daha veriyor: “Bu stadı yapmak için 500 milyon lira ödenek ayrıldı.” Düşünün, koca bir stat yapılacak, 40-45 bin kişilik kapasiteli, Ankara için çok önemli ve bu, 500 milyon ödenekle yapılmaya kalkılacak. Unutun, unutalım, böyle bir stadı bu iktidar yapmaz, yapmayacak çünkü cumhuriyetle özdeş bütün binalara, bütün kurumlara düşman, hasmane bir anlayış güden bir iktidar var. Tıpkı Türkiye’de diğer kurumların yıkıldığı gibi -Atatürk Orman Çiftliği’nin hâline baktığımız gibi- o stat da yıkıldı. Sonra 2’nci önemli stadı Ankara’nın, Cebeci İnönü Stadı, orası da yıkıldı, TOKİ’ye peşkeş çekildi. Şimdi TOKİ 4 kez proje değiştirdi, sözüm ona millet bahçesi yapacak; sabah gittim ziyaret ettim, bir mezbelelikti orası. Ama başka önemli bir husus var: Ankara’nın çok kaliteli takımları vardı; Ankaragücü, Gençlerbirliği…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Sayın Bingöl, buyurunuz efendim.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) – …Ankara Demirspor ve diğerleri. Süper Lig’de takımımız yok ama çok kısa bir süre sonra Ankaragücü yeniden bir tarih yazarak Süper Lig’e dönüyor. (CHP sıralarından alkışlar) Peki, ne yapacak? Şehir merkezinde maçlarını yapacak bir stat yok. 50-60 kilometre uzakta, şehrin dışında, bir aksın üzerinde 2 tane stat var, oralarda bu maçlarını yapacak. Ya, 1936’da 19 Mayıs’ı, 1963’te Cebeci İnönü Stadı’nı yapanlar düşünemiyorlar mıydı şehrin dışında yapmayı? Bilinçli olarak şehrin merkezine yaptılar çünkü 19 Mayıs’a da Cebeci İnönü Stadı’na da sadece Ankara’nın içinden değil, bütün ilçelerinden bir vasıtaya ulaşmak mümkün. İşte, o gün cumhuriyeti inşa edenler, bu tesisleri yapanlar bu kadar uzak görüşlüydü ve Türkiye’nin o mütevazı halkının, ucuz fiyatlarla, mütevazı bütçelerle…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TEKİN BİNGÖL (Devamla) – Başkanım bitiriyorum. Spor olduğu için anlayışınıza sığınıyorum.
ÖZKAN YALIM (Uşak) – Verelim Başkanım, verelim.
BAŞKAN – Sporseverleri selamlayın efendim.
TEKİN BİNGÖL (Devamla) – Peki.
Bütün bunları söylüyorum ama Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarının, Cumhur İttifakı’nın bu tesisleri yapma şansı asla yok; bu bir zihniyet meselesi, bu bir bakış meselesi, bu bir anlayış meselesi. Hiç merak etmeyin sevgili milletvekilleri, en kısa zamanda bu iktidar gidecek ve bu ülkeyi idare edenler sadece ekonomide değil, sadece siyasette değil, sadece kültürel etkinliklerde değil, sporda da yeni bir çığır açacaklar, yeni bir başlangıç yapacaklar. 19 Mayıs’ı Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarı ortaklarıyla birlikte gerçekleştirecek.
Ankaragücü’nü şimdiden kutluyorum.
Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 2’nci maddesinde yer alan “yayımlanarak” ibarelerinin “yayımlandığı tarihten itibaren” ibareleriyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hayrettin Nuhoğlu
Orhan Çakırlar
Yasin Öztürk
İmam Hüseyin Filiz
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurunuz Sayın Çulhaoğlu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 2’nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubunun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2’nci maddeyle kanunda kullanılan bazı terimlerin tanımları yapılmakta. Kulüpler Birliği, iktidarın getirdiği spor yasasıyla ilgili yaptığı açıklamada: “Hazırlanan kanun teklifi hakkındaki görüşlerimizin ve çalışmalarımızın yeteri kadar ciddiye alınmaması, kanun teklifinin Komisyonda kabul edilmesi, 30 Mart tarihli toplantıya kulüplerimizin resmî olarak davet edilmemiş olması, toplantıya katılan temsilcilerin de dinlenmemiş olması kaygılarımızı daha da artırmıştır.” demektedir. “Bu düzenlemeyle spor kulüplerinin, sivil toplum kuruluşu olma özelliğini tümden yok ediyor; kamu kurumlarının mali ve idari konularda kulüplerin yönetimine müdahale etme yetkileriyle birlikte sporun özerk yapısını zedeliyorsunuz.” diyorlar. Haksız rekabete meydan veriyor, Bakanlık ve spor federasyonlarına ölçüsüz takdir yetkileri vererek spor kulüpleri üzerinde çok güçlü bir bakanlık vesayeti kuruyorsunuz. Spor kulüplerinin gelirlerinden Federasyona pay verilmesini istiyor, Federasyonun âdeta spor kulüplerinin ortağı hâline gelmesinin önünü açıyorsunuz. Böylelikle FIFA, UEFA gibi uluslararası spor otoritelerinin ülke sporumuza olan bağımsızlık olgusunu da tartışmalı hâle getiriyorsunuz. İktidar tarafından hazırlanan bu kanun teklifinin amaçladığı hedefler ile sonuçları birbirinden çok uzak. İdari ve mali yönden denetimi artıracağınız yerde spor kulüpleri üzerinde çok güçlü bir bakanlık vesayeti kurmaktasınız. İlk defa, muhalefetin bu eleştirilerini değerlendirerek önergelerle düzenleme yapılmasını olumlu bulduğumuzu belirtiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Adana ilimizde kurulu 350 amatör spor kulübünden 182’si Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuna üyedir. Bu kulüplerimizin yetkilileri sürekli beni aramakta ve “Türkiye şampiyonalarına katılabilmemiz için, diğer şehirlerdeki grup maçlarına gitmemiz için birçok masraf etmekteyiz ama Federasyon tarafından yapılan yardımlar çok yetersiz kaldığı için birçok zorlukla karşı karşıya kalmakta, hatta gidememekteyiz.” diyorlar. Bu yasa teklifinde bunlara çözüm var mı? Yok. Değerli arkadaşlarım, şimdi, düşünün ve empati yapın, şehirde başarılı olmuş ve grup maçlarına katılacak bir amatör futbol takımındaki 20 futbolcu, antrenör ve idarecinin ortalama dört gün sürecek olan eleme maçları için yol, otel ve yemek ücretleri ne kadardır? Bunlara verilen yardımlar ne kadardır? İnanın, yapılan yardımların toplamı günümüz itibarıyla çay ve su parası bile değil. İktidarın bunları mutlaka güncellemesi ve yapılan yardım miktarlarını günümüze uyarlayarak artırması gerekmektedir.
AK PARTİ iktidarını, gençlerimizi bedava çay ve kek vererek kıraathanelere yönlendirmek yerine gencecik yaştaki sporcularımızı terör, uyuşturucu, alkol ve kumar gibi kötü alışkanlıklardan uzaklaştıran, sağlıklı nesiller ve sporcu yetiştiren, Türk sporunun temel taşı amatör spor kulüplerini teşvik etmeye, onlara yardımcı olmaya, gerekli mali destekleri vermeye davet ediyoruz. İYİ Parti Grubu olarak, amatör spor kulüplerinden vize, tescil ve transfer ücretleri gibi işlemlerden para tahsili yapan Türkiye Amatör Spor Kulüpleri Konfederasyonunun hiç değilse bazı masraflarının Gençlik ve Spor Bakanlığınca karşılanmasını talep ediyoruz. Amatör spor kulüplerinin SGK ve vergi borçlarının silinmesi veya bunlardan muaf tutulmasını istiyoruz. Bu amatör kulüplerin elektrik, doğal gaz ve su tarifelerinde indirim yapılması zarureti var. Spor yapmak için sahası dahi olmayan ilçelerimizde amatör spor kulüpleri için vakit kaybetmeden arazi tahsisi yapılmasını istiyoruz. Yurt genelinde her yıl tarama yapılıp altyapının daha çok önemsenmesinin, böylelikle nice cevherlerin keşfedilebileceğinden bahisle yurt dışından getirilen vasıfsız üçüncü sınıf futbolculara verilen milyonlarca euronun ülkemizde kalmasının doğru olacağını düşünüyoruz. Siz bunları yapamazsınız, az kaldı, İYİ Parti iktidarında bunları biz yapacağız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) – Adana Demirspor ve Adanaspor Kulüplerimize başarılar diliyor, heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 2’nci maddesinde geçen “hususunda” ibaresinin “konusunda” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Zeynel Özen
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İzmir Milletvekili Sayın Serpil Kemalbay.
Buyurunuz Sayın Kemalbay. (HDP sıralarından alkışlar)
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) – Sayın Başkan, sayın vekiller, spor hakları da ellerinden alınan, cezaevlerinde insan hakları ihlalleri ve işkenceye karşı seslerini duyurmak isteyen tüm siyasi tutsakları selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum.
Spor ve fiziksel aktiviteye katılım bir insan hakkı olarak tanınmıştır; sporun, özellikle futbolun toplumsal etkisi düşünüldüğünde cinsiyet eşitlikçi -daha doğrusu, cinsiyet eşitsizliğini aşmak için- pozitif ayrımcılığı destekleyebilir, eril yapıyı ortadan kaldırabilirdik ancak bu kanun teklifinde ne yazık ki bunu yapamıyoruz. Bu yasa teklifi bir kez daha gösteriyor ki kadınlar spordan, futboldan dışlanıyor; âdeta spor, erkek egemen bir anlayışın gücünü konsolide etme alanına dönüşüyor; bu spor yasa teklifinde de kadının adı yok. Endüstriyel futbolun yerelliği baltalamak gibi bir özelliği de var. Bu kanun teklifi de tek tipleştirmeyi, özgün takımları zapturapt altına almayı ve kendi iktidar profiline dönüştürmeyi hedefine almış durumda.
Hep söylenir: Futbol, asla sadece futbol değildir. Endüstriyel spor, sportif etkinliklerin bir oyun olmaktan çıkarılıp ekonomik, siyasi düzeyle işleyen bir çarka dönüşmesine sebep olmaktadır. İşsizliğin, yoksulluğun, geçim sıkıntılarının, gelecek kaygısının had safhaya ulaştığı şu günlerde sporun, hele futbolun kapitalizme ve burjuvaziye en büyük hediyesi, acıların yatıştırılması olmaktadır.
Sayın vekiller, IMF’nin dün yayınlanan dünya ekonomik görünümü verilerine göre Türkiye, toplam gayrisafi yurt içi hasıla bakımından 21’inci sıraya yerleşti. Bakın, burada tablosu da var, gösteriyorum. Hani hep diyorsunuz ya: “2002’de geldiğimizde şu kadardık, 2022’de böyleyiz.” 2002’de geldiğinizde 14’üncü sıradaydınız, şimdi de Türkiye’yi 21’inci sıraya düşürdünüz gayrisafi yurt içi hasıla bakımından. Bu başarınızla ne kadar övünseniz azdır.
Ekonomik buhran emekçiyi vuruyor, asgari ücret dört ayda eriyip gitti. Asgari ücretin acilen güncellenmesi gerekiyor. Bunu gözleri ışıldayan Bakanınız da biliyor, saraydaki de biliyor ancak sermaye temsilcilerinden zılgıtı yediğiniz için bilmezlikten geliyorsunuz. Evet, asgari ücret açlık sınırının altına inmiş durumda, o zaman soruyoruz: “Önümüzdeki sekiz ay bu halk ne yapsın, taş mı yesin?” diye soruyoruz. Her şeye kaynak var, her şey için para var ama emekçiye yok. Ukrayna’da barış havarisi kesiliyorsunuz, Irak’ta işiniz ne, diye soruyoruz. Komşularımızın dağlarını, taşlarını bombalamayı bırakın, halkın bütçesini boşa saçıp savurmaktan vazgeçin. Yanlış politikalarınız halkın ekmeğini elinden alıyor. Bu da yetmiyor, bankalara peşkeş çektiğiniz enflasyon garantili devlet kâğıtlarıyla finans sektörüne, yandaşlara kaynak aktarıyorsunuz. Enflasyonun 3 haneli rakamlara yaklaştığı koşullarda sermayeye yüzde 14’ten kredi dağıtarak halktan çalıyorsunuz, halkın kaynaklarını çalıp sermayeye veriyorsunuz.
Bir de geçen ay örtülü ödenek için bütçeden yapılan harcama var ki asgari ücretli 15.450 kişiye bir yıl boyunca ödenecek meblağa eş değer. Kamunun parasını böyle hesapsız, kitapsız harcamaya ne hakkınız var ne haddiniz var. “Bir ayda 800 milyon hesapsız ödemeyi nereye harcadınız?” diye soruyoruz.
Emekliler sokaklarda, emekliler diyor ki: “Emekli maaşıyla geçinemiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz. Maaşlara ek zam yapılsın istiyoruz.” 5’li çeteye var, garantili projelere var, savaşa, bekanız için sürdürdüğünüz operasyonlarınıza var fakat emekliye yok. Emekliye bayram ikramiyesi olarak 5 bin lira ödensin.” diyoruz, “Hayır.” diyorsunuz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) – Değerli halklarımıza buradan seslenmek istiyorum: Bize dayatılan bu açlık, sefalet, zulüm düzenine mahkûm değiliz; söyleyecek sözümüz var, değiştirecek gücümüz var. Bu düzeni değiştirinceye kadar mücadeleye devam edeceğiz.
Kira artışlarına “Dur!” demek için; barınma hakkını güvenceye almak için; işsizliğe, pahalılığa karşı durmak için; zam geri alınsın diye rant ve talan ekonomisine “Hayır!” demek için, tarımda girdilere yapılan zamların ortadan kaldırılması için; kadın işsizliğini, kadın yoksulluğunu yenmek için çekin yandaşlarınızı sofralarımızdan diyoruz, çekin ellerinizi cebimizden diyoruz. Tüm emekçilerle 1 Mayısta 1 Mayıs meydanlarını işte bu şiarlarla dolduracağız. Herkese iş, herkese ekmek, güvenceli geleceğimiz için yaşanabilir bir ülke istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) – Herkese iş, herkese ekmek, güvenceli yaşam için yaşanabilir bir Türkiye istiyoruz. İşçilerle, emekçilerle, işsizlerle, kadınlarla, doğa savunucularıyla hep birlikte böyle bir yaşamı kuracağız. Haramiler düzenini değiştirmek için birleşerek mücadele etmeye devam edeceğiz. Yaşasın işçilerin birlik, mücadele, dayanışma günü 1 Mayıs diyoruz. “…” (x) diyoruz.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Sanki kabul edenler daha fazla gibi.
BAŞKAN – 2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 2’nci madde kabul edilmiştir.
(…)
BAŞKAN – Birleşime bir saat ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.29
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 20.36
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
—–0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 82’nci Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon yerinde.
3’üncü madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 3’üncü maddesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Kuruluş ve tüzel kişiliğin kazanılması
MADDE 3 -(1) Spor kulüpleri, spor faaliyetlerinde bulunmak amacıyla gerçek veya tüzel en az yedi kişi tarafından kurulur.
(2) Spor kulübü kurmak için kuruluş bildirimi, tüzük ve gerekli diğer belgelerle birlikte Bakanlığa şahsen veya elektronik ortamda başvuruda bulunulur.
(3) Kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile kulüp tüzüğü Bakanlık tarafından yedi iş günü içinde dosya üzerinden incelenir. Kuruluş bildirimi, tüzük ve belgelerde veya kurucuların hukuki durumlarında mevzuata aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunların giderilmesi veya tamamlanması derhâl kuruculardan istenir. Bu istemin tebliğinden başlayarak en geç onbeş iş günü içinde belirtilen noksanlık tamamlanmaz ve mevzuata aykırılık giderilmezse başvuru Bakanlık tarafından reddedilir.
(4) Kuruluş bildirimi, tüzük ve diğer belgelerde mevzuata aykırılık veya noksanlık bulunmaz ya da bu aykırılık veya noksanlık süresinde giderilmiş bulunursa spor kulübü Bakanlık tarafından spor kulüpleri siciline tescil edilir ve bu tescille tüzel kişilik kazanır.
(5) Spor kulübünün tüzüğünde; spor kulübünün adı, adresi, amacı, gelir kaynakları, üyelik koşulları, kurucularının adı ve organları ile geçici yönetim kurulunun yer alması zorunludur.
(6) Kuruluş bildirimi, tescilin şartları ve tüzüğün içeriği ile gerekli belgelere ilişkin diğer hususlar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
Yıldırım Kaya
Mustafa Adıgüzel
Burcu Köksal
Suat Özcan
Okan Gaytancıoğlu
Ali Keven
Metin İlhan
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kırşehir Milletvekili Sayın Metin İlhan.
Buyurunuz Sayın İlhan. (CHP sıralarından alkışlar)
METİN İLHAN (Kırşehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu ve ekranları başında bizi izlemekte olan aziz milletimizi en derin sevgi ve saygılarımla selamlıyorum.
Spor kulüpleri ve federasyonlar yasası çok uzunca bir süredir spor camiası başta olmak üzere spora dair görüşü olan herkesçe beklenen çok önemli bir adımdır ancak maalesef diğer tüm yasa tasarılarında olduğu gibi bu yasa teklifinde de konunun birinci dereceden muhataplarının görüş, öneri ve isteklerinin dikkate alınmadığına tanık olmaktayız. Ne spor kulüplerinin ne federasyonların ne spor kamuoyunun ne de sporcuların görüşlerine başvurulmamıştır.
Şimdi, bu kanunla birtakım olumlu adımlar atılacak ancak yine örtük bir şekilde Hükûmetin barolar, sendikalar ve odalarla ilgili yaptığı düzenlemelerin devamı niteliğinde olan, sivil toplumu tahakkümü altına alma girişimlerine bir yenisi daha eklenecek ama yine de umarım kanunun görüşülme aşamasında burada, hep birlikte olumlu düzenlemeler yapabiliriz. Zira, spor çevrelerinde bu kanun teklifinin birçok maddesinde yer alan ve Hükûmetin spor kulüplerinin kuruluşundan kongrelerine, yöneticilerinin kim olacağından faaliyetlerine söz sahibi ve karar verici olmaya Bakanlığın yetkilendirilmesi hedefine çok ama çok büyük tepki vardır. Mevcut kanun yasalaşırsa özerk bir yapıya sahip spor kulüpleri ve Federasyon, bir kamu kurumu ve kuruluşu gibi Bakanlığın yani merkezî idarenin doğrudan ya da dolaylı olarak denetimi ve hâkimiyeti altına alınmış olacaktır. Bu sebeple en azından spor gibi siyasetüstü bir konuda ortak akılla hareket etme erdemini iktidar olarak göstermeniz gerektiğini de özellikle belirtmek isterim.
Değerli milletvekilleri, sporun insanların kişisel ve bedensel gelişimine sağladığı faydalara ek olarak, sporda uluslararası alanda yakalanan başarılar ülkelerin tanıtımında önemli bir yere sahiptir ve bu elbette ki sporun doğru bir şekilde yönetilme başarısına bağlıdır. Devlet politikası hâline gelmemiş bir spor anlayışıyla bunu yakalamamız mümkün değildir, AKP iktidarında da yakalayamadığımız ayan beyan ortadadır. Özellikle olimpiyat oyunları gibi ülke tanıtımına katkı sağlayacak prestiji yüksek organizasyonlarda başarı elde edebilmek takdir edersiniz ki çok uzun süreli bir çalışma ve planlama gerektirmektedir. Dolayısıyla spor kulüplerinde kulübün işleyişiyle ilgili kontrol, strateji ve kalite planlamaları, görevlerini yerine getirecek işin mutfağından gelme yöneticilerin bulunması çok büyük önem arz etmektedir.
Uzman yönetim kadrolarınca yerel dinamiklerin de sürekli dâhil edilmesiyle sporu geliştirmek adına projeler oluşturulması, sporun pek çok amaca hitap eden yönü de düşünüldüğünde gerek bireyin beden ve ruh sağlığı gerekse de toplumsal iletişim dayanışma ve birliktelik olgusunun güçlendirilmesine büyük katkı sunacaktır. Tabii ki bunları geliştirmenin ilk adımı da sorunların varlığını kabul etmekten geçmektedir. Türk sporunun sorunlarını konuşacaksak, önceliğimiz mevcut durumun resminin objektif bir biçimde, sporun tüm paydaşlarının da görüşleri alınarak ortaya konulması olmalıdır. Spor kulüplerimizdeki ekonomik sıkıntılar sebebiyle kulüplerimizin gerekli malzeme ve donanıma sahip olmamaları, yetenekli sporcuların seçimi ve buna bağlı olarak da başarı sporcu yetiştirme çalışmalarının istenilen düzeye erişememesi, amatör sporcuların ekonomiye dair yaşadıkları gelecek kaygısı ve sporun siyasete malzeme edilme çabaları Türk sporunun önündeki başlıca engeller olarak sıralanabilir.
Örneğin, seçim bölgem olan Kırşehir’de şehir stadı ve kapalı spor salonu çok ama çok eski ve neredeyse hizmet dışı kalmak üzere ancak yirmi yıllık AKP iktidarı Kırşehir sporunun gelişmesinin önünü açacak bu en temel sorunu çözmek için en ufak bir adım bile atmamıştır.
Sporun Türkiye’de bir türlü istenilen düzeyde olmaması, özellikle de büyükşehirler dışında toplum hayatı içinde fazla yer edinmemesinin bir diğer sebebi de yerel yönetimlerin kurumsal anlamda spora katkısının yetersizliği ve hatta, neredeyse hiç olmamasıdır.
Değerli milletvekilleri, tüm ülke kamuoyunun da hemfikir olduğu bir gerçek vardır ki o da AKP’nin yirmi yıllık iktidarında Türk sporu ve futbolu en az yirmi yıl geriye gitmiştir. Bakınız, okul sporları dâhil ülkemizdeki lisanslı sporcu sayısı maalesef istenilen düzeyde değildir. Her 10 kişiden 1’inin lisanslı sporcu olması Bakanlığın methiyesinin aksine üzerinde durup düşünülmesi gereken ve artırılması için büyük çaba sarf edilmesi gereken oldukça düşük bir orandır.
Son olarak, şunu ifade etmek isterim ki: Yirmi yıllık AKP iktidarı, sporu kendi siyasi iktidarlarının devamının sağlanmasında çok önemli bir toplum mühendisi argümanı olarak görmekte ve kullanmaktır. Bu bakış açısı Türk sporunun gelişmesinin önündeki en büyük engeldir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
METİN İLHAN (Devamla) – İktidar olarak, bu kanun teklifiyle spor kulüplerinin ve federasyonun özerkliğini bitireceksiniz ve Türk sporunu siyasetin kontrolü altına alarak daha geriye götüreceksiniz; bunun aziz milletimizce bilinmesini özellikle isterim.
Tüm Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 3’üncü maddesinin (2)’nci ve (3)’üncü fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini, (4)’üncü fıkrasının teklif metninden çıkarılmasını, kalan fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(2) Spor kulübü kurmak için kuruluş bildirimi, tüzük ve gerekli diğer belgelerle Bakanlığa başvurulur. Başvuru ile birlikte spor kulübü tüzel kişilik kazanır. Spor kulübüne belgelerin alındığına ilişkin bir alındı belgesi verilir.
(3) Kuruluş bildirimi ve belgelerin doğruluğu ile kulüp tüzüğü Bakanlık tarafından incelenir. Kuruluş bildirim tüzük ve kurucuların hukuki durumları da mevzuata aykırılık veya noksanlık tespit edildiği takdirde bunun giderilmesi veya tamamlanması kuruldan istenir. Genel kurul kararı geciktirenler 60 gün içerisinde, genel kurul kararı gerektirenler ilk olağan genel kurulda değiştirilmediği takdirde Bakanlığın spor kulübünün tüzel kişiliğinin sona erdirilmesi için yetkili hukuk mahkemesine başvurulur.”
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Zeynel Özen
Ömer Faruk Gergerlioğlu
Mahmut Celadet Gaydalı
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Bitlis Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurunuz Sayın Gaydalı. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 3’üncü maddesine üzerine partim ve grubum adına söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.
Değerli milletvekilleri, 3’üncü madde spor kulüplerinin kuruluş ve tüzel kişilik kazanması hususunu düzenlemektedir. Bu maddeye göre dernek vasfından çıkan spor kulüpleri gerçek ya da tüzel en az 7 kişi tarafından kurulabilecek. Maalesef, Türkiye’de “spor” ya da “spor kulübü” kavramları futbolla örtüştürülmektedir. Amatör kulüpler ya da farklı spor branşları yeterince desteklenmemektedir. Desteklenmediği gibi bu kuruluş aşamaları daha da çetrefilli bir hâle getirilmektedir. Spor kulüplerinin kuruluşlarıyla ilgili öngörülen altmış günlük süre neye göre belirlendi? Bu bürokratik süreçler, zaten türlü zorluklarla kurulabilen spor kulüpleri için çekilmez bir çile hâline gelebilir. Bugüne kadar dernek vasfı taşıyan kulüpler, İçişleri Bakanlığına bağlı sivil toplum müdürlüklerine başvuru yaparak kurulabilir iken bu düzenlemeyle Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkili konuma getirilmektedir. Eğer Gençlik ve Spor Bakanlığı yetkili bakanlık ise 5’inci fıkrada öngörülen İçişleri Bakanlığına bildirme yükümlülüğünün amacı nedir? Yine bakanlık burada spor kulübü kurulmasını izin verebilir ya da reddedebilir. İktidarın temel sorunlarından biri de keyfî yönetim anlayışıdır. Bu durumun da kendi içinde keyfî bir hâl alması kaçınılmazdır. Yani Kürtçe isimli bir spor kulübü kurulmak istense bunu “mevzuata aykırı” diye lanse edebilirsiniz. Buradan, kanun, temel taslağıyla çıktıktan sonra işleyişi genelgelerle belirliyorsunuz. Yeni bir Amedspor kurulmak istense bunu reddedebilirsiniz. Dolayısıyla reddetmek yerine, spor kulübü kurulur, siz eksik evraklarının zamanla tamamlanmasını talep edebilirsiniz ama onun yerine baştan engelleyici bir tutum söz konusudur. Bu duruma karşı olduğumuzu da belirtmek isterim.
Bu kanun teklifinin amacının futbol kulüplerinin aşırı borçlanmasının da önüne geçmek olduğu anlaşılmaktadır. Futbol kulüplerinin aşırı borçlanmasını önlemeyi düşünüyorsunuz fakat sarayın ve kamu kurumlarının aşırı israfını önlemeyi konuşmuyor ve düşünmüyorsunuz. Milyonlarca liranın bir gecede harcandığı saraylarda halkın sorunları hiç konuşulmaz mı? İnsanlar açlıkla, yoksullukla ve yoklukla yaşam mücadelesi veriyor fakat rant odaklı sermaye şirketleri ve çok maaşlı bürokratlarınız, kamunun tüm kaynaklarını diledikleri gibi yağmalıyorlar. İktidarın oluşturduğu bu sömürü ve talan düzeni, alt ve orta gelirli vatandaşları artık tamamen yok etmiş durumdadır. Öyle ki dolar 18 lirayken alarm veren iktidarınız, dolar 15 liraya dayanmışken tamamen bir suspus içerisindedir.
AKP, toplumun temel talep ve beklentilerini görmezden gelen, halkın önceliğini umursamayan bir siyasi ideoloji hâline dönüşmüştür. İşsizinden asgari ücretle evini geçindirmeye çalışana, öğrencisinden emeklisine herkes bu Meclisin hayat pahalılığı karşısında bir adım atmasını bekliyor fakat toplumdan o kadar çok uzaklaştınız ki toplumsal sorunları artık fark edemiyorsunuz. Adından başka hiçbir yerde adaletten bahsettirmeyen iktidarınız, toplumu gelir adaletsizliği ve dengesizliğiyle nefes alamaz hâle getirmiştir. Gençlerimiz ülkeden umudunu kesmiş, yurt dışına çıkmayı kurtuluş olarak tanımlıyorlar çünkü burada bir gelecek göremiyorlar. Maalesef, o beton yığınları eserlerinizin yanında bir de toplumu yaşadığı toprağa küstürmüş bir iktidar olma şerefine de mazhar olmuş durumdasınız.
Değerli milletvekilleri, AKP-MHP iktidarı sebep; yüksek enflasyon, yoksulluk ve yokluk sonuçtur. Ben iktidarınızı karıncalara benzetiyorum. Sakın yanlış anlamayın, bu bildiğiniz, tanıdığınız karıncalar veya La Fontaine hikâyelerindeki karıncalar değil, genelde Avustralya’da yaşayan, termit denilen akkarıncaya benziyorsunuz. Termitlerin özelliği selüloz düşmanı olmalarıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) – Termit kolonisi girdikleri yerde selüloz bazlı ne varsa kısa bir sürede yiyip tüketmektedirler. Bir eve girmişlerse kütüphanedeki tüm kitapları, hatta kitaplık da ahşapsa tümünü birkaç saat içinde yerle bir ediyorlar. Sizin iktidarınız da ormanlarımızı bunun için yakıyor, yıkıyor, kesiyor ve tahrip ediyor, Merkez Bankasının kasasının içini bitiriyor; sizler de selüloz bazlı her şeye saldırıyor ve tüketiyorsunuz.
Hepinizi saygıyla selamlarım. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 3’üncü maddesinin (5)’inci fıkrasının madde metninden çıkarılmasını ve diğer fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, spor kulüplerinin tescillerini İçişleri Bakanlığına bildirilmesine ilişkin fıkranın madde metninden çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 3’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 3’üncü madde kabul edilmiştir.
4’üncü madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 4’üncü maddesinde geçen “tescil edilmesine” ibaresinin “onaylanmasına” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Oya Ersoy
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 4’üncü maddesinde yer alan “düzenlenir” ibaresinin “belirlenir” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
Orhan Çakırlar
Aydın Adnan Sezgin
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Aydın Milletvekili Sayın Aydın Adnan Sezgin.
Buyurunuz Sayın Sezgin.
AYDIN ADNAN SEZGİN (Aydın) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 4’üncü maddesi üzerinde İYİ Parti adına söz almış bulunuyorum.
Spor kulüpleri ve federasyonlarına yönelik bir yasal düzenlemeye uzun süredir ihtiyaç duyulmaktaydı. Teklifte de olumlu unsurlar yer almaktadır. Ancak, metinde spor alanındaki paydaşların bazı talepleri ihmal edilmiştir. Ayrıca, teklifin özerk olması beklenen spor alanını siyasi müdahalelere daha açık hâle getirdiği izlenimi hâkimdir. Amatör spor branşlarında faaliyet gösteren kulüplerin beklentileri dikkate alınmamıştır. Amatör spor kulüpleri lisans işlemlerinin kolaylaştırılmasını talep etmektedir. Amatör branşlarda veli izinleri ve kulüp tescili gibi işlemlerin e-devlet üzerinden yapılması sağlanarak süreçlerin hızlandırılması sağlanmalıdır. Sporculardan istenen sağlık raporu kapsamındaki EKG testi için gereken cihazlar aile hekimlerinde bulunmadığından sporcular şehir hastanelerine yönlendirilmektedir fakat şehir hastanelerindeki yoğunluktan dolayı sporculara aylar sonrasına randevu verilmektedir, bu da lisans işlemlerinin oldukça uzamasına sebep olmaktadır. Aile hekimlerine EKG cihazı temin edilmeli ya da şehir hastanelerinde sporcular için özel bir birim oluşturulması sağlanmalıdır. Amatör kulüplere lisanslı sporcu sayısına göre maddi destek temin edilmelidir. Branş bazında ihtiyaç duyulan temel malzemeler de devlet tarafından tedarik edilmelidir. Amatör kulüplerdeki antrenörlerin zorunlu seminerleri ücretsiz olmalıdır, antrenör kartı yıllık vize ücretleri de kaldırılmalıdır. Lisanslı sporcuların kulüp lisansını göstererek toplu ulaşımdan ücretsiz faydalanması sağlanmalıdır. Antrenör ve lisanslı sporcular TCDD bilet ücretlerinde indirim hakkından yararlandırılmalıdır.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından geçen yıl çıkartılan bir yönetmelikle ilk ve orta dereceli okulların spor salonlarının amatör spor kulüplerine kiralanması yasaklanmıştır. Bu düzenlemeden vazgeçilerek okulların spor salonları amatör spor kulüplerine ve amatör sporculara yeniden açılmalı ve amatör kulüplere ücretsiz tahsis edilmelidir.
Değerli arkadaşlar, memleketim Aydın’da yaşanan önemli bir sorunu da kısaca dile getirmek istiyorum. Aydın’da yapımına devam edilen şehir hastanesinin ulaşım ve atık su altyapı inşası için Aydın Büyükşehir Belediyesi kamuya devir başvurusu yapmıştır ancak ilgili Bakanlık olan Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından başvuru dosyası üç yıla yakın süredir geciktirilmektedir. Sayın Bakana bir önergeyle sordum, yeniden soruyorum, iktidar seçim hesapları nedeniyle Aydın halkının hizmet almasını engellemek yönünde bilinçli bir tavır mı izlemektedir sorusu bu koşullarda ister istemez gündeme gelmektedir. Yol ve altyapı yatırımlarının Aydın Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmasına müsaade edilmeyecekse Karayolları ve Devlet Su İşleri devreye girerek bu yatırımları acilen gerçekleştirmelidir.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
4’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 4’üncü madde kabul edilmiştir.
5’inci madde üzerinde 4 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 5’inci maddesinin (3)’üncü fıkrasındaki “belgeleri Bakanlığa” ibaresinden sonra “şahsen veya elektronik ortamda” ibaresinin eklenmesi, (5)’inci fıkrasında “bir yıl veya toplam iki” ibaresinin “altı ay veya toplamda bir” şeklinde değiştirilmesini, yedinci fıkrasının tekliften çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yıldırım Kaya
Mustafa Adıgüzel
Suat Özcan
Okan Gaytancıoğlu
Ali Keven
Orhan Sümer
Ömer Fethi Gürer Vecdi Gündoğdu
Burcu Köksal
Burak Erbay
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Muğla Milletvekili Sayın Burak Erbay.
Buyurunuz Sayın Erbay. (CHP sıralarından alkışlar)
BURAK ERBAY (Muğla) – Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Evet, spor yasasını görüşüyoruz, Komisyonda da belirtmiştim, ben de sporun içinden gelen bir milletvekiliyim; yıllarca lisanslı hentbol oynadım, daha sonra Muğla Baro Futbol Takımı’mızda spor yaptım, şu anda hâlâ tenis oynuyorum, Muğla Tenis Kulübü yöneticisiyim. Onun dışında da Muğla’mızda, ilimizdeki bütün amatör spor faaliyetlerini de her hafta takip etmeye çalışıyorum; hatta bu hafta Muğla İdmanyurdu Takımı’mızın şampiyonluk maçı vardı; oradaydık, arkadaşlarla beraberdik, hatta şampiyonluklarını garantilediler, kendilerini buradan bir kez daha tebrik etmek istiyorum. Komisyonda da bahsetmiştim, Alpay Vekilimiz de oradaydı, diğer arkadaşlar da oradaydı, daha öncede on yıla yakın ASKF disiplin kurulu üyeliği görevini yürüttüm yani sporun sıkıntılarını az çok yaşayarak buralara geldik. Bu beklenti, spor yasasıyla ilgili beklenti gerçekten uzun süreden beri vardı çünkü milyonları ilgilendiren bir konu. Rakamlara baktım, değişik rakamlar var ama 7-8 milyon civarı lisanslı sporcu, 10 binlerce takım var, gene antrenörlerle, hakemleriyle, işte bu sporcuların aileleri ile milyonları gerçekten ilgilendiren bir daldır spor. Şimdi, tabii ki böyle olunca beklenti yüksek oluyor, düzenlemeler yapılması bekleniyor. Orada da söyledik, Komisyonda da bahsetmiştik, keşke bunu çok daha geniş kitlelerle görüşebilseydik demiştik. Ama Alpay Vekilimiz de orada söyledi, defalarca yurt dışına da gittiğini belirtti, muhakkak bir emek de verilmiştir, biz emeğe saygı duyuyoruz ama -Komisyonda da söylemiştim, gerçekten belli- ben şimdi yasaya avukat olarak da baktığımda sürekli anonim şirket ve onunla ilgili düzenlemelerden bahsediliyor. Baktığımda, sanki Ticaret Kanunu’nu inceliyormuş gibi hissettim. Yani aslında onun ötesinde, gerçekten az önce saydığım o milyonlarca sporcuyu ilgilendirecek sorunların çözülmesine dair beklentiler vardı ama bunları göremedik. Orada da söylemiştim yani döndüğümüzde ilimize bu sporla uğraşan insanlara “Biz şu düzenlemeleri yapıyoruz sizin lehinize.” diyebileceğimiz düzenlemelerin maalesef olmadığını gördük. Yani o günden beri, Komisyona geldiğinden beri, öncesinde de birçok farklı insanlarla da görüşüyoruz spor camiasından. Şimdi inşallah bunun dönüm noktası olmasını talep ediyoruz ama gerçekten ciddi beklentiler var.
Mesela nedir? Bu spor kulüplerinin, tesislerle ilgili, binalarla ilgili ciddi talepleri var. İşte, Gençlik Spor Genel Müdürlüğüne Ait Taşınmazların İdaresi Hakkındaki Yönetmelik var. Burada bir düzenleme yapılmış ve Gençlik Sporun gayrimenkullerinin eğer 6 tane spor dalında faaliyet gösteriyorsa tahsis yapılabileceğini düzenlemiş. Şimdi, burada talep şu: Belediyelerin veya Millî Emlakta da atıl durumda olan ve kullanılabilecek yerler var, mesela bunların da işte ilgili spor kulüplerine verilmesiyle ilgili düzenlemeler yapılmasının önünün açılması beklentisi var.
Bunun dışında, spor kulüplerinin zorlandığı, sporcularla ilgili yüksek stopaj bedellerinden bahsediliyor. Tabii, 1. Lig, Süper Lig değil ama en azından 3. Lig ve diğer liglerde bu stopaj bedellerinin kaldırılması şeklinde beklentiler var.
Yine, sporcularla ilgili, özellikle amatör düzeyde oynayan sporcuların hiçbir sağlık güvencesinin olmadığından bahsediliyor. Düşünün işte, genç yaşta spora girmiş kardeşlerimiz var; maç sırasında kafa kafaya çarpışıp ağır sakatlıklar geçirebiliyorlar, ayakları kırılabiliyor veya başka rahatsızlıklar olabiliyor. Eğer babasının herhangi bir sağlık güvencesi yoksa sağlık kuruluşuna gittiğinde veyahut da ilaç almak için gittiğinde yüksek bedellerle karşılaşabiliyor. İşte, bunun önüne geçmek için bir sağlık güvencesi… Eğer lisanslı sporcuysa ona o sağlık güvencesinin verilmesi hatta ilaç temini konusunda da kolaylık sağlanması, mesela belki cüzi bir katkı payıyla da bunun giderilmesiyle ilgili ciddi anlamda beklenti var. Bu da işte nedir? Genç yaşta sporcuların spor yapmasının önünü açacaktır.
Yine, ilde belirlenen il spor temsilcileriyle ilgili en çok aldığımız konu içimizden olmayan, konuyu bilmeyen insanların il spor temsilcisi olarak atandığından bahsediliyor. Bu da o spor kulüplerinin kendi sorunlarının iletilmesinde sıkıntılar çekmelerine neden olmakta.
Yine, aynı şekilde federasyonlar tarafından yapılan turnuvaların dağıtılması sırasında aynı zamanda antrenör kurslarının dağıtılmasındaki artık soru işaretine sebep olacak düzenlemelerden bahsettiler. Birtakım işte, şirketler üzerinden bunun yapılması, bunun yerine bu organizasyonların federasyon tarafından yapılarak o gelirlerin, o birtakım şirketlere, otellere değil de federasyona gelir olarak sağlanması gerektiği yönünde de ciddi uyarılar var, bunların da dikkate alınmasını bekliyorlar.
Şimdi, bunun dışında da aslında çok konular var. Özellikle bu harcırah konusunda… Türkiye’nin değişik yerlerine gitmekte sporcular. Harcırahla ilgili yapılan düzenlemeye göre sporcuya 62 lira para veriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
BURAK ERBAY (Devamla) – Bu sporcu turnuvaya gidecek, orada 62 liraya konaklayacak; sabah, öğlen, akşam yiyecek ve geri dönecek. Bu 62 lirayla mümkün değildir. Bunun artırılmasıyla ilgili de ciddi beklentiler var.
Bunun dışında da spor turizmi, özellikle de ilimi de çok ilgilendirdiği için bu konuda ciddi kafa yorulması lazım. Dünyada spor turizminden milyarlarca dolar para kazanılmakta ama maalesef, ülkemiz bununla ilgili yeteri kadar pay alamamakta, bununla ilgili ciddi düzenlemeler yapılması lazım. O gün Spor Komisyonunda da bahsetmiştim; yani Muğla buna çok müsait. Özellikle deniz sporları, su sporları konusunda yapılacak tesislerle on iki ay turizmin önü de spor turizminin önü de açılabilir. Orada da sormuştum: Bu kadar, üç tarafı denizlerle çevrili bir ilde başarılı su sporlarında sporcumuz yok, Muğla’dan çıkan sporcular yok. İşte tesisleşerek bunların önünü açabiliriz ama biz onun yerine ne yapmışız? Bir haber çıktı: Diyarbakır İl Müftülüğünde çalışan 5 tane imamın spor müdürü olarak atandığını gördük. Bu şekilde de bunların düzelmesi mümkün değildir. İnşallah, Millet İttifakı olarak iktidar olduğumuzda bunları da hakkıyla yapacağız diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan “Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 5’inci maddesinde yer alan “esas sözleşmesinde belirlenebilir” ibaresinin “esas sözleşmesinde düzenlenebilir” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
Orhan Çakırlar
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Gaziantep Milletvekili Sayın İmam Hüseyin Filiz.
