SAYI: 2021/232-S.21.348

BASVURU NO: 2020/95371

KARAR TARİHİ : 05/01/2021

TAVSİYE KARARI

BAŞVURUYA KONU İDARE : TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONU (TFF)

BAŞVURUNUN KONUSU : TFF PFDK tarafından verilen ve Tahkim Kurulu tarafından onanmış olan disiplin cezasının hukuka aykırı olduğunun tespitinin yapılması talebi hakkındadır

BAŞVURU TARİHİ: 02/09/2020

I. BAŞVURANIN İDDİA VE TALEPLERİ

1. Kurumumuza … tarafından yapılan başvuruda özetle; Trabzonspor A.Ş. ile Aytemiz Alanyaspor futbol takımları arasında 29/07/2020 tarihinde oynanan Ziraat Türkiye Kupası müsabakası sonrasında yayıncı kuruluş ve medya mensuplarına kendisi tarafından yapılan açıklamaların, sportmenliğe aykırı olduğu iddiasiyla 30/07/2020 tarihinde Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) na sevk edildiği, PFDK’nın verdiği 06/08/2020 tarihli ve 2019/2020- • ve 2019/2020- sayılı Karar ile 45 gün hak mahrumiyeti ve 30.000 TL para cezasi ile cezalandırıldığı, söz konusu karara yaptığı itiraz üzerine, Tahkim Kurulu’nun 20/08/2020 tarihli kararı ile cezalandilmasında sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine ve cezanın onanmasına karar verdiği ifade edilmekte ve PFDK tarafından verilen ve Tahkim Kurulu tarafından onanan disiplin cezasının insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelenmesi talep edilmektedir.

II. İDARENIN BAŞVURUYA İLİŞKİN AÇIKLAMALARI

2. Kurumumuzun 18/09/2020 tarihli ve S.20. … sayılı bilgi ve belge isteme yazısına istinaden Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’nın 15/10/2020 tarihli ve sayılı cevabi yazısı ve eklerinde özetle;

2.1. Türkiye Futbol Federasyonu 5894 Sayılı Kanun’la faaliyetlerini yerine getirmekte olup, özel hukuk hükümlerine tabi bir tüzel kişilik olduğu, TFF’nin yine 5894 sayılı Kanun’la belirlenen yargı kurullarının mevcut olduğu, futbolla ilgili uyuşmazlıkarın kanun gereği TFF yargı kurullarında çözümlenmesi 5894 sayılı Kanun, TFF Statüsü ve TFF Talimatları uyarınca bir zorunluluk olduğu gibi diğer yandan futbolun kendine özgü yapısı ve doğası gereği de bir zorunluluk olduğu, bununla birlikte yukarıda belirtildiği üzere 5894 sayılı Kanun kapsamında verilen yetki çerçevesinde faaliyetlerini gerçekleştiren TFF Yargı Kurullarınca yargılama faaliyetleri yapılmakta olup, gerek genel mahkemelerin gerekse TFF yargı kurullarının verdikleri kararların hukuka ve hakkaniyete uygunluk incelemesinin ve araştırmasının yapılmasının yine mevzuatta belirlenen itiraz mercilerince yapılabileceğinin de açık olduğu,

2.2. Nitekim 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun “Kurumun Görevi” başlıklı 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, Kurumun idarenin işleyişi ile ilgili idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevli olduğu, talebe konu başvurunun ise TTF’nin bağımsız yargı kurullarının verdiği karara ilişkin olduğu, Kanunun yine 5 inci maddesinin 2’nci fıkrasında, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararların Kurumun görev alanı dışında olduğunun da açıkça düzenlendiği,

2.3. T.C. Anayasası’nın 17/03/2011 tarihli değişik 59 uncu maddesi ile spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabileceği, tahkim kurulu kararlarının kesin olduğu ve bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı düzenlemesi uyarınca söz konusu kararın, kesin karar hükmünde olduğu,

2.4. Yukarıda belirtilen tüm hususlar nedeniyle, üzülerek talebe olumlu cevap verilemediği, başvuran … hakkında 5894 sayılı Kanun ve TFF mevzuatına uygun olarak yargılama yapılarak disiplin cezası tayin olunduğu ve Tahkim Kurulu kararı neticesinde de söz konusu kararın kesinleştiği,

Belirtilmiştir.

3. Kurumumuzun 04/11/2020 tarihli ve S. … sayılı ek bilgi ve belge isteme yazısına istinaden Türkiye Futbol Federasyonu Başkanlığı’nın 23/11/2020 tarihli ve sayılı cevabi yazısı ve eklerinde özetle;

3.1. İstenen bilgi ve belgelerin Kurumunuza iletilmediğinin anlaşıldığı, bu nedenle istenen bilgi ve belgelerin gönderilmesinin talep edildiği görülmekle birlikte TFF’nin tabi olduğu 5894 sayılı Kanun ve bazı düzenlemeler hakkında ek bilgi verilmesi zaruretinin hâsıl olduğu,

3.2. TFF’nin yine 5894 sayılı Kanun’la belirlenen yargı kurullarının mevcut olduğu, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 5 inci maddesinin 2 nci fıkrasında, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararların Kurumun görev alanı dışında olduğunun da açıkça düzenlendiği, 5894 sayılı Kanun kapsamında verilen yetki çerçevesinde faaliyetlerini gerçekleştiren TFF Yargı Kurullarınca yargılama faaliyetleri yapılmakta olup, TFF yargı kurullarının 6328 sayılı KDK Kanunu kapsamında değerlendirilmediği,

3.3. Bununla birlikte, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından TFF’nin yargılamaya yetkili mercilerinden biri olan TFF Tahkim Kurulu ile ilgili verilen Ali Rıza ve Diğerleri (30226/10 vd.) hakkındaki karar uyarınca, gerekli düzenleme ve değişikliklerin yapılması için TFF Yönetim Kurulu tarafından 1 Eylül 2020 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurula sunulmak üzere TFF Statüsünde değişiklik yapılmasına karar verildiği,

Açıklamalarına yer verilmiştir.

III. İLGİLİ MEVZUAT

4. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin;

4.1. “İfade Özgürlüğü” başlıklı 10 uncu maddesinin birinci fıkrası; “Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.ikinci fırkası; “Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.” hükmünü amirdir.

4.2. “Etkili başvuru hakkı” başlıklı 13 üncü maddesi; “Bu Sözleşmede tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, söz konusu ihlal resmi bir hizmetin ifası için davranan kişiler tarafından gerçekleştirilmiş olsa dahi, ulusal bir merci önünde etkili bir yola başvurma hakkına sahiptir.” hükmünü amirdir.

5. 1982 Anayasası’nın;

5.1. “Gençliğin korunması” başlıklı 58 inci maddesi; “Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.

Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır. ”hükmünü,

5.2. “Sporun geliştirilmesi ve tahkim” başlıklı 59 uncu maddesi; “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder. Devlet başarılı sporcuyu korur.

(Ek fıkra: 17/3/2011-6214/1 md.) Spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarına karşı ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararları kesin olup bu kararlara karşı hiçbir yargı merciine başvurulamaz.” hükmünü,

5.3. “Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı” başlıklı 74 üncü maddesi; “… Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler…”,

5.4. “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı 79 uncu maddesi;Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı” hükmünü amirdir.

6. 29/06/2012 tarih ve 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun “Kurumun görevi” başlıklı 5 inci maddesinin birinci fıkrası; “Kurum, idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir.”, ikinci fıkrası; “Yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri Kurumun görev alanı dışındadır.” hükmünü amirdir.

7. 16/05/2009 tarih ve 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunun;

7.1. “Amaç” başlıklı 1 inci maddesi; “Bu Kanunun amacı; her türlü futbol faaliyetlerini milli ve milletlerarası kurallara göre yürütmek, teşkilatlandırmak, geliştirmek ve Türkiye’yi futbol konusunda yurt içinde ve yurt dışında temsil etmek üzere, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, özerk Türkiye Futbol Federasyonunun kurulması, teşkilat, görev ve yetkilerine ait esas ve usulleri düzenlemektir” hükmünü amirdir.

7.2. “Tanım ve kısaltmalar” başlıklı 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (ğ) bendi ile ‘Disiplin Kurulları’ “Kulüpler ve kişiler tarafından işlenen her türlü disiplin ihlalini veya sportmenlik dışı davranışı, Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan Futbol Disiplin Talimatı çerçevesinde inceleyerek karara bağlayan kurulları”, (i) bendi ile ‘TFF Statüsü’ “Bu Kanunda belirtilen usul ve esaslar ile Kanunun uygulanmasına yönelik diğer hususlara dair Genel Kurul tarafından yapılan futbola ilişkin düzenlemeyi,”, (j) bendi ile ‘Talimat’ “Türkiye Futbol Federasyonu Statüsü ve söz konusu Statünün çizdiği çerçevede Yönetim Kurulu tarafından yapılan düzenlemeyi,” şeklinde tanımlanmıştır.

