1 Şubat 2022 önemli bir gün.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuru süresi dört (4) aya iniyor.
AİHM, 21 Nisan 2021 tarihinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni (AİHS) değiştiren 15 Nolu Protokolünün, Avrupa Konseyi üyesi devletlerin tamamı tarafından onayladığını ve protokolün, 7. maddesi uyarınca 1 Ağustos 2021 tarihinde yürürlüğe gireceğini duyurmuştu.
Protokolün yürürlüğe girmesi ile, AİHM’ye başvuru süresi değişti.
AİHS’nin 35. maddesinin 1. fıkrasında, AİHM’ye başvuru için öngörülen 6 aylık süre 4 aya indirildi.
Başvuru süresinin başlangıcında bir ayrıma dikkat etmek gerekiyor.
1 Şubat 2022 tarihinden önce kesinleşen kararlara karşı başvuru süresi 6 ay olarak devam edecek.
1 Şubat 2022 ve sonrasında kesinleşen kararlar için başvuru süresi ise 4 ay olacak.
AİHM’nin Spor Sektörü İle İlgili Kararları Çoğalıyor
AİHM’ye başvuru süresinin spor ile ilgisi nedir?
Türkiye’de bir deli kuyuya taş attı; maalesef çok az hukukçu o taşı çıkarmaya çalışıyor. Onlarca spor hukukçusu o taşa bel bağlamış durumda.
Türkiye’de uzman olarak addedilen, bazı medyatik spor hukukçuları spor hukukunun özerk olduğunu, devletin spor kurumlarının faaliyetlerine ve kararlarına karışamayacağını, sporla ilgili sorunların sporun içinde çözüme kavuşturulması gerektiğini, ulusal ya da uluslararası hiçbir yargı makamının spor kurumlarının kararlarını denetleyemeyeceğini, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin spor sektöründe uygulama alanı bulamayacağını iddia ediyorlar.
Oysa kazın ayağı öyle değil.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, spor ile ilgili onlarca karar verdi. Spor ile ilgili kararlar her yıl katlanarak artıyor. Bu kararlara bağlı olarak, spor ile ilgili başvurular da çoğalıyor.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde düzenlenen haklar spor ile bağlantı kurularak AİHM’nin önüne getiriliyor.
Yaşam hakkından, taraftar haklarına, spor muhabirlerinin ifade özgürlüğünden, dopingle mücadele karşısında sporcu haklarına, sporcuların vücut bütünlüğü üzerindeki haklarından spor tahkiminde adil yargılanma hakkına kadar akla gelebilecek birçok hak AİHM tarafından sorgulanıyor.
Spor hukuku dünyasında en çok tartışılan ve makalelere konu olan karar Mutu ve Pechstein Kararı oldu (Mutu ve Pecstein/İsviçre, Başvuru No. 40575/10 ve 67474/10).
AİHM, bu kararında, Spor Tahkim Mahkemesi’nin (CAS) bağımsızlığını ve tarafsızlığı hakkında yapılan başvuruları kabul etti ve CAS’ta açık duruşma yapılmamasının adil yargılanma hakkını ihlal ettiğine karar verdi. CAS, AİHM’nin bu kararından sonra tüzüğünü değiştirmek zorunda kaldı.
Taraftar Hakları
AİHM, taraftar hakları ile ilgili önemli kararlar verdi.
AİHM, çeşitli kararlarında holiganizmin, olası olayların engellenmesi için başvurulan önleyici gözaltı uygulamasını değerlendirdi (Ostendorf/Almanya, S., V .ve A / Danimarka). AİHM bu gözaltıları Sözleşme’ye uygun buldu.
AİHM, stadyumlarda ayrımcı ve şiddete davet içeren pankartlar asan taraftar derneğinin kapatılmasını hukuka uygun buldu. (Association nouvelle des Boulogne Boys / Fransa, Başvuru No. 6468/09).
AİHM, üyeleri şiddet eylemlerine karışan, bir üyesi rakip taraftarı öldüren derneklerin kapatılmasının kamu güvenliğinin korunması gerekçesiyle AİHS’ye uygun olduğunu kabul etti (Les Authentiks ve Supras Auteuil 91 / Fransa, Başvuru No. 4696/11 et 4703/11)
Dopingle Mücadele ve Sporcu Hakları
AİHM, dopingle mücadele ile sporcuların insan haklarının korunması arasındaki dengeyi masaya yatırdı.