Buyurunuz Sayın Filiz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 5’inci maddesi üzerinde İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle spor kulüplerinin zorunlu organlarının neler olduğu düzenlenmekte ve bunlar dışında da organlar oluşturabilme imkânı getirilmektedir. Ayrıca spor kulüplerinde ve bağlı iştiraklerinde (4)’üncü fıkrada belirtilen zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, görevi kötüye kullanma, hileli iflas, kaçakçılık, fuhuş, uyuşturucu ve uyuşturucu madde imal ve ticareti, şike gibi daha birçok sporculukla bağdaşmayan suçların işlenmesi durumunda yönetim, denetim, disiplin ve diğer kurul üyeliklerinin sona erdirileceği, başkan ve kurul üyeliklerine seçilemeyecekleri, bu kanun kapsamındaki spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinde hiçbir şekilde çalışamayacakları belirtilmektedir. Bu düzenlemeyi olumlu bulmaktayız.
Değerli milletvekilleri, diğer konuşmacıların da bahsettiği gibi bu kanun teklifi futbol dünyasını referans alarak bazı düzenlemeler getirmektedir. Bu kanun teklifinin gerekçesinde spor kulüplerinde denetimlerin sıkılaştırılması, hesap verilebilirliğin artırılması, kulüplerin borç batağından kurtulmaları ve yöneticilerin sorumluklarının orantılı bir şekilde tesis edilmesi Türk sporu açısından benim de önemine inandığım kulüp yönetimlerinde ilgili branşlarda emek vermiş sporcuların yer alması ifade edilmiştir. Bu konularda hemfikir olduğumu belirtmeliyim. Ancak bu kanun teklifiyle spor kulüpleri üzerinde çok güçlü bir bakanlık vesayeti kurulmakta, spor kulüplerinin sivil toplum kuruluşu olma özelliği yok edilmekte, kamu kurumlarının mali ve idari konularda kulüplerin yönetimine müdahale etme yetkileriyle birlikte sporun özerk yapısı zedelenmekte ve siyaseti spora nüfuz ettiği görülmektedir ki kabul edilebilir değildir.
Değerli milletvekilleri, bugünkü sportif eğitim ve gelişim yapılanmamız uzun vadeli, sürdürülebilir, niteliksel gelişim yerine, sadece günlük performansa odaklı bir yapılanma anlayışıyla yönetilmektedir. Böyle bir yapılanmayla Türk sporu, Avrupa ve dünya spor alanında zaman zaman başarı gösterse de sürdürebilir olmamıştır. Spor yönetimlerinin çalışma anlayışı ve felsefesi Türk sporunu daha ilerlere taşıyabilecek bir potansiyelden mahrum kalmıştır.
Değerli milletvekilleri, spor eğitiminin yapılanması ise küreselleşmenin getirdiği yenilik ve değişiklikleri merkeze alacak şekilde olmalıdır. “Bunun için nereden başlamak gerekir?” denirse, okul öncesi çocukların gelişimine katkı sağlayacak ve spor kültürünün yaygınlaşması ve kalıcı olmasını sağlayacak düzenlemeler bir an önce hayata geçirilmelidir. Yapılan bir araştırmada insan beyninin en hızlı olduğu dönem erken çocukluk çağıdır. Sonraki yıllarda gelişim daha yavaş olur. Okul öncesi bilimsel temelli eğitimin getirisinin uzun vadede 1’e 7 oranında olduğu ileri sürülmektedir. Bu nedenle, erken çocukluk döneminde bilimsel temelli spor eğitiminin sağlanması sportif gelişim ve kültür açısından çok önemlidir. Bunun için en başta gençleri spora teşvik edecek yapıda yöneticilere ihtiyaç bulunmaktadır. İlaveten, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Millî Eğitim Bakanlığı müşterek projeler geliştirmeli ve ilk ve orta dereceli devlet okullarında spor altyapı eksikliklerinin giderilmesi yönünde çalışmalar yapılmalıdır.
Değerli milletvekilleri, ilk ve ortaöğretimde kapalı spor salonu bulunma oranı yüzde 4 civarında olup bu oran artırılmalıdır. Seçim bölgem Gaziantep’te 1.313 devlet okulunun 64 tanesinde spor salonu bulunmaktadır. Gaziantep Amatör Spor Kulüpleri Federasyonundan aldığım bilgilere göre Gaziantep’te sadece futbol alanında 85 kulüp ve 20 saha bulunmaktadır. Sahada antrenman yapabilmek için haftada bir saat ayrılıyor ve 2 takım zaman zaman aynı anda sahayı paylaşmak zorunda kalmaktadır. Yani sahalar ihtiyaca cevap vermemektedir. Bu kanun teklifinin 10’uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen spor tesislerinin ortak kullanımı çok önemlidir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) – Ve okullarımızı da kapsayacak şekilde genişletilmesi düşünülmelidir.
Değerli milletvekilleri, sporun her dalında bir yerlere gelebilmek için tesis eksikliklerinin giderilmesi yanında spor eğiticilerinin eğitimine önem vermek durumundayız. Bunun için de Yükseköğretim Kurulu, Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ve Spor Bilimleri Fakültesi bulunan 77 üniversitemizle birlikte çalışmalar yapmalı, öğretim üyesi eksiklikleri giderilmeli, öğrenci profilleri ve eğitim öğretim programları gözden geçirilmelidir diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 234 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 5’inci maddesinde geçen “başka” ibaresinin “diğer” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözgü
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
Fatma Kurtulan
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mersin Milletvekili Sayın Fatma Kurtulan.
Buyurunuz Sayın Kurtulan. (HDP sıralarından alkışlar)
FATMA KURTULAN (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Yine, bu kanun teklifinde, her zaman olduğu gibi artık AKP’de bir alışkanlık hâline gelmiş bir sistemi görüyoruz. İlgili tarafları hiç dâhil etmeden, muhalefeti dâhil etmenden bir teklif oluşuyor. Komisyon aşamasında da ne hikmetse genellikle muhalefetin önerilerine kapalı oluyorsunuz ve burada da ufak tefek bazı değişiklikler, en azından bu da iyi, geri adımlar atıyorsunuz. Geri çektiğiniz bir madde, özellikle çok manidardı, çok anlamlıydı ama buna yeltenmiş olmanız, bunu düşünmüş olmanız -her zaman söylediğim gibi- illaki siz yolunu bulduğunuzda bunları bir daha tekrar getirme durumunuzu geçmiş pratiklerde hep gözlemledik mesela, uygun görmediğiniz kulüplerin, herhangi bir üyesinin kovuşturmaya neden olan bir durumunu tespit ettiğinizde ya da oluşturduğunuzda o yapıyı maçtan men etme durumunu yapacaksınız ve bu yetkiyi İçişleri Bakanına veriyordunuz. Dolayısıyla, insanın aklına şu geliyor: Demek ki o kadar memnunsunuz ki diğer alanlarda İçişlerini Bakanının yapacağı ihlaller yetmiyor bir de spor alanına dâhil etmeyi aklınıza getirdiniz. Demek ki burada da bir saray spor yaratma hedefi içerisindesiniz, en azından aklınızdan böyle bir şey geçmiş.
HALİL ETYEMEZ (Konya) – İnsaf ya! Saray spor ne ya!
FATMA KURTULAN (Devamla) – Arkadaşlar, dünyada kimi faşist, baskıcı rejimlerin futbolu, toplumu dizginlemek amacıyla kullandığını hepimiz biliyoruz. Kimi diktatörlerin “Ben toplumu futbol aracılığıyla da -başka başka araçlar da var- dizginledim.” dediğini de biliyoruz. Bizim ülkemizde de futbolun bir sektör oluşturduğunu, siyasetin vesayeti altında olduğunu; kumpaslar, şikeler, tutuklanmalar, rantlar ve popülizmle futbolun aslında sadece futbol olmadığını çok iyi görmekteyiz.
Bizim ülkemizde uzun zamandır yaşanan savaşa bağlı olarak da futbol sahasında yani yeşil alanlarda, sahalarda ırkçılığın boy gösterdiğini çok iyi biliyoruz; buna en çok Amedspor’un maruz kaldığını hepimiz biliyoruz sevgili arkadaşlar. Özellikle 2016’dan bu yana Amedspor ve Cizrespor’u hedef alan saldırılar -her zaman- süregeldi; Deniz Naki çok hedefe konuldu, Deniz Naki’ye 12 resmî müsabakadan men cezası verildi. Amedspor’a o dönemde 19.500 lira para cezası verilmişti. Yine, 9 Şubat 2016’da “Çocuklar ölmesin.” diye bir pankart açtıkları için Amedspor’a ceza verdiniz yani o topraklarda Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz ve Cemile Çağırga’ya atıf yaptığı için Amedspor’u ırkçılığınızla suçlu gördünüz ve menettiniz. Yine, 15-28 Şubat 2016’da Cizre’de bodrumda öldürülenleri ima eden pankartların, değişik spor kulüplerinin maçlarında sahalara, çok değişik yerlere asıldığını gördük. 17 Nisan 2016’da Amedspor-Keçiörengücü maçında Amedspor’a 3 puan silme cezası verildi. Yine, 24 Nisan 2016’da Amedspor-Ankaragücü maçında Amedspor yöneticilerin saldırısına uğradı. 8 Ocak 2018’de Deniz Naki Almanya’da aracıyla seyir hâlindeyken silahlı saldırıya uğradı. 29 Ağustos 2017’de Deniz Naki Mersin İdmanyurdu-Amedspor maçı sırasında sahada yumruklu saldırıya uğradı. Yine, 18 Ekim 2018’de Sakaryaspor-Amedspor maçı öncesinde “Ölürüm Türkiyem” şarkısıyla dev ekranlarda askerî operasyon görüntüleri yayınlandı ve ondan sonra o kitle, o insanlar, seyirciler ırkçı, milliyetçi duygularla beslendiler ve sonrasında da alana, yeşil sahaya inip Amedspor taraftarlarına ve sporcularına saldırdılar. 2 Nisan 2022’de de -yine yakın tarihte gördüğümüz- Amedspor ve Fenerbahçe kadın takımları arasındaki maçta basın ve sosyal medya üzerinden yine saldırılar olduğunu biliyoruz. Yani Amedspor ve Cizrespor maçlarında ve spor kulüplerine her daim ırkçı saldırılar olduğunu görüyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Kurtulan.
FATMA KURTULAN (Devamla) – Ben burada Amedspor’un yanında olduğumuzu, her daim ırkçı saldırılar karşısında Amedspor’la beraber olduğumuzu ve bize armağan ettiği formasıyla birlikte desteklerimizi belirtmek istiyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkürler. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 5’inci maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan “kaçakçılık” ibaresinden sonra gelmek üzere “nefret ve ayrımcılık” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum.
Gerekçe: Önergeyle, nefret ve ayırımcılık suçlarından mahkûm olanların da spor kulübü, spor anonim şirketi statüsündeki bağlı ortaklığı ve iştiraklerindeki yönetim, denetim, disiplin ve ihtiyari diğer kurul üyeliklerinin, haklarındaki mahkeme kararının kesinleştiği tarihte başkaca hiçbir işlem yahut karara gerek olmaksızın kendiliğinden sona ermesi hususu düzenlenmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 5’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 5’inci madde kabul edilmiştir.
6’ncı madde üzerinde 4 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 6’ncı maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(1) Fiil ehliyetine sahip kişiler, spor kulüplerine üye olma hakkına sahiptir. Üyelik başvurusu yazılı olarak veya elektronik ortamda yapılır ve kulüp yönetim kurulunca otuz gün içinde karara bağlanır. Sonuç, başvuru sahibine yazılı veya elektronik ortamda bildirilir. Başvurusu kabul edilen üye, bu amaçla tutulacak deftere veya sisteme kaydedilir.”
Yıldırım Kaya
Mustafa Adıgüzel
Suat Özcan
Burcu Köksal
Okan Gaytancıoğlu
Orhan Sümer
Ömer Fethi Gürer
Ali Keven
Vecdi Gündoğdu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kırklareli Milletvekili Sayın Vecdi Gündoğdu.
Buyurunuz Sayın Gündoğdu. (CHP sıralarından alkışlar)
VECDİ GÜNDOĞDU (Kırklareli) – Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülkemiz, cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizini yaşıyor. Sporda yaşıyoruz, iş dünyasında yaşıyoruz, en önemlisi de çarşıda, pazarda yaşıyoruz. Ekonomik krizde milyonlarca vatandaşımızın yoksulluğa, açlığa mahkûm edildiğini görüyoruz. İktidarda olanları onlarca kez uyardık, “Tasarruf önemlidir, planlama önemlidir.” dedik ama maalesef dinletemedik. “Tasarruf yapmazsanız ülke kaynakları kuruyacak, halkımız açlık ve yoksulluğun pençesine düşecek.” dedik, yine dinletemedik. Siz ne yaptınız? “İtibardan tasarruf olmaz.” diyerek saraylarda Lale Devri yaşamaya devam ettiniz. Mübarek ramazanda sarayda şaşaalı iftar programları yapmayı “itibar” diyerek savunur hâle geldiniz. AKP için itibar, esnaf kan ağlarken, çiftçi üretim yapmakta zorlanırken, tarlalar boş kalırken yandaş iş adamlarına döviz garantili projeler için üç ayda 5 milyar 820 milyon lira aktarmaktır. AKP için itibar, kur korumalı mevduatla dolar zenginlerine milletin vergilerinden 11 milyar 700 milyon lira ödemektir. AKP için itibar, vatandaşlar açlık sınırının altında yaşarken yandaşa üçer beşer maaş bağlamak, bir bakan yardımcısının aylığını 313 bin liraya yükseltmektir. AKP’nin itibarı, AKP’nin adaleti, AKP’ye yakın gençler torpille atanırken KPSS sınavlarında dereceye girmiş ana kuzusu gençlerin işsiz kalmasıdır.
Sayın milletvekilleri, başka dünyalarda yaşayan Cumhurbaşkanı “Bu ülkede isteyen herkese iş var.” diyebiliyor. Madem herkesin işi var, neden mart ayında İŞKUR’da kayıtlı işsiz sayısı bir ayda 500 bin kişi artarak 3 milyon 635 bin kişiye ulaşıyor? Aslında, bunun için yanıt vermeniz lazım. Adıyaman’da 19 kişinin alınacağı temizlik kadrosuna tam 17 bin kişi, Şanlıurfa’da 60 kişilik temizlik kadrosuna tam 53 bin vatandaşımız niye başvuruyor? Bu karanlık tablo Erdoğan’a da aslında en iyi yanıttır.
Ülkemizde çok ciddi bir barınma sorunu yaşıyoruz. Vatandaşlarımız konutlara ulaşamaz, gençlerimiz de aile kuramaz hâle geldi. Konut ve kira fiyatlarındaki fahiş zamlar sosyal sorunlara, uyuşmazlıklara neden oluyor. Kiracı ve ev sahibi artık adliye koridorlarına taşınıyor.
Ya sahipsiz esnafımız ne yapıyor? Esnaf, inanın, şu anda patır patır dökülüyor, yok oluyor; kepenkler de açılmamak üzere kapanıyor. Yılın ilk üç ayında 29.360 esnafımız artan maliyetler nedeniyle kapısına kilit vurdu. Mart ayında iflas sayısı son beş yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Milletimize buradan söz veriyoruz: Artık değişim zamanı, yenilik zamanı; anlayış değişikliğinin de kadro değişikliğinin de zamanı. Emin olun ki Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında, devletin itibarı, emeklinin açlık sınırı altında maaş almamasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, devletin itibarı, bayramlarda emeklilerimize torunlarını mutlu edeceği bir bayram ikramiyesi vermektir. Devletin itibarı, yönetenlerin halkla arasındaki güvenlik duvarlarını kaldırmasıdır. Bizim için itibar, çalışanların yoksulluk sınırı üzerinde bir gelire kavuşmasıdır; gençlerin umutlarını kaybetmeden adil, liyakatli bir şekilde iş sahibi olmasıdır. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, itibar, esnafın kepengini kapattığında yarını düşünmemesidir; çiftçinin üretimini gönül rahatlığıyla yapabilmesidir. Cumhuriyet Halk Partisinin iktidarında, devletin itibarı, Cumhurbaşkanın, bütün parti seçmenlerinin vergisiyle partisinin propagandasını yapmamasıdır. Devletin itibarı, tekrar ediyorum -bir kez daha ifade ediyorum- Cumhurbaşkanının, bütün parti seçmenlerinin vergisiyle kendi partisinin propagandasını yapmamasıdır. (CHP sıralarından alkışlar) Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, itibar, sevinçte ve kederde ortak olabilmektir, varlığı da yokluğu da adil paylaşabilmektir. İşte, o zaman mutlu ve gururlu bir millet, işte, o zaman güçlü bir devlet oluruz.
Genel Kurula saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 6’ncı maddesinde yer alan “başvurusu” ibarelerinin “müracaatı” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
Orhan Çakırlar
Dursun Ataş
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kayseri Milletvekili Sayın Dursun Ataş.
Buyurunuz Sayın Ataş. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
DURSUN ATAŞ (Kayseri) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 6’ncı maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, görüşülen kanun teklifi spor kulüplerinin mali sorunlarından kaynaklanan problemlerinin giderilmesini, hukuki ve finansal durumlarının netleştirilmesini amaçlamaktadır. Bunun yanında spor kulüplerinin kontrolsüz borçlanmasına ve yönetim şeffaflığının sağlanmasına yönelik hükümler de öngörmektedir. Aynı zamanda spor kulüplerinin oluşturduğu federasyonlar ve konfederasyonlar hakkında düzenlemeler mevcuttur. Görüşülen Kanun Teklifi’nde, sporun ve sporcuların desteklenmesi amacını taşıyan maddeleri olumlu bulmakla birlikte, eskiden özerk olan kurumların bu özerkliğine son veren düzenlemeleri ise hatalı bulmaktayız. Yani AKP iktidarında ve özellikle de ucube başkanlık sistemiyle birlikte tüm kurumların tek adama bağlanması alışkanlığı devam ettirilmektedir. Biz İYİ Parti olarak, kurumların mevcut özerkliklerinin korunarak güçlendirilmesini tavsiye ettikçe tek adam rejimi asırlık kurumlarımızı yıpratarak kendine bağlama gayretindedir. Bu yüzden, olağanüstü hâl ortamında aceleyle getirilen bu ucube partili Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir an önce değiştirilerek güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçilmesi, devletimizin bekası ve milletimizin refahı açısından hayati önem taşımaktadır.
Değerli milletvekilleri, Türk sporunun bugün geldiği nokta üzücüdür. Futbol başta olmak üzere hemen hemen tüm spor branşlarında Avrupa’nın çok gerisinde bulunuyoruz. Uluslararası müsabakaların çoğuna katılamıyor, katıldıklarımızda da başarılı olamıyoruz. Bunun yanında, bugün kulüplerimizin hemen hepsi borç batağındadır. Özellikle AKP iktidarının ülkemizi sürüklediği ekonomik felaket yüzünden, kulüplerimiz çok zor zamanlar yaşamakta, rakiplerinin ekonomik anlamda gerisinde kalmaktadır. Kulüplerin gelirleri Türk lirasıyken, giderlerinin büyük kısmı dövizdir. Ülkemizdeki ekonomik istikrarsızlığın, kendini ekonomist olarak tanıtan Sayın Cumhurbaşkanının, sürekli değişen Hazine ve Maliye Bakanlarının, birbiri üstüne açıklanıp hepsi başarısız olan ekonomi modellerinin, kısaca AKP’nin ekonomideki başarısızlığının doğal sonucu olan dövizdeki fahiş artış yüzünden kulüplerimizin giderleri gelirlerinin çok üstüne çıkmıştır. Bu yüzden, bu kanun teklifi sorunları çözmeye yetmeyecektir. Türkiye’deki tüm sorunların çözülmesinin ilk şartı AKP iktidarının ilk seçimde değişmesidir çünkü bu iktidarın sorun çözme yetenek ve kabiliyeti bulunmamaktadır. Milletimize verebileceği bir şeyi kalmayan AKP’nin yapacağı en hayırlı iş ise bir an önce milletimizin önüne sandığı getirmektir.
Değerli milletvekilleri, bahsettiğim üzere, AKP iktidarının milletimize vereceği bir şey kalmadığı gibi, Türk milletinin iradesinin tecelligâhı olan Gazi Meclisi de çalıştırmamaktadır. Baktığımızda, sadece bu yılbaşından beri tarımdan sağlığa, hayat pahalılığından sağlıkçıların sorunlarına, dövizden akaryakıt fiyatlarına, kısaca vatandaşın birçok sorununun araştırılıp çözülmesi amacıyla verilen 99 Meclis araştırması önergesi Cumhur İttifakı milletvekillerince reddedilmiştir. Türkiye Büyük Millet Meclisinin 27’nci Döneminde, EYT’lilerin durumu, 3600 ek gösterge verilmesi, emekli ikramiyesi ve kadınlara emeklilik, SGK, işçi ve çiftçi, KYK borçlarının silinmesi gibi milletimizin sorunlarını çözme adına verilen yaklaşık 2 bin yasa teklifi de yine ya gündeme alınmamış ya da reddedilmiştir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildiğinden beri muhalefetin verdiği tek bir kanun teklifi bile yasalaşmamıştır.
Buna karşın, Sayın Cumhurbaşkanı 9 Temmuz 2018’den bu yana tam 5.420 karara imza atmıştır yani tüm ülkenin kaderini tek kişinin imzasına bağlayan bu sistemde 600 üyeli Meclis etkisiz hâle gelirken 1 kişi sürekli güç kazanmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz.
DURSUN ATAŞ (Devamla) – Bu durumun doğal sonucu olarak ülke kriz üstüne kriz yaşamış, spordan ekonomiye, eğitimden sağlığa, dış politikadan millî güvenliğe her konuda başarısızlıklar yaşanmıştır.
Değerli milletvekilleri, sonuç olarak, AKP iktidarı başarısız olmuş, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ilk döneminde iflas etmiştir. Ülke her alanda geriye gitmiş, AKP geldiği günleri bile aratır hâle gelmiştir ancak ilk seçimde Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener önderliğinde kurulacak İYİ Parti iktidarında vatandaşın sorunları çözülecek, ülkemiz hak ettiği seviyeye yükselecektir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 6’ncı maddesinde geçen “kişiler” ibaresinin “şahıslar” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Garo Paylan
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Sayın Garo Paylan.
Buyurunuz Sayın Paylan. (HDP sıralarından alkışlar)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) –Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, önemli bir yasa teklifini görüşüyoruz arkadaşlar; Alpay Özalan ve Saffet Sancaklı öncülüğünde görüşülüyor. Ben eksik yanlarını söyleyeceğim, benim için hayal kırıklığı olan yanını söyleyeceğim arkadaşlar. Ben yıllarca basketbol oynadım, otuz yıl boyunca; yıllarca da amatör kulüplerde yöneticilik yaptım. Vallahi, futbolcu 2 arkadaşımız yasayı ele almışlar -Türkiye’de de kulüplerin zaten yüzde 80’i futbol spor kulüpleri maalesef yalnızca- ve diğer branşlar yok sayılıyor, altyapılar yok sayılıyor, amatör spor kulüpleri yok sayılıyor.
Değerli arkadaşlar, bakın, bu yasanın gündeminde ne var? Büyük kulüpleri kurtarmak değil mi? Mali bir darboğaza girdiler. Niye darboğaza girdi bu kulüpler? Çünkü Ahmet’i, Mehmet’i oynatmadılar; bu kulüpler Hans’a, George’a 100 milyonlarca dolar aktardılar, siz izlediniz. Oysa, bu yüz milyonlarca dolar kaynaklar nereye akmalıydı arkadaşlar? Altyapılara akmalıydı, altyapılarda sporcu yetiştirmeyi akmalıydı. Bakın “spor“ deyince futbol aklınıza geliyor; ya, basketbolu var, voleybolu var, yüzmesi var, hentbolu var, atletizm var, var da var ama bu spor kulüplerine bir kaynak aktarımı var mı? Maalesef yok. Alpay Bey, size söylüyorum: Altyapılarla ilgili ne tür tedbirler aldınız, yapısal bir reform var mı? Yok. Bakın, Spor Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz, altyapılara aktarılan kaynak komik bir kaynak arkadaşlar, komik. Alpay Bey’e soruyorum “Ne yaptınız bu kaynağı artırmak için, bir önerge mi verdiniz?” hayır, yok. Saffet Bey’e soruyorum, vermediler, orada değiller. Yani, altyapı spor kulüplerini desteklemeden bir ülkede spor gelişir mi? Ya, biliyor musunuz, nüfusumuzun kimi rakamlara göre yüzde 2’si kimi rakamlara göre yüzde 4’ü spor yapıyor. Avrupa ülkelerinde bu oran yüzde 50, yüzde 60’lara varıyor arkadaşlar; bizde yüzde 2, yüzde 3 spor yapıyor; geri kalan, maalesef spordan kopuk. Kim bisiklete biniyor bu Mecliste arkadaşlar, kim? Hepiniz arabalara binip geliyorsunuz bu Meclise değil mi? Kim yürüyerek geliyor bu Meclise? Hepiniz arabalara binip geliyorsunuz; yürümüyorsunuz, yürüyen yok, sporla ilişkisi olan yok maalesef. Niye? Spor bir kültürdür, bu kültür de anaokulundan itibaren alınır ve yetişmiş sporcular, Alpay gibi Saffet gibi sporcularımız okullara giderler, sporculara spor kültürü verirler.
Biliyor musunuz, biz amatör spor kulüplerinde yüzlerce gencimizi aldık, bu bireyselleşmenin esas olduğu dünyada onların sosyalleşmesini sağladık; bir arada, dayanışma ruhu içinde yaşamalarını sağladık; aynı zamanda, kötü alışkanlıklardan kopmalarını da sağladık, spor kültürü içinde kalmalarını sağladık arkadaşlar.
Bakın, emin olun -sınavlar var değil mi Alpay Bey, sınavlar- Millî Takıma gidecek sporcularımızı amatör kulüplerden, “Efendim, sınavlara girecek.” diye velileri alıp götürdüler. Ya “Yapısal bir tedbir alalım, şu yetenekli sporcularımızı sınav derdinden kurtaralım.” diyoruz ya. Bu ülkenin Millî Takıma çıkacak binlerce sporcusu, yok efendim, YGS var, ÖSS var, Liselere Giriş Sınavı var bilmem ne diye spordan kopuyorlar. Ya, bir tedbir düşünelim arkadaşlar ya. Spor da en az matematik kadar, fen kadar önemlidir; bunu esas alalım, bu anlamda sporcularımızı geliştirelim. Bakın, size söylüyorum; bütçeden kaynak ayırmadan ve bir vizyon geliştirmeden Türkiye’de spor gelişmez.
Alpay Bey’e soruyorum: Burada bir vizyon var mı, amatör spor kulüplerine destek yönünde, “Bütün spor branşlarında Türkiye’yi geliştireceğiz ve diyelim ki “2035, 2040 olimpiyatlarında 50 tane madalya alacağız.” diye bir vizyon var mı? Ya, futbola bütün kaynakları ayırıyorsunuz, Avrupa’da nal topluyoruz be! Avrupa’da nal toplamıyor muyuz? Türkiye’nin yetiştirdiği futbolcuların sayısından fazla, Avrupa’da bizim birkaç milyon yurttaşımız var, bizden fazla oradan ünlü Türkiyeli sporcular çıkıyor. Mesut Öziller nereden çıktı, diğer sporcular nereden çıktı arkadaşlar? Bu açıdan baktığımızda yanlış bir yoldayız, yanlış bir politikayı esas alıyoruz. Bunlarla ilgili bu yasada bir yapısal tedbir gördünüz mü? Ben görmedim değerli arkadaşlar. Bu açıdan bu vizyonu ortaya koymadan -yalnızca vizyon yetmez, çok iyi bilir Alpay- kaynak koymadan Türkiye’de spor gelişmez.
Değerli arkadaşlar, bakın, size söyleyeyim: Bizim Ermeni takımlarının Taksim Spor Kulübü ve Şişli Spor Kulübü var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun.
GARO PAYLAN (Devamla) – Osmanlı’dan gelme spor kulüpleri bunlar, altyapıdan sporcularımızı yetiştiriyoruz. Nasıl ki kiliselerimiz varsa, Ermeni okulları varsa, spor kulüpleri de bizim için o kadar önemlidir. Çünkü gençlerimizin bir araya geldikleri, sosyalleştikleri, birbirlerini tanıdıkları ve dayanıştıklarını yerlerdir. Bu açıdan yerelde spor kulüplerini geliştirmek çok önemlidir. Bu işi Ankara’dan yapamazsınız arkadaşlar. Yerel yönetimlere yetki ve kaynak devri yapmanız lazım ama ne yapıyorsunuz? Her şeyi merkezîleştiriyorsunuz. Yapmamız gereken sporu da yerelleştirmektir arkadaşlar, yerel yönetimlere yetki ve kaynak devri yapmaktır, onların amatör spor kulüplerine destek verecekleri imkânları sağlamaktır. Aksi takdirde ben size söyleyeyim: Bu yasayla belki Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı batmaktan kurtarırsınız ama Türkiye sporunu batmaktan kurtaramazsınız.
Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 6’ncı maddesinin (3)’üncü fıkrasının madde metninden çıkarılmasını ve diğer fıkranın buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, kanun teklifinin 6’ncı maddesinin (3)’üncü fıkrasının madde metninden çıkarılması suretiyle, spor kulübü üyelik şartlarının belirlenmesinin genel hükümler ile spor kulübü tüzüklerine bırakılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 6’ncı madde kabul edilmiştir.
7’nci madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 7’nci maddesinin (1)’inci fıkrasında bulunan “ve 4/11/2004 tarihli ve 5253 sayılı Dernekler Kanununun” ifadesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Mustafa Adıgüzel
Ahmet Kaya
Burcu Köksal
Ahmet Önal
Türabi Kayan
Özkan Yalım
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kırıkkale Milletvekili Sayın Ahmet Önal.
Buyurunuz Sayın Önal. (CHP sıralarından alkışlar)
AHMET ÖNAL (Kırıkkale) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 7’nci maddesi üzerinde parti grubum adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, birçok imkânsızlıklara rağmen 3’üncü Lig’de alnının akıyla Play-Off’lara kalma mücadelesi veren, şehrimizin gururu, Kırıkkale Büyük Anadoluspor’a başarılar diliyorum. Kulüp başkanımıza, yöneticilerimize, teknik direktörümüz ve tüm ekibine kalan maçlarda sonsuz başarılar diliyorum. Gerek deplasmanda gerek kendi evinde oynadığı tüm maçlarda takımımızı yalnız bırakmayan Kırıkkalespor 71’li Gençler, Daltonlar, Muhafızlar taraftar gruplarına ve tüm halkımıza teşekkür ediyorum.
Sayın başkan, değerli milletvekilleri; ülkelerin sportif başarıları, aynı zamanda ülkelerin politik ve ekonomik gelişmelerine de olumlu katkı sağlamaktadır. Sporun önemini erken kavramış ülkeler, spora çok geniş tabanlı yatırımlar yapmışlar ve bunun sonucu olarak da uluslararası başarılar elde etmişlerdir. Sportif alanda kazanılan başarıların en önemli sebebi, altyapı seçiminde uygun yaş ve uygun spor branşına yetenekli gençlerin yönlendirilmesiyle olmuştur. Ancak ülkemiz, altyapı konusunda Avrupa ülkelerinin çok gerisindedir. Örnek vermek gerekirse son yıllarda Türkiye özellikle millî takımlar seviyesinde 2006, 2010, 2014, 2018 Dünya Kupalarına, 2004 ve 2012 Avrupa Şampiyonalarına katılamamıştır. Bu başarısızlığın altında yatan ana nedenlerden biri, altyapıya yeteri kadar önem verilmemesidir. Benzer eksiklikler, başta basketbol, voleybol, yüzme, bireysel sporlar olmak üzere diğer spor dallarında da kendini fazlasıyla göstermiştir.
Özellikle 2002 Dünya Kupası’ndan sonra futbolda yeniden yapılanmaya giden ve çeşitli projelerle altyapıya verdikleri önem neticesinde Almanya’nın 2014 Dünya Kupası’nı kazanması kesinlikle tesadüf değildir. Buna karşın, ülkemizde başta Süper Lig ve alt liglerde mücadele eden takımlar olmak üzere, altyapıdan yetişen oyuncu sayısı yok denecek kadar azdır. Bu noktada, şehrim Kırıkkale’den de örnek vermek isterim. Yaklaşık 280 bin kişinin yaşadığı Kırıkkale’de amatör liglerde faaliyet gösteren kulüp sayısı bir elin parmakları kadardır. Bu kulüplerin birçoğunda genç takımlar dahi yoktur. Çok değil, yaklaşık yirmi yıl kadar önce, A genç ve B genç birçok takıma sahip olan şehrimiz, bugün artık bu takımların birçoğundan da yoksundur. Şehrimizde, Kırıkkale Belediyesi tarafından desteklenen tek spor kulübü yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Belediye bünyesinde kurulan, şehirde faaliyet gösteren kulüp ve sporcuları destekleyecek spor daire başkanlığı bile kurulamamıştır. Tüm bu sebeplerle, desteklenmediği için spor yapamayan, kendisini geliştiremeyen gençlerimiz belki de kurtuluşu yanlış yerlerde aramakta, sağlıklarını, hatta canlarını yitirmektedirler.
Bunun yanında, Türkiye’deki sporcu sayısının diğer Avrupa ülkelerine göre oldukça az olduğu ve gerekli ilginin yetersiz kaldığı da bilinmektedir. Özellikle sportif performans bakımından yarıştığımız ülkelerle aramızdaki fark her geçen gün daha da artmaktadır. Ne bireysel sporlarda ne de takım sporlarında beklenen başarı bir türlü gelmemektedir. Kısacası, sportif alanda Türk sporu büyük bir kaosun içerisindedir. Siyaset, sportif alanda da önemli bir paya sahip olduğu için maalesef, ülkemizde siyaset spora hep nüfuz etmiştir. Bugünkü sportif eğitim ve gelişim yapılanmamız, uzun vadeli niteliksel gelişim yerine sadece günlük performansa odaklı bir yapılanma anlayışıyla yönetilmektedir. Türkiye’de kulüpleşmenin yetersizliği altyapı eksikliğini de ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca, halkımızın ancak yüzde 10’unun spor yaptığı, bu sayının bazı Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında çok az olduğu da görülmektedir. Neticede, Türkiye’nin spordaki konumunun gelişmiş Avrupa ülkeleri seviyesine çıkarılması zorunluluktur. Bu da ancak planlı, programlı, bilimsel, çağın gereklerine uygun ve kolektif bir anlayışla mümkündür.
Ancak, bu kanun teklifiyle yapılmak istenilen, Türk sporundaki sorunları çözmek değil, spor kulüpleri üzerindeki baskıyı artırmak, kulüpler üzerinde Bakanlık vesayeti kurmaktır. Yine, bu kanun teklifiyle kamu kurumlarının mali ve idari konularda kulüplerin yönetimlerine müdahale etme yetkisiyle birlikte sporun özerklik yapısı da sona erebilecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET ÖNAL (Devamla) – Başkanım, bitiriyorum.
BAŞKAN – Buyurun.
AHMET ÖNAL (Devamla) – Tüm bu çekince ve itirazlarımızın giderilmesi, Kırıkkale ve Türkiye’de gençlerimizin faaliyet gösterebileceği kulüp sayısının artırılması, spora olan ilginin çoğaltılması, sporcular arasındaki rekabet duygusunun artırılması Türk sporu için hayati öneme sahiptir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Başkanım, ben anlamadım, bu kanun teklifiyle mesela Mardinspor’a ne kadar katkı gidecek veya Sivasspor’a?
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 7’nci maddesinde yer alan “düzenlenir” ibaresinin “belirlenir” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
Orhan Çakırlar
Arslan Kabukcuoğlu
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Eskişehir Milletvekili Sayın Arslan Kabukcuoğlu.
Buyurunuz Sayın Kabukcuoğlu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 7’nci maddesi üzerine İYİ Parti Grubum adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlarım.
Spor, yarışma, kişisel eğlence ve mükemmelliğe ulaşmak için yapılan bedensel veya zihinsel faaliyetler olarak tanımlansa da bu teklifin konusu olan spor bambaşka bir kılıktadır. Tariften de anlaşılacağı gibi spor, toplumdan önce kişiyi ilgilendirmektedir. Günümüzde spor, kitlesel boyutta bir etkinliğe dönüşmüştür. Bu hâliyle spor müsabakaları siyaseti de içinde barındırmakta ve sporun araçsallaştırılıp güce ulaşmak, gücü devam ettirmek ve güç yoluyla kontrol sağlamak maksadıyla kullanıldığı kabul görmektedir. Spor takımlarının ve sporcuların sahip oldukları popülarite, sosyal ve ekonomik boyutlar her dönemde siyasi liderlerin ilgi odağı hâline gelmiştir. Siyaset ve spor birbirini etkiler ve besler olmuştur. Ayrıca, sporun uluslararası boyutu tüm ülke yöneticilerinin göz ardı edemeyeceği bir özelliktir.
Spor, ülkelerin tanıtılmasında önemli bir araçtır. Öyle ki bir başbakan örtülü ödenekten milyon dolar harcayarak bir sporcuyu kaçırmayı göze alabilmektedir. Dünya ekonomisinin büyümesi, insan refahının artmasıyla spor ekonomisi göreceli olarak devasa boyutlara ulaşmıştır. Bazı ülkelerde yöneticiler, toplumun spora belli bir ilgisi varsa bu ilgiyi artırma girişiminde bulunmakta, başarısızlıklarını bu yolla gizlemeye uğraşmaktadırlar.
Devletlerce sporun siyasi öneminin farkına varılması, Roma İmparatorluğu zamanına kadar uzanır. Romalıların düzenlediği bazı spor müsabakaları hükümdarları değiştirecek kadar önemli olmuştur. Anayasa’mızın 58’inci maddesi devlete gençleri kötü alışkanlıklardan koruma görevini vermiştir, bu maddenin gereklerini sağlamak için sporun önemine işaret edilmiştir; Anayasa’mızın bir sonraki maddesi ise sporun kişilere yayılmasını emretmektedir. Mevcut kanun teklifi sporun kitlelere yayılmasını, fertlerin sağlıklarını kapsamamaktadır. Biz biliyoruz ki bu kanun teklifi futbol dünyasını düzenlemek amacıyla hazırlanmaktadır yani söz konusu olan yasa teklifi, adı kadar sporu kapsayıcı değildir; amaç insanların spor yapması değil, bazı takımlar vasıtasıyla toplumun oyalanmasıdır. Özellikle, futbol takımları varlıklarını nasıl devam ettirebilir, bunun için gereken minimum yasal düzenleme nedir; yasa teklifi bunları sağlamayı amaçlamaktadır.
Eğitim kurumları spora teşvik için en uygun yerlerdir. Bireylerin sağlığı ve sağlıklı bir toplum için önceliğimiz kişisel spor olmalıdır. Devlet altyapıyı artırıcı ve katılımcıların sayısını artırıcı tedbirler alabilir. Hükûmetin spora olan ilgisi, sporun siyasete olan yakınlığı kadardır; Hükûmetin spora olan ilgisi, Anayasa’mızın 58’inci ve 59’uncu maddesinde tarif edilen spordan oldukça uzaktır; amaç, büyük futbol takımları yoluna devam etsin, kitleler de bunun peşine takılsın.
Bizde ve benzer ülkelerde fitness salonu ve üye sayıları şöyledir: Türkiye’de 1.500 salonda 2 milyon üye, Almanya’da 9.006 salonda 11,5 milyon üye, İngiltere’de 7.200 salonda 10 milyon üye ve Fransa’da 4.500 salonda 6 milyon üye spor yapmaktadır. Bu rakamlar ülkemiz insanlarının kitlesel spordan ne kadar uzak olduğunu göstermektedir. Sporun kitlesel olma özelliğini gösteren bir diğer indikatör lisanslı sporcu sayısıdır. Bizde lisanslı sporcu sayısı 4,6 milyon dolayındayken Almanya’da 24, Fransa’da ise 2 milyon kadardır. Vatandaş geçim zorluğunda, çocuğunun aklı fikri yurtdışına gitmekte ve gittikçe fakirleşmektedir. Hükûmet vatandaşının refaha gidecek tüm yollarını kapatmıştır. Spor müsabakaları rahatlatıyorsa bırakın rahatlasınlar. Hükûmet şunu unutmasın ki: Bu yasa teklifi Türk sporunun ihtiyacı olan, yapılması gereken asıl ve esaslı düzenleme olmaktan uzaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Kabukcuoğlu.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) – Değerli milletvekilleri, sizlere sadece Eskişehirliler için değil, başardığı ilklerle Türk futbolu için önemli olan ancak birkaç yıldır yaşadığı mali sıkıntılar nedeniyle altyapısından yetiştirdiği futbolcularla var olma mücadelesi veren Eskişehirspor’umuzdan bahsetmek istiyorum. Eskişehirspor 1965 yılında kuruldu. Önce Eskişehir, sonra Türkiye Eskişehir’i kucakladı. Anadolu takımlarına örnek oldu. Türkiye’de 1. Futbol Ligi’ni, şimdiki Süper Ligi’ni 3 kez 2’nci olarak bitirdi. Almanya’da 2’nci bitiren takıma “vízemeister” deniyor. Eskişehirspor’un 3 “vízemeister”lığı var. İnsanların “4 büyük” olarak adlandırdığı takımların dışında Eskişehirspor kadar “vízemeister”lığı olan bir başka takım yoktur. Bugün ise Eskişehirspor otuz yıl sonra 2. Lig’den 3. Lig’e düşmüştür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Devamla) – Eskişehirspor’umuzun şu an ve gelecekte yeri neresi olursa olsun, Türkiye futbolunun en yüksek değerlerinden biri olma özelliği değişmeyecektir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 7’nci maddesinde geçen “istemde” ibaresinin “talepte” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Filiz Kerestecioğlu Demir
Serpil Kemalbay Pekgözgü
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
Ayşe Sürücü
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU KOMİSYON BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Başkanım, ben bu kanunu anlamak istiyorum ama kim bana anlatacak? Yani, mesela, Şanlıurfa’ya bu kanunla ne kadar maddi katkı olacak?