7.3. “Türkiye Futbol Federasyonunun görevleri” başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası; “TFF’nin teşkilat, görev ve yetkileri, teşkilatın çalışma usul ve esasları, oluşturulacak diğer kurul ve birimler, merkez, yurt içi ve yurt dışı teşkilat birimlerinin görevleri ile bu Kanunun uygulanmasına dair diğer hususlar; TFF’nin üyesi bulunduğu FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak, Genel Kurulun yapacağı ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek TFF Statüsü ile Yönetim Kurulunun yapacağı ve aksi kararlaştırılmadığı sürece TFF’nin resmi internet sitesinde yayımlandığı gün yürürlüğe girecek talimatlarla belirlenir.” denilmektedir.

7.4. “İlk derece hukuk kurulları” başlıklı 5 inci maddesinin dördüncü fıkrası; “İlk derece hukuk kurullarının görevleri, yetkileri, hakları ve üyelerinin sahip olmaları gereken nitelikler ile her bir kurulun usul kuralları TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda düzenlenir.”, … altıncı fıkrası; “İlk derece hukuk kurullarının hiçbir üyesi, TFF’nin başka kurul ve organlarında görev alamayacağı gibi TFF üyesi herhangi bir kulüp ya da diğer bir özel hukuk tüzel kişisi bünyesinde de görev alamaz. Bu üyeler tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde görevlerini icra etmek zorundadırlar.” hükmünü amirdir.

7.5. “Tahkim Kurulu” başlıklı 6 ncı maddesi; “Tahkim Kurulu, bu Kanun uyarınca bağımsız ve tarafsız bir zorunlu tahkim mercii olup TFF’nin en üst hukuk kuruludur ve TFF Statüsü ve ilgili talimatlarda belirtilen nitelikteki uyuşmazlıklar ile ilgili nihai karar merciidir.” hükmünü amirdir.

7.6. “Cezalar” başlıklı 15’inci maddesi; “Futbol müsabaka ve faaliyetlerinde kulüplere ve kişilere disiplin ihlalleri ve sportmenliğe aykırı fiiller ve bunlara uygulanacak cezalar, FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak TFF Statüsü ve Statünün çizdiği çerçevede Yönetim Kurulunun yapacağı talimatlarla belirlenir.” hükmünü amirdir.

8. Türkiye Futbol Federasyonu Statüsünün;

8.1. “Unvan, merkez, hukuki nitelik ve logo” başlıklı 1 inci maddesinin ikinci fıkrası; “İşbu Statü uyarınca TFF, futbol sporunu ulusal düzeyde yürüten ve düzenleyen tek kuruluştur ve Türkiye’yi futbol ile ilgili konularda ulusal ve uluslararası düzeyde temsil etmeye yetkilidir.

8.2. “TFF organlarında ve kurullarında görev alanların ve yetkililerin davranışı” başlıklı 7 nci maddesi; “TFF’nin organ veya kurullarında görev alanlar ile TFF’nin yetkilileri, FIFA, UEFA ve TFF’nin statülerine, talimatlarına, düzenleme ve kararlarına ve ayrıca kendi faaliyetleri ile ilgili olması halinde FIFA’nın Etik Kurallarına ve fair play kurallarına uygun olarak bağlılık, dürüstlük ve sportmenlik ilkelerini gözetmekle yükümlüdürler.”

8.3. “Yönetim Kurulunun Oluşumu” başlıklı 33 üncü maddesinin birinci fıkrası; “Yönetim Kurulu, TFF Başkanı ile Genel Kurul’un seçeceği on dört üyeden oluşur.”, üçüncü fıkrası; “Yönetim Kurulunun on dört asıl ve on dört yedek üyesi Genel Kurul’da oy çokluğu ile seçilir. Yönetim Kurulu üyelerinin Genel Kurul delegesi olması şart değildir.”, beşinci fıkrasının (b) bendi; “Seçim tarihinden önceki beş (5) yıl içinde TFF Statüsü’nü veya talimatlarını ihlal etmekten dolayı bir defada veya toplamda iki yıl ve daha fazla hak mahrumiyeti cezası almamış olmak” kurala bağlanmıştır.

8.4. “Yönetim Kurulunun Yetkileri” başlıklı 35 inci maddesinin birinci fıkrasının (y) bendi; “(25/06/2015 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) Başkan tarafından teklif edilen Disiplin Kurulları, Tahkim Kurulu, Kulüp Lisans Kurulu ve Etik Kurulu Başkanları ile asıl ve yedek üyelerini atamak; Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanlar Kurulu asıl ve yedek üyelerini atamak ve hakem listesini belirlemek.” Yönetim Kurulunun görevleri arasında sayılmaktadır.

8.5. “Başkan” başlıklı 37 nci maddesinin (f) bendi; “Yan Kurulların kurulmasını ve bu kurulların başkanlarının ve üyelerinin Yönetim Kurulu tarafından atanmasını önermek”, (i) bendi; “(25/06/2015 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) Tahkim Kurulu, Etik Kurulu ve Kulüp Lisans Kurulu Başkanı, asıl ve yedek üyeleri ile Uyuşmazlık Çözüm Kurulu Başkanlar Kurulu asıl ve yedek üyelerini atama ve hakem listesini Yönetim Kurulu’na teklif etme”; (j) bendi; “Amatör ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurullarının Başkanları ile ve asıl ve yedek üyelerini Yönetim Kurulu’na teklif etme” denilmektedir.

8.6. “Disiplin Kurulları” başlıklı 57 inci maddesinin ikinci fıkrası; “Amatör Futbol Disiplin Kurulu ile Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu; Federasyon Başkanının teklifi üzerine Yönetim Kurulu tarafından, İl Disiplin Kurulları ise Federasyon Başkanı tarafından atanır.”, dördüncü fıkrası; “Disiplin kurulları, TFF Yönetim Kurulunun görevde kaldığı süre ile sınırlı olarak görev yaparlar.”, altıncı fıkrasında; “Disiplin kurullarının çalışma usul ve esasları Yönetim Kurulu tarafından çıkarılacak talimatla belirlenir.” denilmektedir.

8.7. “Disiplin cezaları” başlıklı 58 inci maddesinin birinci fıkrası; “Futbol müsabakaları ve organizasyonlar sırasında kulüpler ve bireyler tarafından işlenen tüm disiplin ihlalleri ve sportmenlik dışı davranışlar ve bu gibi kulüp ve kişilere uygulanacak disiplin cezaları TFF Yönetim Kurulu tarafından, genel kabul görmüş ulusal ve uluslararası uygulamalar ile FIFA ve UEFA Disiplin Talimatları doğrultusunda çıkarılacak TFF Disiplin Talimatında düzenlenir.”, ikinci fıkrası; “Disiplin Kurulları, kulüpler ve kişiler tarafından sergilenen tüm disiplin ihlalleri veya sportmenlik dışı davranışları ele alır ve karara bağlar.”, üçüncü fıkranın (1) ve (2) bendlerinde tüzel ve gerçek kişilere verilecek cezalar arasındaihtar, kınama, para cezası, ödüllerin iadesi, ihraç, müsabakadan men, soyunma odası ve/veya yedek kulübesine giriş yasağı, stadyuma giriş yasağı, hak mahrumiyeti (futbolla ilgili her türlü faaliyetten men edilme), lisansın askıya alınması” sayılmaktadır.

8. “Tahkim Kurulu” başlıklı 61 inci maddesinin birinci fıkrası; “Tahkim Kurulu, Federasyon Başkanının teklifi ve Yönetim Kurulunun kararı ile en az beş yıllık meslekî tecrübeye sahip hukukçular arasından seçilecek bir Başkan ve altı asıl ve altı yedek üyeden oluşur. Üyelerin belirlenmesinde FIFA ve UEFA’nın kuralları esas alınır.”, ikinci fıkrası; “Tahkim Kurulunun görev süresi, Federasyon Yönetim Kurulunun görev süresi kadardır.”, dördüncü fırkasında: “Kurul, görevinde bağımsızdır. Üyeler istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça yerlerine yeni üye görevlendirilemez.”, altıncı fıkrası; “Tahkim Kurulu, kendisine intikal eden konular hakkında ilgililerden görüş, bilgi ve belge ister, gerekli delilleri toplar. Lüzum gördüğü takdirde, ilgilileri davet ederek dinleyebilir.”, hükmünü,

8.9. “Tahkim kurulunun görev ve yetkileri” başlıklı 62 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi; “Tahkim Kurulu, aşağıdaki karar ve düzenlemelere ilişkin uyuşmazlıkları ilgililerinin başvurusu üzerine inceleyerek kesin olarak karara bağlar. Federasyon ile kulüpler, hakemler, futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, sağlık personelleri ve diğer yetkililer hakkında Yönetim Kurulu tarafından verilen kararları,”, üçüncü fırkası; “Tahkim Kurulu kararları kesin ve nihaidir. İdari veya yargısal makamların onayına tabi olmadığı gibi, bu kararlara karşı idari veya yargısal makamlara başvurulamaz.” denilmektedir.