AİHM, menfaatler dengesi bağlamında, sporun korunmasının baskın çıktığını kabul etti ve sporcuların özel ve aile hayatının korunması hakkının ihlal edilmediğine karar verdi (Sporcular Sendikaları ve Dernekleri Ulusal Federasyonu ve Diğerleri / Fransa, Başvuru No. 48151/11 ve 77769/13).
İnanç Özgürlüğü ve Spor Derslerinden Muafiyet
AİHM, spor derslerinde türban çıkarmayı reddeden kız öğrencilerin okuldan atılmalarını AİHS’ye uygun buldu (Dogru/Fransa, Kervancı/Fransa). AİHM, spor derslerinde türban yasağının çocukların güvenliği amacıyla getirildiğini, bu yasağın inanç özgürlüğüne müdahale amacı taşımadığını kabul etti.
AİHM, bir başka başvuruda, kız çocuklarını karma yüzme dersine göndermek istemeyen müslüman ailenin muafiyet talebinin reddedilmesini AİHS’ye uygun buldu (Osmanoğlu ve Kocabaş / İsviçre, Başvuru No. 29086/12).
İfade Özgürlüğü
AİHM, Michael Schumacher’in bir sigara şirketinin logosunu içeren kıyafetle fotoğraflarının yayınlanması sebebiyle cezalandırılan şirketin başvurusunu reddetti. AİHM, Avrupa’da kamu sağlığının korunması amacıyla tütün ürünlerinin reklamlarının yasaklandığına ve bu yasak ile korunmak istenen değerlere üstünlük tanınması gerektiğine işaret etti (Hachette Filipacchi Presse Automobile ve Dupuy / Fransa; Société de conception de presse et d’édition ve Ponson / Fransa).
AİHM, doping iddiları ile ilgili soruşturmanın gizliliğini ihlal ettikleri gerekçeleriyle gazetecilerin evlerinde, gazetecilerin çalıştıkları l’Equipe ve Le Point dergilerinin merkezlerinde arama yapılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi (Ressiot ve Diğerleri / Fransa, Başvuru No. 15054/07 et 15066/07).
AİHM, futbol maçı nazi selamı verip seyircileri kışkırtacak tezahürat yapan ünlü futbolcuya verilen cezanın AİHS’ye uygun olduğuna karar verdi. AİHM, ünlü ve rol model olan futbolcunun davranışlarının taraftarlar üzerindeki etkisini ve bu davranışları sebebiyle ceza alacağını öngörebilmesi gerektiğine işaret etti (Josip ŠIMUNIĆ / Hırvatistan, Başvuru No. 20373/17).
Ayrımcılık Yasağı
AİHM, başarılı sporculara ödül veren Sırbistan’ın, engelli sporculara daha az ödül vermesini ayrımcılık yasağının ihlali olarak değerlendirdi (Negovanović ve Diğerleri / Sırbistan, Başvuru No. 29907/16, 30022/16, 30322/16, 31142/16)
Türk Spor Hukuku
Türk spor hukuku da AİHM kararlarından doğrudan etkilendi.
AİHM, Ali Rıza ve Diğerleri Başvurusu’nda, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun bağımsız ve tarafsız olmadığını tespit etti. AİHM, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun yapısının adil yargılanma hakkı açısından sistematik sorun yarattığını belirtti ve Türkiye Cumhuriyet devletinin en kısa zamanda gerekli önlemleri alması gerektiğine işaret etti.
AİHM, 2021 yılında verdiği kararlarda, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu açısından, İbrahim Tokmak / Türkiye (Başvuru No. 54540/16), Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği / Türkiye (Başvuru No. 48924/16), Sedat Doğan / Türkiye (Başvuru No. 48909/14), Ekşioğlu ve Mosturoğlu / Türkiye (Başvuru No. 2006/13 and 10857/13) kararları 2021 yılına damga vurdu.
Bu kararların ortak noktası, Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu’nun bağımsız ve tarafsız olmadığının ortaya konması oldu.