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Ankara Milletvekili Sayın Filiz Kerestecioğlu.
Buyurunuz Sayın Kerestecioğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Sayın Vekilim, siz hukuku çok iyi biliyorsunuz, Şanlıurfa’ya bu kanunun ne katkısı var? Allah rızası için, bir anlatın, ben öğreneyim ya!
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) – Biraz anlatmaya çalışacağım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin genel gerekçesinde “Spor kulüplerinin dernekler mevzuatından çıkarılıp farklı bir yasal düzenlemeye tabi tutulması zorunludur.” deniliyor. Ancak görüştüğümüz 7’nci maddede de olduğu gibi, teklifin birçok yerinde Dernekler Kanunu’na ve İçişleri Bakanının onay, denetim ve kontrolüne atıf var. Hâl böyle olunca acaba Soylu “Sporda terör soruşturması kapısı mı açmak istedi?” sorusu akıllara geliyor çünkü bir bulaşmadığı orası kalmıştı. Sporun bu ülkede demokratik ve eşitlikçi bir işleyişi var mı? Hayır, yok. “Spor” deyince akla tek gelen erkeklerin sadece profesyonel liglerde oynadığı futbol oluyor.
(Uğultular)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) – Şu anda da zaten erkeklerin konuşmalarından ben rahat konuşamıyorum.
Yani Sayın Başkan…
BAŞKAN – Sayın Grup Başkan Vekillerimiz…
Buyurunuz Sayın Kerestecioğlu.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Özür dileriz efendim, maksadı aştık.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) – “Spor” deyince akla gelen erkeklerin sadece profesyonel liglerde oynadığı futbol oluyor; geri kalan spor türleri, kadın sporcular ve amatörler gündem dışı bırakılıyor. 2020 yılı verilere göre Türkiye’deki 65 spor federasyonu içinde sadece 3 spor federasyonu başkanı kadın; genel sekreter pozisyonunda sadece 8, yönetim kurullarında ise 49 kadın görev alıyor yani spor federasyonları yönetiminin sadece yüzde 4,8’i kadın. Eşitsizlik sadece yönetim kadrosunda da değil tabii. Sporun erkek aktivitesi olarak görülmesi, spor dallarındaki kıyafet kodları, kadınların spora katılımına sosyal onay olmaması gibi faktörler de kadın sporcu oranının düşmesine neden oluyor. Bu eşitsizliği ortadan kaldırmak için kadınların yer aldığı spor dallarına daha fazla yatırım yapmak ve eşit ekonomik fırsatları teşvik etmek, spor medyasında kadınların eşit katılımını sağlamak, toplumsal cinsiyet kalıp yargılarını kaldırmak ve olumlu rol modelleri teşvik etmek; spor, fiziksel aktivite ve beden eğitiminde kız çocukları için eşit fırsatları desteklemek gibi yapılabilecek çalışmalar var.
Değerli vekiller, bu teklifle iktidar ve büyük sermaye sahipleri arasındaki borçlanma ilişkisi düzenleniyor, parasallaşmaya bağlı olarak kulüpler dernek statüsünden çıkartılıp şirketleştiriliyor yani amaç, sportif başarı değil, tamamıyla ticari kazanç. Çok büyük çoğunlukla “Bu erkek kulüplerinin borçlarını nasıl olur da yapılandırırız ve bunun karşılığında da özerk hâllerini bozar, siyasi müdahaleye açık hâle getiririz.” diye düşünülen bu teklif spor yasası değil, futbol yasası; oysa gerçekten bir spor yasası olmalıydı bu yasa. Sadece futbolun profesyonel spor olduğu düşüncesi değiştirilmeli; aynı zamanda, amatör ruhu beslemeli; amatör kulüplerin antrenörlerinin, yöneticilerinin, amatör sporcuların sorunlarına çözüm sunulmalı. Örneğin, biz Ankara Semt Kulüpleri Platformu Başkanı Yaşar Çelebi’yle görüştük, onun sözlerine kulak verelim: “Belediyeler de Gençlik ve Spor Bakanlığı da semt kulüplerini ayrımcılık yapmadan desteklemeli, semt kulüplerine destek sunulurken kriterler belirlenmeli, yapılan maddi desteğin nasıl harcandığı denetlenmeli. Semt kulüplerine malzeme desteği sunuluyor, bu malzemeleri alan kamu görevlileri en kalitesiz malzemeyi gönderiyor ancak en yüksek fiyattan fatura ederek yer yer yolsuzluk yapılabiliyor. Dolayısıyla şeffaf, denetlenebilir, destek mekanizmalarının kurulması gerekiyor. Belediyeler amatör sporcular için tesisler açmalı.” diyor Sayın Çelebi.
Sonuç olarak, bir kot kanunun yapılmasına karşı çıkmasak da daha başından gerekçe olarak gösterdiğiniz sporun endüstri olmasına, üretilen değerin ticari kazanç olmasına, sporun en önemli aktörleri olarak futbol kulüplerinin erkek yöneticilerinin görülmesine karşı çıkıyoruz. Türkiye’den Batı ülkelerine göç edip bugün dünya çapında başarılara imza atan bilim insanlarına, sanatçılara, sporculara kendi ülkelerinde de bu başarıları yakalama fırsatı sunacak ortam yaratmak istiyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) – Bakın, hentbolcu Merve Akpınar, Urfalı. Geçtiğimiz yaz “‘Sen kızsın, şort giyemezsin. Erkeklerin yanında oynayamazsın.’ diyerek hep beni dışladılar.” açıklamasıyla gündem olmuştu. Valisi, Spor Bakanı Merve’ye ve Güneşin Çocukları Hentbol Takımına tesis açmak, destek olmak için bir dizi sözler verdiler ancak sözler yerine getirilmedi. Takım, Türkiye Hentbol Şampiyonası’na ulaşım maliyeti ve geç gelen evraklar nedeniyle maalesef katılamadı. Ancak tüm imkânsızlıklara ve engellere rağmen azimle çalışmaya devam eden Merve Akpınar’a ve özel hayatını gündeme getirmeye çalışan basına inat zaferleriyle öne çıkan Ebrar Karakurt’a selam olsun. Eminim daha çok alkışlayacağımız imza atacaklar.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
7’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 7’nci madde kabul edilmiştir.
8’inci madde üzerinde 4 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 8’inci maddesinin birinci, ikinci ve beşinci fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(1) Spor kulüpleri en az genel kurul üye tam sayısının dörtte üçünün katılacağı genel kurul toplantısında, toplantıya katılanların en az salt çoğunluğunun oyu ile alınacak kararla aynı ilde bulunan başka bir spor kulübü ile birleşebilir. Fikstür veya turnuvada yer almayan kulüpler hariç, spor kulüplerinin birleşmesi kararının alınacağı genel kurul, bağlı oldukları spor federasyonunun yarışma sezonunun sona erdiği ve varsa sezonun tescil edildiği tarih ile sezon başlangıç tarihi arasında yapılabilir.”
“(2) Birleşme; yazılı bir sözleşme ile yapılır ve spor kulüpleri siciline tescil ile geçerlilik kazanır ve devrolunan spor kulübünün tescil anındaki bütün aktif ve pasifi kendiliğinden devralan spor kulübüne geçer. Bu birleşme ile devrolunan spor kulübünün üyeleri kendiliğinden devralan spor kulübünün üyesi olur.”
“(5) Spor kulüplerinin faaliyet gösterdikleri spor dallarından bir veya birkaçı, aktif ve pasif varlıkları ile bir bütün olarak, en az genel kurul üye tam sayısının dörtte üçünün katılacağı genel kurul toplantısında, toplantıya katılanların salt çoğunluğunun oyu ile alınacak kararla başka bir spor kulübü veya spor anonim şirketine mal varlığını devredebilir. Devralan spor kulübü veya spor anonim şirketi devreden spor kulübü ile birlikte; devir kararının tescilinden önce doğmuş veya borçları doğuran sebepler tescil tarihinden önce oluşmuş bulunmak kaydıyla müteselsil olarak sorumludur. Fikstür veya turnuvada yer almayan kulüpler hariç, spor kulüplerinin devir kararının alınacağı genel kurul, bağlı oldukları spor federasyonunun yarışma sezonunun sona erdiği ve varsa sezonun tescil edildiği tarih ile sezon başlangıç tarihi arasında yapılabilir. Bir spor kulübü faaliyetlere katıldığı spor dalındaki yarışma hakkını bir başka spor kulübüne devredebilir. Yarışma hakkının devrinde o spor dalında lisanslı olan sporcular da devralan kulübünün sporcusu olurlar. Spor dalına ilişkin sporcu hak ve alacakları ile yükümlülükler devralan kulübe geçer. İlgili spor federasyonunun yarışma hakkının devrini onaylaması halinde devir gerçekleşmiş sayılır ve ilgili ligde devralan kulüp devreden kulübün yarışma haklarına sahip olmuş olur.”
Yıldırım Kaya
Mustafa Adıgüzel
Suat Özcan
Vecdi Gündoğdu
Okan Gaytancıoğlu
Ömer Fethi Gürer
Ali Keven
Orhan Sümer
Burcu Köksal
Ali Mahir Başarır
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mersin Milletvekili Sayın Ali Mahir Başarır.
Buyurunuz Sayın Başarır. (CHP sıralarından alkışlar)
ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) – Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bugün, Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’ni görüşüyoruz. Aslında bu kanunu konuşurken son yirmi yılda Türk sporunun ne noktaya geldiğine bir bakmak durumundayız. Bakın, Türkiye’de UEFA Kupası’nı almış, Süper Kupa’yı almış, Avrupa’da büyük başarı göstermiş takımlar varken, bugün, mart ve nisan ayında Avrupa’da takımımız yok. Geldiğiniz yıl dünya 3’üncüsü olan bir Millî Takım’ımız varken bugün Katar’a Millî Takım’ı değil, polislerimizi yolluyoruz. Böyle, bir başarı gelebilir mi, önce bunları konuşalım. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, maddeler güzel. Bazı maddeler gayet yerinde ama bu sorunu çözecek mi? Bence kafaları değiştirmeden, zihniyeti değiştirmeden hiçbir şey değişmez. Bakın, son on beş yılda Futbol Federasyonunun başına gelen bazı isimlere bakalım. Kamu bankalarına milyarlarca lira para takan Yıldırım Demirören Futbol Federasyonu Başkanı bulmuş. Bu kulüpler serbest iradesiyle mi verdi bu oyu? Ya, ben bu adamı oturduğum sitenin futbol takımının başına getirmem. Türkiye’yi betonlaştıran bir sürü tartışmalı ihaleler alan Nihat Özdemir Futbol Federasyonu Başkanı olmuş. Neden? Bu adam yeşil sahaları, çimleri düşünmüyor ki, betonları düşünüyor. Böyle mi gelişecek? Ya, Sancaktepe Belediye Başkanının, eski Belediye Başkanının ne işi var Futbol Federasyonunda? Güreş Federasyonu Başkanını alıyorsunuz, milletvekili yapıyorsunuz, güzel; sonra Vakıfbanka getiriyorsunuz çünkü sizde hiçbir fâni açıkta kalmıyor. Bilgi, birikim, akıl… Yapabilir mi? Hayır. Bırakın futbolu, futbolcular yönetsin. Niye Metin-Ali-Feyyaz yönetmiyor? Niye Lemi Çelik yönetmiyor? Niye Aykut Kocaman yönetmiyor? Niye Bülent Korkmaz yönetmiyor da Yıldırım Demirören yönetiyor? Bu akıl, zihniyet devam ettiği sürece istediğiniz yasayı getirin, olmaz.
Bakın, dibinizdeki 19 Mayıs Stadı’nın önündeki sahada bir futbol sahasını 4 takım paylaşıyor. 2. Lig’de, 3. Lig’de birçok takımın antrenman yapacak sahası yok; yok çünkü Türkiye’de AVM’ler statlardan ve altyapı tesislerinden fazla. Ülkeyi bu hâle getirdiniz, nasıl başarı gelecek, ben merak ediyorum.
İzlanda’nın 366 bin nüfusu var, 36 bin lisanslı sporcusu var; yüzde 10.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Türkiye’de?
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Bakın, Türkiye’de binde 5 arkadaşlar, binde 5 çünkü altyapı tesisleri yok. 2. Lig’deki, 3. Lig’deki birçok takım halı sahada antrenman yapıyor. Nasıl olacak bu? “Yasayı değiştiriyoruz.” Yasayı değiştiriyoruz, Yıldırım Demirören’i Futbol Federasyonu Başkanı yapıyoruz, yasayı değiştiriyoruz, kimi yapıyoruz? Nihat Özdemir’i yapıyoruz. Ya, bu kafa nasıl bir kafa, nasıl bir kafa?
Değerli arkadaşlar, bakın, futbolu medya patronlarına değil, müteahhitlere değil, siyasi fosillerinize değil, lütfen futbolu, basketbolu, voleybolu bilen millî sporculara bırakın. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye’de altyapıyı, tesisleşmeyi yapmadığınız sürece hiçbir yere gelemeyiz; yasa değişir.
Türkiye’de maalesef ki çok acı bir şey var, bakın, Falcao’ya, 35 yaşındaki futbolcuya verdiğimiz para ne kadar biliyor musunuz? 400 milyon lira; menajeri ayrı, imza parası ayrı. Ya, bu beni çok üzüyor. Ben Türkiye’de 35 yaşında emeklilik yıllarını geçiren yabancı futbolcu istemiyorum, ben Türkiye’de 70 yaşında bir teknik direktör istemiyorum. Bakın, ne güzel, Ardalar, Abdülkerimler, Keremler, gencecik çocuklar bana umut veriyor arkadaşlar ama bu çocukları yetiştireceksek tesisleşmek zorundayız. Yeşil…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Başarır.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Her hafta TOKİ arazi satıyor, bakın, kamu arazilerini satıyor. Ne yapıyorsunuz? AVM yapıyorsunuz, bina yapıyorsunuz, müteahhitlere satıyorsunuz. Niye futbol sahası yapılmıyor? Niye, neden neden tesisleşmiyoruz biz? Ben 2. Lig’de Maltepespor’da, Kartalspor’da yöneticilik yaptım, Galatasaray Kulübünün kongre üyesiyim, futbolu biliyorum, en az bu arkadaşlar kadar biliyorum.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Geçeceksin bunları, geçeceksin.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Biliyorum Alpay Bey, laf atma. Sen nerede, ne şekilde müdahale edeceğini bilmiyorsun. Nerede, neye müdahale edeceğini bilseydin bugün Hırvatistan’ı biz elemiştik. Sen önce nereye müdahale edeceğini bil. (CHP sıralarından alkışlar) Ben futbolu senden iyi bildiğimi düşünüyorum çünkü senden daha çok araştırıyorum, okuyorum.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Kaç yıl oynadın?
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Bilmesi oynama anlamına gelmez ya.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Bakın, işte sorun bu. Söylediğim hangi sözde yalan var? Hangi şey yanlış? Laf atıyor “Geç bunları.” diyor. Ya, böyle şey olur mu? Burada herkes bunu düşünüyor.
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) – Sen adama “Senden daha iyi biliyorum.” diyorsun.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Burada herkes bunu düşünüyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AHMET ÖZDEMİR (Kahramanmaraş) – Adam yıllarca futbol oynamış “Senden daha iyi biliyorum.” diyorsun, ondan sonra da “Laf atma.” diyorsun.
BAŞKAN – Sataşmayın efendim, sataşmayın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Bırakın, sataşsınlar.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Ya, o bana sataşsa ne olur, sataşmasa ne olur?
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Yarın haberlere çıkarsın.
ALİ MAHİR BAŞARIR (Devamla) – Şimdi, bakın, ben Türkiye’nin geldiği durumu söyleyeyim. İnsanlar gazete aldığı zaman nereden başlardı okumaya? Son sayfadan, spor sayfasından. Bugün insanlar spor sayfasını okumuyor çünkü insanları spordan soğuttunuz, insanları futboldan soğuttunuz, bir başarı yok, başarı. Millî Takım’ın hâline bakın, kulüplerin hâline bakın. 3 büyüklerin bazıları Avrupa Kupası maçına 11 yabancıyla çıkıyor. Utanç verici bir manzara bu. Utanç verici bir manzara bu. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye’yi gençler, lisanslı sporcular, altyapılar kurtarır. Türkiye’yi yeşil sahalar kurtarır. Türkiye’yi AVM’ler kurtarmaz. Bu kafayı değiştirin, her şey gelişir ama göremiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 8’inci maddesinde geçen “tescil” ibarelerinin “onay” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
Tulay Hatımoğulları Oruç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 8’inci maddesinin (1)’inci fıkrasında yer alan “aynı ilde bulunan” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Muhammet Naci Cinisli
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Dursun Ataş
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurunuz Sayın Cinisli. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Üzerinde söz aldığım maddeyle spor kulüplerinin başka bir spor kulübüyle birleşebilmesi düzenleniyor; ayrıca, mal varlıklarının devriyle ilgili hususlar da belirtiliyor. Teklife göre, birleşecek kulüplerin aynı ilde bulunma zorunluluğu var. Hem madde teklifinin gerekçesinde hem de Komisyon görüşmelerinde bu zorunluluğun nedenleri açıklanmamış. Birleşmek isteyen spor kulüplerinden neden aynı ilde bulunma zorunluluğu talep edildiği detaylı bir biçimde açıklanmalıydı. Aynı ilde bulunma şartının kaldırılması, kulüplerin kısıtlanmaması hareket kabiliyetleri açısından daha uygun olacaktır. Farklı illerde olup birleşme iradesi yönünde genel kurul kararı alabilecek iki farklı spor kulübünün, maddede belirtilen aynı ilde bulunma şartı sebebiyle birleşememesi spor kulüplerinin iradeleri karşısında yersiz bir engel oluşturuyor. İYİ Parti olarak bu şartın kaldırılması için Komisyonda verdiğimiz önergeyse Cumhur İttifakı oylarıyla reddedildi. Ayrıca, birleşme yönünde genel kurul kararı almış spor kulüplerinin birleşebilmesi için bakanlıktan onay şartının aranması da bürokratik işlem ve süreçleri fazlalaştıracaktır. İlgili kulüpler, birleşme kararları sonrasında bu durumu federasyona bildirerek tescillerini sağlayabilmeli, teklif, bağımsız ve özerk olması gereken federasyon yapısıyla çelişmemeli. Diğer yandan, spor kulüplerinin birleşme ve devir işlemlerinin ne zaman yapılacağına ilişkin bir düzenlemeye değinilmemiş. Lig devam ederken spor kulüplerinin birleşmesi ve devir işlemlerinin yapılması uygulamada aksaklıklara neden olabilir, sporcuların başarılarının üzerine gölge düşürülebilir. Bu nedenle, birleşme ve devir işlemleri lig bittikten sonra yapılmalı, ortaya çıkacak aksaklıklar ve şaibe iddialarının önüne geçilmeli. Ortak kullanılan spor sahaları ve tesislerle ilgili çeşitli ihtilafların ortaya çıktığı biliniyor. Ortak kullanım durumunda sorumluluk ve giderlerin nasıl üstleneceği de belirtilmemiş. Üst kuruluş tanımı kullanılarak aynı ligdeki spor kulüplerinin bir kısmına kendi aralarında yardımlaşma, kaynak paylaşımı ve iş birliği imkânı tanınması rekabetin gereğine aykırılık oluşturuyor. Sporda bloklaşmalar yaşanmasının önüne geçilmeli. Ayrıca, bu duruma neden olabilecek yasal bir altyapının bulunması örtülü biçimde teşvik ve şikenin de yaşanmasına neden olabilir.
Konuşmamın geri kalan kısmında, madde dışında, yine Türk sporuyla ilgili kendi şahsi görüşlerimi belirtmek isterim. “Spor” deyince maalesef, bu kanun teklifinde, hemen akla futbol geliyor ama benim aklıma 2 türlü spor geliyor; biri skor için spor, bir de hakikaten spor için spor. Türkiye’de son zamanlarda, özellikle yine futbolun getirdiği bu vahşi rekabet ortamında hep skor için spor akla geliyor ve “spor” deyince hemen o canlanıyor zihinlerde ve maalesef, bu skor için spor altyapılara da sirayet etmiş durumda.
Altyapılara geçmeden -bir önceki konuşmamda altyapılarla ilgili bazı düşüncelerimi ifade etmiştim- Türkiye’de pandemi sırasında her türlü spor faaliyeti tatil olmuşken mesela profesyonel spor branşları, profesyonel sporlar, üst ligler neden tatil edilmedi? Bana kalırsa bahis yüzünden tatil edilmedi. Bahis sitelerinin ve bahis lobisinin ağır baskısıyla –dünya çapında, bu, yalnızca Türkiye’de değil- ağır baskısı yüzünden sporcuların sağlıkları hiçe sayılma pahasına pandemide antrenmanlar da, maçlar da, bu spor müsabakaları da tatil edilmedi.
Eskiden tesis yoktu; evet, teşekkür ederiz, AK PARTİ tesisler kazandırdı ve çok ciddi tesisler görüyoruz Türkiye’nin dört bir yanında fakat ruh kaybı oldu. Bizim gençliğimizde tesis yoktu ama spor yapmak için can atan yüz binler, belki milyonlar varken bugün maalesef, Türk gençliğinin içine düştüğü bunalım spor yapma heveslerini de kırmış durumda. O güzelim tesisler bomboş, yalnızca birer bitmiş inşaat hâlinde duruyorlar ve bu da bizi üzüyor.
Altyapılar dedik, altyapılarda iyi sporcu yetişememesinin bana kalırsa en büyük sebebi bu skor baskısının ön plana çıkması; futbolda da, basketbolda da farklı spor branşlarında da. Ben çocuklarına altyapılarda spor yaptırmış bir veli olarak buna çok yakından yaşadım. Özellikle büyük kulüplerimizin altyapıları sanki üstyapılar gibi birbirlerini yenme, kazanma baskısıyla o gençleri, o çocukları o yaşta baskı altına alıp 18-19 yaşında spordan nefret eder hâle getirmiş durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) – Teşekkür ederim.
Çok sporcu genç biliyorum 17-18 yaşında sanki artık 35 yaşındaki “veteran”lığa geçme durumundaki sporcu ruh hâline sahip ve spordan bezmiş, artık antrenman yapma isteğinden uzaklaşmış. Hangi sporla uğraşıyorsa; basketbol, futbol, voleybol, toplu sporlardan bahsediyorum, o topun yüzünü bile görmek istemez hâle gelen çok gencimizi tanıdım, bu da beni üzüyor.
Kalan zamanımda yine Erzurum’dan biraz bahsetmek isterim. Biraz önce Erzurum’daki buz hokeycilerden bahsetmiştim bir de “curling”cilerimiz var; yine, çok genç kızlarımız, genç erkeklerimiz “curling” oynuyorlar. Bunların malzemeye ihtiyaçları var ve ulaşım ihtiyaçları çok fazla. Yine, Erzurum’da Engelsiz Kartallar Basketbol Takımı’mız var, onların da sandalye ihtiyaçları var. Biz bu üstyapılardan bahsederken altyapılarda çok ciddi çileler çeken gençlerimiz var, bunları da Genel Kurulumuzun dikkatine sunuyorum.
Saygıyla selamlıyorum efendim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 8’inci maddesinin altıncı fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini ve diğer fıkranın buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(7) Birleşme ve mal varlığının devri işlemleri, spor federasyonu tarafından belirlenen sezonun sona erdiği ve tescil edildiği tarihten itibaren yeni sezon başlangıcına kadar yapılabilir.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen? Yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, birleşme ve mal varlığının devri işlemlerinin müsabakaların devam ettiği sezon içinde yapılamayacağı düzenlenerek muhtelif itilafların önüne geçilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 8’inci madde kabul edilmiştir.
9’uncu madde üzerinde 2 önerge vardır. Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 9’uncu maddesinde geçen “olanaksız” ibaresinin “imkânsız” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Murat Sarısaç
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerine söz isteyen, Van Milletvekili Sayın Murat Sarısaç.
Buyurunuz Sayın Sarısaç. (HDP sıralarından alkışlar)
MURAT SARISAÇ (Van) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Ekranları başındaki tüm halklarınızı saygıyla selamlıyorum.
Sanırım Saffet Sancaklı’ydı, geçen Mecliste bir gerginlik çıktıktan sonra “Ben ile Alpay yirmi yıldır yarım kiloluk topa o kadar kafa attık ki bizi artık hoş görürsünüz.” demişlerdi. Bu kanun teklifi de yine bu kafayla oluşturulmuş bir kanun teklifi. O yüzden, daha çok teknik boyutlarından öte, bu teklif görüşülürken yani ben biraz daha bu sporun birleştirici ve barışçıl yönünün de esas alınması gerektiğini düşünüyorum çünkü Mandela 2 ulusu bir araya getirmede sporu çok iyi kullanmıştı ama öbür taraftan da baktığımızda yine Salazar ve Mussolini gibi diktatörler de özellikle toplumu uyutma, fanatizm ve faşizmi canlandırma için kullanmışlardı.
Şimdi, biz de Türkiye’nin durumuna baktığımızda, açıkçası spor çok da iyi bir durumda değil yani ideal bir noktada olmadığı apaçık ortada. Bugün, futbol başta olmak üzere, sporun, şikeden şiddete, ırkçılıktan siyasi müdahalelere, cinsiyetçilikten yolsuzluğa benzer tartışmaların merkezinde olduğunu görüyoruz.
Bir de, sayın milletvekilleri, gençlerin spor yapabilmeleri, bir alanda yetkinleşmeleri için her şeyden önce ekonomik koşulların sağlanması gerekiyor ama bugün gençlerde işsizlik oranı, mevcut işsizlik oranının 2 katı kadar. Üniversite mezunları -sağlıklı bir yaşamı değil- bugün gelecek kaygısı taşıyorlar. Özellikle Van’da -yüzde 80’i genç ve yaş ortalaması 20 olmasına rağmen- hâlâ kalıcı bir istihdam yaratılamadığı için gençler dış illere gitmek zorunda kalıyorlar. Sadece 2020 yılında 20 genç bu inşaatlarda veya ona benzer yerlerde çalıştığı için iş cinayetleriyle yaşamını yitirdi.
Yine, birkaç gün önce, Van’da, ataması yapılmayan genç bir öğretmen intihar etti, adı Harun Titiz, daha 25 yaşındaydı.
Tabii, her zaman dile getiriyoruz, Van bir cezalandırma politikasıyla karşı karşıya; konu da spor olduğu için spordan örnek vermek istiyorum: Biliyorsunuz, Van’da 2011 yılında iki deprem yaşadık, birçok insanımızı yitirirken yine binalar yıkıldı, ağır hasar gördüler. Bu ağır hasar gören yerlerden bir tanesi de Van Stadı’ydı. Raporlarda Van Stadı’nın kesinlikle çok ağır hasarlı olduğu, bu yüzden yıkılıp yerine yenisinin yapılması gerektiği söylenmişti ama her ne kadar Hükûmet her seçim öncesi gelip bu konuda Van’a birçok söz verse de, Van Stadı’yla ilgili sözler verse de bu söz hiçbir zaman yerine getirilmedi. Yine, 2019 Yerel Seçimleri öncesi Sayın Bakan da, Gençlik ve Spor Bakanı da gelmişti oraya, o da yine bu sözleri verdi. Bu sözleri vermesiyle beraber kayyumlar ve valiler seçim için bunun propagandasını yaptılar ama bu yerine getirilmedi. Yani, açıkçası Vanlılar adına buradan Bakan Yardımcılarına ve Sayın Bakana sormak istiyorum: Neden verdiğiniz sözü tutmuyorsunuz ya da tutamayacağınız sözleri niye veriyorsunuz? Açıkçası, Van halkı da sizden büyük bir cevap bekliyor, ciddi bir cevap bekliyor. Yine bu süreçte Cumhurbaşkanı ve bakanlar da aynı sözü verdiler, bu yine yapılmadı. Van’daki her şeyde olduğu gibi burada da çok büyük bir cezalandırma yöntemi hâlâ devam ediyor, bu sporla ilgili olduğu için sadece sporla ilgili örnek veriyorum çünkü genelde Van’da -biliyorsunuz Van bir yayla alanıdır- kışın yaylalar serbest bırakılır ama yazın yaylaya çıkma yasağı getirilir.
Yine bir çevre yolu sorunu var Van’da. Çevre yoluna her zaman kar yağmaya başladığında birkaç kepçe gider “İşte biz çevre yolu çalışmasını başlattık.” derler, ondan sonra ta gelecek yıl tekrar kar yağmasına kadar bu devam eder; yıllardır bu sorunlar devam ediyor.
Şimdi, bir de biliyorsunuz kayyum sadece irademize el koymuyor, kayyum her alanda etkili, özellikle spor alanında da çok etkili. Birçok belediyemiz yüzlerce tesis yaptı, zamanım yetmediği için bunların hepsini saymayacağım ama özellikle şunu belirtmek istiyorum, HDP’nin belediyecilik anlayışı, spora, sanata yaklaşım biçimini özetleyen birkaç şey söylemek istiyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
MURAT SARISAÇ (Devamla) – Teşekkürler Sayın Başkan.
HDP’nin belediyecilik anlayışı “Toplumu toplum yapan sosyal yaşam alanlarıdır.” tespitinden hareketle demokratik yerel yönetim anlayışımız ekonomi, eğitim, sağlık, kültür, spor ve benzeri toplumsal alanların devletçi, merkeziyetçi sistemden alınarak yerel yönetimlere devredilmesini savunur. Sosyal yaşam içerisinde engellilere, yaşlılara, çocuklara ve dezavantajlı gruplara öncelik verir. Kadınların sporun cinsiyetçi yönünü bertaraf etmesi için kadın amatör spor kulüplerini destekler, sporu egemenlerin cinsiyetçi, milliyetçi ve şoven politikalarının tekelinden çıkararak toplumsal özüyle buluşturmayı amaç edinir. Sadece bir tanesinden örnek vereyim: Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi yaz spor okullarıyla 15 branşta 6.693 çocuğun faydalandığı kurslar açtı ama bugün Siirt’te, Van’da, Diyarbakır’da bu tesislerin bütün hepsi atıl durumda ya da cemaatlere peşkeş çekilmiş durumda.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MURAT SARISAÇ (Devamla) – Sayın Başkanım, uzatma dakikası.
BAŞKAN – Tamamlayalım, sporda uzatmalar var efendim.
MURAT SARISAÇ (Devamla) – Diğer taraftan da bakıyorsunuz yani kısacası, HDP belediyelerinin gençleri spora, kültüre, sinemaya, tiyatroya yönlendiren faaliyetlerinin yerini cemaat faaliyetleri ve bilinçli bir şekilde göz yumularak yaygınlaştırılan uyuşturucu bağımlılığı almıştır. Sporun bu yönüyle de kayyumlar tarafından nasıl bertaraf edildiğiyle ilgili de bir çalışma yapılırsa seviniriz.
Tekrardan Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) – İsmim zikredilerek bir sataşma var, cevap vermek istiyorum.
MURAT SARISAÇ (Van) – Senin sözlerinin aynısını söyledim.
BAŞKAN – Önergeyi oylayayım efendim, ondan sonra.
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Buyurun Sayın Sancaklı…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – İroni yaptı ya.
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) – Ben de bir ironi yapayım.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Tamam, siz de yapın.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – Efendim, ben de hakkımı kendisine veriyorum sataşmadan. Eklerseniz zamanına teşekkür ederim.
BAŞKAN – Sizin başarınızla ilgiliydi zaten, hakkınız geçti artık.
Buyurunuz efendim.
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sayın konuşmacı konuşurken benim daha önce yapmış olduğum bir espriye atıfta bulunarak bu yasayı da bu kafanın yaptığını söyledi. Espri de şuydu… Burada ciddi bir gerginlik oluşmuştu, gecenin de böyle bir ikisi, ben de söz aldım ortamı biraz yumuşatmak için dedim ki: “Alpay’la biz topa çok kafa vurduk, arada bir arıza çıkarırsak kusurumuza bakmayın.” Hakikaten de ortam yumuşadı yani güzel bir espriydi. Espri yapmak için de ciddi bir zekâ seviyesine ihtiyaç var tabii ki.
Şimdi, “bu kafalar” dediğiniz kafalar -Alpay Özalan ve Saffet Sancaklı- bu ülkenin spor tarihine altın harflerle yazılmış. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) İstiklal Marşı’nı onlarca defa okutturmuş dünyanın her yerinde, hem de yurt dışında temsil etmiş ve altın harflerle yazdırmış. Onun için bir spor yasası yazılırken çok doğaldır ki bu yasada Saffet Sancaklı ve Alpay Özalan’ın katkısının çok olması, bu da herhâlde garipsenemez. Eğer biz burada avukatlarla ilgili bir yasada ön plana çıksaydık o zaman belki söylediğinizde haklı olabilirdiniz. Ama bu kafa güzel bir kafa, bu kafa millî bir kafa, bu kafa vatanını, bayrağını, toprağını, ezanını, bu büyük Türk milletini seven kafa bunlar. Onun için ben bunu buradan bir kez daha söylemek istedim. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim söz verdiğiniz için Sayın Başkan. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MURAT SARISAÇ (Van) – Sayın Başkan…
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Siirt) – Cevap verme hakkı var.
BAŞKAN – Sayın Sarısaç…
RECEP ÖZEL (Isparta) – Sataşmadı ya, ne kadar güzel konuştu. İnan ki hiç sataşmadı. Buna verilecek bir cevap yok ya. Başkanım inan ki verilecek bir cevap yok. Onun da alkışlaması lazım.
BAŞKAN – Kendileri bu defa espriyle cevap verecek efendim.
RECEP ÖZEL (Isparta) – Ben de aynı kafayı taşıyorum diyecekse tamam.
BAŞKAN – Espri bekliyoruz efendim.
MURAT SARISAÇ (Van) – Yani Sayın Saffet Sancaklı onu açıkladığı zaman da ben espri olduğunu anlamıştım zaten yine ona vurgu yaptım. Bu kafayla yapılmış ve özellikle bunun teknik boyutuyla ilgili yaptıklarını ama benim barış ve yakınlaştırıcı yönünün de yine MHP ve AKP’li vekiller tarafından bunun da tasarlanması gerektiğini düşünerek söylemiştim. Ben de o konuda espri yaptım, sanırım onlar da anlamamış.
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 9’uncu maddesinde yer alan “şartları” ibaresinin “koşulları” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Orhan Çakırlar
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
Bedri Yaşar
Ayhan Altıntaş
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılmıyoruz Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Samsun Milletvekili Sayın Bedri Yaşar.
Buyurunuz Sayın Yaşar. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BEDRİ YAŞAR (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Tabii, espriyle başladı, espriyle gidiyor ama Değerli Başkanlarım, eski başarılardan eser kalmadı. Keşke sizin dönemizdeki başarılarla bol miktarda övünebilsek hiç olmazsa sahalarda şöyle sizin gibi Türk isimleriyle anılan sporcularla biz de müşerref olsak, inanın canıgönülden istiyoruz. (İYİ Parti sıralarından alkışlar) Bugün büyük spor kulüplerimize bakıyoruz, ismi Türkçe karşılığı olan sporcu yok. Altın madalyalar geliyor, bir miktarda devşirme sporculardan geliyor. İnanın, biz de özlemle, gururla, sevinçle eski günlerin tekrar geri gelmesini canıgönülden istiyoruz, eski başarıları özlemle bekliyoruz. Onun da buradan altını çizmek istiyorum.
Tabii, özellikle bu yasa bütün parti gruplarının sporun birleştirici ruhu paralelinde, ortak bir çalışmanın sonucunda çıkıyor. Bu da bütün gruplar adına en azından sporun ruhuna da uygun, birleştirici ruhuna da uygun olmak üzere hepimizin destekleriyle bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Parlamentoda da en azından sporun ruhuna uygun bir yasayı da hep beraber geçirmiş olacağız inşallah.
Tabii, bununla beraber kulüplerin özellikle anonim şirkete dönüştürülmesi, kulüp borçlarının kulüp yöneticilerinin de kendi dönemleriyle ilgili borçlanmalarına imzalarıyla beraber müteselsil sorumlu olmalarını biz de canıgönülden destekliyoruz. Yani bugün kulüplerin durumuna şöyle bir baktığınız zaman, 2021 yılı sonu itibarıyla bize gelen rakamlara göre, 26 milyar civarında sadece 4 büyük kulübün borcunun varlığından, sizler burada ifade ediyorsunuz, bu rakamların bugünkü şartlar altında ödenmesi mümkün değil. Bu, sadece 4 kulübün borcundan bahsediyorsunuz ve bunlar aynı zamanda da bu ülkenin kaynakları. Biz KİT Komisyonunda arkadaşlarla zaman zaman bunu konuşuyoruz, özellikle devlet bankalarının bu alanda çok ciddi finansmanı var, bu alanda desteği var. Yani bu ülke kaynaklarının da bir noktada yanlış kullanılmasıyla doğru orantılı, bu manada kulüp başkanları artık o işi bir atlama tahtası, bir basamak veyahut da toplumda bir yer sahibi olmak, statü sahibi olmak maksadıyla kullanmak yerine gerçekten spora gerekli önemi verirler, sporla ilgili de gerekli katkıyı sağlarlar diye düşünüyoruz. Üzülüyoruz tabii bugün, Avrupa kupalarında, dünya kupalarında hiç adımız sanımız söylenmiyor. Bugünkü statümüz çoğunun adını bile söyleyemeyeceği dünya ülkeleriyle yan yana anılıyor. Bu, hepimiz adına utanç verici bir durum. Hakikaten bununla ilgili biz özellikle İYİ Parti Grubu olarak her türlü katkıya hazır olduğumuzu buradan ifade etmek istiyoruz. Biz istiyoruz ki hiç olmazsa eski günlerdeki gibi hem futbolda hem sporun değişik branşlarında eski şanlı şöhretli günlerimizi yaşayalım istiyoruz. Bunun için, bu, tabii, bakın, spor, kültür, sanat, o ülkenin ekonomik yapısıyla da doğru orantılı. Eğer ekonomik olarak ülke bir yere gitmişse inanın sporun farklı alanlarında da muhakkak bir yere doğru gidiliyor, bir başarı elde ediliyor. İşte bu yirmi yıllık dönem içerisinde maalesef ekonomik olarak belli başarılar elde edemediğimiz için cumhuriyetin 100’üncü yılıyla ilgili ortaya koyduğunuz hedeflerin hiçbir tanesinin tutmadığı gibi sporda da ortaya koyduğunuz hedefler maalesef tutmadı. Yani bunlar birbiriyle muhakkak ilintili hadiseler. Tabii, tesisleşme açısından muhakkak belli başarılara imza atıldı. Ben bundan sonraki konuşmamızda Samsun’la ilgili konuşacağım. Yani tesis demek her şey değil. Bunların içini de doldurmaz lazım. E, bugün insanların spor yapması için bir gerekçesinin olması lazım. Bugün 15-26 yaş grubunun her 3’ünden 1’inin işsiz olduğu bir ülkeden bahsediyoruz. E, peki, bu insanlar spora vakit ayırabilmeleri için, zaman ayırabilmesi için nasıl bir mantıkla nasıl bir gelecek düşüncesi var, iş kaygısı var, işe girme kaygısı var, bu kaygılar altında nasıl spora zaman ayıracaklar? Ayıranlar da inanın, iman kuvvetiyle ayırıyorlar. Yani artık kendini spora vakfetmiş insanlar, onların sayesinde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Dolayısıyla o açıdan da gençlerimizin kafasının dinç olması lazım, iş gaileleri olmaması lazım, gelecek gaileleri olmaması lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BEDRİ YAŞAR (Devamla) – Toparlıyorum Başkanım.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
BEDRİ YAŞAR (Devamla) – Yani Sayın Cumhurbaşkanımız “Gezsinler, dolaşsınlar dünyanın dört bir tarafını” diyor. Hepimiz istiyoruz gezsinler, dolaşsınlar ama bizim gençlerimiz daha Türkiye’nin 81 vilayetini bile gezecek ekonomik şartlara maalesef sahip değil. Bizim gençlerimiz dış hatlar levhası var ya ancak onu görüyorlar. İşte, dış hatlar levhasıyla yurt dışını görme şansını yakalıyorlar. Onun için bizim altyapılar dâhil muhakkak yatırım yapmamız lazım. Hiçbir şey tesadüf olmadığı gibi, spordaki başarıların da tesadüf olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu manada muhakkak yatırım yapılması lazım. Bu konuyla ilgili de biz her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu buradan ifade ediyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
9’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 9’uncu madde kabul edilmiştir.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkan…
BAŞKAN – Buyurun Sayın Can.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bedri Yaşar maksadını aştı diye düşünüyorum. Spor evrenseldir, spor kardeşliktir, spor centilmenliktir. Dolayısıyla “başarılı sporcular devşirme” diye bir tabir kullanmıştır ki maksadını aşmıştır diye düşünüyorum.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) – Öyle demedi, öyle demedi.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Çünkü sporda ayrımcı bir dil kullanmak doğru değildir diye düşünüyorum.
Arz ederim.
ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne) – Gecenin bu saatinde saptırma!
BEDRİ YAŞAR (Samsun) – Başkanım, sataşmadan söz istiyorum.