8.10. “(12/06/2009 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) Hukuk Kurullarının Yetki Alanı” başlıklı 63 üncü maddesinin birinci fıkrası; “(29/06/2011 tarihli Genel Kurul kararı ile değişik) TFF, üyeleri, kulüpler, hakemler, futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, futbolcu temsilcileri, müsabaka organizatörleri, sağlık personelleri ve diğer resmi görevliler, futbolun yönetimine ve disiplinine ilişkin uyuşmazlıklar hakkında hukuk kurullarının dışında başka hiçbir yargı merciine başvuramazlar.” denilmektedir.

9. Futbol Disiplin Talimatının (FDT);

9.1. “Tanımlar ve Kısaltmalar” başlıklı 2 nci maddesinin altıncı fıkrası; “Diğer kişiler: Futbolcular, kulüp yöneticileri ve görevliler dışında kalan ve bu talimat kapsamındaki futbolla ilgili tüm gerçek kişileri,” kapsayacak şekilde tanımlanmıştır.

9.2. “Kapsam” başlıklı 3 üncü maddesinin birinci fıkrası; “Bu talimat, TFF tarafından düzenlenen veya TFF’nin yetki alanına giren tüm müsabakalar ve futbolla ilgili tüm hususlarda uygulanır.”, ikinci fıkrasında anılan Talimat hükümlerine tabi kişiler, “Kulüpler, başkanları, onursal başkanları, yöneticileri ve çalışanları, (b) Müsabaka görevlileri, (c) Amatör ve profesyonel futbolcular, (ç) Teknik adamlar, (d) Müsabaka organizatörleri ve futbol menajerleri, (e) Taraftarlar, (f) Bir müsabaka veya etkinlik kapsamında görevlendirilmiş kişiler, (g) Futbolda görevli diğer kişiler.” şeklinde sayılmıştır.

9.3. “Temel ilkeler” başlıklı 4 üncü maddesi; “Kulüpler ya da gerçek kişiler sportmenliğe, oyun kurallarına ve TFF kararları ile talimatlarına aykırı davranmaları halinde disiplin cezaları ile cezalandırılır.” denilmiştir.

9.4. “Hak mahrumiyeti” başlıklı 25 inci maddesi; “Kişinin, stadyumlara girmek de dahil olmak üzere futbolla ilgili idari, sportif veya sair her türlü faaliyette bulunmaktan men edilmesidir. (2) Hak mahrumiyeti cezası süreli veya sürekli olarak verilebilir. Süreli hak mahrumiyeti cezası on beş günden az, üç yıldan fazla olamaz. Üç yıldan fazla hak mahrumiyeti cezası, sürekli hak mahrumiyeti cezası olarak nitelendirilir. Bir kararla hükme bağlanan cezaların toplamı üç yıldan fazla olursa, bu cezalar sürekli hak mahrumiyeti olarak infaz edilir.” denilmektedir.

9.5. “Sportmenliğe aykırı hareket” başlıklı 36 ncı maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi; “Sportmenliğe veya spor ahlakına aykırı hareket eden, tutum ve davranışlarıyla TFF’nin saygınlığını zedeleyen ya da futbolun değerini düşüren, … (c) Görevlilere ve diğer kişilere, 1 ila 3 müsabakada soyunma odasına ve yedek kulübesine giriş yasağı veya 15 ila 30 gün arasında hak mahrumiyeti cezası,” verileceği kurala bağlanmıştır.

9.6. “Sportmenliğe aykırı açıklamalar” başlıklı 38 inci maddesinin dördüncü fıkrası; “Bu ihlalin TFF mensupları tarafından gerçekleştirilmesi halinde ilgili kişiler hakkında diğer talimatlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla en az 6 aydan sürekli hak mahrumiyetine kadar ceza verilir.” denilmektedir.

9.7. AFDK ve PFDK’nın Çalışma Usulü başlıklı 65’inci maddesinin beşinci fıkrasında; “AFDK ve PFDK üyelerine, katıldıkları toplantılar için, TFF Yönetim Kurulu’nun belirleyeceği miktarda huzur hakkı verilir.” denilmektedir.

10. Tahkim Kurulu Talimatının;

10.1. “Kurulun yargı yetkisi” başlıklı 2 nci maddesi; “a) Federasyon ile Kulüpler, Hakemler, Futbolcular, Teknik Direktörler, Antrenörler, Oyuncu Temsilcileri, masörler ile diğer görevliler arasında çıkan ihtilaflar hakkında Yönetim Kurulu tarafından verilecek kararlara karşı yapılan başvuruları, b) Amatör ve Profesyonel Futbol Disiplin Kurulları kararlarına karşı yapılan itirazları, c) Uyuşmazlık Çözüm Kurulu kararlarına karşı yapılan başvuruları, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından çıkartılmış Talimatların, Kanun, Ana Statü, FIFA ve UEFA Ana Statülerine aykırılığına ilişkin başvuruları, ilgililerin talebi üzerine inceler ve karara bağlar.” denilmektedir.

10.2. “Kurulun oluşumu” başlıklı 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası; “Tahkim Kurulunun görev süresi, Federasyon Başkanının görev süresi ile sınırlıdır.” denilmektedir.

10.3. “Kararların Kesinliği” başlıklı 14 üncü maddesi; “Kurul kararları kesindir; idari veya yargısal mercilerin onayına tabi olmadığı gibi, bu kararlara karşı idari veya yargısal mercilere de başvurulamaz.” denilmektedir.

Hükümleri bulunmaktadır.

IV. KAMU DENETÇİSİ ARİF DÜLGER’İN KAMU BAŞDENETÇİSİ’NE ÖNERİSİ

11. Başvuru sahibinin iddiaları, idarenin konu ile ilgili açıklamaları, ilgili mevzuat ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde başvuru konusuna ilişkin hazırlanan “Tavsiye Karar Önerisi” Kamu Başdenetçisi’ne sunulmuştur.

V. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

A. Hukuka, Hakkaniyete ve İnsan Haklarına Uygunluk Yönünden Değerlendirme

12. Anayasanın; “Sporun geliştirilmesi ve tahkim” başlıklı 59’uncu maddesinde “(Spor Federasyonları) Tahkim kurulu kararlarına karşı hiçbir yargı merciine başvurulamayacağı”; “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı 79’uncu maddesinde ise “Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamayacağı” kurala bağlanmıştır. Dolayısı ile kanun koyucu tarafından YSK’nın kararlarına karşı her türlü başvuru yolu kapatılırken Tahkim Kurulu kararlarına karşı sadece yargı yolu kapatılarak yargı haricindeki hak arama yolları açık bırakılmıştır.

13. Anayasanın 74’üncü maddesi “Herkesin bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir.” hükmünü amir olup 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunun 5’inci maddesinin birinci fıkrası ile Kurumun görevi “… idarenin işleyişi ile ilgili şikâyet üzerine, idarenin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını; insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmak” şeklinde düzenlenmiş; ikinci fıkrası ile de Kamu Denetçiliği Kurumunun incelemeyeceği istisnalar belirlenerek “Yasama yetkisinin kullanılmasına ilişkin işlemler, yargı yetkisinin kullanılmasına ilişkin kararlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin sırf askerî nitelikteki faaliyetleri” Kurumun görev alanı dışında bırakılmış, ancak, Kanun ile belirlenen bu istisnalar arasına TFF dahil edilmemiştir. Bu husus, TFF aleyhine Kurumumuzca alınan sair başvuruların incelenmesi aşamasında TFF’nin çeşitli gerekçeler ile bilgi ve belge taleplerini karşılamaması üzerine, Kurumumuz tarafından iletilen 20/11/2017 tarih ve E.14434 sayılı yazıda da; “…Federasyonunuzun söz konusu eylem ve işlemleri için yalnızca yargı denetimi yolu kapatılarak bu alanın, Anayasanın 79’uncu maddesinde YSK kararları için getirilen düzenlemenin aksine büsbütün denetim dışında bırakılmadığı; dolayısıyla, dayanağını Anayasanın 74’üncü maddesinden alarak, yargısal değil, hukukilik ve hakkaniyet denetimi ile kamu gözetimi ve denetimi faaliyetini gerçekleştiren Kamu Denetçiliği Kurumu için, bahse konu alanın denetiminde Anayasal bir engelin bulunmadığı…” belirtilerek TFF’ye bildirilmiştir.

13.1. Konu, 5894 sayılı Kanun ve Kanunun uygulanması amacıyla Genel Kurul tarafından çıkartılan TFF Statüsü açısından değerlendirilecek olursa, TFF’nin kamusal niteliğinin ağır bastığı görülmektedir. Konunun detaylarına, Kamu Denetçiliği Kurumunun 31/03/2017 tarih ve E.2734 sayılı Kararında ayrıntılı bir şekilde yer verilmiş olmakla birlikte, yine 12 no’lu paragrafta yer verilen Kurumumuz yazısında; “TFF’nin kanunla kurulmuş bir yapı olduğu ve kanuni ayrıcalıklardan yararlandığı…” ifade edilerek Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığının 01/02/2015 tarihli ve 107 sayılı “… Türkiye Futbol Federasyonunun kanunla kurulmuş bulunması ve kanunla kamu gücüne ait bir takım yetkileri kullanması imkânı tanınmış olması karşısında kamu kurumu niteliğinde olduğuna…” ilişkin kararı hatırlatılarak Federasyonun, 6328 sayılı Kanunun 3’üncü maddesindeki “idare” tanımı içinde yer aldığı ifade edilmiştir.

