Bugün başkanımız Müminhan Bilgin’in Hitler, Mussolini, biraz da  Mahmut Esat Bozkurt türü Türk siyasetçilerin izinden giderek dile getirdiği “Türkler eskrime daha yatkındıraçıklaması basında bayağı yer buldu.

Bu açıklamayı futbol, basketbol, güreş, halter gibi spor federasyonlarının başkanları yapmadığı için spor yazarları ve köşe yazarları konudan haberdar değiller. Olsalardı, eminim üzerine giderlerdi.

Bilimselliği tartışılacak bir araştırma ile bir teori üretmek, bilimden nasibini almamış ya da bir ideolojinin emrinde çalışan bilim adamlarına (!) nasip olacak bir lüks.

İlgili testler hangi sporculara yapılmış. Avrupalı eskrimcilerden denekler nasıl tespit edilmiş? Testler eşit koşullarda mı gerçekleştirilmiş? Örneklemler, bir teori geliştirmeyi sağlayacak şekilde her kesimi temsil edecek şekilde mi belirlenmiş?

Avrupalı eskrimciler testin amacını biliyorlar mıydı? Antrenörlere ve onlara testler hakkında bilgi verildi mi?

Testler hangi zaman aralığında yapıldı?

Neden ABD ve Doğu ülkelerinin sporcuları teste tabi tutulmadı?

Kaç sporcuya test uygulandı? Oranlar arasında karşılaştırma hangi kıstaslarla yapıldı?

Hangi daldaki sporcular karşılaştırıldı? Epe, flöre ve kılıç dalındaki sporcular arasında da reaksiyon hızı açısından fark var mı? Bu branşlarla ilgili alt sınıflar oluşturuldu mu?

Bilgin’in açıklamasında bir husus dikkatimi çekti. Şöyle demiş başkanımız: “Çocuklarımız hiç çalışmasa bile dünyadakilerden ve Avrupalılardan daha çabuk.

Türk eskrimcileri kimler temsil ettiler? Bu sporcular hiç çalışmamışlar mı? Eskrim yapmamışlar mı? Eğer milli takım sporcuları bu testlere katılmışlarsa, bunların hiç çalışmadıkları mı iddia ediliyor?

“Hayatını at sırtında geçiren atalar” konusuna hiç girmiyorum. Bu kadar cahilce bir yorum ancak kahve sohbetlerinin konusu olabilir. Oysa bu sözün sahibi, Eskrim Federasyonu başkanı, Telekomünikasyon Kurumu’nun üst düzey bir bürokratı, Trabzonspor eski yöneticisi, milletvekili aday adayı bir yönetici… Cehaletin bu kadarı ancak eğitimle olur.

Eskrimin nasıl ortaya çıktığı konusunda biri başkanı aydınlatmalı. At sırtında kılıç sallayan ataların sadece Türklerin ataları olmadığı da hatırlatılmalı. Bu kadar sığ gerekçeyi utanmadan ortaya koyan Bilgin’in kulağını kim çeker bilmiyorum.

Bu çalışma o kadar bilimsel ise, bir makale konusu olmalı. Çalışmayı yürüten şahsın, bulduğu veriler ışığında bir makale hazırlamasını ve bu makaleyi bana göndermesini rica ediyorum. Noktasına, virgülüne dokunmadan yayınlayacağım. Bu makalenin bu sitede yayınlanması elbette ona akademik nitelik kazandırmaz. Ciddi bir bilim dergisinde de yayınlanması gerekir. Hatta bu makale İngilizce yayınlanmalı ki diğer ülkelerin bilim adamları, eskrim uzmanları verileri inceleyip eleştirebilsinler.

Bu üstün ırk safsatasına en güzel cevabı şimdiden klasikler arasına giren bir filmin unutulmaz sahnesi veriyor.

Yorumunuzu Paylaşın

SON YAZILAR