BAŞKAN – Buyurunuz Sayın Yaşar.
DURSUN MÜSAVAT DERVİŞOĞLU (İzmir) – Sayın Başkanım, hatibimizin söyledikleri zannediyorum ki Sayın Can tarafından yanlış anlaşıldı. Kendisini kürsüye alalım.
Çok teşekkür ediyorum.
BAŞKAN – Bir espri de sizden bekliyoruz efendim.
Buyurunuz efendim.
BEDRİ YAŞAR (Samsun) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tabii, bizim öyle bir kastımız yok, öyle bir sözümüz de yok. Osmanlı paşalarının da önemli bir kısmı devşirme. Bakın, bu başka bir şey. Yani bizim söylemek istediğimiz, hazırı alıp adını sanını değiştirmeyle elde ettiğiniz madalya ile Türk milletini böyle ay yıldızlı bayrağı göğsünün üzerinde taşıyıp İstiklal Marşı’nı söyletenlerle derdimiz. (İYİ Parti sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar) Bunu istiyoruz, bunların sayısı artsın istiyoruz, bunlarla övünelim istiyoruz. Yoksa, bugün Afrika’daki adını sanını bilmediğimiz ülkelerden inanın tabii güzel bir şey, bizim ülkemiz adına yarışmalarında asla ve asla benim olumsuz bakacak bir görüşüm söz konusu olamaz, onlarla da gurur duyuyoruz ama evin adamı da bir başka Sayın Başkanım, evin adamı olsun, yüce Türk milletinin evlatları olsun istiyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
1.İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – 10’uncu madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri Ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 10’uncu maddesine aşağıdaki fıkranın eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“(5) Spor sahaları, salonları ve tesislerin ortak kullanımı durumunda onarım ve işletme giderlerinden doğacak sorumluluk ve bu giderlerin üstlenilme şekli Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.”
Orhan Çakırlar
Yasin Öztürk
İmam Hüseyin Filiz
Hayrettin Nuhoğlu
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Denizli Milletvekili Sayın Yasin Öztürk.
Buyurunuz Sayın Öztürk. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
YASİN ÖZTÜRK (Denizli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gençlik, geleceğimizdir. Bu bağlamda gençlere sağlanan her türlü imkân ve gençliğe yapılan yatırımlar, ülkemize her alanda başarı olarak geri dönecektir. Eğer sportif faaliyetlerde de bir başarı bekliyorsak ele alınması gereken ilk konu, gençliğin bu alanda desteklenmesi, teşvik edilmesi ve en önemlisi sportif faaliyetlerde altyapıya yatırım yapılmasıdır.
15 milyon civarı gencimiz, ilk ve ortaöğretimde eğitim almaktadır. Bu genç nüfus ve kaynağa rağmen, hâlâ Avrupa’nın çok gerisinde lisanslı sporcu sayısına sahip olmamız, tek kelimeyle sporu ve gençlik politikalarını iyi idare edemediğimizin açık bir delilidir.
Ülkemizde spor deyince akla ilk futbol gelmekte, futbol kulüpleri de özellikle son dönemlerde başarılarından çok borçlarıyla anılmaktadır. Borçluluk sadece futbol kulüplerinin değil, bütün spor branşlarında faaliyet gösteren kulüplerin genel sorunudur. Profesyonel futbol, basketbol ve voleybol kulüplerinde bu sorunun temeli, dış transfer harcamalarından oluşsa da diğer branşlarda ve amatör kulüplerde kaynak yetersizliği borçlanmanın temelini oluşturmaktadır.
Sportif faaliyetlerde başarının ilk durağı amatör kulüpler ile altyapılardır. Türkiye’de spor altyapıları kurumsal bağlamda yetersizdir, altyapılarda gereken önem ve değer verilmemektedir. Ülkemizde özellikli ve uluslararası düzeyde sporcu sayımızın azlığından yakınıyorsak bunun başlıca nedenlerinden biri altyapılarda sporcu seçerken; illere, bölgelere bile sportif yatırım yaparken kayırmacı anlayış ve yaklaşımın hâkim olmasıdır. Stadyum yatırımlarına bütçe harcanıyor ama bu tesislerden ileride yararlanacak olan sporcuların yetişmesi için altyapıya yatırım neredeyse yok. Devşirme sporculara yatırım yapan federasyonlar, kulüpler kendi sporcu öz kaynağımızı harekete geçirmek için ne kadar harcama yapıyor? Kıyaslarsak devede kulak misali. Aslında bu konu da tartışılır ancak kulüplerin öncelikli dertleri transfer harcamaları nedeniyle oluşan geçmişten gelen borçlar. Bütçelerimizde neden sporcu sağlığı ve performans geliştirme merkezleri gibi yatırımlara yer verilmiyor. Toplumda spor kültürü oluşturmak adına kim ne yapıyor? Buna yönelik planlar nelerdir? Söylerken söylenen sadece “cek, cak” -“Yaptık.” değil- “Yapılacak, edilecek.” Sporu, sporun dışındakiler yönetiyor. Bu, hem federasyonlar için geçerli hem de spor teşkilatı bürokrasisi için de. Spor teşkilatını yöneten üst bürokraside sporu bilen, sporu yapan idareci sayısı yok denecek kadar az.
Bir istisnayı belirtmeden geçemeyeceğim. Ata sporumuz güreşte son Avrupa Güreş Şampiyonası’nda millî takımımız tarihî bir başarı elde etti. Kadınlar Serbest Güreş Millî Takımı’mız tarihinde ilk defa takım hâlinde birinci oldu. Erkekler Serbest ve Grekoromen Güreş Millî Takımı’mız takım hâlinde ikinci oldu. Emaneti ehline verirseniz, siyaset spordan elini çeker ise bu başarı sporcularımızın uluslararası alanda da başarılı olacağının açık bir göstergesidir. Dışarıdan ilgisiz ve deneyimsiz bürokrat atandığı bir yapıda bu durumun spor teşkilatına, Türk sporuna ne faydası olabilir? Bakınız, son yıllarda ülkemiz kapılarına kilit vurulan amatör kulüplerle doludur. Spor bilgi ve kültüründen uzak yöneticiler nedeniyle ortaya konulan doğru dürüst bir gençlik projesi yoktur. Ne yazık ki “gençlik projesi” diye sunulan birçok projenin arkasında da bazı malum ve mahtum vakıfların reklamı yapılmaktadır.
Gençlik ve Spor Bakanlığı karma bir bütçeyle oluşan bir kuruluştur. Bu bütçelendirme yapılırken hangi illere hangi yatırımların yapılacağı ve bu yatırımların yaklaşık maliyetleri öngörülerek bütçe oluşturulur. İllere yatırım belirlenirken olması gereken kriterler o illerde lisanslı sporcunun, kulübün, nüfusun, okul çağındaki öğrencinin sayısıdır. Bu gibi kriterler göz önüne alınarak yatırımın planlanması gerekirken her zaman olduğu gibi siyasilerin istekleri göz önüne alınmaktadır, oysa tüm illerimiz yatırımı hak etmektedir ama tercihler kritere uygun olarak seçilip yapılmamaktadır ve ne yazık ki bunun denetimi de yapılamamaktadır. Sayıştayın Gençlik ve Spor Bakanlığına ilişkin hazırladığı 2020 raporunda yer alan vurgular bunun en bariz kanıtı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) – Ne diyor, ne yazıyor raporda? “Bakanlığın taşra teşkilatı olarak teşkil edilen gençlik ve spor il-ilçe müdürlüklerinin mali faaliyetleri Bakanlığın bütçe ve muhasebe sistemi dışında yönetilmekte ve faaliyet sonuçları Bakanlık mali tablolarında yer almamaktadır. Gençlik ve Spor Bakanlığının 2020 yılı Faaliyet Raporunu hazırlayarak süresinde kamuoyuna duyurmadığı ve Sayıştaya göndermediği tespit edilmiştir. Faaliyet raporlarının süresinde hazırlanmamasının, bu raporları hazırlamanın temel amaçlarından olan mali saydamlık ve hesap verme sorumluluğunun sağlanmasını engellediği düşünülmektedir.”
61 maddelik kanun teklifinin en göze çarpan kısmı, bundan sonra spor kulübü yöneticilerinin borçlanmalarda kendi dönemleriyle ilgili sorumlu tutulacak olmasıdır. Keşke icra makamındaki siyasi iktidarın, devlet kurumunu yönetenlerin, belediye başkanlarının da kendi dönemleriyle ilgili hatalı, yanlış planlamalarından kaynaklı oluşan kamu zararlarından sorumlu tutulmaları mümkün olsaydı. Bakın o zaman KİT’ler zarar ediyor mu, bütçe açık veriyor mu?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun.
YASİN ÖZTÜRK (Devamla) – Özetle, siyaset kurumunun kendisi düzelecek ki devamında bütün kurumlar gibi sporla ilgili federasyonlar da kulüpler de düzelebilsin.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 10’uncu maddesinde geçen “müsabakalarında” ibaresinin “karşılaşmalarında” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Musa Piroğlu
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Musa Piroğlu.
Buyurunuz Sayın Piroğlu. (HDP sıralarından alkışlar)
MUSA PİROĞLU (İstanbul) – Sayın Başkan, Sibel Balaç 123 gündür, Gökhan Yıldırım 117 gündür hapishanelerde açlık grevinde. Çünkü hapishaneler bir cehenneme dönmüş durumda. Son üç ayda 15 hasta tutsağın cenazesi geldi ve ATK’ler ve orada kendini doktor sanan memurlar bu ölümlerden birebir sorumlu hâldeler. Hasta tutsaklar tedavi görmüyor, hastaneye gidemiyor çünkü kelepçeyle muayene ediliyor. Çıplak arama yapılıyor; hak ihlalleri, şiddet, işkence hapishanelerde genel uygulama hâline gelmiş durumda. Ferhat Yılmaz Silivride, Garibe Gezer Kandırada işkence ve baskıyla öldürüldü ya da ölüme zorlandı. İşkence bir insanlık suçudur, zaman aşımı yoktur. 12 Eylül darbecileri, Metrisle, Mamakla, Diyarbakır zindanlarıyla anıldılar. 93 sürecinin hükûmetleri, yargısız infazlar, kayıplar, ölüm üçgeni ve köy boşaltmayla anıldılar. AKP iktidarı, Silivriyle, Şakranla, Tarsusla, Diyarbakırla, Kandırayla, Kırıklarla anılacak. Bilin ki işkencede zaman aşımı yoksa sorumluları, işkenceyi yapanlar, göz yumanlar ve onları koruyanlar hepsi yargılanacak.
Süleyman Demirel, Yahya Demirel’in hayalî ihracatıyla anılır. Turgut Özal, damadının Jaguar arabasıyla anılır. Tansu Çiller, bakıcısının Pelister Çiftliği’yle anılır. AKP, level atladı, gemiciklerle, damatlarla, dolar dolu ayakkabı kutularıyla, pudra şekeriyle, 5’li çeteyle anılıyor. Ülkeyi daha önce bir cihatçı otobanına çevirmiştiniz, şimdi, uyuşturucu otobanına çevirdiniz; dünyanın uyuşturucusu Türkiye üzerinden Avrupa’ya akıyor. Geçmiş hükûmetler karaborsayla sigara, benzin, tüp kuyruklarıyla anılıyordu. AKP Hükûmeti, ucuz ekmek kuyruğuyla, ayçiçeği yağı kuyruğuyla, bedava çorba kuyruğuyla, pazarda satılan çeyrek lahana, ejder meyvesi, saray iftarları, kışlık, yazlık, yüzen, uçan, kaçan saraylarıyla anılacak ve AKP Hükûmeti, halk yoksulluk içinde boğuşurken, halk emekli maaşına, emekli ikramiyesine zam beklerken, EYT’liler emekli olmayı beklerken yardımcılarına, danışmanlarına, yakınlarına üçer, beşer, onar verdikleri maaşlarla anılacak. Bu iktidar ve bu iktidarın çoğunluğunun bu ülke halklarına herhangi bir çözümü yok.
Ben buradan ülke halklarına çok açık bir çağrı yapıyorum: Bu Meclisten, bu iktidarın çoğunluk olduğu Meclisten size bir hayır yok. Bu yetmiyor, sadece Meclisten hayır çıkması değil, bu iktidarın bu sorunları çözme şansı da yok. Yapılacak bir tek şey var; halkın harekete geçmesi, sözünü söylemesi gerekiyor. Eğer kaderimizi iktidara bırakmayacaksak, eğer kaderimizi ne zaman kurulacağı belli olmayan bir sandığa teslim etmeyeceksek yapılacak bir tek iş kalıyor; sokağa çıkmak, sözümüzü söylemek, mücadeleye atılmak ve 1 Mayıs tam da bunun günüdür. 1 Mayıs işçinin bayramı değildir; 1 Mayıs, işçinin mücadele günüdür, sendikasızlaştırılan, güvencesizleştirilen, kölece çalışmaya zorlanan işçinin mücadele günüdür. 1 Mayıs, hakkı çalınan KHK’linin mücadele günüdür; 1 Mayıs, KHK’li öğrencilerin mücadele günüdür; üniversite öğrencilerinin, geleceği çalınmış lise öğrencilerinin ve hayatları çalınan kadınların mücadele günüdür. Biz buradan herkesi bu mücadele gününde yan yana gelmeye, 1 Mayıs meydanlarına akmaya, dosta da düşmana da, sermayeye de iktidara da gücünü göstermeye çağırıyoruz. 1 Mayısta “Nevroz”daki coşkununun, 8 Marttaki coşkunun büyük şehirlerin, metropollerin meydanlarında kendini göstermesini bekliyoruz. Biz ayağa kalktığımız an karşımızdakilerin ne kadar küçüldüğünü göreceğiz. Biz ayağa kalktığımız an milyonlar olduğumuzu, karşımızdakinin bir avuç çapulcu olduğunu göreceğiz ve o zaman onları yeneceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayalım efendim.
MUSA PİROĞLU (Devamla) – Ben yılgınlığa kapılmış, umutsuzluğa düşmüş, bütün halklara Yılmaz Güney’in sözleriyle seslenerek sözümü bitirmek istiyorum: En güzel günlerimizi kâbusa çevirenleri mutlaka bir gün tatlı uykularından uyandıracağız. Dost ve düşman bilsin, kazanacağız, mutlaka kazanacağız. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 10’uncu madde kabul edilmiştir.
11’inci madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 11’inci maddesinin teklif metninden çıkarılması ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Ayşe Sürücü Zeynel Özen
Ömer Faruk Gergerlioğlu
Mahmut Celadet Gaydalı
Sait Dede
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılmıyoruz Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 11’inci maddesinde yer alan “düzenlenir” ibaresinin “belirlenir” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Dursun Ataş
Orhan Çakırlar
Feridun Bahşi
Yasin Öztürk
Hayrettin Nuhoğlu
Aylin Cesur
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılmıyoruz Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 11’inci madde kabul edilmiştir.
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – 12’nci madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 12’nci maddesinin (1)’inci fıkrasının başına “Amatör Spor Kulüpleri” ibaresinin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Zeynel Özen
Fatma Kurtulan
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılmıyoruz Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 12’nci maddesinin (1)’inci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(1) Amatör spor faaliyetlerinde bulunan spor kulüpleri ve spor anonim şirketleri, il sınırları içerisinde en az on beş spor kulübü veya spor anonim şirketinin bir araya gelmesiyle federasyon, en az on beş federasyonun bir araya gelmesiyle de konfederasyon kurabilirler.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Takdire bırakıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile, üst kuruluşların kuruluş amaçları arasında yer alan, kaynak ve güçlerini birleştirmeye, yardımlaşmaya, ortaklaşa spor merkezi saha ve tesisleri kurmaya ve kullanmaya ilişkin düzenlemeler madde metninden çıkarılmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 12’nci madde kabul edilmiştir.
13’üncü madde üzerinde 1 önerge vardır, önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 13’üncü maddesinin (2)’nci fıkrasının ikinci cümlesi ve üçüncü cümlesinin sırasıyla aşağıdaki şekilde değiştirilmesini, fıkraya aşağıdaki cümlenin eklenmesini ve (5)’inci fıkrasında yer alan “, kulübün kullanımındaki tüm bina, tesis ve bunların eklentilerine girme isteğinin yerine getirilmesi” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
“Aynı Kanunun 30/A maddesinde belirtilen suçlar kapsamında spor kulübü veya spor anonim şirketinin genel kurulu dışındaki organlarında görevli olanlar veya ilgili personel hakkında kovuşturma başlatılması hâlinde bu kişiler geçici bir tedbir olarak İçişleri Bakanı tarafından görevden uzaklaştırılabilir.”
“Görevden uzaklaştırılan kişiler yerine görev yapmak üzere kurul yedek üyeleri sırayla çağrılır.”
“Görevden uzaklaştırma tedbiri nedeniyle spor kulübü veya spor anonim şirketinin zorunlu organlarının oluşturulmaması halinde spor kulübü veya spor anonim şirketinin merkezinin bulunduğu ilin valisi tarafından görevlendirilecek üç kişilik komisyon tarafından en geç otuz gün içerisinde olağanüstü genel kurul yapılır.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Dernekler Kanunu’nun 30/A maddesinde sayılan Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun kapsamında yer alan suçlar ile Türk Ceza Kanunu’nda yer alan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama suçlarından dolayı haklarında kovuşturma yürütülen kişilerin görevden uzaklaştırılması durumunda yerlerinin yedek üyelerle tamamlanacağı, bu suretle tamamlanamaması durumunda ise valilik tarafından görevlendirilecek komisyon tarafından seçimli olağanüstü genel kurul yapılarak tamamlanacağı düzenlenmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 13’üncü madde kabul edilmiştir.
(…)
BAŞKAN – Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 23.29
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 23.30
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
—–0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 82’nci Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
Gündemimizde başka bir konu bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleri ile komisyondan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için 21 Nisan 2022 Perşembe günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 23.31
– – – – – – – – – – – – – – – — – – – – –
21 Nisan 2022 Perşembe
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 16.45
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul), Sevda ERDAN KILIÇ (İzmir)
BAŞKAN – Alınan karar gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324)(*)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin birinci bölümünde yer alan 13’üncü maddesi kabul edilmişti.
14’üncü madde üzerinde 4 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 14’üncü maddesinin (4)’üncü fıkrasında yer alan “az olmamak üzere” ibaresinin “fazla olmamak üzere” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin Örs
Dursun Ataş
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurun Sayın Örs. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun teklifinin 14’üncü maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım. Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, teklifin 14’üncü maddesiyle spor federasyonlarının belirli liglerde yer alabilmek için spor anonim şirketi olma zorunluluğu ve bu şirketlerin ödenmiş sermayesinin 1 milyon Türk lirasından az olmamak üzere asgari sermaye zorunluluğu getirilmesi düzenlenmektedir.
Değerli milletvekilleri, Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’ni birkaç gündür görüşmeye devam ediyoruz. Komisyonda da bulundum, orada da fikirlerimi, görüşlerimi ifade ettim. Bugün birinci bölüm üzerindeki maddeleri tamamlayacağız inşallah. Bildiğiniz gibi, kanun teklifi üç bölümden oluşuyor ve önümüzde görüşeceğimiz 45-46 madde daha var. Şu ana kadar kanun teklifinde üzerinde tartışmalar olan bazı maddelerde iktidar ve muhalefet partililerinin uzlaşısıyla bazı düzeltmeler yapıldığını görüyoruz. İnşallah, kanun teklifinin tamamında iktidar ve muhalefetin uzlaşısıyla herkesin “evet” diyeceği bir metni kanunlaştırırız.
Değerli arkadaşlar, sizlere birkaç hususu arz etmek istiyorum. Özellikle özerklik açısından önemli olduğuna inandığım ve spor federasyonlarının denetlenmesi konusunda bir iki husus söyleyeceğim. Bağımsız denetim şirketleri tarafından yapılan denetim yerine, bu teklifte 42’nci madde yer alan kuruluş kanunu bulunanlar hariç spor federasyonlarının her türlü harcamalarının Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından denetlenmesine ilişkin hükümler siyasetin spor federasyonları, kulüpler ve futbol üzerindeki nüfuzunun artmasına imkân verecek ve vesayeti daha da güçlendirecek bir anlayışı yansıtmaktadır.
Değerli arkadaşlar, devlet, sporu koruma ve geliştirme görevini öncelikle Anayasa’nın 33’üncü ve 59’uncu madde hükümleri ve kanunların kendine tanıdığı sınırlar içerisinde yerine getirmelidir; evet. Ancak, eğer bu kanun teklifi kanun niteliğine haiz olursa federasyonlar üzerindeki siyasi kontrol uygulamada daha da artacak. Gençlik ve Spor Bakanı tarafından istenmeyen herhangi bir federasyonun görevde kalamayacağına ilişkin çekincelerimiz var ve bu çekincelerimizi burada ifade etmek istiyorum. Merkezi idarenin, futbol alanına bu derece yoğun müdahalesini getiren düzenlemelerin FIFA ve UEFA tarafından nasıl değerlendirileceğini göz ardı etmeyelim. Yarın istenmeyen yaptırımlarla karşı karşıya kalmamak için yeni düzenlemelerimizde bu noktaya dikkat edelim, özen gösterelim.
Değerli milletvekilleri, amatör spor kulüplerimizin, amatör sporcularımızın, amatör branşlarda çalışan antrenörlerimizin ve teknik heyetin yaşamış oldukları mağduriyetler var, sorunlar var. Nedir bunlar? Finansal sorunları var, yeterli mali destek alamama sorunları var, malzeme tesis ve ulaşım için kaynak oluşturamama sorunları var, yöneticilerin donanımına ilişkin sorunları var, yapılması gereken hukuki düzenlemeleri gerçekleştirebilmek için maddi zorlukları var, mevcut tesislerin ortak kullanımında planlamayla ilgili sorunları var. Ben derim ki: Burada, bu spor yasası teklifini konuşurken gelin, bu kulüplerin, amatör kulüplerimizin sorunlarının çözümüne ilişkin de düzenlemeleri yapalım, bunları da yerine getirelim.
Son olarak bir şey söylemek istiyorum değerli arkadaşlar: Özellikle bu yasa teklifini konuşurken, bu yasa teklifini görüşürken kulüplerimizin aşırı borçlanmalarından bahsettik -ki doğrudur- burada yabancı transferleri ve menajerlik ücretlerinin çok fazla olduğundan şikâyetçi olduk -ki doğrudur- o zaman yapılması gereken kulüplerin altyapılarını güçlendirmek, altyapıya değer vermek, kıymet vermek ve altyapıdan yeni gençlerin yetişmesine imkân vermektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Teşekkür ederim.
Bununla ilgili pilot takım uygulamaları var yani profesyonel kulüplerin pilot takımları var. Bizim Trabzon’da, Trabzonspor’la “1461 Trabzon” pilot takım uygulaması vardı. Buradaki hedefimiz de A takıma yani ana takıma, Trabzonspor’a hem oyuncu yetiştirmek hem teknik heyet, antrenör, hoca yetiştirmek hem de idarecileri buna hazırlamaktı; bununla ilgili bir uygulamamız vardı. Yalnız, bizden başka bazı kulüplerin de yine bu tür uygulamaları var. Ben derim ki bunu Federasyonla konuşalım; Federasyon bu noktada pilot takım uygulamasının esaslarını belirleyecek bir çerçeve ortaya çıkarsın ve bu pilot takımları destekleyelim.
Son kez şunu söyleyeceğim: Büyükşehir belediyelerinden amatör spor kulüplerine bütçelerinden binde 12, diğer belediyelerden de yüzde 7 oranında ayni ve nakdî yardım var. Bunun yetersiz olduğunu da burada ifade etmek istiyorum.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 14’üncü maddesinde geçen “vasfını” ibaresinin “özelliğini” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Nuran İmir
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Mahmut Celadet Gaydalı
Zeynel Özen
Ayşe Sürücü
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Şimdi okutacağım iki önerge aynı mahiyette olup birlikte işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 14’üncü maddesinin üçüncü fıkrasının madde metninden çıkarılmasını ve diğer fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Mustafa Adıgüzel
Ali Keven
Yüksel Mansur Kılınç
Vecdi Gündoğdu
Fikret Şahin
Burhanettin Bulut
Ömer Fethi Gürer
BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Aynı mahiyetteki ilk önergenin gerekçesini okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, spor anonim şirketlerinin tescillerinin İçişleri Bakanlığına bildirilmesine ilişkin fıkranın madde metninden çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Aynı mahiyetteki diğer önerge üzerinde konuşmacı Niğde Milletvekili Sayın Ömer Fethi Gürer.
Buyurun Sayın Gürer. (CHP sıralarından alkışlar)
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günümüzde “spor” deyince akla futbol, “futbol” deyince büyük bir endüstri, “endüstri” deyince rant ve şans oyunları gelmektedir. Bu kanun teklifi ağırlıklı olarak profesyonel futbol kulüpleriyle ilgili düzenlemeler içerse de Bakanın atama yetkilerini güçlendirip özerkliği sınırlandırsa da yine de bir adımdır.
Ülkemizde 1.860 spor kulübünde 8 milyon 320 bin 347 lisanslı sporcu görülse de bunun ne kadarı aktif belli değildir. Ülkemizde 92 ayrı ülkeden, futbol hariç, 3.320 yabancı uyruklu sporcu vardır. Türkiye Futbol Federasyonuna tescilli futbol kulübü sayısı 5.751’dir. 282.605 amatör futbolcu, 308.008 profesyonel futbolcu lisanslıdır. Yabancı uyruklu futbolcu sayısı ise… 74 ayrı ülkeden, 273 Süper Lig’de, 101 de 1. Lig’de top oynamaktadır. 8 milyon 250 bin üniversite öğrencimizden… Üniversite Spor Federasyonuna kayıtlı ise 24.271 sporcudur, bu da sporda hangi noktada olduğumuzun ilginç ve somut bir göstergesidir. Amatör spor kulüpleri ve engelli spor kulüpleri üvey evlat muamelesi görmekte, bu düzenlemede, bu yasada -teklif olarak dahi- yer almamaktadır.
Değerli arkadaşlar, ülkemizde durum böyle, Niğde’de nasıl? Ben “Niğde Spor Tarihi” kitabını yazdım. Niğde, İç Anadolu’da spor anlamında geçmişte aktif, farklı branşların olduğu –bir spor- ilgi alanının bulunduğu kentti. Niğde Spor Tarihi kitabı 540 sayfa. Dağcılıktan kayağa, güreşe, boksa tümünü anlattım çünkü o zaman okullarda spor aktif olarak yapıldığı gibi, fabrikaların da spor kulüpleri vardı. 1926 yılında Niğde’de kadın güreşçi bulunuyor.
Şimdi, bunları değerlendirdiğimiz zaman, o günden bu yana, Niğde gibi bir kentte sporun erdiği evrenin ne yazık ki iyi olduğunu söyleyemeyiz. Altyapısı yetersiz. Niğde’de, Niğde Stadı 1970 yılında yapılmıştı, 1987 yılında genişletildi, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı döneminde 2016 yılından beri stadın yapılacağı söyleniyordu, nihayet Mayıs 2021 yılında stat yıkıldı. “Beş yüz elli günde bu stat bitecek.” deniyordu; on bir ay geçti, hâlâ stat yıkıntı olarak duruyor ve bir çivi dahi çakılmadı, bunun yansıması ne oldu? Niğde Anadolu Futbol Kulübü var, bu kulübü 2018 yılında altyapıda sporcu yetiştirmek için İzmir Altınordu Spor Kulübü satın almıştı, daha sonra geçen yıl Galatasaray Kulüp Başkanı Burak Elmas bu takımı satın alarak bölge için önemli bir altyapı spor kulübünü oluşturdu ama stat olmayınca Niğde Anadolu Futbol Kulübü, üniversite stadında maçlarını yapmak zorunda kaldı, Niğde üniversite stadında da kar yağdığında, kepçeyle stadın zemini kazınınca tarlaya döndü ve göçebe olarak oradan oraya maçlarını oynamak zorunda kalan bir takıma dönüştü. Sonunda ne yazık ki Niğde Anadolu Futbol Kulübü küme düştü. Böyle olunca da Niğde’nin tek profesyonel sayılabilecek takımı bir alt kümeye düşmüş oldu. Onun için bu dönemde Niğde stadının söz verildiği gibi bir an önce yapılıp Niğde’ye kazandırılması gerekiyor. Neredeyse bir yıl geçmiş üzerinden statla ilgili bir çalışmanın olmaması büyük bir eksiklik, bunu da buradan paylaşmak istiyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Düşünce olarak Niğde Anadolu Futbol Kulübünün, Galatasaray Kulübünün bir alt kulübü olarak genç sporculara kapı açan bir kimliğe erdirilmesi güzel bir gelişmeydi. Bunun gibi profesyonel spor kulüpleri 1’Lig’de ve Süper Lig’deki takımların benzer girişimlerini Anadolu’ya yaymalarının faydası olacağını düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, geçmiş süreçte, kendi çocukluk yıllarımıza baktığımız zaman, sporun amatör ruhunun özelliği ve içeriği farklıydı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ÖMER FETHİ GÜRER (Devamla) – Futbol maçları, oynanan koşullar olumsuz da olsa ilgi bulduğu gibi, diğer spor branşları da yaygın olarak yapılırdı. Bugün ne acı ki çoğu lisemizin kapalı spor salonu olmadığı gibi, okullarda sportif faaliyetler oldukça geriye düştü. Yani biraz evvel söyledim, 8 milyonun üzerinde üniversite öğrencisinin 24 bininin aktif sporcu olduğu bir ülkede altyapının ortadan kalkması spora verilen geniş tanımın daralmasına neden oldu.
Spor yalnızca futboldan ibaret olmamalı, amatör spor kulüpleri ve engelli spor kulüplerinin sorunlarını çözecek düzenlemeler sağlanmalı. Bugün engelli spor kulüpleri malzeme temin edemiyor, bir kentten bir kente giderken sponsor aramak zorunda kalıyor. Oysa, bunlarla ilgili geniş bir düzenlemeyi gerçekleştirip her kesimin spor yapacağı, sporun da faydalarında buluşacağı bir düzenlemenin ihtiyaç olduğunu düşünüyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…14’üncü madde kabul edilmiştir.
15’inci madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 15’inci maddesinin dördüncü, beşinci fıkralarının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(4) Bir spor kulübü ile bağlantılı olan spor anonim şirketlerinde şirket kârından kuruculara, yönetim kurulu üyelerine ve diğer kişilere herhangi bir menfaat sağlanamaz.
(5) Gerçek veya tüzel kişiler aynı ligde yer alan birden fazla spor kulübünde veya spor anonim şirketinde doğrudan veya dolaylı olarak hissedarı olamaz.”
Mustafa Adıgüzel
Ali Keven
Yüksel Mansur Kılınç
Fikret Şahin
Burhanettin Bulut
Vecdi Gündoğdu
Abdurrahman Tutdere
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Adıyaman Milletvekili Sayın Abdurrahman Tutdere.
Buyurunuz Sayın Tutdere. (CHP sıralarından alkışlar)
ABDURRAHMAN TUTDERE (Adıyaman) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, spor kanununu konuşuyoruz; tabii, bu kanun teklifinin hem geneli üzerinde hem de bölümler üzerinde yapılan konuşmalarda partimizin hatipleri gerekli açıklamaları yaptılar, ben bu konuda tekrara girmeyeceğim ancak şundan emin olmak lazım: Bu kanun teklifi sporda yaşadığımız gerilemeyi durdurmaya yetmeyecektir, yaşanan sorunları çözmeye yetmeyecektir. Sebebi şu: Türkiye özellikle AK PARTİ iktidarı döneminde her alanda gerilediği gibi spor alanında da geriledi. Tabii, sporda bu ülke neden bu kadar geriledi, neden yeni gençler yetişmiyor, neden uluslararası başarılara imza atan yeni futbolcularımız, yeni sporcularımız ortaya çıkmıyor? Bunun bir sebebi var, o da AK PARTİ iktidarının yanlış politikaları. AK PARTİ olarak siz her şeye siyaseti karıştırdınız, büyük bir doyumsuzluk var; STK’ler bizden olsun, spor kulüpleri bizden olsun, bütün dernekler bizden olsun, her şey bizden olsun dediniz ve sporu da bu hâle getirdiniz. Buradan, milletin kürsüsünden sizleri uyarıyoruz: Elinizi milletin kurumlarından çekin. Bırakın bazı kurumlar da halkın olsun, bazı kurumlar da milletin olsun ki Türkiye’de ilerleme olsun.
Değerli arkadaşlar, hazır, Spor Bakan Yardımcısı da buradayken seçim bölgem olan Adıyaman’la ilgili birkaç eksiği ifade etmek istiyorum. Sayın Bakan, Adıyaman, AK PARTİ iktidarında kamu hizmetlerinden yeteri kadar pay alamadığı gibi sporda da yeteri kadar pay alamadı. Bizim il olarak şu anda amatör de toplam 83 takımımız var, profesyonel ligde 2 takımımız var. Ben buradan büyük zorluklar içerisinde bu sezon da mücadele veren Kâhta 02 Spor’a ve Adıyamanspor kulübümüze başarılar diliyorum, teknik direktöründen tutun, bütün futbolcularına ve bütün seyircilerine şükranlarımı sunuyorum. Zor koşullarda mücadele ediyorlar. İnşallah bu pazar bir maça çıkacaklar, gerçekten bir kader maçı ve pazar günkü maçta da takımlarımıza başarılar diliyorum.
Tabii, takımlarımız büyük zorluklarla boğuşuyorlar, özellikle Kahta 02 Spor. Kahta ilçemiz büyük bir nüfusa sahip ancak stat gerçekten koşullar itibariyle çok verimsiz ve Kâhta 02 Spor’un antrenman yaptığı Kahta Stadı, iktidar -defalarca söz vermiş olmasına rağmen- bugüne kadar bu statla ilgili bir çalışma yapmadı. Sporcuların kalacak yeri yok, otellerde diğer firmaların destekleriyle kalıyorlar. Aynı şekilde Adıyaman’da da, Adıyaman’daki stadımız da gerçekten talepleri karşılayamıyor. Çok eski bir stat, birkaç kere onarıldı ancak şu anda talebi karşılamıyor. Çevre illerle yapmış olduğumuz kıyaslamada Adıyaman Stadı’nın artık gerçekten talebi karşılamadığı açıkça ortaya çıkıyor. AK PARTİ iktidarı, Adıyaman’dan oy almayı biliyor ancak hizmet etmeyi bilmiyor. Bunu nereden anlıyoruz? Kâhta Stadı’na baktığımızdan anlıyoruz, Adıyaman’daki Atatürk Stadı’na baktığımızdan anlıyoruz. İktidarı, bir kez daha Sayın Bakanı Adıyaman’daki spor tesisleri eksiklerini gidermeye davet ediyorum.
Değerli milletvekilleri, Adıyamanspor’un şu anda futbolcuları tesis olmadığı için, yeteri kadar antrenman sahaları olmadığı için huzurevinde kalıyorlar, düşünebiliyor musunuz? Burada kalan çocuklardan, burada kalan gençlerden başarıyı nasıl bekleyeceksiniz? Bir an evvel, Adıyaman’daki spor tesislerinin eksikliğinin giderilmesini bekliyoruz. Yirmi yıllık AK PARTİ iktidarı, Adıyaman’ın çoğu beldelerine henüz bir halı saha daha yapamadı. Bakınız, Adıyaman merkezde, Kömür ve Yaylakonak beldelerimizde halı saha yok, Gölbaşı ilçemizin Harmanlı beldesinde halı saha yok, Çelikhan ilçemizin Pınarbaşı beldesinde halı saha yok. Siz yirmi yılda daha Adıyaman’a bir halı saha yapmayı dahi beceremediniz ancak Adıyamanlılar takip ediyor, milletimiz takip ediyor sizin bu vurdumduymazlığınızı, gerçekten bu halkın hâlinden anlamazlığınızı takip ediyor. İnşallah en kısa sürede, milletin önüne sandık geldiğinde millet bunun hesabını size soracak.
Bakınız, Adıyaman Atatürk Barajı kenarında her yıl onlarca çocuğumuz boğularak vefat ediyor. Bu sıcak bölgelerde bir havuz bile yapmayı beceremediniz, başaramadınız. Adıyaman’da, Urfa’da, bölgedeki bütün illerde yazın çok sıcak havalar olmasına rağmen havuzlar yok.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
ABDURRAHMAN TUTDERE (Devamla) – Eğer siz havuz yapmış olsaydınız gençlerimiz hem yüzme sporunda başarılar sağlayacaklardı hem de ocaklar sönmeyecekti, her yıl onlarca evladımızı biz boğulma vakalarında kaybetmeyecektik. AK PARTİ iktidarı olarak gerçekten büyük bir vurdumduymazlık içerisindesiniz, halkı unutmuşsunuz. Ama şunu unutmayın: En yakın seçimde bu millet maça hazır, sahada hazır. Ve şunu unutmayın: Demokrasilerde en büyük hakem millettir. Millet maça hazır ve ilk sandıkta, ilk maçta size kırmızı kartı gösterecek ve sizi bu sahanın dışına itecek; Türkiye de rahat edecek, gençlerimiz de rahat edecek, milletimiz de rahat edecek.
Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 15’inci maddesinde geçen “imtiyazlar” ibaresinin “ayrıcalıklar” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ayşe Sürücü
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Zeynel Özen
Mahmut Celadet Gaydalı
Ömer Faruk Gergerlioğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 15’inci maddesinin (1)’inci fıkrasında yer alan “veya” ibaresinin “ya da” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Dursun Ataş
Yasin Öztürk
Orhan Çakırlar
Hayrettin Nuhoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
15’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 15’inci madde kabul edilmiştir.
(…)
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – 16’ncı madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 16’ncı maddesinde geçen “ilaveten” ibaresinin “ek olarak” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Bülbül
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Murat Sarısaç
Zeynel Özen
Musa Piroğlu
Ayşe Sürücü
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Federasyonu Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 16’ncı maddesinde yer alan “oluşur” ibaresinin “teşkil olur” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
İmam Hüseyin Filiz
Orhan Çakırlar
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Adana Milletvekili Sayın Mehmet Metanet Çulhaoğlu.
Buyurun Sayın Çulhaoğlu. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonu Kanun Teklifi’nin 16’ncı maddesi üzerinde İYİ Parti grubunun görüşlerini ifade etmek üzere söz aldım, heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kapsamı itibarıyla milyonlarca kişiyi ilgilendiren ve sürekli büyüyerek önemli bir endüstri kolu hâline gelen sporla ilgili bir camianın bütün paydaşlarıyla birlikte uzun süredir bekledikleri bir kanun teklifini görüşüyoruz. Bu alanda bir ihtiyaçtan doğan ve önemli bir boşluğu doldurulması gereken bu teklif ne yazık ki sadece iktidar temsilcileri ile Bakanlık bürokratları tarafından hazırlanmıştır. Alanında faaliyet gösteren spor kulüpleri, spor camiasının en aktif unsuru olan spor basını, akademik çevreler, en büyük kitleyi oluşturan cefakâr taraftar derneklerinin de içinde bulunduğu sivil toplum kuruluşları ve muhalefetin görüşleri yeteri oranda kale alınmadı.
Diğer taraftan Komisyon süreci de sakıncalı yürümüş, teklifte yer alan bazı maddeler, önemleri sebebiyle ihtisas komisyonlarında görüşülmesi gerekirken tali komisyon olarak havale edilmiş olan Plan ve Bütçe Komisyonu ile Adalet Komisyonunda hiç görüşülmemiştir. Bu komisyonlardan âdeta kaçırılarak formalitenin tamamlandığı anlaşılmıştır. Bu yöntem, iktidarın 27’nci Dönemde başından beri tercih ettiği bir yöntem olsa da bu teklifte olduğu gibi, önemli birçok konunun ihtisas komisyonlarında görüşülmesini engellemekte ve kanunun kalitesini düşürmektedir.
16’ncı madde, Türk Ticaret Kanunu’na paralel biçimde spor anonim şirketlerinin yönetim kurulu üye sayılarını ve üyelerin niteliklerini düzenlemektedir. Bu madde aynı zamanda kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesini de Sermaye Piyasası Kurulunun görüşü alınmak suretiyle Gençlik ve Spor Bakanlığına vermektedir. Yönetim kurulu üyeleri hakkında diğer mevzuatta aranan şartlara ilave olarak kimlerin görev alamayacağına dair bütün hususlar teklifin 5’inci maddesinin 4’üncü ve 5’inci fıkralarında açıkça sayılmış, devlet güvenliğinden ihaleye fesat karıştırmaya, uyuşturucudan cinsel tacizlere; şike, rüşvet ve her türlü sahtekârlığa karışarak suç işlemiş olanların yönetimlerde yer almaması isabetlidir. Bazı kesimlerin bu maddenin kapsamına itiraz etmesini ve “Bu şartlarda spor kulüplerine yönetici bulunamaz.” ifadesini çok yersiz ve mesnetsiz bulmaktayız.
Değerli milletvekilleri, spor kulüplerinin yönetici koltukları menfaat temin edilecek yerler değildir. Tam tersine sporun özüne yakışır şekilde tertemiz olmalıdır. Karanlık işlerle ilişkisi olanların itibar kazanacakları yerler olmadığı da artık herkes tarafından anlaşılmaktadır. Gerçek sporseverlerin dürüst ve rahat çalışabilecekleri ortamların oluşmasıyla da elbette Türk sporu kazanacaktır. Bu teklifin bazı maddeleri gibi 16’ncı maddesinin de yerinde ve isabetli olduğunu ifade etmekle birlikte tümüne bakıldığında sporun, sporcuların ve spora gönül verenlerin beklentilerinin tam olarak karşılanmadığını da belirtmeliyim. Bu sebeple, yakın gelecekte yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç olacağı kanaatindeyiz.