13.2. Nitekim burada da bir kez daha tekrar etmek gerekirse, Anayasanın 58’inci ve 59’uncu maddeleri, 5894 sayılı Kanunun amacını ve ulaşılmak istenen hedefleri ve gerekçeleri, mezkûr Kanun ile TFF’ye yüklenilen görev ve sorumluluklar, gerek TFF gerekse ilk derece hukuk kurullarının kaynağının Kanun olması, TFF’nin Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) nezdinde uyum ve uyma yükümlülüğü ile milletlerarası alanda temsil görevinin bulunması, Futbol sporunu ulusal düzeyde yürütme ve düzenleme yetkisini, buna bağlı olarak ulusal düzeyde futbol süjeleri üzerinde etki doğuran, futbola ilişkin bağlayıcı nitelikte düzenleme yapma yetkisini tek başına elinde bulundurması, TFF’ye yüklenilen milli ödev ve sorumlulukların varlığı gibi unsurlar TFF’nin kamu gücünü ve yetkisini kullanan tekel niteliğini haiz kamu hizmeti gören bir kuruluş olduğunun açık ifadesidir. Dolayısıyla, TFF’nin aksi yöndeki nitelemeleri ve 6328 sayılı Kanun karşısında KDK’nın bilgi ve belge taleplerine karşı sergilemekte olduğu tutum yasal dayanaktan yoksundur.

14. Bu çerçevede, … tarafından Kurumumuza yapılan başvuruda özetle; Trabzonspor A.Ş. ile Aytemiz Alanyaspor futbol takımları arasında 29/07/2020 tarihinde oynanan Ziraat Türkiye Kupası müsabakası sonrasında yayıncı kuruluş ve medya mensuplarına kendisi tarafından yapılan açıklamaların, sportmenliğe aykırı olduğu iddiasıyla 30/07/2020 tarihinde PFDK’ya sevk edildiği, PFDK’nın verdiği 06/08/2020 tarihli ve … sayılı Karar ile 45 gün hak mahrumiyeti ve 30.000 TL para cezası ile cezalandırıldığı, söz konusu karara süresi içinde Tahkim Kurulu’na itiraz ettiği, ancak Tahkim Kurulu’nun 20/08/2020 tarihinde verdiği karar ile cezalandırılmasında sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından isabetsizlik bulunmadığından itirazın reddine ve cezanın onanmasına karar verdiği ifade edilmekte ve PFDK tarafından verilen ve Tahkim Kurulu tarafından onanan disiplin cezasının insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelenmesi talep edilmektedir.

15. Dosya kapsamı incelendiğinde;

15.1. Trabzonspor A.Ş. ile Aytemiz Alanyaspor futbol takımları arasında 29/07/2020 tarihinde oynanan Ziraat Türkiye Kupası müsabakası sonrasında basın mensupları tarafından, aynı gün TFF Başkanı tarafından yapılan ve TFF’nin web sitesinde yer alan:

Kulüpler Birliği Vakfı dün bir toplantı yaptı. Bu toplantı sonunda Başkan Sepil, 18 Süper Lig ve Süper Lig’e yeni çıkan 2 kulübün temsilcileriyle Süper Lig 2019-2020 sezonunda ligden düşmenin kaldırılmasına yönelik tavsiye kararı aldıklarını açıkladı. Sayın Sepil tavsiye kararlarını yazılı bir dilekçeyle yönetim kurulumuza sunmuştur. Liglerimizi başlatmadan önce puan sıralamasındaki son 7 takımımız da aynı talepte bulunmuştu.

Yönetim kurulu arkadaşlarımızla aldığımız karar ligleri oynatarak tamamlamak ve kalan 8 haftada haksız bir rekabete yol açmamaktı. Süper Lig’i tamamladık. Kulüplerimizin pandemi sürecindeki iyi niyeti ve fedakârlığını yinelemek isterim. Süper Lig, TFF 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig’deki teknik direktörlere, futbolculara bir kez daha teşekkür ediyorum.

Kulüpler Birliği’nin ligden düşmenin kaldırılmasına yönelik ortak talebini bugün değerlendirdik. Pandemi süreci ve sonrasındaki etkilerini detaylarıyla konuştuk. Yönetim Kurulu oy birliği ile alınan karara göre Süper Lig, TFF 1. Lig, TFF 2. Lig ve TFF 3. Lig’de 2019-2020 sezonunda düşme olmayacaktır. Süper Lig 2020-2021 sezonunda 21 takımla oynanacaktır. Sezon sonunda 4 takım ligden düşecek ve şimdilik olmak kaydıyla 2021-2022 sezonundan itibaren 20 takım ile, oynanmaya devam edecektir.” (https://www.tff.org/default.aspx?pagelD=285&ftxtlD=3353C0) açıklamalar hakkındaki sorular üzerine … tarafından yapılan:

“…Biz bunu söylediğimizin daha 24. Saati dolmadan bu karar alındığına göre demek ki bu karar çekmecedeydi. Bu net. O zaman küme düşme de olmadığına göre, ligin üstü dizayn edildi. Ligin üstüne şekil vermek için biz maç oynadık. Ben bunu anlıyorum, kimse kusura bakmasın.

Daha üzerinden 24 saat geçmeden bu karar alınıyorsa ben o zaman şunu söylüyorum, o bu karar demek ki çekmecede bekliyordu ligin tepesini dizayn etmek için bekliyordu.

Bir rezerv lig oluşturma konusunun sekiz aydır tartışıldığı bir noktada bu kararı sekiz saat içerisinde alabiliyorsanız, kimse kusura bakmasın, bu kararın safiyane ve iyiniyetle alındığına kimse beni inandıramaz.

Eğer bu karar da çekmecedeyse, ligi o zaman niye başlattınız O zaman benim aklıma şu geliyor: ligin tepesini dizayn etmek için başlattınız.”

Şeklindeki açıklamaların sportmenliğe aykırı olduğu iddiasıyla 30/07/2020 tarihinde TFF Hukuk Müşavirliği tarafından TEDBİRLİ olarak Profesyonel Futbol Disiplin Kuruluna sevk edildiği,

15.2. PFDK tarafından, yukarıdaki açıklamalar sebebiyle 06/08/2020 tarihinde verilen … ve … sayılı Karar ile başvurana, 45 gün hak mahrumiyeti ve 30.000 TL para cezası verildiği,

15.3. Başvuran tarafından PFDK’nın kararına yapılan itiraz üzerine, TFF Tahkim Kurulu tarafından verilen 20/08/2020 tarihli ve E. … ve K. … sayılı Karar ile, sportmenliğe aykırı açıklamada bulunduğu gerekçesiyle FDT’nin 38/1-b maddesi uyarınca 45 gün hak mahrumiyeti ve 30.000 TL para cezası ile cezalandırılmasında sübut, hukuki niteleme ve cezanın tayini bakımından bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek itirazın reddine ve cezanın onanmasına karar verildiği,

Görülmektedir.

16. Somut olay, başvuran hakkında PFDK ve TFF Tahkim Kurulu tarafından isnat edilen cezalar ile TFF’nin yapısı birlikte düşünüldüğünde konunun bir spor faaliyetine ilişkin ya da bir müsabakada yer alan uyuşmazlıktan ziyade TFF nezdinde temsil edilen ve TFF profesyonel liginde yer alan bir futbol kulübünün başkanı hakkında yapılan disiplin işlemlerine ilişkin olduğu değerlendirilmektedir. Bu nedenle, konunun öncelikle disiplin hukuku açısından ele alınması gerekmektedir.

16.1. Disiplin cezaları belirli usuller izlenerek ve son derece sıkı şekil şartlarına bağlı olarak tesis edilen disiplin işlemleri olup kaynağını kanundan alırlar. Bu anlamda, disiplin cezası vermeye yetkili organlar, bu organların oluşumu ve çalışma usulleri, soruşturma ve savunma aşaması, kararın oluşturulması, bu kararlara yapılacak itirazlar ve bu sürecin her aşaması için öngörülen süre koşulları bakımından sıkı şekil şartlarının öngörülmüş olması, dolayısıyla kimlere hangi merciiler/organlar tarafından hangi fiilleri için ne ceza verileceğinin yoruma yer vermeyecek şekilde kanunda ve ilgili düzenlemelerde belirlenmiş olması gerekir.

