Birkaç hafta önce, Antalya’daki Dünya Şampiyonası’na katılacak milli takımın seçiminde hangi kıstasların dikkate alınacağını sormuştum. Federasyon tarafından yapılan “performans değerlendirmesi” kıstasının açık olmadığına değinmiştim.

Bu konuda bir gelişme olmadı. Hâlâ takımın nasıl belirleneceğini bilmiyoruz. Performanstan kasıt nedir, bilgimiz yok. Sporcunun kondisyonu mu, adayların kendi aralarında yapacakların maçların sonuçları mı, yoksa başka kıstaslar mı? Kimsenin fikri yok.

Türkiye Eskrim Federasyonu, her turnuvada farklı kıstas getiriyor. Bunları da son anda duyuruyor.

Takım seçiminde objektif olunması, kıstasların sezon başında duyurulması gerektiğini söyleyip duruyoruz.

Federasyon, teknik talimatta veya bir başka düzenlemede kıstas getirmek istemiyor. Hatta bu kıstasların öngörülmesini engellemek istiyor.

Federasyonun milli takımda keyfiliği amaçladığı ve yönetim kurulunun mutlak söz sahibi olarak, kafasına göre adam seçmede tek yetkili olmasını istediği bugüne kadar yaşadığımız süreçte anlaşılıyor.

Federasyon yönetim kurulu, milli takım seçiminde söz hakkına sahip olması gereken teknik kurulu geri plana itti. Bu konudaki yetkilerini elinden aldı.

Atama İle Göreve Gelen Federasyon Kurullarının Oluşum, Görev Yetki Ve Sorumlulukları İle Çalışma Usulleri Talimatı’nda yapılan değişiklikler bu amacı açık biçimde ortaya koyuyor.

Talimatın ilk versiyonunda, teknik kurulun milli takım sporcularını seçeceği, federasyona öneride bulunacağı öngörülmüştü (md. 12/f. 2, b. e). Ayrıca teknik kurul, milli takımlara iştirak edecek sporcu seçimi için ölçütler hazırlamakla görevliydi (md. 13).

Talimatta yapılan değişiklikle bu düzenlemeler kaldırıldı. Teknik kurul ne seçim kriterleri öngörebiliyor ne de sporcu önerebiliyor. Her şeyi yönetim kurulu yapıyor. Yönetim kurulundaki eskrimci üyelerin sayısı ve nitelikleri dikkate alınınca da bugüne kadar şahit olduğumuz rezaletlere şaşırmakla yetiniyoruz. “Bu kadar olmaz!” demekten dilimizde tüy bitti.

Olimpiyat hazırlık harçlığı komedisi, federasyonun çiftlikten farkı olmadığını gösterdi. Başkanın kızı milli takıma girsin, her türlü nimetten faydalansın diye ellerinden geleni yapıyorlar.

Kural bilmeyen ya da göz göre göre bunları yok sayıp insanlara yalan söyleyen, insanlara rüşvet teklif eden bir antrenör teknik kurulda. Onun oğlu da hak etmediği halde harçlık alacak. Bu çocuk yakında milli takıma da alınır. Önünde kaç sporcu olduğunun önemi yok.

Birileri federasyondan çok güzel nemalanıyor. Federasyonda bir tek kişi de buna karşı çıkamıyor. Koltuk sevdası bu insanların vicdanını karartmış.

Umarım Dünya Şampiyonası milli takımı seçimlerinde kul hakkı yenmez.

Federasyon töhmet altında kalmak istemiyorsa, seçimden önce kıstasları kamuoyuna açıklamalı. Sporcular, oyunun kurallarını bilerek piste çıkmalı.

Yorumunuzu Paylaşın

SON YAZILAR