İktidarın genel alışkanlığı hâline gelen durumlardan biri de muğlak ifadelerin kullanılmasıdır. Bu muğlak ifadeler kanun maddelerinin ileride kişisel çıkarlara göre yorumlanmasına yol açacaktır. Ayrıca dünyadaki gelişmelere paralel olarak sporun bağımsız yapılanması beklenirken teklifin kanunlaşmasıyla siyasi baskı daha da artacak ve Bakanlığa sağlanan yetkilerle federasyonların bağımsızlığına gölge düşürülmüş olacaktır.
Son olarak, Genel Başkanımız Meral Akşener’in sporla ilgili bir sözünü hatırlatmak istiyorum: “Siyasetçilerin -ben dâhil- spora elini sokmaması lazım. Türkiye’de ligde ne kadar takım varsa hepsinin şampiyon olma hakkı vardır. Bu hakkı elde ederken biri kazanacak, elbette biri de kaybedecek. Kazananın da kaybedenin de ‘Biz çok güzel yarışma yaptık. İşte, onlar kazandı, biz de kaybettik.’ diyerek el sıkışacak pozisyonda olması lazım.” sözü doğrultusunda özellikle yönetenlerin bu konuda hassasiyet göstermeleri, tarafsız olmaları, sporun üzerinden siyaseti uzak tutmaları gerektiğini ifade ediyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
MEHMET METANET ÇULHAOĞLU (Devamla) – Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
16’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 16’ncı madde kabul edilmiştir.
17’nci madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 17’nci maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Ahmet Kaya
Mustafa Adıgüzel
Ali Keven
Yüksel Mansur Kılınç
Vecdi Gündoğdu
Fikret Şahin
Burhanettin Bulut
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 17’nci maddesinde yer alan “belirlenir” ibaresinin “düzenlenir” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Dursun Ataş
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
Fahrettin Yokuş
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 17’nci maddesinde geçen “çıkarılacak” ibaresinin “yayınlanacak” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Bülbül
Zeynel Özen
Murat Sarısaç
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Musa Piroğlu
Kemal Peköz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
17’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 17’nci madde kabul edilmiştir.
18’inci madde üzerinde bir önerge vardır.
Önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 18’nci maddesinde yer alan “uyum göstermek” ibaresinin “uyum sağlamak” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Yasin Öztürk
Orhan Çakırlar
İmam Hüseyin Filiz
Hayrettin Nuhoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen, Edirne Milletvekili Sayın Orhan Çakırlar.
Buyurunuz Sayın Çakırlar. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ORHAN ÇAKIRLAR (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 18’inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyor, hepinize saygılar sunuyorum.
Değerli milletvekilleri, maddeyle, spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin şeffaf olması ve denk bütçe sağlanmasıyla sporun sürdürülebilirliği zorunlu hâle getirilmelidir.
Değerli milletvekilleri, maalesef Türkiye’de spor, futbola indirgenmiş, kulüp yöneticileri iktidara göre pozisyon almak zorunda bırakılmıştır. Bir kısım yöneticilerin siyasetle iç içe geçtiği kulüplerin gövdesi sermayeden beslenmekte, sermayesi olmayan kulüpler ise var olma mücadelesi vermeye mecbur kalmaktadır. İdarecileri ve gövdesi bu durumda olan Türk sporu altyapı sorunlarıyla çözümler beklemektedir. Gençler doğru yönlendirilmeden mahrum kaldığı için motivasyon bulamamakta, motivasyon bulanlar ise bunu devam ettirememektedir. Çok erken yaşta spora başlayan gençler bile gerek lise gerekse üniversitede spordan koparak deyim yerindeyse gelecek kaygısı çekmeyecekleri mesleklere yönelmektedir. Maalesef bu gençlerin suçu değildir, sporu öteleyen eğitim sistemimiz spora istekli gençlerin bile hevesini kırmaktadır.
Değerli milletvekilleri, spor alanında yapılacak değişiklikler ve yenilikler kolektif bir şekilde ele alınmalıdır. Yapılan düzenlemede akademik kurumlar, spor yöneticileri, ilgili kuruluşlar ve sporseverlerin görüşleri dikkate alınarak bir kanun teklifi oluşturulması çok daha verimli olabilirdi çünkü spor siyasetüstü bir kavramdır.
Değerli milletvekilleri, spor söz konusu olunca çoğu insanımızca futbol, basketbol, voleybol, yüzme gibi spor dalları akla gelmektedir fakat ben burada gerekli değeri görmeyen yağlı güreşi de dile getireceğim. En büyük turnuva olan ve her yıl Edirne’nin Sarayiçi mevkisinde yapılan tarihî Kırkpınar Güreşleri Süleyman Paşa komutasındaki akıncı beylerinin Rumeli’ye geçtikten sonra Ahıköy’de dinlenmek için bulundukları çeşme başında 40 yiğidin güreşe tutuşup orada şehadet şerbeti içtikleri bilinir. Dolayısıyla Kırkpınar’ın böyle bir özelliği vardır. Kırkpınar Yağlı Güreşleri 2010 yılı itibarıyla UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’nde yer almaktadır. Bu yıl 661’incisi gerçekleşecek olan Kırkpınar Yağlı Güreşleri, dünyanın en eski spor organizasyonlarından sürdürülebilen bir organizasyondur. Buna rağmen günümüzde bu ata sporu ve güreşçilerimize maalesef yeteri kadar ilgi gösterilmemektedir.
Edirne’deki Er Meydanı için de yıllardır yenileme yapılacağı söylenmekte fakat doğru düzgün herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Spordan bahsederken Bakanlığın bu konuya da hassasiyet göstermesinin Edirne halkının ve güreşseverlerin talebi olduğunu da ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, emekli vatandaşlarımızın bayram ikramiyesindeki artış umudu yapılan açıklamalarla hüsrana uğramıştır. Bayram ikramiyesi olarak 1.100 lira ödenecek olması iktidarın emekliye verdiği değeri tekrar gözler önüne sermiştir. Geçen yıl 1.100 liraya yapılan alışverişin yarısının dahi karşılanmadığı bu piyasada, bu, olsa olsa teselli ikramiyesidir. Bayram ikramiyeleri beş yıldan beri verilmekte olup ikramiyeye yapılan zam ise beş yılda yüzde 10’dur. Yılda yüzde 2’ye tekabül eden bu miktar, içinde bulunduğumuz bu enflasyonist dönemde güdük kalmıştır. Emekli maaşlarının asgari ücretin altında kaldığı bir dönemde bu ikramiyenin maalesef bir anlamı yoktur. Asgari ücretlinin beklediği yarı yıl zammı için de herhangi bir somut adım atılmaması vatandaşımızı her geçen gün yokluğa mahkûm etmektedir. Yeni yılda asgari ücrete yapılan zam bugün erimiş, asgari ücretli ayın ortasını bile getiremez hâle gelmiştir.
Hiç zaman kaybetmeden gerekli çalışmaların yapılıp asgari ücretin revize edilmesi gerekmektedir.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
18’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 18’inci madde kabul edilmiştir.
19’uncu madde üzerinde 3 önerge vardır. Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 19’uncu maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde bulunan “hasılatları” ibaresinin “gelirleri” şeklinde değiştirilmesini, ikinci fıkrasının ise aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(2) Sporcu ile yapılan sözleşmede gönüllülük esas olunduğu yazılı olan hallerde, spor kulüplerince sporculara yapılacak olan gıda yardımı, yol yardımı ve diğer adlarla verilen ve asgari ücreti geçmeyen tutarlar, ücret sayılmaz ve herhangi bir vergi alınmaz. Ayrıca bu kişiler sosyal sigorta kanunu kapsamına alınmaz. Spor kulüpleri tarafından yapılan taşınmaz kiralama işlemlerinde gelir vergisi stopajı %10 olarak uygulanır. 3289 sayılı Yasanın Ek Madde 12’de düzenlenen amatör sporların desteklenmesine ilişkin hükümler uygulanır.”
Mustafa Adıgüzel
Ali Keven
Yüksel Mansur Kılınç
Vecdi Gündoğdu
Burhanettin Bulut
Fikret Şahin
Kadim Durmaz
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Tokat Milletvekili Sayın Kadim Durmaz.
Buyurunuz Sayın Durmaz. (CHP sıralarından alkışlar)
KADİM DURMAZ (Tokat) – Sayın Başkanım, kıymetli milletvekillerimiz, televizyonları başından bizleri izleyen aziz milletimiz; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Uzun yıllardır AK PARTİ döneminde niyet her ne kadar bu ülkenin geleceğine çok katkı sunmak olmasa da gerek komisyonlarda gerekse Mecliste ortak akıl kullanılarak birçok madde üzerinde muhalefetin önerilerinin dikkate alındığı bir yasa teklifini görüşüyoruz. Bu anlamda, Spor Komisyonu üyelerimize, katkı sunan herkese huzurunuzda teşekkür ediyorum, bir ilke imza attılar. (CHP sıralarından alkışlar)
Tabii, burada, bu yasa teklifinin gündeme gelişinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin spor politikaları ya da bu ülkedeki sağlıklı yaşam, ülkemizin uluslararası alanda iyi temsil edilmesi noktasında çok katkı sunabilmesi için spor altyapısından ve spordan siyasi ellerin çekilmesi gerekiyor. Şimdi, buna baktığımız zaman, ülkemizde böyle bir uygulamayı hayata geçirme şansımız var mı? Herhâlde “Var.” diyen çıkmaz bu yüce Meclisten de Türkiye’de yaşayan herkesten de. İşte, o yüzden de bu ülkenin kaynakları bir taraftan spor amaçlı kullanılıp heba edilirken karşılığını alamayışımızın temel nedeni spora da siyaseti soktuğumuzdan kaynaklanıyor arkadaşlar.
Bakın, şöyle birkaç örnek vereyim. Türkiye’de şehirlere sembol olmuş, o ülkenin geçmişteki kaynaklarının kullanımı noktasında şehir merkezlerinde yapılmış kapalı spor salonları vardı. Bütün okulların, ilkokulların kolay ulaşabilir olduğu, akşam üç buçuk, dört buçuk, beş buçukta çıkınca kent merkezinde olduğu için öğretmenleriyle ve aileleriyle gidip spor antrenmanlarının yapıldığı, belli etkinliklerin yapıldığı, halkın da yoğun katılımıyla dikkat çeken spor salonları vardı, bazı stadyumlar vardı. Bunlar hemen kent dışına çıkarılıp beton ormanı yapılarak çocukların araçlarla, toplu taşıma araçlarıyla ya da aile imkânlarıyla oralara götürülüp spora yönlendirilmesi gibi bir yola gidildi ama bu, ülkede amatör spor altyapısını da bitirdi. Tabii, bu yasa teklifi gündeme gelirken -dediğimiz gibi- genel bir spor politikası merkezli değil, Türkiye’de spor kulüplerinin -dünyada olduğu gibi ülkemizde de- futbol merkezli olmasından, iyi yönetilemeyişinden yola çıkıldı. Arkadaşlar, şu anda Türkiye’deki birçok spor kulübü borç batağında. Hâl böyle olunca bir milat gibi yine bu ortak anlayışla, doğru bir yaklaşımla bu sıkıntıdan ülkenin kurtulması gerekiyor.
Bakın, Tokat Erbaa’da, seçim bölgemde bir stadyum ihalesi yapılmış, 2017 yılında beş yüz elli gün süre verilmiş, uzatması verilmiş, pandemi girmiş ama bu bitmemiş, şimdi ihale sürecini bekliyor. Türkiye’nin birçok yerinde aynı şekilde “spor alanı” adı altında kentlerde tahrip edilmiş yeşil alanları görmekteyiz.
Bu ülkede 2020, 2021, 2022’de öğretmen atamalarına bakıyoruz, “sporun altyapısı” dediğimiz beden eğitimi öğretmenlerinin oranı… En son 350 beden eğitimi öğretmeni almışız 2022’de. Arkadaşlar, bu nüfusla, bu genç nüfusla, bu öğrenci sayısıyla, bu eğitimci kadrosuyla biz sporda hedefi yakalayamayız. Kesinlikle, atanamayan öğretmenler noktasında, ülkemizin dünyadaki imajına katbekat mesafeler aldıracak, bu ülkenin doğru tanıtımını yapacak önemli organizasyonlardan biri spor. Buna önem verip bu sayıyı artırmamız gerekiyor, buradan siyasi elleri de çekmemiz gerekiyor.
Yine, dünyada olimpiyat oyunları yapılmış; arkadaşlar yirmi yıldır bu ülkeyi yönettiğinizle övünüyorsunuz -AK PARTİ Grubu size söylüyorum- Türkiye Cumhuriyetinde 1 tane olimpiyat yapmayı başaramadık. (CHP sıralarından alkışlar) 3 kez, 4 kez, 5 kez olimpiyat organizasyonu yapan ülkeler var ama Türkiye Cumhuriyeti dünyaya kendini iyi ifade edebilse, dünyayla barışık yaşasa, diplomasi yollarını kullansa, saygın bir ülke olmayı hedeflese biz cumhuriyetin 100’üncü yılında, Türkiye’de bir olimpiyat organizasyonu gerçekleştirebilirdik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
KADİM DURMAZ (Devamla) – Teşekkür ederim.
İşte, Türkiye’deki insanları yoksulluğa iterken, dünyada nereden kazandığı belli olmayan milyar dolarları olanların listesine sayılar eklerken spor noktasında da, yoksullaştırma noktasında da, bu ülkenin kaynaklarını vicdanlı, şeffaf, hesap verebilir harcama noktasında da AK PARTİ iktidarı sınıfta kalmıştır; bunu da belirtmek istiyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar) Yine de bütün olumsuzluklara rağmen bu yasanın kulüplerimize hayırlı uğurlu olmasını Cenab-ı Hak’tan diliyorum.
Bir şeyin daha altını çizeceğim arkadaşlar; kulüplerde hızla bir şirketleşme modası geldi, birtakım insanlar yerel yönetimlerle ya da merkezî hükûmetten sözler alarak genel kurullarda…
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KADİM DURMAZ (Devamla) – Sayın Başkanım…
BAŞKAN – Buyurun.
KADİM DURMAZ (Devamla) – Peki; eyvallah, teşekkür ediyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Söz hakkı verdim efendim ama siz…
Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 19’uncu maddesinde yer alan “yararlanır” ibaresinin “faydalanır” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Dursun Ataş
Yasin Öztürk
Hayrettin Nuhoğlu
İmam Hüseyin Filiz
İbrahim Halil Oral
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Ankara Milletvekili Sayın İbrahim Halil Oral.
Buyurunuz Sayın Oral. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
İBRAHİM HALİL ORAL (Ankara) – Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 19’uncu maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, toplumda ve spor camiasında oluşan kapsamlı spor yasası düzenlemesi beklentisi şeffaf, adil, gelişmeye açık bir spor sistemini işaret etmektedir ancak görüşülen teklif bu bağlamdan çok uzaklaşmıştır. Ülkemizde her şeyi Beştepe’deki bir tek adamın ve farklı makamlardaki tek adamların iki dudağı arasına hapseden Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi, bu teklifle, spor camiasına yansıtılmak istenmektedir.
Bir kere, şunu ifade etmek gerekir: Bu teklif, sözde bütün sporları kapsasa da futbol merkezli düşünülmüş bir tekliftir; amatör sporları, okul sporlarını, gelişmekte olan branşları, kadın sporlarını geliştirmeye dayalı bir vizyon, maalesef ortaya koyamamaktadır; tam bu özelliğiyle de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini yansıtmaktadır. Toplumun genelini dikkate alamayan, bazı kişi ya da gruplar dışında kimseyi dinlemeyen bir saray teklifidir. Âdeta spor üzerinde bir bakanlık vesayeti kurulmaktadır. Federasyonlara genel sekreter atayabilen, her türlü denetimi tek elden yürüten, taşra teşkilatlarını baypas edip basit kulüp kuruluşlarını dahi tek eline alan, genel kurulları iptal edip yeniden yaptırabilen bir bakanlık bu teklifle yaratılmak istenmektedir. “Vesayetleri sonlandıracağız.” diye diye iktidara gelen AK PARTİ, sonunda spordaki vesayetini de kurumsallaştırmıştır. Sporu para ve rant odaklı gören zihniyet sona ermeden, tek adamlık anlayışını bitirmeden asla kurtulamayacağız.
Değerli milletvekilleri, kulüplerin bütçeleri ve gelirleriyle alakalı düzenleme teklifinin kulüplerle istişare edilmediği açıktır. Özellikle 19 ve 20’nci maddeler bağlamında çok daha kapsamlı düzenlemeler yapılması noktasında, maalesef beklenti mevcuttur. Limit belirleme süreçlerinde federasyonların da sorumluluk alması şarttır. Özellikle son dönemdeki büyük kur farklılıklarının kulüplere bindirdiği yük asla atlanılmamalıdır. Şeffaf mali durumu üretmek için yola çıkılırken kulüpleri Bakanlık baskısına kurban etmemek gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde hazine arazileri satılmaktadır, garanti ödemeli projelerle kaynaklarımız eritilmektedir; vatandaşlığımız dahi satılmaktadır. İşte, bu ortamda, görüşülmekte olan kanun teklifinde, spor kulüplerinin aynı vatandaşlık satışı gibi, Katarlılara ve diğer Körfez ülkelerine satılarak içlerinin boşaltılamayacağının garantisi yoktur. Geçmişte AK PARTİ’li belediyelerce büyük paralarla yükseltilen kulüpler şimdi bu şekilde satılabilecektir ancak tam bu noktada bir çelişkiyle, bu teklif gelecekte büyükşehir belediyelerinin kulüplere kaynak aktarmasının önünü kapatmaktadır. Belediyeler AK PARTİ’de iken bu kaynaklar paşa paşa aktarılmıştı, şimdi neden engelleme ihtiyacı duyuyorsunuz, bunu çok merak ediyoruz. Burada bir çifte standart vardır, yerel seçimlerde aldığınız mağlubiyetin acısını buradan çıkarmaya çalıştığınız da aşikârdır. Bu teklif genel olarak eksik yönlere sahiptir ancak yirmi yıldır spora kurulan baskı ve siyasallaştırma garabetine rağmen sporla alakalı getirdiğiniz bu eksik düzenlemeye bütün siyasi parti gruplarının verdiği destek iktidara çok büyük bir sorumluluk yüklemektedir; umarım, Türk ekonomisini küme düşürdüğünüz gibi Türk sporunu da küme düşürmezsiniz.
Değerli milletvekilleri, konu spor olunca başkentimiz adına bir soruyu da sormak istiyorum: Sahi, ne oldu bizim 19 Mayıs Stadı, ne oldu bizim Başkent’e yakışacak spor komplekslerimize? İktidarı bu noktada acilen adım atmaya çağırıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
İBRAHİM HALİL ORAL (Devamla) – Ankara, başkent olmasına yakışır uluslararası standartlardaki spor tesislerine bir an önce kavuşmalıdır.
Son olarak da çok zor ve güç şartlarda mücadele eden Türkiye Şehit Aileleri Derneği (TÜRŞAD) Adilcevaz Erkek Voleybol Takımını da Efeler Ligi’ne yükselmesi sebebiyle tebrik ediyor, başarılarının devamını diliyorum.
Bu düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 19’uncu maddesinde geçen “gerçekleştirmek” ibaresinin “yerine getirmek” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Bülbül
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Zeynel Özen
Musa Piroğlu
Murat Sarısaç
İmam Taşçıer
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZIM MAVİŞ (Sinop) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Diyarbakır Milletvekili Sayın İmam Taşçıer.
Buyurunuz Sayın Taşçıer. (HDP sıralarından alkışlar)
İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi, ülkedeki sporun içinde bulunduğu çıkmaza çözüm üretmekten uzak olmakla birlikte aksine sorunları daha da derinleştirecektir. Kanun teklifinin genel gerekçesinde yer alan her ne kadar Anayasa’nın 59’uncu maddesine atıf yapılmışsa da içerik olarak sporu geliştiren değil, aksine endüstrileşmiş sporu iyiden iyiye metalaştırmayı amaçlamaktadır.
Kanun teklifinin 11’inci maddesinde kamu yararı çalışan spor kulüplerinin özellikleri belirtilirken ülke gerçekleri dikkate alınmamış, maddede belirtilen kriterlere uygun bir avuç spor kulübüne devlet imkânlarının sağlanmasının önü açılmış, kriterlere uymayan spor kulüpleri devlet yardımından muaf tutularak kaderlerine terk edilmiş olacaktır. Bu madde bile başlı başına Anayasa’nın 59’uncu maddesindeki zikredilen “Devlet sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.” ifadesine ve de tabii ki Anayasa’ya aykırıdır.
Yine, kanun teklifinin 47’nci maddesinde Anayasa maddesine aykırılık içermektedir. Malum olduğu üzere spor kulüpleri Dernekler Kanunu çerçevesinde kurulmakta olan derneklerdir, derneklerin üyeleriyle aralarındaki ilişki ise sözleşmesel ilişkilerdir. Bu yönüyle de dernek üyesi sıfatı ne olursa olsun dernekle arasında sözleşmesel ilişkiyle bağlıdır. Ancak kanun teklifinin 47’nci maddesinin (1)’inci fıkrasında dernek yönetim kurulu üyelerinin kendi dönemlerinde yapmış oldukları borçlanmalar neticesinde hapis cezasıyla karşı karşıya kalacakları belirtilmiştir. Bu hususun da açıkça Anayasa’nın 38’inci maddesinde belirtilen “Hiç kimsenin bir sözleşmeden dolayı özgürlüğünün kısıtlanması mümkün değildir.” ifadesine aykırı olduğu görülecektir.
Kanunun 52’nci ve 53’üncü madde gerekçelerinde federasyon hukuk kurullarının yapısı nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin son dönemde verdiği ihlal kararlarının dikkate alındığı belirtilmiş ve bu maddelerin bu karar çerçevesinde yeni ihlal kararlarının önüne geçmek için düzenlendiği belirtilmiştir. Ancak söz konusu maddeler, teklif incelendiğinde federasyon hukuk kurullarının yine federasyon yönetim kurulları tarafından atama usulüyle belirleneceği görülecektir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 18 Mayıs 2021 tarihinde -Amedspor’lu Deniz Naki- Amedspor ve Türkiye kararında da görüleceği üzere, mahkemece söz konusu hukuk kurullarının oluşum şeklinin başlı başına tarafsız ve bağımsız olmadığı belirtilmiş ve bu sebeple ihlal kararları verilmiştir. Ama kanun teklifinin madde metninde söz konusu hukuk kurullarının belirlenmesine ilişkin usulde bir değişiklik olmamakla birlikte kelime oyunuyla “bağımsız ve tarafsız oldukları” ifadesiyle bu hukuksuzluk giderilmeye çalışılmıştır. “Federasyon hukuk kurulları bağımsız ve tarafsız.” denilerek bağımsız ve tarafsız olunamaz, bunu hepimiz bilmekteyiz; bağımsız ve tarafsız kişilerce seçilerek olunur. Bu düzenlemeyle AİHM tarafından ihlal kararlarıyla karşı karşıya kalınması kaçınılamaz olacaktır.
Spor kulüplerinin, sporcu birliklerinin, spor federasyonları ve spor taban birliklerinin öneri ve görüşleri alınmadan birkaç bürokratın hazırlamış olduğu bu kanun teklifi, sporun kangrenleşmiş olan sorunlarına çare olmak bir yana sporun içinde bulunan sorunları derinleştirmekten öteye götürmeyecektir. Spor altyapısına katkı sunmayan, gençlerin spora teşvik edilmesine ilişkin çözüm getirmeyen, sadece belli branşlardaki spor kulüplerinin yarattığı sorunlar dikkate alınarak hazırlanan, spor alanına iktidarın sınırsız müdahalesinin önünü açmaktan başka bir gaye taşımayan bu kanun teklifi, sporu endüstri, sporcuyu meta olarak gören federasyonların temel hak ve hürriyetlerine aykırı vermiş oldukları kararları kitaba uydurmaya çalışan bir anlayışın tezahürüdür.
Spor Kanunu hakkında söz almış olmam vesilesiyle gerek sahada gerekse de hukuk önündeki her türlü haksızlığa ve hukuksuzluğa direnen Amedspor’a da Play-Off yolunda başarılar diler, Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
19’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 19’uncu madde kabul edilmiştir.
(…)
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – 20’nci madde üzerinde 4 önerge vardır. Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 20’nci maddesinin 7’nci fıkrasının sonuna “İlgili spor federasyonu, 4/a, b ile 5. fıkrada yer alan temlik ve borçlanma oranlarını azaltabilir, ancak artıramaz.” cümlesinin eklenmesini, 10’uncu fıkranın (b) bendinde yer alan “esastır” ibaresinin “esas olup spor federasyonları mali denetimde bu hususu öncelikle gözetecektir.” şeklinde değiştirilmesini, 11’inci fıkrasının sonuna gelmek üzere “ve Bakanlığa bildirilir.” ibaresinin eklenmesini, 13’üncü fıkrasında bulunan “verdikleri zararlardan müteselsilen” ibaresinin çıkarılmasını, “Ancak” ibaresinin “Ayrıca” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mustafa Adıgüzel
Vecdi Gündoğdu
Ali Keven
Fikret Şahin
Yüksel Mansur Kılınç
Burcu Köksal
Burhanettin Bulut
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ NAZİM MAVİŞ (Sinop) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Burcu Köksal.
Buyurunuz Sayın Köksal. (CHP sıralarından alkışlar)
BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; spor kulüplerini dernek statüsünden çıkarıp şirket statüsüne getirmeye çalıştığınız ama her sıkıştığınızda da Dernekler Kanunu’na atıf yaptığınız bir yasa teklifini burada konuşuyoruz. Gerçi Komisyonda önerilerimizin bazılarını dikkate alıp Genel Kurula gelirken düzeltmeler yaptınız ama hâlâ eksiklikler ve yanlışlıklar da yok değil. Mesela 10’uncu maddede spor tesislerinin kira ve irtifak hakkı düzenlenmiş, irtifak hakkı kırk dokuz yıl için tanınıyor. Şimdi, Komisyonda da sordum cevap alamadım, niçin kırk dokuz yıl? Kırk dokuz yıl çok uzun bir süre, bazen insan ömrü bile yetmeyebilir.
24’üncü maddede Bakanlığın alacaklarına öncelik tanınmış. İcra İflas Kanunu’nda bile işçi alacakları öncelikliyken burada niye Bakanlık alacakları öncelenmiş? İşçinin ya da sporcunun alacağı, emeği daha mı geride kalmalı, bunun da bir cevabını alamadık.
48’inci maddede “Bu Kanunda tanımlanan suçlara ilişkin delil veya emarelerin tespiti hâlinde Spor Toto Teşkilat Başkanlığı, doğrudan Cumhuriyet başsavcılığına başvuruda bulunabilir.” diyor. Yani Spor Toto Teşkilat Başkanlığına âdeta seçimlik bir yetki tanınmış “İster suç duyurusunda bulun ister suç duyurusunda bulunma.” diye. Ya, böyle şey olur mu? Bir kere, bir suçun tespiti hâlinde her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının görevi, bu suçu cumhuriyet savcılığına bildirmektir. Şimdi, siz suçu tespit edip bunu bildirmezseniz, gizlerseniz bu da bir suçtur.
Bir de şu anda, sporcularımızın beklediği bir spor sicil affı var. Komisyonda da biz bu talebimizi söyledik ama dikkate alınmadı, ben buradan çağrımızı yineliyorum: Lütfen gelin, bu spor sicil affını çıkaralım. Şike ve cinsel suçlar nedeniyle verilen disiplin cezaları ile ödüllerin iadesi, ihraç, tescilin iptali, hükmen mağlubiyet, puan indirme, ligden düşürme, seyircisiz oynama, saha kapatma ve para cezaları hariç çeşitli disiplin suçlarının sicilden terkinini talep ediyorlar. Bu şekildeki bir spor sicil affını niçin istemiyorsunuz?
Cezalar ve sicil affı demişken, disiplin kurullarının oluşumu da sıkıntılı. Bir disiplin kurulu oluşturuyorsunuz, yargılama yapıyor, ceza veriyor ama hukukçu üye zorunluluğu yok. Ayrıca, kadın üye zorunluluğu da yok. Düşünün bir kere, kadın sporculardan birisi disiplin kurulunun önüne geliyor, bütün kurul erkek. Benim anladığım kadarıyla sanırım bu yasa teklifinde kadın sporcuları da yok saymışsınız ama o yok saydığınız kadınlar bugün her alanda varlar. Sporda, siyasette, iş dünyasında, fabrikada, iş yerlerinde, evde, tarlada, bağda, bahçede, hayatın her alanında kadınlar var ve size rağmen var olmaya devam edecekler. (CHP sıralarından alkışlar) Sizin iktidarınızda da maddi zorluklara en çok katlanan, geçim sıkıntısını en acı şekilde hisseden kadınlar.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 20’nci maddesinde yer alan “müsabakaların” ibaresinin “karşılaşmaların” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
İmam Hüseyin Filiz
Behiç Çelik
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mersin Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurunuz efendim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 20’nci maddesi için verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün, ülkemizin sportif başarısını, kulüplerin ve federasyonların geleceğini doğrudan etkileyecek olan, sporseverlerin de ilgiyle takip ettiği bir yasa teklifini görüşüyoruz. Bilindiği üzere, kamu sağlığının desteklenmesinde, kötü alışkanlıkların ve bağımlılıkların bertaraf edilmesinde, vatandaşların sosyal gelişimlerinde sporun kritik bir rolü vardır. Bir ülkede sporun gelişmesi demek, o ülkede sağlıklı ve ahlaklı bir toplumun varlığına işaret eder. Yine millî duyguların pekişmesinde de sporun yapıcı rolünü yadsıyamayız. Hukuki açıdan ise, Anayasa’nın 58’inci ve 59’uncu maddeleri gereğince, sporun kitlelere yayılmasında, sporcunun desteklenmesinde ve fertlerin spora teşvik edilmesinde devletin sorumluluğu söz konusudur. Dolayısıyla, böyle önemli bir konuda mevzuatta bugüne kadar bir düzenleme yapılmamasını, hukuki, kültürel, ahlaki ve vicdani açılardan birer sorumsuzluk olarak değerlendirebiliriz.
Değerli arkadaşlar, spor camiası içinde çok ciddi bir kayıtsızlık ve çürümüşlük de söz konusudur. Mali kriz yaşamayan bir tek spor alanı kalmamıştır, usulsüzlükler ve yolsuzluklar had safhaya ulaşmıştır. Mevzuattaki eksiklik ve yasal boşlukları fırsat bilen bazı kişiler ve gruplar her türlü hileyle haksızca zenginleşmektedirler. Güzide kulüplerimiz her geçen gün borç batağına biraz daha saplanıyor. Geçtiğimiz yıl 4 büyük kulübün toplam borcu ne kadar arkadaşlar, tahmin edin? 17 milyar 380 milyon TL’dir. O zaman ben buradan şöyle bir sonuç çıkarıyorum: Bu borç bu seviyelere gelene kadar, düzenbazlar servetlerine servet katarken iktidar ne yapıyordu? Bütün bunlara seyirci kalan, göz yuman herkes bu çürümenin, bu çöküşün ortağı değil midir? Hiç şüphesiz öyledir.
Değerli milletvekilleri, diğer taraftan, çözümden çok sorun yarattığı aşikâr olan “Ben yaptım, oldu.” mantığının mevcudiyeti de devam ediyor. Her zaman olduğu gibi, bu teklif hazırlanıyorken hiçbir tali komisyondan geçmeden buraya getiriliyor. Esas komisyon görüşmelerinde kulüplere söz hakkı verilmiyor. Kaç uzmanla, kaç hukukçuyla, kaç kulüp yetkilisiyle istişare edildiğini biliyor muyuz? “Toplam 65 tane spor federasyonumuz var.” deniliyor. Bunların kaç tanesiyle görüşüldüğünü biliyor muyuz? Maalesef bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, verdiğimiz bütün önergeleri reddeden, oldubittiye dayalı bir idare anlayışının bu ülkenin hiçbir derdine derman olmadığıdır.
Teklifin 20’nci maddesine gelince, bu maddeyle spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin bütçe ve harcama ilkelerinde düzenleme yapılmaktadır. Yine bu maddeyle spor kulüpleri ve şirketlerdeki gelir ve alacakların devrine, borçlanma ve borç vermeye ilişkin koşullar belirlenmektedir. Ayrıca, kulüp yöneticilerinin verdikleri zarardan ötürü müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmektedir. Evet, kontrolsüz borçlanmayı önlemeye, yönetimde şeffaflık sağlamaya, mali istikrar kazandırmaya bir itirazımız yoktur ancak şeffaf ve titiz bir denetim ve disiplin mekanizmasının elzem olduğunu düşünüyoruz. Bu mekanizmanın objektif ve hakkaniyete uygun olarak yürütüleceğinden de emin olmak isteriz. Teklifte yoruma acık, muğlaklık içeren ifadelerin bürokratik engellere ve keyfî yönetim usullerine kapı aralayacağına ilişkin endişelerimiz, yirmi yıllık AKP iktidarının fazlasıyla lekeli sicilinden kaynaklıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) – Ülkemizi krizlere sürükleyen tek adam rejimi spora da el atmak istiyorsa buna asla razı olamayız. Biz İYİ Parti olarak sporcu ve sporsever yurttaşlarımız için en iyi şartların sağlanmasından yanayız. Dünyayla rekabet edebilecek nitelikte ve kapasitede bir spor kültürünü hedefliyoruz ve tabii, bunu sağlayacak olan adil, işlevsel ve kapsayıcı bir hukuki düzeni savunuyoruz.
Bu duygularla hepinize tekraren saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 20’nci maddesinde geçen “nitelikleri” ibaresinin “özellikleri” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Bülbül
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Musa Piroğlu
Zeynel Özen
Murat Sarısaç
Nuran İmir
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Ampute Milli Futbol Takımımız şu anda dinleyici locasından Genel Kurulu izlemektedir. Kendilerine hoş geldiniz diyoruz. (Alkışlar)
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin çerçeve 20’nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan “ayrı” ibaresinin “başka” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Tamer Osmanağaoğlu
Ali Muhittin Taşdoğan
İbrahim Ethem Sedef
Mustafa Hidayet Vahapoğlu
Saffet Sancaklı
Mehmet Celal Fendoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kocaeli Milletvekili Sayın Saffet Sancaklı.
Buyurunuz Sayın Sancaklı. (MHP sıralarından alkışlar)
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) – Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Ampute Milli Takımı’mız burada; aslanlar, kahramanlar sizleri de selamlıyorum, buradan da alkışlıyorum.
Evet, bir spor yasası çıkarıyoruz, çok sevindirici şeyler oluyor Mecliste. 5 tane grubu olan partinin değerli milletvekilleri hem komisyonda olsun, hem komisyonun dışında olsun ciddi çalışmalar yaparak bu yasayı inşallah yarın akşam itibarıyla çıkarmış olacağız. Tabii, bu yasayı çıkarmamızın sebebi Türk sporunun sorunlarını çözüp bir zemine oturtmak ve Avrupa’nın gelişmiş ülkelerinde nasıl yönetiliyorsa bu spor, bu futbol nasıl yönetiliyorsa o şekilde yapmak, bu kulüpler hepsi ayrı ayrı birer değer bizim için ve bunları da aynı şekilde bir zemine oturtup bunların yaşamasını sağlamak ve bunların başarılı olmasını sağlamak için. Tabii, bu yasa keşke on beş sene önce çıksaydı, on sene önce çıksaydı, beş sene önce çıksaydı bu duruma gelmezdik ve bu yasada çok sevindiren bir konu var; Mecliste bir yasa çıkıyor ve siyaset konuşulmadan çıkıyor. Demek ki spor siyasetüstü bir konudur ve hepimizi mutlu edecek bir konudur. Tabii, biz buradan da gelip konuşurken de bazı yanlış anlaşılmalar da olabiliyor. Bugün beni değerli bir kulübümüzün değerli bir Başkanı aradı, dedi ki: “Konuşmanda acaba şunu mu ima ettin bize?” diye bir serzenişte bulundu. Tabii ki öyle bir şey ima etmedim.
Çok değerli bir kulübümüzün de çok değerli bir Başkanı benim onlara hakaret ettiğimi ima etmiş. Kesinlikle öyle bir şey yok, söylediğim konu şuydu, benim anlatmak istediğim de şu: “Türk sporuna çöreklenmiş gruplar var, gayrimeşru adamlar var. Her türlü pisliği çeviriyorlar, kendileri nemalanıyorlar, para kazanıyorlar, yasadışı bazı şeyler yapıyorlar özellikle bahis konusunda ve kulüpleri batırdılar.” dedim. “Bu arkadaşlar bu yasadan sonra Türk sporunu terk edecekler.” dedim, söylediğim bu. Ha, kulüp başkanlarına ve bazı yöneticileri de sitemim şu: Diyorlar ki: “Bu yasa çıkarsa yönetecek adam bulamazsınız.” Ben de “Türkiye’de 500 tane şerefli adam mı bulamayacağız, sadece siz mi varsınız şerefli olan?” dedim ama çok değerli bir kulübümüzün Başkanı şöyle anlamış: “Kaptan bize şerefsiz ve namussuz dedi.” Öyle bir şey demedim, öyle bir anlaşılmaya da mahal verdiysem hakkınızı helal edin, öyle bir şey demedim. Zaten o kulüp Başkanı da Türkiye’nin en zengin adamı. Kendisine birisi “Türk futboluna para kazanmaya geldi.” dese herhâlde herkes güler bu konuya onun için. Alınmış başkanlarımız, buradan ben böyle bir açıklama yapmak istedim. Buradaki güzellik şu: 5 tane grubu bulunan parti siyaset konuşmadan bu yasayı çıkarmak istiyor.
Bir sitem daha var: “Bizim dediklerimizi kale almadılar, bizi dinlediler ama bizim söylediklerimizi yapmadılar.” İşte, burada 3 tane muhalefet partisi milletvekilleri var, Komisyonda kendileriyle de konuştum. 60 tane madde var toplamda yasada. Biraz evvel sordum Yıldırım Bey’e, Cumhuriyet Halk Partisinin Komisyon Başkanı herhâlde, bu sporla ilgili. “Bize kulüpler geldi, bütün kulüpler geldi; büyük kulüpler dâhil anlattılar isteklerini. Biz de bunları önerge yapıp sunduk. Çok teşekkür ederiz, ilk defa böyle bir şey oluyor; 60 maddenin 38’inde değişiklik yapıldı.” dendi. Öyle mi? 60 maddenin 38’inde muhalefet partilerinin istediği oldu. Muhalefet partilerinin istediği oldu derken kulüplerin size gelip söyledikleri istekler kondu bu maddelere.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Siz de muhalefette değil misiniz üstadım?
SAFFET SANCAKLI (Devamla) – Mahmut Bey, çok ciddi bir şey anlatıyorum.
Demek ki 60 maddenin 38’inde kulüplerin istediği olmuş, toplumun istediği olmuş, partilerin istediği olmuş, milletvekillerinin istediği olmuş ki grubu bulunan 5 partinin siyaset konuşmadan huşu içinde bir yasa çıkarılıyor. Bu çok önemli arkadaşlar, bu çok değerli. Onun için, kulüp başkanlarından ricamız şu: Biz kulüplerin düşmanı değiliz ya. Saffet Sancaklı benim adım, on sene amatörde oynadım on beş sene profesyonel liglerde oynadım. Ben ve diğer bütün arkadaşlarım bu kulüpleri ayakta tutmaya çalışıyoruz, geleceklerini garanti altına almaya çalışıyoruz ve buradan da konuşma yapıyoruz. Arkadaşlar benim konuşmamı yanlış anladıysa bir kez daha söylüyorum: Hakkınızı helal edin.
Ama bu yasadan geri dönüş yok. Onun için, hepinize de teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP, AK PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
20’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 20’nci madde kabul edilmiştir.
21’nci madde 3 önerge vardır. Önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 21’inci maddesinin (1)’inci fıkrasında bulunan “ve üst kuruluşlara” ibaresinin ve (3)’üncü fıkrasının birinci cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yıldırım Kaya
Hüseyin Yıldız
Burcu Köksal
Hasan Baltacı
Ahmet Kaya
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 21’inci maddesinde yer alan “Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle” ibaresinin “Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelik ile” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Dursun Ataş
Hayrettin Nuhoğlu
Yasin Öztürk
Orhan Çakırlar
Hasan Subaşı
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Antalya Milletvekili Sayın Hasan Subaşı.
Buyurunuz Sayın Subaşı (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
HASAN SUBAŞI (Antalya) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 21’nci maddesi hakkında partim adına söz almış bulunuyorum. Emek çeken arkadaşlarıma teşekkür ediyoruz, dileriz ki istedikleri gibi bir yasa teklifidir. UEFA ve FİFA’dan birtakım sıkıntılar olabilir diye düşünüyorum. Ben Belediye Başkanıyken -Alpay Bey hatırlar, Saffet kardeşimizle beraber- futboldan anlamazdım, takip de etmezdim; Antalyaspor 3. Lig’e düşmek üzereydi, kulüp dağılmak üzereydi, yönetim bana geldi, “Bu kulübü ya kayyuma teslim edeceğiz ya da Belediye Başkanı olarak sen teslim alacaksın.” dediler. Ben de sorumluluk sahibi biri olarak ve bir şehremini sıfatıyla kabul etmek zorunda kaldım ve dokuz yıl Kulüp Başkanlığı yaptım.