16.2. Bu kapsamda TFF mevzuatı incelendiğinde; 5894 sayılı Kanunun 15’nci maddesinde Futbol müsabaka ve faaliyetlerinde kulüplere ve kişilere disiplin ihlalleri ve sportmenliğe aykırı fiiller ve bunlara uygulanacak cezaların, FIFA ve UEFA kurallarına uygun olarak TFF Statüsü ve Statünün çizdiği çerçevede Yönetim Kurulunun yapacağı talimatlarla belirleneceği, Statünün 58’inci maddesinde Futbol müsabakaları ve organizasyonlar sırasında kulüpler ve bireyler tarafından işlenen tüm disiplin ihlalleri ve sportmenlik dışı davranışlar ve bu gibi kulüp ve kişilere uygulanacak disiplin cezaları TFF Yönetim Kurulu tarafından, genel kabul görmüş ulusal ve uluslararası uygulamalar ile FIFA ve UEFA Disiplin Talimatları doğrultusunda çıkarılacak TFF Disiplin Talimatı’nda düzenleneceği, Disiplin Kurullarının kulüpler ve kişiler tarafından sergilenen tüm disiplin ihlalleri veya sportmenlik dışı davranışları inceleyeceğinin kural altına alındığı, Statü ile ayrıca tüzel ve gerçek kişilere verilecek cezalar arasında hak mahrumiyeti (futbolla ilgili her türlü faaliyetten men edilme) sayıldığı görülmektedir.

17. Kamu Denetçiliği Kurumu; 6 no’lu paragrafta yer verildiği üzere, idarenin her türlü eylem, işlem, tutum ve davranışını insan haklarına dayalı adalet anlayışı içinde, hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve idareye önerilerde bulunmakla görevlidir. Bu anlamda, somut olayda şikâyete konu idarenin TFF ve TFF’nin ilk derece hukuk kurullarından biri ile en üst hukuk kurulu olması, konunun spor hukuku ve özellikle sporun yönetim ve disiplinine ilişkin olması ve bu iki konuya özgü Tahkim Kurulu kararlarına ilişkin düzenlemenin Anayasa’da yer alması, Kurumumuzun görev alanları arasında insan hakları denetiminin bulunmasından hareketle insan hakları hukukunun spor hukukuna uygulanabilirliği, özel olarak da anılan Kurulların insan hakları sorumluluğu konularını gündeme getirmektedir.

17.1. Nitekim, FIFA ve UEFA Birleşmiş Milletler İş Dünyası ve İnsan Hakları Rehber Kurallarını benimsemişler, FIFA Statüsünün 3’üncü maddesine İnsan Hakları başlıklı bir madde eklemiş, UEFA 2024 Avrupa Kupasına ilişkin ihale kuralları arasında İnsan Haklarına saygılı olma koşulunu getirmiş ve son olarak Avrupa Konseyi ve UEFA 30/05/2018 tarihinde İnsan Hakları Protokolü imzalamışlardır. Anılan Protokolde İnsan Hakları, Sporda Bütünlük ve Yönetişim, Futbol Müsabakalarında Güvenlik, Büyük Çaplı Futbol Müsabakalarında İşbirliği gibi başlıklar yer almaktadır.

17.2. Diğer yandan, TFF ve PFDK, Amatör Futbol Disiplin Kurulu (AFDK), Merkez Hakem Kurulu ile Tahkim Kurullarının iş ve işlemleri nedeni ile Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine AİHM’e yapılan derdest başvurular bulunmakta olup AİHM tarafından 2017 yılının sonundan itibaren Türkiye’ye sorular yöneltilmeye başlanmış ve 2020 yılı başında ilk karar verilmiştir.

17.3. TFF Tahkim Kurulu ile ilgili AİHM tarafından verilmiş olan 28/01/2020 tarihli [Ali Rıza ve Diğerleri Türkiye (30226/10 vd.)] Kararında, “AİHM, bazı uyuşmazlıklar bakımından münhasır ve zorunlu yetkiye sahip olan TFF Tahkim Kurulu’nun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkına ilişkin güvenceleri sağlaması gerektiğini belirtmektedir. AİHM, kararda yaptığı değerlendirmeler neticesinde, TFF Tahkim Kurulu’nun üyelerinin tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlayacak, dolayısı ile adil yargılanma hakkının gereğini temin edecek yeterli güvencenin mevcut olmadığını tespit etmiştir. AİHM’in, Türkiye’de futbol uyuşmazlıklarının çözümü konusunda sistematik bir sorunun mevcut olduğunu ifade ettiği kararında; ‘…her ne kadar bu yönde bir ön şart olmasa da, TFF Yönetim Kurulunun genellikle futbol kulüplerinin üyeleri veya yöneticilerinden oluştuğu ve futbol kulüpleri dışındaki diğer paydaşların ve futbolun menfaatlerini temsil eden yönetim kurulu üyelerinin her zaman azınlıkta olduğu; Tahkim Kurulu üyelerinin herhangi bir mesleki kural ile bağlı olmadığı ve görevlerine başlamadan önce yemin etmedikleri; ilgili mevzuatta Tahkim Kurulu üyeleri için sabit bir görev süresi öngörülmediği ve Tahkim Kurulu üyelerinin görev sürelerinin TFF Yönetim Kurulu’nun görev süresi ile aynı olduğu; Tahkim Kurulu üyelerinin tarafsızlıklarını ve bağımsızlıklarını etkileyen hususları bildirmekle yükümlü olmadıkları; daha da önemlisi, TFF tarafından Tahkim Kurulu üyelerinin tarafsızlıklarına veya bağımsızlıklarına ilişkin herhangi bir iddia gündeme geldiğinde takip edilmek üzere herhangi bir özel usul belirlenmediği; her ne kadar Yönetim Kurulu ile Tahkim Kurulu arasında hiyerarşik bir ilişki bulunmasa da, ciddi bir organizasyonel ve yapısal ilişkinin söz konusu olduğu, bu durumun, TFF Yönetim Kurulu’nun Tahkim Kurulu’nun işleyişi üzerindeki etkisini ortaya koyduğu…’ gerekçesiyle TFF Tahkim Kurulu’nun genel olarak yapısı ve işleyişi sebebiyle bağımsız ve tarafsız bir yargılama merci olmadığına ve dolayısıyla eski futbolcu Ö.K. Ali Rıza ve hakem Serkan A. bakımından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6’ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının ihlaline sebebiyet veren TFF Tahkim Kurulu’ndaki mevcut sorunların yapısal ve sistematik nitelikte olduğunu belirterek, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bu sorunların çözülmesi adına gerekli önlemleri alması gerektiğine hükmetmiştir.” (https://hudoc.echr.coe.int/tur#{%22fulltext%22:[%22case%20of%20ali%20r%C4%B1za% 20and%20others%22],%22documentcollectionid2%22:[%22GRANDCHAMBER%22,%22C HAMBER%22],%22itemid%22:[%22001-204729%22]})

17.4. Her ne kadar, TFF Başkanlığı tarafından Kurumumuza gönderilen yazıda, yukarıda belirtilen AİHM Kararı uyarınca, gerekli düzenleme ve değişikliklerin yapılması için TFF Yönetim Kurulu tarafından 01/09/2020 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurula sunulmak üzere TFF Statüsünde değişiklik yapılmasına karar verildiği belirtilmiş ise de; Kurumumuzun 2017/3619 no.lu dosyada TFF Statüsünde değişiklik yapılması yönünde verdiği 27/07/2018 tarihli Tavsiye Kararının üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına ve AİHM’nin aynı yönde verdiği 28/01/2020 tarihli Kararının üzerinden de on aydan fazla bir süre geçmiş olmasına rağmen, TFF tarafından hala bu yönde somut bir adım atılmamış olduğu görülmüştür.

18. Tahkim Kurulunun kararlarının nihai ve kesin olması, zorunlu tahkim mekanizması olması ve bir başka yargı merciine bu Kurulun kararları aleyhinde başvurulmasının önünde Anayasal engel olması, spor tahkiminin iş ve işlemlerinde yargı yerlerinin de tabi olduğu bir takım bağımsızlık ve tarafsızlık kriterlerine uygun olmasını gerektirmektedir. Ancak, burada açıkça ifade edilmelidir ki TFF bir idari yapılanma olup PFDK ve Tahkim Kurulu yer yer yargılama işlevi gören idari hukuk kurullarıdır. Mahkemeler ulusal hukukta Anayasa ile kurulur. Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin … ve … sayılı kararında da Tahkim Kurulunun Anayasanın 158’inci maddesi kapsamında ve 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kanununa dahil olan mahkemeler arasında olmadığı açıkça ifade edilmektedir.

18.1. Dilimize spor yargısı olarak geçmiş olan bu mekanizmalar Mahkeme ya da Mahkeme özelliğinde yapılar değillerdir. Ancak, mahkemelerin tabi olduğu bir takım kurallara ve keyfi uygulamaların önüne geçecek hukuk devleti ilkelerine tabidirler. Bu bağlamda, tarafsızlık ve bağımsızlık kavramı sadece mahkemelere özgü bir kavram olmayıp, yasayla kurulmuş, kişiler üzerinde bağlayıcı kararlar alan, yaptırım uygulayan, somut konu üzerinde tümden yetkisi olan idari organlar için de geçerli bir kavramdır. Bu anlamda, Tahkim Kurulu’nun spor uyuşmazlıklarının en üst düzeyde karara bağlandığı hukuk kurulları olarak tanımlanması daha yerinde olacaktır.

