ABD Olimpiyat ve Paralimpik Komitesi (The U.S. Olympic & Paralympic Committee – USOPC), transseksüel kadınların kadın sporları kategorilerinde yarışmasını yasakladı.
USOPC, bu kararı ABD Başkanı Donald Trump’ın Şubat 2025’te imzaladığı “Keeping Men Out of Women’s Sports” (Erkekleri Kadın Sporlarından Uzak Tutmak) başlıklı başkanlık emri ile olimpik ve amatör sporcuların korunması ile ilgili Ted Stevens Act’e uyum sağlamak için aldığını açıkladı.
USOPC yeni politikayı resmi sitesinde sessizce güncelledi. USOPC, 18 Haziran tarihli Sporcu Güvenliği Politikası (Athlete Safety Policy) belgesini bu hafta yayınladı ve ardından 54 ulusal federasyona (örneğin yüzme, atletizm, eskrim) gönderdiği bir yazıyla duyurdu.
Politikanın Detayları ve Etkileri
USOPC politikası, kadın sporlarının yalnızca “female sex” (biyolojik olarak kadın) sporculara açık olmasını öngörüyor. ABD Eskrim Federasyonu (USA Fencing) gibi spor federasyonları 1 Ağustos’tan itibaren sadece biyolojik kadın sporcuları kabul edecek şekilde yönergelerini değiştirdi.
TEPKİLER
Transseksüel sporcuların kadınlar kategorisinde yarışmaları sert tartışmalara konu oluyor.
Kadın sporcular transseksüel sporcularla aynı kategoride yarışmak istemiyorlar. Bir kesim, transseksüel sporcuların fiziksel açıdan kadınlara göre avantajlı olduklarını iddia ediyor.
Diğer bir kesim ise bu görüşe karşı çıkıyor. Hatta transseksüellerin fiziksel açıdan avantajlı olduklarına dair bilimsel bir çalışma bulunmadığı, bu iddianın somut şekilde ispatlanamadığı dile getiriliyor. Yüzlerce sporcu, akademisyenden oluşan bir grup geçen sene transseksüel sporcuların NCAA organizasyonlarına katılmalarını yasaklayan NCAA’ye gönderdikleri mektupta the Canadian Centre for Ethics in Sport’un konuyla ilgili çalışmasına atıf yapmış ve transseksüel sporcuların spor katılımının yasaklanmamasını talep etmişlerdi.
National Women’s Law Center politikayı sert bir şekilde eleştirdi. Merkez başkanı ve CEO’su Fatima Goss Graves “Komite siyasi baskılara boyun eğerek sporcuların ihtiyaçlarını ve güvenliğini feda ediyor” dedi.
LGBTQ+ sporcuların tüm spor dallarında yer almaları için mücadele eden sivil toplum örgütü olan Athlete Ally, USOPC’yi yetkisini ve uzmanlığını siyasetçilere devretmekle suçladı. Athlete Ally, politika değişikliğinin hiçbir bilimsel temele dayanmadığını, aksine, söz konusu değişikliğin, toplumun — özellikle spor dünyasının — en küçük azınlık gruplarından birine yönelik artan siyasi baskı ve hükümet düşmanlığının bir sonucu olduğunu savundu.
Hukuk uzmanları, Donald Trump’ın başkanlık emri ile USOPC’nin yeni politikasının federal hukuk düzeni ve sivil haklar yasalarıyla çatışma potansiyeli taşıdığını vurguluyorlar. Uzmanlar ayrımcılık iddiasına dayanan davalar açılacağını öngörüyorlar.
SPORCULARA NE OLACAK?
USOPC’nin politika değişikliğinden sonra, ABD’li transseksüel sporcuların Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’na katılma şansı son bulacak. ABD’deki ulusal spor federasyonları bu sporcuları yarışmalara kabul etmezse, sporcular ulusal ve uluslararası müsabakalara katılamayacaklar.
IOC MÜDAHALE EDER Mİ?
ABD’de USOPC’nin yapısı ve kurumun kararının niteliği tartışılıyor.
ABD’de transseksüellerin spor yapmalarını engelleyen federal kanun yok. USOPC ise federal bir kurum değil. USOPC’nin kararı hükümetin spora, USOPC’nin özerkliğine müdahalesi olarak kabul edilir mi?
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), ulusal olimpiyat komitelerin özerkliğine müdahale durumunda ilgili ülkenin sporcularına IOC çatısı altında yarışma imkânı tanıyor.
Teorik olarak, Trump’ın başkanlık emrinin USOPC’nin özerkliğine, işleyişine müdahale olarak nitelendirilmesi halinde, IOC transseksüel sporcuların Olimpik takım bünyesinde mücadele etmelerine izin verebilir.
Peki uygulama nasıl olur?
IOC’nin yeni başkanı Kirsty Coventry, transseksüel sporcuların kadın sporuna dahil edilmesi hakkında bir çalıştay düzenledi. Coventry, çalıştay sonrasında kadın kategorisinin güçlendirilmesi için çalışacaklarını dile getirdi.
IOC, ana akıma uyacak mı?
Birçok uluslararası federasyon transseksüel sporcuların kadın kategorisinde yarışmalarını yasakladı. Her ay bir başka uluslararası federasyon aynı yönde karar alıyor.
IOC de benzer bir karar alabilir. Bu durumda, transseksüel sporcular Olimpiyatlar’a kadın kategorisinde katılamayacaklar.
TÜRKİYE’DE NE OLUR?
Türkiye’de transseksüel sporcuların spor federasyonlarından lisans almalarını, resmi yarışmalara katılmalarını yasaklayan kanun bulunmuyor. Ancak sporcuların kaderi yöneticilerin iki dudağı arasında. Federasyonların kararları ise yargı denetimine tabi değil. Federasyonların kararlarına karşı sadece Gençlik ve Spor Bakanlığı Tahkim Kurulu’na başvurulabiliyor. Bu kurulun kararına karşı yargıya başvurulamıyor.
Transseksüellere yönelik yasal düzenleme bulunmasa bile, spor federasyonları rahatlıkla transseksüellerin spora katılımını yasaklayan talimatlar, yönetim kurulu kararları yayınlayabilir.
Açıkça bir karar yayınlanmasa bile, milli takımlar seçilirken transseksüel ve hatta genel olarak LGBTQ+ sporcular milli takımlara alınmayabilir. Milli takıma seçilmeyen bu sporcular, milli takım belirleme kararlarına karşı GSB Tahkim Kurulu’na başvurduklarında, LGBTQ+ olmaları sebebiyle kadro dışı bırakıldıklarını ispatlamaları gerekir. Bunu ispatlamak çok zor. Spor federasyonları takdir yetkisi kullandıklarını savunacaktır. Danıştay, Anayasa Mahkemesi takdir yetkisinin yargı denetimine tabi olduğunu kabul etse bile, GSB Tahkim Kurulu spor federasyonlarının takdir yetkisini nasıl kullandığını denetlemiyor.
Sözün özü, devlet LBGTQ+ sporcuları spordan uzaklaştırmak isterse kimse bunun önünde duramaz.
En azından Türkiye’de duramaz.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde şans denenebilir.

Yorumunuzu Paylaşın