Dün sosyal medyaya Fatma Uruk bombası düştü.
Dünya rekortmeni serbest dalışçı Fatma Uruk, sosyal medya hesabından “Milli takım kampımda, psikolojik şiddet ve federasyon tarafından ayrımcılığa maruz kalmaktayım” dedi. Uruk, bir tweet zinciri paylaştı.
Ben de önce bu zinciri okudum.
Uruk‘un Instagram hesabına bakınca bunun öncesi olduğunu fark ettim.
Uruk, üç gün önce Instagram hesabında -açıkça söylemese de- federasyonu bataklığa benzetmiş.
Uruk, dün milli takım kampında psikolojik şiddet ve ayrımcılığa maruz kaldığını aşağıdaki şekilde duyurdu.
“Milli takım kampımda, psikolojik şiddet ve federasyon tarafından ayrımcılığa maruz kalmaktayım. Bu olayları daha önce yaşadığım için kampa gelmeme talebimi daha önce kendilerine iletmiştim fakat kabul edilmedi. Şimdi de buradan ayrılmama izin verilmiyor.
Yaşadığım cendere bu tweetle kayda geçsin. Üzüntüden ne yazacağımı bile bilmiyorum. Fiziken de psikolojik olarak da çökmüş durumdayım. Hakkımı kanıtlayabildiğim ölçüde arayacağım. Bana Meksika’da kalmaktan korkmadın mı nasıl dayandın diye soruyordunuz doğru cevabı şimdi vereyim.
O koşullar bile burada yaşadıklarımdan iyiydi ve devam etmek için başka şansım yoktu. Ve ben yine yoluma devam edeceğim hiç merak etmeyin. Evet bu tweeti utanarak atıyorum ama atıyorum.“
Uruk, ilerleyen saatlerde Türkiye Sualtı Sporlar Federasyonu başkanı Şahin Özen hakkında bazı iddialar ileri sürdü.
“Tweetimden sonra saat 22:21 ‘de herhangi bir toplantı olmamasına rağmen odama otel görevlisi yollanıp TSSF Başkanı tarafından görüşülmek için çağrıldığım söylendi. Uyumak üzere olduğumu ilettim. Odamın üst katındaki balkonunda duyduğum görüşmeleri birebir aktarıyorum:
Başkan, diğer sporculardan bazıları ile birlikte hakkımda konuşuyor. Ellerinde olan aleyhimde kullanacakları materyaller toplanıypr. “Önünde bira olan bir fotoğrafı var basına ve kulubüne gönderin” diyip, federasyon başkanı sporcularla birlikte kahkaha attı.
Kahretsin. Ben bunları hak edecek hiçbir şey yapmadım ve artık susmayacağım.“
Uruk, Instagram hesabında uzun bir açıklama yayınladı:
“Bana sosyal medyanı profesyoneller yönetsin, belli kuralların dışına çıkma diyenler oluyor ancak ben burayı beni binlerce kişi takip etsin, herkesin suyuna gideyim diye kullanmıyorum. Eğlenmek ve samimi bir şekilde tecrübelerimi paylaşmak için kullanıyorum. Bu tecrübelerin de hepsi her zaman iyi olmuyor. Fark etmesi çok güç olmadığı üzere milli takım barajlarını geçtiğim için kampa çağrıldım. Kampa gelmemeyi teklif ettim çünkü 18 yaşından bu yana bu kampların nasıl geçtiğini, işlerin nasıl yürüdüğünü, adaletsizliği, yozlaşmayı adımdan iyi öğrendim. Talebim kabul edilmedi, çünkü fatmauruk’un gülümseyerek o ortamda poz vermemesi bir şeylerin ters olduğunun kanıtı olacaktı. Söz dinledim, beni seven ve destek olan (içeriden) insanların da çabalarıyla dayanmaya çalıştım. Fakat akıl ve ruh sağlığımı koruyamadığım, performansım mevcuttan bile geri düşmeye başladığı, severek yaptığım şeyden bıkma noktasına geldiğim için, her şeyden önemlisi bunları hak etmediğim için tekrar ayrılmak istedim. Talebim yine kabul edilmedi. Ben ”milli takımı istemeyen, ülkesini sevmeyen” insan olarak gösterilirmişim (öyle gösteririz diyorlar yani) .