19. TFF PFDK ve Tahkim Kurullarının Tarafsız ve Bağımsızlığı; 5894 sayılı Kanun ile özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe sahip, özerk statüde kurulan Türkiye Futbol Federasyonu, Kanunun uygulanmasını Genel Kurul tarafından çıkarılacak Statü ve Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan Talimatlar ile gerçekleştirmektedir. TFF teşkilatının TFF Statüsü ile belirleneceği kurala bağlanmakla birlikte mezkûr Kanunun 4’üncü maddesinin beşinci fıkrasında TFF merkez teşkilatının en az Genel Kurul, Başkan, Yönetim Kurulu, İcra Kurulu, Hukuk Kurulları, Denetleme Kurulu ve Genel Sekreterlikten meydana geldiği ifade edilmektedir. TFF’nin ilk derece hukuk kurulları ise mezkûr Kanunun 5’inci maddesinde düzenlenmiş olup Disiplin Kurulu da ilk derece hukuk kurulları arasında yer almaktadır. Mezkûr Kanunun 5’inci maddesi ile Kurul üyelerinin tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde görevlerini icra edecekleri öngörülmüştür.

19.1. TFF’nin en üst hukuk kurulu olan Tahkim Kurulu ise mezkûr Kanunun 6’ncı maddesi ile düzenlenmektedir. Tahkim Kurulunun, İlk derece hukuk kurullarında belirtildiği gibi tam bir bağımsızlık ve tarafsızlık içinde çalışması öngörülmüş olup Tahkim Kurulunun kararlarının kesin ve nihai olduğu kurala bağlanmıştır. Bu kurulların nasıl oluşturulacağı, görev, hak ve sorumlulukları ile üyelerin sahip olması gereken nitelikler ise TFF Statüsü ile belirlenmektedir. İşleyişi ile usul kuralları ise Talimatlarla düzenlenmektedir. Yukarıda ilgili paragraflarda yer verildiği üzere, Disiplin Kurulu TFF Statüsünün 57’inci maddesinde Federasyon Başkanının teklifi üzerine Yönetim Kurulu tarafından atanacağı, disiplin kurullarının görev süresinin TFF Yönetim Kurulunun görevde kaldığı süre ile sınırlı olarak görev yapacağı, çalışma usul ve esaslarının Yönetim Kurulu tarafından çıkarılacak talimatla belirleneceği; benzer şekilde Statünün 61’inci maddesinde Tahkim Kurulunun Federasyon Başkanının teklifi ve Yönetim Kurulunun kararı ile oluşacağı, üyelerin belirlenmesinde FIFA ve UEFA’nın kurallarının esas alınacağının düzenlendiği, Tahkim Kurulunun görev süresinin de yine Yönetim Kurulunun görev süresi ile sınırlı tutulduğu ancak bu süre boyunca üyelerin istifa etmedikçe veya çekilmiş sayılmadıkça yerlerine yeni üye görevlendirilemeyeceğinin ve kurulun görevinde bağımsız olduğunun kurala bağlandığı görülmektedir.

19.2. Kurumumuzca daha önce karara bağlanan 2017/3619 no.lu dosyaya ilişkin Prof. Dr. … tarafından hazırlanan Hukuki Mütalaada;

“…Yönetim Kurulu PFDK’nın herhangi bir üyesinin üyeliğini her zaman askıya alabilir veya üyeyi üyelikten çıkarabilir.

Yönetim Kurulunun başkanlık adayları listesindeki kişiler arasından Genel Kurulda seçilen üyelerden oluştuğunu ayrıca belirtmek gerekmektedir. Dolayısıyla Yönetim Kurulu üyeleri Başkan ile birlikte seçilmekte olup tamamen kendisine bağlıdır (bkz., TFF Statüsü Madde 33 ve 37/f). Böylelikle PFDK tamamen Yönetim Kuruluna ve nihayetinde Başkana bağlı olmaktadır. PFDK’nın görev süresinin Yönetim Kurulunun görev süresiyle sınırlı olması da bundan kaynaklanmaktadır (bkz., mutadis mutandis, Vesiyoğlu v. Turkey, para.30).

Buna göre TFF organizasyon yapısı içerisinde PFDK üyeleri Başkan ve Yönetim Kurulunun emirleri altında konumlanmıştır. Bulundukları pozisyon bu üyeleri, kendilerinin PFDK’ya üye olarak atanmalarını sağlayan Başkan ve Yönetim Kuruluna borçlu kılmaktadır. Bu nedenle Başkanın ve Yönetim Kurulunun gerek sarih gerekse zımni, fakat genelde gayrı resmi dilek, talimat, emir ve ricalarına bağlı kalmalarının önünde hiçbir hukuki güvence bulunmamaktadır.

Bu değerlendirmeler… Tahkim Kurulu bakımından daha da geçerlidir. … Tahkim Kurulu üyelerinin atanmalarına ilişkin kararlar büyük ölçüde TFF’nin idari makamları (Başkan ve Yönetim Kurulu) tarafından lobicilik faaliyetleriyle alınmaktadır.

Tahkim Kurulu özelinde de dış baskılara ilişkin herhangi bir koruma mekanizması mevzuat ve düzenlemelerde öngörülmemiştir. Her ne kadar TFF Statüsünün 61/4. maddesi Tahkim Kurulunun işlevini yerine getirirken bağımsız olduğunu lafzen belirtse de Kurul üyeleri için herhangi bir gerçek güvence bulunmamaktadır. Mevzuatta, özellikle de Anayasada Tahkim Kurulu üyelerini kamusal ya da TFF gibi (Başkanı ve Yönetim Kurulu da dahil olmak üzere) yarı kamusal makamlardan talimat almaları konusunda koruyan bir hüküm bulunmamaktadır (Mutadis mutandis, Brudnicka and Others v. Poland, App. No.54723/00, Judgment of 3 March 2005, para.41). Bu nedenle, üyelerin bağımsızlığına ilişkin soyut ve genel hüküm, tamamen yanıltıcıdır. Bu yanıltıcı görünüş, “adalet yalnızca tecelli etmemeli; aynı zamanda tecelli ettiği görülmelidir” ilkesine (bkz., mutadis mutandis, Bramelid ve Malmström v. Sweden, App. No.8588/79-8589/79, Final Report of the Commission of 12 December 1983, para. 35.) aykırılık teşkil etmektedir.

TFF organizasyon yapısı içerisinde Tahkim Kurulu üyeleri Başkan ve Yönetim Kurulunun emir altında konumlandırılmıştır. Tahkim Kurulu üyeleri de Başkan ve Yönetim Kurulu tarafından kullanılan yegane takdir yetkisiyle belirlenmektedir. Bu sistem de Tahkim Kurulu üyelerin korunmasız, zayıf ve potansiyel olarak yönlendirilebilecek bir konuma yerleştirmektedir.”

19.3. Yukarıdaki tespitlere benzer şekilde, literatürde TFF PFDK ve Tahkim Kurulu’nun tarafsız ve bağımsızlığı konusunda bir kısım tartışmalar bulunmaktadır. Eleştirilerin önemli bir kısmı anılan Kurulların Başkanın seçtiği kişiler arasından Yönetim Kurulu tarafından atanması, huzur hakkının Yönetim Kurulu tarafından belirlenmesi, görev süresinin Yönetim Kurulunun görev süresi ile sınırlı olması unsurları çerçevesinde yoğunlaşmaktadır. Eleştirilerin belli bir kısmı Tahkim Kurulunun Yönetim Kurulu tarafından oluşturulması, Yönetim Kurulunun kendi kararlarını hukuken denetleyecek ve yargılayacak bir organı kendi iradesine göre oluşturması sonucunu doğurduğu, bu açıdan, Tahkim Kurulu önüne gelen uyuşmazlıkların taraflarının bazı hallerde doğrudan bazı hallerde ise dolaylı olarak Yönetim Kurulu olduğu, TFF Yönetim Kurulunun kararlarına karşı yapılan itirazlarda doğrudan, disiplin kurulu kararlarına karşı yapılan itirazlarda ise dolaylı olarak taraf olması konularında yoğunlaşmaktadır (Akil, C., Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun Yapısı ve Kararlarının Hukuki Niteliği, MÜHF – HAD, C. 19, S. 3). Bir kısım eleştiri ise PFDK ve Tahkim Kurulunun merkez teşkilat içerisinde yer almasının yargılama yapan heyetin etki altında kalmasına yola açacağı yönlerinden, ayrıca Tahkim Kurulu üyelerine ödenen huzur hakkının herhangi bir yargılama faaliyetinde taraflardan birinin yargılamayı yapan kişi ya da kişilere her ne ad altında olursa olsun bir ücret ödenmesi veya ödenecek ücreti belirlemesinin yargılama faaliyetini zedeleyeceği yönlerinde yoğunlaşmaktadır.

19.4. Daha önce, TFF Tahkim Kurulu’nun hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü ilkesinden bağışık olmadığı ifade edilmişti. Bu nedenle, bu kurulların kurulma şekli, soruşturma, uyuşmazlık çözümü, ceza verme ve karar verme iş ve işlemlerini yürütürken insan hakları standartları da dahil olmak üzere hukukun genel ilkelerini uygulamaları hayati önem arz etmektedir. Nitekim FIFA tarafından Tahkim Kurullarının (Arbitrational Tribunal) bağımsız ve gereği gibi kurulmuş olmalarından ne anlaşılması gerektiğine ilişkin FIFA’nın üyeleri ve Konfederasyonlarına gönderilen 20/12/2005 tarih ve 1010 sayılı sirkülerde; FIFA Statüsünün 60’ıncı maddesinin 3(c) maddesine (mevcut FIFA Statüsünde 67’nci maddede düzenlenmiştir.) atıfta bulunulmuş, ilgili madde gereğince bir Tahkim Kurulunun çeşitli kanunlarla belirlenmiş uluslararası standartların asgari düzeyde yerine getirmesinin beklendiği ifade edilmiştir.