Bu arada, baktığımız zaman, sadece hacizli bir telefonu vardı, onun dışında kulüp dağılmıştı, antrenmanlara çıkamaz hâldeydi ve sonuncuydu, 3. Lig’e düşmek üzereydi, 3-4 maç kalmıştı. Ben de siyasi çekişmeleri siyasetin dışına çıkarabilmek için bütün Kulüp Başkanlığı yapmış Antalya’da ne kadar kişi varsa hepsini davet ettim. “Yönetime davetlisiniz, yönetim kurulunda yer alır mısınız?” dediğimde hemen hemen hepsi yönetim kurulunda yer almışlardı. Ayrıca, yine Antalya’nın tanınmış siması Gültekin Çeki’yi -rahmetli, bizim şöhretli ve tanınmış insanımız, rahmetle anıyorum; aynı zamanda da Spor Bakanlığı Müsteşarıydı, emekli müsteşar- Genel Sekreter yapmıştık. Antalyaspor Kulübü Türkiye’nin en tertipli, intizamlı kulübü hâline gelmişti, kurumsallaşma için büyük adımlar atmıştık.
Başkanı olduğum derneği tamamen altyapıya ve amatör sporlara ayırmıştık. Aynı zamanda bir vakıf kurmuştuk, kazandırdığımız tesisleri, sosyal tesisleri de vakfa kazandırmıştık, Antalyaspor Vakfına. Aynı zamanda, bir de bugün kurulmak istenen anonim şirketi kurmuştuk 1990’lı yıllarda. Aynı zamanda, milyonların döndüğü bir futbol kulübünde denetimi sağlamak istemiştik. Bağımsız denetim yapılıyordu ve aynı zamanda kamu borçlarından dolayı da yöneticiler zaten kişisel servetleriyle sorumluydular her anonim şirkette olduğu gibi. Biz, bir süre sonra, Antalyaspor Kulübü, hem basketbolda hem futbolda 1.Lige çıktıktan sonra Avrupa Kupası maçlarını oynamaya başlamıştık, başarılı bir kulüp olmuştuk. Teslim ederken de Türkiye’de belki borçsuz birkaç kulüpten biri olmuştuk.
Futboldan anlamıyorum demiştim ama futboldan anlayanları, liyakat sahiplerini yerli yerine oturtmuştuk, intizamlı bir kulüp hâline getirmiştik, kurumsallığını sağlamıştık. Bugün yapılmak istenenin belki önemli bir bölümünü yapmıştık ama bu yasada benim dikkatimi çeken, futbol özerklik ister, burada Bakanlığa sağlanan yetkilerle özerkliği zedelenmiştir. Oysa futbolu paydaşları yönetmek durumundadır. Bugün Federasyon Yasası’nda da FIFA’nın, UEFA’nın kurallarında da özerkliğe çok dikkat edilir. Onun için, zannediyorum, emek çekilmiş ve bütün partilerin de katılımıyla sağlanmış bu hususlar, bu hükümler UEFA ve FIFA’nın ciddi eleştirilerine muhatap olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
HASAN SUBAŞI (Devamla) – Yine, önümüzdeki aylarda bu yasa çokça gelecektir. Bu yasa görüşüldüğü için bugünkü Başkanımız, Antalyaspor Kulüp Başkanı Aziz Çetin birkaç hususu bana iletmişti. “Kulüpler Birliğinin de itirazları olacaktır.” diye ve söylemek istediği de 13’üncü, 15’inci ve -benim bugün konuşmak üzere söz aldığım- 21’inci maddede kulüplerdeki şirkette hâkim pay, sadece şirket ortaklarındaki hâkim pay yerine bunun serbestçe olması çok önemli bence de. Ayrıca, Bakanlığa vesayet sistemi kuracak şekilde yetkilerin verilmesi son derece sakıncalı ve Bakanlığa da denetimsiz futbol kulüplerine yardım etme keyfiyeti sorunludur bana göre.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.
HASAN SUBAŞI (Devamla) – Büyükşehirlerin ve belediyelerin de yasaklanmış olması, yine siyasetle futbolu çok iç içe geçirmenin izlerini taşıyor. Onun için, şeffaflığı ve denetimi sağlamak için Bakanlığın da şeffaf ve denetime önem verir olması lazım ama maalesef iktidarın ve bakanların şeffaflığı sağlamak ve denetilebilir olmak konusunda ben sınıfta kaldıklarını düşünüyorum ve kulüpleri, federasyonu Bakanlığa teslim etmişçesine yapılmış bazı hükümlerin sorunlar taşıdığı kanaatindeyim. Birliğin itirazları olacaktır, FIFA’nın ve UEFA’nın itirazlarıyla önümüzdeki aylarda belki daha sağlıklı hâle gelir diye düşünüyorum. Yine de emek verenlere teşekkür ediyoruz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 21’inci maddesinde geçen “şeklinde” ibaresinin “biçiminde” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Bülbül
Zeynel Özen
Murat Sarısaç
Serpil Kemalbay Pekgözegü
Musa Piroğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
(…)
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Başkan, 3 kişi var valla, oylamaya sunmayın bunu.
FEHMİ ALPAY ÖZALAN (İzmir) – 2 kişi kaldı.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – 2 kişinin oyu bize bedel olamaz efendim.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) – Ya, siz de destek veriyorsunuz.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
MAHMUT TANAL (İstanbul) – Başkan, üç kişiydiler, üç kişi. 1 AK PARTİ’li 50 kişiye bedel mi oluyor Başkan? Valla ya. Yani bir AK PARTİ’li 50 kişiye mi bedel oluyor? 3 kişi!
(…)
1. – İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – 21’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Birleşime iki dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.39
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.40
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Rümeysa KADAK (İstanbul) Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman)
—-0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 83’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon? Yok.
Ertelenmiştir.
(…)
Gündemimizde başka bir iş bulunmadığından, alınan karar gereğince kanun teklifleriyle komisyonlardan gelen diğer işleri sırasıyla görüşmek için, 22 Nisan 2022 Cuma günü saat 14.00’te toplanmak üzere birleşimi kapatıyorum.
Kapanma Saati: 19.41
– – – – – – – – – – – – – – – – – – – – –
22 Nisan 2022 Cuma
BİRİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 14.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
—–0—–
BAŞKAN – Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84’üncü Birleşimini açıyorum.(x)
Toplantı yeter sayısı vardır, görüşmelere başlıyoruz.
(…)
BAŞKAN – Sayın Fendoğlu…
MEHMET CELAL FENDOĞLU (Malatya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’ni görüştüğümüz bugünlerde Türk futbolunda son günlerdeki gelişmeler kamu vicdanını rahatsız etmiştir. Şöyle ki: Öncelikle 13 hakemin istifası, daha sonra mahkeme kararıyla geri dönmesi, daha sonra Futbol Federasyonu Başkanının istifası, daha sonra MHK eğitimci hocası Japp Uilenberg’in görevden ayrılması ve son olarak da MHK Başkanının istifasıyla Türk futbolunda kamu vicdanlarında soru işareti bırakacak bir silsile, istifalar silsilesi gerçekleşmiştir. Bu konuda bu yılki küme düşmenin kaldırılmasını hassaten ve şehirlerimiz adına Sayın Cumhurbaşkanımızdan talep ederim. Altay, Çaykur Rize, Göztepe ve Yeni Malatyasporun önümüzdeki dönemde ligde kalmasını temenni ederim.
Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)
(…)
İKİNCİ OTURUM
Açılma Saati: 15.00
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
—–0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84’üncü Birleşiminin İkinci Oturumunu açıyorum.
(…)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) – İnşallah bugün Mecliste kabul edeceğimiz Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Yasası’yla da bu sportif başarıları çok daha yukarılara taşıyacak bir spor alanına da kavuşmuş olacağız ve bugüne kadar madalya kazanan, al bayrağımızı dalgalandıran, İstiklal Marşı’mızı okutturan bütün sporcularımıza, şampiyonlarımıza başarılar diliyorum. Genel Kurula, yaptıkları bu çalışmaya, destekleri, katkıları için şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Gündeme geçiyoruz.
Alınan karar gereğince denetim konularını görüşmüyor ve gündemin “Kanun Teklifleri ile Komisyonlardan Gelen Diğer İşler” kısmına geçiyoruz.
1’inci sırada yer alan, İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu’nun görüşmelerine kaldığımız yerden devam edeceğiz.
1.İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (2/4331) (S. Sayısı: 324)(x)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
Dünkü birleşimde İç Tüzük’ün 91’inci maddesine göre temel kanun olarak görüşülen 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin birinci bölümünde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştı.
Şimdi ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
İkinci bölüm 22 ila 44’üncü maddeleri kapsamaktadır.
(…)
BAŞKAN – Halkların Demokratik Partisi Grubu adına Mersin Milletvekili Sayın Rıdvan Turan…
Buyurunuz Sayın Turan. (HDP sıralarından alkışlar)
HDP GRUBU ADINA RIDVAN TURAN (Mersin) – Sayın Başkan, değerli vekiller ve ekran karşısındaki kıymetli halkımız; ikinci bölüm üzerine söz aldım.
Başlarken şunu ifade edeyim: Bu teklif bir bütün olarak son derece teknik ve sporun toplumsal boyutundan soyutlanarak ele alındığı bir teklif olmuş. İhtiyacımızın olduğu açık yani bu alanı yeniden yapılandırmak için bir kanun teklifine ihtiyaç var, bu hiç tartışmasız. Ancak bu teklif içerisinde son derece futbol merkezli bir açılımın olduğunu görüyoruz. Milyonlarca kadının, sporla uğraştığı hâlde adının geçmemesi bir başka defekti; ırkçılığa, kadın düşmanlığına karşı bir tedbir önermiyor olması başka bir sorun; özerk yapıların merkezîleşmeye yönlendirilmesi bir başka problem; en önemlisi de tabii, toplumsal bağlamından kopartılmış ve son derece teknik tedbirlere indirgenmiş bir niteliğe sahip.
Aslında teklif futbol üzerine kurulmuş ama kanımca, naçizane, yanlış kurulmuş çünkü son kırk senede -aslında İkinci Dünya Savaşı’ndan başlayarak söylemek mümkün ama- futbolda topun şekli haricinde her şey olağanüstü bir dönüşüme uğradı, dolayısıyla meseleyi statik bir biçimde ele alacağımıza, bu değişimi ve dönüşümü değerlendiren bir analize ihtiyaç var. Bu nedir? Kısaca ifade etmek istiyorum, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra esasen eğlence ve dayanışma temelli olan kulüpler giderek ticari bir firma hüviyeti kazanmaya başladılar ama özellikle 1970’ler itibarıyla futbol bir meta hâline dönüştü ama meta olması şu anla kıyaslanabilecek düzeyde bir metalaşma yine de değildi çünkü futbol bir meta olarak stadyumda üretilen ve orada tüketilen bir niteliğe sahipti ancak 1990’larla birlikte, dijital platformların gelişmesiyle birlikte yine stadyumda üretilen ama eş anlamı dünyanın her tarafında tüketilen bir meta niteliğini aldı. Bu meta kavramını özellikle kullanıyorum ve hazzetmediğimi de ifade etmek istiyorum. 2000’li yıllarda ise metalaşmakla birlikte endüstriyel bir muhteva kazanmış olan futbol, 2000’li yıllar itibarıyla finansal bir nitelik kazandı yani endüstriyelleşmenin bir adım daha ötesinde finansal bir içeriğe sahip oldu. Bu nasıl oldu? Futbol zaten üzerinden kâr elde edilen bir niteliğe kavuşmuş ve metalaşmıştı. Bununla birlikte, ilerleyen dönemde artık takımlar, kulüpler finansal enstrümanları kullanmaya başladılar, tahvil ihraç etmeye başladılar, bono kullanmaya, bono çıkarmaya başladılar, halka arza başladılar ve sermaye piyasalarına girmeye başladılar. Ve bu son yirmi yılda bu finansallaşmanın etkisini çok görüyoruz. Bunu neden söylüyorum? Bunu söylememin sebebi şu arkadaşlar: Bu finansallaşmayla birlikte, 55 tane UEFA’ya üye olan ülkenin olduğu düşünülürse özellikle 5 ülke, Avrupa’daki 5 ülke aslan payını almaya başladı; İngiltere, Fransa, Almanya, İspanya ve İtalya. Finansallaşmanın en tepesinde olan bu ligler merkez ligleri oluştururken bunların dışında kalan liglerin yani 50 ülkenin ligleri ise perifer ligler hâline geldiler. Ve bu -nerede finansal yoğunlaşma varsa orada yoğun bir sömürü vardır aslında- perifer liglerden merkez liglere doğru kas göçü, para göçü büyük bir yoğunlukla devam etti yani aslında burada 5 büyük kulübün temsil ettiği, UEFA’nın da bu sistemin bekçisi, bir finans firması olarak görev gördüğü -bakın UEFA’yı bir sportif yapılanma olarak nitelendirmiyorum- ya da şöyle söyleyelim sportif bir yapı olmasının çok daha ötesinde bu 5 kulübün, 5 ligin tepede yer almasını sağlayan bir finansal aktöre dönüştü. Milyar euroluk banka hesapları olan ve milyarlarca euroyu dağıtan bir niteliğe sahip. Aslında biz ne yapmaya çalışıyoruz biliyor musunuz? Bu hiyerarşik sisteme, yapıya itiraz etmeyi değil, “Bunun dışında başka bir alternatif futbol, alternatif spor mümkündür.” demeyi değil; bu hiyerarşik yapılanmanın bir benzerini Türkiye’de kurmaya çalışıyoruz. Ne yazık ki bu teklif de bu verili durumu ortadan kaldırmıyor, devam ediyor.
Şimdi, artık, öyle bir hâle geldi ki, çevre liglerden birinin Avrupa’da kupa kazanması -ne bileyim- bir işçinin çalışarak patron olması kadar zor bir hâle geldi ne yazık ki ve bizim kronik sorunumuz olan borçlanmanın da geri planında bu var yani bizim kulüplerimiz biraz öküze benzemeye çalışan kurbağa gibi, gelişmeye, daha iyi futbolcu almaya, daha iyi altyapıya parayı ancak borçlanarak bulabiliyor çünkü bu bir sömürü sistemi; yukarıdan aşağı, UEFA’nın bekçiliğini yaptığı bir sömürü sistemi ve bizim gibi ülkelerin takımlarına da borçlanmak dışında başka bir finansal araç kalmış durumda değil ne yazık ki.
Şimdi, hâl böyle olunca, insan düşünüyor; ya, bu UEFA normalde herkese eşit mesafede olması gereken bir kurumken… Şimdi, düşünün; herkes Barcelona-Real Madrid maçını izlemek ister çünkü bu maç olduğunda, UEFA oradan olağanüstü paralar kazanır. Bu arada, okurken dikkatimi çekti; Monaco-Porto maçı şu ana kadar en az izlenen Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası maçıymış. Ya, buradan söylemek istediğim şey şu: Kurulmuş olan bu saadet zinciri, 5 ligde temsil edilen ve UEFA’nın da başında olduğu sistemin bir benzerini Türkiye’de 4 büyüklerle ya da 5 kulüple tekrarlamaya çalışmak ve futbolu daha finansal bir niteliğe kavuşturmaya çalışmak Türkiye futbolunun derdine derman olacak bir şey ne yazık ki değil.
Bu süreç içerisinde taraftar da değişti. Bakın, taraftar giden, keyif alandı, sonrasında ne oldu? Finansal ağlarla takımına bağlı olan oldu. Forma almakla başlayan iş, şimdi kredi kartlarını kullanmaya kadar geldi, yani aslında taraftar bir nevi müşteri oldu. Futbolcu ne oldu? Futbolcu işin başında, günün başında bir tür futbol işçisiydi, şimdi ise bir popstara dönüştü. Sahi bir futbolcu ne üretir? Yani eğlence üretir denilebilir ama en fazla ideoloji üretir, iktidarların sahip olduğu, devletlerin sahip olduğu ideolojiyi üretir. Bunu bugün için söylemiyorum, bakın, Pinochet’in futbola yaptığı atıf, Franco’nun futbola yaptığı atıf “Halkımı yüz binlik beşiklerde uyutuyorum.” demesi, Portekizli Salazar’ın “Futbol, fiesta, fadoyla eyliyorum.” demesinin geri planındaki futbol atıflarının hemen tümü futbolun ne yazık ki geniş kitleler nezdinde, emekçiler nezdinde evine ekmek götüremeyenlerin uyuşturulduğu bir mekanizmaya dönüştü endüstriyel ve finansal futbolun geldiği nokta itibarıyla. Dolayısıyla artık yani sahada fiziksel temasa, aslında bir tür savaşa dayalı bir spor organizasyonu görüyoruz. Bakın, dünyanın en büyük palavrası sporun, futbolun barışı doğuracağıdır, böyle bir şey yok. Finansallaşmanın bu kadar yoğunlaştığı yerde, futbolda başarı savaş, muharebe kavramlarıyla anlatıldığı yerde, futbolun bu kadar kadın cinsini aşağılayan sloganlarla, taraftarlık mantalitesiyle ve ruhuyla yoğurulduğu bir yerde sporun ve futbolun -ayrı bir kategori olarak söylüyorum- barış getirebilmesi falan ne yazık ki mümkün değil ve günün sonunda da tabii ki bu, artık son derece böyle başta taraf olma, ardından yoğun bir aidiyet hissetme, savaşa hazırlanma, kutsallara dayalı örgütlenme ve neticesinde de eril dilin çok yoğun olarak kullanıldığı bir sektör hâline geldi, dayandı. Peki, ne olacak? Yani şimdi, hâl bu, hâl bu. Yukarıda bir organizasyon var, bizim gibi ülkelerde gücü başka bir şeye yetmediği için bu organizasyona tabi olmayı doğru politika zannediyor yani futbolda da böyle, ne bileyim, Türkiye’nin geçmişte IMF’yle kurduğu ilişki, Avrupa Birliğiyle kurmaya çalıştığı ilişki, Dünya Bankasıyla kurduğu ilişki, uluslararası sermaye çevreleriyle kurmaya çalıştığı ilişki de böyle.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
RIDVAN TURAN (Devamla) – Yani içinde bulunduğumuz kabın duvarlarından ibaret sandığımız bir dünyada daha iyisini yapmamız mümkün değil kıymetli arkadaşlar. Bu sebeple, sporda da bir defa güçsüz olandan, eşitsiz olandan yana pozitif ayrımcılık ilkeleriyle donanmış, özellikle futbolda ırkçılığı silecek, atacak, amatörlüğe büyük vurgu yapan, amatörlüğü destekleyen, güçlendiren yeni bir şeyle çıkmak mümkün. Onlara benzemeye çalışarak bu yukarıdan aşağıya oluşmuş hiyerarşik yapının üyelerinden bir tanesi de biz olalım diyerek o 5 ligden bir tanesi olmak için çaba sarf ederek ki olmak mümkün değil, bonservis bedellerine baktığımızda zaten ortada olağanüstü bir eşitsizlik var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
RIDVAN TURAN (Devamla) – Son cümlemi söyleyeyim.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
RIDVAN TURAN (Devamla) – Daha iyisini yapmak mümkün değil, daha iyisini bu yoldan geçerek değil alternatif barışa, kardeşliğe, özgürlüğe ve mutlaka amatör olanın desteklenmesine ve güçlenmesine dayalı bir spor ve futbol anlayışıyla yapabiliriz diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Yozgat Milletvekili Sayın Ali Keven.
Buyurunuz Sayın Keven. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ALİ KEVEN (Yozgat) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sözlerime başlarken bu sezon BAL liginde mücadele eden, şampiyonluğu çeşitli nedenler, çirkin oyunlarla averajla kaybeden Yozgatspor Kulüp Başkanı Sayın Kazım Arslan’ı, teknik heyeti, futbolcularımızı, taraftarlarımızı, Türkiye’nin dört bir yanındaki Yozgatspor tayfalarını sevgiyle saygıyla buradan selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar) Onlara diyorum ki: Mücadele bundan sonra yarından daha umutlu ve kararlı başlayacaktır. Size yılgınlık, ümitsizlik yakışmaz sevgili Yozgatsporlular.
Yine aynı şekilde Sorgun Belediyemiz Efeler Ligi’nde temsil eden voleybol takımı da sevgili arkadaşlarım, maddi imkânsızlıklar nedeniyle maalesef liglere katılım hakkını devletti. Sıkıntı, maddi sıkıntı; sıkıntı, bürokrasiyi aşamama sıkıntısı ama buradan Efeler Ligi’nde üç yıldır Sorgun’u temsil eden Sorgun Belediyespor Voleybol Takımının teknik heyetini, Belediye Başkanını ve Sayın Eczacı Ergin Gül’ü saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sporla ilgili yapılacak bir düzenlemenin bütün tarafların katılımıyla yapılması gerekirken yine dayatılan bir kanun teklifi geldi önümüze. Bu yasa hazırlanırken spor hukukçuları, spor kulüplerinin deneyimli uzmanları, spor otoriteleri yani sporun amatör, profesyonel tüm bileşenleri bir araya gelerek çalışma yapsaydı bu ciddi yasa oldubittiye getirilmezdi.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dolayısıyla bu yasa Cumhur İttifakı’nın 2 eski, profesyonel ve millî futbolcumuzun birlikte hazırladığı bir yasa olup Türk sporunu mu yoksa Türk futbolunu mu kurtarmaya yönelik pek anlayamadım. Türk futbolunu ve bağlı federasyonları disiplinize etmek ise eh, bir ölçüde. Amaç belli, Türk sporunu kurtarmak ise bu yasada amaçlanan neden okulların spor kolları yok? Türk sporunun omurgası olan amatör kulüpler neden yok, merak ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasayla spor kulüplerinin tamamı Gençlik ve Spor Bakanlığının seksiyon örgütleri hâline getiriliyor. Sayın Bakan bu yasayla istediği kulübe izin verecek, istemediği, beğenmediği kulübün kongresini iptal edecek, görevden alacak.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, aynı şekilde, teklifle Gençlik ve Spor Bakanı federasyonların ana statülerini belirlemeye, spor hukuku kurullarını, federasyon genel sekreterini, il temsilcilerini atamaya, spor dallarını belirlemeye, federasyon genel kurullarını yenilemeye, yönetimlerini görevden almaya yetkilendirilmektedir. Sayın Bakan istediği kişiyi seçtirebilmek için federasyonların genel kuruluna delege gönderebiliyor, beğenmezse de genel kurulu yok sayabiliyor. Bu yetkiler tamamen federasyonlarımızın bağımsızlığına gölge düşürecektir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; olumlu olan birçok konunun yanında Sayın Bakana olağanüstü yetkilerin veriliyor olması, spor kuruluşlarını özel yetkilerle donatılmış Cumhurbaşkanlığı yani tek adam sistemiyle uyumlu hâle getirme projesi gibi görülüyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine, teklifte eksik bırakılan spor sicil affı da kamuoyunun yaygın bir beklentisidir. Yine, ayrıca Kanun Teklifi’nde Anadolu’da zor şartlarda tutunmaya çalışan kulüplerin yaşadığı sorunları çözecek net çözümlerin de olmaması büyük bir eksikliktir. Sporu futboldan ibaret gören, futbolu ise yalnız Süper Lig’den ibaret gören anlayışın da kırılması gerek, artık bu yasa teklifinde bu da yok.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Bakanlığına müfettişlerle sınırsız denetim yetkisi verilmesi, Bakanın direkt kulübü ve federasyonları denetleyebiliyor olması, istediğine suç duyurunda bulunması yürütme alanında ciddi sorunlar ve çelişkiler yaratabiliyor. Bu çelişkiler mutlaka giderilmelidir çünkü bu yasa teklifiyle bir yanı dernek, bir yanı şirket kulüpler oluşacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa teklifi bu hâliyle yasalaştığında iyi yetişmiş spor yöneticileri bulmakta kulüplerin zorlanacağı bilinmelidir. Aklı başında hiçbir yönetici yöneticilik yapmaz, yapmak istemez çünkü bu yasa teklifiyle kulüp yöneticisi veya başkanlarına getirilen hapis cezaları gerçekten ürkütücüdür.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa teklifinin Anadolu’da amatör olarak yöneticilik yapan kulüpler ve yöneticileriyle hiçbir ilgisi yoktur. Âdeta Anadolu insanı kaderine terk edilmiştir. Eğer bu amatör kulüplerin arkasında kurumsal bir yapı, bir belediye, kurumsal bir firma yoksa bu kulüpler ve sporcuları maalesef ülkemizde dilenci durumuna düşüyor. Bunun da ötesinde Anadolu’da tesis eksikliği, var olan tesislerin perişanlığı, amatör spor kulüplerine il ve ilçelerdeki spor yetkililerinin ilgisizliği ayrı bir sorun.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu yasa Anadolu’daki amatör kulüplere mutlaka sahip çıkmalıydı, sporun beşiği spor kollarına sahip çıkılmalıydı. Bu yasada beden eğitimi öğretmenleri, hakemler, antrenör dernekleri neden yoktur, merak ediyorum. Bu yasayla amaç kısaca amatörlük değil, genel anlamda profesyonel tüm federasyonların özerkliğini, bağımsızlığını ortadan kaldırarak tam bir baskı ve bağımlılık sistemi oluşturmaktadır.
Bu düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlar, kanunun hayırlı olmasını dilerim. Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Ankara Milletvekili Sayın Sadir Durmaz. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz on beş dakikadır efendim. Şahsınız adına da sözünüz var.
MHP GRUBU ADINA SADİR DURMAZ (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Gazi Meclisimizi, yüce heyetinizi ve ekranları başında bizi izleyen aziz Türk milletini saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bugün üzerine konuşacağımız Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi isminden de anlaşılacağı üzere sporun tüm branşlarıyla alakalı çeşitli düzenlemeler öngörmektedir. Teklif kanunlaştığı takdirde, profesyonel spor geçmişi bulunan arkadaşlarımızın tabiriyle Türk spor tarihinin en önemli yasası olacaktır. Öncelikle, söz konusu teklif üzerinde çok uzun zamandır hassasiyetle çalışan milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, emeklerine ve yüreklerine sağlık diyorum.
Değerli arkadaşlar, Türk sporu son yıllarda önemli merhalelerden geçmiş, uluslararası arenada sporcularımız göğsümüzü kabartacak başarılara imza atmıştır. Olimpiyat oyunları başta olmak üzere, pek çok müsabakada Türk evlatları bayrağımızı göndere çekmiş ve İstiklal Marşı’mızı dünyaya dinletmiştir. Geçtiğimiz yaz, Tokyo’da, olimpiyat oyunları tarihimizin en başarılı sonuçları alınmıştır. Bu güzel tabloya katkı sağlayan sporcularımızı, teknik ekiplerimizi, antrenörlerimizi, kulüplerimizi, Gençlik ve Spor Bakanlığımızı bu vesileyle tebrik ediyorum. Söz konusu başarıların birbirinden farklı spor dallarında elde edilmiş olması da ayrıca sevindiricidir.
Kıymetli milletvekilleri, üzerinde yaşadığımız coğrafya, köklü geçmişimiz, kadim kültürümüz ve medeniyetimiz bilime, sanata ve spora her daim önem vermiş, bu alanlarda nice şahsiyetler yetiştirmiş, nice başarılar elde etmiştir. Bugün de Türkiye ata sporumuz güreşten okçuluğa, yüzmeden atletizme kadar her alanda iddia sahibidir fakat teessürle ifade etmek isterim ki diğer branşlarla karşılaştırıldığında Türk futbolunun konumu aynı ölçüde parlak değildir. Bugün, futboldan biraz daha fazla bahsedeceğiz çünkü hepinizin bildiği ve Simon Kuper’in de kitabına isim yaptığı gibi, futbol asla sadece futbol değildir.
1990’ların başından itibaren giderek ticarileşen ve bunun sonucunda büyük bir endüstriyel faaliyete dönüşen futbol, bugün spor kulüplerinin taşıyıcı vagonu konumundadır. Futbolun endüstrileşme sürecini sağlıklı bir şekilde yönetebilen kulüpler futbolda söz sahibi olmuş, ülkeleri adına bir katma değer oluşturmuştur, aynı durum ülkeler için de geçerlidir. Örneğin, Dünya Kupası’ndan bizi eleyen Portekiz, İstanbul’un yarısı kadar insanın yaşadığı bir ülkedir. Bu nüfustan 362 profesyonel futbolcuyu ve 112 teknik direktörü yurt dışına ihraç etmiş, ülkesini temsil ettirmektedir, Millî Takımlarındaki 20 futbolcuları Avrupa’nın en üst düzey liglerinde forma giymektedir. Portekiz Millî Takımı, UEFA’nın en iyi 25 takımı arasındadır; Portekiz Millî Takımı, FIFA sıralamasında 6’ncı sıradadır; Portekiz takımı Porto da UEFA’nın en iyi 25 takımından bir tanesidir. Porto, Benfica, Sporting ve Braga son beş yılda 1 milyar euro seviyelerinde artı bütçeye geçmiştir, bizimse başta büyük kulüplerimiz olmak üzere futbol ekonomimiz ortadadır. Bu tabloya rağmen “Dünya Kupası’nda biz bu takımı eleyebilirdik, elimizden kaçırdık.” dediğinizi duyar gibiyim. Evet, doğrudur fakat bu başarı sürdürülebilir miydi yoksa daha öncekiler gibi dönemlik bir başarı olarak mı kalırdı, takdir sizlerin ve milletimizindir.
Değerli Milletvekilleri, geçmişten bugüne, dünyada ve ülkemizde futbola karşı ilgi ve destek her geçen gün artarken, futbol gelirleri yükselirken bizim futbol kulüplerimizin borç batağında olması, gerçekten üzerinde düşünülmesi gereken yaman bir çelişkidir. Maalesef kulüplerimizin kahir ekseriyeti tabiri caizse batık şirketler hâline gelmiştir. Hepimiz zaman zaman futbol kulüpleriyle bankalar masaya oturdu, futbol kulüplerinin borçlarına yapılandırma gibi haberlere şahitlik etmişizdir. Yapılandırma ve benzeri iyileştirmeler, belki günü kurtarabilir ama sorunun ana kaynağına inilmeden yapılan her düzenleme, sorunları ancak halının altına süpürmek olacaktır.
Değerli arkadaşlar, bugün futbol kulüplerinin mali durumu, yapılandırmalarla, aflarla kurtulacak gibi değildir. Türk futbolunun 4 büyükleri olarak nitelendirilen Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray ve Trabzonspor, son dokuz aylık dönemde, toplam 1 milyar 121 milyon lira zarar ettiklerini açıklamışlardır. Kulüplerin Kamuoyu Aydınlatma Platformuna verdiği bilgiye göre bugün, Fenerbahçe’nin 6,2 milyar, Beşiktaş’ın 4,8 milyar, Galatasaray’ın 4 milyardan fazla, Trabzonspor’un 2 milyardan fazla borcu bulunmaktadır. Yüz yılı devirmiş bu camiaların durumları kesinlikle sürdürülebilir değildir ve en acısı, kulüplerimizin mevcut yapılarıyla söz konusu bu borçları ödeme kabiliyetleri de mümkün görünmemektedir.
Geçmişten bugüne kulübün menfaati için samimiyetle çalışıp ellerini taşın altına koyan, zor zamanlarda sorumluluk alarak kulüplerini daha iyi yönetmenin gayretinde olan kulüp başkanlarını ve yöneticileri tenzih ederek ifade etmek isterim ki yaptıkları yanlış harcamaların, girdikleri borcun sorumluluğunu üstlenmeden çekip giden ve faturayı ortada bırakan yönetimler bugünkü kara tablonun müsebbipleridir. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar) Denetim zincirinden kaçan menajerlik sistemi de bu tabloya eklenince Türk futbolu üretken bir endüstri yerine kanun dışı ve kayıt dışı bir ekonomiye dönüşmüştür. Çift kontratlar, kapalı kapılar ardında imzalanan anlaşmalar Türk futbolunun saygınlığına zarar vermiştir. Kanuni düzenleme olmayan yerde, takdir edersiniz ki inisiyatif bireylerin tercihine kalmaktadır. Devletimiz bu noktada gereken duruşu göstermeli ve bu konu yasal bir zemine oturtulmalıydı, işte bu yasa teklifi tam olarak bunu hedeflemektedir. Bakanlık yardımlarının kullanım alanları denetlenecek, borç batağındaki kulüpler mali iyileştirmeyi gerçekleştirene kadar kemer sıkacaklardır. Örtülü ödemeler devri kapanacak, tüm ödemeler bankacılık sisteminde görünür olacaktır. Altyapı olarak kriterlere uymayan merdiven altı yapılar “spor kulübü” adı altında faaliyet gösteremeyecektir. Şu anda futbol dâhil olmak üzere toplam 65 federasyon vardır. Bu federasyonların her birinin yönetiminde 2 millî sporcumuz yer alacak, geçmişte Türkiye’yi temsil etme şerefine erişen ay yıldızlı millîlerimiz bundan sonra da gençlerimizin aynı başarıları yakalaması için çalışacaklardır.
Kıymetli milletvekilleri, söz konusu teklifin 3 husus esas alınarak hazırlandığı anlaşılmaktadır; şeffaflık, denetim ve denk bütçe. Yönetimde şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlamak elbette demokrasinin de gereğidir. Israrla futbol üzerinden değerlendirilen bu kanun teklifi esasen Türk sporunun tamamına dair düzenlemeler içeriyor fakat yaygın olarak futbol çevrelerinden itirazlar geliyor. Elbette tartışacağız, konuşacağız, en doğruyu hep birlikte bulacağız ama hepimizin önünde gün gibi aşikâr olan gerçeği yani Türk futbolundaki bu kötü gidişatı ve tabloyu öncelikle ve samimiyetle kabul etmemiz gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, futbolda marka olmak istiyorsak önceliğimiz kulüplerimizin altyapı yatırımlarına önem vermesi, altyapıdan çıkan gençlerimizin takımlarında daha fazla süre alacakları bir zihniyetin hâkim olması gerekmektedir. Gençlerimizin A takım seviyesine daha hızlı adapte olabilmesi için tüm kulüplerimiz A takım organizasyonuna gösterdiği enerji ve özeni altyapıları için de göstermelidir. Türk futbolunun yabancı cenneti hâline dönüşmüş olması futbolumuza yapılmış ve yapılacak en büyük kötülüklerden birisidir. Bizce gençlerimizin hem kendi takımlarında hem de yurt dışında büyük futbol organizasyonlarında yer almamaları için hiçbir neden yoktur. Kimse bizim çocuklardan daha üstün değildir. Fırsat ve imkân verildiğinde bu toprakların çocuklarının neler yapabildiğine hepimiz şahidiz.
Değerli milletvekilleri, bir spor müsabakasını yalnızca bir müsabakası olarak değerlendirmemek gerekir. Müsabakalar, milletler arasında köprüler kuran, dostluklar geliştiren birer olgudur ve aynı zamanda sporcular sahaya çıkarken mensubu oldukları milletin umutlarını da taşırlar. Efsanemiz Merhum Naim Süleymanoğlu’nun omuzlarındaki sadece halter setinin ağırlığı değildi, o aynı zamanda Türk dünyasının ümidini, istikbalini de omuzluyordu. Bu topraklarda bazı şeyler asla değişmez. Dün Naim’in yazdığı gurur dolu hikâyeleri bugün başka kardeşlerimiz yazıyor, bayrağı devralan gencecik sporcularımız dünyanın övgüsüne mazhar oluyor. Bizim bu sevinçleri çoğaltmaya ihtiyacımız var; bizim, Türk futbolunda da tıpkı diğer branşlardaki gibi sürdürülebilir, istikrarlı bir başarı grafiğine ihtiyacımız var. Bunun için hiçbir eksiğimiz yok, bilakis potansiyelimiz, inancımız ve imkânımız var, genç ve yetenekli futbolcularımız var. Biz bu memleketin çocuklarına güveniyor ve inanıyoruz. Bugün Spor Toto Süper Lig’den ve hatta 1. Lig’den Avrupa kulüplerine transfer olmuş oyuncularımız var. Bu potansiyel, doğru yönetim ve yönlendirmeyle elbette başarıyı yakalayacaktır. Güreşte, boksta, jimnastikte, okçulukta destan yazan evlatlarımızla da üstün yetenekleriyle bizi umutlandıran futbolcularımızla da gurur duyuyoruz. Cenab-ı Allah bu memleketin çocuklarının gözüne yaş, ayağına taş değdirmesin. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Büyük Türk münevveri Peyami Safa’nın deyimiyle “Spora vereceğimiz mana, gençliğe vereceğimiz mananın öz kardeşidir.” Türk gençliği nasıl geleceğimizin teminatıysa Türk sporu da aynı ölçüde yarınlarımızdır, istikbalimizdir, umudumuzdur. Bu şiar ve bu şuurla ele alındığında Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin çok daha iyi anlaşılacağına inanıyorum. Yeni spor yasasının Türk milleti ve Türk sporu için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Sözlerimin sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 102’nci yıl dönümünü şimdiden kutluyor, sevgili çocuklarımızın 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı tebrik ediyorum.
Gazi Meclisimizi ve yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
(…)
BAŞKAN – İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
22’nci madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 22’nci maddesinde yer alan “gerekli görmeleri” ibaresinin “lüzumlu görmeleri” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin Örs
Ayhan Altıntaş
Enez Kaplan
Hayrettin Nuhoğlu
Behiç Çelik
Hasan Subaşı
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Mersin Milletvekili Sayın Behiç Çelik.
Buyurunuz Sayın Çelik. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; spor kulüpleri ve spor federasyonlarıyla ilgili kanun teklifini görüşüyoruz. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu vesileyle, 23 Nisan, Atatürk’ümüzün önderliğinde büyük Türk milletinin emperyalizme, işgale ve sömürgeciliğe karşı mücadelesinin başladığı gündür; aziz Atatürk’ü, tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi şu mübarek ramazan ayında rahmetle anıyorum.
Değerli arkadaşlar, genel anlamda spor, bir kişinin yaşamı boyunca yemek, içmek gibi temel ihtiyaçlarındandır. Spora önem vermeyen toplumlar sağlıklı nesiller yaratamaz. Sağlıklı nesil, sağlıklı toplum, aynı zamanda sağlam iradenin oluşmasında başlıca etkendir. Unutmamalıyız ki bilgi üretemeyen toplumlar, üreten toplumların daima himayesinde kalmaya, onların emrinde yaşamaya mahkûmdurlar.
Değerli arkadaşlar, bu düşünceden hareketle, ülkemize baktığımızda bir ihmalin, bir kastın, bir arabesk yapının olduğunu gözlemliyoruz. Bir tarafta amatör spor dallarının örgütlü olduğu ama örgütlülüğün sporu halk zeminine yerleştirmede zayıf olduğu herkesçe bilinmektedir. Amatör Spor Kulüpleri Federasyonuna bu vesileyle büyük işler düştüğünü de hatırlatmak istiyorum. Kaynak yetersizliğiyle kıvranan federasyonlar ve spor kulüpleri, illerde belediyelere veya valiliklere başvurarak yardım talep etmektedirler. Belediyelerin en büyük sorunlarından biri, hiç kuşkusuz spor kulüplerine kaynak transferidir. Amatör spora yardım yapmak kısmen valilikleri ve belediyeleri rahatlatabiliyor fakat genelde profesyonel futbol kulüplerinin yardım taleplerini karşılamada kulağı tersinden göstermek yoluyla işler yürütülmektedir.
Değerli arkadaşlar, idarecilerin ve spor kulüplerinin daha hukuki ve sağlam bir zeminde idari ve mali meselelere çözüm bulacak bir düzenleme gerekliliği açıktır. Bir diğer konu ise suiniyetle hareket eden bazı yöneticilerin, spor kulüpleri üzerinden maalesef yolsuzluk yapma işleridir. Bu, Türk spor kamuoyuna ve Türk idare yapısına sürülmüş bir lekedir. Profesyonel futbolda futbolcu transferinin her aşamasının açıklık ilkesine göre yürütülmesi bir zorunluluk hâline getirilmelidir. Bunlara dikkat ediliyor mu arkadaşlar, bunlara bakmak lazım. Kuşkusuz hepimiz biliyoruz ki bunlara ne yazık ki dikkat edilmiyor. Nitekim uluslararası camiada spor dünyasında da göreceli olarak -bizim kadar olmasa dahi- benzer gayrimeşru ilişkilerin varlığı bilinmektedir. Basına yansıyan ve global entegrasyon içindeki ünlülerin istifaları ve yargılanmaları herkesçe malumdur. Kitlelerin spora olan ilgilerini hafifletecek her türlü menfi girişimlerin sıfırlanması da hayatidir.
Değerli milletvekilleri, özellikle profesyonel futbol bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir endüstri hâline dönüşmüştür. Spor, eğlence, hobi, ticaret, turizm, siyaset, kültür bu yolla hep iç içe geçmiş, hep birlikte tecelli etmiştir. Profesyonel futbolun kurallar zincirinin halkalarının daima sağlam tutulması büyük önem arz etmektedir. Halkanın birinin kopması demek büyük kargaşaya ve kaosa yol açması demektir, onun için işin şakaya alınacak bir yönü bulunmamaktadır. Diğer taraftan, tüm futbol kulüplerine karşı adil ve eşit bir tutum zorunluluk arz eder, burada da istifhamların önüne geçmek gerekir. Kısaca arkadaşlar, spor, kapsamıyla geniş bir alanı ifade eder; sporu sadece birkaç branşa odaklamak demek, sporu anlamamak demektir.
Değerli arkadaşlar, Federasyon ve Merkez Hakem Kurulu kamuoyunda mütemadiyen tenkit edilmekte ve kararlarına itiraz edilmektedir. Demek ki, bir spor ahlakı, centilmenliği, bir sporcu ruhu beklenmektedir. İktidarın sektör üzerinden yandaşlarına, bu düzenlemelerle yeni bir talan alanı yaratma düşüncesi varsa spora yazık eder.
Evet, biz her yerde yaygınlaşan güvensizlik, istikrarsızlık, suistimal ve yolsuzluk karşısında bir duvar gibi durmaya geliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
BEHİÇ ÇELİK (Devamla) – Sektörün iyi çalışması temel amacımızdır.
Teklifin 22’nci maddesine gelince, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile federasyonların davacılara yardımcı olmak üzere ferî müdahil olabilmelerine imkân tanınmaktadır; bunun iyi bir düzenleme olduğunu düşünüyorum.