Üç kararda (İbrahim Tokmak / Türkiye, Naki ve Amed Sportif Faaliyetler Kulübü Derneği / Türkiye, Sedat Doğan / Türkiye) başvurucuların ifade özgürlüklerinin ihlal edildiği tespit edildi.
Ekşioğlu ve Mosturoğlu / Türkiye kararında ise, AİHM, ceza yargılamasında kullanılan telefon tapelerinin Türkiye Futbol Federasyonu tarafından kullanılmasının özel hayata ve aile hayatına saygı hakkını ihlal ettiğini belirtti. AİHM, bu delillerin disiplin yargılamasında kullanılması için, kanunda açık düzenleme bulunması gerektiğine işaret etti.
AİHM, Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu’nun kararına karşı yapılan başvuruda ise (A.M./Türkiye, Başvuru No. 67199/17) , Herkes İçin Spor Federasyonu’nun Hazreti Muhammed’e hakareti cezalandırmak için yürürlükte olmayan disiplin talimatını kullanmasının ve Spor Hizmetleri Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu’nun zamanaşımını aşmak için Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen ”İnsanlığa Karşı Suçlar” ile kıyas yapmasının kanunilik koşulunu ihlal ettiğini hükme bağladı.
Yeni Büyük Kararlar Yolda
AİHM’nin önünde önemli bir dava var.
Güney Afrikalı atlet Caster Semenya, İsviçre’ye karşı yaptığı başvuruda, Uluslararası Atletizm Federasyonları Birliği’nin testosteron seviyesini düşürmeye zorlayan kurallarının insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil ettiğini (AİHS md. 3); özel ve aile hayatına saygı hakkını (AİHS md. 8), ayrımcılık yasağını (AİHS md. 14) ihlal ettiğini ve ayrıca CAS ve İsviçre Federal Mahkemesi önündeki davalarda adil yargılanma hakkının (AİHS md. 6) ihlal edildiğini iddia etti.
Semenya’nın başvurusu sonrası AİHM , İsviçre’ye başvuruyu bildirdi ve taraflara sorular yöneltti.
AİHM’nin Caster Semenya kararı çığır açacak bir karar olacak.
Spor Kamuoyu AİHM’ye Başvurmalı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Türk spor kamuoyu için özel önem arz ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, spor ile ilgili verilen kararlara karşı devlet yargısına başvurulmasını yasaklıyor. Birkaç istisna dışında, uyuşmazlıkların çoğunda devlet mahkemesine başvurulamıyor. Tabii hâkim ilkesi ayaklar altına alınmış durumda.
Tahkim kurullarının kararları hemen kesinleşiyor.
Anayasa’da devlet yargısına başvuru yolu kapatıldığı için, tahkim kurulu kararlarına karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapmak da mümkün değil.
Haliyle, tahkim kurulu kararlarına karşı sadece Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurulabiliyor.
Spor camiası henüz AİHM’nin ne kadar önemli olduğunu anlamadı.
Anlayanların çoğunluğu ise AİHM’ye başvurmaktan korkuyor. Devleti şikayet ediyor gibi görünmek istemiyorlar. Kariyerlerinin bitirilmesinden çekiniyorlar.
Ömür boyu hak mahrumiyeti cezası alan, kariyeri bitirilmişler arasında ise ”AİHM’de kazansam da ne olacak? Ne değişecek? Bana faydası ne olacak?” diyenler var.
Bunun bir hak, onur mücadelesi olduğunun farkında değiller.
Umarım spor camiası kısa zamanda bilinçlenir ve hakkının peşine düşer.
Bunu yaparken, başvuru süresinin dört aya indiğini akıllarından çıkarmamalılar.
Başvuruda uzman hukukçuya başvurmak da, başarı şansını önemli ölçüde artıracaktır.
1 milyon 200 bin civarında çalışan bu istinaf makemelerinde 3-4 senedir sürünüyor.
ön mahkeme ve temyiz hesaba girince, basit bir iş davası 10-12 senedir karara bağlanamıyor.
Ailenin her 2 ferdini hesaba kat. Bu mağdur durumu düzeltemeyen bu iktidara 2.5 milyon mağdur insan artık oy vermez.Boyle geç gelen kararla hukuk adalet olabilirimi?