19.5. Buna göre bu kriterler; “tahkim heyetinin oluşumunda tarafların eşit etkiye sahip olması, bağımsız ve tarafsız bir tahkim heyetine erişim hakkı, adil yargılanma prensibi, çekişmeli yargılamamanın mevcudiyeti, taraflara eşit muamelede bulunulması” şeklinde belirlenmiştir. Söz konusu kriterlerden; ‘tahkim heyetinin oluşumunda tarafların eşit etkiye sahip olması’ ile her bir tarafın hakemlerin her bir tarafça belirlenmesi, bu hakemlerin başkanlarını seçmesi, tarafların ortaklaşa tek bir hakem üzerinde anlaşabilmesi, daha önceden belirlenmiş bir listeden hakem seçilecekse hakemlerin belirlenmesinde tarafların eşit etkiye sahip olması şeklinde; ‘bağımsız ve tarafsız bir tahkim heyetine erişim hakkı’ ile tahkim üyelerinin ya da tahkim heyetinin tarafsızlığı hakkında makul bir şüphe varsa bu tahkim üyesinin ya da heyetinin reddedilebilmesi, bir tahkim üyesinin ya da heyetinin reddedilebilme hakkının aynı zamanda ret ve yeniden görevlendirme prosedürünün de sözleşme ile ya da tahkim kanunu veya devletin yapacağı bir yasal düzenlenmeyi gerektirdiği şeklinde; ‘adil yargılanma prensibi’ her bir tarafın tüm bulgular üzerinden kuralları görmesi, kendi hukuki dayanaklarını temsil edebilmesi, tüm hukuki sürece katılım sağlayabilmesi, kanıtları görme, her bir tarafın bir avukat ya da uzman tarafından temsil edilme hakkı şeklinde; ‘çekişmeli yargılamamanın mevcudiyeti’ ile her bir tarafında diğer tarafın suçlama ve iddialarını inceleme, bunlar hakkında yorum yapma, bu kanıtları ve iddiaları çürütme hakkının bulunduğu şeklinde; “eşit muamele’ ile ise tahkim kurulunun taraflara eşit şekilde muamele ettiğinin garanti altına alınması, eşit muamelenin, birbirinin aynı durumların her defasında aynı şekilde ele alınması anlamına geldiği şeklinde açıklanmıştır. Sirkülerin devamında FIFA üyelerinin ve Konfederasyonların bu asgari şartları bir tahkim heyeti oluştururken ya da bir tahkim mekanizmasını tahkim kurulu olarak kabul ederken bu asgari şartların sağlanmasını garanti etmelerinin beklendiği, ayrıca üyelerin bu asgari şartlara ek olarak bağımsızlığı ve kuruluş esaslarını güçlendirecek önlemler alabilecekleri ifade edilmektedir.

19.6. Burada FIFA, Statüsünün 60’ıncı maddesinin 3(c) maddesi gereğince kurulacak Tahkim Kurulunun ilk iki özelliği ile daha çok ad hoc tahkimin tarif edildiği görülmektedir. Bu anlamda, FIFA tarafından TFF Tahkim Kurulunca asgari düzeyde karşılanması beklenen prensiplerin ne ölçüde karşıladığı tartışmalıdır.

19.7. Buraya kadar yapılan incelemeden; ulusal mevzuat, hukuki mütaala, literatür ve spor tahkiminin oluşum ve bağımsızlığına ilişkin kriterler birlikte düşünüldüğünde mevcut Tahkim Yapılanmasının tarafsız ve bağımsızlığından bahsetmenin önünde hem mevzuat hem de uygulama bakımından engellerin bulunduğu değerlendirilmektedir.

20. PFDK ve Tahkim Kurulu kararlarının gerekçesiz oluşu; başvuranın, Kurumumuza sunmuş olduğu başvuru dilekçesi ve ekli PFDK ve Tahkim Kurulu kararları incelendiğinde, kararların gerekçeli olmadığı değerlendirilmektedir. Dolayısıyla, başvurana gerekçeli karar tebliğ edilmemiştir. Bu hususun Yargıtay tarafından kararlarını bozma sebebi olduğu bilinmekle beraber demokratik hukuk devleti ilkeleri ve iyi yönetim ilkeleri çerçevesinde adli ve idari makamların kararlarını gerekçeli hazırlamaları gerektiği bilinmektedir.

20.1. Dosya kapsamına bakıldığında, PFDK ve Tahkim Kurulu tarafından başvuranın açıklamalarının hangi unsurlarının ne sebeple sportmenliğe aykırılık teşkil ettiğinin tartışılmadığı, buna ilişkin herhangi bir kriter üzerinden değerlendirme yapılmadığı, Tahkim Kurulu tarafından PFDK’nın soruşturma ve ceza isnadı işlemine ilişkin herhangi bir hukuki ya da olgusal tartışmanın gerçekleştirilmediği görülmektedir.

20.2. Başvuranın, dosya kapsamında yer alan basın açıklamalarına konu bazı söylemlerin futbol camiasına yansımasının futbol disiplini açısından bir takım olumsuz sonuçlar doğurabileceği anlaşılır bir durumdur. Ancak, TFF’nin yapmış olduğu iş ve işlemlerde bunları tartışması, gerekçelendirmesi, gerektiğinde bilgi ve belge talep etmesi, başvuranın itirazlarını değerlendirmeye alması, böylesine ciddi bir ceza verilecek ise başvuranın açıklamaların futbol camiasında ne gibi sonuçlar doğuracağına ilişkin somut tartışmaların yapılması, belgelere dayandırılması, Tahkim Kurulu tarafından yapılacak değerlendirmede ise başvuran için duruşma imkanı verilmesi, kararların gerekçeli olması, yargılamanın yeniden yapılması gibi bir takım prensiplerin işletilmesi beklenirdi.

20.3. Ayrıca Statünün, Tahkim Kurulunun görev ve yetkileri düzenleyen 62’inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “bu kararlara karşı idari veya yargısal makamlara başvurulamaz” ibaresinin Anayasa’nın 59’uncu maddesine aykırı olduğu değerlendirilmektedir. Anayasa ile getirilen mahkemeye başvuru sınırlamasının gerekçesi tarafsız ve bağımsız bir tahkim mekanizması ile spor uyuşmazlıklarının hızlı ve etkin çözümünün sağlanması olup Anayasa’da idari mercilere başvuruları sınırlayan bir ibare bulunmamaktadır.

21. İfade Özgürlüğüne ilişkin AİHS’nin 10’uncu maddesi açısından değerlendirme; başvuran 14 no’lu paragraflarda belirtildiği üzere, basın mensuplarına yapmış olduğu açıklamalar nedeniyle PFDK’ya sevk edilmiş ve PFDK tarafından verilen cezalar Tahkim Kurulu tarafından onanmıştır. PFDK tarafından, cezalara konu edilen fiillerin özellikle sportmenliğe aykırılık kavramı çerçevesinde ele alındığı FDT’nin 38/1-b maddesinde düzenlenen sportmenliğe aykırı açıklamalar nedeniyle ceza verilmiştir. Gerçekten de 5894 sayılı Kanunda cezalar sportmenliğe aykırı fiillere uygulanacak cezalar tanımlaması yapılmış, TFF Statüsünde sportmenlik dışı davranışların disiplin kurulu tarafından ele alınacağı kurala bağlanmıştır. Sportmenliğe aykırı açıklamalar için ise münhasıran bir madde düzenlenmiş, bu fiil karşısında verilecek cezalar belirlenmiştir.

21.1. Dolayısıyla, burada sportmenliğe aykırılık kavramının tanımlanabilir, açıklanabilir nitelikte olması ve bu anlamda, kişilerin temel hak ve özgürlüklerinden olan ifade özgürlüğüne müdahale edilirken meşru bir zemine dayanması son derece büyük bir önem arz etmektedir. Ancak, Hukuki Mütalaada, ne tür bir ifadenin sportmenliğe aykırılık seviyesinde olduğu, ne tür bir ifadenin eleştiri sınırları içinde kalacağının belirsiz olduğu ifade edilerek, bu anlamda PFDK ve Tahkim Kuruluna mutlak ve keyfi bir takdir yetkisi verildiği eleştirisi getirilmektedir. Nitekim, TFF Statüsü ve Talimatlarında böyle bir tanımlamaya gidilmediği görülmektedir. O halde, TFF’nin sportmenliğe aykırılık unsurunu içtihadı birikimi ile sağlaması, bunu da somut olay analizlerinde yapacağı ayrıntılı hukuki tartışmalar eşliğinde kazanması beklenmektedir. PFDK tarafından başvuranın açıklamalarının futbolun değerini düşürücü nitelikte olduğu hususunda tam bir vicdani kanaat oluştuğu, bu kanaatin nasıl oluştuğunun anlatılmadığı, başvuranın basına yapmış olduğu açıklamaların sportif barışı nasıl bozduğu, futbolun değerini nasıl düşürdüğüne ilişkin somut örneklere anılan Kurulların kararlarında yer verilmediği belirtilerek ifade özgürlüğünün sınırlandırılmasında aranan hukukilik ölçütüne aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.