Önergemizin kabulünü diler, hepinize saygılar sunarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 22’nci maddesinin 2’nci fıkrasındaki “Spor kulüpleri hakkında kıyasen uygulanır” ifadesinin “Spor kulüpleri hakkında uygulanmaz” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz
Mustafa Adıgüzel
Hüseyin Yıldız
Vecdi Gündoğdu
Gürsel Erol
Neslihan Hancıoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 22’nci maddesinde geçen “tahkikat” ibaresinin “soruşturma” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mahmut Celadet Gaydalı
Kemal Peköz
Murat Sarısaç
Rıdvan Turan
Tulay Hatımoğulları Oruç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
22’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 22’nci madde kabul edilmiştir.
23’üncü madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 23’üncü maddesinin (1)’inci fıkrasının son cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yıldırım Kaya
Suat Özcan
Mustafa Adıgüzel
Ali Keven
Ömer Fethi Gürer
Burcu Köksal
Okan Gaytancıoğlu
Vecdi Gündoğdu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılmıyoruz Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Edirne Milletvekili Sayın Okan Gaytancıoğlu.
Buyurunuz Sayın Gaytancıoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
OKAN GAYTANCIOĞLU (Edirne) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; nüfusumuz 50 milyon iken “Tesis yok, çim sahamız yok, kapalı yüzme havuzumuz yok, spor salonumuz yok.” diye kendimizi avutuyorduk. Atletizmde hiç yoktuk, güreşte madalya kazanıyorduk, başka başarımız yoktu ancak mahalle aralarından futbolcular çıkıyordu, bunlardan birisi de benim; 1. Amatör’de de oynadım, 3. Lig’de de oynadım, voleybol da oynadım, okul takımlarında da oynadım, üniversite takımında da oynadım. Herkes de Galatasaray’ın, Fenerbahçe’nin, Beşiktaş’ın, Trabzonspor’un yani dört büyüklerin kadrolarını ezbere biliyordu. TRT naklen yayın yapıyordu, radyodan maç dinliyorduk. Hatta bir kardeşimiz bana “Ben radyodan kaleciliği öğrendim.” dedi. “Ya, olur mu böyle bir şey?” dedik ama bunlar aramızda konuşuluyordu. TRT’nin tek kanalında “Beyaz Gölge” isimli bir dizi vardı, buradan herkes basketbolu sevmişti. Olimpiyatlarda madalya alamıyorduk, ancak 3-4 sporcuyla katılıyorduk, bunlar da Afrikalı değildi yani devşirme değildi, hepsi yerliydi. Sonra Derwall geldi ve Mustafa Denizli, Fatih Terim, Şenol Güneş gibi dünya çapında antrenörler çıkardık. Schumacher geldi, Hagi geldi, Alex geldi, Amokachi ve Taffarel gibi kaliteli yabancılar geldi -Naim Süleymanoğlu bize halteri sevdirdi- UEFA şampiyonluğu geldi, dünya 3’üncülüğü geldi. Eskiden taç kazanıyorduk, taç; sonra, hücum futbolu oynamaya başladık. Basketbolda ise 12 Dev Adam Avrupa Şampiyonası’nda başarılar elde etti. Akdeniz Oyunları’nda birçok madalya aldık. Şimdi 84 milyon olduk yani nüfusumuz arttı, başarıların da artması lazım ama tam tersi.
Nerede Atatürk stadı varsa hepsinin ismini değiştirdiniz, çoğunu “arena” yaptınız. Nedense Edirne’ye söz verdiğiniz 22 bin kişilik stadı yapmadınız. Artık mahalle aralarından sporcu, futbolcu çıkmıyor çünkü bütün mahalle aralarını dümdüz yaptınız, her yer betonlaştı. Köyler arası futbol turnuvaları düzenlenirdi; köy kalmadı, turnuvalar bitti. Futbol Federasyonunun başına tüpçü geldi, inşaatçı geldi; kısacası, futbolla ilgisi olmayan kişileri getirdiniz. Kaliteli yabancılar yerine emekliliği gelmiş yabancıları getirdiniz.
Okullarda beden eğitimi dersleri yetersiz. Beden eğitimi öğretmenleri işsiz; çoğunluğu ya polis oluyor ya güvenlik görevlisi oluyor. Genç oyuncu çıkmıyor, çıkana da sahip çıkılmıyor. Eğer, Almancılar olmasa, genç futbolcuları Millî Takım’da bile oynatamayacağız. Hele hele amatör sporlar iyice öldü, AKP futbolda inanın belediye spordur yani başka bir icraatınız yok.
Seyircisiz, kamu kaynaklarıyla büyütülen ve sonunda birilerine devredilen kulüpler… Hele hele lig maçları naklen yayınlanıyor ya, maçlar başlamadan önce İstiklal Marşımız okunuyor ya, o zaman kahroluyorum; neden? İstiklal Marşı’nı söylüyoruz gururla ama İstiklal Marşı’nı sadece hakemler mırıldanıyor, 11 yabancı futbolcu İstiklal Marşı’nı da bilmiyor; futbolu bu hâle getirdiniz. Katar’daki Dünya Kupası’na keşke polisleri değil, A Millî Takımı gönderebilseydik. (CHP sıralarından alkışlar)
Evet, tamamen bir başarısızlık hikâyeniz var. Yirmi yılda tüm spor branşlarının geleceğini mahvettiniz. Ne genç oyuncu çıkıyor ne de başarılar elde edebiliyoruz. Ne UEFA’da varız, ne Şampiyon Kulüpler Kupası’nda varız; hiçbir yerde yokuz. Gençler çıkmıyor, kimse spora yönelmiyor. Bir de, bu hafta Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftası. Yarın çok önemli bir bayramı kutlayacağız. Bakın, burada ne yazıyor? “Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir.” Bu haftayla ilgili de hiçbir etkinlik yapmıyorsunuz, bize bunları unutturmak istiyorsunuz ama az kaldı, seneye göreceksiniz nasıl coşkuyla, nasıl mutlulukla bu bayramları güzel bir şekilde kutlayacağız.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
(…)
1. İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – Şimdi okutacağım 2 önerge aynı mahiyette olup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 23’üncü maddesinde geçen “belirlenir” ibaresinin “tespit edilir” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Peköz
Tulay Hatımoğulları Oruç
Mahmut Celadet Gaydalı
Murat Sarısaç
Rıdvan Turan
Ayşe Sürücü
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Hüseyin Örs
Enez Kaplan
Ayhan Altıntaş
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Hasan Subaşı
İmam Hüseyin Filiz
BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
23’üncü maddeyi oylarınızı sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 23’üncü madde kabul edilmiştir.
24’üncü madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 24’üncü maddesinin teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yıldırım Kaya
Vecdi Gündoğdu
Sevda Erdan Kılıç
Ali Haydar Hakverdi
Burcu Köksal
Neslihan Hancıoğlu
Onursal Adıgüzel
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU SÖZCÜSÜ ORHAN ERDEM (Konya) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen İstanbul Milletvekili Sayın Onursal Adıgüzel.
Buyurunuz Sayın Adıgüzel. (CHP sıralarından alkışlar)
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 24’üncü maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sonunda “Ha, bugün; ha, yarın.” denilen spor yasası teklifini hep birlikte Mecliste değerlendiriyoruz. Tabii, 59 maddelik yasa teklifini görünce heyecanlandık, beklentilerimiz çok yükseldi, dedik ki: “Sporun bütün sorunlarını çözeceğiz. Ama görüyoruz ki sporun sorunlarını çözmek yerine daha büyük sorunları ortaya çıkaracak, hatta sporun bağımsızlığını ve tarafsızlığını da ortadan kaldıracak bir yasa teklifi karşımızda ve en vahim olanı, sporun sadece bir branşına indirgenmiş durumda bu yasa teklifi; diğer branşları, dezavantajlı grupları, altyapıyı, turnuvaya gitmek için sponsor arayan genç yetenekleri yok sayan bir yasa teklifiyle baş başayız değerli arkadaşlar.
Tabii ki AKP sözcüleri buraya çıkıyor, diyorlar ki: “Bu yasa teklifi sporun bütün dallarına çözüm üretiyor.” Hayır, bu, sadece futbola odaklanmış bir yasa teklifi. Tabii ki futbol Türkiye’nin yediden yetmişe sevdiği bir spor dalı fakat Adalet ve Kalkınma Partisinin bakış açısıyla, siyasallaştırmasıyla artık siyasilerin oyuncağı hâline gelmiş durumda. Futbol aslında sadece futbol değil, futbol Adalet ve Kalkınma Partisinin güç mücadelesi verdiği bir alan hâline gelmiş ve bu yasa teklifi sporu, futbolu ne yazık ki sarayın arka bahçesi hâline getiriyor ve bugün bu teklif gün gibi bunu ortaya koyuyor.
Değerli arkadaşlar, ben de isterdim ki bugün Millî Takım’ın başarılarını konuşalım, spordaki başarılarımızı konuşalım ama biz bugün neyi konuşuyoruz? Kulüplerin borçlarını konuşuyoruz değerli arkadaşlar. Her fırsatta “Ben spordan geliyorum. Ben futbolcuyum.” diyenler bugün futbol kulüplerini borç batağının içine sokmuş durumda. Spor kulüplerinin 30 milyar borcu var. Sadece 4 kulübün 17 milyar borcu var, art arda kur atakları geliyor, spor kulüplerimiz can çekişiyor. Tabii ki eskiden, biliyorsunuz, Türkiye’de Futbol Ligi şöyle anılırdı: “En güçlü 5 lig arasına girecek.” diye. Bugün yayıncı bulamıyoruz ki üçte 1 fiyatına kendi maçlarımızı yayınlatalım. Tabii, Adalet ve Kalkınma Partisinin yirmi yılda futbolu getirdiği noktayı size şöyle özetleyeyim değerli arkadaşlar; federasyonda başkan yok, Türkiye’nin en büyük kulüplerinden birinde başkan yok, sahaya çıkacak hakem yok, antrenör yok. Vallahi, mahalle turnuvasında bunların hepsi belli ama Türkiye Süper Lig’inde belli değil. Bunun sorumlusu kim? Bunun sorumlusu, Türkiye’yi yirmi yıldır yönetenler. Şimdi, burada diyorlar ki: “Biz bu şirketleri borçtan kurtarıyoruz.” Peki, bir öz eleştiri yapıyor musunuz acaba, bu şirketler nasıl bu borç batağına girdi? Sizin liyakatsiz ve siyasi atamalarınız yüzünden bu şirketler borç batağının içine girdi. Liyakat sahibini değil; yandaşı sporun her dalına, her kadrosuna atadığınız için bugün bu şirketler bu hâldeler.
Değerli arkadaşlar, şöyle hafızalarımızı tazeleyelim, Türkiye’de federasyon başkanlığında, yönetimlerde iki çözüm var; ya yandaş müteahhit iş adamı olacaksın, servetine servet katacaksın, itibar verecekler ya da eski AK PARTİ’li yönetici olacaksın. Nasıl oluyor bu durum? İşte, Ziraat Bankasına 750 milyon dolar borcu ödemeyen tüpçüyü federasyon başkanı yapıyorsun, federasyon başkanıyken de İddaa ihalesi veriyorsun; onu gönderiyorsun, o kazanacağını kazandı, bu sefer de 5’li çeteden bir müteahhit getiriyorsun, onu 20 kat daha zenginleştiriyorsun ve onu da gönderiyorsun; yetmiyor, arada Sancaktepe’de iki dönem Belediye Başkanlığı yapmış şimdi AKP Ataşehir İlçe Başkanı olan arkadaşı da Yönetim Kurulunda engelli sporlarından sorumlu yapıyorsun. Hangi liyakatle acaba bu arkadaşımız engelli sporlarından sorumlu olmuş sormak isterim.
Değerli arkadaşlar, bu yasada bile diyorlar ki: “Futbol Federasyonu Başkanı olmak için engel maddeler…” Ben size söyleyeyim, Futbol Federasyonu Başkanı olmak için bir maddeye ihtiyaç var: Saraydan icazet almak değerli arkadaşlar, öyle uzun uzun yazmaya gerek yok.
Tabii, futbol kadar Basketbol Federasyonu da bizim için çok önemli bir federasyon. Federasyonda basketbolun içinden geldiğini iddia eden arkadaşlar var ama basketbolumuzun durumu da içler acısı. Basketbol Federasyonu, 12 Dev Adam’ımız bugün olimpiyatlara katılamıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) – Bir dakika daha…
BAŞKAN – Buyurunuz.
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) – Bundan yirmi yıl önce Avrupa 2’ncisi olan, dünya 2’ncisi olan 12 Dev Adam, Türkiye’yi tek yürek hâline getiren 12 Dev Adam olimpiyatlara gidemiyor. Peki, bunun sebebi ne? Yirmi yıldır Türkiye’yi sadece siyasetle yönetenler değerli arkadaşlar, sadece yandaş mantığıyla yönetenler. Yani başarılı olanı ödüllendirenler değil, yandaşı ödüllendirenler bugün Türkiye basketbolunu da bu hâle getirmiş durumdalar. Tabii, siz eğer sarayda danışmansanız, arada sırada Cumhurbaşkanıyla basketbol oynuyorsanız başka bir özelliğiniz olmasına gerek yok, Federasyon Başkanı olabilirsiniz ama Türkiye basketbolunun hâlini sizler de çok iyi biliyorsunuz. Ben de basketbolun içinden gelen bir kardeşinizim. Eskiden basketbol oynayan gençlerimiz teşvik görürdü, turnuvalara giderken masrafları karşılanırdı, şimdi ne yazık ki masrafları bile karşılanmıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ONURSAL ADIGÜZEL (Devamla) – Ama gençlerimiz üzülmesin, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında bu sorunlar çözülecek ve bütün gençlerimiz sağlıklı nesiller ve sağlıklı zihinler için ücretsiz sporla buluşacak. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 24’üncü maddesinde geçen “nezdindeki” ibaresinin “gözetimindeki” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Peköz
Tulay Hatımoğulları Oruç
Mahmut Celadet Gaydalı
Murat Sarısaç
Rıdvan Turan
Musa Piroğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
24’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 24’üncü madde kabul edilmiştir.
25’inci madde üzerinde 3 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 25’inci maddesindeki “spor kulüpleri hakkında 4721 sayılı Kanun ile 5253 sayılı Kanun;” ifadesinin ve “ise” ibaresinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Yıldırım Kaya
Vecdi Gündoğdu
Sevda Erdan Kılıç
Ali Haydar Hakverdi
Burcu Köksal
Neslihan Hancıoğlu
Nurhayat Altaca Kayışoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Bursa Milletvekili Sayın Nurhayat Altaca Kayışoğlu.
Buyurun Sayın Altaca Kayışoğlu. (CHP sıralarından alkışlar)
(…)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Bütün katılanları tebrik ettim.
Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi hakkında söz aldım grubum adına.
Komisyonda da katıldım, biraz takip etmeye çalıştım, çokça söylendi, evet, Bakanlığa çok aşırı yetki veriliyor. Her konuşmada diyor ki bu teklifi hazırlayanlar: “Spor siyasetüstüdür, bunu böyle hazırladık.” Keşke öyle olsa, keşke bu kanunun içeriği de öyle olsaydı, siyasetüstü olsaydı. Yine de yapılan olumlu şeylerle ilgili, tabii, tebrik ediyoruz ama zaten biz, AKP iktidara geldiğinden beri cumhuriyetin kurucularıyla, cumhuriyetin değerleriyle hesaplaşma hırsıyla yaklaşıp sporu da siyasete maalesef, alet ettiği için -ve bunun mağdurlarından biri de Bursa- “Atatürk” adı geçen stadyumları yıktığı için biz bu konudaki samimiyetine elbette ki güvenmiyoruz, onu baştan söyleyeyim.
Şimdi, “spor” denilince hep futbol konuşuldu, 2002 yılını hatırladım ben de. Dünya Kupası maçları var, avukatlık yapıyoruz, arkadaşlarla ofiste hep beraber toplanıyoruz, öğlen yediden yetmiş yediye herkes büyük bir heyecanla, gururla maçları izliyor, o ortak duyguyu taşıyordu ama şimdi soruyorum, ben kendi adıma kendime de soruyorum ve düşünüyorum: En son millî maç ne zamandı? Kiminleydi? Vallahi bilmiyorum, birçok insan da bilmiyordur galiba. Maalesef futbolu yanlış politikalar, liyakatsiz politikalar bu hâle getirdi. Bu da siyasetin karışmasından kaynaklandı elbette. Bir örneğini daha söyleyeyim. Geçenlerde -adını vermeyeyim- bir federasyonun seçimleri vardı, birisi aradı beni, dedi ki: “Ben Bakanın desteklediği kişiye oy vereceğim.” Niye dedim, “E, öyle daha iyi olur.” dedi. Böyle bir bakış açısıyla yaklaşılırsa değerli arkadaşlar yani “Bakan kimi destekliyorsa ona oy vereyim.” diye yaklaşılırsa sporda başarı elde edilir mi sizce? Elbette ki edilemez.
Şimdi, hukukçu olarak ben biraz da ceza hukuku açısından kanun metnini inceledim. 47’nci maddeyle ilgili özellikle çalıştım. Şunu söyleyeyim: Şimdi, (1)’inci fıkrasına şöyle bir ekleme yapmak lazım: Borçlanma sınırlarının önemsiz miktarda aşılması hâlinde ceza verilmeyeceğine ilişkin bir düzenleme yer alabilirdi. Zarar meydana gelmediği takdirde ceza indirimi yapılması; yine, etkin pişmanlık hükümleri Türk Ceza Kanunu’yla uyumlu olsun diye, ceza adaleti sağlansın diye düzenlenmesi gerekirdi. (5)’inci fıkraya bakıyoruz, Türk Ceza Kanunu’yla ilgili zimmet ve güveni kötüye kullanma suçuna paralel düzenlenmiş ama orada etkin pişmanlık olduğu hâlde burada yok yani yine eşitlik, ceza adaleti söz konusu değil. 47’nci maddenin (2)’nci fıkrasında ve (9)’uncu fıkrasında hemen hemen aynı suç tanımı var, o da ne biliyor musunuz? 20’nci maddede “Spor kulüpleri veya spor anonim şirketleri adına veya hesabına yapılan tüm ödeme veya tahsilatların spor kulüpleri veya spor anonim şirketlerinin defter ve kayıtlarında gösterilmesi gereklidir.” diyor. Bunu ihlal ederse bir fıkrada adli para cezası düzenleniyor, bir fıkrada idari para cezası düzenleniyor. Burada bir uyumsuzluk var, bir suça iki ceza olmaz biliyorsunuz; ikisinin başvuru yolları, süreçleri çok farklı.
Bir de hani “Torba yasa yapmadık.” diye övünüyorsunuz, ilk defa ama bu 47’nci maddeyi hakikaten bu yasanın içine bir torba madde gibi koymuşsunuz, her şey var; adli para cezası var, hapis cezası var, idari para cezası var ki dediğim gibi, idari para cezaları ile adli para cezaları arasında farklılıklar var hem itiraz yolları bakımından hem yetkili kişiler bakımından.
Bir konu daha çok önemli. Yine, bu 47’nci maddedeki 17’nci fıkra burada Bakanlığa bir takdir hakkı tanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Şu 17’nci fıkraya hemen değinmem lazım Sayın Başkanım, ek süre alabilirsem.
BAŞKAN – Buyurunuz efendim.
NURHAYAT ALTACA KAYIŞOĞLU (Devamla) – Burada diyor ki: “Bu Kanunda tanımlanan veya atıfla bulunulan suçlara ilişkin delil veya emarelerin tespiti hâlinde Bakanlık, doğrudan Cumhuriyet başsavcılığına başvuruda bulunabilir.” Takdir hakkı. Şimdi, Türk Ceza Kanunu’nda da benzer bir madde var, diyor ki: Kamu görevlileri kendi görevleriyle ilgili bir suçu öğrendiklerinde eğer bu suçu bildirmezlerse suç işlemiş oluyorlar ve hapis cezası söz konusu. Şimdi bütün kamu görevlilerine “suçu bildirmeme suçu” nedeniyle hapis cezası öngörüyorsunuz Türk Ceza Kanunu’nda ama burada Spor Bakanlığına takdir hakkı veriyorsunuz; bu, eşitlik ilkesine aykırı. Yani Bakanlık bir suçu öğrendiğinde -ki delil ve emare gibi belirsiz şeyler de var- yandaşsa savcılığa başvurmayıp yandaş değilse başvuruda mı bulunacak? Bakanlık şike mi yapacak? Bu madde de hakikaten çok anlamsız. Zaten Türk Ceza Kanunu’nda var suçu bildirmeme suçu. Bakanlığa böyle bir yetki verilmesi doğru değil, siyasetin bulaşması doğru değil diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan “Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi”nin 25’nci maddesinde yer alan “uygulanır” ibaresinin “tatbik edilir” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin Örs
Enez Kaplan
Ayhan Altıntaş
Mehmet Metanet Çulhaoğlu
Hayrettin Nuhoğlu
Muhammet Naci Cinisli
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Erzurum Milletvekili Sayın Muhammet Naci Cinisli.
Buyurunuz Sayın Cinisli. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.
Günlerdir görüştüğümüz kanun teklifiyle spor kulüplerinin dernek vasfını sonlandırıyoruz. Kulüplerin, Gençlik ve Spor Bakanlığına tescilleriyle tüzel kişilik kazanmaları düzenleniyor. Ayrıca, kulüplerin idari ve mali faaliyetlerinin Bakanlık tarafından denetlenmesi de öngörülüyor. Parti tahakkümlü belediye takımları alışkanlığı, parti tahakkümlü kulüpler ve ligler statüsüne devşiriliyor. Türkiye’mizde sporun tadı da böyle böyle maalesef kaçıyor.
Teklifin geneline bakıldığında Bakanlığın karar alıcı olarak konumlandırıldığı anlaşılıyor. Bakanlığa verilen yetkiler mali konuların oldukça ötesinde. Bu durum, teklifin gerekçesinde belirtilen amacı bir hayli aşıyor. Sporun özerkliği üzerine gölge düşürülüyor. Hâlbuki federasyonların özerkliği ve bağımsızlığı teşvik edilmeliydi. Örneğin, Bakanlığa federasyonun, federasyon yönetimini yeterli bulmadığı durumlarda olağanüstü genel kurul toplama yetkisi veriliyor. Bu yetki, Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu görüşüne bağlansa da Kurul üyeleri Bakanlık tarafından belirlenmekte. Spor federasyonlarının genel kurullarında Bakanlık için öngörülen yüzde 10’luk delege oranı, ülkemizdeki spor faaliyetlerinin siyasetüstü bir yapıya kavuşturulmasına engel olur. Bu nedenle oranın yüzde 5 olarak değiştirilmesi yönünde Komisyonda verdiğimiz önerge maalesef reddedildi.
Değerli milletvekilleri, Türkiye’de spor faaliyetleri hem Anayasa’mız gereği hem de toplum sağlığı ve eğitime katkı nedeniyle kamu hizmeti sayılıyor. Anayasa’mızın 59’uncu maddesi “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır.” hükmünü içerir. Fakat ülkemizin spor alanında eksiklerinin bulunduğu da tartışılmaz. Eksikleri gidermeye, çocuklarımızın bedensel yeteneklerinin gelişebilmesi için spora ve spor eğitimine gerekli önlem ve özeni göstererek başlayabiliriz.
Spor, çocukların sağlıklı bir bedene sahip olmasını sağlamakla beraber, analitik düşünce ve efor esnasında hızlı karar alabilme yeteneğini de geliştiriyor. İlköğretim kurumlarımızdan başlayarak çocuklarımızın sportif yeteneklerinin keşfedilmesini amaçlayan bir kanun teklifimin bulunduğunu dikkatlerinize sunmak isterim. Üstelik, bu sayede sporcu geleceğimizin ana kaynağını da sağlamış oluruz. Ayrıca, ülkemizin spor altyapı haritası da oluşturulmalı. İllerde ve coğrafi bölgelerimizde hangi spor dallarının baskın olduğu, taramaya katılan çocuklarımızın hangi sporlara yeteneklerinin bulunduğu tespit edilmeli. Örneğin, memleketim Erzurum’da bütün kış sporları yapılabiliyor. Karla iç içe geçen bir yaşam nedeniyle doğal bir yeteneğe kavuşmuş, potansiyeli oldukça fazla genç bir nüfusa sahibiz. Yapılan tesisler, boş binalar olmaktan öteye geçirilmeliler. Anayasa’mızda belirtildiği üzere sporun kitlelere yayılmasını teşvik etmeli, başarılı sporcuları korumalıyız. Tesislere ruh kazandırmalı, sporun özünü yaşatmalıyız. Engelli çocuklarımız dâhil olmak üzere ilköğretim çağında bulunan öğrencilerimizi sporla tanıştırmalıyız. Spora başlama yaşlarında olan yetenekli çocukları tespit edip ilgili spor dallarına yönlendirmek, üst düzey sporcu yetiştirilmesini sağlamak, yasa yapıcı olarak Meclisimizin de görevi olmalı.
İnsanlar, hayatları boyunca, doğayla karşılıklı bir etkileşim içinde bulunuyorlar, yaşam ve çevre birbirlerine bağlı ve bir denge içinde. Öğrencilerimize genç yaşlarından itibaren içinde yaşadığımız çevrenin bir parçası oldukları da öğretilmeli.
Değerli milletvekilleri, ayrıca, gündeme getirmek istediğim bir başka konuyu burada ifade etmek isterim. Çocuklarımız için oldukça cazip görünen gölet, sulama kanalı ve süs havuzlarındaki boğulma vakaları içimizi derinden yakıyor. Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına göre her yıl, yaklaşık 900 kişi boğulma sonucu hayatını kaybediyor. Boğulma vakaları sahil kentlerinden ziyade en çok iç bölgelerimizde görülüyor. Suda boğulmalar önlenebilir kazalar sınıfında tanımlanır, çocuklarımızın kendi hayatlarını idame ettirebilecek şekilde yetişmelerini sağlamamız lazım. Bu bağlamda, çocuklarımıza temel yüzme eğitimi verilmesini de biraz önce bahsettiğim kanun teklifinde önermiştim. Avrupa Birliğine üye devletlerdeki eğitim sistemi incelendiğinde yüzme bilmeyen ilköğretim öğrencisinin olmadığı, yüzmenin zorunlu veya seçmeli dersler arasında yer aldığı görülüyor. Bu çerçevede beden eğitimi ders saatlerinde yüzme dersi en azından seçmeli hâle getirilmeli. Çocuklarımızın hem sağlıklı bireyler olarak yetişmesi hem de yüzme bilmeyip boğulmaların önüne geçilmesi lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 25’inci maddesinde geçen “hükümleri” ibaresinin “maddeleri” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Kemal Peköz
Tulay Hatımoğulları Oruç
Mahmut Celadet Gaydalı
Rıdvan Turan
Murat Sarısaç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Bitlis Milletvekili Sayın Mahmut Celadet Gaydalı.
Buyurunuz Sayın Gaydalı. (HDP sıralarından alkışlar)
MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
(…)
Değerli milletvekilleri, 2018-2019 Türkiye Satranç Şampiyonası kapsamında 11-12 Mayıs 2019 tarihinde Bitlis’te yöre turnuvası gerçekleştiriliyor. Şimdi, bu turnuvada 7 hakemden 5’i hem hakem hem de turnuvaya katılan sporcu; birileri de hem yönetici hem de hakem hem de sporcu. Hem hakem hem sporcu hem yönetici olduğunda bir de rakip gerekiyor tabii. Rakibi de turnuvaya katılmayan sporculardan seçerseniz salak değilseniz yüzde 100 kazanırsınız. Evet, utanmadan müsabakaya katılmayan sporcuların müsabakaya katılmış gibi isimleri yazılmış. Yetmemiş, iki gün sürmesi beklenen turnuvanın alelacele tamamlanması için de tutanak hazırlamışlar. Tabii, bu turnuvanın maddi geliri de var, paralar ödenmiş, alınmış. Vicdan sahibi, turnuvaya katılmadığı hâlde adı yazılan sporculardan biri, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü ve Cumhuriyet Savcılığına şikâyette bulunuyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı Rehberlik ve Denetim Başkanı, bu şikenin, bu ikiyüzlülüğün, bu hırsızlığın üzerini örtmeye çalışıyor.
Şimdi, Sayın Saffet Sancaklı diyor ya: “Kulüpleri yönetecek 500 namuslu kişi bulamaz mıyız?” diye. Sayın Sancaklı, kulüpleri yönetecek çok namuslu kişi bulursunuz fakat bürokraside yer alan namuslu kişileri nasıl bulacaksınız?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun efendim.
MAHMUT CELADET GAYDALI (Devamla) – Bu çürümüş düzene “Dur!” diyecek bürokratları nereden bulacaksınız? Devlet kademelerini, özellikle spor alanını arpalığa çevirmiş bu ve buna benzer insanlar olduğu sürece, bu ülkede değil bir kanun, bin kanun da hazırlasanız karşılığını alamazsınız.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
25’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 25’inci madde kabul edilmiştir.
26’ncı madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 26’ncı maddesi 1’inci fıkrasının teklif metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal Peköz
Tulay Hatımoğulları Oruç
Mahmut Celadet Gaydalı
Murat Sarısaç
Rıdvan Turan
Sait Dede
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkanım.
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 26’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının “(1) Spor federasyonları, spor dalı ile ilgili faaliyetleri yürütmek üzere kanunla kurulur ve kanun Resmi Gazete de yayımlanması ile tüzel kişilik kazanır.” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Yıldırım Kaya
Vecdi Gündoğdu
Sevda Erdan Kılıç
Ali Haydar Hakverdi
Burcu Köksal
Neslihan Hancıoğlu
Ünal Demirtaş
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Zonguldak Milletvekili Sayın Ünal Demirtaş.
Buyurunuz Sayın Demirtaş. (CHP sıralarından alkışlar)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) – Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde spor dünyasının yıllardır beklediği ve sorunlarını çözecek bir yasal düzenlemeye ihtiyaç vardı. Aslında bu kanun teklifi bazı yönleriyle olumludur. Olumlu yönlerine herhangi bir itirazımız yoktur ancak teklifin tamamına baktığımızda, spor dünyasının ihtiyaçlarını karşılamadığı açıkça görülmektedir. Teklifte bazı önemli eksiklikler ve yanlışlıklar vardır. Bunun da en önemli sebepleri kanunun yapım aşamasında spor kulüplerinin ve federasyonlarının etkin olarak sürece dâhil edilmemeleri, spor paydaşlarından alınan görüşlerin kanun metnine yansıtılmaması, spor dünyasını tamamen siyasetin vesayeti altına alma amacıyla konulan maddelerin teklifte bulunmasıdır.
Teklifte, Spor Bakanlığına kulüplere mali yönden denetim yetkisi verilmekle yetinilmemiş, mali denetimin dışında da “her türlü işlem ve faaliyetler” ifadesi kullanılarak ucu açık, geniş bir yetki verilmiştir. Bu şekilde de kulüplerin iktidarca denetlenmesinin önü açılmıştır. Bakanlığa yani siyaset kurumuna verilen bu yetkiler ise kulüplerin bağımsızlığını ve özerkliğini ağır bir şekilde zedeleyeceği gibi, kulüpler üzerinde de büyük bir siyasi baskı oluşturabilecek niteliktedir. Oysa olması gereken, siyasetin elini sporun içinden tamamen çektiği, spor dünyasının tam bağımsızlığını ve özerkliğini sağlayan bir düzenleme olmalıydı. Nitekim, Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Sayın Ali Koç, dün yaptığı açıklamada “Özellikle Süper Lig kulüpleri olarak buradaki düşüncelerimizi, endişelerimizi, kaygılarımızı anlattık. Evet, görüştük. Dinlendik mi? Hayır. Siyasetçilerimiz ‘Kulüplerin görüşlerini aldık.’ diyebilirler. Evet, aldınız. Uyguladınız mı? Hayır. Nihai taslakta bizim görüşlerimiz var mı? Hayır. Biz kulüplerde spor yasasına karşı değiliz ama bu şekilde ele alınmasının, bu şekilde çıkmasının ileride çok büyük sakıncalar doğuracağından şüpheniz olmasın.” demiştir. Bu açıklamadan kanun teklifine kulüplerin görüşlerinin yansıtılmadığı, kulüplerin bu tekliften rahatsız olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Sayın Ali Koç da yanlışlardan dönülmesi için uyarma ihtiyacı hissetmiştir. Teklifin imza sahipleri Sayın Alpay Özalan ve Sayın Saffet Sancaklı Vekillerimize de söylüyorum, bakın: Teklifin antrenman kısmı biraz zayıf kalmış, iyi antrenman yapamamışsınız. Dün, Sayın Sancaklı Vekilimiz “60 maddenin 38’inde muhalefet partilerinin isteği oldu yani kulüplerin size gelip söyledikleri istekler kondu bu maddelere.” diyerek aslında iyi antrenman yapamadıklarını ikrar etti zaten.
Değerli milletvekilleri, ben Fenerbahçeliyim, tabii, aynı zamanda da Zonguldakspor’u da tutuyorum. Futbolcu oldukları dönemde Saffet’in de Alpay’ın da futbolculuğunu beğenirdim. Bana kızmayın ama ikinizin de siyasetçiliğini hiç beğenmiyorum. Alpay futbolculuğu sırasında iyi takımlarda oynadı ama bugün, Sayın Alpay Bey ülkemizi hem ekonomik olarak hem de sportif olarak küme düşüren siyasi takım olan AK PARTİ’de oynuyor.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Dünya yıldızı, dünya yıldızı.
HALİL ETYEMEZ (Konya) – Biz beğeniyoruz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) – Bakın, Türkiye bu sene G20’den…
Bakın “İlk 10’a gireceğiz. derken, 2000 yılında, 17’nci sıradayken 23’üncü sıraya düştü. AK PARTİ ekonomide ülkemizi maalesef küme düşürdü; Alpay da maalesef ülkemizi küme düşüren bir takımın oyuncusu.
Değerli milletvekilleri, tabii ki ekonomide küme düştük ama peki sporda durum nasıl; futbolda nasıl? Bakın, yirmi yıldır siyasetin eli yani AK PARTİ’nin eli sporun içinde ve o siyasi el maalesef Türk sporunu başarısızlığa doğru itiyor. Sonuç, yine ekonomide olduğu gibi sporda da küme düştük. Bakın, iktidara geldiğinizden beri Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı 9 defa değişti. Sizin atadığınız güdümlü başkanlarla sonuç her zaman için fiyasko oldu çünkü AK PARTİ olarak spora sürekli müdahale ettiniz; oysa spor siyaset dışıdır, öyle olmalıdır. Bakın 2002’de Dünya Kupası’na katılan Millî Takım’ımız varken, sizin döneminizde ise 5 dünya kupasını evinden televizyonda izleyen bir Millî Takım’ımız oldu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurunuz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) – Bakın, maalesef yirmi yıldır dünya kupasına katılamadık, üzülüyoruz. Avrupa Şampiyonası’nda ne oldu? Bakın, 2004’te play-off baraj maçlarında, 2008’de yarı finalde, 2012’de play-off’ta, 2016’da grup maçlarında 3 puanla elendik. Son Avrupa Şampiyonası’ndaysa Millî Takım’ımız eleme grubunda puan alamadı ve turnuvaya veda etti. Bakın, bu sonuçla Türkiye maalesef sıfır puan ve eksi 7 averajla EURO 2021’in en başarısız takımı oldu. Sonuç maalesef yine fiyasko. Bu fiyaskonun sorumlusu kim peki? Elbette ki AK PARTİ. Zarar gören kim oldu? Türk sporu ve Türkiye zarar gördü değerli arkadaşlar. Maalesef bu teklifle de Türk sporu küme düşmeye devam edecektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ÜNAL DEMİRTAŞ (Devamla) – Değerli milletvekilleri, 26’ncı maddeyle de Cumhurbaşkanına federasyon kurma yetkisi veriliyor, bunu da kabul etmemiz mümkün değil.
Saygılarımı sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
26’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
27’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
(…)
BAŞKAN – Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 17.57
ÜÇÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 18.12
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Enez KAPLAN (Tekirdağ)
—–0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84’üncü Birleşiminin Üçüncü Oturumunu açıyorum.
324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.
1.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu (S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – Komisyon? Yerinde.
28’inci madde üzerinde 3 yönerge vardır.
İlk okutacağım 2 önerge aynı mahiyettedir; bu önergeleri okutup birlikte işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 28’inci maddesinin (5)’inci fıkrasının (a) bendinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Kemal Peköz
Tülay Hatımoğulları Oruç
Mahmut Celadet Gaydalı
Rıdvan Turan
Murat Sarısaç
Aynı mahiyetteki diğer önergenin imza sahipleri:
Hüseyin Örs
Enez Kaptan
Ayhan Altıntaş
Hasan Subaşı
Hayrettin Nuhoğlu
Dursun Ataş
BAŞKAN – Komisyon aynı mahiyetteki önergelere katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
(…)
BAŞKAN – Aynı mahiyetteki önergeleri oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 28’inci maddesinin beşinci fıkrasının (a) bendinin madde metninden çıkarılmasını, diğer bentlerin buna göre teselsül ettirilmesini ve maddenin sekizinci fıkrasının son cümlesinde yer alan “beşinci fıkranın (b) ve (c) bentlerinde” ibaresinin “beşinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle olağanüstü genel kurulun yapılmasına ilişkin yeniden düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
28’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 28’inci madde kabul edilmiştir.
29’uncu madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’nin 29’uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan “yüzde onu” ibaresinin “yüzde beşi” ibaresi ile değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin Örs
Enez Kaplan
Ayhan Altıntaş
Hasan Subaşı
Hayrettin Nuhoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Trabzon Milletvekili Sayın Hüseyin Örs.
Buyurunuz Sayın Örs. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Kanun Teklifi’nin 29’uncu maddesi üzerinde İYİ Parti Grubu adına söz aldım, Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen aziz milletimizi saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Kanun Teklifi’nin 29’uncu maddesinde Genel Kurulun toplantı usulü ve karar sürecine ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Bu maddede “Genel Kurulun delege sayısının yüzde 10’u Bakanlık tarafından belirlenir.” hükmü vardır. Komisyon görüşmelerinde yüzde 10 oranının yüzde 5’e düşürülmesinin demokratik bir genel kurul zemini oluşturması açısından daha iyi olacağını söyledik, bununla ilgili önerge, değişiklik önergesi verdik ama maalesef, iktidar mensuplarınca bu önergemiz reddedildi. Bu hususu da burada tekrar ifade etmek isterim.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifine baktığımızda çok şey var. Evet, bu kanun teklifinde çok şey var ama okul sporları yok arkadaşlar, okul sporları bu kanun teklifinde hiç yer almamış. Ülkemizde yaklaşık 20 milyon çocuk ve gencimiz ana sınıfı, ana okulu, ilkokul, ortaokul, lisede öğrenim hayatını sürdürmektedir. Millî Eğitim Bakanlığımız ile Gençlik ve Spor Bakanlığımız arasında 2010 yılında yapılan iş birliği protokolüyle okul spor faaliyetlerinin Gençlik ve Spor Bakanlığımız eliyle yürütüldüğünü biliyoruz ancak Millî Eğitim Bakanlığımız da bu anlamda bir koordinatör yapının kurulmaması, kurulamaması yapılan iş birliğinde birçok sorunları beraberinde getirmektedir. Değerli arkadaşlar, spor okulda başlar. Eğitim ve sporu bir elmanın iki yarısı gibidir diye düşünmeliyiz. Okul çağında birçoğumuzun hayali, hepimizin hayali okul takımında yer almaktı, o güzel günleri şöyle hatırladığımız zaman bana katılacağınızı biliyorum. Değerli arkadaşlar, gelişen teknolojik hayat gençlere avantajı olduğu kadar dezavantajları da beraberinde getirmiştir. Son zamanlarda gençlerde yaygın bir şekilde kullanılan dijital oyunlar çocuk ve gençlerde hareket yetisinin azalmasına hatta kaybolmasına neden olmaktadır. Gençlerde obezite sorunu ülkemizde ciddi boyutlara ulaşmıştır.
Değerli arkadaşlar, okullarımızda beden eğitimi derslerine yeterince önem verilmediği konusunda ciddi eleştiriler vardır. Okullarımızda tesis ve spor malzemesi eksikliği mevcuttur. Ben derim ki gelin sene başında her öğrenciye spor kıyafetlerini ücretsiz verelim, bununla ilgili düzenlemeler yapalım, gerekirse bununla ilgili bütçe ayıralım çocuklarımızı spora teşvik edelim. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Başka bir konu daha gündeme getirmek istiyorum. Okul yarışmalarında ciddi ekonomik sıkıntılar var arkadaşlar. Verilen 62 TL’lik harcırah bu kapsamda yeterli değildir. Maddi imkânsızlıklar nedeniyle birçok okulumuz yarışmalara katılamamaktadır, bunu da burada belirtmek isterim.
Değerli arkadaşlar, şimdi size bir fotoğraf göstereceğim. Değerli arkadaşlar, bu fotoğrafta gördüğünüz, bıyığı terlememiş delikanlı bugün dünya yıldızımız olan, sadece Trabzon’un değil, Türkiye’nin de gurur duyduğu evladımız, millî oyuncumuz Yusuf Yazıcı’dır ve bu fotoğraf 2015 yılında çekilmiştir arkadaşlar. Niçin bu fotoğrafı gösterdim onu da şimdi sizlere söyleyeceğim. 2015 yılında Trabzon Erdoğdu Anadolu Lisesi takımında futbol oynayan Yusuf ülkemizi uluslararası okul sporları dünya şampiyonasında temsil eden ve Türkiye’ye dünya şampiyonluğunu getiren lise takımımızın kaptanlığını yapmıştır. Yani bu bıyığı terlememiş delikanlı bugün dünya yıldızı, altı yedi yıl evvel bir lise takımının kaptanıydı.