Arkadaşlar ben ODTU mezunuyum, 3 dil biliyorum, spor dışında kafam basan çok fazla iş var, ülkemi sevmesem veya gitmek istesem, dengim insanların pek çoğunun yaptığı gibi şu anda burada olmazdım, ama biz öyle yetiştirilmedik. Gerçekten dayanmak zorunda olduğum bu suçlamaların büyüklüğüne ben bile inanamıyorum. Bir vatan hainliğiyle suçlanmadığım kaldı. Ne kadar anlatsam bitmez, ama özet geçeyim buyrun; bağlı olduğum kurum aleyhimde basın açıklaması kaleme alıyor (federasyon ayrımı gözetmeden yarıştığım için-bunu tüm sporcular yapıyor fakat sadece ben hedef alınıyorum), tüm sporcular tüm yarışmalara gidemiyor bize böyle bir maddi destek sağlanmıyor fakat bunun ardındaki karmaşık yapı görülmesin, sanki sadece burada yarışıyormuşuz gibi beklentilere tabi tutuluyoruz, ilkokul seviyesinde sözlü sataşma, laf atma, dışlanma gibi kanıt isteseniz gösteremeyeceğim fakat her gün dozu artan psikolojik şiddete maruz kalıyorum, gitmeme izin verilmiyor kalmama huzur verilmiyor, çünkü fotoğraf karelerinde olmalıyım ve gülümsemeliyim. Bize yetecek antrenörümüz yok, koçumuz yok, bunu tüm sporcular biliyor, performansımızı kendimiz arttırmaya çalışıyoruz, fakat sanki öyle değilmiş gibi davranmak zorundayız, kendimi kapatıp hiç kimseyle konuşmamaya sadece antrenman yapmaya çalışıyorum bu defa da ben ayrık davranan gibi gösterilmeye çalışılıyorum, ben meşhur değilim, zengin değilim, demek ki kesin başkalarını kıskanıyorumdur. Yani insanı zorla megaloman yapacaksınız ama, farklı bir ortamda görsem selam vermeyeceğim insanlar tarafından kıskançlıkla suçlanıyorum. Sırf aynı sporu yapıyoruz diye indiğim seviyenin içinde bir bataklığa tıkıldım, daha önce kaçardım, bu defa güçlüyüm dayanırım diye bu yarışmaya gelmeyi tercih ettim ve ne yazık ki vizem yoktu, fakat ne burada yaşadığım kötü anılarla ne bu düzenle baş edecek kadar değilmişim. Buraya gelmem büyük bir hataydı. Yaşadığım şeyleri bir insan evladı kaldıramaz. Politik ol, idare et, akıllı ol diye salık veriliyor; bunu korkaklar yapar, ben korkak değilim. Kendimi ifade edebiliyorum. Yalan söylemiyorum. Söylediğim her şeyin kanıtı var ve hiç kimseden korkmuyorum. Ben bu sporu sadece sevdiğim için yapıyorum, kimseden korkmama nedenim odur. Motivasyonum para, takipçi, şöhret gibi şeyler olsaydı salık verilen şeyleri yapardım ama değil. Bana Meksika’dayken en çok sorulan ve merak edilen sorunun cevabını sanırım verdim ‘bu koşullarda burada kalmaya korkmadın mı nasıl dayanıyorsun?’ Devam edebilmek için elimdeki en iyi koşul oydu. Gerisini siz hesap edin. Allahtan başka sığınacak bir şeyimin kalmadığı bir ortamdayım.“
Uruk, bir tweetinin ekran görüntüsünü kullanarak uluslararası camiaya seslendi. İngilizce kaleme aldığı Instagram mesajında milli takım kampında mobbinge uğradığını; sessiz kalmayacağını duyurdu.
Uruk, uzun Instagram iletisini İngilizce özetledi. Uruk, milli takım kampında psikolojik şiddete uğradığını açıkladı.
Uruk, derecelerinin federasyon tarafından tanınmadığını, federasyonun kamuoyuna bu derecelerin sahte olduğunu duyurduğunu iddia etti. Uruk, federasyonun belli sporcuları kayırdığını ve onları tercih ettiğini; otoritenin her zaman kazandığını; milli takım arkadaşları tarafından zorbalığa uğradığını ileri sürdü.
Uruk, kendisine yönelik psikolojik şiddet davranışlarından örnekler vermeyi ihmal etmedi.
Uruk, son olarak, federasyon başkanının gece 22.00 civarı diğer sporcularla balkonda buluşup Fatma Uruk hakkında konuştuklarını, onu köşeye sıkıştırmak ve kötü göstermek için birlikte çalıştıklarını iddia etti.
Fatma Uruk‘un iddiaları çok ciddi. İddiaların adli boyutu da var.
Gençlik ve Spor Bakanlığı ve savcılığın soruşturması gerekir.
Bu iddialar doğru olsun ya da olmasın, Fatma Uruk‘a profesyonel psikolojik destek verilmeli!
Bu desteği federasyon verir mi bilemem. Uruk‘un kulübü Spor Toto SK sporcusuna sahip çıkmalı!
Spor ve Hukuk 