21.2. Buna bağlı olarak, söz konusu yaptırım uygulanırken ölçülülük kriterine dikkat edilmesi beklenmektedir. Hukuki Mütalaada bu husus şöyle ele alınmıştır:

“… Üstelik sadece şiddet içeren veya şiddete yol açacak ifadelerin sınırlandırılması mümkündür. Bu açıdan şikayetçinin cezalandırılmasına yol açan ifadelerine bakıldığında genel olarak şiddet içeren veya başkalarını şiddete davet eden bir cümle ya da ifade bulunmadığı tespit edilmektedir. Yine PFDK şikâyetçinin ifadelerinin “futbolun değerini düşürdüğünü, sporda şiddet ve düzensizliği teşvik ettiğini ve taraftar eylemlerine sebebiyet verecek mahiyette olduğunu” bir karine olarak benimsemiş ve Tahkim Kurulu da bu “aksi çürütülemez karineyi” aynen onamıştır. PFDK söz konusu ifadelerin nasıl olup da futbolun değerini düşürdüğü, şiddeti teşvik ettiği ve taraftar eylemlerine sebebiyet verecek mahiyette olduğu açıklamamış, tek bir örnek gösterilmemiş, nasıl bir etkisi olduğu tartışılmamıştır. PFDK ifadeye bakıp otomatik olarak ceza vermiştir…

Dolayısıyla, şikayetçinin cezalandırılmasını gerektirecek bir “toplumsal ihtiyaç baskısı” bulunup bulunmadığı PFDK ve Tahkim Kurulu kararlarında tartışılmamaktadır. PFDK ve Tahkim Kurulunun şikayetçiyi cezalandırmak için gösterdiği nedenler soyut ve temelsiz birer varsayımdan ibaret gibi görünmekte, müdahaleyi meşrulaştıracak ölçüde “yeterli ve alakalı gerekçe’ sayılmaları ise mümkün görülmemektedir. Kullanılan ifadelerin ve mevzuatın lafzının tekrar edilerek yapılan sınırlama AİHM standartlarına uygun değildir.

PFDK ve Tahkim Kurulu kararlarında uyuşmazlık konusu ifadelerin sınırlamayı haklı kılacak hangi çıkarları ihlal ettiğine ilişkin herhangi bir tartışma yapılmamaktadır. Kararlarda ne bir bağlam analizi ne de şikayetçinin ifadelerinin hangi çıkarları (kamu düzeni, kamu güvenliği, başkalarının hak ve özgürlükleri, ulusal güvenlik vb) ihlal ettiğine ve ihlal edilen bu çıkarlarla ifade özgürlüğü arasında bir dengelemenin yapıldığına ilişkin herhangi bir analiz bulunmamaktadır. Hatalı dahi olsa, uyuşmazlık konusu ifadelerin demokratik bir toplumda sınırlandırılmasının haklılaştırılabileceği sonucuna ancak bu tartışma layıkıyla yapıldıktan sonra varılabilir.

… Toplumda yer etmiş kişilerin kamusal tartışma konularında halkı bilgilendirme ve bilinçlendirme görev ve sorumluluğunun olduğu kabul edildiğinde, şikâyetçinin TFF’nin yönetimine yönelik ifade ve eleştirilerinin daha kuvvetli bir korumadan yararlandığı sonucuna varılabilir (Kar v. Turkey, App. No.58756/99, Judgment of 3 May 2007.).

… bu orandaki (18 ay, 24 ay) cezaların futbol dünyasında ifade özgürlüğü kullanımını tamamen caydırılacak ve kamu makamlarının eleştirilmesinin önüne geçilerek fikirlerin serbestçe dolaşımı engelleme riski bulunmaktadır.”

21.3. Somut olayda TFF tarafından, kendisi tarafından organize edilen süper ligde yer alan bir kulüp başkanının ifade özgürlüğüne disiplin cezası ile müdahalede bulunulmuştur. Futbol disiplininin kendine özgü kuralları çerçevesinde özellikle kamuoyu karşısında belli bir etkinliği ve yeri olan futbol süjelerinin kamuya yaptıkları açıklamaların içeriğine dikkat etmelerinin gerektiği, bu açıklamaların taraftarları kışkırtıcı, toplumu gerici, eyleme dönüştürülecek içerikte olmamasının beklenmesi anlaşılır olmakla birlikte; bu türlü fiiller karşısında yaptırım uygulama yetkisini haiz TFF PFDK ve Tahkim Kurulu’nun demokratik hukuk devleti ilkelerinin gereği olarak ifade özgürlüğüne müdahalede bulunurken kişilerin hak ve özgürlüklerini garanti altına alan bir takım usul şartlarına uymakla yükümlü oldukları da açıktır. Buradaki takdir yetkisi kullanılırken kamu yararı ve bireyin hak ve özgürlüğü arasındaki dengenin korunması gerekmektedir. Dolayısıyla, PFDK’nın başvuran hakkında vermiş olduğu kararların ifade özgürlüğünü de sınırlayıcı nitelik taşıdığı değerlendirilmektedir.

22. Kurumumuzca yapılan değerlendirme neticesinde; TFF’nin, başvuruya konu işlemleri ile kararların hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı, Kurumumuzun TFF Statüsünde değişiklik yapılması yönünde verdiği 27/07/2018 tarihli Tavsiye Kararının üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçmiş olması ve AİHM’in aynı yönde verdiği 28/01/2020 tarihli Ali Rıza ve Diğerleri Kararının üzerinden de on aydan fazla bir süre geçmiş olması sebebiyle, ivedi olarak Tahkim Kurulu ve PFDK yapısının tarafsız ve bağımsızlığını sağlayacak bir yapılanma yönünde gerekli mevzuat değişikliğinin yapılması, Tahkim Kurulu tarafından verilen kararların gerekçeli olması, mevcut gerekçelerin zenginleştirilmesi ve gerekçelerde somut olaya özgü kriterlerin belirlenmesi, uluslararası spor hukukunun esaslarına dikkat edilmesi, gerekçeli kararların yayımlanması, son olarak başvuran hakkında PFDK tarafından gerçekleştirilen işlemin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğuna ilişkin tespitin yapılması yönünde karar vermek gerekmiştir.

B. İyi Yönetim İlkeleri Yönünden Değerlendirme

23. İyi yönetim ilkelerine, 28/03/2013 tarihli ve 28601 mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin “İyi yönetim ilkeleri” başlıklı 6’ncı maddesinde yer verilmiştir. Söz konusu ilkeler yönünden yapılan değerlendirmeler neticesinde; TFF’nin Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 18’inci maddesi uyarınca iletmekle yükümlü olduğu bilgi ve belgeleri göndermediği, PFDK ve Tahkim Kurulu kararlarının gerekçeli olmadığı, bu anlamda “kanunlara uygunluk”, “şeffaflık”, “hesap verilebilirlik,”, “kararların gerekçeli olması” ilkelerine uygun davranmadığı görülmekte olup bundan sonra bu ilkelere uygun davranması önerilmektedir.

VI. HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNE İLİŞKİN YASAL MEVZUAT

A. Dava Açma Süresinin Yeniden Başlaması

24. 6328 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tavsiye kararı üzerine otuz gün içinde herhangi bir işlem tesis edilmez veya eylemde bulunulmaz ise durmuş olan dava açma süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır.

VII. KARAR

Açıklanan gerekçelerle, BAŞVURUNUN KABULÜNE,

Türkiye Futbol Federasyonu’nun;

TFF Statüsü, Disiplin Kurulu Talimatı ve Tahkim Kurulu Talimatında tarafsız ve bağımsızlığı sağlayacak gerekli değişikliklerin yapılması;

TFF Tahkim Kurulu’nun kararlarını gerekçeli hazırlaması, bunların taraflara usulünce tebliğ edilmesi ve gerekçeli kararların internet sitesinde yayımlanması;

İyi yönetim ilkelerinden “kanunlara uygunluk”, “şeffaflık”, “hesap verilebilirlik,” “nezaket” ve “kararların gerekçeli olması” ilkelerine uygun davranması hususunda Türkiye Futbol Federasyonu’na TAVSİYEDE BULUNULMASINA,

Kararın BAŞVURANA ve TÜRKİYE FUTBOL FEDERASYONUNA tebliğine,

6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanununun 20’nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, Türkiye Futbol Federasyonunca bu karar üzerine tesis edilecek işlemin otuz gün içinde Kurumumuza bildirilmesinin zorunlu olduğuna,

Türkiye Cumhuriyeti Kamu Başdenetçisince karar verildi.

Şeref MALKOÇ

Kamu Başdenetçisi

Yorumunuzu Paylaşın

SON YAZILAR