SALİH CORA (Trabzon) – Hocam, o takımın kafile başkanı bendim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Okul takımından dünya liglerine giden, bugün bir dünya yıldızı olan sporcumuz okul çağında geleceğini ve başarısını planlamıştır. Yusuf kardeşime de buradan başarılar diliyorum, gözlerinden öpüyorum.
SALİH CORA (Trabzon) – O takımın kafile başkanı bendim Hocam, bize de teşekkür et, bize de teşekkür et.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Değerli arkadaşlar, bu noktada…
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Salih Cora’ya bakın Sayın Vekilim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Ya, Salih, burada laf atma kardeşim ya, burada laf atma ya.
SALİH CORA (Trabzon) – O takımın kafile başkanıydım.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Desteklemek için o, destek veriyor, destek.
MÜŞERREF PERVİN TUBA DURGUT (İstanbul) – Salih Bey teşekkür istiyor.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Bu noktada bir hususu da dile getirmek isterim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Buyurun efendim.
HÜSEYİN ÖRS (Devamla) – Ne yazık ki mevcut ödül yönetmeliğinde okul sporlarında başarı gösteren sporcularımızın ödüllendirilmesiyle ilgili madde yoktur. Bu eksiklik giderilmeli, okul sporlarında ayrı bir ödül yönetmeliğiyle başarılı okul sporcularımız teşvik edilmelidir.
Çok az zamanım var, biliyorum, son olarak da şunu söylemek istiyorum: Ülkemizde atanamayan beden eğitimi öğretmenlerinin spor sisteminin içerisine çekilmesi gerekir diye düşünüyorum. Eminim ki bunların, atanamayan beden eğitimi öğretmenlerimizin enerjileri, ülkemizde sporun gelişmesine önemli katkılar verecektir.
Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından “Bravo” sesleri, alkışlar)
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) – Kafile başkanı var burada.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
29’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 29’uncu madde kabul edilmiştir.
30’uncu madde üzerinde 2 önerge vardır, önergeleri aykırılık sırasına göre işleme alacağım.
İlk önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan “Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi”nin 30’uncu maddesinde yer alan “kurulmasına” ibarelerinin “oluşturulmasına” ibaresiyle değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Hüseyin Örs
Enez Kaplan
Ayhan Altıntaş
Hasan Subaşı
Hayrettin Nuhoğlu
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılamıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Tekirdağ Milletvekilli Sayın Enez Kaplan.
Buyurunuz Sayın Kaplan. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
ENEZ KAPLAN (Tekirdağ) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın kutlayacağımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ile Türkiye Büyük Millet Meclisimizin açılışının 102’nci yılını kutluyorum.
Görüşülmekte olan Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 30’uncu maddesi üzerinde verilen değişiklik önergesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, muhalefet şerhimizde de belirttiğimiz gibi, bu kanun teklifiyle ilgili Komisyon haricinde, tali komisyon olarak Plan ve Bütçe Komisyonu ile Adalet Komisyonunda görüşülmesini belirtmemize rağmen görüşülmemiştir. Daha fazla ve farklı görüşün alınmasıyla teklifin daha etkin ve kaliteli olacağından hiç kuşkumuz yoktur fakat daha kısa sürede kapsamı sınırlı bir görüşmeyle alınarak hazırlandığı görülüyor. Bu tip yaklaşımları iktidar partisi hep yapıyor. Kanun teklifinin çoğu futbol camiasıyla ilgili düzenlemelerdir. Spor sadece futbol değildir, futbol da sadece Süper lig değildir. Anadolu ve amatör takımlarımız da vardır, onların da altyapı ve tesisleri yeterli değildir. Bu kanun teklifinde amatör sporlarla ve altyapıyla ilgili düzenleyici bir madde bulunmuyor. Türkiye 84 milyon nüfusa sahip bir ülke. Ülkemizin nüfusunun yüzde 15’i genç nüfusudur. Spor alanlarında başarıya ulaşacak çok gençlerimiz olduğuna inanıyorum. Bu teklifte gençlerimizi kötü yollardan uzak tutacak, onları spora teşvik edecek, özendirecek bir madde göremiyorum. Bu teklif, bu tür problemlere çözüm getirmeyecektir. Bu kanun teklifi, spor kulüplerinin ekonomik sorunlarından kaynaklanan problemleri gidermekte, hukuki ve finansal durumlarını daha ilgili konularla düzeltmektedir. Futbol ekonomik anlamda çok büyük bir endüstridir. Özellikle yabancı oyuncu sayısının artışı, ödemelerin döviz cinsinden yapılması, buna rağmen spor kulüplerinin gelirlerinin TL cinsinden olması, aradaki farkın kulüpleri olumsuz etkilemesi de kaçınılmazdır. Dövizin düzensiz ve kaygan zeminde olması her alanda olduğu gibi spor camiasında da olumsuzluklara neden olmaktadır. Yabancı oyuncu sayısının artışının kısıtlanması, sporcu ücretlerinin tavandan belirlenmesi, altyapı oyuncularının sayılarının belirlenmesi ve denetlenmesi konuları yasaya gerek kalmadan bu sorunların Türkiye Futbol Federasyonu tarafından düzenlenmesi mümkündür.
(…)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(…)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
Diğer önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 30’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (h) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki bendin eklenmesi ve diğer bendin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
“ı) Faaliyet raporu ve yönetim kurulunun ibra edilip edilmemesi kapsamında değerlendirilmek üzere; Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulunca yönetim kurulunun federasyonun yönetimi ve temsili hususunda yeterli bulunmadığına ilişkin olarak düzenlenen raporu görüşmek.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Engin Özkoç
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe: Önergeyle olağanüstü genel kurul sebepleri arasında yer alan federasyonun yönetimi ve temsili hususunda yeterli bulunmadığına ilişkin olarak Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu tarafından hazırlanan raporun olağanüstü genel kurul sebepleri arasından çıkarılarak ibra müessesesi kapsamında genel kurul tarafından görüşülmesinin sağlanması ve bu şekilde spor federasyonlarının idari anlamda güçlendirilmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 30’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 30’uncu madde kabul edilmiştir.
31’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
32’nci madde üzerinde bir önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 32’nci maddesinin (4)’üncü fıkrasında yer alan “ikincil mevzuatla” ibaresinin “Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelik veya spor federasyonları tarafından çıkarılacak talimatla” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, hukuki belirlilik ilkesine riayet edilmesi amacıyla teknik düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge doğrultusunda 32’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 32’nci madde kabul edilmiştir.
33’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 33’üncü madde kabul edilmiştir.
34’üncü madde üzerinde bir önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Milet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 34’üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendine “kaçakçılık” ibaresinden sonra gelmek üzere “nefret ve ayrımcılık,” ibaresinin eklenmesini ve fıkranın (d) bendinde yer alan “on beşinin” ibaresinin “onunun” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle nefret ve ayrımcılık suçlarından mahkûm olanların da federasyon başkanı ile federasyon yönetim, denetim ve disiplin kurulu üyesi olamayacakları hususu düzenlenmektedir. Ayrıca, önergeyle demokratik katılımın artırılması amacıyla federasyon başkanı adaylığı için genel kurul delegelerinin yüzde 15’inin yazılı desteği şartının yüzde 10’a düşürülmesi amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
34’üncü maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 34’üncü madde kabul edilmiştir.
35’inci madde üzerinde bir önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 35’inci maddesinin ikinci fıkrasının ikinci cümlesinin madde metninden çıkarılmasını arz ve teklif ederiz.
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR VE GENÇLİK KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle spor federasyonlarının talebi üzerine Gençlik ve Spor Bakanı tarafından genel sekreter atanması usulünün kanun teklifi metninden çıkarılması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
35’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 35’inci madde kabul edilmiştir.
36’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 36’ncı madde kabul edilmiştir.
37’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 37’nci madde kabul edilmiştir.
38’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 38’nci madde kabul edilmiştir.
39’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 39’uncu madde kabul edilmiştir.
40’ıncı madde üzerinde bir önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 40’ıncı maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(1) Spor federasyonlarının malları Devlet malı hükmündedir ve haczedilemez. Spor federasyonu mallarının haczedilmesine ilişkin talepler icra müdürlüğünce reddedilir.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle spor federasyonlarının haczedilemezliği ile buna ilişkin haciz taleplerinin icra müdürlüklerince reddedilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN – Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
40’ıncı maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 40’ıncı madde kabul edilmiştir.
41’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 41’inci madde kabul edilmiştir.
42’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 42’nci madde kabul edilmiştir.
43’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 43’üncü madde kabul edilmiştir.
44’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 44’üncü madde kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi üçüncü bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Üçüncü bölüm, geçici madde 1 ve geçici madde 2 dâhil, 45 ile 59’uncu maddeleri kapsamaktadır.
Üçüncü bölüm üzerinde söz isteyen Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Muğla Milletvekili Sayın Suat Özcan.
Buyurunuz Sayın Özcan. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA SUAT ÖZCAN (Muğla) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanun Teklifi’yle ilgili olarak üçüncü bölümü üzerinde değerlendirmeler yapmak üzere grubum adına söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Spor kulüplerini ve federasyonlarını mali ve idari disipline alacak yasal düzenleme uzun süredir spor kamuoyunun ve sporseverlerin beklediği önemli bir olgudur. Bu kanun teklifinin Meclise gelmesi bizce de gereklidir, olumludur. Spor Kanunu Teklifi 84 milyonluk nüfusumuzun tamamıyla yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızı ve onların çocuklarını da ilgilendirmektedir. Teklifin Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonuna geldiği şekliyle, kanun teklifinin hazırlanmasında sporun ilgili paydaşları olan federasyonlar, spor kulüpleri, siyasi partiler ve alanla ilgili sivil toplum örgütlerinin birçoğuyla görüşüldüğünü, iletişim sağlandığını anlıyoruz. Ancak, bu görüşmeler sonucunda teklifle ilgili görüşlerin ve önerilerin çok dikkate alınmadığını, önemsenmediğini de gördük. Zaten, Komisyon üyeleri olarak ilgilendiğimiz, takip ettiğimiz bir durum olması sebebiyle, teklife katkı koymak isteyenlerin görüşlerinin dikkate alınarak maddeler üzerinde düzenlemeler yapılması konusunda talep ve önerilerimizi ilettik. Kanun teklifinin, genel olarak, Genel Kurula gelip görüşmelerin başlamasına kadar, çok sayıda maddeyle ilgili görüş birliği oluştu, bunda emeği olan herkesi kutluyorum. Ancak, teklifle kamuoyunun beklentisini kullanarak sporun sevk, idare ve finansmanında Spor Bakanlığına özel yetkiler verilmek istenmesi… Zaten ülkemiz sporu üzerindeki siyaset baskısı hiçbir dönemde olmadığı kadar fazla iken bu teklifin yasalaşmasıyla beraber spora siyasetin baskısının Bakanlık eliyle daha da artacağıyla ilgili kaygılarımızı, görüşlerimizi belirttik; söylemeye de ifade etmeye de devam ediyoruz.
Spor hukukunun kamu hukukundan giderek ayrışması, özerk ve bağımsız yapılması için tüm dünyadaki gelişmelere paralel olarak ülkemizde de özellikle 90’lı yılların sonundan itibaren ciddi hukuki ve idari adımlar atılmıştır. Bugün, bu teklifin ilk hâli geriye gidiş ve başa dönüşe sebep olabilecek niteliktedir. Getirilen yasa teklifi, bağımsız ve özerk olan tüm federasyonların bağımsızlığını ortadan kaldırabilir.
Teklifle spor kulüpleri dernek vasfından ve Dernekler Kanunu hükmünden çıkarılırken, yine, teklifin birçok maddesinde tekrar dernek vasfı üzerinden işlem yapılacağı anlaşılmaktadır hatta spor yönetimiyle ilişkisiz İçişleri Bakanı tarafından Dernekler Kanunu kullanılarak kulüp başkanı ve yönetimlerinin görevden alınıp yarışmalardan men edilebilmesi yönünde düzenleme içermektedir.
Diğer yandan, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu, AİHM ve Türkiye Futbol Federasyonu Olağan Genel Kurulunun 28 Temmuz 2021 tarihindeki statü değişikliğine rağmen seçimli olmaktan çıkarılıp tekrar atamayla belirlenmektedir; Spor Tahkim Kurulunu zaten Bakan atamaktadır.
Spor kulüplerini ve federasyonlarını mali ve idari disipline almak gerekçesiyle getirilen bu teklifin siyasi bir kişilik olan Spor Bakanına ve yıllardır sporun asıl sorunlarından biri olan spor bürokrasisine ilave yetkiler vererek sporun üzerindeki olumsuz gücünü artıracağı, sporda adil yarışma ve rekabete gölge düşüreceği kaygısı içerisindeyiz.
Bu kanun teklifinin Meclise gelme gereksinimi ne kadar acil ve gerekli ise yirmi yıldır ülkeyi yöneten iktidar yönetimiyle ülkemiz sporunun başarı seviyesini de göz önünde bulundurmalıyız. Kaç bakan, kaç Federasyon başkanı değişti, anlayış değişti mi? Yasaları çıkarabiliriz, tamam, sonra ne olacak? Yandaşlığa prim verilecek midir? Liyakat dikkate alınmadan, yandaş yöneticilerin işbaşına gelmelerinde yine siyaset baskısı öne çıkacak mıdır? Örneğin, Futbol Federasyon başkanlarının göreve gelişleri ya da görevden ayrılışlarında bakanlık eliyle siyasetin olumsuz etkilerini bu kanun teklifi önleyecek midir?
Süper Lig futbol takımlarının borçlarının 30 milyarı aştığı söyleniyor, bunda yirmi yıldır ülkeyi yöneten iktidarın spor bakanlarının, yandaş iş adamı yöneticilerin payı yok mudur? Bu yöneticiler, kendi firmalarına iktidardan aldıkları ihalelerle kamuoyunda zaten hep tartışılmaktadırlar. Futbol Federasyonu, Süper Lig yayıncı kuruluşuyla ilgili ihaleyi kulüplerimiz ve sporseverler yararına gerçekleşmesini sağlayamamıştır. Federasyon başkanlarının aynı anlayıştaki yöneticilerinin yıllardır yönetimleri sonucu sportif sonuçlar 84 milyonun beklentisinin çok uzağında kalmıştır. Kulüplerin borç yüklerinin yıllardır yanlış, hesapsız transferlerle altından kalkılamaz hâle geldiğini söylüyoruz, doğru ancak yirmi yıldır sporu yöneten iktidar olarak değirmene su taşımadınız mı? Süper Lig takımlarının yabancı sayısı, takımlarımızın kamp kadrolarının yarısından fazla değil miydi? İşbaşına getirdiğiniz iş insanı, ihaleci federasyon başkanları ve yönetim kurullarıyla gelinmedi mi? Ya yandaş kulüplere ya da yeni kurulan yandaş kulüplere harcadığınız milyonların, milyarların hiç mi payı yok bu borç yüklerinde?
“Fair play” ve spor ahlakını hiç düşündünüz mü? Amatör spora, branşlara üvey evlat muamelesi yapılmadı mı? Yani siyaset ve spor iç içe değil mi? Geçtiğimiz yaz 2020 Tokyo Olimpiyatları sonuçları 15 branşta katılımıyla 2 altın, 4 gümüş, 9 bronz madalya ne nüfusumuza ne de ekonomik büyüklüğü dünyanın ilk yirmi ekonomisinde olduğu belirtilen ulusal ekonomimize yakışmamaktadır. Çin 96 altın madalyayla 1’inci, Büyük Britanya 2’nci, ABD 3’üncü, ülkemiz ise 42’nci olmuştur. Ekonomik büyüklüğümüz 20’nci sırada, nüfusumuz 84 milyon olmasına rağmen başarıda 42’nci sıra; sonuçlar ülkemizi memnun etmiyor. Ayrıca güreşin ata sporu olmaktan her geçen gün uzaklaştığını da görmekteyiz.
A Millî Futbol Takımımız şampiyonalarda nasıl başarılı olacaktır? Futbolun dışında, örneğin, basketbolda elemeleri geçemeyecek duruma gelmemiz nasıl düzeltilecektir? Sorun hep antrenörlerde midir? Bireysel ve takım sporlarında dünyadaki sıralamamız daralacak bütçelerle nasıl yukarı çıkacaktır? Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizini yaşadığımız dönemde, hayat pahalılığı, enflasyon, döviz kurundaki aşırı yükselmeler sonucu çocuklarımızı ve gençlerimizi sporun içinde nasıl tutacağız?
Ben de birçok değerli milletvekili gibi sporun içinde bulundum. Amatör sporcu, antrenör ve yöneticilik yapmış birisi olarak faal olduğum dönemlerde esnafa, iş adamlarına, belediye başkanlarına destek olmaları için hep gittik. Stadyumlar, salonlar yapıldı; evet, teşekkür ediyoruz. Spora sistemsel olarak bakabildik mi? Amatör spora, sporcuya, antrenörlere bölgesel ve dünya ölçeğinde yeterli yatırımlar yapıldı mı? Şu an için amatör spor, iş adamlarının ve belediyelerin desteği olmadan yürümüyor; bu yıllardır da böyle. Bu yasa amatör spora ve branşlara yeni bir çözüm getiriyor mu?
Seçim bölgem Muğla’da belediyelerimizin de destekleriyle futbolda faaliyet gösteren 2. Lig takımları, BAL Ligi takımları, Süper Amatör Lig takımları parasal sıkıntılarla da olsa zorlukla faaliyetlerini sürdürmektedirler. İlimdeki stadyumlar günün koşullarına uygun hâle getirilmelidir. Yine, voleybol, basketbol, hentbol liglerinde faaliyet gösteren değerli kulüplerimiz vardır; her türlü zorluklara rağmen ilimizi, ilçelerimizi başarıyla temsil etmektedirler. Amatör olarak güreş, okçuluk, masa tenisi, yelken, yamaç paraşütü gibi daha birçok branşın yanı sıra okullar düzeyinde de sportif faaliyetler yürütülmektedir. Hepsini kutluyor, teşekkür ediyorum. Sporu yarışmacı olarak çok zor koşullarda yapıyorlar, yerine getiriyorlar.
Daralacak bütçelerle, aslan payının hep futbolda olması alt ligleri olumsuz etkileyecektir. Ayrıca basketbol, voleybol, hentbol, atletizm, güreş, yüzme gibi branşlara ulusal ve uluslararası rekabet için bütçelerin nasıl ayrılacağı düşündürücüdür. Bazı kulüplerin birçok branşı kapatacağı endişesi içindeyim. Bu yasayla kulüplerin, Futbol Federasyonunun özerkliği ve diğer federasyonların bağımsızlığı ortadan kalkıyor mu? Bu yasa, denetim yollarının belirlenmemiş olması nedeniyle kulüpleri ve federasyonları Bakanlığa bağımlı hâle getirecek mi? Kulüp başkanlarına ve yöneticilerine mali açıdan getirilen yaptırımlar sonucu teknik iflasla karşı karşıya kalınabilir mi?
Seçim bölgem Muğla’da hem Büyükşehir Belediyesi hem ilçe belediyelerimiz ve Spor Bakanlığı spor tesisleri yapmaktadır. Spora bütüncül bir bakış açısıyla bakmak zorundayız. Salon, stadyum yapılmadan önce yerel yönetimlerle, spor kuruluşlarıyla, sivil toplumla iletişim ve paylaşımlarla doğru tesislerin doğru yerlere yapılması, imar ve çevre düzenlemeleri için iş birliği yapılması tesisin zamanında hizmete açılmasını sağlayacaktır.
Bu yasa teklifinin eğitim ayağı eksik kalmıştır. Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip olmakla övünüyoruz; Millî Eğitim Bakanlığını, üniversiteleri, spor yüksekokullarını, beden eğitimi öğretmenlerini, sivil toplum örgütlerini işin içine katamıyoruz. Amatör sporlar ve sporcular için bir fon oluşturulmasının yararı olacaktır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN – Tamamlayınız efendim.
SUAT ÖZCAN (Devamla) – Birçok sporcunun sporu bıraktıktan sonra ekonomik zorluklar içinde yaşamını sürdürdüğünü görüyoruz. Sporcuların, antrenörlerin, spor çalışanlarının özlük haklarının takip edileceği, haklarının aranabileceği sendikal örgütlenmenin önü açılmalıdır. Bu yasa teklifiyle, sporcu sağlığını özellikle amatör sporlarda göz önünde bulundurmuyoruz. Amatör spor maçlarında yeterli personel eksikliği her zaman karşılaştığımız bir sorundur.
Sonuç olarak, çıkacak olan bu yasanın sporumuza başarılar getirmesini diliyorum. Sporun tüm sorunlarının bu yasa teklifiyle çözüleceğini beklemiyoruz elbette ancak Millet İttifakı’nın iktidarında tüm kapsamıyla, sporun tüm sorunlarını çözecek, sportif başarıların önünü açacak bir spor yasasını çıkaracağız diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
(…)
BAŞKAN – Üçüncü bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi üçüncü bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
(…)
.- İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi (2/4331) ile Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Raporu(S. Sayısı: 324) (Devam)
BAŞKAN – 45’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 45’inci madde kabul edilmiştir.
46’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 46’ncı madde kabul edilmiştir.
47’nci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 47’nci maddesinin 13’üncü fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkranın eklenmesini ve diğer fıkraların buna göre teselsül ettirilmesini ve mevcut 15’inci fıkrasında yer alan “dördüncü fıkrasının (b) bendine” ibaresinin “dördüncü fıkrasına” şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(14) Spor kulübünün veya spor anonim şirketinin bu maddede düzenlenen suçlardan dolayı oluşan zararının, soruşturma başlamadan önce tazmin suretiyle tamamen giderilmesi halinde verilecek cezalar üçte bir oranında indirilir.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Taktire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, kanun teklifi kapsamında yer alan suçlara ilişkin oluşan zararların soruşturma başlatılmasından önce tazmininin verilecek cezada indirim sebebi olarak düzenlenmesi ve ilgili maddede yer alan atıf düzeltilerek uygulanacak yaptırım hususunda tereddüt oluşmaması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
47’nci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 47’nci madde kabul edilmiştir.
BAŞKAN – Birleşime beş dakika ara veriyorum.
Kapanma saati: 19.03
DÖRDÜNCÜ OTURUM
Açılma Saati: 19.12
BAŞKAN: Başkan Vekili Nimetullah ERDOĞMUŞ
KÂTİP ÜYELER: Abdurrahman TUTDERE (Adıyaman), Rümeysa KADAK (İstanbul)
—–0—–
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 84’üncü Birleşiminin Dördüncü Oturumunu açıyorum.
324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin görüşmelerine devam ediyoruz.
Komisyon yerinde.
48’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 48’inci madde kabul edilmiştir.
49’uncu madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 49’uncu maddesi ile değiştirilen 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun ek 9’uncu maddesinin onuncu fıkrasının üçüncü cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Tahkim Kurulu, Bakanlık spor disiplin kurulları, ulusal veya uluslararası spor federasyonlarının disiplin kurullarından son beş yıl içinde bir defada altı ay veya toplamda bir yıl hak mahrumiyeti cezası almış olanlar ile kasten işlenen bir suçtan dolayı bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile; Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama, terörün finansmanı, kaçakçılık, nefret ve ayrımcılık, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar, fuhuş, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak, şike veya teşvik primi, kanuna aykırı olarak spor müsabakalarına dayalı bahis ve şans oyunlarını oynatma, oynatılmasına yer ve imkân sağlama, reklamını yapma, para nakline aracılık etme veya Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanununun 20 nci maddesine muhalefet etme suçlarından mahkûm olanlar Tahkim Kurulu üyesi olamaz.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
Fehmi Alpay Özalan
Özlem Zengin
Akif Çağatay Kılıç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, Kanun Teklifi’nin 49’uncu maddesiyle değiştirilen 21/5/1986 tarihli ve 3289 sayılı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu’nun ek 9’uncu maddesinin onuncu fıkrasıyla Tahkim Kurulu üyeliğine ilişkin sportif disiplin cezasına veya hapis cezasına mahkûm olmama şartları yeniden düzenlenmektedir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
49’uncu maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 49’uncu madde kabul edilmiştir.
50’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 50’nci madde kabul edilmiştir.
51’inci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 51’inci maddesiyle 3289 sayılı Kanun’a eklenen 15’inci maddenin başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Olimpik, paralimpik ve deaflimpik sporcu yetiştirme
EK MADDE 15- Bakanlık tarafından; yaz ve kış olimpiyat ve paralimpik oyunları ile deaflimpik oyunlarına hazırlanmak amacıyla yetiştirilecek olimpik, paralimpik ve deaflimpik sporculara yapılacak ödemeler damga vergisi hariç herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın ödenir ve bu ödemeler haczedilemez.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Fehmi Alpay Özalan
Ramazan Can
Semiha Ekinci
Erol Kavuncu
Halil Etyemez
Abdullah Güler
Engin Özkoç
İbrahim Aydın
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Takdire bırakıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen? Yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önerge ile 3289 sayılı Kanun’a eklenen ek 15’inci maddenin deaflimpik sporculara yapılacak ödemeleri de kapsaması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
51’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 51’inci madde kabul edilmiştir.
52’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 52’nci madde kabul edilmiştir.
53’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 53’üncü madde kabul edilmiştir.
54’üncü madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin 54’üncü maddesi ile 5894 sayılı Kanun’a eklenen ek 2’nci maddeye “Menajerlik” madde başlığının eklenmesini ve maddenin (9)’uncu fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“(9) Spor kulübü ve spor anonim şirketi başkan, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticileri, maddede belirtilen ücret sınırlamalarına uymamaları durumunda bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Yeterli çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle ilgili maddeye madde başlığı eklenmekte ve kanunun diğer maddeleriyle bütünlüğünü sağlamak açısından dokuzuncu fıkrasında düzenleme yapılmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
54’üncü maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 54’üncü madde kabul edilmiştir.
55’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 55’inci madde kabul edilmiştir.
56’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 56’ncı madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni madde ihdasına dair bir önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan teklife konu kanunun Komisyon metninde bulunmayan ancak teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve Komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç Tüzük’ün 80’inci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür. Söz konusu önerge bu mahiyette olmamakla birlikte, siyasi parti gruplarından bir itirazın bulunmaması nedeniyle emsal teşkil etmemek üzere önergeyi işleme alıyorum.
Şimdi, söz konusu önergeyi okutup Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım. Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’ne aşağıdaki maddenin eklenmesini ve diğer maddelerin buna göre teselsül ettirilmesini arz ve teklif ederiz.
Madde 57- 27/6/1989 tarihli ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameye aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 40- (1) 2/7/2018 tarihli ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 ve 12 nci maddeleri çerçevesinde Gençlik ve Spor Bakanlığının yeniden yapılandırılması sonucunda tüzel kişilikleri kaldırılan mülga Spor Genel Müdürlüğü ile mülga Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğünde en az 2 yıl süreyle görev yapan il müdürlerinden 9/7/2018 tarihinden bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar olan dönemde mülga ek 18 inci madde uyarınca araştırmacı kadrolarına atananlar, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir ay içerisinde talepte bulunmaları halinde, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36 ncı maddesinin “Ortak Hükümler” bölümünün (A) fıkrasının (11) numaralı bendinde sayılan Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesindeki uzman kadrolarına atanırlar. Bu kadrolar, atama işleminin gerçekleşmesi ile birlikte başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın ihdas edilmiş ve Bakanlığa ait kadro cetvellerinin ilgili bölümlerine eklenmiş sayılır. Bu şekilde ihdas edilmiş kadrolarda herhangi bir sebeple boşalma olması halinde bu kadrolar, başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilir.”
Fehmi Alpay Özalan
Erkan Akçay
Cahit Özkan
Ramazan Can
Erol Kavuncu
Abdullah Güler
Yıldırım Kaya
Mustafa Adıgüzel
Halil Etyemez
Engin Özkoç
Semiha Ekinci
Akif Çağatay Kılıç
BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen yok.
Yeni maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Yeni madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir madde eklenmiştir.
Herhangi bir karışıklığa mahal vermemek için teklifin görüşmelerine mevcut sıra sayısı metnindeki madde numaraları üzerinden devam edilecek, kanun yazımı esnasında madde numaraları teselsül ettirilecektir.
57’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 57’nci madde kabul edilmiştir.
Geçici 1’inci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin geçici 1’inci maddesinin (7)’nci fıkrasının üçüncü cümlesinin aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Spor federasyonları, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra yapılacak ilk olağan genel kurullarında hukuki yapılarını bu Kanuna uygun hale getirirler.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Yeterli çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Spor federasyonlarının, 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları ile 2025 Kış Olimpiyat Oyunları sonrasında yapılacak olağan genel kurullarında gerekli hukuki değişiklikleri yaparak hukuki yapılarını bu kanuna uygun hâle getirmek zorunda olduklarına ilişkin düzenleme yapılmak suretiyle, sadece bu kanunda öngörülen değişiklikler için önemli ölçüde maliyet gerektiren başka genel kurulların yapılmasının önüne geçilmesi amaçlanmış olup; aksi takdirde sadece bu kanunda öngörülen değişiklikler için tüm federasyonların genel kurullarını yapma zorunluluğu doğacaktır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici 1’inci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Geçici 1’inci madde kabul edilmiştir.
Geçici 2’nci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’nin geçici 2’nci maddesinin (1)’inci fıkrasının ikinci ve üçüncü cümlelerinin sırasıyla aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
“Bildirilen bu borçlar ve bu borçlara ilişkin oluşan dönem faiz giderlerinin yüzde ellilik kısmı Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen sınırlamalara Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren on yıl süreyle tabi değildir.”
“Bildirim tarihinden itibaren bu borçların işleyecek dönem faizinin yüzde ellilik kısmı, cezai şart, tazminat ve benzeri her türlü ferileri Kanunun 20 nci maddesinde belirtilen sınırlamalara tabidir.”
Cahit Özkan
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Engin Özkoç
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Yeterli çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen yok.
Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Önergeyle, spor kulüpleri ve spor anonim şirketlerinin bildirecekleri anapara borçlarına işleyecek faizlerin “10 yıl süreyle ve % 50 oranında” sınırlamaya tabi olmayacağı düzenlenerek spor kulüplerinin mali yapılarını düzeltmelerinde kolaylık sağlanması amaçlanmaktadır.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici 2’nci maddeyi kabul edilen önerge doğrultusunda oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Geçici 2’nci madde kabul edilmiştir.
Sayın milletvekilleri, yeni geçici madde ihdasına dair 1 önerge vardır. Malumları olduğu üzere, görüşülmekte olan teklife konu kanunun Komisyon metninde bulunmayan ancak teklifle çok yakın ilgisi bulunan bir maddesinin değiştirilmesini isteyen ve Komisyonun salt çoğunlukla katıldığı önergeler üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açılacağı İç Tüzük’ün 87’nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüdür.
Şimdi söz konusu önergeyi okutup Komisyona soracağım, Komisyon önergeye salt çoğunlukla, 14 üyesiyle katılırsa önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açacağım, Komisyonun salt çoğunlukla katılmaması hâlinde ise önergeyi işlemden kaldıracağım.
Şimdi önergeyi okutuyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Kanun Teklifi’ne aşağıdaki geçici maddenin eklenmesini arz ve teklif ederiz.
“GEÇİCİ MADDE 3 – Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerin bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri; Bakanlık ve spor federasyonları tarafından çıkarılması öngörülen alt düzenlemeler yürürlüğe girinceye kadar geçerliliğini sürdürür.”
Engin Özkoç
Erkan Akçay
Dursun Müsavat Dervişoğlu
Meral Danış Beştaş
Cahit Özkan
BAŞKAN – Sayın Komisyon, önergeye salt çoğunlukla katılıyor musunuz?
MİLLÎ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Salt çoğunluğumuz vardır, katılıyoruz Sayın Başkanım.
BAŞKAN – Komisyon önergeye salt çoğunlukla katılmış olduğundan önerge üzerinde yeni bir madde olarak görüşme açıyorum.
Söz isteyen yok.
Yeni geçici maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Yeni geçici madde kabul edilmiş ve teklife yeni bir madde eklenmiştir. Herhangi bir karışıklığa mahal vermemek için teklifin görüşmelerine mevcut sıra sayısı metnindeki madde numaraları üzerinden devam edilecek, kanun yazımı esnasında madde numaraları teselsül ettirilecektir.
58’inci madde üzerinde 1 önerge vardır, okutup işleme alacağım.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 324 sıra sayılı Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi’nin 58’inci maddesindeki “yayımı tarihinde” ifadesinin “yayımlandığı tarihte” olarak değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Ali Muhittin Taşdoğan
Saffet Sancaklı
Mehmet Celal Fendoğlu
Baki Şimşek
Metin Nurullah Sazak
Nevin Taşlıçay
BAŞKAN – Komisyon önergeye katılıyor mu?
MİLLİ EĞİTİM, KÜLTÜR, GENÇLİK VE SPOR KOMİSYONU BAŞKANI EMRULLAH İŞLER (Ankara) – Katılmıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Önerge üzerinde söz isteyen Kocaeli Milletvekili Sayın Saffet Sancaklı.
Buyurunuz Sayın Sancaklı. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)
SAFFET SANCAKLI (Kocaeli) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşekkür etmek için çıktım; hepinize teşekkür ederim; bütün parti gruplarına ayrı ayrı teşekkür ederim; Komisyonda emeği, katkısı bulunan bütün milletvekillerine teşekkür ederim; başta Spor Bakanımız olmak üzere Spor Bakanlığımızın bütün bürokratlarına, Bakan Yardımcılarımıza da teşekkür ederim; Komisyondaki bütün arkadaşlara da teşekkür ederim. Gerçekten 60 maddeli bir taslakta 38 madde değiştirilerek bir kanun çıkıyor, bütün partilerin ortak kararıyla çıkıyor ve 38 maddede verilen önergelerin hepsinde de 5 Grup Başkan Vekilinin imzası var; bunun için de teşekkür ediyorum size.
Bu yasa inşallah uzun vadede Türk sporunu düzene sokacak ve büyük başarılara vesile olacak. Hiçbir yasa kusursuz değildir, hiçbir yasa mükemmel değildir. Yasayı çıkartıyoruz şimdi, bakarız sonra; daha fazla bir şeyler eklememiz gerekiyorsa, azaltmamız gerekiyorsa, Türk sporunu düzene sokmak için hepimiz buradayız, yine müdahale ederiz.
Son olarak, bu yasa hakikaten hayırlı bir yasa; bir de denk geldiği zamana bak: Ramazandayız, cuma akşamındayız, iftar saatindeyiz, bayram öncesindeyiz. Hayırlı olsun. Hepinizi alkışlıyorum; sağ olun, var olun. Teşekkür ederim efendim. (MHP, AK PARTİ, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmemiştir.
58’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 58’inci madde kabul edilmiştir.
59’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… 59’uncu madde kabul edilmiştir.
Üçüncü bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Teklifin tümünün oylamasından önce, İç Tüzük’ün 86’ncı maddesine göre oyunun rengini belli etmek üzere 2 milletvekiline söz vereceğim.
İlk söz, lehte olmak üzere Amasya Milletvekili Hasan Çilez’e aittir.
Buyurun Sayın Çilez. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Süreniz beş dakikadır.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
İftar saati yaklaştı, böyle hayırlı ve güzel bir kanunun çalışmasını -Saffet kardeşimin dediği gibi- bereketli bir anda inşallah nihayetlendiriyoruz. Öncelikle, bu yasanın çalışmasında emek veren, yıllarca Millî Takım’ın formasını terletmiş Saffet Sancaklı kardeşimize; Grup Başkan Vekilimiz Cahit Bey bu konuda çok çalıştı, kendilerine… 92 milletvekilimiz imzaladı, bütün parti gruplarımız burada destek verdi. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
YUSUF BAŞER (Yozgat) – Alpay… Alpay…
HASAN ÇİLEZ (Devamla) – Yani spor hepimizi yine birleştirdi ve bu yasanın çalışmasında aslında üç yıldır sürekli de bu yasayı konuştuğumuz bir arkadaşımız vardı, Alpay Özalan kardeşimiz. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar) Evet, kendisi Millî Takım formasını en çok giymiş, dünyanın en büyük liglerinde top oynamış ve ülkemizi başarıyla temsil etmiş, sporda yaptığı başarılarla kendisi üstün hizmet madalyası almış, bugün de Meclisimizde İzmir Milletvekilliği yapan ve Meclis İdare Amiri olarak birlikte hizmet ettiğimiz Değerli Alpay Özalan kardeşimizle de aslında üç yıllık çalışmanın neticesinde ortaya koymuş bulunuyoruz. Allah emeği geçenlerden razı olsun.
Değerli arkadaşlar, spor hakkında şunu söylemek istiyorum: Ben spor yaptığım süreç içerisinde tesisleşmenin büyük sıkıntısını yaşamış bir kardeşinizim ama Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da -kendisi iyi bir sporcuydu gençliğinde- tesisleşmeye verdiği büyük önemle birlikte bugün Allah’a şükürler olsun, ülkemizin her yanında bütün branşlarda büyük tesisler yapıldı. (AK PARTİ ve MHP sıralarından alkışlar)
CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Arsada oynuyorduk, maçı arsada oynuyorduk, maçları arsada yapıyorduk.
HASAN ÇİLEZ (Devamla) – Yapılan bu tesislerden mütevellit, ben özellikle Spor Bakanımıza Amasya ilimizde, Amasya’mıza yaptığı büyük hizmetlerden dolayı -ülkemizin her tarafında yapılıyor bunlar- çok büyük teşekkür ediyorum.
Bugün önemli, bununla alakalı bir sevincimi de paylaşmak istiyorum. Bugün Amasyaspor’umuz da BAL liginden 3. Lig’e çıktı. Ben Amasyaspor’umuzun sporcularını, yöneticilerini, teknik heyetini, emek veren herkesi tebrik ediyor, kutluyorum, Amasya’mıza iki bayram sevinci yaşattılar ve kanunumuzun ülkemize, Türk sporuna büyük başarılar getirmesine mesnet olmasını, dayanak olmasını diliyor, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Şimdiden 23 Nisanınızı ve Ramazan Bayramı’nızı tebrik ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ, CHP, MHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Şimdi söz sırası, aleyhte olmak üzere Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya’ya aittir.
Buyurun Sayın Kaya.
YILDIRIM KAYA (Ankara) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; spor, barıştır, kardeşliktir, sevgidir, dostluktur. Barışı, kardeşliği, sevgiyi ve dostluğu gerçekleştirmemize yardımcı olan öncelikle 5 siyasi partinin Grup Başkan Vekillerine şükranlarımı sunuyorum. Gerçekten onların büyük emekleri oldu, büyük katkıları oldu. İmza sahibi arkadaşlar “Biz imzaladık, getirdik, getirdiğimiz imzalar olduğu gibi geçsin.” diye bir direniş göstermediler. Hem Komisyonda yaptığımız katkıların hem de Komisyon sonrası Genel Kurulda yaptığımız katkıların önemli bir bölümü kabul edildi. Bizim 18 madde üzerinde şerhimiz vardı fakat bunun 16’sı kabul edildi; 11’i kritikti, ek madde önerdik, o da kabul edildi. Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak bugüne kadar toplumun yararına ne varsa toplumun yararına olabilecek her şeyde altına imzamızı atıyoruz çünkü biz kimin getirdiğine bakmıyoruz, “84 milyon bundan yararlanacak mı yararlanmayacak mı?” buna bakıyoruz. (CHP sıralarından alkışlar) Dolayısıyla, bu konuda katkılarımıza kapılarını açan imza sahibi arkadaşlarıma da çok teşekkür ediyorum.
Tabii ki şerhimiz var, 2 tane kaldı; o da nazar boncuğu olsun, o da bizim iktidarımızda gerçekleştireceğimiz madde olsun diyoruz. (CHP sıralarından alkışlar)
Ben, konuşmamda sicil affı konusunda bir müjde vermiştim. Cahit Özkan, kızlarda Ankara takımını bugün Denizli takımı yendi.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) – Denizli takımını alkışlıyorum.
YILDIRIM KAYA (Devamla) – Ben Denizli kız takımını kutluyorum ama Cahit Özkan’ın son dakika o sicil affı konusundaki önerimize yanaşmamasını, son dakika golünü de unutmadım. Mutlaka bunu unutmadığımızı bilmenizi istiyorum. Çok açık, amatörler, hakemler, antrenörler, ataması yapılmayan beden eğitimi öğretmenleri size sözümüz olsun, sizin de sorunlarınızı mutlaka çözeceğiz. (CHP sıralarından alkışlar)
Yarın 23 Nisan, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nız kutlu olsun. Kadir Gecemiz ve Ramazan Bayramı’nızı şimdiden kutluyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum, hepinizi alkışlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teklifin tümü açık oylamaya tabidir.
Açık oylamanın elektronik oylama cihazıyla yapılmasını oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Oylama için üç dakika süre vereceğim. Bu süre içerisinde sisteme giremeyen üyelerin teknik personelden yardım istemelerini, bu yardıma rağmen de sisteme giremeyen üyelerin oy pusulalarını oylama için verilen süre içerisinde Başkanlığa ulaştırmalarını rica ediyorum.
Oylama işlemini başlatıyorum.
(Elektronik cihazla oylama yapıldı)
BAŞKAN – 324 sıra sayılı İzmir Milletvekili Fehmi Alpay Özalan, Kocaeli Milletvekili Saffet Sancaklı ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Denizli Milletvekili Cahit Özkan ile 92 Milletvekilinin Spor Kulüpleri ve Spor Federasyonları Kanunu Teklifi açık oylama sonucu:
“Kullanılan oy sayısı : 265
Kabul : 264
Çekimser : 1 (x)
Teklif kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.